Ateistleri Eleştiren Müslümanların, Önce Kendilerini Tanımaları Gerekir.
Müslümanlar, din kitapları olan Kur’an’ı açıp okumaktan korkutulmuş cahil dindarlar topluluklarıdır.
12 yaşımda Kur’an kursuna gidip, bir buçuk ayda hatim ettiğimde beş yıldır gelip de Kur’an’a geçememişler vardı.
Bütün yaz tatili boyunca açılan kursta benden başka öğrenen beş altı kişi çıkmamıştı.
Kurs hocam, Ali hoca, askere gidinceye kadar “gel seni eğiteyim müezzin ol, imam ol, senden çok güzel hoca olur” diye yalvarmıştı. Simit satmaktan, kahvede garsonluktan, inşaat ameleliğinden rahat, kolay ve de hatırlı işti aslında.
Oysa ben 17 yaşımda dini inancımı noktalamıştım ve ek olarak verdiğim cevap ise aynıydı;
“Okulda okuduklarımı anlıyorum bunu okuyunca anlamıyorum, anlamadığım şeyle kafa yorup boşuna emek harcamam”
İleride meal okursun, istersen Arapça öğrenirsin dese de o zaman din hakkında ilk kıllanmam başlamıştı. Ama, evde haftada en az üç gün kuran okunur, beş vakit namaz kılınır nereye. Bir zaman sonra bu olay yerini dindarlığa bıraktıysa da Ali hocayı gene de dinlememiştim.
Ama inancım olmamasına rağmen hatalı olup olmadığımı merak ettiğim de olmuştur. Bu yüzden Türkçe Kur’an’e en az 5000 kez okumuşumdur. Sonradan İncil, Tevrat, Zebur, Avesta’dan bahseden kitapları araştırmıştım. Bu alışkanlığım hala devam etmekte ve de yazmaktayım.
Yani dini inancım olmamasına rağmen kendini dindar sayanların aksine İslami olarak okumadığım meal, tefsir, siyer, hadis, ilmihal kitabı az kalmıştır.
Oysa İslam, daha peygamberin ardından kitapları yakılmış, itikadı değiştirilmiş bu değişim, peygamberin ölümünden 100 yıl sonra Bağdat üniversitelerinde zirve yapmıştır.
Bunlar da kafi gelmemiş, bu yüzyıllarda gerileyen İslam medeniyeti haçlılara karşı savaş kaybettikçe artan mezhepler dört ile zoraki sınırlandırılmışsa da tarikatlara engel olunamamıştır. Bu gün mezhep dahi sayılmayan Alevilik, Dürzilik çoklarınca ayrı dinler olarak da kabul edilmesine rağmen bazı mezheplerden fazla cemaatlere sahiptir.
|
1915 sürgünlerinden Müslüman olup kalanlardan Gregoryen Ermeni Fetullah Gülen |
İslam’ın zoraki dayatılması, tarikatları arttırmış, eski inançları ile İslam’ı harmanlayan tarikatların yetiştirdiği hocalar dini ele geçirmiş ve bozmuştur.
Yahudiler açıkça 72 tarikat kurduklarını söylüyorlar. Elmalılı Hamdi Yazır Kur’an Bakara 2:62 ayet tefsirinde Sabileri işlerken, dini en çok bunların dönmelerinin bozduğunu söylemektedir.
Sabilerin yoğun olduğu Kufe, Basra, Bağdat coğrafyasından büyük mezheplerin çıkmasına en son Vehhabilik dini de eklenmiştir.
Hilafeti türk Osmanlı’dan alıp Araplara geçirmek için kurulan, bu yüzden de yıkılıncaya kadar hiç bir Osmanlı halifesi ve şeyhülislamınca “Müslümanlığı kabul edilmemiş” olan Vehhabilik, Bahailik, Hint Kadıyaniliği, Mısır Efganiliği Araplar arasında “ırkçılık” nedeniyle yayılmışsa da onaylanmadan kalmışlardır ve İslam değildirler. Bunar başlı başına yeni dinlerdir. Bizdeki Nurculuk da aynıdır.
Son Osmanlı şeyhülislamlarından Van’lı Abdülhakim Arvasi’nin yazdığı ve Hüseyin Hilmi Üçışık’ın yayınladığı “Tam İlmihal” adlı kitapta da Nurculuk ve Said-i Nursi yer almamaktadır.
Oysa bu sapkın tarikat, 1950’de devletin başına geçmiş, orduya generaller tayin etmiş ve bu güne kadar gerici bütün faaliyetlerin, gizli-açık örgütlenmelerin başı olmuştur.
Yetmemiş, 1892’de Bitlis Ani sürgünleriyle başlayan Gregoryen ve Süryani Ermeni tehcirlerinden kurtulmak için Müslüman oldum deyip, Gregoryen Ermeni rahibe kıyafeti olan “kara çarşaf”ı İslam diye Müslümanlara kabul ettirmişler, günde beş vakit namaz kıldıklarından temeli Habeş İncili olan ve İslam’a çok benzeyen bu Ortodoks Hristiyan geleneklerini Müslümanlara kabul ettirmişlerdir.
Yetmemiş, hocalık etmişler, dini gelenekleri değiştirmişlerdir. Bu da yetmemiş, camide milletin dinine imanına ettikleri düşmanlıklar tatmin etmemiş, bir de Avrupalara gidip “Bizi Müslümanlardan kurtarın” diye yakarılarda bulunmuşlardır.
1974’de Bülent Ecevit ile kurdukları koalisyon, ardından gelen Milli Cephe hükumetleri dönemlerinde İmam hatip liselerini ellerine geçirmişler ve tamamen Nurcu imam yetiştirerek Osmanlı Sünni Hanefi itikadını da yok etmişlerdir.
Buna son nokta AKP iktidarının ilk yıllarında bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın çekilmesini emrettiği bir film ile de “İmamlık eden bir Hristiyan Karadenizli’nin evinde Hristiyan ibadetini yapmaktan ibaret çileleri, Müslümanlara düşmanlık edecek şekilde işlenmiştir.
Özürleri kabahatlerinden büyük.
En son geçen yıl, CNNTURK kanalında Şirin Payzın’ın programında Ermeniler takiyeden vaz geçirilmeye çağrılmışlar, bu programda yüzünü saklayan bir Ermeni imam kendini ihbar etmiştir.
Şimdi, dinsizlere, ateistlere kızan Müslümanların acınacak hali budur. İmamları Ermeni, Süryani, Rum Ortodoks Hristiyanlar, Ortodoks sapık Yahudiler, şeytana tapınan Yezidiler ve Dürzilerdir.
Kendi dinini bilmediğinden imamının ne olduğunu sorgulamaktan aciz, acınası Müslümanların dindarlıkları yeryüzünün en gülün ve acınası kısaca trajediktir.
Sabilerin din kitaplarından yaptığım çevirilerde Müslümanlar hakkındaki tanımları şöyleydi;
“Müslümanlar yeryüzünde ebediyete kadar aptallıklarıyla anılacaklardır.” Yukarıdaki örneklere de baktığımızda dedikleri aynen yaşanmaktadır. Hatta şu anda hasta olan (acil şifalar dilerim) Suriye’li
Canan Can adlı arkadaşıma Arapça Nasturi İncili metinlerini dinletmiş, becerebildiklerini çevirmesini istemiştim. Hastalandı yapamadı ama dinlerken face çetinde yaptığı sohbet çevirilerinde, Kur’andaki Kamer, Duhan, Şems gibi surelerin bunlarda da olduğunu şaşkınlıkla yazmıştı. Bu kitabın Adem ile Havasının da Allah’ın da sapıklık öğütlediğini yazmıştı.
Kendisi eski bir tesettürlü bayan olan arkadaşımın şaşkınlığını anlatamam.Bu durumda da Kur’an’ın “tadil edilmiş Nasturi İncil’i olduğu ortaya çıkmaktadır ki hiç de tuhaf değildir. Zira, Muhammet’in rüyalarının peygamberlik alameti olduğunu söyleyen amca oğlu Varaka bin Nevfel de Mekke’nin Nasturi kilisesinin baş keşişiydi.
İşte, ben dine de dinlere de bu nedenlerle inanmıyorum ve neden inanmadığımı da biliyorum. Hristiyanlık Roma’nın İran’ın dini baskısından kurtulmak için seçtiği bir dindi ama onu da Yahudilere anarşi çıkartmak için İran’ın çıkarttığından eminim. Zaten gerçek İncil Zerdüştlüğe, Zervaniliğe, Sabiliğe uygun olan Ortodoks İncilleridir ve Matta, Luka, Markos, Yuhanna’dan oluşan dört İncil ise Roma’nın kendisine Grek rahiplerine yazdırdığı dogma bir kitaptır.
İslam da Roma’nın Yıldız dinlerine inanan Araplar için, “İsa’yı şeytan değil de sonradan tanrı sıfatına ermiş kişi olarak tanımladığı için Vatikan’dan onay almış ama gene de bozuk din sayılan Nasturi İncil’inden uyarlama bir kitaptır. Bunu “İslam Roma Tezgahı mı?” başlıklı “alaeddinyavuz.worlpress.com” blogumda yayınladım.
İşte böyle tespitler olunca, bunlara bir de cinsi ve ruhi sapıklıklar eklenince aklı olan insan dine inanmaz.
İnanmama gerekçemi de 10 yıldır yayınladığım beş bloga 3000’e yakın yazımda yazdım.
Peki Müslümanlar ne yapıyorlar?
Yezidi mele imamlarının,
Yahudi Hahamlarının,
Ermeni, Süryani, Rum Ortodoks Hristiyan patriklerinin, keşişlerinin,
Dürzi imamlarının arkasında namaz kılıyorlar.
Ama Müslümanlar ya, inanmazsan sor bak.
“Vallahi de billahi de Müslümanlar, Allah, Kuran, Musaf çarpsın Müslümanlar.”
Yezidilerin de kitaplarının adı “Kur’an-ı Kerimi Mushafi Reş’tir”. Ona, Şeytanın Kara Kitabı” da denilir. Onlar da aynı orucu tutar, sabah akşam namaz kılarlar. Süryaniler yedi vakit, ötekileri beş vakit namaz kılarlar. Zerdüştler, Budistler, Can dincileri, Şiva, Brahman, Hindular da kılarlar.
Mesela Tokatta meşhur Hindi Baba yatırı vardır. Bu adam Can dincisidir, Müslüman değildir ama kendini yutturmuş ve ermiş olmuştur.
Şimdi Recep Tayyip Erdoğan, ramazanda bir saat sekiz dakika erken sabah ezanı okutarak, millete Süryani orucu tutturur da bir Müslüman (Abdülaziz Bayındır hariç) sesi çıkmadı.
Bunu bir de ben delilleriyle yazdım.
Ne oldu?
Hadi ben dinsizim de Abdülaziz hocanın da mektubunu okumadı bu Müslümanlar.
Şimdi dini din değil, imamı imam değil, dört mezhep 1000 tarikat ve son 250 yılda beş yeni din eklenmiş Müslümanların neye inandıkları da belli değildir.
Peygamberin "Mescid-dirar=Zarar mescidleri" dediği, imar yasasına Menderes'in eklediği, devlet arazisine kaçak konut yapıp resmileştirmenin yolunu açan "cami dikme yasası" ile yapılan camiler İstanbul'u ve diğer göç alan illeri doldurmuştur. Bunların tümü Mescid-i dirar'dır ve birisinde namaz kılınmaz. Ama bunlar kılar, bunlar şerbetli. Hayır bunlar mal, bunlar dinsiz, bunlar kansız, hırsız tayfası. Bunlar tanrılarının lanetine uğradıklarından cüce cin ve şeytanlara tapınan antik çağ kalıntıları dindarlardan da adi ve cahiller sürüsü.
En azından bu cüce şeytanlara tapınanlar neden tapındıklarını biliyorlardı. Bunlar neye neden tapındıklarını da bilmeyen ucubeler sürüleri.
Dinen, cehennem bile bunlara cennet sayılır. Çünkü hiç bir dine uygun adalet kavramları yoktur. Hukuk zaten bilmezler. Ki en güzeli de çağdaş hukuktur.
Bu gün kızımın mezarında çiçekleri değiştirmek için eşimle gittik. Hemen yanındaki mezara bir defin olayı vardı. Acısı olanlar zaten belli yerdeler, öteki seyirci güruhu mezarların üstüne çıkmışlar, defin edilen mekanın dibini görmeye uğraşıyorlar. Yaptıkları tek iş mezar taşlarını kırmak, koparmak. Kızımın da yanındaki mezarın da başlığını koparmışlar yerinden. Kendimi zor tuttum ama bu da uyulması gereken bir görgü kuralıdır, huzur bozmadım. Ama benim huzurum kaçtı.
Kaybınız var diye milletin mezarlarını kırmanın dökmenin alemi, hayvanlığın vandallığın lüzumu yok. Bunu yapanlar da ölümü yaklaşmış sakallı takkeli gerzekler tayfası. Gençlerden yapan yok. Yarın gidip çimento ile yapıştırmayı deneyeceğim. Yok yere iş işte. Bunu yapacak güzü olmayan insanlar var biraz empati, biraz insanlık çok mudur? ,İşte bir Müslüman örneği. Bunu yapanlar da cübbeli sarıklı imam kılıklı mallar.
Sabiler bunu 1400 yıl önce görüp”Ebediyete kadar cahillikleriyle anılacaklardır” diye yazmışlar işte.
Haydi, iyi ibadetler size Müslümanlar, her neye, hangi dine inanıyor ve tapıyorsanız.
Camileriniz haram camileri, imamlarını gayrimüslüm dönme devşirme takiyecilerin arkalarında kıldığınız namazlarla cenneti alâyı nah bulursunuz.
|
Bu kadına kaç Müslüman karşı çıktı? |
Ama sor, Müslüman mı?
Müslüman işte, daha ne olsun.
Şimdi bunu yazdım diye beni öldürmeye de kalkarlar bunlar. Yalana fena alışmışlar.
Devletleri soyulur, çocukların ırzlarına geçilir, askerleri her gün şehit edilir, sürekli ekonomik krizler ve ağır vergilerle soyulurlar, devlet parçalanmak üzeredir, din zaten gitmiştir ama Müslümanlar razılar.
Aklıma Süleyman Demirel’in eski bir sözü geliyor, “Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler, yollar yürümekle aşınmaz.”
Bırakalım sapıtsınlar, bırakalım harcansınlar, bırakalım katledilsinler, kendilerini, devleti ilgilendirmeyen savaşlarda koloni askeri olarak orada bura ölüp gitsinler.
Arkalarında namaz kıldıkları gayrmüslüm imamlarla Menderes'ten bu yana iyice yozlaştırıldıklarından artık insani değerlerini de kaybettiklerinden bir işe yaramazlar zaten.
Işid gibi Haçlı Musevilere hizmet eden paralı ordulara katılıp bilmedikleri din adına kelle kesen decccal türleri, fakir aile çocuklarını doldurdukları yetimhanelerde, sözde vakıf okullarında ırzına geçilen çocuklarına bile sahip çıkamayan karaktersizler olarak yeryüzünde nefret uyandırmaktadırlar.
Bir de ateistleri eleştirirler. Yahu onlar hiç bir dine inanmıyorlarsa en azından sizden de bütün dinciler, dindarlardan da daha adil bir teraziyle, doğruyu bulamadıkları için inanmıyorlar.
Sizin ateistlere kusur bulabilmeniz için en azından onlar kadar birikiminiz olması, medeni bir fikir teatisinde onları ikna edebilmeniz gerekir.