Vatan Partisi Genel Başkanı ve
Ergenekon mağduru Doğu Perinçek bu gün yani, 31.10.2015 saat 13:00’de bir basın
açıklaması yaptı.
Yaptığı açıklamada, CHP’nin Musevi
milletvekillerinden Şafak Pavey’in de aralarında bulunduğu bir heyet ile
İstanbul’da Sabancı Müzesine ait bir
binada, 2015 Ağustosunda Amerika Birleşik Devletleri elçilik görevlilerinden
biriyle buluşarak iktidar pazarlığı yaptığını, bu pazarlık gereğince F.Gülen
cemaati, Abdullah Gül’e ait AKP’li kesim ve malum terör örgütü ile birleşerek
iktidar pazarlığı yaptığını ilan etti.
AKP’nin de böyle bir pazarlıkla
iktidar olduğunu 17-25 Aralık 2013 olayıyla başlayan cemaat-AKP bölünmesinden
sonra eski AKP’li basın mensuplarınca yapılan videolu açıklamada bulunmuşlardı.
Onların da, aklımda kaldığı kadarıyla, Çamlıca’da bir gazetecinin evinde
A.DİLİPAK, M.METİNER gibi Kürt/İslamcısı yazarların içinde bulunduğu yine
ABD’li elçilik mensuplarının da yer aldığı bir göürşme yaptıkları itiraf
edilmişti.
CHP’nin bu işbirliğini, AKP’nin
yarattığı diktatörlük, padişahlık, saray, yolsuzluk, terör örgütünü devlet
olarakkabul edip yaptığı Oslo görüşmeleri v.b. bir çok ihanet kokan, eğitimi,
medeni hukuku, devletin kurumlarını tahrip eden, yasa tanımaz siyasetlerine
engel olmak için yaptıklarını bilmeyen var mı bilmem.
2007 yılında yazdığım “CHP ALEVİ
PARTİSİ Mİ”,"
CHP'YE TÜRBANLI KATILIMLAR" başlıklı yazılarımdan önce yaptığım çağrılarda, “AKP’nin, ABD ile gizli
pazarlıklar yaparak iktidar olduğunu ve devleti Ergenekon ile başlayan devleti
tasfiye faaliyetlerine engel olabilmek için “siz de gidin bir pazarlık yapın ve
en azından demokrasiyi kurtarın” çağrısı yapmıştım.
O günlerde yazdığım özdeyişlere
kadar yazılarımda ifade ettiğim görüşleri Gürsel Tekin kendi fikirleri gibi
yaptığı her görsel ve yazılı basın açıklamasından beyanatlarına kadar
kullanıyordu.
Başlığını verdiğim yazıdan sonra
Baykal’ın önce “yarım peçe” giyen, F.Gülen cemaati (Gregoryen Ermeni dönmesi)
kadınlarından birisine CHP rozeti takarak açılıma başlamışlar sonra da çakma
bir “zina videosuyla” Deniz Baykal tasfiye edilmiş, yazılarımda önerdiğim gibi
“PKK üzerinde etkili olabilecek Tunceli kökenli birinin CHP’nin başına
geçirilerek terör örgütünün bölücülükten vaz geçirilebileceğini, Atatürk
rejiminin, demokrasinin ve devletin AKP’nin gerici B.O.P projesi felaketinden
kurtulabileceği önerime uygun olarak olaylar gelişmiş, en sonunda Kemal
Kılıçdaroğolu’nun CHP’nin başa getirilmesinden sonra yapılan bir ABD ziyareti
gerçekleşmişti.
Basına yansıyanlara göre de CHP
heyeti ABD’de F.Gülen ile de veya temösilcisi ile görüştürülmüştü.
Bu olayından sonra CHP’nin
Atatürkçüleri tasfiye eden, Kürtçü, Rumcu Ortodoks Hrisityan dönmesi ve C.İ.A
bağlantıları açığa çıkan Atatürk karşı adları partiye doldurmasıyla CHP, soldan
sağa doğru kaymaya başlamıştı.
Demek ki ABD, böyle bir
yapılanmaya uygun “demokratik rejimi” (!) bize uygun görmüştü.
Buna karşı çıksak ta, ok yaydan
çıkmış CHP, bütün sert muhalefetine, birleştirici görüntüsüne rağmen Ermeni
dinler ve mezhepler koalisyonu haline dönüşmüştü.
Bu günkü Doğu Perinçek’in
açıklaması da ABD’nin “Demokrat Obama’nın inisiyatifi ile” bize biçilen ve şekli
2014 Diyarbakır Kürt Kongresinde kararlaştırılan, “katılımcı, demokratik İslami
şeriat düzeni” olduğu da bellidir.
17-25 Aralık 2013 CEMAAT-AKP
bölünmesinin de arkasında da bu pazarlık gereğince AKP’nin tasfiyeye direnmesi,
gücünü koruma kavgasına düşmesinin olduğu da artık tartışma götürmez şekilde
anlaşılmıştır.
İpleri kopartan son olayın da 07
Haziran 2015 genel seçimlerinde cemaat ve terör örgütünün oylarını tamamen
AKP’den çekmesiyle ortaya çıkan “koalisyon mecburiyeti” olmuş, AKP’nin sahibi
cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi emirleriyle terör örgütüne
operasyonlar başlatılmış, Ergenekon ve ardından gelen “orduya komplo
darbesiyle” Silivri Koloni Hapishanesine doldurulan ve 17-25 Aralıktan beri de
teker teker salınmaya başlanmış olan ordu ve siyaset mensuplarının serbest
bırakılması ile bu günlere gelinmişti.
Şimdi, ABD tarafından terk edilen
AKP, “vatansever” olmuş, AKP’nin zulmünden devleti kurtarmak isteyen muhalefet
de “terörist, hain” olmuştu.
Doğu Perinçek’in bu isitihbari
açıklamasıyla da Vatan Partisinin TBMM’ye “5.” Parti olarak girmesinden fazla
kârı olabileceğini sanmıyorum.
Hatta girebileceği kanaatinde de
değilim.
Ama, bu açıklamanın AKP’ye
yarayacağına kesin inanıyorum.
Vatan Partisi Doğu Peirnçek,
tamamıyla ABD ürünü olan Maocu solculuğuyla 1967’de Almanya’dan gönderilip
BehicaBoran’ın “Türk Solu” partisi olan T.İ.P’i bölmüş ve o zamandan beri sol,
“Kürtçülük” olarak algılanır hale getirilmişti.
Şimdi de 21. yüzyılda ülkemizi
İran ve Selefi İslam Vehhabilik harmanı bir şeriat düzenine mahkum etmiş AKP
gibi bir ABD işbirlikçisi Ortodoks Rum koalisyonu olan partiyi ipten kurtarmaktadır.
Dün akşam Ulusal Kanal’daki
katıldığı bir programda, İnternet üzerinden “AKP kurutulmadıkça Türkiye’de
terör kurutulamaz” tezine katılıp katılmadığını soran bir izleyiciye verdiği
cevap “AKP bu şekilde suçlanmayı hak etmiyor, suçlanamaz, başka boyuıtları da
var” şeklinde cevap vermişti.
Ergenekoncuları serbest
bırakılabileceği istihbaratını gerekçe gösterek Ulusal Kanal’ın 2011’den beri
AKP’ye karşı eleştirilerini en düşük düzeye indirdiğini sürekli izlediğim için
zaten yakından biliyorum.
Bu siyaset şimdi AKP yandaşlığına
da dönüşmüş hale gelmiştir.
Ergenekon tahkikatları
başladığında, Cumhuriyet tarihindeki askeri ve sivil darbelerden çıkarttığım
sonuçlar ışığında şu tespiti yapmıştım;
“Bu güne kadar bütün darbeler ile
içeri atılanlar, darbe sonrasının “mağdurları” olarak halkın önüne çıkartılmış
ve iktidar edilerek ABD’nin çıkarlarının savunucuları olmuşlardır.
Ergenekoncular da AKP sonrasının ABD çıkarlarının koruyucuları olacaklardır.”
Şimdi tam bu noktadayız.
“Allah sevdiği kuluna önce eşeğini
kaybettirir üzer, sonra buldurup sevindirirmiş” özdeyişimize birebir olan
ülkemizin siyasi kaderi, bizi “ehveni şer’e” mahkum eden siyasi operasyonlar
ile enerjimizin, halkımızın sömürülmesine işbirlikçilik eden siyasi ve askeri
ihanet oluşumlarının mağdurları olmaktan gene kurtulamayacağız.
Bana sorarsanız, TBMM’de bulunan
ve “5.” Parti olma hevesindeki Vatan Partisi ve AKP’yi içinden çıkartan “TBMM
dışı” dinci, Türkçü partilere de güvenmeyiniz.
Gidin Komünist Partisine, DSP’ye,
Haydar Baş’a, Osman Pamukoğlu’na, Emine Ülker Tarhan hanıma oylarını verin ama
bu işbirlikçilere vermeyin derim.
Vatanseverseniz eğer, “Oyum boşa
gider” diye de korkmayınız.
AKP, 13 yıldır “Kürt açılımı,
Ermeni, Laz, Arap açılımları yaptı, terör örgütünü meşrulaştırdı, Irak’ta Kürt
ve Süryani kantonları kudurdu ve Suriye sınırımızda da aynı oluşumlara izin
verdi.
Şimdi, zorbalık, yolsuzluklardan
ibaret “dinci-kinci siyasetleriyle halkımızı böldü. Halkın güvenini kaybedince
de kendisini iktidar eden ABD’ce terk edildi.
Yani, geçmişte de olduğu gibi “her
işbirlikçi gibi son kullanma tarihini” doldurdu.
AKP, artık ülkemiz için hiç bir
şey ifade etmemektedir.
CHP de, Atatürk çizgisinden
sapmış, Ermeni dinler,i mezhepler ve terör örgütü koalisyonu olmuştur.
Bu günün haberlerine baktığımızda
ABD, terör örgütünün Suriye kolu PYD’nin kantonlarına 50’şer asker
yerleştirecekmiş.
Bu olay, 1917’de Süveyş
yenilgisinden sonra, Suriye’ye sürülmüş Ermeni çetecilerden 178.000’ini geri
gönderip Fransız üniforması giydirerek Osmanlı ordusuna saldırtmasını andıran
bir durum yaratmaktadır. PYD’ye yapılacak her saldırıi “ABD’ordusuna yapılmış
sayılacağından, NATO ordusu olmamıza bakılmadan ABD bize savaş ilan
edebilecektir.
İşte AKP’nin ihanetlerinin
ülkemizi getirdiği yer bu çöküş yıkılış noktasıdır.
Bu gün İstanbul’da çıkartılan iki
yangın, son günlerde olan Van ve Marmara depremleri, Adnan Menderes’in son
dönemlerinde yaşadığımız meşhur çarşı yangınları ile 1957 büyük Gönen
Depremlerini hatırlatmaktadır. Yani, hem H.A.A.R.P, hem kundaklama şeklinde “soğuk
savaş senaryoları sürmektedir.
Mısır’da Şarm el Şeyh şehrinden
kalkan Rus yolcu uçağının Sina yarımadası Akdeniz kıyısında düşmesi de bu
olayın ABD-RUSYA kapışmasının ürünüdür diyorum.
Son tekrar, TBMM içi ve “5.”parti
olmaya aday, Perinçek ve diğer dinci-ırkçı partileri göz ardı ederek, yeni
oluşumları yönelmek vatanımız açısından önem taşımaktadır.
Siz onları değiştirmezseniz, onlar
sizin dini inançlarınızdan insani değerlerinize, özgürlüğünüzden çocuklarınızın
geleceğine kadar müdahale ederek değiştirip dönüştürmekten geri
kalmayacaklardır.
Siz siyasetle ilgilenmedikçe,
siyasiler sizinle derinden ilgilenecek ve daha kolay hükmedecekleridir.
Takdir sizindir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.