REFERANDUM,SENDİKA,KADINLAR VE İMAM NİKAHI
Şehitlere devam,terör örgütünün her şeyine eyvallah siyasetine devam.
AKP’nin 22.Temmuz 2011’de yapılacak genel seçimler öncesinde kendisi için bir güven oylamasına dönüştürdüğü ve başbakanın ifadesiyle “Bu anayasa değişikliği 2011’de yapılacak genel anayasa değişikliği için bir anahtar olacaktır” ifadesine çok dikkat edilmelidir.
Neden bu oylama bir “anahtar”dır ve neyi açacaktır?
Malum PKK’nın Diyarbakır Belediye başkanının Tunceli’de yaptığı “Özerk Kürdistan” beyanı ile yakından alakası olduğu kanaati herkeste mevcuttur.
AKP’yi oluşturan kültürün,1890’lardan bu yana İngiliz istihbaratı ile işbirliği içinde olduğu tarihi belgelerle yıllardır televizyon kanallarından açıklandığından herkesçe malum olam Kürt aşiret reislerinin çocukları,torunları ve onların düşüncesinde olan "İslam Kürdistanı” fikrine inananların hakim olduğu,Şeyh Sait’lerin,Seyit Rıza’ların tekrar kahraman ilan edilmeleri ile ortadadır.
İşte yakın dostları.Referandum bunlara çaılşacak.
Başbakan’ın 03.Ekim 2003 seçimleri son rasında hükümet olan AKP’nin CHP desteği ile “siyasi yasağının” kaldırılmasının ardından Siirt milletvekilinin düzmece bir operasyonla vekilliğinin düşürülmesinin ardından Siirt Milletvekili seçildiğini bilmeyenimiz yoktur.
AKP’yi kuran,oluşturan “İslami Kürdistancılar”dır ve bunların ideolojileri de,Bitlis’li dönme Ermeni Said-i Kürdi’nin,”Nurculuk” tarikatıdır.geçmiş yazılarımda bu konuda yeterince açıklama zaten vardır.AKP hükümetini oluşturan İslam Kürdistanı heveslileri olan bakan ve milletvekillerinin çoğu toprak ağası ve şıhtır.
Bunların hepsi sekiz yaşından itibaren ileri yaşlarda çok sayıda evlilikler içindedirler.Doğulu Kürt arkadaşlarımdan öğrendiğime göre bunların haremlerinden başka her köyde birer eşleri vardır.Bunların köylerinin sayıları da 350 ve yukarısı rakamlara varmakta olduğunu hatırladığımızda adamların karılarını bile hatırlamadığı gerçeğini bile çıkarabiliriz.
Bunlara bu kadar karının da yetmediğini görüyoruz.02.Ocak 2006 tarihli Hürriyet Gazetesinde Olcay PINAR’ın haberini okuğumuzda meclisteki 550 milletvekilinin yarısının da Meclis’teki sekreterlerinden başka civarda buldukları hanımlarla “imam nikahlı olduğu” yazılmaktadır. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=3727656&tarih=2006-01-02
Devletin Medeni Kanununda belirtilen “Tek eşlilik” ilkesinin de özellikle,bu yasaların yapıcısı olan ve koruyucusu olması gereken milletvekillerince nasıl çiğnendiğini,evlilik gibi kutsal bir kurumun şehvet arzuları uğruan nasıl suyunun çıkarıldığına AKP’nin ve meclisteki diğer ağa,pir,şıhlardan oluşan Kürt feodallerinden oluşan milletvekillerince nasıl birer zina,fuhuştan ibaret hedonist,sapık,pedofilik bir hale getirildiğine tanık oluyoruz.
Her bölgeye ayrı bölücülük siyaseti.
Daha akşam AKP yandaşı bir kanalda “İmam nikanının resmi nikah haline getirilmesi ve bu yönden doğan mağduriyetlerin ortadan kaldırılması “ konuşuluyordu.
Hani kadına “pozitif ayrımıclık” bu anayasada getiriliyordu?
Anayasada yukarıda anlatılan zavallı Kürt kadınlarının ve köyleri ile satılan Kürt toprak işçilerinin,töer cinayetlerine kurban giden Kürt kadınları ve kız çocuklarının özgürlükleri konusunda tek bir madde olmaması ibret vericidir.
Pozitif ayrımcılık herhalde,Kürt feodalleri olan hükümet erkanının,adlarını,yüzlerini bile hatırlamadıkları sayısız eşlerini bir zamanlar Adnan Oktar Hoca’nın motorları olayına benzer sapık cinsel yaşamlarını resmileştrimek,yani,”dindar abazan” milletvekillerine ve Kürt feodallerine yaptıkları zinayı resmileştirecek bir kurum oluşturmak,bu yolun yolcusu hanımlara da “yasal koruma sağlamak” şeklinde algılamamak mümkün değildir.
Adnan Oktar hoca hani şu “Harun Yahya “ adlı sitesinde bütün dünyaya Fethullahçı bir Ilımlı İslam öğretisi veren zat.
Ne yapıyordu bu vatandaş?
Buyurun işte;
Basının,hak yolundan değil,bok yolundan ilişki kurdukları belirlendiği için “motor” adını verdiği iki hanımın, kendilerinin seks kölesi olarak kullanıldıklarına dair Cumhuriyet Savcılığına başvurmaları ile ortaya çıkmış,Adnan hocanın bu yolla ilişki kuranlardan para sızdırmak içinde şantaj yaptığını iddia etmişler ve hoca efendi (!) 255 gün hapis yatmıştı.Sonunda sap dönmüş keser dönmüş bir şeyler olmuş,”Yalancısın Yaşar,karakolda doğru söyler mahkemede şaşar” türküsü örneğinde olduğu gibi bu kızlar bir yıla yakın bir aradan sonra ifadelerini değiştirmişler ve Adnan hoca serbest kalmıştı.
Bu olayda fuhuş dümeni hatıladığım kadarı ile şöyle çalışıyordu.
Kadın arayan dindar abazan kişi Adnan Hocaya müracaat ediyor,o da hoca olduğundan bir imam nikahı kıyıyor,fuhuşun ücreti olan para da nikahın “mehiri” olarak kadına veriliyor,hoca efendi de bahşişini alıyor,abazan dindar kişi ilişkiye giriyor,ilişki sonunda tekrar hoca efendinin önünde dini kurallar içinde boşanıyorlardı. http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/08/06/229497.asp
Ortada dinin istismar edildiği,ancak “ahmakların inanacağı” bir fuhuş,bir beyaz kadın ticaretine apaçık “dini kılıf” uydurularak bu ahlaksızlık sürdürülüyordu.
Ülkede sigortalılar bile hastane hastane dolaştırılırken,Ermenistan'dan getirilen aylak gençler rafaha kavuşturuldu.Sen önce ülkendeki on milyon kadar işsizleri "kömür,makarna poşetine muhtaç olmaktan kurtar" ey başbakan.Yabancıya yardım da sonra olsun.
AKP’nin ilk yıllarında,milletvekillerine “imam nikahlı (!) sekterelerinin kocalarınca, fahiş paralar isteyerek ” yapıltıkları şantajlar yüzünden ZİNA’nın suç olmaktan çıkarıldığını hatırladığımızda bu “kadına pozitif ayrımcılığın” kadına bir yararı olmadığı gibi,fahişeliğine resmiyet kazandırmaktan öte gitmeyen bir çalışma,aldatmaca kandırmaca olduğunu görelim.
Biraz da emekli ve çalışan memurlara “sendika ve toplu sözleşme” aldatmacasına değinelim.
Sendika kurulunca,her memurun maaşından doğal olarak sendikaya ister istemez aidat kesilecek,toplanan milyarlar,hükümetin atadığı resmi,bir sendikal çete tarafından yönlendirilecek.Memurlar ve emekliler kendilerine yılda iki defa verilen zamları hükümetle oturup konuşabilecekler.İstedikleri maaş miktarını söyleme haklarına kavuşacaklar.
Ancak,hükümetin mevcut işçi sendikalarına her zaman yaptığı davranışla karşılaştıklarında ne olacak?
Yani;
-“Benim sizlere ayırdığım b ütçe bu kadar daha fazlasını veremem” dediğinde çalışan memurların “Grev hakları” olmadığı için kuzu kuzu boyunlarını büküp görevlerine dönecekler ve verilenle yetinecekler.
İşte "EVET" derseniz bunlara devam diyeceksiniz!
Çünkü bu madde,anlaşmazlık halinde,”hükümetin atadığı” bir uzlaşma kuruluna müracaatı getiriyor.Kurul da hükümetin aksine kara verme şansına sahip değildir.Yani,memur nereye uzansa “hükümet tarafından kuşatılmış durumdadır ve kaçarı da yoktur.
Emeklilerin “Grev hakları” olsa bile grev şansları da olamayacağı için onların durumu daha vahim.
Zaten aldıkları maaş bir halta yaramayan çalışan ve emekli memurlardan yapılan sendikal kesintilerle memurlar biraz daha fakirleşecekler.
Peki,zaten aldıkları maaşları bir halta yaramayan çalışan ve emekli memurlardan “kaynağında kesilen (maaşların kesintiler yapılmış halde ödenmesi” ve memura hiçbir şekilde geri dönüşümü olmayacak olan “sendika aidatları” ne olacak?
Züğürt Ağa filminde,nikahlı eşinin bırakıp kaçtığı ağayı nikahsız kapatması sahiplenir.Bu kadınların hakları için bir tek "pozitif ayrımcılık" yok bu anayasa değişiklik taslağında.Hatta böyle mağdurların çoğalmalarını desteklemektedir.Yani medeni haklarda Osmanlı'dan geri bir düzeye doğru devam.
Geçenlerde,”İşsizlik keseneklerinin” iç borçlanma faizlerine harcanması veya hükümetin üstün zekalı çocuklarına,yandaşlarına “kredi kaynağı” olmaktan başka şansları yoktur.
Yani,hükümet “sendika aldatmacası ile” devlet eliyle “dolandırıcılık hak gaspı” yapmaktadır.
Kadınlara “pozitif ayrımcılık” dediği de sosyete fahişeliğine “resmiyet” kazandırma görüntüsü içindedir.
Kadın ve memur konuları zaten İş Kanunu,Medeni Kanun,Türk Ceza Kanunu ile düzenlenmiştir.
Oldu olacak,onbinlerce maddeden oluşan bütün kanun maddelerini anayasaya geçirsinler,yaniJ))
Anayasa referandumunun asıl amacı,AKP’nin ülkenin “bölünmez bütünlüğü,devletin şeklini belirleyen değiştirilemez” hükmü bulunan maddelerini terör örgütünün ve hükümeti oluşturan işbirlikçi Kürt feodallerinin istekleri yönünde devleti ortadan kaldıran değişiklikleri yapması ile “cezalandırılmaktan kurtulma” amacına hizmet etmektedir.
Bu yüzden oylamaya katılmak ve pusuladaki “kahve renkli” bölüme mühür vurmak her vatanseverin vazifesidir.
Saygılarıma!
Keykubat
Sözde Anayasa değişikliğinin tam metni için; http://www.sendegel.org/index.php/2010/03/ak-parti-anayasa-taslagi-degisikligi-maddeleri-paketi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.