Demokrasi mi? Demosrasi mi?
1789 Fransız İhtilali ile insanlığın gündemine ,eski Yunan Site devletlerinde uygulanmasından bu yana , 2000 yıl sonra yeniden giren sihirli sözcük" Demokrasi".Demo-"eşit"; crasi-"lik" yani eşitlik.Bu da insanlar arasında herkese aynı değerin verildiği devlet anlayışını ifade etmektedir.
1917 Ekim Devrimi ile Fransa dışında ilk ve en adil demokratik sistem olan Sosyalizm ilan edilerek insanlığın önemli bir kısmı bu sistemle tanışmış, 1923'de Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile dünyanın doğusunda kalan ülkelere Fransa tipi demokrasi uygulamasının örnek teşkil etmesi,ikinci dünya savaşının sonunda ABD'nin desteği ile ortaya çıkan yeni dünya düzeninde SSCB'ye karşın Fransız tipi demokratik idare sistemleri örnek alınmıştır.
Ancak ne Fransız tipi, ne de Sosyalizm tipi demokrasiler istenilen adaleti toplum içinde bir türlü sağlayamamış 1991' de Sosyalizm çökmüş,bunun ardından Sosyalizm korkusu ile halklarına fazladan haklar veren batı devletleri yavaş yavaş bu hakları geri almaya başlamışlardır.
15 yıl öncesinin tartışmasız adil batı toplumlarında bu gün sokaklarda aç yardım dilenen evsiz barksız insanlar dolaşmakta,40 yıl önce törenlerle getirdikleri yabancılara karşı düşmanlık ve faşizan davranışlar geri gelmiştir.
Bunun bir tek açıklaması ise AB ve diğer batı toplumlarının aslında adil değil tamamen bencil işverenleri ve devlet idarecileri olduğunu ortaya koymaktadır.
Halen onlarda ve bizde siyasetçiler halk önüne çıktıklarında "Demokrasi" yani "eşitlik" çığlıkları ile oy toplamakta, iktidara geldiklerinde ise "Demosrasi" yani "Demos-"Mide",racy-"cilik" yani "midecilik" ilkesine uyduklarını görmekteyiz.
Ülkemiz halkı, Cumhuriyetin ilanından beri kıtlıklar, karne ile ekmek almalar,sigara,gayzağı,margarin kuyrukları,askeri ihtilaller,bir gecede şirketler batıran dolar operasyonları ve siyasi istikrarsızlıklar sonucu iyice fakirleşmiş bir halka sahiptir. Fakir halkın karnı en az üç öğün yemek ister.Bu nasıl olacak tabii ki iş olmayınca doğru ve onurlu yoldan yaşamak da ortadan kalkıyor.Son 20 yılda da tam bir tüketim toplumu haline geldik.
Bu da halkın önemli bölümünü yoldan çıkardı.Halk fahişeleşti.50 YTL verene oyunu verdi.Bu da seçilmiş olan vekillerin asil olmalarına,"demokrat" değil "Demosrat" olmalarına yol açtı.
Şu an seçim kampanyaları hızla devam etmektedir.Halka kimi poşetle kumanya taşırken kimileri de iktidara geldiklerinde 500YTL aylık vereceklerini, kimi de 350YTL verebileceklerini söylüyorlar.
Benim çocukluğumda "Partilerin dağıttığı" hediyeleri alanlar aşağılanırdı."Fakir olabilirim ama oyumu satacak kadar aşağılık değilim" gibisinden oy vermenin menfaat elde etme değil "bir vatandaşlık görevi" olduğu inancı vardı.
Fahişeliğin her gün arttığı günümüzde ise , kadınlara ilaveten erkek fahişelerin de eklendiği, sokak aralarında,internet sitelerinde fuhuş hizmetinin yaygınlaştığı ve uluorta yapıldığı bu topluma başka ne önerilebilir ki?
İşte size "Demosrat"lığın kanıtı.
Bu gün parti değiştiren iki milletvekilinin "vatan sevgisinden" dolayı parti değiştirdiklerini düşünmek güç. Ayrılıkları varsa Cumhurbaşkanlığı oylamasından bir gün önce mi ortaya çıktı?.Ki, bunlardan bir her akşam kanal kanal dolaşarak partisinin sözcülüğünü yapan,vatan kurtaran bir siyasetçidir.
Bakalım daha kaç kişi "demosrat" çıkacak.
Artık bütün dünyada açık seçik gizlenmeden uygulanan gerçek sistem budur." Midecilik".Herkese hayırlı olsun.
Adam, demokratmış, dindarmış hepsi hikaye.Herkes şunda yani "Midecilik" olayında birleşmektedir.Benim ilkokul çağlarımdan beri halen milletvekilliği ve siyasetçiliğini sürdüren insanlar var.Bunun adı ancak "Midecilik" yani "demosrasi"ile açıklanabilir.
Bu gün herkes yani tüm siyasetçiler "Demosrat"tır."Demokrat " derseler ispat etsinler de görelim.
Keykubat/blogcu.com
26.4.2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.