İSLÂM’DA NAMAZ MI ADALET Mİ ÖNEMLİDİR?
İslâm dininin temeli adalet,
ibadeti namazdır.
|
İşte Ermeni Güneş tanrıçası Fetoş efendi(!) |
Sadece iman edeni bağlar.
Namaz Müslümanlara özel bir
ibadet şekli değildir.
Namaz Hintçe “Selam” anlamında
bir kelimedir. Hintliler ibadet için kullandıkları terimlerinde “Namaskâr=Güneşe
selâm” ifadesini kullanırlar. Yoga için
kullanılanı ise “Namaste=Kendine selamdır”. Kur’an’da ise “Salat=Selam” olarak
geçer.
Türkler İslâmiyet’ten çok önce
namazı bildiklerinden Müslüman olduklarında Arap terimi olan Salât’ı”
kullanmamışlardır.
Namazın doğuşu, Sümer dininde Ay
tanrısı Sin’in kızı İnanna/İştar (*) ile
çoban Dumuzi evliliğinde yaşanmış zina sonucu, Dumuzi’nin yeraltına (Kur’a/Cehenneme)
sürülmesiyle güneş doğmaz ve yeryüzünü karanlık kaplar. Çareyi Dumuzi’yi oradan
çıkartmakta bulurlar ve böylece Dumuzi karısı İnanna ile çalgılarla
şenlendirilmiş ilahiler eşliğinde tapınak içinde birleşince güneş doğar,
bitkiler canlanır, hayvanlar ve insanlar eski yaşamlarına dönerler.
Sonraları güneşin tekrar
kaybolmasını önlemek için insanlar bu çiftleşmeyi, ardından güneşin batmadan
önce ve tekrar doğduğunda yaydığı ışıkları kutsamak için yaptıkları “ışık öpme
ayini” olan salâtı/namazı ibadet olarak benimsemişlerdir.
Bu ayinden doğan çocuklar
ülkelerine kral edilmişlerdir. Soy sop milliyetçiliğinin temeli olan dinler de
böyle doğmuşlardır.
Bu dinin ibadetinden Mısır, Hint,
Yunan ve bütün Arap dinlerine geçmiş olan “güneşi selamlama, ışık öpme ibadet i” olarak namaz dinlerde yerini almıştır.
(*)Babası da kızı da babalarının ve
kardeşlerinin iktidarlarını sağlayan güç/kudret tabletlerini çaldıklarından
lanetlenmiş, huzurdan recmedilerek kovulmuş şeytanlardır. Müslümanlar her Kur’an ve namaz suresi ne
başlamadan önce söyledikleri “Euzubillahimineşşeytanirracim=Huzurdan taşlanarak
kovulmuş şeytanın şerrinden sana sığınırım!” Diyerek bu şeytanları
lanetlemektedirler.
Halen ırak, Suriye, İran, Ürdün,
Lübnan ve ülkemizde yaşayan, Yezidiler İnanna’ya İştar, Tavus, Urfa, Mardin, Suriye Sabileri Er Ruha adlarıyla
anar, “Güneş Tanrıçası” olarak tapınırlar. Babası Sin de Allah olarak Güneş tanrıçasının
hem babası hem de eşi, ilk yedi gezegenin babası, baş tanrı olarak hürmet
edilir.
Hıristiyan olmuş Suriyeli Sabiler (5.500
yıldır namaz kılarlar) olan Süryani Hıristiyanları günde yedi vakit namaz
kılarlar ve takkesiz olarak saf tutmak şartıyla kiliselerinde
iki vakit sabah namazı, öğle ve ikindi namazları kilisede cemaatle kılınmalıdır
diğerlerini evde kılarlar.
Peygamberlik öncesi bir Sabi olan
Muhammed de namaz kılardı ve Mekke’de kabilesinin inancına göre Suriye
Sabilerinin kıldığı öğle ve ikindi namazları “Allah’a eş koşmak, gücünden şüphe
etmek” olarak bilindiğinden “orta namazları” denilen bu namazlar yasaktı. Ebu
Cehil’in peygamber için “Onu namaz kılarken görürsem boynunu kıracağım” dediği
ve yasakladığı “namaz kılması” değil, öğle, ikindiden ibaret orta namazlardır.
(Kaynak Maide 62, Hac 17 tefsirleri E.H.Yazır)
Yahudilik, Hıristiyanlık ve
İslâmiyet dışında bütün dinlerde “okuryazarlık” dindar inananlara yasaktır.
Sadece doğumlarıyla tapınağa adanmış olan ve ailelerinin “ilk doğanlarından”(Erdoğan gibi anılırlar)
seçilmiş olan din adamları yaptıkları ayinlerde okuryazarlığı “çiftleştikleri cinlerden, şeytanlardan ya da
onların başları olan Allah ve kızlarından öğrenirlerdi.” Cebrail’İn Hira
mağarasında peygambere okuryazarlığı öğretme nedeni de bu yasağın Hicaz
Araplarından peygamber aracılığıyla kaldırılmasını, “Kitap Okuyanlar=Kitap Ehli”
olmalarını sağlamak içindir. Çünkü Yahudi melezi olan Hicaz Arapları peygamberin
gelişine kadar uyarılmamış tek kavimdirler ve diğerlerince aşağılanmaktaydılar.
Peygambere iman etmediği için
Taif’e sürülen kâfirin torunu olan dördüncü halife Mervani soyundan gelen Yezidi
Şeyh Hadi tarafından dinleri 12. yüzyılda yapılarak Süryanilere, Yahudilere ve
dolayısıyla Vatikan’a hizmetkâr olmaları sağlanmış olan Yezidi Kürtler de sabah
ve akşam olmak üzere güneş tanrıçaları Tavus’a iki vakit namaz kılarlar.
Hindistan'da Can dini inananları
(Jainism/Caynacılar olarak bilinirler ve bunlar 16.000 yıldır namaz kılarlar ve
Namaz (Namaskâr (güneşi selamlamak) kelimesi de bunların dilinden Türkçe ve
Farsça'ya girmiştir. İslâm dışında namaz kılanların tümü güneş doğsun diye
namaz kılmaktadırlar. Sabiler ve onların Hıristiyanlığa girenleri olan
Süryanilerin İslâm'a girenleri ve dini Emevilerden beri devşirenler de bunlardan
çıkmaktadır.
Bu devşirmenin esasında da dinde
"Namaz'ı" öne çıkartıp adaleti önemsememeyi, Kur’an ayetleri yerine
peygambere ait olduğu iddia edilen ve doğrulukları şüpheli olan milyonlarca
Hadis’e bağlılığı önermektedirler. 1774'ten beri Osmanlı, Menderes iktidarıyla
devletin başına geçen Yahudi, Süryani, Yezidi, Rum koalisyonu sayesinde
1950'den beri böyledir ve AKP iktidarı da bunların devamıdır. Bizler ise onları
bizim başımızdan eksik etmeyiz.
|
Bitlis Süryanisi Kürt taklitçisi Said-i Kürdi Deliüzzaman, Sabilerin kitabında geçen Şeytan'ın ortak adı olan "NUR''a dayanarak Nurculuğu Efganilik, Masonlukla karıştırarak İngiliz rahip casusu Robert Frew talimatlarıyla kurdu. Menderes Yahudisi yanında oldu. Ortadaki de "gizli postaları olduğunu ölmeden önce açıkladı. |
Namaz dinin ibadet şekli olsa da bütün Müslümanlar arasında “ortak
namaz hareketleri” yoktur. Ülkeden ülkeye değil bölgeden bölgeye, köyden köye
namaz ibadeti şekli değişebildiği gibi, Alevi Kızılbaşlar gibi hiç namaz
kılmayan Müslümanlar da vardır.
Dinin apaçık bir gerçeği olan bu kesin durum da namazın “dinin
temeli olamayacağını ispatlamaktadır.”
İslâm dinine iman etmenin altı şartı vardır ve bu şartlar her namazda oturunca okunan “Amentübillahi”
olarak bilinen duadır ve şöyledir;
Âmentü
billahi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusulihî vel yevmilâhiri ve bil kaderi
hayrihî ve şerrihî minellahi teâlâ vel-ba'sü ba'delmevti hakkun eşhedü enlâ
ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlühü .”
|
Bu mezar taşına kadar geçmiş bir saptırma olmak yerine sadece ibadete bağlılığı vurgulamalıydı. |
Türkçesi;
"Allaha,
meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaderin, hayır ve
şerrin Allah’tan olduğuna iman ettim. Öldükten sonra dirilmek haktır. Allah'tan
başka tanrı olmadığına, Muhammed’in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahitlik
ederim".
Bu ilkeleri
sıralayınca da çıkan listede “Namaz kılma” konusu geçmez. O, iman etmiş
Müslümanların yaşam şeklini belirleyen “İslâm’ın Şartları” içinde ikincidir.
Anlamanız gereken şudur. Namaz'ın öncelikli olması "Güneşin doğacağından şüpheye düşmüş, ona tanrıça diye tapınan putperestler için çok önemlidir. Oysa Müslüman namazı "günahlarını bağışlatmak için yakarmak" ve günlük ibadet borcu olarak bilir.
Varsa eğer "Allah sizi güneşin doğacağından endişeye düşmüş putperestlerin dinlerine hile ile sokulmaktan, sevgisinden mahrum olmaktan korusun!" diyorum.
Takdir
okuyanındır.
|
İsrail "NUR" Mason locası sembolü |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.