"Türkiye Türklerindir +40" Bloguna Hoş geldiniz!!!

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Hakkımda

Fotoğrafım
Balıkesir , Bandırma , Türkiye
KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat- ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR. VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Translate

Bu Blogda Ara

12 Aralık 2019 Perşembe

TALMUD BEBEK TECAVÜZLERİNE, CİNAYETE İZİN VERİYOR

TALMUD BEBEK TECAVÜZLERİNE, CİNAYETE İZİN VERİYOR

Talmud Bağlayarak Ölüme Neden Olmayı Suç Saymıyor;

Talmud Sanhedrin 77A; Raba said: If one bound his neighbour and he died of starvation, he is not liable to execution. Raba also said: If he bound him in the sun, and he died, or in a place of intense cold and he died, he is liable; but if the sun was yet to appear, or the cold to make itself felt, he is not.4 Raba also said: If he bound him before a lion, he is not liable:5 before mosquitoes, [who stung him to death] he is. R. Ashi said: Even before mosquitoes, he is not liable, because these go and others come.6

Talmud Sanhedrin 77A; Rabbi dedi;Birisi komşusunu bağlarsa,o da açlıktan ölürse, o (bağlayan) öldürmekten sorumlu değildir. Hatta Rabbi dedi ki; Onu güneşte bağladıysa ve o öldüyse veya orası son derece soğuk ise ve öldüyse, o sorumludur; ama güneş görünmek üzereyse veya soğuk kendini hissettirecek kadarsa sorumlu değildir. Hatta Rabbi dedi ki;Onu aslandan önce bağladıysa,sorumlu değildir; sokarak ölümüne sebep olacak sivrisinekten önce ise sorumludur. Rabbi Aşi dedi;Sivrisinekten önce olsa bile sorumlu değildir, çünkü biri gider öteki gelir.



R. ELEAZAR B. ZADOK SAID, IT ONCE HAPPENED THAT A PRIEST'S DAUGHTER COMMITTED ADULTERY, etc.

R. Joseph said: It was a Sadducee6 Beth din that did this. Now, is this what R. Eleazar b. Zadok said, and did the sages answer him so? Has it not been taught: R. Eleazar b. Zadok said, 'I remember when I was a child riding on my father's shoulder that a priest's adulterous daughter was brought [to the place of execution], surrounded by faggots, and burnt.'

ZİNA EDEN RAHİP KIZINI ETRAFINI ÇALI DEMETLERİ İLE ÇEVİREREK YAKMAK

Talmud Sanhedrin 52.b; R.Josef dedi;Beth din bunu yaptı. Şimdi, Rabbi Eleazar b.Zadok dedi alimler ona cevap verdi mi? O düşünülmedi mi? R.Eleazarb.Zadok ded,, “Ben babamın omuzlarına binecek kadar bir çocukken zina eden bir rahibin kızı idam yerine getirilmişti, etrafı çalı çırpı demetleri ile çevrilerek yakılmıştı.

CİNSEL OLARAK GELİŞMEMİŞ KADIN KOÇ GİBİDİR
KETUBOTH 11A;

We too will say: Ailonit, a sexually underdeveloped woman, is a term meaning: Like a ram [dukhranit], because like a male sheep [ayyil] she does not bear children.

Ketubot 11a; Diyeceğim ki; Ailonit,terim olarak cinsel olarak gelişmemiş bir kadın;bir KOÇ (dukranit) gibidir, çünkü koç (ayyil) hamile kalmaz.( https://www.sefaria.org/Ketubot.11a.1?lang=bi&with=all&lang2=en)

ÜÇ YAŞ BİR GÜN YAŞINDAN KÜÇÜK KADININ MEHRİ 200 DİNARDIR. KIZLIK ZARLARI DOKUNULMAMIŞ GİBİ KALIR.

MISHNA: With regard to a female convert, or a captive woman, or a maidservant, who were ransomed with regard to the captive, or who converted with regard to the convert, or who were freed with regard to the maidservant, when they were less than three years and one day old, their marriage contract is two hundred dinars, as their presumptive status is that of a virgin. Even if they were subject to intercourse when they were younger than that age, the hymen remains intact. And they are subject to a claim concerning their virginity.

Mişna; Dişi bir dönme veya esir bir kadın veya bir hizmetçi içi esirliğinden fidye isteniyorsa dönmüş sayılacaksa, veya hizmetçi olarak serbest bırakılacaksa, “ÜÇ YAŞ BİR GÜN” yaşından küçükse onların evlilik sözleşmeleri, bakire sayılmaları durumlarına göre 200 dinardır. Bu yaştan daha küçükseler ve cinsel ilişkiye konu oluyorsalar kızlık zarları dokunulmamış gibi kalır. Ve bu defa bakirelikleri ile ilgili talepte bulunma hakları vardır.

גמ׳ אמר רב הונא גר קטן מטבילין אותו על דעת בית דין

ÜÇ YAŞ VEYA ALTI ÇOCUK/BEBEKLE YAHUDİ HAMAMINA GİRMESİNE ŞERİAT MAHKEMESİ KARAR VERİYOR

GEMARA: Rav Huna said: With regard to a convert who is a minor, one immerses him in a ritual bath with the consent of the court. As a minor lacks the capacity to make halakhic decisions, the court is authorized to make those decisions in his stead.

Gemara; Rav Huna dedi; Bir küçük dönme ile birisi mahkemenin kararı ile ayin banyosuna dalar. Küçüğün Halaka/Hukuki karar verme kapasitesi olmadığından onun yerine mahkeme karar verir.

https://www.sefaria.org/Ketubot.11a.5?lang=bi&with=all&lang2=en


Original Articles

“Two Men Under One Cloak”—The Sages
Original Articles
“Two Men Under One Cloak”—The Sages Permit it: Homosexual Marriage in Judaism
“Bir pelerin altında iki adam” Alimler ona izin veriyorlar; Yahudilikte Homoseksüel evlilik.


Jacob A. Moss BA &Rivka B. Kern Ulmer PhD MA

Pages 71-105 | Published online: 11 Oct 2008

· https://doi.org/10.1080/00918360802129337

ÖZET (Google çevirisi)

Bu makale eşcinsellik ve iki erkek arasındaki evlilik ile ilgili halakatik (yahudi yasal) bölümlerini incelemektedir. Makale, eşcinsel evlilik konusunda çağdaş Yahudi mezheplerinin ilgili konumlarını ortaya koymaktadır. Eşcinsel evlilik, Yahudilikte ilk izlenim durumudur ve yeni kararlar ve yeni evlilik sözleşmeleri gerektirir. Makalenin ana tezi, çağdaş Yahudiliğin felsefi - ama aynı zamanda yasal olarak - erkeklerin arasında eşcinsel evliliğin düşüncesini barındırabilmesidir. Yahudilik, büyük ölçüde kendilerini Yahudi hukukunun geleneklerinden ve ritüellerinden kurtarmış olan Reform ve Yeniden Yapılandırıcı Yahudilik perspektiflerini tercih etmek zorunda değildir. Rabbinik literatürdeki evlilik sözleşmelerini inceledikten sonra,

ANAHTAR KELİMELER: Eşcinsellik , Yahudilik , Talmud , evlilik , kiddushin
Ek bilgi
notlar

1. Rav Ulla (üçüncü ve dördüncü yüzyıllar, İsrail Ülkesi, ancak genellikle Babylonia'ya gitti).

2. Görünüşe göre 30 sayısı şu İncil geçitlerinden türetildi: “… ücretlerimi, otuz gümüş şekeri ağırlaştırdılar” (Zekeriya 11:12). Rav Judah adına bu lemma, dünya milletlerinin hayatta kalmasını sağlayan 30 doğru kişiyi ifade etmek için dışa dönük bir prosedürde kullanılmıştır. Ayrıca Roth (1993) 'e bakınız : “Bu geçitte Nuhides'lere duydukları övgüyü yorumlamak teorik olarak mümkün mü? Evet. Ancak bu mümkün değildir ”(s. 31).

3. Mariner (1995) 87, Malbim'in yorumuna (1879'da öldü), bu pasajın “aktif ortak hakkında, yani ilişki tarzının (mekanik olarak konuşma) aktif ortak için doğal olmadığını ve“ Bu moddan zevk almak… ”Bu eşcinsel eylemi kötüye kullanma değil, karşılıklı memnuniyet açısından tanımlar. Bu eşcinselliğin tanımı eşcinsellerin evliliğine uygulanabilir.
4. Bu, bir yıldaki borçların iptali, mahkeme önündeki bir deklarasyonun imzalanmasıyla atlatılabileceği bir cihazdır ( Mishnah , Shevi'it 10: 3–4); Hillel'in yasalaşması , zamanının halakhahıyla çatışmış olsalar bile kabul edildi (Yaşlılar Tepe , Ortak Çağdan Önce Birinci Yüzyıl, Ortak Dönem'in İlk Yüzdesi ).

5. Muhafazakar bir haham olan Ayelet S. Cohen (2003) “Tse U-lemad” da bu konulara değindi. JTSA ordains Muhafazakar (heteroseksüel) haham; Haham Cohen, haham meclisinden ihraç edilme ihtimaliyle karşı karşıya kaldı.

6. Ad Hoc Komitesi'nin İnsan Cinselliği Komitesi raporunun kısmi metni: “Yahudi dini değerleri, Tanrı'nın birliği ve dünyanın ve onun sakinlerinin İlahi yaratım olarak bütünlüğüne dayanmaktadır. Bu değerler shleimut'u [“bütünlük”] insan deneyiminin temel amacı olarak tanımlar . Cinsellik ve cinsel ifade, insanların potansiyel bütünlüğünde ayrılmaz ve güçlü unsurlardır. Geleneğimiz bize insanın temel öğelerini her insanda ve her ilişkide İlahi ifade eden değerlerle onaylamamızı emrediyor. Her Yahudi, cinsel yaşamını, kişi ve ilişki içindeki içsel kutsallığı ortaya çıkaracak şekilde sürdürmeye çalışmalıdır. Böylece shleimut olabilirgerçekleşmeli… ”(http: rj.org/ccar.hs.html adresinden). Rapor ayrıca Tanrı imajında ​​yaratma fikrini, aynı cinsiyet ilişkilerinin Yahudi ailesinin istikrarına katkısını, alçakgönüllülüğü, ahenkli ilişkiyi, neşeyi, kutsallığı ve diğer Yahudi hukuku ve etik kategorilerini ayırdığını düşünüyor. erkekler ve kadınlar arasındaki evlilikler. ( CCAR, 1999 ).

7. Amerikan toplumundaki mücadelenin ayrıntılarına ve sivil haklar ile ilgili olarak eşcinsel evlilik konularına değinmiyoruz; kısa bir özeti bulunabilir.

8. Bu paragraf hükümleri tekrarlar.

https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/00918360802129337?scroll=top&needAccess=true

Talmud Sanhedrin 109'da erkek erkeğe evliliğe izin verilmiyor. (Alaeddin Yavuz)
Ancak Tevrat Levililer 20. bapta bize Filistin/Kenan, Mısırlılar arasında olduğunu bildiriyor.
Krallar I ve II'de Kral Saul, Davut, Yonatan ve Davut'un ezgileri konularında kral Davut ile Saul'un oğlu Yonatan arasında erkek eşcinselliği olduğunu, kutsal ekmek yemek için 15 gün kadınla birlikte olmama şartlarını hakkında bilgiler veriyor.
Bunlar geçmiş yazılarda işledik.

9 Aralık 2019 Pazartesi

TÜRKLÜĞÜ AYAKLAR ALTINA ALAN TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI


TÜRKLÜĞÜ AYAKLAR ALTINA ALAN TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI YUNAN RUM'U ÇIKTI.

İnsanları din ve siyasetle aldatmak insanlık suçudur.
Yabancı devletler ve sivil toplum örgütleri ile gizli açık anlaşarak devleti ele geçirmek, kurumlarını tasfiye etmek, rejimini,dinini değiştirmek, özel ordu kurmak, halkı dini mezhep ve etnik kökenlerine ayırarak bölmek anayasal suçtur. 
Bunu bu gün soracak bir yargı yoksa da yakın gelecekte olacaktır. İlgilileri yapılan yanlıştan dönmeye davet ediyoruz.














8 Aralık 2019 Pazar

ÇOCUK İSTİSMARLARI İLE İLGİLİ BAZI HABERLER


Türkiye çocuk istismarında dünyada üçüncü’

Antalya'nın Serik İlçesi'nde kurulan Çocuk İstismarıyla Mücadele ve Çocuk Haklarını Koruma Derneği'nin (ÇOCUKÇA) Başkanı Buğra Kaan Oğuz, "Çocuk istismarı konusunda ülkemiz ne yazık ki dünyada üçüncü sırada. Türkiye Psikiyatri Derneği yaptığı araştırmada, ülkemizde istismara uğramış çocuk oranını yüzde 33 olarak tespit etti. Bu rakam her 3 çocuktan 1'i demektir. Dünyada ise son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 250 bin civarında" dedi.

17:51 - 31 Ekim 2017

Serik’te yeni kurularak faaliyete geçen ÇOCUKÇA tarafından Boğazkent Mahallesi’nde bir tesiste basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıya, Kaymakam Haluk Şimşek, Serik Belediye Başkanı AKP’li Ramazan Çalık, İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Binbaşı Mehmet Ece, Emniyet Müdürü Ömer Zafer Karaaslan ve diğer protokol üyeleri katıldı.

“ÇOCUKLAR YAŞADIKLARI TRAVMALARLA KALIYOR”

Derneğin faaliyetleri hakkında bilgi veren ÇOCUKÇA Başkanı Buğra Kaan Oğuz, birkaç çocuk istismarı dosyasına avukat olarak atanmasının ardından derneğin kurulmasının gündeme geldiğini söyledi. Çocuk istismarıyla ilgili oranları araştırdıklarını ve çarpıcı rakamlara ulaştıklarını anlatan Buğra Kaan Oğuz, “Dünyada her 5 çocuktan 2’si fiziksel, duygusal ya da cinsel istismara uğruyor veya ihmal ediliyor. Ve ne yazık ki uzmanlar cinsel istismar vakalarının ancak yüzde 15’inin adli mercilere intikal ettiğini söylüyor. Gerisinin üzeri bir şekilde kapatılıyor ve çocuklar yaşadıkları travmalarla kalıyor” dedi.

ÜLKEMİZ NE YAZIK Kİ DÜNYADA ÜÇÜNCÜ SIRADA’

Çocuk yaştaki cinsel istismarın ilerleyen yaşlarda açığa çıkıp ciddi sorunlar yarattığını vurgulayan Buğra Kaan Oğuz, şöyle dedi:
Öyle ki yapılan araştırmalara göre istismarcıların en az yüzde 50’si çocukluğunda istismara uğramış kişiler. Halbuki istismara uğrayan çocuk bunun akabinde psikolojik destek alsa, bu travmayı atlatması mümkün, fakat çoğu olayda çocuk hiçe sayılıp olayın bir şekilde üzeri kapatılmaya çalışıldığı için mağdur bir kez daha mağdur ediliyor. Çocuk istismarı konusunda ülkemiz ne yazık ki dünyada üçüncü sırada. Türkiye Psikiyatri Derneği yaptığı araştırmada, ülkemizde istismara uğramış çocuk oranını yüzde 33 olarak tespit etti. Bu rakam her 3 çocuktan 1’i demektir. Dünyada son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı ise 250 bin civarında. Antalyamız ise Türkiye’de 4’üncü sıradadır.”

MÜCADELE EDİLMESİ GEREKEN BİR HASTALIK’

Dünyadaki oranlar hakkında da bilgi veren Buğra Kaan Oğuz, Avrupa ülkeleri ve ABD’de de tablonun çok iyi olmadığını vurguladı. Buğra Kaan Oğuz, şöyle dedi:

“Dünyada en çok çocuk istismarı içerikli yayın yapan internet sitesi Avrupa’da. Ve Hollanda bu konuda birinci sırada. ABD, Kanada, Fransa ve Rusya ise, onun ardından geliyor. Dünyada çocuk istismarı konusunda ilk 10’da Güney Afrika, Bangladeş gibi ülkeler başı çekerken ardından Türkiye, İngiltere, ABD, Rusya ve Avustralya geliyor. Görüldüğü gibi bu suçun, bu pedofili olarak tanımlanan hastalığın ekonomi, refah seviyesi, okuryazarlık yani kısacası her anlamda gelişmişlik diye tabir edebileceğimiz olguyla hiçbir alakası yok. Bu tamamen üzerine eğilinmesi ve mücadele edilmesi gereken bir hastalıktır. Tabi biz bu araştırmaları yapıp kendimizde belli bir bilinç oluşunca ister istemez rahatsızlık duyduk.”

Belediye Başkanı Ramazan Çalık, çocuk istismarının Türkiye’de de yaygınlaşmasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, bununla mücadelenin herkesin görevi olduğunu vurguladı.

‘BUNUN OKUMUŞLUKLA CAHİLLİKLE ALAKASI YOK’

Kaymakam Haluk Şimşek de gelişmiş toplumların en büyük sorununun çocuk istismarı ve kadına şiddet olduğunu aktarırken, “Bazı kadınlar da evde şiddete uğruyor. Bunun okumuşlukla cahillikle alakası yok ama dışarıya söyleyemiyor. Çocuklar da ne yazık ki istismara uğruyor, söyleyemiyor. En büyük sorunlardan biri bu. Önemli olan bu olayları başlangıcında yakalayıp müdahale edebilmek” dedi.

https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/turkiye-cocuk-istismarinda-dunyada-ucuncu-2071601/



Yargıtay, verdiği kararla çocukların küçük yaşta evlenmelerine vize verdi


Habertürk'ten Yasemin Güneri bugünkü yazısında 12 yaşındaki bir çocuğun amcasının oğluyla resmi nikah olmadan evlendirildiğini, hamile kalan çocuğun hastaneye gitmesinin ardından doktorların ihbarıyla gerçeğin ortaya çıktığını yazdı. Dava konusu olan olay neticesinde tutuklanan amcaoğlunun Yargıtay'ın onayıyla serbest bırakıldığı ortaya çıktı.

26.11.2019 18:27 | Son Güncelleme: 26.11.2019 19:19

Güneri yazısında Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ikinci paketinde neler olacağı henüz tartışma konusuyken, Yargıtay'ın bu konuyla ilgili yasa değişikliğini bile beklemeden kararlara imza attığını belirtti.

Güneri ayrıca, Prof. Dr. Adem Sözüer'in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ceza infaz sürelerinde indirime gidilmesi beklenen Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ikinci paketinde 'tecavüzcüsüyle evlendirme' konusunun yeniden gündeme getirilmek istendiğini' belirterek tartışmaların fitilini ateşlediğini yazdı.

Prof. Dr. Sözüer sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda tecavüzcüsüyle evlendirme konusunun yeniden gündeme getirilmek istendiğini belirterek, "2016'dan beri suç mağduru kız çocuklarını tecavüzcüsüyle evlendirip cezasızlık getirilmek isteniyor. Ayrıca hekimin, çocuk cinsel istismar suçunu bildirme yükümlülüğü de kaldırılmak isteniyor. Evlenme koşullu her düzenleme, kız çocuklarının sürekli mağdur ve mahkumiyetidir" demişti.


https://www.haberler.com/amp/haber-turk-ten-yasemin-guneri-yazdi-yargitay-12658524-haberi/?fbclid=IwAR2clkDleU_sIsHWNz8WXIjD7nikB8LEk5w5czfsmgY3e6XmAx6JPdgHH9M

Müftü ve Kadın Kuran Hocası Camide Çıplak Basıldı. Müftü: Hatim indiriyorduk!


2 yıl önce, Güncelleme: 03.08.2018, 02:42
Adana, müftü ve bir kadın Kuran hocasının cami lojmanında çıplak ve uygunsuz vaziyette basılma skandalıyla sarsıldı. Teftiş için köy camisine gelen 4 çocuk babası İlçe müftüsü M.Ç ve burada görevli kadın kuran hocası, kadın hocanın öğretmen olan kocası M. A. tarafından çıplak ve uygunsuz vaziyette basıldı. İddiaya göre aldatılan koca M.A., teftişe gelen müftüyü tekme-tokat dövdü ardından makam aracının camlarını kırdı.. Cami lojmanında kadın hoca ile uygunsuz vaziyetten basılan müftünün jandarmada verdiği ilk ifadesinde, iftiraya uğradıklarını ve hanım hoca ile birlikte hatim indirdiklerini, öne sürdüğü öğrenildi..

Adana’da evli ve 4 çocuk babası olan 40 yaşındaki ilçe müftüsü bir köyde Kuran kursu hocalığı yapan kadın hoca ile camide çıplak vaziyette basıldı.

Adana İl Müftüsü ise konuya ilişkin: Doğru olduğunu sanmıyorum. Araştırıyoruz, bir iftira söz konusu olabilir. açıklaması yaptı.. Öte yandan müftü M. Demir hakkında sosyal medyada yapılan FETÖ'cü iddiaları da dikkat çekti.. @o1 isimli bir sosyal medya kullanıcısının, Bir yerden bir yere gitsem oradaki camileri ziyaret eder namazımı o camilerde kılardım. O müftüyü tanıdıktan sonra artık evimde namaz kılmayı tercih ediyorum, paylaşımı dikkat çekti.

Adana’da bir ilçe müftüsü M.Ç. (40), iddiaya göre, önceki gün köy camilerini incelemeye çıktı. Müftü, bir köy camisine gitti. Cami imamı olmadığı için caminin anahtarını cami lojmanında kalan ve kadınlara Kuran öğreten Ş.A. isimli kadın kuran hocasından istedi.

KADIN HOCANIN KOCASI İKİLİYİ ÇIPLAK VE UYGUNSUZ VAZİYETTE YAKALADI

Bu sırada, müftü içerideyken kadın hocanın dershane öğretmenliği yapan kocası M.A. eve geldi. M.A.’nın, karısı ile müftüyü çıplak halde yakaladığı ve müftüyü tekme tokat dövdüğü iddia edildi.

MÜFTÜLÜK ARACININ CAMLARINI KIRDI

Müftü kaçıp yakın bir köyün imamından yardım istedi. İmam, köyün yakınlarından müftüyü alıp götürdü. Bu arada, öğretmen M.A., taş parçaları ile müftünün makam aracının camlarını kırdı.

OLAY JANDARMAYA İNTİKAL ETTİ

Olayın jandarmaya intikal etmesi üzerine jandarma; müftü, Kuran kursu hocası Ş.A. ve eşi öğretmen M.A.’nın ifadelerini aldı. Adli soruşturmanın yanı sıra kaymakamlıkça idari soruşturma başlatıldı. Adana Müftülüğü de olayı araştırması için bir müfettiş görevlendirdi. İlçe müftüsü M.Ç'nin ilk ifadesinde iftira atılıyor, Hatim indiriyorduk. dediği öğrenildi..

ADANA İL MÜFTÜSÜ: ARAŞTIRIYORUZ

Soruşturma sürdürülürken Adana Müftüsü Arif Gökçe “Olayın doğru olduğunu sanmıyorum. Araştırılıyor. Kadının kocasının 1.5 yıldır eşinin tayini için müftü beyi tehdit ettiğini biliyoruz. Hoca hanım da iddiayı kabul etmiyor, ‘Kocam beni boşamak istiyor, sürekli baskı yapıyordu, şizofren tedavisi görüyordu’ diyor” dedi.

İlçe müftüsü M.Ç.’nin konuyla ilgili gazetecilerle görüşmek istemediği bildirildi.

Olayla ilgili idari soruşturma devam ediyor.

KAYNAK: https://amp.haberturk.com/gundem/haber-amp/1112576-muftu-kuran-kursu-hocasi-kadin-ile-lojmanda-basildi-iddiasi


TORUNUNA TECAVÜZ EDEN BOLU’LU DEDE



Bolu'da kız torununa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan Fettah G., 33 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı. Torununun psikolojik sorunları olduğunu öne süren Fettah G., "Bu yüzden kendisine alkol vererek onu sakinleştirmeye çalıştım. Kesinlikle onunla ilişkiye girmedim" dedi.

Bolu'da lise öğrencisi 17 yaşındaki Z.T., 13 yaşındayken dedesi Fettah G. tarafından birçok kez cinsel istismara uğradığını ailesine anlattı ve kendisine alkol içirip, cinsel istismarda bulunduğunu iddia ettiği dedesiyle ilgili geçen yıl ailesiyle birlikte cumhuriyet savcılığına giderek suç duyurusunda bulundu.

Şikayet sonrası Fettah G. tutuklanırken, hakkında 'cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'sağlık için tehlikeli madde temin etme, 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan dava açıldı.
'Torunumun psikolojik sorunları vardı'

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında tutuklu sanık Fettah G., hakim karşısına çıktı.

Suçlamaları reddeden. Fettah G., "Torunumun psikolojik sorunları vardı. Bu yüzden kendisine alkol vererek onu sakinleştirmeye çalıştım. Kesinlikle onunla ilişkiye girmedim, dudaklarından öpmedim. Tek amacım torunuma yardım etmekti" dedi.
'Dedem beni hep kandırdı, sürekli olarak içki içirtip benimle ilişkiye girdi'

İstismar olaylarının ardından psikolojik sorunlar yaşadığını anlatan Z.T. ise, "Dedem beni hep kandırdı. Sürekli olarak içki içirtip benimle ilişkiye girdi. Ayrıca yıllarca bu anları hiç unutamadım. Korkumdan kimselere bir şey diyemedim. Dedem beni hep tehdit etti. Psikolojim her geçen gün bozuluyordu ve durumu aileme anlattım" diye konuştu.

Mahkeme heyeti, cinsel istismar olayını birden fazla kez gerçekleştirdiği kanaatine vardığı Fettah G. hakkında 'çocuğun zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismarı' suçundan 30 yıl, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 3 yıl, küçük yaştaki çocuğa alkol içirme suçundan ise 7 ay olmak üzere toplam 33 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Kuran Kursu’nda 9 yaşındaki kimsesiz çocuğa işkence ve tecavüz
Din istismarı ve çocuklara tecavüz olaylarına bir yenisi daha eklendi. Mağdur her zaman olduğu gibi masum bir çocuk, tecavüzcü zanlısı ise Kuran dersi veren hocası... Tecavüz ve işkence mağduru küçük çocuğun "Kapıyı üzerimize kilitleyip beni içeride soyuyor, dövüyordu. Kurban Bayramı'nda gidecek yerim olmadığı için orada kaldım. Y. abi de kalmıştı. Yalnız kaldığımız için bana böyle yaptı.. Beni, yaptıklarını kimseye anlatmamam için tehdit ediyordu. ' sözleri, tecavüz ve işkencenin dehşetini gözler önüne serdi.

Ağrı’da İmam Buhari Yatılı Erkek Kuran Kursu’nda kalan ve kimsesi olmadığı öğrenilen 9 yaşındaki U.P. adlı erkek öğrenci, Kuran hocası olan 17 yaşındaki Y.K.’nin tecavüzüne uğradı. Tecavüz mağduru çocuğun avukatı, çocuğun yüzü de dahil vücudundaki morlukları gördüğü halde harekete geçmeyen kurs yetkililerinin de olaylara sessiz kalmakla suçlanması gerektiğini söyledi. Olayın yaşandığı Kuran Kursu'nda tecavüze uğrayan başka çocuğun olup olmadığı bilinmemekle birlikte, bu konuda bir soruşturma ve araştırma yapılmadığı ifade ediliyor..

Mağdur U.P.’nin yetim kaldığı için bu yurda verildiği ortaya çıktı. U.P., bir yıldır Y.K. ile kursta kaldığını belirterek, “Y. abim bize yurtta Kuran öğretiyor. Beni odasına götürüp kapıyı üzerimize kilitliyordu. Yatakta dövüş filmi izliyorduk” dedi. Y.K.’nin kendisini dövdüğünü, kimse görmesin diye kapıyı kilitleyip yanağından ısırdığını anlatan U.P., “Boynumu öpüyordu. Beni soyuyor, dövüyordu” dedi.

Hürriyet Gazetesinde yer alan korkunç iddialara göre, U.P., geçen yıl Kurban Bayramı öncesi Y.K.’nin odanın kapısını kilitlediğini ve kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Y.K.’nin dövmesinden korktuğu için sesini çıkarmadığını kaydeden U.P., “Beni, ‘Kimseye söyleme’ diye tehdit etti. Herkes yüzümdeki morlukları sordu. Y. abi beni tehdit ettiği için söyleyemedim. ‘Düştüm’ dedim” diye konuştu.

Kurban Bayramı’nda kursun boşalmasından yararlanan Y.K.’nin kendisine bir daha tecavüz ettiğini belirten U.P. “Bayramda gidecek yerim olmadığı için yurtta kaldım. Y. abi de kalmıştı. Yalnız kaldığımız için böyle yaptı” dedi.

İddiaları reddeden ve kendisine iftira atıldığını savunan Y.K. cezaevine gönderildi.

25 YIL HAPİSLE DAVA AÇILDI

Kuran kursu hocası Y.K.’ye “çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yaralama” suçlarından ötürü 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle Ağrı Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bu arada, yurtta görevli kişiler hakkında da “suçu bildirmeme” suçundan soruşturma yürütülüyor. Avukat Mehmet Mağal, U.P.’nin vücudundaki morlukları gördüğü halde harekete geçmeyen kurs yetkililerinin de yargılanması gerektiğini söyledi.

https://www.birhaberoku.com/agri-da-kuran-kursu-nda-9-yasindaki-cocuga-iskence-ve-tecavuz-19756

81 yaşındaki imama, kız öğrencilerine cinsel istismardan 13 yıl hapis



İngiltere'de Kuran okuma dersleri sırasında reşit olmayan kız öğrencilere yönelik cinsel istismardan suçlu bulunan Medine Camisi imamına 13 yıl hapis cezası verildi. İmam Muhammed Hacı Saddık ise, cemaatin kendisine komplo kurduğunu öne sürerek suçlamaları reddetti.

The Times'ın haberine göre, 81 yaşındaki imam Muhammed Hacı Saddık, kız öğrencilerine Kuran okuma dersleri sırasında tacizde bulunuyordu. Saddık ayrıca hata yapan öğrencileri tokatlıyordu.

Saddık'ın öğrencileri dürtme amaçlı kullandığı ahşap ve metal sopaları da vardı.

​30 yıldan fazladır Cardiff'deki Medine Camisi'nde hocalık yapan imam, mahkeme jürisi tarafından 1996-2006 döneminde yaşanan 8'i cinsel saldırı 14 olaydan suçlu bulundu.

Mohammed Haji Saddique, Medine cami imami kız öğrencilere yönelik cinsel istismardan 13 yıl hapis cezası aldı. İmamın, kız öğrencilerine istismarı, Kuran okuma dersleri esnasında gerçekleştirdiği belirtildi.

Suçlamaları reddeden imam, cemaatin kendisine komplo kurduğunu söylüyor.

https://www.birhaberoku.com/81-yasindaki-imama-kiz-ogrencilerine-cinsel-istismardan-13-yil-hapis-19669


Siyasal İslamcılar Sıbyan değil, artık açıkça Sübyan mektepleri diyebiliyorlar.


Öncelikle Sıbyan ile Sübyan arasındaki farkı görelim.
Sıbyan, Sabî'nin çoğulu olup, günümüzde anaokulu karşılığına gelen Osmanlı mektep sistemidir.
Sübyan ise argoda kullanılan, dilim varmıyor söylemeye anlayan anlasın, o biçim manada kullanılan sapkınlık anlamına gelir.

TDK bile Sübyan kelimesinin karşılığını veriyor, -çünkü argoda kullanılan bir ifadedir- ancak Sıbyan'ın karşılığını bilmezden geliyor.
Lakin kendini bilmezler, kasıtlı ve bilinçli olarak sübyan ifadesini kullanmakta sakınca görmediği gibi, bunu resmetmekte de sakınca görmüyorlar.

İşte örneği.

2 yaşında Kur’an okudu, 4 buçuk yaşında hafız oldu.
Sıbyan okullarının örnekleri çoktur.
Gülfem hatun; Ayşe hatun, Saliha sultan, İbrahim Paşa Sıbyan mektepleri olduğu kadar, içlerinde söylem açısından en ilginci de Zevki Kadın Sıbyan Mektebi’dir. 
İyi de bu rezaleti yazan gazete, bunun Sübyan değil de Sıbyan olduğunu bilmiyor olabilir mi?
Hiç sanmıyorum.

Zira sayfalarına baktığınızda bizlerden daha iyi bildiği ortaya çıkmaktadır.
Örneğin 448 yıllık Sıbyan Mektebi demeyi bildiğine ve sayfalarının neredeyse tamamında Sıbyan diyebilenler, yazım hatası yapmış olabilir mi?
Hiç sanmıyorum, olsa olsa ya kasıtlı olarak takıyye testi yapıyorlar ya da utanmazlık diz boyuna çıkmış.
Zira birinci satırda hata olsaydı, ikinci kez tekrar etmezlerdi, görülüyor ki 2. kez de tekrar ederek kasıtın ne olduğunu ortaya koymuşlar.
TDK'ya bakarsak konuyu daha netleştirmiş oluruz.
TDK Sübyan'ın anlamını gördüğünüz üzere bilmektedir.
Öyleyse Sübyancı'yı da bilmelidir.

Gördüğünüz gibi onu da biliyor.
Daha da ileri gidip Sübyancılığı da bildiğini göstermektedir.


Bunu da anladık.
Bakalım TDK, Sıbyan'ın anlamını biliyor mu?
Çok ilginçtir ki, tüm sözlük gruplarında tarama yapmama rağmen TDK Sıbyan sözcüğünün karşılığını bilmiyor.

Öyleyse bahse konu olan yazının sahibi, anlamını bilmediği konuda yazmak istemiş ve TDK'dan anlam araması yapmış kanısına varıyorum.

TDK'nın hükümet politikaları ve CIA kaynaklı Türkçe bozumuna destek olduğu şüphesini düşünmeden edemiyorum.

Neden CIA kaynaklı diyorum?
Her fırsatta PKK'ya desteğini açıklayan Emperyal güç durumundaki Rusya'nın, tıpkı CIA eliyle ülkemizde oynadığı oyunun aynısını, Azerbaycan'da oynandığı şekline benziyor da onun için.
Malumunuz ABD'de CIA eliyle, "İlim Yayma Cemiyeti ve RABITA" örgütlenmesini kurduğunu kendi gizli belgelerinde açıklamıştı.

Bugün, sıradan başörtülülerden bahsetmiyorum ancak Fettoş eliyle kadınlarımızın başına geçirilen, "ABD'nin gizli bayrağı Türban'da" bu minvalde, bir zamanlar beraber yürüdükleri Fettoş ve içimize sokulanlar farafından zorla kadınlarımıza dayatılmıştı.

Kadınlarımıza Türban denen ucubeyi dayatanların nedenleri ne?
Daha evvel çok bahsettim, özetlersem Hristiyan âleminde iki tane önemli kilise kavramı var.
Birincisi, bildiğimiz kiliseler, ikincisi "Invisible Church" (Görünmez Kilise) diye tanımlanan kilise kavramıdır.
Sanki yokmuş gibi bir oluşum.

Protestanlar örgütü gibi faaliyet gösteren bu kiliseler "İslam inancında olanların, Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçmesi gerekmez.

Oldukları yerde, oldukları gibi kalsınlar, Ama bizim istediğimiz gibi düşünsünler" görüşünü benimserler.

"Müslüman gibi düşünmek yerine Hristiyan gibi düşünsün. Ancak Müslüman gibi yaşadığına inansın."
İşte bu yapılanmaya "Invisible Church" denir.

İkincisi Katolik Kilisesi"nin davet kısmını yapan çok önemli gizli bir teşkilat var.
Bu kilise teşkilatının adı "OPUS DEİ" olarak bilinir.
"Tanrının İşleri" demektir.
Çok merak eden varsa "Sibel Üresin, kadınlar ilişkiye girmeden önce maddi talepte bulunsun...! Fahişe Sara !!!" başlığına bakabilirler.

Bizdeki Türban, Musevi dininde delikli kutsal evlilik çarşafıdır.
İşte bu nedenle Türk halkı beyinlerine tecavüz edilmiş şekilde hamd edip durmaktadır.
Yukarıdaki söylediklerimi adeta ispata çalışan bu gazeteye de teşekkürü borç bilirim.
4.12.2019
A. Dursun

https://ahmetdursunarsivi.blogspot.com/2019/12/siyasal-islamclar-sbyan-degil-artk.html?fbclid=IwAR32VvKDOIxvyrBm1qpbS3n_-ZdFm8K00Ebtj6PagrCn2QuSKFMBerepd-Y


“Kadına şiddeti önleme merkezi müdürü, 11 kadını tacizden açığa alındı”


Bursa’da bulunan Kadına Şiddeti Önleme Merkezi müdürü, çalışan 11 kadını taciz iddiası ile açığa alındı.

Bursa’da Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi’nde (ŞÖNİM) çalışan 11 kadın, kurum müdürü Tayfun Erol hakkında, kendilerini sistematik olarak taciz ettiği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Şikayetler üzerine ŞÖNİM müdürü açığa alındı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olayla ilgili müfettiş atadı.

Bursa Muhalif.com’da yer alan habere göre kadınlar, aylar süren tacizin ardından yaşadıklarını birbirlerine anlatınca olayın boyutu açığa çıktı ve suç duyurusunda bulunmaya karar verdiler.

İfadelerde, kadınların güvenliği için başvurduğu kurumun müdürünün çalışanlara uzun süredir sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğu beyan edildi.

11 kadın çalışanın savcılığa verdiği ifadelerle olayın açığa çıkması sonucunda ŞÖNİM müdürü açığa alındı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olayla ilgili müfettiş atadı
https://tammakale.com/2019/11/kadina-siddeti-onleme-merkezi-muduru-11-kadini-tacizden-aciga-alindi/?fbclid=IwAR0JPVnhqiDWVbV7A3Xy99qB0gzBHv5q_fD4HryF4KVTbga3aB-uBpIc8KA