SERRA HANIM DOĞRU SÖYLEDİ
Benim yazılarımı ilk defa gören birisi benim çok koyu Türk
Milliyetçisi ve ırkçı birisi olduğum kanaatine varır. Yazılarım bu izlenimi
vermeye muktedirdir.
Çünkü böyle yazıyorum.
Neden?
Çünkü ülkemde Kürtler KÜRDİSTAN, Ermeniler, ERMENİSTAN,
Yezidiler, YEZİDİ ARAP VE KÜRT DEVLETLERİ, Sabiler (her dine dönen sapıklar)
Sabi Arabistan’ı, Mihri ve Vehhabi Çerkezler ÇERKEZİSTAN, Yahudi Kırım Tatarları
Tataristan gibi devletler kurmak istiyorlar. Her etnik veya dini farklılık “Vatikan’ın
kuyruğuna” takılıp devlet olma peşine düşmüş!
Bütün bunların hepsi Nuh peygamberin oğlu “SAM=SAMUEL”
peygamberin soyundan oldukları iddialarıyla SİYONİZM adını verdikleri
Yahudilerin üstünlüğüne dayalı küresel mason sermayesinin kültünden geldikleri
iddiasındadırlar ve resmen açıkça “YAHUDİ DÜNYASI” yani sadece Yahudilerin
yaşadığı bir dünya siyasetinin köleliğine girmiş, bunun askeri olmuşlardır.
Böyle bir ırkçılık olunca ben de garibim, “YERYÜZÜNÜN TEK
SAHİBİ VE HÂKİMİ OLAN TÜRKLERDİR” tezimden yola çıkarak “TÜRKÇÜLÜK” yaparsam ve
onların da çeyrekleri kadar “FAŞİSTLEŞMEDEN” bu siyaseti sürdürürsem yanlış mı
yapmış olurum?
Ben ce ben doğru yoldayım. Şunun şurasında karşılıklı faşistleşip gidiyoruz yani!
Değil mi?
Eğer insanlık ailesinin bir kısmı “DİN KÖKENLİ IRKÇILIK”
yapar, bunu dünya siyaseti haline getirir ve karşılarına da “MECÜC=CÜCE
ŞEYTANLARAIN SOYU TÜRKLER” (Kuran Kehf Suresi, Tevrat Danyal Suresi) diyerek
Türk milletini yani Nuh’un en sevgili oğlu, dünyanın her yerini bahşettiği yiğit, güçlü, (Senin tanrın masum insanları tufanla yok etti. Onda adalet olmadığı için ona tapmam! Diyen) onurlu YAFES(=Geniş, yeryüzünün hâkimi) soyunu
ŞEYTANIN ORDUSU” diye oturtursa ben niye Yafes=TÜRK SOYU’nun milliyetçiliğini
yapmayayım?
Haliyle TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ” de yapıyorum.
Bu da hoşuma
gidiyor::))
Siyonizm siyasetinin baş temsilcisi ve eski C.I.A ajanı
olduğu iddia edilen 16. Benedictus adıyla Katolik Hıristiyan dünyasının ruhani
önderi olan Alman soylu PAPA Ratzinger’in kilisesinin 1000 yıllık işbirlikçileri
olan Sabi, Yezidi Kürt, Süryani Arap ve Ermenilerin iktidarı olan AKP’yi
yüceltmek için iki yıl önce ülkemize geldiğinde PAPA 16. BENEDİCTUS’un
tercümanlığını yapan Levanten sanatçı kızımız Serra hanım o zamandan bu yana, yandaş
televizyonların ve yazılı basının sürekli öne çıkardığı bir kişilik haline
getirildi.
Ben üzerine biraz gidince bu hanım hakkında yayınlar kesildi.
Çünkü ne kadar vatansever, dindar-dinsiz, milliyetçi-komünist "antiemperyalist" varsa hepsi de
cephe aldılar bu tepkiler sayesinde onun önü böylece kesilmiş oldu.
Şimdi sizlere sorarım;
Bir doğruya kaç defa “YANLIŞ” dersiniz?
Düşündünüz mü bilmem ama ben beş on dakika düşünmeye gayret
ettim ve şu sonuçları çıkardım;
1-“Sana şeker vereceğim!” gibi bir teklif karşısında doğruya
“YALAN” dersiniz! (Zararının dokunmayacağı düşüncesiyle)
2-“Hatırım için bir kere deyiver!” önerisine karşın
diyebilirsiniz. (Aynı gerekçeyle)
3-“Ha bu son olsun bir daha istemeyeceğim!” önerisi ile doğruya
“YALAN” diyebilirsiniz. (Aynı gerekçeyle)
4- Aldattığınız kişi sonunda gırtlağınıza dayanır ve;
-“Hani bana söylediklerin doğruydu! Sen niye uygulamıyorsun?
Yapmazsan kelleni alırım!” dediğinde ise;
-“Yahu ben onları işte şöyle, böyle şeyler için demiştim.
Sen de inanmasaydın! Bunlar yanlış ve saçmadır!” dediğinizde ise vakit
geçmiştir. Artık size kimse inanmaz.
Umarım Serra Yılmaz hanımın söylediği doğru bu kadar geç
olmamıştır.
Nedir Serra Hanım’ın bu doğrusu?
Şudur, arz edeyim;
Serra, hanım yaşadığı Hıristiyan mahallesinden çıkıp da
Türklerin ve Müslümanların da uğrak yerlerinden birisi olan bir hastaneye
gitmek zorunda kalmış.
-Eeeee ne var bunda?
-Olmaz mı efendim, Serra hanım hastanede beklerken bir “çarşaf-peçe-türban”
veya her neyse kıyafetli bir bayan üzerine doğru gelince korkmuş ve;
-“Eeee başka ne olmuş?
-Bu öcülerin böyle dolaşmalarının toplum ve insan sağlığına
verebileceği korkuları, zararları keşfetmiş ve onların 40 yıldır mücadelesini
verdikleri “
Örtünme ve dinlerini yaşama Özgürlüklerinin”, 12 Eylül 1980’lerde
işkencede ölen vatanseverlerin yanında solda sıfır olduğunu ima eden tepkiler
vermiş.
-Hadi yaaa? Demeyiniz aynen böyle olmuş.
Vatikan’ın papası geldikten sonra, Papa ile 1000 yıldır işbirliği
yapanların soylarının hükumeti olan IRKÇI İŞBİRLİKÇİ kripto Yezidi, Sabi, Süryani Kürt,
Ermeni ve Arapların iktidarı olan Nurcu-Fethullah’çı AKP’ye övgüler düzen
konuşmalarını Kürtçü Haberturk kanalından yapan hanım bu tonton hanım değil miydi?
-Oydu!
-Şimdi ne oldu?
Şimdi, 29 Ekim 2012 Ankara- Anıtkabir yürüyüşü oldu. Bir
buçuk- iki milyon vatansever tüm engellemelere rağmen sokaklarda kükredi,
anarşiye, teröre bulaşmadan vatan bayrağını eline alıp, yediden yetmişe hükümete
ve Serra hanımın yandaşları “kripto Grek (YUNANLI) işbirlikçilere” posta
koydu.
Herkes toprağına sahip çıktı.
Emperyalizme meydan okudu.
Gelmiş geçmiş en büyük, en teslimiyetçi hükumet olan AKP’nin
artık ülkede “1- NUMARA” ya da İngilizce ile “NUMBER ONE”
olmadığını gösterdi.
-Eeee bu ne demek?
-Bu da artık AKP’nin son kullanma tarihinin dolması
demektir.
İşte Serra, hanım bunu işaret etti ve Papa’nın dilini
anlayabilen, onunla iletişimi kurabilen bir kişi olarak AKP’ye böylece dedi
ki;
-“SİZ ARTIK BİTTİNİZ! BABAMIZ PAPANIN KANAATİ BUDUR!”
Demiştir.
Buna;
29 Ekim 2012 önce ABD genelkurmay başkanı İngiltere
ziyaretinde; “RE.T.E’nin Ortadoğu önderliğinin yara aldığını” ifade etmesi;
Almanya ziyaretinde Angela Merkel’in soğukluğu, Alman
basınının resmen “Hastiiir” çekip ardından “Savaş Kışkırtıcısı” manşetlerini
kullanması ve Berlin’de Alevi protestolarıyla RE.T.E’yi karşılaması” Da
eklenince;
Ben böyle düşündüm.
-Ya siz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.