Yahudi Jitsu |
Ülkemizde yıllardır tartışması bitmeyen ve bir türlü sona ermeyen “Çarşaf- Peçe, Türban ve Burka” ile ilgili Kanada’da meydana gelmiş bir olayın Yahudi İnternet sitesine sıçramış halini gösterebilmek için o haberi ve yorumlarını Türkçeye çevirdim.
Umarım bu haber görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, düşünmeyen kafalara bir kıvılcım olur. Şimdi çeviri yazıma geçelim;
09.EKİM 2011 CUMARTESİ
Kanada- Yahudi Burka Kültü ve İsrail’de Haredim;
“Globe and Mail” * Burka Kültünden olan iki genç İsrailli kadının sınır dışı edildiğini bildiriyor.
*(İnternet Haber Sitesinin adı Dünya ve Posta demektir)
Kanada'da Burka'lı Yahudiler
İsrail Akka’da adları “Yahudi Talibanlar” olarak kötüye çıkmış olan Beyt Şems (Güneşin Evi) Burka Kültünden olduklarından %100 emin değilim çünkü benim Beyt Şems ve daha önceden işittiğim “Lev Tahor” adındaki kültlerin hakkındaki çok kesin olan bilgilerime göre onların Rabbi (Yahudi din adamı) önderleri yoktur. Benim kendi tahminime göre benzer kült olmasına rağmen bunlar farklı bir kült olmalıdırlar.Bu aile, Quebec’in (Kanada’da bir şehir adı) etrafını çevrelediği Laurentian dağlarının ortasında, İsrail ile uluslararası savaşın kıvılcımlandırdığı bir uygulamaya ait olabilir. (Blogun yazarı,İsrail’i küçük düşürmek için üretilmiş bir tarikat olabilir görüşündeymiş)
Lev Tahor, yıllardır, topluluğun nazarından uzak kalmaya özen gösteren, Montreal’in (Kanada’da) kuzey ormanlarının kenarında yaşayan bir Yahudi topluluğudur. Kadınları ve küçük kızları, Hz. Meryam’in 16 yaşındayken giydiği tepeden tırnağa vücutlarını örten peçeli “chador” (Türkçe Çadır=Çarşaf-peçe) giyerler. Sakinleri yabancılarla pek nadiren ilişki kurarlar.
Ama şimdi, Sainte-Agathe- des Monts’ta Hasidik mezhebinden oldukları dikkat çeken iki onlu yaş grubundaki kız Kanada’lı yetkililerce durdurularak evlerine gönderildi.
Kanada'da Burkalı Yahud,i kadınları
“15” ve “13” yaşlarındaki kızlar Montreal Göçmen Bürosu ekiplerince zorla alıkonularak, görünüşte İsrail Mahkemesinin kararı altında İsrail’e geri gönderildiler. Oysa, Kızların büyük amcaları, bazı gruplarca kendilerine zarar verildiğini, Lev Tahor topluluğundan bazı erkeklerce ellerinden mallarının alındığını ve evlenmeye zorlandıklarını bildiren bir dilekçeyi yetkililere henüz yazmıştı.
İsrail’de bu mezhep kadınlarının giyimleri nedeniyle “Yahudi Talibanlar” olarak çağrılırlar. Lev Tahor’ın Kanada’daki önderleri Rabbi Shlomo Elbarnes, topluluğuna girmeleri için hiç kimseyi zorlamadıklarını göstermek için Çarşamba günü bütün kayıtlarını gazetecilere gösterdi. Herkesin ayrılmakta serbest olduklarında ısrar etti.
Çok ilginç olan aşağıdaki makalenin tümünü okumanızı öneririm. Hikâyenin kendisinden çok yazarın İsrail ve Haredim tanımlamasını çok eğlenceli buldum;
“Herkesin siyah giydiği İsrail’de bile Siyah giyen kadınlar, göze çarptıkları için “Taliban Kadınları” adıyla çağırılırlar. Pek sevilmezler.
Zülüflü siyahlar giyen Hasidik Yahudi
Zannıma göre, herkesin siyah giydiği bir yerde bile ben hariç olmak isterim.
Ünlü kıvırcık zülüflü Hasidik erkekler, siyah takım elbise, siyah foter şapka, kadınları da siyah etek, siyah çorap, gri veya beyaz üstlük üstüne siyah eşarp bağlarlar. İsrail’deki Lev Tahor topluluğu yüzleri dahil olmak üzere toptan siyah giyerler.
Hasidiklerde siyah giymenin sevilen bir şey olduğunu, bunların yanlış olduğunu söylemek gereksiz ve yanlıştır.”
Yapılan bazı yorumlardan ilginç olanları;
05. Ekim.2011 22.52
“Yahudi kadınları Müslüman kadınlardan çok önceleri böyle giyiniyorlardı. Onlar bizden kopyaladılar. Literatür böyle söyler.”
”Dünyanın en aşırılarının nâm yarışları gibi…ve Kanada’nın “dini özgürlüklere gösterdiği bir çok hoşgörü örneği gibi.”
3.Cevap
Curtangst;
06.Ekim.2011 Saat-01.47
“Sadece dünyanın muhtemelen daha tuhaf olmaya başladığını düşündüğünüzde…Yahudi Taliban’a gelirsiniz!”
Yahudi din adamları ve bakanlarımız
JDonston2 06 Ekim 2011Saat-02.18
“ Bu tarikat fazla saygı görmüyor değil mi? Bir kadının anlık bakışı ile karşılaşsalar bu adamlar bütün iradelerini kaybederler, düşük gelir düzeyinde ve dar kafa yapısında oldukları hemen belli oluyor!”
Son yorum aslında noktayı koymaktadır. Üzülerek söylemeliyim ki bu tarikat hakkında olmasa bile genellikle bunlar “Tznius” hareketinin bir parçasıdırlar.
Bundan sonra da İsrail yasalarına göre “Tevrat’ın ayetlerini, öğretisini, İsrail devletini incitmenin hukuki karşılığıyla ve Araplara kabul ettirilen şartlarla ilgili Göçmen Dairesinin ilgili hükümlerini eklemişler.
Yazının sonunda da İsrail’de bir çok Siyonizm karşıtının olduğu ancak Burka Kültünün bu gruba dahil olmadığı yorumu yapılmış. Onları çevirmeye gerek görmedim. Merak eden çevirsin.
Haberi gönderen Tudela’lı Benjamin (Bünyamin) Saat 18.17
Haber Etiketleri
Burka, İsrail
Keykubatın açıklaması;
Eski Babil İmp.
Bundan çıkarılacak sonuç şudur; Yahudiler M.Ö VI.(6.) yy.da Babil’e köle olarak götürüldüler ve “70” yıl köle olarak çalıştırıldılar. M.Ö.530’larda Pers Kralı Büyük Dara (Daryus) Babil imparatorluğunu yıktı, Yahudilere ülkelerine dönme ve tapınaklarını yapma hakkını geri verdi. Rahip Ezra, unutulmuş Tevrat’ı hafızların ezberlerinden yeniden derledi. M.S.50’lerde yaşamış Yahudi tarihçisi Flavius Josephus “Contra Apion- Karşı Apıon” (Blogumda Türkçesi vardır) yazısında Pers Kralı Artakzerkses zamanında (M.Ö III.yy.)Tevrat ayetlerinin İran dini etkisinde yazıldığını itiraf etmektedir.
Babil sürgünü öncesi ve sonrasında da Yahudiler defalarca sürgün edildiler ve dünyanın birçok yerine geniş Pers İmparatorluğu ve ardından gelen Grek İmparatorluğu, Roma, Bizans, Arap Emevi, Abbasi, Selçuk, Osmanlı, Kaçarlar dönemlerinde rahatça seyahat edip yerleştiler, gittikleri yerlerde ticaretler yaptılar, zengin oldular. Ülkemizde de en zengin kesim Yahudilerdir.
Bu nedenle Afganistan’dan İngiltere’ye, Rusya’dan Amerika’ya her yerde Yahudi bulmak mümkündür. Bunların asıl kalabalık olanları ise çok önceden yerleştikleri ülkelerde o ülkenin dinlerindenmiş gibi görünen, ama içinde Yahudi olan “Kripto Yahudilerdir.”
Sabetay Sevi
Ülkemizde de “Kara çarşaf-peçe ve Türban” kültünün gerisinde yatan Sabetaycılık, Vehhbailik, Bahailik, Nurculuk ve Fethullahçılık gibi akımları çıkaranlar bu “kripto Yahudilerdir.
İngiltere ve Amerika’ya yerleşmiş bulunan Küresel mason sermayenin başında da bu sihirbaz/ büyücü Yahudi rahipleri olduğu bilinmektedir. Geçen yüzyılda çıkarttıkları iki dünya savaşına bu asırda yenisini eklemek istemektedirler ve ülkemizi de bu proje kapsamında “20.yüzyılın piyonu Almanya” konumuna getirmişlerdir.
Hükümetin dayandığı sözde temel İslam-i tarikat Nurculardır. Yahudi, Hıristiyan ve İslami ilkelerin karışımı olan bu yeni din halkımıza “İslamiyet” adıyla yutturulmuştur.
Uydudan yayın yapanNoursat Tv, Mısır Kıpti (çingene) Hıristiyanlarının kanalıdır. Gene “Türkçe adla Hotbird İtalyan uydusu üzerinden yeni yayına soktukları “Kanal Hayat” adlı televizyon Hıristiyanlık yayını yapmaktadır. Turksat üzerinden Urfalılar için Edesa Tv’yi yayına sokulmuştur. Edesa Urfa’da, Klikya da Adana, Mersin, Hatay bölgelerinde I. Haçlı Seferinden sonra Haçlı Ordularınca kurulmuş ve Müslüman soykırımı yaptırılan Ermeni devletçikleridir.
%49 oyla halkımızın güvenini bir şekilde kazanmış bu hükümet son olarak okullarda “Okulda Hayat” adlı bir kampanya başlatmıştır ve bu da Hıristiyanlık kokmaktadır.
Başbakanın son günlerde zikrettiği “Dindar ve KİNDAR GENÇLİK” istiyorum!” ifadesinin ardında yatan, Türk düşmanlığından başka bir şey değildir.
Avustralyalılar Burkalılardan bıkmışlar ve şöyle diyorlar;
"SİKTİRİN GİDİN DOLUYUZ!" Link İngilizcedir.
Dindar ve Kindar Gençliğe dışarıdan cevap!
Kripto Yahudilere, İsmet İnönü döneminden başlayarak (1938-1950) de bunlara Yahudi Kürtleri (Alevi Kürtler, Barzaniler v.s.) eklendiler. ” Kırım Tatarları, Vehhabi Çerkez göçmenlerini (1876’dan itibaren göçenlerle birlikte) de bunlar arasında sayabiliriz. Kurtuluş savaşı sırasında işgal güçleri ile işbirliği yapmışlar, bu gün de AKP’nin “36 parçalı Türkiye” hedefine hizmet etmektedirler.
Beyt Şems Yahudisi
İsrail'de Rabbiler Burkayı
yasaklamış haberi
Bu daha çok "Çerşaf-peçe'dir.
İslamiyette böyle bir örtü yoktur. Bunlar Sümer, İran, Grek Artemis ve Venüs, Grek Hıristiyan Kültlerine ait eski köleci şeytana tapınan "Tapınak Fahişeliği Kültleri" kalıntılarıdır. En yaygın olduğu yerler de Irak, Suriye, İran ve Anadoludur. Hz. Ayşe'nin "Ferace" giydiği Kuran tefsirlerinde de sabittir. TIKLA
Saydığım gelişmeler ışığında da başka şekilde yorumlamak olası değildir. Diğer yazılarımda daha geniş bilgiler vardır.
Sizlere farkına varamadığınız bir gerçeği gösterebildiysem kendimi mutlu hissederim.
Saygılar!
Alaeddin Yavuz
keykubat
Haberin linkleri;” 1-http://mostlykosher.blogspot.com/2011/10/canada-jewish-burqa-cult-and-haredim-in.html”
2-http://mostlykosher.blogspot.com/2011/01/more-on-jewish-burqa.html
Yazılarıma verdiğim linklerin çoğu bu güne kadar bir şekilde köreltildiği için, sayfada kopyalama imkânı olduğundan yazının “tercüme ettiğim bölümünü kopyaladım;
Canada - Jewish Burqa Cult and Haredim In Israel
The Globe And Mail is reporting on a the deportation of two young Israeli women, who seem to be members of the Burqa cult. I'm not 100% convinced this is the infamous Beit Shemesh "Burqa Cult" Aka as the Jewish Taliban - mostly because to the best of my knowledge the Beit Shemesh cult does not have a rabbinic leader as this article suggests, nor have I previously heard the name "Lev Tahor". My own guess is that this is a separate though similar cult:
It is an enclave of ultra-Orthodoxy in the midst of the Laurentian mountains of Quebec, and its family practices have sparked an international tug-of-war with Israel.
Lev Tahor, a community of religious Jews on the edge of the forest north of Montreal, has carried on largely away from the glare of public scrutiny for years. Women and even little girls dress head to toe in chador-like veils and marry as young as the age of 16. Residents have limited contact with outsiders.
"Yahudiler İsa içindir!" Diyen Yahudler!
But now the Hasidic sect in Sainte-Agathe-des-Monts has become the focus of attention since two teenaged girls headed here were stopped by Canadian authorities and sent back home.
The girls, aged 15 and 13, were forcibly detained by Canadian immigration officials in Montreal and returned to Israel apparently under order of an Israeli court.
The girls’ great-uncle had petitioned for the writ out of concern that the girls would be harmed by the group in Canada, that their property would be taken, and that they could be forced to wed male members of the Lev Tahor sect. In Israel, the sect is sometimes called the Jewish Taliban because of the way the women dress.
The spiritual leader of Lev Tahor in Canada, Rabbi Shlomo Elbarnes, opened his study to a journalist on Wednesday to deny that he is coercing anyone to come to his community. He insisted anyone is free to leave.
I suggest you read the whole article which is very interesting. Other than the story itself, I was amused by the writer's description of Haredim and Israel:
Even in Israel, where almost everyone wears black, the “Taliban women,” as they are called, stand out. They are not popular.
I guess I must be an exception to the "almost everyone" wearing black.
Zülüflü dindar ve kindar genç Yahudiler mi?
While Hasidic men, noted for their curled sidelocks, dress in black suits and formal black hats, and Hasidic women wear black head scarves, black skirts, black stockings and black shawls over white and grey tops, in Israel the women of Lev Tahor are dressed totally in black, including their faces.
Needless to say while black is a popular colour in Hasidic circles, this description of women clothing is false.
Some of the comments are also interesting:
10:52 PM on October 5, 2011
"Jewish women were covered in this way long before Muslim women. “They copied it from us,” the literature says."
It's like a race for the title of world's most extreme...and an example of how Canada tolerates way too many 'religious freedoms'.
3 replies
curtangst
1:47 AM on October 6, 2011
Just when you think the world couldn't possibly be any weirder....
...along come the Jewish Taliban...
JDonston2:18 AM on October 6, 2011
This sect doesn't have much respect for men, does it? If they believe that even catching a glimpse of a woman makes a man completely lose control of himself, it sounds like they have a very poor opinion of men and their basic competency.
This last comment is actually spot on. Sadly it might be correct not just about the sect, but on large parts of the "tznius" movement.
"Gerçek Yahudiler İsrail'in savaş suçlarını kınar!" Yazmışlar.
Bizim başbakan bile örtüp,
cesaret madalyası alırken iş bu bu Yahudi'nin yaptığı?
Bu yazımdan sonra gazeteci Sabahattin ÖNKİBAR'ın bu yazısı yayınlandı. Bunu da okuduğunuzda umarım bazı gerçekleri göz önüne sermiş olurum. Lütfen okuyunuz!;
Sabahattin Önkibar: Genelkurmay Başkanı’na Suriye’ye müdahale için Uludere şantajı!
Haberler - Sabahattin Önkibar
07 Şubat 2012
Emekli bir Genelkurmay Başkanı ile 58 generalin tutuklanma gerekçesi kağıt üzerinde darbeye teşebbüstür!
28 Şubat’taki post-modern darbe ile 2007 Nisan’ındaki malum muhtıra olayından hesap sormayan AKP iktidarı olmamış bir darbeyi bahane ederek onlarca generali esir aldı!
Ama 12 Eylül’den hesap soruyorlar demeyin sakın, zira böyle bir şey yok!
Açılan soruşturma ahaliyi uyutma adına tiyatro yapılmasıdır!
Söyleyin bana 12 Eylül bağlamında tutuklanan, sabaha karşı polis ve kameralar eşliğinde ifadeye götürülen oldu mu hiç ?
Hem koca bir darbeyi iki kişiye yani Evren ile Şahinkaya’ya ciro etmek olacak iş midir?
Hadise açık ve seçik olarak toplumu uyutma adına düzenlenmiş bir tuluattır ve hukuki hiç bir sonucu olmayacaktır!
Dolayısı ile AKP’nin derdi darbelerden hesap sormak değil Atatürkçü ordu ile hesaplaşmak ve de ona gözdağı vermektir.
Dahası Cumhuriyet ile onu kuran iradeden rövanş almaktır!
Öyle olmasaydı ortada somut bir suç yok iken onlarca general zindana tıkılmazdı!
Bütün bunlara ilaveten AKP iktidarı bu tutuklamalarla korku salarak iktidarını kurumlaştırmanın peşindedir!
Tabii işin bir de diyet boyutu vardır!
AKP’nin malum, iktidarını borçlu olduğu Paxamericana’ya taahhütleri vardır.
TSK’nın ABD çıkarları doğrultusunda kullandırılması bu taahhütlerin en önemlisidir.
Artık herkesçe biliniyor Irak’tan askerini çeken ABD’nin TSK’yı Ön Asya ya da Ortadoğu’da cephe figüranı ya da malzemesi olarak kullanmak istediği ortadadır.
Ancak ne var ki Türk Silahlı Kuvvetleri ABD’nin ardına takılıp Mehmetçiği Arap Çöllerine gömmek istemiyor ki, bu bakışı ve duruşunu yakın geçmişte Orgeneral Necip Torumtay’ın istifa etmesiyle eylemli olarak ortaya koymuştu!
İşte TSK üzerinde estirilen korku rüzgarlarının bir başka amacı generalleri ABD’nin istekleri doğrultusunda boyun eğdirilmesidir!
MGK’da askerlerin Suriye’ye müdahale yanlış olur görüşünü dillendirmesinin hemen sonrasında İlker Başbuğ’un tutuklanması hiç kuşkunuz olmasın askere korku salma operasyonudur!
Ve son bir haber:
Başkent’in öbür yakasındaki fısıltılara göre Genelkurmay Başkanı Necdet Özel Suriye’ye müdahale karşıtı duruşunu değiştirmez ise Uludere bombalaması bahane edilerek hakkında dava açılacak ve belki de tutuklanacaktır. Soruşturmanın bir türlü bitmemesini buna yorumlayanlar var!
İyi ama bu fısıltılar şayet doğru ise böyle bir devlet yönetimi olur mu?
Ben Necdet Paşa’nın asla ve kat’a böyle bir şantaja boyun eğeceğine inanmıyorum!
Sünni-Şia fitnesi için ABD’den Taliban’a Katar’da üs!
Tabloya bakar mısınız?
ABD güya Afganistan’da Taliban’la vuruşuyor ama ona Katar’a üs kuruyor!
Evet şaşırmayın Katar Taliban’ın ülkesinde büro açması ve faaliyet yapmasına izin verdi!
Sakın Katar’ın ABD ile ne alakası var demeyin!
Katar CIA ile Pentagon’un bölgemizdeki merkez üssüdür!
ABD İran dahil bütün bölgeyi Katar’daki üssünden izler!
Keza CIA’nın yayın organı olan El Cezire’nin merkezi Katar’dır!
Evet Katar zerre mübalağasız ABD’nin Körfezdeki bir adası hüviyetindedir!
İşte böyle bir yere Taliban büro açıyor yani üs kuruyor!
Bunun anlamı şudur:
Katar Taliban’la anlaştı ki zaten Taliban’ı Sovyetlerin Afganistan’ı işgali sonrasında CIA kurmuştu.
Şimdi her şey aslına rucu ediyor yani derin Taliban efendisi ABD ile yine kol kola giriyor!
Gelelim ABD-Taliban ittifak ilanının gerekçelerine:
Birinci boyut ABD Taliban’ı Sünni – Şia fitnesini çıkarmak için kullanmak istiyor ve Lübnan’daki Şia Hizbullah’ına karşı Katar’da üstlenen Taliban’ı çıkarmak istiyor yani Taliban’ı Sünnilerin militan ya da vurucu timi yapmak istiyor!
Evet Taliban’a CIA’nın verdiği yeni görev Müslümanlar arasında fitne savaşının öncüsü olmasıdır.