Amerikan Demokrasi projesinde görevli bir öğrenci
demokrasinin beş parmağını gösteriyor:))
08 Ocak 1918 günü I.Dünya Savaşında Almanya ve müttefikleri karşısında üstünlük elde edemeyen İngiltere,Fransa ve İtalya Rusya’da devrim olması sonucu Amerika’nın yanlarında savaşa girmesini isterler.
Bu istek karşısında 14 maddelik bir şartlar bütününü ortaya süren ABD Başkanı Willson WOODROW isteklerini kabul ettirmiş ancak savaş bitiminde,Almanya’da ve Türkiye’de Cumhuriyet ilan edilmiş,bu iki ülkenin Kayzer ve Padişahı da yabancı ülkelere sürülmüştür.Avusturya’da ise bir Kralın kalması uygun görülmüştür.Çünkü Polonya ile sınır olması burayı riskli hale getirmekteydi.
Bunun ardından Almanya ve İtalya’da Faşist Partiler hemen kurulmuştu.Türkiye’de ise İslam’ın Irkçılığa izin vermemesi böyle bir oluşumu önlemiş,ilk defa Mustafa Kemal Atatürk de “Türk Tarihini araştırma gereğini duymuştu.Bu konu kısmen de böyle çözülmüş,ek olarak asırlardır İslam dini nedeniyle unutturulmuş Türk Tarihi de ilk kez araştırılmaya başlanmıştı.
Başlangıçta Kürtçü olan Ziya Gökalp’in de “Türkçülük” akımının başına geçmesi de yoruma açıktır.
Jön Türklerin adını duyurması Vehhabi Arapların ayrılıkçılıklarına ve diğer Müslüman kavimlerin emperyal güçlerin reklamları sayesinde Osmanlı’dan uzaklaştırılmalarında kullanılmıştı.
Bu da mevcut “Kürtçülük” hareketinin gelişmesinde bu gün kullanıldığına göre adamların nasıl ince hesaplar yaptığını takdir ediniz.
İngiliz ve Fransız devletleri Willson ilkelerini uygulamaktan vazgeçince,Almanya’da Faşist Parti birden güçlenmeye başlarken,Türkiye’de Said Nursi kaynaklı Şeyh Sait ve yurdun değişik yerlerinde çok sayıda isyanlara sebep olur.Afganistan’da da dış işlerinde bağımsızlık kazanan Emanullah Hanı da daha sonra Topal Molla adı ile anılacak olan bir ajanını kullanarak 1928’de bu ülkede hakimiyetini kurar.Türkiye’de başaramaz.İran II.Dünya savaşına kadar İngiliz sömürgesidir zaten.Amerika’nın da Willson ilkelerini uygulatma istekleri göz ardı edilince,ilkeler havada kalır.
Bir ABD dergisi "Teslim ettiğimiz demokrasi" demiş.
Bu ilkelerin 5.maddesi “Ulusların kendi kaderlerini tayin etme haklarını ve sömürgeciliğin kaldırılmasını şart koşuyordu.
II.Dünya Savaşı da neredeyse I.Dünya Savaşının aynı şekilde ABD’nin yine savaş sonunda yine aynı güçlerin yanında savaşa katılması ortamını doğurunca bu kez tamamen dağılmış,20.milyon insanın öldüğü harap olmamış devlet kalmaması ile sonuçlanınca Amerika bu kez isteklerini uygulatmak için uygun ortam yakalamıştır.Yeni yapılandırdığı dünya düzeninde,Sömürgeciliği kaldıran ve yeni kurulan devletleri Laik Demokratik idare düzeninde hem yeni devlet özelliğine kavuşan dünya devletlerinin hem de kendisini sempatik gösteren demokrasi girişimini başlatmıştır.
Laik ve demokratik yapılanma aşağıdaki maddelerden oluşuyordu.Bu ilkelere “Five Finger Rules-Beş Parmak Kuralı" adı verilmişti.
1-Demokratik Parti,(Laik,düzen partisi)
2-Muhafazakar Parti (Mutlakıyete eğilimli.Bizde bu yapıda bir parti yoktur.)3-Faşist Parti (Komünizme karşı milliyetçi komünist-Bizdeki eşiti MHP ve BBP Radikal islam özellik temelindedirler.)
4-Radikal Parti (Kökten Dinci –Şeriat Devleti özleyen.Hristiyan ülkede Hıristiyan Şeriatı yanlısı )
5-Komünist Parti (Siyaset icabı bulunması gereken.Avrupa ülkelerinde ise etkindirler.)
Bu yapılanma Willson ilkelerinin bir tekrarı gibiydi.
İki amaca hizmet etmekteydiler;
1-1830’lardan itibaren Karl Marks’ın ortaya koyduğu “Dünya Kardeşliğini,özel mülkiyeti zengin fakir,halk,soylu gibi ayırımları ortadan kaldıran Komünizm’in yayılmasını önlemek.
2-Avrupa’nın ellerinden kurtardığı sömürge devletlere sempatik olmak ve dünya ticaret ilişkisinin merkezi olmak.II.Dünya savaşına girmeyen ABD’nin politikası “Biz buz dolabı satıyoruz” du.
Alman orduları Edirne sınırına dayanıncaya kadar İsmet paşa 1942-43’lerde Alman Büyükelçisi Von Papen’in desteği ile ilk Türk Turancı Faşist Partinin temelini atmıştı bile.
İşte bizde “Ülkücü,Turancı-Komünist;Laik-Anti Laik;Türk-Kürt macerasının Cumhuriyet dönemi yapılanması böyle başlamıştır.
Amerika savaşı galip bitirince de bütün milliyetçilerin yıllar sürecek İnönü Düşmanlıklarını” oluşturan vahşi olaylar başlayacaktı.
Artık Amerika dünyanın yeni hakimi olmuş ve önüne koyduğu dünya haritasını “yap-boz” haline getirmişti.
Durumunu değiştirmek istediği ülkelerin şartlarına göre uygun parmakların boyunu uzatıyor,uzayan parmağı kullanamayacağı kadar güçlendirdiği zaman da onu kısaltıyor duruma göre seçtiği uygun bir parmak seçip onu uzatıyordu.
Pençeni aç,parmaklarını yum ve yumruğu patlat.
İşte demokrasi diyor.
Sonuç olarak bazı ülkelerde faşist parti,bazılarında demokrat,muhafazakar partiler iktidara geliyor ve dünya genelinde anarşi ve iç savaşlar da büyümeye başlıyordu.
Amerika’nın 1958’lerde bu düzeni kurduğunu göz önüne alırsak 1960 sonrası dünyada ortaya çıkarılan sağ-sol kavgaları,silah ticareti,ülkelerin savaşmasına kadar varan sert sömürü düzeni dünya toplumlarına eskilerini aratır hale gelmişti.
Sonunda SSCB’ni çöküşü de yukarıda yazılı “5 F” kuralına da gerek bırakmamıştı.Artık ABD Avrupalı koalisyon ortakları ile her yeri basabilir,dünya haritasını istediği gibi yapıp bozabilirdi.
İşte bizim demokrat,faşist,dindar,saltanat isteyen kümelere ayrılmamız da böyle olmuştur.
Şimdi bize dıştan aşılanmış bu şartlamalar için sokaklarda birbirimizi yiyorsak kaynağı eskiye dayanmadığını da artık biliyoruz.
Sizce ülkemizde şu an hangi parmak uzatılıyor ve hangisi kesiliyor?
Keykubat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.