"Türkiye Türklerindir +40" Bloguna Hoş geldiniz!!!

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Hakkımda

Fotoğrafım
Balıkesir , Bandırma , Türkiye
KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat- ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR. VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Translate

Bu Blogda Ara

2 Mayıs 2022 Pazartesi

YAHUDI ALLAH, RAHİP KIYAFETI VE EFOD

YAHUDILERIN TANRISI, YERYÜZÜNDEKI BUTUN MILLETLERI YOK ETMEK ICIN SABI/ARAMI IBRAHIM'I KENDINE SADIK ARI-ENSEST SOY ÜRETMESİ IÇIN SEÇER.

Şimdi olayları dikkatle takip edelim;

YARATILIŞ KITABI
BABIL KULESI-


Insanlardan nefret eden,Hint, Sümer, Sabi Arap tanrıları, uzayda,seyahat, madencilik, istediği işe uygun robot, insan veya hayal edebildikleri canlı türünü laboratuvarda tasarlayıp üretecek  medeniyete sahiptirler.

Adem ve Hava efsanesindeki yaratılış olayı da Aden cennet bahçesini işleyecek bahçıvan olarak üretildikleri, güçlü oldukları görülünce başka insan ve akıllı canlı varlıkların olduğu dünyaya terk edilirler.

Çocukları büyüyünce doğuya göçe zorlanırlar ve şehir inşa ettiklerini Tevrat yazar.
Binlerce belki milyonlarca yıl geçer, Sümer efsanelerinde karabaşlı olarak geçen bizim türümüzden savaşçılar göklerde koloni savaşlarından zaferle çıkarlar.

Haklı olarak göklerde kendileri için gezegenler veya yıldız kümeleri mi ne ne istediyseler tanrıların gözünde biyolojik robot köle değerinde olduklarını unutmuş, hak isteyerek büyük hakaret etmiş sayılırlar.

Tevrat bu göksel Savaşları atlamıştır ama Sabi Ginza d Rabba kitabı ona bagli 60 kadar kitabi olan Arami, Süryani mitolojisinden haberdar olan Muhamnet Kuraninda, nankörlüğü yüzünden insanlık yaratılıştan yaratılışa, her defasında DAHA AŞAĞI yaratılarak geçirilir.
Kuran Tin Suresi;
4. Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
5. Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik
 
Sonralari tufan ile kurdukları medeniyetler 250.000 yılda tümüyle yok edildiği  için dünyayı terk ederler(Zacharia Zitchin 12.Gezegen). 

Bize gözcüler (Cin Süresi 27; Kaf 18; Infitar 10.ayetleri)  bırakıp,  göklere çıkarlar. Bize  yerleşik  düzene geçmeyi  okuryazarlığı yasaklarlar. Bu yüzden dinlerde okur-yazarlık yasağı vardır. 

Hz. Muhammet de bu yasak yüzünden Hıra mağarasında oruç tutup dua ederek uyuduğu esnada Cebrail gelir ve Ikra=oku süresini tebliğ eder, okumayı öğretir. 

Sürüler halinde gezen, insanlar Babil kulesini inşa edince, bize ortak olurlar diye gökteki ortaklarını çağırıp yaptıkları kuleyi yıkan, dillerini ayırıp, iletişim kurmalarını engelleyen DÜŞMAN BIR TANRI Insanlık için iyi bir sey düşünemez ki, okuyalım;


Babil Kulesi Tevrat  Yaratılış Kitabı 

1-Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı.
 2Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.

3Birbirlerine, “Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim” dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. 
4Sonra, “Kendimize bir kent kuralım” dediler, “Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.”

5RAB insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi. 

6-“Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre, düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar” dedi,

Insanlara düşmanlık için tayfa toplayan tanrı/Allah;
 7“Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.” 
8Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu. 
9Bu nedenle kente Babil[Tanrının Kapısı) adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırmış ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıtmıştı.


Şimdi Allah=Yahweh'i Tanıyalım 
Yaratılış Kitabı Bölüm 9

Tanrının Nuhla Anlaşması 
6 “Kim insan kanı dökerse,
Kendi kanı da insan tarafından dökülecektir.
Çünkü Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.
7 Verimli olun, çoğalın.
Yeryüzünde üreyin, artın.

8Tanrı Nuh'a ve oğullarına şöyle dedi: 9-10“Sizinle ve gelecek kuşaklarınızla, sizinle birlikteki bütün canlılarla –kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, gemiden çıkan bütün hayvanlarla– antlaşmamı sürdürmek istiyorum. 
11Sizinle antlaşmamı sürdüreceğim: Bir daha tufanla bütün canlılar yok olmayacak. Yeryüzünü yok eden tufan bir daha olmayacak.”

Hezekyel Kitabı 1.Bölüm 


24 Yaratıklar hareket edince, kanatlarının çıkardığı sesi duydum. Gürül gürül akan suların çağıltısını(Jet  motoru sesi), Her Şeye Gücü Yeten'in sesini, bir ordunun gürültüsünü(Astronot kaskı içinde anında çeviri yapan hoparlör sesi olabilir) andırıyordu. Durunca kanatlarını indiriyorlardı. 
25Kanatları inik dururken, başları üzerindeki kubbeden(Astronot kaskıbir ses duyuldu.
Yerde oturan Hezekyel peygamber ile uçan kürsüsünde oturan allah'ın kıyafetleri  aynıdır. Hezekyel, Allah ve meleklerin görüntülerine tanık oluyor ve birebir konuşarak talimat alıyor.
Bu resim Incil tefsircileri, araştırmacılarının ayetlerden anladıkları kadarını çizdikleri bir eserdir ve meşhurdur.


26 Başları üzerindeki kubbenin üstünde lacivert taşından yapılmış tahta benzer(Orduların gözetlemese kullandığı motorlu ucan kürsü) bir nesne vardı. Yüksekte, tahtı andıran nesnede insana benzer biri oturuyordu. (Solunum kolaylığı sağlamak için yapılmış cam küre astronot kıyafetli olunca ınsan diyememiş.)


27 Gördüm ki, beli andıran kısmının yukarısı içi ateş dolu maden gibi ışıldıyordu,(Demir Adam filmindeki nükleer enerji üreteci gibi) belden aşağısı ateşe benziyordu ve çevresi göz alıcı bir ışıkla kuşatılmıştı. 
Amerika tüm bilimsel çalışmalarını
Tevrat, Ramayana, Mahabarata gibi
DIN kitaplarına göre yürütür.


28-Görünüşü yağmurlu bir gün bulutların 
 oluşan gökkuşağına benziyordu. Öyleydi çevresini saran parlaklık.
RAB'bin görkemini andıran olayın görünüşü böyleydi. Görünce, yüzüstü yere yığıldım, birinin konuştuğunu duydum.


Hezekyel Kitabı 2. Bölüm


Rab Hezekiel'i Çağırıyor
Resimde Göklerde melekleri ile gezen Allah'ı Hıristiyan ilahiyatcilar Hezekyel peygamberin tanıklığına göre çizmişler.
Hezekyel ile Allah aynı tarz dikişsiz elbise giyiyor.
Hint, Aryan milletleri, tanrıları gibi giyiniyorlar.

1-Bana, “Ey insanoğlu, ayağa kalk, seninle konuşacağım” dedi.
 2O benimle konuşur konuşmaz Ruh içime girdi, beni ayaklarımın üzerinde durdurdu; benimle konuşanı duydum.

3-Bana, “Ey insanoğlu, seni İsrail halkına, bana başkaldıran o asi ulusa (Allah, Yahudilere muhtaç kalmış, emirlerini gonderecek bir Yakup soyu Yahudi bile bulamıyor, Yahudilerin dinlerini kabul ettiği Sabilerden peygamber seçiyor, cok gariban bir tanrı) gönderiyorum” dedi, “Onlar ve ataları bugüne kadar bana karşı geldiler.

Danyal Peygamber Kitabı Bölüm 10;
Danyal Peygamber Allah ile 
görüşüyor. Sarı saçlı Allah 
oluyor.

4-Birinci ayın yirmi dördüncü günü, Büyük Irmak'ın, yani Dicle'nin kıyısındayken, 
5- gözlerimi kaldırıp bakınca keten giysi* giyinmiş,beline Ufaz altınından kemer kuşanmış bir adam gördüm. 

*(Sümer ve tüm dinlerde vecde gelmek için afyon ve esrar türevleri kullanılır. Keten Elbise de esrarın bitkisi olan kenevir köklerinden yapılır. Bütün Hıristiyan dünyasındaki aşağı halk takımı , meleklerin, giysisi diye kenevir çuvalı içinde ömür tükettiler 

6-Bedeni sarı yakut gibiydi. Yüzü şimşek gibi parlıyordu. Gözleri alevli meşalelere benziyordu. Kollarıyla bacakları cilalı tunç gibi parlıyor, sesi büyük bir kalabalığın çıkardığı gürültüyü andırıyordu.


9-Sonra adamın sesini duyunca yüzüstü yere düşüp derin bir uykuya daldım.
10Derken bir el dokundu, titredim; beni dizlerimle ellerimin üzerine kaldırdı. 11Bana, “Ey Daniel, sen ki çok sevilen birisin!” dedi, “Ayağa kalk ve söyleyeceklerime iyi kulak ver. Çünkü sana gönderildim.” O bunları söyler söylemez titreyerek ayağa kalktım.
12“Korkma, ey Daniel!” diye devam etti, “Anlayışa erişmeye ve kendini Tanrın'ın önünde alçaltmaya karar verdiğin gün duan işitildi. İşte bu yüzden geldim. 

Pers kralına esir düşen Tanrı;
13 Pers krallığının önderi yirmi bir gün bana karşı durdu. Sonra baş önderlerden Mikail bana yardıma geldi, çünkü orada, Pers krallarının yanında alıkonulmuştum.

20-Bunun üzerine, “Sana neden geldiğimi biliyor musun?” dedi, “Çok yakında dönüp Pers önderiyle savaşacağım. Ben gidince Grek önderi gelecek.
 21-Ama önce Gerçek Kitap'ta neler yazıldığını sana bildireceğim. Onlara karşı önderiniz Mikail dışında bana yardım eden kimse yok."

Azrail, Cebrail, Israfil niye yardım etmiyor dersiniz? 
Dört meleğin üçü bile yardım etmiyorsa, Allah ciddi bir iktidar sorunu içinde olabilir mi?

Davut peygamber, Saul ve oğluna 
Gılmanlık eden pasif escinseldir.
Işte Tevrat ayetleri 

Lut'u gönderdiği Sodom ve Gomora kentlerini biseksüel diye yok ediyor.
Ibrahim de lut da bi seksüel,  ENSEST evleniyorlar, köleleri var. Köleliğe insanı ikna etmenin ilk başlangıcı tecavüz ve dayaktır. Bakır ve bakire köle olmaz.

Tevrat Levililer 19. Bölüm 29 ayet,Yahudilere "kızlarınıza fuhuş yatırmayın ,onların da onurlu yaşamaya hakları var" der. Bu gun bile en büyük genel Ev, randevu evi patronları,  porno işletmecileri Yahudi ve Musevilerdir.
Gelenek halen sürüyor.
Ülkemizde de yıllarca vergi rekortmeni olmuş Ermeni Bagrat (Yahudi) Musevisi Matild Manukyan en büyük genel Ev patroniçemizdi.


Nuh'tan Ibrahim'e
26 - Yetmiş yaşından sonra Terah'ın Avram, Nahor ve Haran adlı oğu
lları oldu.
27-Terah soyunun öyküsü: Terah Avram, Nahor ve Haran'ın babasıydı. Haran'ın Lut adlı bir oğlu oldu. 
28-Haran, babası Terah henüz sağken, doğduğu ülkede, Kildaniler'in Ur Kenti'nde öldü. 
29-Avram'la Nahor evlendiler. Avram'ın karısının adı Saray, Nahor'unkinin adı Milka'ydı. Milka Yiska'nın babası Haran'ın kızıydı. 

30-Saray kısırdı, çocuğu olmuyordu.

31-Terah, oğlu Avram'ı, Haran'ın oğlu olan torunu Lut'u ve Avram'ın karısı olan gelini Saray'ı yanına aldı. Kenan ülkesine gitmek üzere Kildaniler'in Ur Kenti'nden ayrıldılar. Harran'a gidip oraya yerleştiler. 

32-Terah
Ibrahim'in göçü 

iki yüz beş yıl yaşadıktan sonra Harran'da öldü.

Avram'a Çağrı
1 RAB Avram'a, “Ülkeni, akrabalarını, baba evini bırak, sana göstereceğim ülkeye git” dedi,
2“Seni büyük bir ulus yapacağım,
Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım
,
Bereket kaynağı olacaksın.
3 Seni kutsayanları kutsayacak,
Seni lanetleyeni lanetleyeceğim.
Yeryüzündeki bütün halklar
Senin aracılığınla kutsanacak
.”

Insanlığın kaderi Ibrahim soyunun elinde, dilinde.

Rab'bin Avram'la Yaptığı Antlaşma
Yaratılış Kitabı Bölüm 15;


Kısır, fesat Ibrahim, malları kölesi Eliezer'e kalacak diye endişe edip çocuk istiyor;

1-Bundan sonra RAB bir görümde Avram'a, “Korkma, Avram” diye seslendi, “Senin kalkanın benim. Ödülün çok büyük olacak.”
2Avram, “Ey Egemen RAB, bana ne vereceksin?” dedi, “Çocuk sahibi olamadım. Evim Şamlı Eliezer'e kalacak.
3Bana çocuk vermediğin için evimdeki bir uşak mirasçım olacak.”

Neyse Evlat Vaadi Geliyor;

4-RAB yine seslendi: “O mirasçın 
olmayacak, öz çocuğun mirasçın olacak.” 
5 Sonra Avram'ı dışarı çıkararak, “Göklere bak” dedi, “Yıldızları sayabilir misin? İşte, soyun o kadar çok olacak.”
6 Avram RAB'be iman etti, RAB bunu ona doğruluk saydı.

Tüp Bebek ve Tapu Kadastro Tanrısı, Kısır Ibrahim'in olmayan soyuna başka milletlerin yurtlarını veriyor;

7-
Islam geleneklerinde
Israil'in kurban olayı 
Melek koç getiriyor. 

Tanrı Avram'a, “Bu toprakları sana miras olarak vermek için Kildaniler'in Ur Kenti'nden seni çıkaran RAB benim” dedi.

13 RAB Avram'a şöyle dedi: “Şunu iyi bil ki, senin soyun yabancı bir ülkede, gurbette yaşayacak. Dört yüz yıl kölelik edip baskı görecek. 
14 Ama soyuna kölelik yaptıran ulusu cezalandıracağım. Sonra soyun oradan büyük mal varlığıyla çıkacak.
18-21 O gün RAB Avram'la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: “Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları –Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını– senin soyuna vereceğim.”

Kuran Maide 20; Bir gün Musa halkına dedi ki “Ey halkım, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. İçinizden nebîler çıkardı ve sizi melikler (önderler) yaptı. Bu alemde kimseye vermediğini size verdi.


21-Ey Halkım, Allah’ın size yazgısı (emri) olan şu kutsal toprağa girin; gerisin geri dönmeyin; yoksa elinizde ve avucunuzda olanı kaybedersiniz.”

Hıristiyanlığı kabul eden  Roma, Yahudiler üzerinden kendi siyasal genişleme projelerini Tevrata yazdı demiştim.
628 Tispon yenilgisi ile Sasani ülkesi ordusuz ve kralsız kalmış, iktidar kavgalarına boğulmuştu. Iran şahı Allah, Roma imparatoru Herakles Allah'ına yenilmişti. ( Kimse bu kavrama itiraz etmesin, bu gün 2003'de Irak'i işgal eden G.W.Bush, Allah'tan Ortadoğu da Yecüc Mecüc çıktı, Allah'ın seçtiği Israil kavmini tehdit ediyor, git buna son ver' seklinde Allah Isa'dan vahiy aldığını söylemiştir. R.T.Erdogan'a Yezidi partilileri, Düzce Milletvekili Fevai Aslan, Allah'ın sıfatlarının çoğuna sahiptir" demiştir.)
G.W.Bush'un Haçlı Seferi emrini Allahtan vahiyle aldığını söylediği sözler Amerikan televizyonlarında tartışılıyor. Türkçe alt yazısı bana ait.


Roma Toprağı olan Hicaz da  Aramice Cin Z kitabında,  kıyamete yakın çıkacak olan Mesih Yusamin' e bayraktar=Islam dini ve mesih=Muhammed etrafında Roma ve dünyanın en büyük tanrısı kabul edilmiş Allah Herakles'in ayetleri=emirleri ile toplanan yağmacı, çapulcu,  köleci, tecavüzcü, köle Arap kabileleri toplanmış,  kısa sürede Roma generalleri tarafından ordu yapılıp Sasani ülkesini yağmalayacak, ilk kez sahip edildikleri  din  ve peygamber  milleti  yaratılmıştı.

O tarihe kadar Arap diye bir millet yoktu. ve Farsça  da kelimelerin,  adların önündeki H harfi söylenmediği için Harappa kökenli halk olan Farslar ve Arami Sabiiler için Harappa'li anlamında Arap adı kullanılırdı.
 Islam Roma,Te
Bir de Hicaz, ArabistanArabistane sürgün edilenler, kanun kaçaklarından üreme eşkıyalara da "karışık" anlamında Arap denilirdi.( Bloglarımda  Antik Sabiler ve din kitabı ile Islam Roma tezgahı mı?; Roma Imparatorlarina IBADET Dini, Mecusilik ve Dinlere Yansımaları başlıklı çeviri, derleme Yazılarımı okuyunuz)

Roma ve dünyanın Allah'ı olan Herakles, Islâm dininde de dünyaya hükmetme ilkelerini tekrar etmiştir.

Şimdi  Yaratılış Kitabı 15. Bölümde,  Mısırda 400  yıl kölelik sonrası olaylar gelişiyor ve Yahudiler kurtuluyor.

400 YIL  SONRA KAVMINI KURTARAN YAHVEH ONLARA RAHIP KIYAFETINI ÖĞRETİ ...

Kâhin Giysileri
(Çık.39:1-7)


1-“Bana kâhinlik etmeleri için İsrailliler arasından ağabeyin Harun'u, oğulları Nadav, Avihu, Elazar ve İtamar'ı yanına al. 

2-Ağabeyin Harun'a görkem ve saygınlık kazandırmak için kutsal giysiler yap. 

3-Bilgelik verdiğim becerikli adamlara söyle, Harun'a giysi yapsınlar. Öyle ki, bana kâhinlik etmek için kutsal kılınmış olsun. 

4-Yapacakları giysiler şunlardır: Göğüslük, efod, kaftan, nakışlı mintan, sarık, kuşak. Bana kâhinlik etmeleri için ağabeyin Harun'a ve oğullarına bu kutsal giysileri yapacaklar. 

5-Altın sırma, lacivert, mor, kırmızı iplik, ince keten kullanacaklar.”

Efod
(Çık.39:2-7)


6-“Efodu altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden ustaca yapacaklar. 7Bağlanabilmesi için iki köşesine takılmış ikişer omuzluğu olacak. 
8Efodun üzerinde efod gibi ustaca dokunmuş bir şerit olacak. Efodun bir parçası gibi lacivert, mor, kırmızı iplikle, altın sırmayla, özenle dokunmuş ince ketenden olacak. 

9-10 İki oniks taşı alacak, İsrailoğulları'nın adlarını, doğuş sırasına göre altısını birinin, altısını ötekinin üzerine oyacaksın. 

11-12İsrailoğulları'nın adlarını bu iki taşın üzerine usta oymacıların mühür oyduğu gibi oyacaksın. Taşları altın yuvalar içine koyduktan sonra İsrailliler'in anılması için efodun omuzluklarına tak. Harun, anılmaları için onların adlarını RAB'bin önünde iki omuzunda taşıyacak. 

13-14Altın yuvalar ve saf altından iki zincir yap. Zincirleri örme kordon gibi yapıp yuvalara yerleştir.”

Göğüslük
(Çık.39:8-
21)


15“Usta işi bir karar göğüslüğü yap. Onu da efod gibi, altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yap. 

16-Dört köşe, eni ve boyu birer karış[a] olacak; ikiye katlanacak. 

17-Üzerine dört sıra taş yuvası kak. Birinci sırada yakut, topaz, zümrüt; 18ikinci sırada firuze, laciverttaşı, aytaşı; 

19-üçüncü sırada gökyakut, agat, ametist; 

20-dördüncü sırada sarı yakut, oniks ve yeşim olacak. Taşlar altın yuvalara kakılacak. 
21-On iki taş olacak. Üzerlerine mühür oyar gibi İsrailoğulları'nın adları bir bir oyulacak. Bu taşlar İsrail'in on iki oymağını simgeleyecek.
22“Göğüslük için saf altından örme zincirler yap. 
23İki altın halka yap, göğüslüğün üst iki köşesine birer halka koy. 
24İki örme altın zinciri göğüslüğün köşelerindeki halkalara tak. 
25Zincirlerin öteki iki ucunu iki yuvanın üzerinden geçirerek efodun ön tarafına, omuzlukların üzerine bağla. 
26İki altın halka daha yap; her birini göğüslüğün alt iki köşesine, efoda bitişik iç kenarına tak. 
27İki altın halka daha yap; efodun önündeki omuzluklara alttan, dikişe yakın, ustaca dokunmuş şeridin yukarısına tak. 28Göğüslüğün halkalarıyla efodun halkaları lacivert kordonla birbirine bağlanacak. Öyle ki, göğüslük efodun ustaca dokunmuş şeridinin yukarısında kalsın ve efoddan ayrılmasın.
29“Harun Kutsal Yer'e girerken, İsrailoğulları'nın adlarının yazılı olduğu karar göğüslüğünü yüreğinin üzerinde taşıyacak. Öyle ki, ben, RAB halkımı sürekli anımsayayım. 
30-Urim'le Tummim'i karar göğüslüğünün içine koy; öyle ki, Harun ne zaman huzuruma çıksa yüreğinin üzerinde olsunlar. Böylece Harun İsrailoğulları'nın karar vermek için kullandıkları Urim'le Tummim'i RAB'bin huzurunda sürekli yüreğinin üzerinde taşıyacak.”

Öbür Kâhin Giysileri
(Çık.39:22-31)


31“Efodun altına giyilen kaftanı salt lacivert iplikten yap. 
32Ortasında baş geçecek kadar bir boşluk bırak. Yırtılmaması için boşluğun kenarlarını yaka gibi dokuyarak çevir. 33Kaftanın kenarını çepeçevre lacivert, mor, kırmızı iplikten nar motifleriyle beze, aralarına altın çıngıraklar tak. 
34Eteğin ucu bir altın çıngırak, bir nar, bir altın çıngırak, bir nar olmak üzere çepeçevre kaplanacak. 

35Harun hizmet ederken bu kaftanı giyecek. En Kutsal Yer'e, huzuruma girip çıkarken duyulan çıngırak sesi onun ölmediğini gösterecek.
36“Saf altından bir levha yap ve üzerine mühür oyar gibi ‘RAB'be adanmıştır’ sözünü oy; 

37-lacivert bir kordonla sarığın ön tarafına bağla. 
38Harun onu alnında taşıyacak. İsrailliler kutsal bağışlarını getirirken suç işlemişlerse, suçlarını Harun taşıyacak; onlar önümde kabul görsün diye levha sürekli Harun'un alnında bulunacak.



39“İnce ketenden işlemeli bir mintan doku, ince ketenden bir sarık, bir de nakışlı kuşak yap.
40“Harun'un oğullarına mintanlar, kuşaklar, görkem ve saygınlık kazandıracak başlıklar yap. 
41Bu giysileri ağabeyin Harun'a ve oğullarına giydir; sonra bana kâhinlik etmeleri için onları meshedip ata ve kutsal kıl.
Efod Cep telefonuna çok çok benziyor Tuşlarına kadar aynı.


42“Edep yerlerini örtmek için onlara keten donlar yap. Boyu belden uyluğa kadar olacak. 
43Harun'la oğulları Buluşma Çadırı'na girdiklerinde ya da Kutsal Yer'de hizmet etmek üzere sunağa yaklaştıklarında, suç işleyip ölmemek için bu donları giyecekler. Harun ve soyundan gelenler için sürekli bir kural olacak bu."

Buraya  kadar da,rahiplerin kıyafetleri işlendi.

Tanrının Yüzü Insan Yüzü 

Tevrat Yaratılış kitabı 5.Bölüm 
Adem'den Nuh'a
(1Ta.1:1-4)
1 Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı. 2 Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara “İnsan” adını verdi.

Tevrat Yaratılış Bölüm 9;6
"...Çünkü Tanrı insanı kendi suretinde yarattı." Yukarıda tamamını okudugumuz ayet şüpheye yer bırakmıyor. 

Şimdi Müslüman geçinen, Cin Ze Rabba'da 8 sekiz sure, Tevrat'ta yukarıda okuduğunuz ayetlerde emredilen sarık, kıyafetini Hz. Muhammet giymemiştir(E.H.Yazir Bakara 62..ayet tefsiri).

Sarık ve Cübbe giyilmesini emreden  Kuran ayeti yokken, Kuran, putperest Kufe Sabilerinin Ay Tanrıs

ı Sin ile ilkel tanrıları Şiva'nın YILAN şekillerinden M.S 200'lerde türettikleri put  şekilleri olan harflerle Kuran yazıldı diye alfabe  ve kıyafet niye Müslümanlara dayatılmaktadır?
Bu alfabe, Mecusi peygamberi Mani'nin 230'larda 11 yaşından itibaren tebliğ ettiği ve ÜÇ Kıtada yayılmış, her milletin dili  ve dini mitolojisine uygun olarak yazılıp her millete gönderilmiş en adaletli ve Ibrahim Suresi 4.ayete "Her millete kendi dilinde kitap, peygamber gönderdik"  şeklinde geçmiş Mecusilik dininin  7 kitabı da Kuran alfabesi sandığınız bu alfabe ile Islamdan 400 yıl önce yazılmıştı.



Kuran, kendinden önceki bu Mecusilik  dinini Zenadike, Zinaci ilan etmiş yeryüzünden adaleti kaldırmıştır.

20 yıldır iktidar olan AKP hükümeti ilk önce ZINA'yi suç olmaktan çıkarmıştır.

Kuranda geçmeyen Sarık cübbe kıyafet şartını, putperest Kufe alfabesini, Aramı, Yahudi  Hint sarığını,Kuranın put saydığı tanrı kıyafetlerini, alfabelerini, cinsel yaşamlarını Islam diye dayatanlar  Müslüman değildir.

Bunu dayatanları  araştırmalarıma güvenmiyorsanız araştırın.
Ingilızce bilmiyorsanız sağlıklı araştırma yapamazsınız. Çünkü yeryüzünde 196 devletin resmi , sivil,  şahıs, kurumları çalışmalarını dünya dili ile yazıyorlar.  

Putperestliği, ikon denilen resimlere dönerek ibadeti yasaklayan Islâm dini Müslümanları nasıl olur da yasaklanan put ve ikonları yapılan tanrıların giydikleri ve emrettikleri kıyafetleri, yaptıkları alfabeyi kutsal sayıyorlar?
Sonra Müslümanım diye geziyorlar.

Şunu anlayın,  din savaşları 1917 Süveyş Kanal savaşı ile bitmiş, Islâm kaybetmiştir.

DİN VE DEVLET adamlarımız galip olan Hıristiyanardır.

Kafamıza silah dayayıp, HIRISTIYAN OLUN  YA DA ÖLÜN  demiyorlar, kibarca ikna edip, ustaca köle ücretiyle çalıştırıp, Haçlılarla birlikte soyuyorlar.



Takdir beyni olanındır.

Alaeddin Yavuz 


DEMOKRASİ ÖNCESİ DEVLET DÜZENİ

DEMOKRASİ ÖNCESİ DEVLET DÜZENİ 

Demokrasi eski Yunan ve Roma devlet düzenlerini tanımlayan eski bir terim  olmasına rağmen günümüzdeki anlamından oldukça uzaktır.
Eski Yunanda eşit olan sadece Grek soylu halktı. Herkes,eşit haklara sahipti. Ama kral ve soyundan gelenlerin işgal ettiği bürokratlar ve zenginler Daha Eşit sayılırdı.
Kral da en üstün eşitti.
Nüfusun %60'ının köle olduğu Yunanistan'da köleler insan sayılmıyordu. Tecavüz, dayak, duruma göre fuhuş, duruma göre tarla, bahçe ve her alanda çalıştırılan köleler hayvanlarla bir arada uyur, hayvan gibi sahibinden mal vergisi alınırdı.

Roma imparatorluğunda da kurucu Etrüsk halkı eşitti. Roma Hukuku onlar içindi.
Roma soylu olmayan halk için de hepsinin geleneklerine göre hukukunu düzenleyen Tebaa yasalari vardı. 

Bunlar eski  Roma'da 10 ve 12 Yablet yasaları adiyla bilinirdi. Roma meydanında 10 metal tablet üzerinde yazılmış, bir mermer kaide üzerinde duvara sabitlenmişti, herkese açıktı. 
Dinleri de hukuku belirleyen temel etkendi. Saraylara göre şeriatta yazılmamış sorunlara  ve artık beğenilmeyen yasalara göre de şeriat dışı yasalar yapma gelenekleri vardı. 

Bir baba oğlu veya kızını borcuna karşılık köle olarak süreli kiraya verebilir, tamamen köle olarak alıp satabilirdi. Bunda sınır yoktu.

Roma zamanla bunu değiştirdi ve " bir babanın köle olarak çocuğunu en fazla 3 kere satıp geri alabileceğini, bunu aşarsa çocuğu devlet alıp özgür bırakabiliyordu."
(Antik Roma Hukuku 12 Tablet yasaları bloğun arşivinde var.)
DİN, Tanrı Kral dinleri, antik çağ  devletlerinin hukuk düzenlerini, O devleti kuran ve o devletin kurucu halkının yeryüzündeki Allah'ı, gökteki Allahlarının  yeryüzündeki oğlu sayılırdı.

Idarelerine giren milletlerin de en büyük tanrılarının eşiti veya kendisiydiler.(Tıkla  https://adilyargic.blogspot.com/2019/04/tanri-krallar-ve-roma-imparatorlarina.html)

Devleti kuran kıral öldüğünde geleneklere göre, ya kralın oğullarından biri kral olur, devlet düzeni bozulmazdı ya da, devlet arazisi kralın oğulları arasında  paylaşılırdı.
Grek  kralı Büyük Iskender gibi çocukları yoksa, generalleri arasında pay edilirdi.

Osmanlıya kadar Türk devletlerinde gelenek çocuklar arasında pay etmekti.
Pay edilen devlet bölünüp zayıf düştüğü için başka adlar altında yaşar veya işgal edilirdi.
Türk devletlerinin kısa ömürlü olma sebepleri budur.


Bu devletler yeryüzüne egemen olmak için değil, adaletsizliği ortadan kaldırmak için kurulur, görevi  bitince çekilen iddiasız oluşumlardı. 

Adaletsizliginden şikayet edilen, düzeni bozan çoğunlukla çekirdek aile ensesti ilişkileri ile çoğalan,  ırkçılık, soy güden, kendilerinden olmayanları hayvanlarına kadar öldüren Hint,  Aryan toplumlarlarina karşı mağdur kavimlerin bir araya gelerek kurulur, zulüm  kaldırılınca yağmalanır çağa  uygun düzen, asayiş sağlanırdı. Bu yüzden Hun imparatoru Atilla'yi Romalılar Tanrının Kırbacı bizi yola getirmek için gönderildi, demişlerdir.

Batının Demokrasi dediği şey doğu devletlerinde adaletti.

Pers imparatorluğu döneminde ( M.O. 550-325) gezgin din adamları, yerleşik düzene geçen köylü ve şehirlilere kötü dualar ederler, yeryüzünün düzenini bozmak, dünyanın, insan ve hayvan,bitki yaşamının yok olmasına sebep olacakları için tüccar kafilelerini taşlarlardı.

Roma imparatorluğu bile yağmacı, toprak düzenine olmasına rağmen başlangıçta tüccarları aşağılardı.

Tüccarlığı kutsayan hileci tanrı, Grek Mitra dininin, Hıristiyan ve Islâm tasavvuflarının temelini ticaret üstüne kuran Grek peygamberi yarı tanrı Hermes'tir.

Ay Tanrısı Lah
Yah, Tut, Idris
AAhrette
günahları tartan
Âdil yargıçti

Mısır yarı tanrısı ve tanrılar meclisinin yazıcısı, peygamberi sonradan zaman makinesini icad edip geçmişe gidip Ra'nın da babası olan, simya, kimya, insanlara okumayı öğreten Ay Tanrısı Lah karakterini çok seven Grek Mısır kralı Ptolome, tarihçi ve din adamlarına talimat vererek Hermes karakterini ve felsefesini uydurtmuştur.

Islama Idris, Farslara Hürmüz, Tevrata Yakup peygamber karakteri olarak geçmiştir.

Tüccarları sevmeyen Roma bile bu Hermeztizm dini akımına dayanamamış ticaret hukukunu bu dine göre düzenlemiştir.
Hermes her şeyiyle
Lah'in kopyasıydı. 
Tek fark Lah adil
yargıç, Hermes
hileci ve hırsızdı.


Binlerce yıl Türk adını almadan önce kabile adlarıyla büyük devletler kurmuş, Çin, Iran, Hint medeniyetlerine egemen veya ortak olarak hükmetmiş, gittiği çok uzak ülkelerin halkları bile onlara direnmemiş, getirdiği Adaletten yararlanmış, Türklere dua etmişlerdir.

Şaman, anaerkil toplum geleneklerine sahip olmakla çekirdek aile ensesti üremekten uzak kalmış, kendi boyundan değil başka Türk boylarından kız alarak ensestten uzak kalmış Türkler köleci de değildiler

 Ama ensest Hint- Aryan toplumları arasına yerleşmiş Oğuzlar, Karluklar, Cürcenler ( Gürcüler ve Ruslar) onlara benzemislerdir.

Katolik Hıristiyanlık ve Hanefi mezhepleri ile bu gelenekler terk edilmiştir. Bazıları da hiç bir zaman ENSEST olmayan bazı Hint dini, Türk dini mezheplerinin geleneklerine sahiptiler.
Kızlarını 14-16 yaş altında evlendirmezlerdiler.

Oysa Hint, Aryan toplumlarında AILE kavramı yoktur. Aşiret kavramı vardır.

Doğan bir kız veya erkek çocuğunun annesi onun aynı zamanda ablası, babası da agabeyi, dedesi, amcası, aşiret reisi veya ilk doğum ise, o köyün, sehrin en yüksek devlet adamı oluyordu.

Bu yüzden Tevrat kitabında Ibrahim'in ilk oğlu Ismaıl, Ishak'in ilk oğlu Esav, Yakup'un ilk oğlu Ruben gibi ILK DOĞAN  erkek çocuklar aşiret reisi yani  Yahudi soyunun aşiret reisi, kralı, peygamberi olamamışlardır.

Ilk doğan çocuklar, egemen devletin tapınağına sütten kesildiği gün adak olarak verilirdi. Tevrat Yahudi kralı Samuel'i babası 3 yaşını doldurunca annesi Hanna'dan tapınağa teslim etmesini ister. Bir boğa ve bir eşek yükü yiyecek, giyecek ile Samuel'i ( Allah/Hüdaverdi demekmiş) tapınağa teslim eder. (Tevrat 1.Samuel Kitabı 21,22,23)

Yahudi tarih ve türeyiş kitabı olan Tevrat, Mısır ülkesine ait olan Levant bölgesinde Mısır geleneklerine göre yazılmıştır. 

Israil, Filistin bölgelerini
ve Mısırı işgal edip,
Mısırlıları ve ajan halkı 
Yahudileri sürgün eden
Tanrı Kral 
Nebukadnezar

M.Ö  597'de Asur kralı Nebukadnezar tarafından yakılmış, kitabı ezbere bilen din adamları öldürülmüş,  aristokratları ve işe yarayanları Babil'e köle olarak götürülmüştür.
72 sonra Med-Pers kralı Kurus tarafindan Babil isgal edilince, Kurus köleliği yasaklamış, Yahudileri de oteki tebalar gibi özgür bırakmıştır. Torunu Artakzerkses zamanında Ezra adlı bir rahip gönderilerek Tevrat'in ilk Beş kitabı yazılmıştir. 

M.Ö 330'larda Grekler tarafından yıkılan Pers imparatorluğu ile Yahudiler Grek idaresine geçmiş, Tevrat Teke Şeytan Pan ibadetine göre yeniden yazılmıştır.


M.S.216-275 arası Sasani imparatorluğu döneminde, Yahudi Hıristiyan dini Tizpon'lu peygamber Mani dinine göre yeniden yazılmış, ibadetleri bu dine göre düzenlemiştir.

324'de Iran krallarını ve halkını kutsal sayan Iran Mitra/Mihri dini yüzünden Allah'ın seçtiği kavim, Allah'ın oğlu diye askerleri korkudan Roma imparatorlarını öldürdükleri için Iran dininden kurtulmak isteyen Roma imparatoru 1.Konstantin, ülkesinde yayılan Mani Hıristiyanlığınin etkisini kırmak için, M.S 324'de Hıristiyanlığı resmi din kabul etti.
Tarihinde asla bağımsız olmamış  Yahudilerin Tevratta geçen efsane kralları aslında Mısır, Asur, Med, Grek krallarının asimile edilmiş karakterleriydi.   


I.Konstantin, Israil aile tarihi ve türeyiş efsane kitabı olan Tevratı asıl Roma halkının dini ve etnik kökenlerine göre yeniden düzenlemiştir.
Tevrat+4 Incil+Vahiyler kitaplarından oluşan Vatikan Incil Şeriatı Roma devlet, toplum geleneklerine ( 10 Emir, Roma 10 Tablet yasaları gibi), Ortodoks Hıristiyanlık ve Yahudilik gelenekleri de Sasani-Iran geleneklerine göre yazılmıştır.

Iki Roma'yı yeniden birlestiren büyük savaşlar veren I. Justinyen, Ayasofya'yi Grek, Aramı, Hint, Fars Teke Şeytan ibadeti geleneklerine dayalı Ortodoks yani Mani/Mecusi Hıristiyanlık ilkelerine dayalı inşa etmiş,  sağlıklı asker alabilmek için de çekirdek aile ensesti, erkek çocuklarına fuhuş yaptırılmasını, homoseksüellik, yedi göbekten daha yakın akraba evliliklerini yasaklamış, bu yasaklarını böyle insanları Yunanlıların Cehenne dedikleri kurban fırınlarında yaktığı için Cehennem Ateşinde Yanmak deyimini ve yasaklarını Incil, Ibrahim ile Lut, Levililer 18, 19, 20. bölümlerine geçirmiştir. 


Jüstinyen’in yasası Corpus Juris Civilis (30 Aralık 533),bazı yasal düşüncelerin toplanması olarak anlaşılabilir.
Başlangıç IV. Xvıı.4

“”Çeşitli şekillerde yer alan kişisel davaların görülmesinde olduğu gibi, Lex Lulia de Adulteris davasında da “başkalarının evliliğini tehlikeye atmadığı halde ölüm ile(gladio) cezalandırılmasına, bir başka erkeğe olan şehvetinin örtüsünü kaldırmaya cesaret etmesi yüzünden verilmiştir(qui cim masculis nefandum libidinem exercere audent)””

Jüstinyen’in yeni çıkan Homoseksüellik cezaları;
Yeni Çıkan 77 (M.S.558) (Özet)

“Tabiatın doğasına aykırı olarak, çok şeytanca tahrikler ile kendi aralarına aldıkları bazı erkeklere utanç verici uygulamalar yapmaya başladıklarından ötürü, biz, bütün şehirlerini perişan eden ve içindeki halklarını yok eden tanrının yeminini saymayan bu dinden çıkmışların, kafirlerin kanunsuz şehvet düşkünlükleri gibi şeytaniliklerden kaçınmadıklarından dolayı onları tanrının yargı korkusuna getirmekten memnunuz. Şehirleri perişan eden, içindeki dinsizleri yok eden tanrının kutsal ayetlerine göre hüküm verdiğimizi düşünüyoruz.” Kaynak; https://adilyargic.blogspot.com/2017/02/escinselligin-romada-yasaklanmasi.html

Böylece o zamanki dünyanın yarısında erkek eşcinselliği ve 7 göbekten yakın akraba evliliği yasaklanmıştır (Levililer 20). Ama bu konular, Tevrat Eyüp(1), 1-2.Krallar (Davut-Yonatan aşkı) .kitaplarında kaza ile olsa gerek bırakılmıştır.

Levililer 20
17 “ ‘Bir adam anne ya da baba tarafından üvey olan kız kardeşiyle evlenir, cinsel ilişki kurarsa, utançtır. Açıkça aşağılanıp halkın arasından atılacaklardır. Adam kızkardeşiyle ilişki kurduğu için suçunun cezasını çekecektir.


19 “ ‘Teyzenle ya da halanla cinsel ilişki kurmayacaksın. Çünkü yakın akrabanın namusudur. İkiniz de suçunuzun cezasını çekeceksiniz.
20“ ‘Amcasının karısıyla cinsel ilişki kuran adam, amcasının namusuna leke sürmüş olur. İkisi de günahlarının cezasını çekecek ve çocuk sahibi olmadan öleceklerdir. 

21 Kardeşinin karısıyla evlenen adam rezillik etmiş olur. Kardeşinin namusunu lekelemiştir. Çocuk sahibi olmayacaklardır.
23Önünüzden kovacağım ulusların törelerine göre yaşamayacaksınız. Çünkü onlar bütün bu kötülükleri yaptılar. Bu yüzden onlardan nefret ettim. 

24-Oysa, Siz onların topraklarını sahipleneceksiniz. Bal ve süt akan bu ülkeyi size mülk olarak vereceğim, dedim.

Tevrat 'Bal ve süt akan Ülke' tanımını (Yaratılış 2;11-12) Ürdün Şeria nehri çevresi Filistin, Sabilerin yoğun yaşadığı Etiyopya Kuş ülkesi ve Sabilerin ana vatanı Kuzey Hindistandaki antik Harappa medeniyetinin bulunduğu Hindukuş dağları bölgesinde akan Sarayswati nehri, Sabilerin ve Oğuzların yaşadıkları Amu Derya nehri için.yapar.

Tevrata üç kıtanın en bereketli coğrafyalarını eke geçirme hedefini, mal edinmesi bile yasak olan köle Yahudi din adamlarının koyduğunu düşünmek yanlıştır. 

Çünkü kitaplarına böyle hedef koyan bir tebayı,başta kendini tehdit ettiği için Mısır, Asur, Pers, Grek, Roma devletleri tek fert bırakmadan yok ederdi.  

Bu önemli noktadan yola çıkarsak, bu ülkeler Roma gibi bir gücün ilkeleridir.
Roma zaten, Filistin, Mısır'a sahip ve Mezopotamyada yarı hakka sahipti.
M.O 50'lerde Mısır'dan Anadoluya sahip olmuş, Türk-Fars devleti olan Sasaniler ile savaşıyordu.
Hedefi, Iskender imparatorluğunu kurmaktı.
Dinler devletlerin siyasi hedeflerini içeren Tanrı Kral yasalarıdır zaten.

Bak ve Süt akan Sasani ülkesini de Justinyen'den 65 yıl sonra Herakles aralıksız 612-628 16 yıl süren, hatta 613'de Roma'yı Sasanilere isgal edilmesine neden olduğu halde, Sasanilerin isgal yerine savaş tazminatına ve ağır vergiye bağlamasının verdi fırsatla 622-628 arası 6 yıl sonunda Sasani ordusunu başkenti Irak Tizpon'da yok etmiş, ayni şekilde karşılık verip işgal etmemistir.

Ancak yağmacı Arapları, kendisine 721 yıl terörist olarak saldırttığı Yahudileri, Aramileri, Süryanileri, Nasturi ve Keldanileri, Islâm Orduları olarak örgütleyip, malî ve askeri destekle büyük çapulcu, yağmacı Orduları göndererek yağmalatmış, 661'de ölünceye kadar izleyerek tadını çıkarmıştır.

Ibni Ishak'in Siret ül Resulullah kitabında yazdığına göre, Iran Mecusileri yani Ortodoks Hıristiyan ve Yahudileri, Salman-ı Farsi gibi ajanlar göndererek, Fars milletini soykırım dışında tutarsa işgale, yağmaya izin vereceklerini, aksi halde devleti yeniden kuracaklarını söylerler. 
Muhammet de "Farsiler Araptır!" der.

Sağda , mor renkli Persian yazan ülke iran, Arap yarımadasında açık mor renkle işaretlenmiş Hürmüz körfezi ve Yemen dahil Hint okyanusu kıyıları Arami-Fars-TÜRK kökenli milletlerdir.
Bu gün de en çok kan bu bölgede dökülür. Roma kini sürüyor.

Çapul, yağmacı Roma destekli Arap güruhlarına bu işbirlikçi Farsi Hıristiyanlar yol gösterir, yardımları ile Türkler öldürülür, yurtları işgal edilir, Farslar ve tarihlerinde devlet, millet olmamış karışık, yağmacı toplumlar olan Araplar arasında pay edilir, Türkler köle edilerek dünün aç, sefil bedevilerine köle edilirler.

Böylece, Atilla'nin 450'lerde  Roma'yı yıkması ile verdiği ezikliğin öcü alınır.


Binlerce yıllık kardeşliğe Hıristiyan Fars ihanetiyle, Türk katliamlarıyla oluşan yeni dünyaya  Islam Medeniyeti(!) denilir.

Ileri Abbasi Islam hanedanı döneminde, hala Iran Mecusilik değerlerine sahip Hürmüz körfezi bölgesi Arapları, yağmadan pay almak için Müslüman olmuşlardı. 

Bunların kurduğu Mürcie mezhebi Mecusilik ilkel Komünizm ilkeleri içeriyordu. Türklerle karışık halktılar. 

Bu yüzden Islam olan Türklerin Azad edilmesinde ısrar ettiler. Kabul edildi ve Mevali denilen, azadlı köle tanımı Türk Müslümanlar için yapıldı. 

Dünya ilk kez TEK KUTUPLU Roma dünyası olmuştur.
Doğunun kara talihi böylece başlamıştır.

Işgal, yağma dini olan Roma Hıristiyanlığı ve teba=köle toplum/devlet dini Islâm bu yüzden adaletten yoksun dinlerdir.

 

641'de Herakles ölünce, Ebu Süfyan Avrupayı işgale başlamış, Iber yarımadasında Endülüs Emevi Devletinin temellerini atmış,  Istanbul'u kuşatmış, Roma'ya işgal ordusu göndermiştir.
 Roma da siyaset bitmez.

Araplardan öçlerini alsınlar diye Oğuzları Selçuklu adıyla örgütleyip Iran, Abbasi üzerine saldırttılar. 


Ama köleliği kısa,sürede benimsemiş, Arapların seçilmiş millet olduğuna inanmış,  onlara Kavmi Necip Millet diye hürmet etmiş,  üstüne Bağdat halifesine, Hicaz  Kabesine din vergisi ödeyince Vatikan umduğunu bulamamıştır.

Daha sonra Islam kılıcı görmemiş,  Fars kazığı yememiş Moğol Cengiz belasını ondan sonra da,Timur felaketini göndererek Arapları hizaya sokmustur.

Osmanlı ise Horasan Yunanlıları ile akraba olmuş, Yezidi, Yunan filozofları Eflatun, Aristo, Sokrat'a tanrı diye dua eden, yerleşik medeniyet kurmamış,  göçer Kayı boyu yörükleriydi. Dinlerinde Okur-yazarlık yasaktı.

Anadolu Selçukluları ise öyle değildi, yerleşik olduklarından medeniyetleri vardı,  Kufi alfabeyi Islam öncesinden biliyordu ve bu alfabe ile incil okuyor, Müslüman olanları da Türk dilinde Kuran okuyordu.

Yunanlılar,  Romalılar Araplar onları etkileyemiyordu. Türklük bilinçleri vardı.

Cengiz akınları ile yıkıldılar, fırsatı Grekler değerlendirdi ve Osmanlı Rum Islam devletinin temelini attılar.

Timur sopasından sonra toparlanıp Yavuz Selim'i ikna edip, babasını öldürtüp padisah yaptilar.
Doğu Roma coğrafyasındaki satanist Yezid Rumları kullanarak Osmanlı beyliğini imparatorluk yaptılar.
Geçim sıkıntısı çeken bu
Abd'li kadın çocuklarını
satmak için ilan vermiş.
Satmış da. 1948


Görünüşte devlet Türk'tü, ama,Roma tebaalari olan haklarin hepsi çocuklarını satma geleneğine sahip oldukları için, köle olarak 1/40 Rum ailesinden seçilen afacan, sağlıklı Rum çocukları saraydaki medrese eğitimi sonrası devletin yöneticileri oluyorlardı. Bu oran I.Selim sonrası 1/60'a düşürüldü. Çünkü arazi genişlemiş, nüfus artmış, saraya çocuk satmak isteyenler çoğalmıştı. Çerkezlerin saraya kız çocuklarını özellikle satmak için çok çaba harcadıkları bilinir. 

Yunanlı tarihci, siyaset bilimci Profesör Dimitri Kitsikis bu olayı televizyon konusmalarinda bile anlatmış, ırkçı Yunanlıların tepkisini çekmişti.


Bu yüzden de bütün Osmanlı- Haçlı savaşlarında en öne kurbanlık olan türk askerleri gönderilir, Rum, Arnavut, Ermenilerden olusan Yeniçeri, Baltacı tayfaları sonuç almak için en sona bırakılırdı. Türkler yenilirse, bu devşirmeler tabana kuvvet arazi olurlardı.


Mevali ve Osmanlı deyimi ile kendine kurulan bunca tezgahı ayıkmamış oldukları için ETRAK-I BI'IDRAK yani anlama yeteneğini yitirmiş MANKURT, BEYINSIZ sıfatını Türklere yakıştırmışlardı.  
Turk dediğin sefil
insandı 


Bu yüzden hâlâ Islam dünyası  Roma idaresinde köle devletler, milletler topluluğu olmaktan, Türkler de mevali,  mankurt köle olmaktan çıkamamaktadır.

Bir devşirme olan Kınalızade Ali Efendinin  (1510-1572) yazdığı Adalet Dairesi başlığı ile topladığı Osmanlı Adalet Düzeninin ilkelerine baktığımızda hâlâ Türk- Sasani devlet anlayışının temeli Türkçe-Farsca olan adalet ilkelerinin kalıntılarına bakalım;

Adldir mucib-i salâh-ı cihan (Dünyada barışı, düzeni sağlayan adalettir Adâlettir.)

Cihan bir bağdır dîvarı devlet ( Dünya bahçeyse, duvarı devlettir.)

Devletin nâzımı şeriattır (Devletin düzeni Şeriattır. Yani Allah'ın ayetleridir.)

Şeriate olamaz hiç hâris illa mülk (Mülksüz şeriat düzeni istemek olamaz. Çünkü şeriat toprak üzerinde yaşayan insanlar ve devlet kurumları için vardır. Devletsiz şeriat olamaz. Bağımsız devletin de şeriatı olur ama egemen devletin şeriatı uygulanır. 1950'den beri düzenli olarak Ortodoks Hıristiyanlık Şeriatını Islam Şeriatı diye veren Müslüman görünümlü gayrimüslim Süryani, Yezidi, Nasturi, Babil Talmud Yahudi Şeriatı ile yönetiliyoruz. Din ve devlet adamlarımız Vatikan kilisesinden, ABD Ak Saray, Ingiliz Buckingham saraylarından çıkmıyorlar. Alaeddin Yavuz ) 



Mülk zabt eylemez illa leşker (Ordusuz mülk/Devlet kurmak için arazi işgal edilemez)

Leşkeri cem’ idemez illa mal (Ordu,mal ile toplanır, Orduyu bakıp beslemek, eğitmek icin de mal şarttır. )

Malı cem’ eyleyen raiyyettir (Malı toplayan ( sağlayan) halktır)

Raiyyeti kul ider padişah-ı aleme adl (Halkı Cihan Padişahına kul eden  adalettir. )

Sonunda devletin temeli din olursa, dinin de köleci tanrısı olur,  padişaha Kul derse, padişah da halkına kul =köle der.

Devlet denilen arazi üzerine kurulmuş, soya dayalı bir kurum için verilen zapt etme=işgal savaşında HALK ölür, ama köledir. Ganimet olan arazi Allahlık taslayan kralın ,  padişahın olur.
  


Savaşta ölüp kölelikten kurtulamayan köle halk, asker ( Fars= Köpek) askerlik sonrası padişahın mülkünü idare etsin diye tayin ettiği devşirme Ermeni, Rum, Arabın idaresinde karın tokluğuna kölelik ederek ömrünü tamamlardı.

Osmanlı kulluk düzeninde Müslüman Türkler, Müslüman olan tebaalar köle yapılamazdı. Beylerin, paşaların idaresindeki topraklarda yarıcı olarak çalışırlardı.

Topraktan alınan ürünün,  hayvanların yarısını alırlar, onun yarısını devlete vergi=zekat verirlerdi. 
Kendilerine mülk verilmiş Ermeniler, Rumlar, Araplar gibi gayrimüslimler de kendi beylerinin topraklarında karın tokluğuna köle olarak çalışır, ahırlarda hayvanlarla yatarlar,  savaşlarda en önde kıyılarlardı. Bu her tebaya verilen " vergi, asker verme karşılığında" bir özerklikti.
Yasam koşulları kendi gelenekleriydi

Yerleşik düzende olmayan göçerler de hayvan, hayvansal ürünler ve nakdî vergilere tabiydiler.
Onların da kendi soylarından beyleri vardı. 
Vergi oranları Roma hukuku gibiydi. Musluman olmayan bir Müslümandan üç kat fazlaydı. Ama dinen, Islam şeriatında suç sayılan şeylerin yasaklanması dışında özgürdü.
Örnek, Hint, Aryan toplumları süt emen bebekleri ile evlenirdi, Osmanlı bunlar yüzünden  evlilik yaşını 8-sekiz yapmıştı. Daha aşağı kimse evlenemezdi.

Bu yüzden Osmanlı da vergiden, askerlikten  kaçmak için Müslüman olanların kurduğu sayısız dini tarikat ve cemaatlerin seriat isteyen isyanları ile uğraşmış,  sonunda yıkılmıştır.

Osmanlının en başarılı,  en ünlü,  dünya Müslümanları ve sömürge milletlerince en çok sevilen, bütün padişahlardan övünç,  cesaret, sadakat madalyaları almış, cihat askeri Mustafa Kemal Atatürk, dini şeriat düzeninin ayrımcı siyasetleri yüzünden yıkılmış 620 yıllık, işgal edilmiş imparatorluğun toprakları üzerinde,  dine dayalı olmayan, kölelerin bile devlet ile ve devletin en yüksek idarecisi Cumhur Başkanı yani o zaman için kendisi ile eşit olduğu lâik, demokratik, sosyal hukuk devlet olan Türkiye cumhuriyetini her  milletten halk kesimlerinden olan yoldaşları ile birlikte inşa etmiştir. 

Atatürk cumhuriyetinin kazanımları olmasaydı, bu Atatürk  ve cumhuriyet düşmanı , babadan Gürcistan Bagata'li Yahudi Yezid Rum, anne tarafindan Süryani Gürcü Hiristiyan kişi, belki bebek iken köle olarak satılacak, hor cinsel kullanma sonucu ölecek,  cesedini sahibi parçalayıp domuzlara yem yapacaktı.Mezari bile olmayacaktı. (Gürcüler ile Bitlis, Siirt Yezidilerinin birbirlerine çocuklarını köle olarak satmalarını, hediye etmelerini ayrıntılı şekilde Evliya Çelebi Seyahatname kitabı, Tiflis,  Batum, Bitlis anılarında yazmıştır.2002 Gürcistan Azınlık Raporunda, Süryani Hıristiyan olan Gürcülerin Kürt Isyanlari olarak bilinen Süryani ve YEZIDILERI 1760'da tahrik ederek isyan ettirdikleri, 1774 Rus-Osmanlı savaşında Rus galibiyetinin bu isyanlarla geldiği acıktır.)
Varlığını, canını, ailesini Atatürk ve cumhuriyetine borçlu olup düşmanlık edenler kadar nankör yoktur. 


CUMHURİYET, hayvan ile eşit görülen, satılıp, geri satın alınabilen köleleri özgür insan yaptı. 
Padişahlığı kaldırdı, Müslim- gayrimüslim insanlar padişahın malı olmaktan kurtarıldı.

Dinine, milliyetine bakılmaksızın çalışarak ev, arazi, hayvan, mücevher gibi servet sahibi olma hakkı kazandı.

Kölelik nedir bilgisi olmayan bu videomu izlesin


Anne-babadan oluşan aile yapısı kuruldu. Anne ve babaların çocuklarını köle olarak satmaları,  çalıştırmaları yasaklandı.
Her kız ve erkek çocuğa eşit ücretsiz eğitim alma hakkı verildi. 

Başarılı olanlar devlette ve şahıs işletmelerinde memuriyete, ücretli, emeklilik hakkı, ücretsiz sağlık hizmetleri alma hakkı ile iş güç sahibi edildi.

Bu haklar bilinen insanlık tarihi boyunca bu topraklarda her insana ilk kez eşit olarak verilen haklardı. 

Hiç bir din, hiç bir tanrı insanlara bu hakki vermemisti.

Halen din temelli şeriat düzeni ile Atatürk ve cumhuriyetinin farklarını idrak edemediyseniz sizde beyin yoktur.
Saygılar. 

Alaeddin Yavuz