Yuh olsun bu hükümete!
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile genişlemeden sorumlu yüksek komiser Olli Rehn, iki günlük Türkiye ziyaretine bugün diplomatik açıdan son derece ince bir ayarla başlıyor. Barroso ve Rehn, bugün Ankara’ya gelir gelmez ilk olarak Anıtkabir’i ziyaret edecek, ardından da resmi temaslara geçecekleri basına yansımıştır.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Borosso. Yüksek Komiser Ollı Rehn
Bu kişilerin ülkemize gelmeden önce Millet Mecli binasında görüşecekleri hükümetin Başbakan, bakan ve muhalefet partilerinin makam odalarının da Avrupalı koruma polislerince güvenlik araştırmasından geçirildiği ve buna hükümet ve muhalefet partlerine mensup vekillerin tepkileri de haliyle eklendi.
Ben böyle bir aşağılanma görmedim ve duymadım.
Gelenler altı üstü birer komiserdir ve ne bir Cumhurbaşkanı ne de AB dönem başkanıdırlar.
Amerikan Devlet Başkanı'nın sadece tüm dünya ülkelerine uygulattığı özel güvenlik şartları vardır.Ancak bu ABD Başkanının gideceği her ülke için geçerlidir,bu şartları kabul etmeyen ülkeye bu adam gitmez.
Ancak başkaları için böyle özel şart ben ne gördüm ne de duydum.
Bu aşağılanmaya nasıl maruz kaldık diye sorarsanız iste esas mesele buradadır.
AKP kapatma davası açılınca ilk önce Ali BABACAN bey bir iki yurt dışı temasta bulundu. Ardından Romanya'da geçen hafta sonuçlanan NATO toplantısında Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah GÜL ve hükümetten bir heyet orada başta G.W.Bush olmak üzere ABD'nin bazı hükümet yetkilileri ve bütün AB'nin Cumhurbaşkanları ve dönem başkanları ile de görüşmeler yapıldığını hep okuduk ve haberlerden de dinledik.
(Cumhurbaşkanımız A.GÜL'ün eşleri Hayrünisa Hanımefendilerin
65.milyarlık olduğu yazılan yüzüğü.Sıkıntılarımızın sebebi bu hırs mı acaba?)
Haber linki "http://www.gazeteoku.gen.tr/92_Terc%FCman_Gazetesi.html"
AKP'nin kapatılmasının önlenmesi için destek istediklerini de ilave etmek zorundayım.
Burada Anayasa Mahkemesine bir baskı yapılması için yardım istendiği daha toplantı sona ermeden ABD ve AB devlet başkanlarından alt kademe bakanlarına ve komiserlerine kadar sayısız "tehdit" içerikli açıklamalar yapıldığına halen tanık olmaktayız.
Şimdi de yukarıda adı geçen bu iki komiser TBMM'de konuşma yapacakmış,muhtemelen de AKP'nin kapatılmaması için kulaklar çekilecekmiş diye beyanlar da ortada tur atıyor.
Başbakana varıncaya kadar mecliste makam ve çalışma odaları yabancı polislerce didik didik ediliyor,meclisin asansörlerine kadar "emniyetsiz" raporları düzenleniyor,ülkemize tam bir "Sömürge" muamelesi yapılıyor.
Ne için?
AKP mağdurmuş,abileri desteğe geleceklermiş.
TBMM'nin güvenliksiz oluşu konusunda haklı da olabilirler.Çünkü bizde Polis Memuruna va Amirine Milletvekillerinin nasıl baktığını ,sokak ortasında trafik polisi tokatlamalarından milletçe şahidiz zaten.
TBMM'de içeri girene bir polis "hışşt" dese soluğu alacağı yeri hepimiz biliriz.Ya Hakkari ya da Tunceli,Siirt,Şırnak'tır.
Hadi Meclis Polisinin hiçe sayılmasını anladık da,Bakanların ve Başbakan odalarının,mecliste grubu bulunan partilerin odalarının da güvenlik gerekçesi ile bu komiserlerin Avrupalı Polis Memurlarınca araştırılmasına ne demeli?
Bu iktidar hırsının "Milletin ve Halkın" değerlerinin önüne nasıl geçirildiğine apaçık bir örnektir.
Askerin başına çuval geçirten siyasetinden,Amerikalı bir fon yöneticisi olan Macar asıllı George Soros'un yine bunların daveti üzerine yine bu mecliste "Askerinizden başka satacak şeyiniz yok" sözünü de bunlar sayesinde duyduk ey millet.
En son yardım istedikleri ülkeler de halen İngiliz sömürgesi olan Avustralya,Zellenda,Papua Yeni Gine gibi ülkelerdir.
Rezilliğimizin aşağılanmamızın ulaşmadığı yer oralarımı kaldı acaba?
İstanbul işgal edildi de Padişahın ve Baş Vezirin odasının araştırıldığı hakkında bir yazı şimdiye kadar hiç okumadım ve duymadım.
Hatta adamlar Meclisi bile işgal etmediler taa sonunda,TBMM hükümeti oluşunca bu olay olmuştu.
Şu an işgalden bile beter muamele gördüğümüzün resmi değilse nedir bu?
AKP'ye bunlar için mi oy verdiniz?
Bu devlet devlet olalı bu kadar aşağılanmadı bakalım daha neler göreceğiz.
Bu hükümete yuhlar olsun ki,kendi iktidar hırslarını milletin onurunun,haysiyetinin üstünde tutmuşlar,devletimizi sömürge konumuna indirmişlerdir,layıkları olan sömürgelerle de ilişkilerini hızlandırmaktadırlar.
Bu kadar aşağılamaya cesaret etmelerinin ardında "destek talebi'nden" başka ne olabilir ki sizce?
Dün bir kanalda Başbakanımız pazarlama dersi veriyordu" Gezeceksiniz,göreceksiniz, pazarlayacaksınız".
Yoksa memleket satıldı da haberimiz mi yok?
Keykubat
Notlar;
a)Adamlar meclisin altını üstüne getirdikten sonra tepkiler başlayınca bu isteklerinin red edilmiş olduğuna dair haberi sabaha karşı net'ten okudum.Neye yarar ki bu kadar rezaletten sonra?Akşam haberlerinde bizi kahrettikten uykularımızı kaçırdıktan sonra.
b)İşte ilgili haberin linki; "http://www.gazeteoku.gen.tr/85_Ak%FEam_Gazetesi.html"
ve;
"http://www.cnnturk.com/TURKIYE/haber_detay.asp?PID=318&HID=1&haberID=446905"
"http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=3331"
10.4.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.