UNITE !!!
ALL NATIONS OF THE WORLD AGAİNST TO RACIST,GENOCIDER CHRISTIAN-FASCIST SEMİTİC CRUSADE WHICH IS STARTED BY GEORGE W.BUSH İN 11 SEPTEMBER 2001 EVENT.ALL YOU KNOW WHAT AMERİCA AND IT’S COLLABORATERS COMMITED TILL TO DAY.
"11Eylül 2001 olayı ile George W.Bush tarafından başlatılan,ırkçı,Hıristiyan-faşist,semitik,soykırımcı haçlı seferine karşı bütün dünya milletleri birleşin!!!
Bu güne kadar Amerika ve İşbirlikçilerinin ne yaptıklarını hepiniz biliyorsunuz."
Ülkemizin bölünüp parçalanması ve özellikle Müslüman ve Türk milletlerin imhası için asırlardır yürütülen “Haçlı Seferlerinin” son aşamasına geldiği hemen hemen her ırk ve görüşten insanlarca anlaşılmasına rağmen insanlar arasında hala bir birlik yoktur.
Aptallaşmış,lay lay lom kalabalıklar olarak duyarsız ve ilgisiz bir ineğin bönlüğünde yaşamaktayız.
Amerika’da “başkan değişikliği” nedeniyle bir durgunluk toplumları rehavete itmiş,barışçı bir siyaset değişikliği beklentisi içinde uyuşturmuştur.
Dün Şırnak-Cizre'de şehir içinde şehit edilen4 askerimizden Onbaşı Zeki Yolcu'nun Cenazesi.
Rusya,dün yaptığı yasal bir değişiklik ile Putin’in 12 yıl daha iktidarda kalmasını sağlamaya yönelik bir adım atmıştır.Bu adım Rusya’yı “çarlık türü” bir yapılanma içine sokmuştur.Buna rağmen,Amerikan ve Avrupa emperyalizminden bezmiş milletler için 2008 Gürcistan çıkışı ile güçlü bir ümit olmuştur.
Rusya’nın her iki dünya savaşında da İngiliz-Amerika cephesinde olması da dikkat çekicidir.
Hindistan,Pakistan ile kavgaya tutuşturularak siyaset geliştirmesi engellenmekte ve Nato yani Amerika ve Avrupa Birliği ile işbirliğine ikna edilmeye çalışılmaktadır.
Çin,gelişmeleri sadece takip etmekte ve kendi yapılanmasını sürdürmeye gayret etmekte ise de halkının içinde yürütülen “Hıristiyanlaştırma-misyonerlik” faaliyetlerine ve Uygur Türklerinin terörist haline getirilmesine engel olamamaktadır.
Komşumuz İran,1979’da Amerika ve Avrupa Birliği ve diğer büyük güçlerin ortaklaşa gerçekleştirdikleri bir operasyonla getirilmiş Humeyni tipi Şeriat İslam rejimi ile yönetilmektedir.
Bu ülkenin,20. yüzyıl boyunca asla bağımsız olmadığına,tüm gelişimlerinin ardında ABD-AB- Rusya işbirliğine dikkat etmek gerekir.II.Dünya savaşında “kazara” Almanya yanında yer almasın diye İngiliz ve Rus birliklerince ortaklaşa işgal edildiğini hatırımızdan çıkarmayalım.
Savaş sonunda dünya siyasi haritası İncil Vahiyler bölümünde,(12.,14.,20.bölümler)kıyametten önce belirecek meleklerin anlatıldığı bölüme göre yapılandırıldı.
Avrupa'da başında 12 yıldızlı melek'i temsilen Avrupa Birliği,Kuzeyde elinde orakla insanları biçecek olan melek ile SSCB yani Sovyet Sosyalis Cumhuriyetler Birliği,bir ayağı denizde, diğer ayağı karada olan melek ile de Amerika yani ABD yapılanması oluşturulmuştu.
CIA ajanı olduğu iddia edilen Alman asıllı Cardinal Joseph Alois Ratzinger de 15 Nisan 2005'de 16.-(XVI.) Benedıctus adıyla papa seçilmesinin ardında da Armageddon Savaşlarının başlatılma çalışmaları olduğu inancındayım.Önceki Benedictus,Armageddon öncesi dünya siyasi haritasını belirleyen savaşı başlatmış,91 yıl sonra gelen papanın da "16.Benedictus " adını tercih etmesi gözden kaçırılmayacak kadar önemlidir.O da muhakkak bir şeyleri başlatacak olan kişi olmalıdır.
Son zamanlarda İran'ın “bağımsız” gibi görünen “Amerikan karşıtı” bir çizgisi olsa da,halen ortaklardan birisine dayanarak yürüdüğüne,mevcut rejimin de emperyalist ülkelerce kurulduğuna dikkat etmek yararlı olacaktır.Ayrıca Avrupa toplumlarının dillerinden adlarına kadar İran ile akrabalıkları,”Sam soyu” kardeşliği olduğunu unutmayalım.
Bu konu,dünya siyasetinin “din temeline” göre Sami kavimler tarafından yapılandırıldığını düşündüğümüzde çok önem arz eden bir konudur.
Diğer yandan da 1000 yıldır Türklerin idaresinde,en az 3000 yıldır da Türk-Hint-Fars,1400 yıldır da Arap ırklarının da karışması dikkat çekicidir.Bu özelliği halen Sam soyu olarak yorumlanmasına engel olabilir. İranlılar,kendilerini “Fars,Hint ve Türk karışımı olarak kabul ederler.
Bir solcunun buna dikkat etmesini yadırgayanlar olabilir.Şunu unutmayalım ki,birileri Müslüman oldu diye kiliseler ve diğer tapınaklar yıkılmamış,Sosyalizm bazı coğrafyalarda uygulandı diye,zenginler mallarından vazgeçmemiş, emperyalizm de sömürgeciliğini bırakmamış ve halen sürdürmektedir.
Dünya beşeriyet coğrafyası halen özelliklerini muhafaza etmektedir. Bu yüzden karşımıza çıkabilecek sürprizlere hazır olmak için de bu nitelikleri saymakta yarar vardır.
Bizde ise halen,”sağ,sol,Şeriat,Laik-Antilaik,Türk,Kürt,Arap, ve benzeri kavramlarla boğuşmak terk edilememekte ve hiçbir siyasi proje üretemeden bizler için çok kıymetli olan zamanımızı hoyratça tüketmekteyiz.
Kimisi “kelleci” partiler kuruyor,kimisi şeriat ilan ediyor,birileri sosyalizm getiriyor,birileri hala dünyanın altını üstüne getirmiş,iflas etmiş küreselciliği,liberalizmi savunuyor,bazıları da 12 eylül öncesinin ülkücü ve solcu kayıplarının listelerini yayınlamakla uğraşıyor.
Oysa,"Ülkü" Güdülen gaye ve amaç anlamına gelir.Her Türk vatandaşının da her insanın da ülküleri vardır.
Bütün siyasi ideolojiler zaten birer ülküdürler ve yaptıkları da zaten “ülkücülük”tür.
Ama bu "Ülkücü hareket" adı ile kendini tanımlayan hareketin dilekleri şeklinde de olmayabilmektedir.
Böyle düşünenleri vatan haini olarak nitelemek,kendini farklı düşünenden soyutlamak kesinlikle vatanseverlik değildir.Aksine vatanın menfaati için gerekli olan düşünce farklılığını da yok etmektir.
Ülkücülerden farklı düşüncelerle birlikte yaşadığımız bu toprakların “Emperyalist Haçlı Saldırılarına" karşı savunulmasını düşünen ve mücadele edenler belki de Ülkücülerden daha gerçekçi çözüm üretmektedirler ki öyledir de.
Ülkücüler artık şunu aymalıdırlar:Din adı altında milliyetçilik mücadelesi hem Ülkücü (ümmetçi olmayan Nihal Atsız yanlıları gibi) toplumu hem de milliyetçi solu yani "Türkçü Hareketi" bölmektedir.
Diğer yandan,asırlardır Anadolu Türk Yurdu olmasına rağmen bu ülkede halen Türklerden ve Müslümanlardan başka milletler de yaşamaktadır.
Aynı gerekçeler İslamcılar içinde aynen geçerlidir.
Hititlilerden bu yana geçen 4-5 bin yıl içinde bu yarımadanın halkları asla "tek bir inanç veya ırk" olamamışlardır.
Ülkücülük yani faşizm "Emperyalizmin dayattığı demokrasi şeklinin" 5 parmağından sadece biridir.
1946’ddan itibaren İngiliz-Amerikan ve Avrupa bloguna İsmet Paşanın çabaları ile itilen ülkemiz bağımsızlığını kaybetmiştir.
Atatürk zamanında,zaten Amerikan ve İngiliz idaresine girmedi diye Atatürk’e düşman olan mandacı tarafların da arayıp bulamadıkları bir hareketti.
Onlar için İsmet paşanın bu yaklaşımı bir nimetti.İttihatçılar bile bu gruptadır.
İsmet paşa bu hareketin kuruculuk görevini,kuruculardan Celal BAYAR’a ve meclisten seçtiği toprak ağası Adnan Menderes’e verdi.
Böylece,büyüklerin isteği üzerine başlatılan hareket iktidara geldi ve güle oynaya Kore’ye asker gönderip kıydırdık.
Sonra,Amerika’nın dibine gelmesine sebep olduğumuz,kurtuluş savaşımı verdiği silah cephane ve siyasi desteği ile kazandığımız Rusya,Kore’de de kendisi ile savaştığımız için haklı tehditlerinin ardından,haklı olmayan Yugoslavya-Bulgaristan’dan Kırım’a ve Kafkaslara,oradan Irak’a kadar her yerde Türk ve Müslüman soykırımını başlattı.
Amerika 1958’e kadar bu soykırımları durdurmak için hiçbir şey yapmayınca Menderes Rusya ziyaretini planladı.
Ne oldu,birkaç olay ve iki ay içinde ihtilal.Ardından da doğru İmralı adası ve İdam sehpası.
Sebep?
Sen misin Rusya’ya yaklaşan,Amerika’ya posta koyan.
27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra "Kıbrıs'taki Türk soykırımını” durdurma bahanesi ile devleti yavaş yavaş Amerika'ya teslim edenler,1960 hareketinin "tam bağımsızlıkçı" liderlerini, Amerika'nın tutmadığı sözleri uğruna idam etmişlerdir.
Ardından, İnönü sayesinde CHP "Ortanın Solu" olmuş,partisi ve devlet siyasetini "İngiliz-Amerikan korkusu" üzerine,İsmet Paşa Amerika’nın talimatları ile inşa etmiştir.
Diğer yandan da Milli Türk Talebe Birliklerini ve Ülkü Ocakları yapılanmasını teşvik ederek Türk gençliğini sağ-sol şeklinde kamplara bölmüşlerdir.Her iki grup da Amerika tarafından idare edilmiştir.
Bu projelerin uygulanması ile 1971 ve 1980 12 Eylül darbelerine zemin hazırlanmış ve ihtilal tereyağdan kıl çekercesine kolay gerçekleşmiştir.
Adam gibi hiçbir öğrenci okulunu bitirememiş,korkudan öğrenimlerini bırakmış,okuldan atılmış,üniversitelerden mezun olamamış bir çoğu ya sokaklarda ya işkencede ya da idam sehpalarında canlarını vermiştir.
Devlet,kendi geleceği için gerekli beyinleri yetiştirememiştir,kültürel ve sanayi yapılanmasını oluşturamamıştır.
Yurt dışında eğitim almış ve ülkemizde o ülkelerce dayatılmış,işbirlikçi,onlarla görüşecek mevkiye gelmeyi meziyet sayan,kültürsüz,yüreği halkı ve ülkesi için çarpmayan,uşaklaşmış siyasetçi ve bürokratlara devlet terk edilmiştir.
Emperyalist devletlerin bu düzenlemeleri ile ,devletimiz,talimat alan,emir uygulayan,yabancı hayranlığı içinde kaybolmuş,hakkını savunamayan,sadece "emir uygulayan" bir kukla devlet haline getirilmiştir.
Olan nedir?
1915 Çanakkale savaşları sırasında,“Biz Türklerin çiçeklerini topluyoruz” diyen İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı Churchill’in,bu defa Başbakan olarak 1943’de İsmet Paşaya Adana-Yenice Tren istasyonunda çizdirdiği proje de aynı projedir.
Yine Türk ve Müslüman toplumların “çiçekleri” toplanmıştır.
İşbirlikçileri olan,Kürt Milliyetçisi Kenan Evren ile T.Özal kurdukları malum terör örgütü ile sonunda ülkeyi parçalama noktasına getiren eylemleri başlatmışlardır.
Menderes ve T.ÖZAL hareketinin günümüzdeki temsilcisi olan AKP ve destekçileri ise dayatılan bölünme ve parçalanma siyasetinin savunucuları olarak aymadan yürümektedirler.
R.T.Erdoğan’ın Gürcistan Savaşında tepkisiz kalışı sonrası ortaya çıkan bir “Denizfeneri” dosyası ile kulağı çekilmiştir.
Çünkü,hem transKafkasya projesi hem de Hindistan’ı Nato’ya katılmaya ikna etme projeleri (!) yanında bir de kendisini pek takmayan bir ordu mazereti onun kellesini kurtarmıştır.
Buna bağlı olarak da, yeni ABD Başkanı B.Obama’nın,Başbakanımız R.T.Erdoğan’ı kabul etmemesi bu olayla bağlantılıdır.
Ülkemizde “Demokratların temsilcisi” olan CHP ile bu yüzden çalışmak isteyebileceğini düşündüren olay ise,42 yıllık CHP politikasının birden değişivermesidir.”Türban açılımı”
Günümüzde bu proje son aşamasına gelmiştir.Ülkem insanı önce Ermenilerle,günümüzde Kürtlerle arası bulunamayacak kadar derin bir düşmanlığa düşürülmüştür.
Bu projenin 200 yıldır soydan soya işbirlikçiliğini yapanlar kendileri ile gururlanabilirler.
Çünkü emelleri artık gerçekleşmek üzeredir.
Halen “Haç-Hilal Savaşı” sürmekte ve çiçeklerimiz toplanmaktadır.İçine düşürüldüğümüz iç bölünmelerden ve kavgalardan bu güne kadar daima Amerika ve müttefikleri kazançlı çıkmıştır.
Bu gün de bunu değiştirecek bir eylem birliği görünmemektedir.Kitle önderi olmuş sermaye sahipleri,ve aydın denilen işbirlikçi bir kesim, göbek bağlarından dolayı bencilliklerini aşamamaktadırlar.
1917 Süveyş Kanal savaşlarında,kendisinden 15 Aralık'tan önce Kudüs'ü Haçlı dünyasına hediye etmesini beklediklerini söyleyen İngiliz gazetecilerden,General Allenby şu ricada bulunur;
"Emrimde çok sayıda Müslüman asker var.Bu savaşın "Haçlı Seferi" olduğunu ağzınızdan kaçırırsanız bu savaş fiyasko ile bitebilir.Bu yüzden ağzınızı sıkı tutun.(Ülke Tv'de iki ay kadar önce yayınlanan İngiliz yapımı bir belgeselden alıntıdır.)
Haçlı seferi halen bitmemiştir ve sürmektedir.Bu defa sefer "kıyamet alametleri" üzerine uygulanmaktadır.
Bu imha planını bozacak tek olasılık vardır.
O da;
ARTIK,ÜLKÜCÜ,SOLCU,ALEVİ,SÜNNİ,KÜRT-TÜRK,ERMENİ,GÜRCÜ DAVASI GÜTME ZAMANI DEĞİLDİR.
ZAMAN BU ÜLKEYİ,BU COĞRAFYAYI BİRLİKTE SAVUNMA ZAMANIDIR. KESİNLİKLE DİN,IRK AYRIMI YAPMADAN EMPERYALİZME KARŞI BİRLEŞME ZAMANIDIR.
HAÇLI'NIN HİLAL'E AÇTIĞI SAVAŞ MÜSLÜMAN,TÜRK VE SAM SOYU OLMAYAN TOPLUMLARI İÇİNE ALARAK GENİŞLEMEKTEDİR.
BU DURUMDA BÜTÜN MÜSLÜMAN VE SAM SOYU OLMAYAN KAVİMLERİN "HAÇLI" SALDIRISINA KARŞI BİRLEŞMELERİ GEREKMEKTEDİR.
İLK HIRİSTİYANLARIN,KENDİLERİNİ HAMAM SÜTUNLARINDA YAKARAK EĞLENEN NERON'DAN KURTARAN MİTRAİSTLERİ,ROMA'DA İDAREYİ ELEGEÇİRMELERİNDEN SONRA TAPINAKLARINA DOLDURARAK YAKTIKLARINI HATIRLAYALIM.İBRANİ SOYU OLMAYANLARIN HIRİSTİYAN VEYA YAHUDİ OLMALARI BİR ANLAM TAŞIMAZ.ÇÜNKÜ BU KİTAPLAR SADECE "İBRAHİM SOYU" KAVİMLERE GELMİŞTİR.
(Dört İnançtan Yaratılış,Üstün Irk,Yecüc-Mecüc konulu yazılarımda İncil,Tevrat ve Kuran ayetleri ve hadislerle bunları anlatmaya çalıştım.)
GÜCÜ ELLERİNE GEÇİRDİKLERİNDE BU GÜNE KADAR KIZILDERİLİLERE, MÜSLÜMANLARA, MİKRONEZYALILARA,ASYA'LILARA,AFRİKA'LILARA VE TÜRK'LERE YAPTIKLARI KORKUNÇ İŞKENCE VE SOYKIRIMLARI KİTAPLARI EMRETMEKTEDİR.
BU IRKÇI SAMİ KAVİMLERİ İLE ONLARA YANAŞMAYA ÇALIŞAN HİCAZ ARAPLARINA VERİLEN ŞANS KENDİ NESİLLERİMİZİN ŞANSSIZLIĞI OLACAKTIR.
SAM SOYU OLMAYAN KAVİMLERİN BİRLEŞMESİ OLMAZSA 2012'YE KADAR HAÇLI İŞGALİ'NİN GERÇEKLEŞME İHTİMALİ YÜKSEKTİR.
DÜNYA SİYASETİ TEVRAT VE İNCİL AYETLERİNE GÖRE AMERİKAN,İNGİLİZ VE VATİKAN İŞBİRLİĞİNCE DÜZENLENMMEKTEDİR.
BU PROJE ÇOK KISA BİR ZAMANDA BİTİRİLECEKTİR.
DİNCİ PARTİLER KUTUPLAŞMAYI TAMAMLAYAMADAN ÖNCE DAHİ BU İŞGAL GERÇEKLEŞEBİLECEKTİR.
NE ÜLKÜCÜLÜK NE DE SOSYALİZM VEYA ŞERİAT DEVRİMİ GİBİ TARTIŞMALARLA KAYBEDİLECEK ZAMAN YOKTUR.
ONLARIN GÜÇLÜ OLMASI BİZİ KORKUTMASIN.TARİHTE İLKEL BİR ÇOK KAVİM,ALDIKLARI ESİRLERDEN ÖĞRENDİKLERİ TEKNİKLERLE KENDİLERİNDEN İLERİ DÜZEYDE YAŞAYAN YOPLUMLARI İMHA ETMİŞLERDİR.
CENGİZHAN ORDULARININ MANCINIKLARI ÇİNLİLERDEN ÖĞRENMESİ GİBİ.
BU VATANIN VE SAMİ OLMAYAN KAVİMLERİN FERDİ OLDUĞUNA İNANAN HER IRK VE İNANÇTAN İNSANIN BİRLEŞMESİ ŞARTTIR.
KUVAY-İ MİLLİYE HAREKETİNDE OLDUĞU GİBİ.
HALKIMIZIN GEÇMİŞ HESAPLARINI ACİLEN KAPATIP EMPERYALİZME KARŞI KOMŞU VE MAZLUM DEVLETLERLE BİRLEŞME ZAMANIDIR.
Bu devletlerin çıkardıkları savaş ve terör olaylarında "izinsiz NATO silahı" kullandık diye de yıllarca ambargolar yedik.Kıbrıs ve terör örgütü ile verilen savaşlarda hep bu konu vardır.
Dayattıkları eğitim sisteminde güncel ihtiyacı için bile matematik bilgisini kazandıracak bir eğitim sistemi terk ettirilmiştir.Üniversitelerimiz "yüksek ilkokul " haline getirilmiştir. Üniversitelerimizde felsefe sınavlarının bile "test " şeklinde yapılmakta olduğunu işitiyoruz.
İnsanımız sadece "dini yaşam düzenine" kasıtlı olarak teşvik edilerek,geleceğin köle toplumu haline daha şimdiden getirilmiştir.
"İdealist eğitimciler" çoktan tasfiye edilmiş,veliyi soyan,hiç bir şey vermeyen,dersanelerle,evde özel derslerle, aileler soyulmakta,sonuç olarak öğrencilerin 1/3'i yüksek öğrenime girebilmekte onun sonu da "diplomalı işsizler ordusuna" katılmak şeklinde sonuçlanmaktadır.
Uluslararası düzeyde kayda değer bulunmuş bir tek "doktora tezi" artık bu ülkeden çıkmamaktadır.Ülkemiz ve diğer ezilen ülkeler,"Eğitimli aptallar ülkeleri" haline getirilmişlerdir
İçine düşürüldüğümüz bu korkunç tuzak yüzünden,ülkemiz,dış Osmanlı kalıntısı toplumlar, ve ezilen diğer uluslar,uygulanan haçlı kıskacı ile resmen meydan dayağına çekilmektedirler.
Bu "kayıtsız-şartsız teslim olmuş" yapıdan kurtulmak için birleşmek en akıllıca çözüm olarak görülmektedir.
EZİLEN ULUSLAR BİRLEŞMELİDİR.
SAYGILARIMLA
KEYKUBAT
Ermenilerle Kürtler İşbirliği Kararı Aldı;
http://www.atonet.org.tr/yeni/files/_files/UNUTULAN_MANSETLER/1980-1982.pdf
İşte ilgili haber linkleri;
Balkanlarda "Müslümanlar Eşcinseldir" kitaplı Propagandası;http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=379965 Papazlar ve eşcinsellik; http://www.nuriyeakman.net/node/1110 Eşcinselliğin bilimsel sebebi; http://www.hayatsite.com/dogurganlik-geni-homoseksuel-yapiyor-t-6829.html Terör ve Eşcinsellik; http://www.harunyahya.org/kitap/hy_terorun_perde_arkasi/Teror7b.html |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.