HAÇLI YAHUDİ SALDIRILARI SÜRÜYOR.
Bu günkü haberlerde NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer'mıdır yoksa "Sheep shacker" mıdır (*) nedir,"Aşırılık, uluslararası suç ve kitle imha silahlarının yayılması hepimizi tehdit ediyor" diyerek Suudi Arabistan ile Rusya'yı da İran'a karşı işbirliğine davet etmiş olduğunu okudum.
Diğer yandan, Başbakanımız sayın R.T.Erdoğan'ın İsrail'in Filistin'in attığı Kassam Füzelerini bahane ederek Filistin halkından her gün onlarca insanı öldüren,son olarak da 700.000 kişinin göçüne sebep olan İsrail saldırılarını protesto etmesi,nazik İsrail'lilerin ruhlarında öfke yaratmışmış.İsrail Büyük elçimiz Namık TAN'a durumu protesto etmişlermiş.
Neymiş efendim,Başbakanımız "Kassamlar hiç bir İsrail'liyi öldürmedi ama siz her gün onlarca Filistinli'yi öldürüyorsunuz" demiş ve eklemiş;
"Bir insanlık trajedisiyle karşı karşıyayız. Bu durumu anlamakta zorluk çekiyorum. Sürekli roket saldırılarını bahane ederek 2 milyona yakın masum insanı cezalandırmak gelen böyle bir uygulamanın kabul edilmesi mümkün değildir. Uluslararası kuruluşları bugün yine göreve davet ediyoruz. İsrailli dostlarımız şunu da bilmelidir ki bu tür ablukalar ve halkı bir bütün olarak cezalandırmalar ancak marjinal şiddet yanlılarının amacına hizmet eder"
Şahsen Başbakanımızın bu tür çıkışları beni mutlu etmektedir.Böyle tepkileri görmek,dünya siyasetinde yer aldığımız anlamına geldiği için gururlanıyorum.İyi yapmış.
Yani bu sapkın Yahudiler,kendilerini asırlardır Avrupa'dan kovan,sonunda bu vatanlarını onlara satan Haçlı'larla el ele vermiş uşaklıklarını yapıyor ve "Vaad edilmiş topraklarını" kurmayı hedefliyor.Sanki onlara yedireceklermiş gibi.
Bu yüzden her gün savunmasız,sahipsiz insanları kıyıyor.
Bu günkü bir başka haberde İsrail'in uyguladığı abluka nedeniyle en az 700 bin Filistinlinin Gazze Şeridi'nden Mısır'a geçtiği,BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşunun (UNRWA) Kahire'deki yetkilisi Rula Halefevi, dün yaklaşık 400 bin, bugün de 300 bin Filistinlinin Mısır'a geçtiğini belirtti.Bu sayının artmasının beklendiğini de eklemiş.
Filistin'in nüfusu zaten 1.5.milyon kadar bir şey.
Ülkenin yarısını göçe zorlayan bu zulüm neyle açıklanabilir ki?
İki asker için Lübnan'ın altını üstüne getiren İsrail değilmiydi?
Bu kadar zulüm yapmayı nasıl kendine bir hak olarak görmektedir ki?
Ülkelerini işgal ettiği,topraklarını elinden aldığı savunmasız Filistin'lilere yapmadığı kalmadığı gibi bir de kendini haklı görüyor.Tepkisini belirtenleri de protesto ediyor.
Yahudi-Haçlı ittifakı, bu sapıkların işbirliği ile devam ediyor.Yazık bu arada telef olan insanlara.
Şimdi de Irak'a ,Afganistan'a getirdikleri "demokrasi" bayağı matah birşeymiş gibi bunu İran'a da yaymak istiyorlar.
Bu yüzden geçenlerde Pakistan'da yaptıkları Benazir BUTTO katliamı da işin cabası.Oranın da Atom silahları ile birlikte "Avrasya Birliği"ne geçmesini önlemek için, gerekirse Pakistan'ı işgal edebileceklerini ortaya koymuş oldular.
İslam toplumuna yapılan düşmanlık kesintisiz bir şekilde açıkça sürmektedir.Hem de gizleme gereği duymadan.
Her şey bu kadar açıkken ülkemiz de dahil olmak üzere bir çok İslam ülkesinin de işbirliği içinde olmaları gerçekten tuhaf kaçmaktadır.
Üstelik destek veren tüm ülkelerin başında da "İslami Rejim yanlısı" iktidarlar varken.Her gün "Müslüman halklar çoluk çocuk Haçlı siyasetleri ve kurşunları ile kıyılırken,hem Müslüman olup hem de bu kıyıma sessiz kalan idareciliğin mantığını anlayabilen bana da anlatsın lütfen.
Bir gün de gayrimüslim bir ülkede günde 10,20,50 kişinin öldüğünü duyalım.
Ben hiç rastlamadım.
Amerika ve AB televizyonları bir tuş ötemde.
Her saat ya Irak,ya Afganistan ya da Pakistan veya Türkiye'den terör eylemlerinde canlarını verenleri haber yapıyorlar.
Müslüman ülkelerin bu Haçlı saldırısına illede "Savaş ilan etmesi" gerekmez.Bence ortak bir siyaset tespit ederek birlikte bir "siyasi karşı durma" eylemi başlatılsa ben bu kıyımların duracağına inanıyorum.
Salak gibi kendimizi niye kırdıraılm ki?
Böyle birlik içinde yapılan bir tepki eylemi bence bu projeyi en az bir elli yıl erteler.O zaman da yeni tedbirler düşünülür elbet.
İlle de bu dayatılan siyasetlere harfiyen uymaya bir son verilmelidir.
03.02.2008 tarihinde Cidde'de yapılması kararlaştırılan, İslam Konferansı Teşkilatının da konusu son Filistin olayları olarak belirlenmişken böyle bir öneri bence gündeme getirilmelidir.
Tamam,Haçlı birliği güçlüdür.
Ama sanıldığı kadar da korkunç değildir.
Uyuşturucudan ve içkili cinsel yaşamdan beyni dumanlı gençliği ile onlar da bu harekete kalkışamazlar.Hepsinin ordusunda kendi insanlarından çok oralara ekmek derdinden göç etmiş Müslüman ve Asyalı paralı veya maaşlı askerler çalışmaktadır.Bu onlar için ciddi bir zaaf yaratmaktadır.
Ayrıca bu ülkelerde kargaşa çıkartmaya uygun,sokaklarda yatan,işsiz o kadar genç var ki.Bunlara biraz para,biraz uyuşturucu verdiğin an babalarını bile öldürürler.Onlar bizim işçi çocuklarını eğitip burada terör yaratmaya yolluyorlar.Biz de aynıyla mukabele edemezmiyiz?
Bizden niye bunları kullanacak insanlar çıkmaz.Yoksa bizi ham mı yaparlar?
Ama onlar iki yüz yıldır bizleri biribirimize kıydırıyorlar.BU adalet mi yani?
Korkunun ecele faydası yoktur.Ölmüş eşek kurttan korkmaz.
Başımızda "delikanlı,Kasımpaşalı" çıkışları ile bilinen sayın Başbakanımızdan daha iyi bu işi sürükleyecek adam da görünmediğine göre bu bir şans da olabilir.
Şair ne demiş;
"Değmesin üstüme düşmanın namahrem eli;
"Yokmudur kurtaracak bahtı kara maderini"
Sayın M.Akif Ersoy'u da bu arada saygı ile anarken,onun bu dizelerini de İslam değerlerine bağlılığı ile övünerek iktidar olmuş hükümetimizin de bundan dersler almasını umuyorum.
Şunu unutmayalım ki,Türkiye tarih boyunca teknolojik ve askeri yapılanma bakımında hiç bu kadar güçlü olmadı.Evet, Haçlıların yanında her şeyimiz hafif kalır düşüncesinden kurtulunmalıdır.Ezilen toplumları,hedef olan din kardeşlerimizi kollayamazsak saygınlığımız nasıl koruruz?
Gençlerimizi devleti ile gururlandıracak bir şeyler yapamazsak onlara vatanlarını nasıl sevdirebiliriz.
Sonu savaş olur diye kimse korkmasın.Buna ben ihtimal vermiyorum.
Yalnız yola çıkacağımız ve ilk hareketi yapacağımız toplumları da iyi seçmeliyiz.Bu da devleti idare
edebilecek gücü kendinde bulduğu için hükümette bulunanların çözmesi gereken bir konudur.
Unutulmamalıdır ki, zamanında kullanılmayan güç güç değil sıkıntı haline gelir.
Yalnız şeytan demiyor da değil hani.
"1700 yılından beri bizi, bu haçlılarla bir olup arkadan vuran bu Araplar değilmiydi.
İran aşağı Azerbaycan'ı Rusya ile anlaşıp paylaşmadı mı?
Yıllardır ülkemizi karıştıracak bombalı silahlı operasyonlar yapmadı mı?Rejim ihracına kalkışmadı mı?
Terör örgütünü yıllardır desteklemedi mi?
Şimdi layık olduklarına kavuşuyorlar işte.50 yıldır yaşadıkları refah onlara yeter de artar bile.
'Etme cahille sohbet,vur kıçına tekmeyi çekmesin zahmet' atasözü tam bunlar için değil mi ki?"
Yalnı ne yapalım ki,İran giderse bizim de pek bir tehdit unsuru olamayacağımızı da göz önüne almak gerek.
İslam dünaysında kim var ki? Türkiye,İran ve Pakistan.Diğerleri zaten onların hamamoğlanları değil mi?
Keykubat
(*)Sheep Shacker;Avustralya'lı.Avustralya'da koyunla yatakta cinsel ilşkiye girenlere denir.
Koyun,kuzu,kuaförlerde kırktırıp,kokular sürüp,süperlüks otellerin kral dairesinde koyunla cinsel fantezi yapmak bu ülkede yaygındır.
24.01.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.