HALK, TÜM SEÇİMLERİ PROTESTO ETMELİDİR.
Halkımız artık hiç bir seçime katılmamalıdır.
Çünkü halkımız, milyonlarca katılımlar sağlayarak mitinglere gitmiş, parasıyla,
bilgisiyle, emeğiyle muhalif adayları desteklenmiştir.
Oy vermede %86 katılımla üstüne düşeni yapmıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu, “YSK benimdir, ondan ben sorumluyum. Bu
defa iktidara oynuyoruz, oylarınıza sahip çıkacağız, bize güvenin” demiştir.
Muharrem İnce, 50.000 avukat hazır olsun YSK önüne gideceğiz
demiştir.
Meral Akşener, “YSK önünden beni jiletle kazıyamazlar”
demiştir.
Vatandaş da güvenip, bağışsa bağış, miting ise miting,
mücadele ise mücadele gerekeni yapmıştır.
Oylar kullanılmış, herkes ev inde oturup seçim sonuçlarının
açıklanmasını beklemeye başlamıştır.
18:45'de seçim sonuçları açıklanmaya başlandığı halde,
hükumet seçmenini 21:00'de silahlı olarak sokaklara salmış, YSK çevresini
gündüzden kamyonlarla çevirmiş, muhalif seçmeni ve muhalefeti alenen tehdit etmiştir.
-18:45'den itibaren halkı "hükumet provakosyanlarına kapılmamaları
için" uyaran, gerçek sonuçları kendilerinden öğrenmemizi tembihleyen
Bülent Tezcan, HDP'nin barajı aştığı kesinleşince, yanında üç bodyguard vekil
ile kırıtarak ve sırıtarak ekranlara gelmiş;
"-Seçimi kaybettik, hadi gidin yatın" diyerek herkesi hayal
kırıklığına uğratmıştır.
YSK, %37'sini açıkladığını bildirirken Muharrem İnce'nin olduğu iddia edilen
bir SMS mesajı ile sonuç kesinleşmiş, RTE, aniden karar değiştirerek balkon
konuşması için Ankara yoluna düşmüştür.
Bunun yanında;
-18:45'den itibaren halkı "hükumet provakosyanlarına
kapılmamaları için" uyaran, gerçek sonuçları kendilerinden öğrenmemizi
tembihleyen Bülent Tezcan, HDP'nin barajı aştığı kesinleşince, yanında üç
bodyguard vekil ile kırıtarak ve sırıtarak ekranlara gelmiş;
"-Seçimi kaybettik, hadi gidin yatın" diyerek herkesi hayal
kırıklığına uğratmıştır.
24 Haziran gecesi, ümitlerini Millet İttifakına bağlayanların hüsrana
uğratıldığı bir gece olmuş ve insanlar hiçe sayıldıklarını görmüşlerdir.
Olayları sıralarsak;
-YSK, Yüksek Seçim Kurulu devre dışı bırakılmıştır,
-Seçim sonuçları, iktidarın yandaş yayın organı AA tarafından açıklanarak
seçime güven bitirilmiştir.
-Milyonlarca oy YSK kurumları önünde teslimleri sağlanmadan seçim
sonuçlandırılmıştır.
-iktidar seçmenleri silahlı olarak sokakları işgal etmiştir.
-Seçim öncesi ve süresince muhalifler tehdit edilmiştir.
-YSK çevresi yollar kamyonlar ile kapatılmıştır.
-Her türlü tehdidin aleni yapıldığı, Ohal baskıları altında, iktidarın tüm
devlet olanaklarını kendi çıkarına sorumsuzca kullandığı şartlarda yapılan
seçim seçim değildir.
Hükumet emrindeki Anadolu Ajansının sonuç açıkladığı, muhalefet liderinin
yenilgiyi SMS ile kabul ettiği böyle bir seçimden sonra sandığa gidip oy
kullanmak insanın kendisine hakaret etmesidir.
Kimse gitmesin bakalım AA ne açıklayacak?
Ayrıca, ana muhalefetin 24 saat, ikincil muhalefetin jiletle kazınacak parçası
bulunamadığından 48 saat sonra halkın huzuruna çıkması, ötekinin,
"yiğitliğin onda dokuzu hiç görünmemektir" misali tümden arazi olması
da vatandaşa yapılmış ayrı bir saygısızlıktır.
Kendilerine, para, emekleriyle, miting miting gezerek destek
olan insanlara, "başaramadık ama teşekkür ederiz" demekten aciz bir
muhalefetin bu aczi ihanetinden değilse nedir?
Halkın iradesi alenen, ortaklaşa gasp edilmiştir.
Muhalefet, iktidarla bir olup halkı aldatmıştır.
Bu yüzden tüm seçimleri protesto edin.
Takdir sizindir.
Alaeddin Keykubat Yavuz
Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Aksener'in Foyası Döküldü.
10 Nisan 2024 Çarşamba
31 Mart 2024'de yapılan yerel seçimlerde Meral AKŞENER, sandikta boğulup kalmış ve gelen baskılar üzerine ilan ettiği parti genel kongresinde, Genel Başkanlığa aday olmayacağını açıklamıştır.
Bu yazıdan sonraki tavırlarına bakarak da Meral Aksener'in, İyi Partiye RTE tarafından monte edilerek, Akp ve Mhp'den dökülenleri toplayıp geri sıvamak olduğunu yazmıştım.
Üzerine köpeklerini yollayıp küfürler eriten Meral Akşener bütçesi bile RTE tarafından verilen AKP'li olduğu tweeter medyasında kendi adamı Aytun Çıray tarafından açıklandı.
Buyurunuz;
Kemal Kılıçdaroğlu da, 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde sandıklara sahip çıkmadığı görülmüş, Meral Aksener gibi parti içi ve dışı suçlamalara mâruz kalmış, sonunda Chp genel başkanlığını yaveri, emanetçisi Özgür Özel'e devretmek zorunda kalmıştır.
Şimdi onun da aynı Meral Akşener gibi bir RTE memuru olduğu hakkında tweeter'da yapılan tespitlere bakalım;
|
Joe Biden'ın Çocuk Lgtbi dayatmasına teslim olmuştur |
Meral Aksener'in 2019'da yandaş medyada yaptığı "Bu defa muhalefeti RTE tayin etmeyecek" sözünü, blogumun giriş tanıtım yazımda "Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk sonrası İngiliz, Amerikan, A.B idaresine girerek sömürgeleşmiştir.
İktidarı tayin eden dış güçler muhalefeti de tayin eder" tespitimi doğruladığı için paylaşmıştım.
En sonunda Aytun Çıray beyin tespiti de benim yaptığım tespite belge olmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu bunların merkezinde yer almış, "RTE,'den sonra en büyük AKP'li olarak tanımlanmıştır.
Chp veya başka muhalefet HALK OY VERMEDIĞInden değil, Muhalefet oylara sahip çıkmadığından iktidardan KAÇTIKLARIndan dolayı iktidar olamıyor.
Böylece sömürgeci devletler her tür ekonomik, siyasal, askeri operasyonu rahatça yapabiliyorlar.
Artık gözü kapalı particilik yapıp birbirimizi yemeyelim.
Bu tezgahın İsmet İnönü-Celal Bayar arasında 1946'da ABD isteği ile imzalanan Pembe Köşk Muvazaa- Şike anlaşması yaptığından beri uygulandığını, hatta 1980 cuntası ile kapatılan Chp'nin Deniz Baykal tarafından yeniden açılmasında, bu şike anlaşmasının etkisi olduğunu düşünmek yanlış olmaz.
Alaeddin Yavuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.