Beni Türk Hekim ve Eczacılarına Teslim Etmeyiniz!
Büyük kurucu "Beni Türk hahimlerine emanet ediniz" demiş,halkının inanışları "Semavi Dinler" olan bu millet bir hizmet mesleği olan "Tıp-Tebabet" ,o ülkenin halkını soyma mesleği haline gelsin.
Şu habere bir bakınız;
"İstanbul’da sahte ve kullanma tarihi geçmiş ilaçları piyasaya süren profesörlü, doktorlu çete çökertildi 63 kişi gözaltına alındı, 3 kamyon ilaç ele geçti
İSTANBUL Polisi’ni çeteye ulaştıran “İksir” adlı oparasyonun ilk ayağı geçtiğimiz Mart ayında gerçekleşti. Polis, sahte, çalınmış ve kullanılmış ilaçları piyasaya süren çete üyesi 43 kişiyi gözaltına almış ve bu kişilerden 14 kişi tutuklanmıştı. O günden bugüne kadar takibi sürdüren ekipler, çeteyi çökerten son darbeyi dün vurdu. 80 adrese eş zamanlı baskın düzenleyen Mali Polis, 3 kamyon sahte ilaç ve suikast silahı Uzi ele geçirdi.
BASKINLAR sonrası aralarında Çapa Tıp Fakültesi’nde görevli Profesör Doktor A.Ş.D.,’nin de bulunduğu 9’u doktor, 15’i eczacı toplam 63 kişi gözaltına alındı. Çetenin hazırladığı sahte kupürle kullanılmış ilaçları piyasaya sürdüğü ve hastaların doktorlar tarafından çeteye hizmet eden eczanelere yönlendirildiği belirtildi. Doktorların bu işlem karşılığında çeteden yüklü miktarda para aldıkları ileri sürüldü."
Cumhuriyetin ilanından bu yana halkımızın,hacı,hoca,muskacı,şifacı gibi dogmatik tedavi yöntemleri uygulayan insanlardan vazgeçirilmeleri için sarfedilen bütün çabalar bu şekilde boşa çıkmış oluyor.
Hipokrat'tan bu yana,"halkının veya kendinin can düşmanını bile ayırmaksızın görevini yapmaya yemin etmiş tıp adamlarımız bu gün tüketim toplumunun çekiciliği içinde kaybolmuş,lüks yaşam,dolçe vita kanunlarını benimsemişlerdir.Artık "TIP" hizmet değil "Soygun Mesleği" olmuştur.
Yukarıdaki haber artık geçmişten bu yana mevcut rezaletlerin üstüne mum dikmiştir.Başlarında 1.Profesör,9 doktor,15 eczacı, haber kanallarına göre sayıları 63-100 arasında değişen,silahlı bir çete düşünün.Teröristlerin kullandığı her türlü silahla silahlandıklarını da ilave edin.
Bu bilim kurgu değil,devletin hakimi,savcısı,polisi ve basınının önünde ortaya çıkartılmış halkın sağlığı ile oynayan,son kullanma tarihi geçmiş ilaçlara yeni kutu bastırmak için matbaa bile satın almış bir organizasyon.
Ahlaksız bilimin varacağı yer burasıdır.
Gençlerimizi okutup herhangi bir dalda bilim adamı yapabilmek mümkün ama,işlerini "Meslek ahlakı ve Toplum Ahlakı" kuralları içinde yapmalarını sağlayacak bir eğitim sistemimiz ne yazık ki yoktur.
Yıllardır,özgür düşüncenin yayılması ve genel kabul görmesi ile her dalda "aydın insan" yetiştirme projesi acaba çuvallamış mıdır?
"Ahlaksız bilim" insanı yok oluşa itmektedir.
Çetenin başında adı geçen Profesör'ün de haberlere göre kanser tedavisi görmekte olduğunun söylenmesi de apayrı bir tartışma konusu oluşturabilir.
Mesleğinin "Hizmet mesleği" olduğunu unutup,karşısındaki hastayı "yolabileceği bir para miktarı olarak " düşünen,ilaç komisyoncuları geldiğinde muayene odasından hastasını çıkaran,aldığı komisyonlarla "ikramiye nataşalarla tatile çıktığı" haberlere konu olan tıp alemi bilimsel olma özelliğini kaybetmiştir.
Aktarlarda şifa arayan vatandaşa kimse tuhaf bakacak veya bilmem neyle suçlayacak halde değildir.
Ülkemizin ve dünyanın tıp adamları mesleklerinin onurunu düşünüyorsa, halkın güvenini kazanacak bir şeyler yapmalıdırlar.Tabii kaldıysa.
Ne zaman hastaneye gitsem,eczacı,gözlükçü,ilaç komisyoncusu geldiğinde muayeneyi durdurmayan,bu insanların gönderdiği hastalara bakmaktan sırada bekleyen insanları hiç görmeyen doktoru olmayan bir hastane veya muayenehane gören var mıdır?
Keykubat
İşte bir başka haber;
BUNLAR DA GÖZCÜ RETİNA ÇETESİYMİŞ;Sağlık karnelerini, sahiplerinin bilgileri dışında kullanıp birden fazla gözlük alınmış gibi göstererek parasını devletten tahsil ettikleri tespit edilen 40 kişi gözaltına alındı
ANKARA polisi, bazı kişilerin sağlık karnelerinin asıl suretlerini, sahiplerinin bilgisi dışında kopartıp elde ettikleri evrak ve bilgileri kullanarak haksız kazanç sağladığını tespit etti. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı müfettişleri ile yaklaşık 9 ay süren projeli çalışma sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile “Retina’’ adlı operasyon başlatıldı. Yapılan araştırmada, Osman B. ve Leyla K.’nın optik firmalarının yetkilileri olduğu belirlendi.
Devleti zarara uğrattılar
BU zanlıların iş yerlerine gelen ve çeşitli nedenlerle kendilerine verilen vatandaşlara ait yeşil kart sağlık karnelerinin asıl suretlerini karne sahiplerinin bilgileri dışında kopartmak suretiyle 10-15 günlük periyotlar halinde sahte uzman doktor imza ve kaşeleri ile düzenleyerek faturalandırdıkları tespit edildi. Zanlıların, devleti büyük miktarda zarara uğrattıkları belirlendi. Yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 40 kişi, adliyeye sevk edildi.
(AA)
04.12.2007
Ameliyata yatan bir hastanın,narkozun tesirinden kurtuluncaya kadar böbreğinin veya organlarından birinin dünyanın herhangi bir ülkesine varmış olmayacağından nasıl emin olacaktır?
Ya da arkasını arayacak kimsesi olmayan bir garibin ameliyatta öldürülüp organlarının doktorlara "lüks hayat" kaynağı olmayacağına emin olması nasıl sağlanacaktır?
Günümüz sağlığının röntgeni artık çekilmiştir;
Hırsız doktorlar;
Yalancı,sahtekar,çeteci,terörist profesörler;(Haber yetmez mi?)
Katil operatörler(Bunlar hakkında şikayet çok olmasına rağmen doktorların büyük örgütlenmesi sayesinde kimse suçlanamamış,mağdurlar burunlarını çekerek oturmak zorunda kalmışlardır.
Bir de insanları becerebildikleri kadar bilgilendirmeye gayret eden,fakir fukara,dar gelirli vatandaşlarımızı koruyan,hatta gelir durumuna bakmadan herkes için ellerinden geleni yapıp, biri kazara zarar gördüğünde kendini sorumlu hisseden,doktorluk görevini "Hizmet aşkı" ile yapan kutsal tıp adamlarımız bunların dışındadırlar.
Bu tür sahtekarların yakalanmasında belki görevini hizmet aşkı ile yapanların fedakarlıkları da vardır bilemeyiz.
Onlara her zaman şükran borçluyuz.
Ama vatandaş-devlet-bürokrat elbirliği ile bu pis,korkunç ilişkiler ağından kurtulmadıkça tıp alemi saygınlığına kavuşamayacaktır.
Yıldırım Aktuna gibi bir kişiliğin bile ölmeden son çare olarak "Alternatif Tıp" bı denemesi de düşündürücüdür.Ya da artık,;
"İnsanlara, yan etkisi olumlu etkisini geçen ve ABD ve Alman firmalarının denenmemiş sentetik ilaçlarını uygulayarak halkımızı kobay haline getiren,hastanın sağlığına göre değil de kendi kazancına göre çalışan tıp adamlarından oluşmuş dışa bağımlı Türk Tıp dünyası,doğal tedavi yöntemleri ile iyileşmesi mümkünken,kendine ve ekibine tecrübe kazandırmak için insanları ameliyata razı eden,onların hem sağlıklarını hem de paralarını elinden alan" aç gözlü hırsız tıp" haline gelmiştir..
Yani Tıp akılcılık iddiasını kaybetmiştir.Vatandaş tıbba güvenmemekte haklıdır.Sebebi de Tıp adamlarıdır.
Yazıkkkkk.!
Keykubat
------------------------------------------Haberin Devamı ------------------------------------------------------
Acı İlaç´ operasyonu: 77 gözaltı 23-11-2007Uzun süreli teknik takibin ardından gerçekleştirilen operasyonda, aralarında Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışan profesör R.Ş.D, ecza deposu sahibi S.A. ve göstermelik ecza deposu sahibi C.G.'nin de bulunduğu 77 zanlı Üsküdar Adliyesi'ne sevk edildi. Zanlılar arasında eczacılar ve 2'si özel hastanelerde çalışan 7 doktor da yer aldı. Zanlıların emniyetteki sorgularında susma haklarını kullandıkları ve suçlamaları kabul etmedikleri öğrenildi. Zanlılar, "Suç örgütü kurmak suretiyle sahte ve son kullanma tarihi geçmiş ilaçları yeniden piyasaya sürerek kamu sağlığını tehlikeye sokmak, haksız kazanç elde etmek ve devleti dolandırmak" suçlamasıyla adliyeye çıkarıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.