"Türkiye Türklerindir +40" Bloguna Hoş geldiniz!!!

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Hakkımda

Fotoğrafım
Balıkesir , Bandırma , Türkiye
KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat- ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR. VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Translate

Bu Blogda Ara

8 Haziran 2015 Pazartesi

ROMA PERS SAVAŞLARININ 721 YILLIK ÖZETİ,

Çevirmenin Açıklaması;

Bu yazının yayınlandığı blog, halkın ve insanlığın kültür hüzmetine adanmış, ücretsiz, kar amacı gütmeyen bir blogdur. Çevirilerim blog adı veya linki verilmeden yayınlanamaz.

Ülkemizde, pek geniş işlenmeyen, hatta, Selçukludan önceki çağları kapsamayan Orta ve Lise tarih derslerinin bu eksikliği üniversite eğitimine de yansımaktadır.

Bu yüzdendir ki, son 13 yıldır bizi yönete siyasi iktidarın tamamıyla Türk tarihini ve Türk kimliğini yok sayması, "Türk yoktur" demeye kadar inadın vardırılması yüzünden bu çeviriyi halkıma hizmet olarak yayınlıyorum.

İngiliz Bizans tarihçisi, Bizans Araştırmaları konusunda dersler veren Oxford Üniversitesi öğretim üyesi, bu üniversitenin 1517’de kurulmuş bölümü olan Corpus Christi College’inden emekli, “Late Antiquity” (Geç Antik Çağ); “Roman-Persian Wars” (Roma-İran Savaşları” ile “Coming of İslam” (İslam’ın Gelişi) adlı tarihi çalışmaları bulunan James Douglas Howard-Johnston'un yıllar süren çalışmaları sonucu yayınladığı kitabından Wikipediya'ya aktarılan bu çalışmayı dilimize çevirerek, Türk milletinin kullanımına sunuyorum.

Bu kitap çevirisinde, insanlık tarhini İslam peygamberi Hazreti Muhammet ile başlatan, Arap ırkçısı, gerici, Müslüman takiyesi yapan kripto gayrmüslüm din ve siyaset adamlarının yazıp söylediklerinin aksine, Türklerin daha peygamber Muhammet "3" yaşında iken Roma/Bizans ordusu ile birlikte Kafkaslar ve Balkanlar üzerinden gelerek İstanbul'u kuşattığı, Yemen çöllerine kadar girdiğini okuyacaksınız.
721 yıllık tarih özetinde bir tek "KÜRT" adının geçmediğini de göreceksiniz. Bu sömürgeci devletlerin, "mikromilliyetçilik siyasetleri" temelinde "böl-yönet" ilkesinin siyasi oyunlarına alet olan kendilerine Kürt adını veren samimi insanlarımız ile, Kürt siyasetini, Büyük Ermenistan amaçları için kullanan "Kürt görünen Ermeni vatandaşlarımızın" da asla Roma, Grek Rumlarınca "Rum sayılmadıklarını, 721 yıl süren savaşlarda Ermeni topraklarının "savaş alanı" olması yüzünden ızdırap çektiklerini görerek sömürgeci devletlerin siyasi hesaplarına alet olmamaları için kendi belgelerinden kanıtlar bu yazıda verilmiştir.
Bu satırdan sonra yazı orjinaline göre tarafımdan dilimize çevrilmişse de tarihi şahsiyetlerin az bilinmeleri yüzünden kısa açıklamalar eklendiğinden, sadece bu tür cümleler, olduğundan geniş içerikli olabilir. Diğer cümleler orjinaline uygundur.
Tarih meraklılarına iyi okumalar dilerim.
Unutmayınız, bizi "okuryazarlığın günah olduğuna inanan, Müslüman
görünümlü, Müslüman gibi ibadet eden Ortodoks Hrisityan,
Arap, Rum, Ermeni, Grek ve Yhaudiler yönetmektedir.

Alaeddin Yavuz


ROMA-İRAN SAVAŞLARI
(M.Ö.92-M.S.629)


Roma İran/Pers savaşları, Greko Roma ve iki başarılı İran imparatorluğu Sassanilen ve Partlar arasındaki uyşmazlıklar serisinin adıdır.
Partlar ve Roma Cumhriyeti arasındaki savaşlar M.Ö.92’de başlar, geç cumhuriyet döneminde de Roma ve Sassaniler arasında sürmüştür.
Doğu Roma ve  Sassani imparatorluklarını perişan eden Müslüman Arap işgalleriyle de sona ermiştir.
Pembe-Batı Roma
Sarı- Doğu Roma

Roma-Pers-Sassani imparatorlukları arasındaki savaşlar 721 yıl sürmesine rağmen sınırlar pek fazla değişmeden kalmıştır.
Halat çekme yarışını andıran savaşların çıkmasıyla kasabalar, tahkimatlar, şehirler, eyaletler sürekli olarak işgal edildi, yıkıldı, yağmalandı, alınıp satıldı. Sınırlardan uzağa giden fetihlerde iki taraf ta insangücü veya lojistik kuvvet olarak üstünlüklerini uzun süre devam ettiremediler ve bu yüzden ince sınırlarından fazla uzaklara yayılıp uzun süre kalamadılar.

İki taraf ta fetihlerle sınırlarının ötesine geçtilerse de zaman her ikisini de dengeye oturttu.
Aralarındaki beraberlik, M.S. II. Yüzyılda bozuldu. Sınırlar önce Fırat’ın kuzeyi boyunca ve sonra Dicle’nin kuzeyi, Mezopotamya’nın kuzey doğusu boyunca genişledi.
Esas muhtelif değişiklikler kuzeyde Ermenistan ve Kafkasya’da oldu. Roma-İran savaşları, mali kaynaklar bakımından ikisi için de felaket oldu.
VI. ve VII. yüzyıllarda savaşların artarak uzamaları iki tarafta da tükenmişlik ve saldırıya açık ortam yarattı ve son Roma-İran savaşından bir kaç yıl sonra birden çıkan İslam Halifeliğinin her iki imparatorluğun topraklarını işgal ederek yayılmasını sağladı.

İki tarafın zayıflamasından yararlanan Müslüman Arap orduları, hızla Sasani imparatorluğunun giriş bölgelerini fethetti ve Doğu Roma imparatorluğunu da Levent/Kenan (Sina yarımadası ile Toroslar arası bölge), Kafkasya, Mısır ve diğer kuzey Afrika topraklarından mahrum bıraktı. Doğu Roma İmparatorluğunun topraklarının büyük çoğunluğu Müslüman idaresine girdi.
Anlaşıldığı gibi, 721 yıl süren bu Roma-İran savaşları, insanlık tarihinin en uzun süren uyuşmazlıkları olarak tarihte yerini aldı.

ROMA-İRAN GENİŞLEMESİ ve KOMŞU OLMALARI

İngiliz Bizans tarihçisi, Bizans Araştırmaları konusunda dersler veren Oxford Üniversitesi öğretim üyesi, bu üniversitenin 1517’de kurulmuş bölümü olan Corpus Christi College’inden emekli, “Late Antiquity” (Geç Antik Çağ); “Roman-Persian Wars” (Roma-İran Savaşları” ile “Coming of İslam” (İslam’ın Gelişi) adlı tarihi çalışmaları bulunan James Douglas Howard-Johnston’a (12.Mart 1942) göre, “M.Ö.III.yy.dan M.S. VII. yy.a kadar, büyük imparatorluk iddialarına sahip, büyük politikacılar, bölgesel bölünmüşlüklerin ötesinde, sınırları değişmeyen, emniyetli topraklar kurmayı hedeflediler. (.J.H.Johnston 2006-1)
Romalılarla Persler, Selevkosların topraklarının hatırı sayılır bir kısmını fetheden Perslerin ortaya çıkışlarıyla başlar.
Persler, M.Ö.III.yy. da Orta Asya steplerinden kuzey İran’a göç ettiler. Bir süre grek Selevkoslara boyun eğdiyseler de M.Ö.II.yyş.da bunu kırdılar ve Mesopotamya, İran’ı da fethederek eski idarecilerinin sınırları üzerinde bapımsız bir devlet kurdular.

Ersasid (Arsacid) hanedanınca yönetilen Persler (Parth=Pers;Eski Pehlevice “Perteva”) Selevkosları, işgal ettikleri eski topraklarından kovdular ve güney Asya’ya doğru topraklarını genişlettiler. (Hint-Pers Krallığı- Ball 2000-Dignas-Winter 2007-9.PDF;)
Bu esnada M.Ö. II.yy. başlarında, Magnesia (Manisa) yakınlarındaki Thermopylae’de Grek komutanı III. Büyük Antiokus’u bozguna uğrattıktan sonra  Romalılar da Selevkosları Anadolu’daki topraklarından Yunanistan’a doğru kovmuşlardı. Sonucunda, M.Ö.64’te Romalı komutan/devlet adamı Pompey (M.Ö.106-48), Suriye’de kalan diğer Selevkus topraklarını da ülkesine katarak Perslere ait olan Fırat’a doğru Roma ilerleyişini sürdürdü. (Hint-Pers Krallığı- Ball 2000-Dignas-Winter 2007-9.PDF;)

ROMA-PERS SAVAŞLARI

Batıya Pers akınları kardeşi Fırat’ın yerine geçen, Roma imparatoru Lucius Cornelius Sulla ile Roma-İran ittifak anlaşmasında başarısız bir görüşme yapan (M.Ö.105-Plutrach-Sulla;MacKay 2004-249;Shervin-White 1994-262) Pers kralı I.Mihrdat (Mithridates-M.Ö.195-138 Hükümdarlığı 165-132) zamanında başlamıştır.
Lucillus güney Ermenistan’ı işgal edip, Ermeni kralı büyük Tigranes (Tigran Met;M.Ö.140-55) üstüne M.Ö.69’da tekrar yürüdüğünde, Pers kralı III Fırat’ı (Phraates-M.Ö. 70-57 arası Şahlık etti) araya girmekten caydırmak için işbirliği anlaşması yaptı.
Her ne kadar Persler tarafsız kaldıysalar da Lucillus, onların saldıracaklarını hesap etti. M.Ö.66-65’te Pompey, III.Fırat ile anlaşma yaptı ve Roma ile Persler Ermenistan’a girdiler. Kısa süre sonra Fırat nehri sınırları konusunda görüşmelerde anlaşmazlık çıktı. Sonuç olarak, Roma’ya bağlı olan  Osroene (On Göze-Urfa) hari olmak kaydıyla Şah Fırat Mezopotamya’ya idaresini soktu.(Shervin-White 1994 S.264)

Roma generali Marcus Licinius Crassus (Okunuşu: Markus Lisinyus Kiresyus-M.Ö.54-53’te subaydı) M.Ö.53’te Mezopotamya’ya  (El Cezire;Türkçe-İki Nehir arası:Dicle-Fırat) felaketle sonuçlanan bir sefer açtı. Romalıların en kötü yenilgilerinden birini aldığı Kartacalı Hannibal ile M.Ö.216’da İtalya’da yapılan  Cannae (Kaeni) savaşından beri alınan en kötü bozgun, Pers generali Surena komutasındaki Pers ordusuna karşı yaptığı Carrhae (Harran/Urfa) Savaşında kendisi ve oğlu Publius öldürüldü. Persler, sonraki yıl Suriye’ye doğru yürüdüler ve M.Ö.51’de büyük işgali başlattılarsa da Antigonea (Hatay’a 7. km. uzaklıkta bir yer adı) Romalıların tuzağına düşerek geri çekilmek zorunda kaldılar.(Bivar 1993-56)
Jül Sezar’ı (M.Ö.100-44) destekleyen kuvvetler ile Pompey’i destekleyen Roma parlammentosunun hizipçi kanadının kuvvetleri arasındaki Kayserlerin Sivil Savaşları (Roma iç savaşı- M.Ö.49-45) sırasında Persler tarafısız kaldılar. Her nasılsa Pompey ile ilişkilerini onun bozguna uğrayıp ölümüne kadar sürdürdüler. Bu bozgun ve ölümden sonra Pompeyci general Q.Caecilius Bassus, Asi nehri kıyısında bulunan Afameya (Apamea) vadisindeki Sezar kuvvetlerini kuşattılar. Sivil savaş sona erdikten sonra, Jül Sezar,Perslere karşı bir savaş başlattı ama onun öldürülmesi savaşı önledi.
Persliler, Sezar’ın intikamını almak için çıkartılan Liberatörler (Kurtarıcılar) Savaşında (M.Ö.44-43) Bürütüs (Brutus) ile Kassiyus (Cassius) tarafında savaşmaları için Yunanistan Selanik civarındaki Filippi Savaşına (M.Ö.42-Justin,”Historiarum-Philippicarum 42.4*Bivar 1993 56-57) kuvvet gönderdiler. Kurtarıcılar yenilince Persler Roma topraklarını M.Ö.40’ta işgal ederek Bürütüs ve Kalsiyus’a bağlı, Pers sınırlarında görev yapmış general Quintis Labienus (M.Ö.39 Ölümü) ile birleştiler. Hızla Roma vilayeti olan Suriye’deki Judaea (İsrail-Kudüs bölgesi) ya ilerlediler, vali Hiyrccanus IIýi tahttan alarak yerine yeğeni Antigonus’u geçirdiler. Bir an için Roma’nın doğusu Perslilerin ellerine geçmiş hatta onlara terk edilmiş gibi göründü.
Sonunda Roma Sivil Savaşı bitti ve Mark Antony, Labienus’un muhalifi Ventidus’u Anadolu’ya gönderdi ve Ventidus Anadolu’yu işgal etti. Kısa süre sonra Labienus Suriye’ye Roma kuvvetleriyle geri gönderildi, Pers kuvvetleriyle desteklenmesine rağmen bozguna uğratıldı, esir alındı ve öldürüldü. Suriye kapısında bir kaç bozgun daha yiyen Persler geriye çekilmek zorunda kaldılar. Ventidus tarafından kesin olarak bozguna uğratıldıktan sonra M.Ö.38’de geri çekildiler ve Pakurus (Pacorus) öldürüldü. Judaea’da Antigonus, Roma yardımıyla Herod tarafından atıldı (M.Ö.37; Justin, Historiarum Philippicarum, XLII.4; Plutarch,Antony, 33–34
* Bivar (1993), 57–58
)
Suriye’de Roma idaresinin sağlanmasından sonra Judaea onarıldı, Mark Antony Atropatene’ye (Atorpatkan III.Daryus tarafından günümüz güney batı İran’da,Irak sınır bölgesinde kurulan Satraplık/ vilayet-İran Azerbaycan’ı) doğru büyük bir ordu yolladıysa da kuşatmaya katılacak birlikleri eğitimsizde ve izole edilip silindiler. Ermeni destekçileri de terk ettiler. Perslere karşı ilerlemede başarısızlık, ağır kayıplar vererek Romalıların çekilmesine sebep oldu.
M.Ö.33’te Perslere ve Oktavian’a karşı olam Medya Kralının (Türkiye-Güney doğu Anadolu Bölgesi İranlıları) da katılımıyla Antony yine Ermenistan’daydı. Diğer seferleri de başarısızlığa uğradığından çekilmek zorunda kaldı ve bölge Perslilerin idaresine geçti.

Erken Roma ve Pers İmparatorluğu


Nakşi Rüstem'de Şah Şapur Valerius'a diz çöktürürken
Gaius Caesar (Gayus Kayser) ile Phraataces (Fırataçes) iki güç arasında yeniden gözden geçirilen savaş tehdidi M.S.1’de ortaya çıkan uzlaşma ile çözüldü. Bu amlaşmaya göre, Persler, Ermenistan’ın yasal olarak Roma korumasında olduğunu tanıma sözü veriyorlardı.
Bununla beraber gelen onlu yıllarda Roma-İran rakabeti bütün şiddetiyle devam etti.(Sicker-2000-162)
Pers kralı III.Artabanus’un, boş olan Ermeni tahtına oğlu oturtması, M.S.36’da, III.Artabanus’un Ermenistan üzerindeki isteklerinden vaz geçmesiyle sonuçlanan Roma ile savaşı tetikledi.( Sicker-2000-162-163)
Pers kralı I.Vologases’in oğlu Tiridates’i Ermeni krallığına oturtmasıyla, M.S. 58’de savaş çıktı.( Tacitus, Annals, XII.50–51* Sicker (2000), 163)
Roma kuvvetleri üstün gelerek Tiridates’i Kapadokyalı prens  ile değiştirerek sonu olmayan savaşları başlattılar. Bu savaşlar M.S. 63’te Romalıların Tiridates ve torunlarının, Roma imparatorundan tacı alması şartıyla Ermenistan kralı olmalarına izin verdi.( Tacitus, Annals, XV.27–29--* Rawlinson (2007), 286–287)
Uyuşmazlıkların taqze serisi M.S.II.yüzyılda Romalıların Persler üzerinde istikrarlı üstünlük sağlamasıyla başladı. İmparator Trajan (Trayan) M.S.114-115’te, Ermenistan ve Mezopotamya’yı  Roma vilayetlerine kattı. Nehrin aşağısındaki İran Körfezine yelken açmadan önce, Pers başkenti Ctesiphon’u (Babil) işgal etti.( Sicker (2000), 167)
Pers topraklarını işgal ederken, her nasılsa birden M.S.115’te çıkan Yahudi isyanları, Roma’nın asker kaynaklarını birden kesiverdi.
Pers kuvvetleri anahtar bölgeler olan, günümüz Irak’ın hala korunan haritasıyla sınırları neredeyse aynı olan ve Roma’nın Babil Vilyaeti olarak bilinen Seleucia (Selevsiya), Nisibis (Nusaybin), Edessa (Urfa ve bölgesi) vilayetlerinde bulunan Roma garnizonlarına saldırdılarsa da yerel kuvvetler tarafından püskürtüldüler. Trajan, Mezopotamya’da isyancılara boyun eğdirdi fakat, Pers prensi Parthamaspates’in tahta vekil kral olarak oturtulmasına da razı olarak ordularını çekti, Suriye’ye döndü. Trajan, Pers vilayetleri üzerindeki kontrolunu sağlamlaştırmak için yeni düzenlemeler yapmadan önce 117’de öldü.
(Cassius Dio, Roman History, LXVIII, 33 * Sicker (2000), 167–168)
Trajan’ın Pers savaşları, “Roma’nın büyük stratejisinin önemini değiştirmekle” başlatılmıştı, fakat yerine geçen Hadrian (Hadriyan), Roma’nın ilgisini Fırat’ın doğrudan kontroluyla sınırlandırmaya karar verdi.
Hadrian, önceki krallar döneminde vaz geçilmiş Mezopotamya, Ermenistan ve Adiabene (Irak Erbil bölgesi) topraklarının önceki konumlarına geri döndü.( Lightfoot (1990), 115: "Trajan succeeded in acquiring territory in these lands with a view to annexation, something which had not seriously been attempted before ... Although Hadrian abandoned all of Trajan's conquests ... the trend was not to be reversed. Further wars of annexation followed under Lucius Verus and Septimius Severus."; Sicker (2000), 167–168)
Ermenistan üzerinde savaş 161’de yeniden çıktı ve IV. Vologases Romalıları burada bozguna uğrattı, Edessa/Urfa’yı  ve Suriyey’yi yıktı. 163’te Statius Priscus başlattığı karşı saldırıyla Persleri Ermenistan’da bozguna uğrattı ve Ermeni tacına kendi adayını oturttu.
Sonraki yıl, Avidius Cassius, Mezopotamya’yı işgal etti, Fırat’ın sağ yamaçlarında kurulu, günümüz Suriye Salhiye yakınlarında bir Grek şehri olan Dura Europus ve ırak Erbil (Seleucia) savaşlarını kazanarak 165’te Cstesiphon’u (Irak-Babil vilayeti-Arp-Madayin-Selman Pak) işgal etti. Bu arada çiçek olduğu sanılan bir salgın hastalık Roma ordusu içinde hızla yayıldı ve ordunun geri çekilmesini sağladı.( Sicker (2000), 169) Bu hastalık 165-185 arasında 20 yıl sürdüğünden Antonin Vebası/felaketi (Antonine Palque) adıyla tarihe geçti ve çıkış nedeni asla bilinemedi. İmparator Septimus Severus, 195-197’de Roma saldırılarını başlattı ve topraklarını Nusaybin (Nisibus), Sincar (Singara) ve ikinci kez Babil (Cstesiphon) vilayetine kadar genişletti. Perslere karşı son saldırı da İmparator Caracalla tarafından yapıldı ve 216’de Erbil’e (Arbela) ele geçirildi. Onun öldürülmesinden sonra yerine  geçen Macrinus, Persler tarafından Nusaybin’de (Nisibus) bozguna uğratıldı.Karşılık olarak, Caracalla’nın verdiği zararı ödemeye zorlandı.( Herodian, Roman History, IV, 10.1–15.9
Campbell (2005), 20
)

ROMA-SASANİ SAVAŞLARI


Jülyen'in 299'da barış anlaşmasıyla kazanılan toprakları
363'te çıktığı başarısız seferleriyle kaybetmesi
I.Ardeşir’in Sasani İmparatorluğunu kurması, Pers kurallarını kısaca atmasıyla uyuşmazlık yeniden Herodian, Roman History, VI, 2.1–6; Cassius Dio, Roman History, LXXX, 4.1–2* Dodgeon–Greatrex–Lieu (2002), I, 16)
ortaya çıktı. Ardeşir, Mezopotamya’ya baskın yaptı ve 230’da Suriye’yi ele geçirerek, Büyük Krus’un kurduğu, M.Ö 550-330 arasında yaşamış, İskender tarafından yıkılan ilk büyük Pers imparatorluğu olan Akamenişlerin bütün topraklarını geri istedi. (
Tatsız görüşmelerden sonra Alexander Severus 232’de Ardeşir’e doğru yola çıktı ve sonunda onu geri püskürttü.(23-Herodian, Roman History, VI, 5.1–6* Dodgeon–Greatrex–Lieu (2002), I, 24–28; Frye (1993), 124)
Hülkümdarlığının sonuna doğru 238-240’larda Ardeşir tekrar saldırdı ve Mezopotamya, Nusaybin (Nisibis) ve Harran’ı (Carhae) gibi bazı şehirleri ele geçirdi. (24-Frye (1993), 124–125; Southern (2001), 234–235) Uyuşmazlık Ardeşir’in yerini alan I.Şapur’un Mezopotamya’yı işgal etmesiyle sürdü. Onun kuvvetleri de 243’te Ras el Ayn (Resaena) yakınlarındaki savaşta bozguna uğratıldı ve Roma, Harran ve Nusaybin’i tekrar ele geçirdi.(25-Frye (1993), 125)
Bu zaferlerle cesaretlenen Roma imparatoru III.Gordian *Fırat’ın aşağılarına doğru ilerlediyse de 244’te Babil vilayeti (Ctesphon) yakınlarında günümüz Felluçe cıvarında yapılan Mezopotamya Savaşında (Battle of Misiche)geri püskürtüldü.(26-Aurelius Victor, Liber de Caesaribus, 27.7–8; Sibylline Oracles, XIII, 13–20* Frye (1993), 125; Southern (2001), 235)
*(Marcus Antonius Gordianus Pius Agustus- Roma imparatorluğunu tekrar birleştiren imparator.Hükümdarlığı 225-244)
Sonra III.Gordian öldürüldü ve yerine Arap Filip (Phillip the Arab) aceleyle getirildi ve barış görüşmelerini o yaptı.
Roma İmparatorluğunun Cermen kavimlerince zayıflatılması, kısa süreli imparatorların göreve getirilmesinin yarattığı irade boşluğu üzerine, I.Şapur saldırılarını tekrar başalttı. Ermenistan’ı işgal etti ve kralını öldürdü, 253’te Halep yakınlarındaki Meskena veya Balis Kalesi (Barbalissos) savaşında Romalıları bozguna uğratıp Antakya’yı aldı.(27-Frye (1993), 125; Southern (2001), 235–236)
258-260 arasında Şapur, Urfa (Edesa) savaşında, imparator Valerian’ın ordusunu bozguna uğratarak kendisini esir aldı. Anadolu’ya doğru yürüdü ve Roma kuvvetlerince bozguna uğratıldı; Palmira’lı Odeanathus’un saldırılarıyla Persler, Antakya ve Ermenistan’da işgal ettikleri topraklardan çekildiler.(28-Lactantius, De Mortibus Persecutorum, 5; Sibylline Oracles, XIII, 155–171* Frye (1993), 126; Southern (2001), 238)

Bir yıl tahtta kalacak olan Roma imparatoru Carus, 283’te Sasani başkenti Babil (Ctesiphon) a başarılı bir saldırı başlattı ve üçüncü kez Sasani başkentini ele geçirdi. O yıl, Carus ölmeseydi, Romalılar sınırlarını Aralık sonuna kadar genişletebi,lirlerdi.(29-Aurelius Victor, Liber de Caesaribus, 38.2–4; Eutropius, Abridgment of Roman History, IX, 18.1* Frye (1993), 128; Southern (2001), 241)

Diocletian’ın hükümdarlığında kısa bir barıştan sonra Persler, Ermenistan’ı işgal ederek düşmanlıklarını tazelediler ve 296-297’de Harran’ın dışında Romalıları bozguna uğrattılar.
(30-Frye (1993), 130; Southern (2001), 242) Hernasılsa, 298’de Galerius, Satala Savaşında (Türkiye-Gümüşhane-Kelkit- Sadak Köyü)Persleri kırdı ve iran şahı Narsih’in haremini de bütün hazinelerini de ele geçirerek, Pers kralının gözden düşmesini sağladı.
Sonucunda imzalanan barış antlaşmasıyla, Roma, Dicle ve büyük Zap suyu arasındaki denetimini sağladı ve bölgeye yerleşim kurdu. Bu zafer, on yıllardır kaybedilmiş, tartışmalı toprakların, Ermenistan’ınidaresinin Roma’ya geçmesini sağlayan en aldatıcı zaferdi.(31-Aurelius Victor, Liber de Caesaribus, 39.33–36; Eutropius, Abridgment of Roman History, IX, 24–25.1* Frye (1993), 130–131; Southern (2001), 243)
299’daki ayarlamalar, 330’larda II.Şapur’un Romalılara artarda saldırılar başlatmasına kadar sürdü. Savaşlardaki zaferler dizisine rağmen etkileri kısa süreli oldu ve Sincar (Singara) ve Diyarbakır (Amida) şehirlerini Romalılara terk etti.(30-Frye (1993), 130; Southern (2001), 242)350’lere kadar süren uyuşukluktan sonra, kuzey sınırlarından yapılan Yörük saldırılarını Şağur def etti ve 359’da Diyarbakır’ı (Amida) yeniden ele geçirdi. Bu, Roma imparatoru Julian’ı tahrik etti ve 363’te Fırat’tan  Babil (Cstesiphon) üzerine yürümesini sağladı. (32-Frye (1993), 137) Julian Babil savaşını kazandıysa da Pers başkentini ele geçiremedi, ancak Dicle boyunca tehdit etti.Persler tarafından çıkarılan bir çatışmada Julian öldürüldü. Roma ordusunun Fırat’ın doğu yamaçlarına yapışmasıyla, Julian’ın yerine bir yıllığına geçen Jovian, Sasani topraklarından güvenli geçiş hakları elde eden önemli bir barış yaptı. Romalılar, eski sahip oldukları Dicle’nin doğusu, Nusaybin (Nisibis) ve Sincar (Singara)dan vazgeçtiler v e Şapur, kısa süre sonra Ermenistanı fethetti. (33-Frye (1993), 138)
384-387’de III.Şapur ile I.Theodosius kesin bir barış anlaşması imzaladılar ve Ermenistan iki ülke arasında bölündü.
Durum böyle iken, Roma’nın kuzey sınırları da Cermen, Alan ve Hunlar tarafından ve sonra da Ak Hunlar (Eftalitler’Hephthalites”) tarafından tehdit ediliyordu. İki imparatorluk ta daha öncesinde bu işgal edildiklerinde, genellikle uzun süreli barış dönemi yaşanıyordu. İlki 421-422 ve ikincisi de 440’ta tekrar etti. (34-Bury (1923), XIV.1; Frye (1993), 145; Greatrex-Lieu (2002), II, 37–51)

BİZANS- SASANİ SAVAŞLARI


Anastasia Savaşı


384'de çizilen Ermenistan'ı bölen Roma-İran sınırı
5.yy.boyunca değişmeden kaldı
Savaş, Pers kralı I.Kavas’ın Bizans-Roma imparatoru Anastasius’tan zorla mali destek alma teşebbüsünden çıktı.(35-Procopius, Wars, I.7.1–2* Greatrex–Lieu (2002), II, 62)
502’de birden Erzurum’u (Theodosiopolis) işgal etti ve Diyarbakır’ı kuşattı.(36-Joshua the Stylite, Chronicle, XLIII* Greatrex–Lieu (2002), II, 62) Şehrin kuşatması, Kavas’ın umduğundan zor oldu ve yenilmelerinden üç ay önce şehri savunanlarca kovuldular.(37-Zacharias Rhetor, Historia Ecclesiastica, VII, 3–4* Greatrex–Lieu (2002), II, 63)
En sonunda, 503’te Romalılar Perslerin elinde bulunan Diyarbakır’a başarısız bir saldırı başlattıklarında, Kavas da ve Urfa (Osroene ve Edessa) vilayetlerini işgal etmişti.(38-Greatrex–Lieu (2002), I I, 69–71) Sonunda, 504’te Diyarbakır’ın idaresini Romalılar şehrin düşmesiyle kazandılar. O yıl, ateşkes, Hunların Kafkaslar üzerinden Ermenistan’ı işgal etmesiyle sağlandı. İki kuvvet, 506 Kasım’ına kadar süreyi uzattılar.(39-Procopius, Wars, I.9.24
* Greatrex–Lieu (2002), II, 77
)
Anastasius, Dara’da (Mardin Oğuz ilçesi) tahkim edilmiş bir şehir yapılmasını,Edesa (Urfa), Suruç (Batnae) ve Diyarbakır’daki (Amida) kalelerin de sağlamlaştırılmalarını emretti (40-Joshua the Stylite, Chronicle, XC* Greatrex–Lieu (2002), II, 74) Anastasius’ın dönemindeki bitmeyen kargaşalara rağmen Dara’da işler iyi gidiyordu. Bu, geçmiş ön yıllar öncesi dönemlerde anlaşmalarla sınır boylarındaki kalelerin sağlamlaştırılması yasaklanmış olmasıydı. Anastasius, Perslerin itirazlarına rağmen projesini takip etti ve duvarlar 507-508’de bitirildi.(41-Joshua the Stylite, Chronicle, XCIII–XCIV* Greatrex–Lieu (2002), II, 77)

İberya Savaşı

(Ermenistan-Gürcistan arasında Acaristan’a uzanan bölge)

Roma ve Pers Haritası 477
İki büyük ülkenin ve komşuları olan büyük güçler tarafından
büyük savaşlarla çizildi.
M.S. 524-525’te, Kavas, oğlu Hüsrev’i I.Justin’in evlat edinmesini önerdiyse de anlaşma kısa sürede bozuldu. (42-Procopius, Wars, I.11.23–30* Greatrex (2005), 487; Greatrex–Lieu (2002), II, 81–82) İki kuvvet arasındaki  gerilim Gürcü prensi Gürcen idaresindeki (Gourgen) Kafkasya İberya’sın 524-525’te Romalılara terk edilmesiyle çıktı.(43-Greatrex–Lieu (2002), II, 82)
Açık Roma-Pers kavgası, 526-527’de yukarı Mezopotamya bölgesinde ve Transkafkasya’da patladı.(44-Greatrex–Lieu (2002), II, 84) Savaşın ilk yıllarında 527’ye kadar Persler favoriydi, İberya isyanı kırıldı, Nusaybin ve Thebetha (Sebesa/Tebesa-?)ya karşı yapılan bir ROma saldırısı başarısız oldu ve Thannuris ve Melabasa’da kuvvetleri tahkim çabaları Pers saldırılarını engelledi.(45-Zacharias Rhetor, Historia Ecclesiastica, IX, 2* Greatrex–Lieu (2002), II, 83, 86) Pers saldırılarında görülen eksikliklere çare bulunması teşebbüsleri, yeni Roma İmparatoru I.Jüstinyen’in doğu ordularını yeniden örgütlemesini sağladı.(46-Greatrex–Lieu (2002), II, 85) 530’da, başlıca pers saldırısı, Belisarius idaresinde Mardin-Oğuz’da (Dara) bozguna uğratılırken, ikinci 
Pers saldırısı Gümüşhane Kelkit Sadak (Satala) bozgun yemişti.

Roma ve Pers ordularının savaş konumları
Belisarius, Suriye Er Rakka (Callinicum) savaşında, Kufe şehri bölgesinde Nasturi Hristiyanlarının yaşadığı bir Pers vilayeti olan, Benu Lahmi (Lakhmid) kuvvetlerinden 531’de bir bozgun yedi. Aynı yıl, Persler, Lazistan (Lazica-“Abazya tarafı’)da iki kale elde ederken, Romalılar Ermenistan’da bazı kaleleri kazandılar. (47- Greatrex–Lieu (2002), II, 92–96)
Er Rakka (Callinicum) bozgunundan hemen sonra Romalaılar ve Persler başarısız bir anlaşma yaptılar (48- Greatrex–Lieu (2002), II, 93) İki taraf 532’de görüşmeleri tekrar başlattılar ve 532 Eylül’ünde sekiz yıldan az sürecek olan ebedi barışı imzaladılar. İki güç,işgal ettikleri topraklardan çekilmekte anlaştılar ve bir kereliğine olmak üzere Romalılar 50 kg.(110 centenaria) altın ödemeyi kabul etti. İberya İran’ın elinde kaldı, İberliler,anavatanlarına dönmekte serbest bırakıldılar.(49- Evans (2000), 118; Greatrex–Lieu (2002), II, 96–97)

JÜSTİNYEN İLE HÜSREV

(Lazistan Savaşı)
I.Jüstinyen dönemi Roma-Pers haritası.
Mavi-Roma (Bizans)
Mor-Jüstinyen'in kazandığı topraklar.Romayı yeniden kurmuştur.
Açık Sarı-Sasani İmp.
Koyu Sarı-Sasanilere bağlı ülkeler.
Doğuda savaşın kesilmesinin verdiği rahatlıkla, Bizans, Batı Roma topraklarını* yeniden fethederken, bu fetihlerin bir sonucu olarak, İran da 540’ta, “Ebedi Barış Anlaşmasını” bozmuştu.
*(Çevirmenin notu;Jüstinyen, günümüz  İtalya haritası, Sırbistan,Karadağ, İspanya’da Katalonya bölgesii Kuzey Afrika’da Libyai Tunus, Cezayir sahil sehir bölgelerini alarak iki Roma’yı yeniden birleştirmişti.)
I.Hüsrev, Mezopotamya ve Suriye’yi işgal etmiş, şehirleri sistemli olarak yağmalamış, haraca bağlamış, her yeri yakıp yıkmış, Antakya/Hatay’ı (Antioch) halkını da İran’a sürmüştü. (50-Greatrex–Lieu (2002), II, 102; see H. Börm, "Der Perserkönig im Imperium Romanum", Chiron 36 (2006), 299ff.)
Pers tehdidine karşı Belisarius, batı seferinden geri çağrılmış, 541’de Nusyabin’e sonuçsuz bir sefer başlatmıştı. Hüsrev, 542’de, Mezopotamya’ya bir saldırı başlattı ve Reşafa’yı (Suriye’de bir şehir. Latin-Sergiopolis)ele geçirmeye teşebbüs etti. Belisaryus’un ordusu ile yüzleşince yolu üzerindeki Er Rakka’yı (Callinicum) yağmalayarak kısa sürede geri çekildi.
(51-Procopius, Wars, II.20.17–19* Greatrex–Lieu (2002), II, 109–110)
Romalılar 543’te Dvin’e (Dvin/Duin-Fars-Tepe-Ermeni şehri) bir saldırı başlattıysa da Anglon’da küçük bir Pers askeri birliğince bozguna uğratıldılar. Hüsrev 544’te Urfa (Edesa)yı kuşattı, kenti savunanların verdikleri rüşvetle başarısız oldu. (54-Greatrex-Lieu (2002), II, 113) Pers tehdidinin uyanmasıyla Roma heyeti ablaşma aramak için Babil (Ctesiphon) yollarına düştü. Romalıların Perslere ödeme yapması karşılığında 545’de beş yıllığına bir barış anlaşması imzalandı.(56-Procopius, Wars, 28.7–11* Evans, Justinian (527–565 AD); Greatrex–Lieu (2002), II, 113)
I.Jüstinyen'in ölümü 565'te Lazistan Bizansın ellerindedir
548’in başlarında Lazistan kralı Gubazes, pers korumacılığını sıkıcı buldu ve Roma korumasının yenilenmesi Jüstinyen’den istedi. Roma imparatoru eline geçirdiği bu şansla 548-549’da Laz kuvvetleriyle birleşerek Perslere karşı bir dizi zaferler kazandı, kilit garnizon olan Petra’da başarısız oldular. Şehir 551’de sonunda boyun eğdi, aynı yıl, Mihri- Mihri komutasındaki Pers kuvvetleri de Lazistan’ı işgal ettiler.(57-Treadgold (1997), 204–207) 545’teki anlaşma Lazistan dışında tekrar yenilendi ve Romalılar her yıl Perslere 1000kg altın ödemeyi kabul ettiler.(58-Treadgold (1997), 209) Lazistan savaşı, gelen yılların büyük bir kazanım getirmesini engelleyerek sonuçsuz kalmasını sağladı.(59-Farrokh (2007), 236) Hüsrev’in AK Hunlarla uğraşması yüzünden barış anlaşmasını, Lazistan’ı elden çıkarmaksızın 557’de tekrar yenilediler.(60-Greatrex (2005), 489; Treadgold (1997), 211) Sonunda Hüsrev ile Roma heyeti 562’de bir “Elli Yıllık Barış Antlaşması” imzaladılar. Persler, her yıl 30.000 Nomismata (Bizans parası) ödenmesi karşılığında Lazistandan çıkmayı kabul ettiler.(61-Menander Protector, History, frag. 6.1. According to Greatrex (2005), 489, to many Romans this arrangement "appeared dangerous and indicative of weakness".) İki taraf ta sınırladaki kaleleri tahkim etmemeyi, onarım çalışması yapmamayı, diplomasi ve ticarette kolaylık tanımayı kabul ettiler.(62-Evans, Justinian (527–565 AD)
Lazica yazan yer Lazistan olarak geçmektedir.
1500 yıl önceki Bizans haritası.
Bu günkü Gürcistan. Rize dahi dahil değil.


Kafkas Savaşı

(Daha geniş bilgi için 572-591 SasaniBizans savaşlarına bakınız.)
(Çevirmenin notu;Elli yıllık anlaşma yaptılar 10 yılda bozdular. Bu defa bozan Roma’dır. Ebedi anlaşmaların bir kaç yılda bozulması da iki devletin de birbirine asla güvenlerinin olmadığının kanıtıdır. Bu tarihler İslam peygamberinin doğduğu (571) tarihlerdir.Türkler Romalılarla birlikte 574’te İran’ın nüfuz bölgeleri olan Suriye, Irak, Umman, Yemen ve öteki Arap ülkelerine gireceklerdir.Günümüzde de bu bölgeler İran tarafında olup 11 Eylül 2001’den beri Haçlı koalisyonunca işgal edilmeye çalışılmaktadır.)

600'ler Sasani İmparatorluğu ve komşuları
M.S.571’de Ermenistan’ın Sasanilere karşıçıkarttıkları bir isyanla tekrar savaş çıktı, Romalıların Perslere karşı Türklerle anlaşmaları üzerine savaş, iki ülkenin nüfuz bölgeleri olan Yemen, Suriye çöllerine doğru uzayarak devam etti.(63-John of Epiphania, History, 2 AncientSites.comgives an additional reason for the outbreak of the war: "[The Medians'] contentiousness increased even further ... when Justin did not deem to pay the Medians the five hundred pounds of gold each year previously agreed to under the peace treaties and let the Roman State remain forever a tributary of the Persians." See also, Greatrex (2005), 503–504)

Jüstinyen’in yeğeni Marcian’ın, yerel kuvvetleri bozguna uğratarak İran Mezopotamyasını ele geçirdikten sonra Arzene vilayetini (Erzincan, Sıvas, Malatya, van gölü çevresiden Hazar Denizine uzanan bölge) bir baskınla almasıyla II.Jüstinyen Ermenistan’ı Roma korumasına almış oldu.(64- Treadgold (1997), 222) Marcian’ın aniden görevden azledilmesiyle doğan boşlukta, Hüsrev Suriye’ye bir baskın yaptı ve Nusaybin’deki Roma kuşatmasını kaldırdı, Dara’nın (Mardin Oğuz ilçesi) düşmesini sağlayarak Suriye intikamını aldı.(65- Theophanes, Chronicle, 246.11–27* Whitby (2000), 92–94) Mezopotamya barış anlaşması beş yıl uzatıldı ve Romalılar bir yıllığına 45.000 Roma parası (solidi) ödemeyi kabul ettiyseler de Kafkasya’da ve çöllerde savaşlar sürdü.(66- Greatrex–Lieu (2002), II, 152; Louth (2005), 113

Geçici barışın tartışmalı olmasından yararlanan I.Hüsrev, bir hücumla Ermenistan’ı birleştirmek istedi. Anadolu’yu işgal etti, Sivas’ı (Sebasteia) yağmaladı ama Malatya önlerinde (Melitene), Fırat’ın karşı tarafının Roma saldırısı altında olduğunu hissederek oldukça fazla kayıp verdi.(68- Theophylact, History, I, 9.4 (PDF)Treadgold (1997), 224; Whitby (2000), 95) Bir general gibi Jüstinyen’in Pers topraklarını Atropatene’ye kadar işgal etmesiyle, Romalılar Pers düzensizliğini sömürdüler.
(68- Theophylact, History, I, 9.4 (PDF)Treadgold (1997), 224; Whitby (2000), 95)
4.yy.ve 7.yy. Roma-Sasani sınırları

Hüsrev, Roma faaliyetleriyle yerel halkların tam soğuduğu anda çareyi barışta gördü ama genrrali Temhüsrev’in Ermenistan’da kazandığı beklenmedik zaferle de şaşkına döndü. (69- Treadgold (1997), 224; Whitby (2000), 95–96)578’de Mezopotamya’da savaş Perslerin Roma topraklarına baskınlarıyla sürdü.Roma generali Maurice, Pers Mezopotamyasında Aphumon’u alarak, Sincar’ı yağmalayarak kendisini affettirdi. Hüsrev çareyi gene barış anlaşmasında gördüyse de 579’da erken ölümüyle yerine geçen IV.Hürmüz’ün savaşı sürdürmesi tercih edildi.(70- Soward, Theophylact Simocatta and the Persians(PDF); Treadgold (1997), 225; Whitby (2000), 96) Savaş, 580 yılı boyunca iki taraf arasında sonuçsuz olarak sürdü. Maurice, 582’de Contantia’da bir zafer kazandı, Temhüsrev Ardahan’da öldürüldü fakat Roma’lı general İstanbul’daki imparatorluk hevesleri yüzünden zaferini takip etmedi.(71- Soward, Theophylact Simocatta and the Persians(PDF); Treadgold (1997), 226; Whitby (2000), 96) Diğer Roma zaferi olan Solachon (Mardin-Oğuz’un güneyinde bir yer) da 586’da kazanıldıysa da o da berabere sonuçlandı.(72- Greatrex–Lieu (2002), II, 168-169)
Persliler Silvan’ı (Martyropolis=Şehitler şehri) hileyle 589’da aldılar ama Pers genrali Behram Çubin’in IV.Hürmüz tarfından aşağılanarak görevinden alınmasıyla çıkan isyan yüzünden zafer sonuçsuz kaldı.
IV.Hürmüz, 590’da tahhtan indirildi yerine oğlu II.Hüsrev getirildi fakat, Behram bastırdı ve Hüsrev’i bozguna uğrattı ve kısa süre sonra Roma taopraklarına kaçmasıyla sonuçlandı. VI.Behram olarak tahta çıktı. Maurice’in desteğiyle ordu toplayan II.Hüsrev, 591’de destekçilerinin de yardımıyla, Roma’nın desteğiyle II.Hüsrev olarak tahtını geri aldı. Yardımın karşılığı olarak Hüsrev, Oğuz’a, Silvan’a dönmekle kalmadı, İberya’nın batısından, iran Ermenistan’ının yarısından fazlasından da vaz geçmek zorunda kaldı.(73- Theophylact, V, History, I, 3.11 (PDF) and 15.1(PDF)* Louth (2005), 115; Treadgold (1997), 231–232)

Zirve;

(Bizans-Sasani Savaşları 602-628 ve İstanbul’un Kuşatması(626) konularına bakabilirsiniz.)

600'lerde Yeni Roma ve Sasani İmparatorlukları
ile komşuları.
Bu yüzyıl, İslam'ın çıkış çağıdır.
602’de Romalılar, Balkanlarda Phocas (602-610 arası imparator-Fokas okunur) önderliğinde çıkartılan isyanlarla uğraştı. Phocas başarılı oldu, Maurice’i tahttan indirip ailesini de birlikte öldürdü. II.Hüsrev, velinimetinin öldürülmesini savaşın hayrına yormaya alışıktı.(74- Foss (1975), 722) Savaşların başlangıcında, Persler beklenmedik ezici galibiyetlerinden hoşlanıyordu. Maurice’in oğlu gibi görünen Roma’lı general Narses’in Phocas’a karşı çıkarttığı siyanı II.Hüsrev’in destekliyordu.(75- Theophanes, Chronicle, 290–293
* Greatrex–Lieu (2002), II, 183–184
) 603’te II.Hüsrev, Roma’lı general Germanus tarafından Mezopotamya’da ve Dara (Mardin-Oğuz) kuşatmasında bozguna uğratıldı ve öldürüldü. Takip eden yıllar boyunca Romalılar bütün sınırlarda belirgin şekilde galip geldiler ve sınır şehirlerini birer birer aldılar.(76- Theophanes, Chronicle, 292–293* Greatrex–Lieu (2002), II, 185–186)
Aynı zamanda Kafkasya’da, Ermenistan’daki Roma garnizonlarında kesin zaferler kazandılar ve sistemli olarak boyun eğdirdiler.(77- Greatrex–Lieu (2002), II, 186–187) Heraklius, Kartaca’dan İstanbul’a yelken açtıktan sonra 610’da Phocas’ı tahttan aldı.(78- Haldon (1997), 41; Speck (1984), 178.) Aynı zamanda İranlılar Mezopotamya ve Kafkaslardaki zaferlerini tamamladılar ve 611’de Suriye’ye yürüdüler ve 612’de Anadolu’ya girdiler. Heraklius, 613’de Suriye’ye büyük bir karşı saldırı başlattı.Antakya dışındaki Şahbaraz ve Şahin’de aldatıcı bir bozguna uğratıldı ve Roma’nın savaş konumu çöktü.(80- Greatrex–Lieu (2002), II, 189–190) Takip eden onyıllarda Persler Filistin ve Mısır’ı fethedebilirler, Anadolu’yu yağmalayabilirlerdi.(81- Greatrex–Lieu (2002), II, 190–193, 196) (82- The mint of Nicomedia ceased operating in 613, andRhodes fell to the invaders in 622–623 (Greatrex-Lieu (2002), II, 193–197).)
Bundan istifade eden Avarlar ve Slavlar balkanlarda avantajlı duruma geçerek ve Balkanlar üzerine yürüyüp Roma’yı yıkılmanın eşiğine getirebilirlerdi.(83- Howard-Johnston (2006), 85)
Bu yıllarda, Heraklius, ordusunu yeniden kurmak, askeri olmayan harcamalar yaparak parasının değerini düşürmek, kilise gelirlerini eritmek, savaşa devam edebilmek için Patrik Segius’un desteğini almaya çalışıyordu.(84- Greatrex–Lieu (2002), II, 196)622’de Heraklius, şehri Sergius’a, naibi olan oğlu General Bonus’a emanet ederek İstanbul’dan ayrıldı.
Ordularını Küçük Asya’da (Anadolu) kurdu ve morallerini ölçmek için tatbikatlar yaptırdı Kutsal Savaş (Haçlı savaşı) karakterine büründürerek yeni karşı saldırıyı başlattı.(85- Theophanes, Chronicle, 303–304, 307* Cameron (1979), 23; Grabar (1984), 37)
Kafkasya’da Arap komutan idaresindeki Pers ordusundan bir bozgun aldı ve Şahbaraz’da bir zafer kazandı.(86- Theophanes, Chronicle, 304.25–306.7* Greatrex–Lieu (2002), II, 199)
Firdevsi'nin eseri Şahname'de Hüsrev'in öldürülmesini
işleyen çizim
623’te başarısızlık takip etti ve Avarlarla bir barış anlaşması yaptı, 624’te Atropatene (Azerbaycan) vilayetindeki Ganzak şehrinde Hüsrev’in idaresindeki orduya yöneldi.(87- Theophanes, Chronicle, 306–308* Greatrex–Lieu (2002), II, 199–202) 625’te,Şahbaraz, Şahin ve Şahraplakan adlı generalleri Ermenistan’da bozguna uğrattı ve Şahbaraz’ın karargahını ele geçirerek askerine kışlık konaklama yeri yaptı.(88- Theophanes, Chronicle, 308–312* Greatrex–Lieu (2002), II, 202–205) Şahbaraz komutasındaki Avarlar ve Slavlarla desteklenen Pers ordusu 626’da İstanbul’a başarısız bir kuşatma yaptılar.(89- Theophanes, Chronicle, 316* Cameron (1979), 5–6, 20–22) Genral Şahin komutasındaki diğer Pers ordusu da Heraklius’un erkek kardeşi Theodore’nin idaresindeki orduya karşı büyük bir bozgun yedi.(90- Theophanes, Chronicle, 315–316* Farrokh–McBride (2005), 56) Bu esnada, Kafkaslarda zayıflayan Pers ordusunun durumundan istifade etmek, harap edilen topraklarını kurtarabilmek için, Heraklius Türklerle ittifak kurdu.(91- Greatrex–Lieu (2002), II, 209–212) 627’nin sonlarına doğru Heraklius, Türk müttefiklerinin kendisini terk etmesine rağmen Mezopotamya’ya bir kış saldırısı başlattı ve Ninova savaşında Persleri bozguna uğrattı. Dicle boyunca güneye doğru ilerledi,Hüsrev’İn büyük sarayı Destegird’i yağmaladı, sadece Nehrivan Kanalının yıkılması yüzünden başkent Babil’e (Ctesiphon) saldırmaktan alıkonuldu.Felaketler serisi üzerine gözden düşen Hüsrev, bir darbe ile tahttan indirildi ve yerine oğlu II.Kavas (Kavad) geçirilerek, bütün işgal edilmiş topraklardan çekilmesini sağlayan barış anlaşması yaptırıldı.(92- Theophanes, Chronicle, 317–327* Greatrex–Lieu (2002), II, 217–227)
Heraklius, Kudüs’te büyük bir bayram kutlamasıyla Gerçek Haç’ı onarttı. (93- Haldon (1997), 46; Baynes (1912), passim; Speck (1984), 178)

Beğendiğinizi umarım.



Yazının İngilizcesinin yayınlandığı Wikipediya sayfası;  http://en.wikipedia.org/wiki/Roman%E2%80%93Persian_Wars

27 Mayıs 2015 Çarşamba

SİYASİ İKTİDARLAR İSLAMI SAPIKLIK DİNİ HALİNE GETİRDİLER.


HRİSTİYAN DÜNYASINDA İSLAMA KARŞI ELEŞTİRİLERDE EN ÇOK KULLANILAN ÖĞE, PEYGAMBERİN EBUBEKİR'İN KIZI AYŞE İLE OLAN EVLİLİĞİDİR.

BUNLARA BİR ÖRNEK;

Buhari tefsirinden alınan hadisler ile peygamberin pedofilikliği ispata çalışılmaktadır.

İlkinde;51'indeki Muhammed, favori çocuk gelini Ayşe ile." denilmiştir.

İkincisinde;Muhammet onunla yıkandı ve onu okşadı" denilmektedir.

Üçüncüsünde;Ergenleşmemiş Ayşe'nin kızlığını bozduğunda 54'ündeydi ve Ayşe "9"undaydı" deniliyor;

Dürdüncüsünde;İslam, ergenleşmemiş çocuklarla evliliğe ve boşanmaya izin vermektedir. Kuran;65:4 sures ve ayeti veriliyor.

Beşincisinde;"Aslında Allah ve Müslümanlar için Muhammet örnek insan olarak düşünülmektedir" Kuran 68:4-33:21 sureleri ve ayetleri veriliyor.



BU EVLİLİK İLE, PEYGAMBER, ÇOCUK SEVİCİ, SÜBYANCI OLARAK YORUMLANMAKTA VE AŞAĞILANMAKTADIR.

OYSA, PEYGAMBER MUHAMMET, AYŞE İLE "ÖRNEK EVLİLİK" YAPMIŞTIR.

ZİRA, KUREYŞLİLER, SABİLER, ZERVANİLER, ZERDÜŞTLER VE HABEŞ HRİSTİYANLARI "KENDİ KIZ ÇOCUKLARIYLA" SÜTTEN KESİLİR KESİLMEZ İLİŞKİYE GİRİYORLARDI.

BÖYLE KIZLARIN ADLARINI DA "FATIMA=SÜTTEN KESİLMİŞ" YANİ "İLİŞKİ YAŞINI DOLDURMUŞ" KOYUYORLARDI.

BABAANNESİNİN DE KIZININ DA ADI "FATIMA" OLAN MUHAMMET, NİCE FATIMALARI KURTARMAK İÇİN İÇİN ÖRNEK EVLİLİKLER YAPMIŞTIR.

BU SAPIKLIĞI KALDIRAMAYAN MUHAMMET, EN AZINDAN NİKAHI "6"YA, İLİŞKİ YAŞINI "9"A ÇIKARTARAK VE NİSA 23. AYETİYLE DE ENSEST EVLİLİKLERİ YASAKLAYARAK BÜYÜK BİR KÜLTÜR DEVRİMİ YAPMIŞTIR.
Arapların bu sapıklıkları da bu karikatürde olduğu 
gibi  İslam'a saldırılara çanak tutmaktadır.

(Buradaki konuşma metnini "aşağılayıcılığından 

ötürü kasten çevirmiyorum)

MUHAMMET'iN AYŞE'DEN BAŞKA ÇOCUK EVLİLİĞİ YOKTUR. BU DA AYŞE İLE EVLİLİĞİNİN "ÖRNEK EVLİLİK OLDUĞUNUN KANITIDIR.

BUNA RAĞMEN SAPIK ARAPLAR, "6" YAŞI İLİŞKİ YAŞI OLARAK HALA UYGULAMAKTADIRLAR.


BU KADAR AÇIK ÖRNEKLERE RAĞMEN, BU SÜBYANCILIK SAPIKLIĞI, AKP'LİLERİN PEK SEVDİĞİ RUHULLAH AYETULLAH HUMEYNİ SAPIĞININ YAZDIĞI "İRAN MEDENİ ŞERİ HUKUKU SAYILAN "KÜÇÜK YEŞİL KİTAP" (LİTTLE GREEN BOOK) ADIYLA İNGİLİZCEYE ÇEVRİLEREK BASILAN "TAHRİR EL VESİLE" ADLI KİTABINDA YERİNİ ALMIŞ VE SAPIK HUMEYNİ, SÜTTEN KESİLMİŞ, "1,5-2" YAŞINDAKİ KIZ İLE "ANAL YOLLA İLİŞKİYİ" ÖNERMİŞTİR.

PEYGAMBERİN, ÖRNEK EVLİLİKLERİNDEN BİRİSİ DE, KIZI RUKİYE İLE EVLİ VE ONA AŞIK OLAN OSMAN (HALİFE),RUKİYE 18'İNDE ÖLÜNCE KENDİSİNİ FAKİRLİĞE YANİ, MALLARINI SATARAK, ÇIPLAK OLARAK SOKAKLARDA YAŞAYAN DERVİŞLİĞE ADADIĞINI BİLDİRMESİ ÜZERİNE, OSMAN'A KIZI ÜMMÜGÜLSÜM'Ü VERMİŞ, DÜĞÜNÜNÜ KENDİSİ YAPMIŞTIR, BEKARLIK ÇEKEREK ÇİLEKEŞ YAŞAMI KALDIRMIŞTIR. 

BU ÖRNEĞE İSTİNADEN, EŞİ SAVAŞTA ŞEHİT DÜŞTÜĞÜ İÇİN ÖMER'İN, DUL KALAN KIZI HAFSA İLE BİR HAFTA SONRA DÜĞÜN YAPARAK TEKRAR EVLENMİŞTİR.

BUNLAR, İSLAM'IN BÜYÜK AHLAK DEVRİMLERİ OLMASINA RAĞMEN, UTANDIKLARI İÇİN GEÇMİŞLERİNİ GİZLEYEN SAHTEKAR HİCAZ ARAPLARI, BU DEVRİMİN ÜSTÜNÜ ÖRTMÜŞLERDİR.

BUNLAR, CİNSEL ZAAFA DAYALI OLMAYAN ÖRNEK EVLİLİKLERDİR.

AMA SAPKIN VEHHABİLER, OSMANLI'NIN HİLAFET DÖNEMİNDE EVLİLİK YAŞINI "8"E BAĞLAMASINA RAĞMEN, BU GÜN KIZLARDA EVLİLİK VE İLİŞKİ YAŞINI "6"YA İNDİRMİŞLERDİR.

İşte çağdaş pedofilik bir Arap şeyhi karısıyla.
Sizce bu çocuk kaç yaşında?

MÜSLÜMAN KARDEŞ, OKU;

Ülkemizin Diyanet İşleri başkanlığının ve diğer Müslüman ülkelerin diyanetlerinin, pedofilik cinsel yaşamın kökenlerinin Tevrat, İncil dahil diğer eski dinlere dayandığını ve İslam'ın peygamberinin bu diri diri çocuk öldürmeleri, erkek çocuklarla kulamparalık ilişkileri dahil sapıklıklarla İslamın suçlanmasını engelleyecek etkili yayınlar yapmaları gerekmektedir.

Bizde ise yapılan nedir?

Bu yayınların ülkemize girmesine engel olmak, halkı, bunlardan uzak tutmak. Olmadı Charlie Hebdo dergisi gibi dergileri bombalatmak, yazarlarını öldürtmektir.

Bunları yapmayı tercih ettiğimizde ise, verilen mesaj, "cinsel sapıklıkların kabulüdür".
Susmak da kabul sayılmaktadır.

Yurt dışında ve özellikle gelişmiş Hristiyan ülkelerinde milyonlarla Müslüman bu saldırılara cevap verememekte, bazıları Hristiyan olmaktadır.

Bu tür, kökenleri İslama ait olmayan sapıklıklarla İslam'ın suçlanmasına göz yuman ama Mercedes otomobillere, lüks yaşama, hükumetin yolsuzluklarını aklamaya onay vermekte tereddüt etmeyen Diyanet işleri Başkanlığı ve cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a aşklarını ilan eden erkek ve kadınların sapık beyanları ile mkendilerine menfaatlar temin etmeye çalışan aşağılık insan müsveddelerinin İslam'a verdiği zarar ise bu karikatürlerden daha fazla ağır ve yıkıcıdır. 

Balkan Türklerinin kurduğu bir internet sitesinde, 2000'li yılların başında bir "yardım çağrısı" yapılmıştı. Hristiyan misyoneri papazların Balkanlarda Türk ve Müslümanların evlerini tek tek gezerek, "Türkler ve Müslümanların eş cinsel olduklarını, kıyamette bu yüzden Lut kavmi gibi yok edileceklerini" anlatan kitaplar hediye ettiklerini, Türkiye'nin bu işe el atması gerektiğini, Diyanetin kendilerini aydınlatmasını siteyen bu çağrıya diyanet sessiz kalmıştı.
Bu da devşirme İngiliz Bilal Filip;"Peygamber 
Muhammet,ergen olmayan çocukla evliliği 
uyguladı, bu çocuk sömürüsü değil, evliliktir". Diyor.
Sizce de öyle mi yoksa Muhammet'in çevlilik yaşını 
yükselttiği için bu yaş Müslümanlarca daha da 
yükseltilmeli midir?

Ben de o zaman, bir "evlad-ı fatihan" olarak, kalemden kılıcımı elime alıp, Tevrat, İncil ve Kur'anda ne kadar eşcinsellik" ile ilgili sure ve ayet varsa hepsini toplayıp, "Dinler, Cinsel Sapıklıkların Temelidir" (Tıkla) balıklı bir çalışma yayınlamıştım.

Bu yazılarım çeşitlenerek sürmüş, hatta bu misyonerlik faaliyetlerinin o zamanlarda Yugoslavya'ya yapılan NATO operasyonunun ardından çıktığını, bu rahiplerin de ABD'li olmalarını göz önüne alarak "İBNE AMERİKA'NIN İBNE SİYASETLERİ"(Tıkla) başlıklı çalışmamı yayınlamıştım.

Bu yayınlarımdan iki yıl sonra İtalya'daki Vatikan kilisesinden 20 bilgisayar 20 gün yazılarımı inceemiş, istifa eden papa Ratzinger tarafından "Pedofilik evlilikler ve eşcinselliğin dine uygun olduğu" açıklaması yapılmıiştı.
 Bunu da "Papalık Pedofiliye Onay Verdi(Tıkla)" başlıklı yazımla belirtmiştim.

Ben bile bunları yaparken, dinin koruyucusu olan resmi kurumların, mezhep ve tarikat imamlarının bırakın bunlara cevap vermeyi, bu sapıklıkları onaylayan açıklamalarından AKP hükumetinin, üniversitelerde LGTB (Lezbiyen, Gay Transeksüel Biseksüel) derneklerinin açılmasını yasalaştırmalarına milletçe tanık olduk.

Şimdi söyleyiniz;
Bir dinsiz olarak ben, vatandaşı ve mensubu olduğum İslam toplumuna ve kültürüne bu kadar sahip çıkarken başımızdaki "Allah, Muhammet, Kuran" nidalarıyla iktidar olan, her seçimde elinde Kuran sallayan şerefsizlerin insanı dinden eden faaliyetlerini nasıl açıklıyorsunuz?

Yeryüzünün değişik coğrafyalarında yaşayan Türklerin farklı dinlerde olduğunu, Türklük=İslam değildir açıklamasını yaptığım "Türklük başka Müslümanlık Başka" başlıklı yazıma,  "Müslümanım elhamdülillah, Müslüman olmayan bizden değildir" diyen salak sözde Türkçü görünen mallarının, yurt dışında ve içinde aşağıdaki resimlerde de görülen her türlü aşağılayıcı saldırılara karşı SUSKUN VE ÇARESİZ kalmalarını bu mallar nasıl açıklayacaklardır?

İstifa eden papa Ratzinger
Yolsuzlukları aklayan, ensest ve çocuk evliliklerine onay veren,Diyanet ve Müslümanlıklarıyla övünenler, "içe dönük uyutucu" siyaseti bırakıp dışarıya karşı da açılın. Eğer cevap bulamıyorsanız bu suçlamalara her türlü cevap yazılarımda vardır.

Diyanet de artık Müslüman mı yoksa, Müslüman görünen kripto Ortodoks Hrisityan ve Yahudi mi olduğunu açıklamak zorundadır.

Ensest ve pedofili, Ortodoks Hristiyan ve Ortodoks Yahudi mezheplerinin egemen olduğu ülkelerde (Rusya, Portekiz, Fransa, İngiltere, İsviçre, İsveç, Almanya) yasaldır veya yasallaşması için çalışmalar yapılmaktadır.
Ülkemizde bu sapıklıkları ulu orta yaşanması ve bu yaşamın teşvik edilmesi, İslam'ın bu dinlere dönüştürülmesi siyasetinin parçasıdır.

Bunlara sessiz kalan Müslümanların Müslüman olmadıkları açıktır. Dini kendi sosyal konumlarını koruamk için kullanan sahtekarlardır. Din de, devlet de bu sahtekarların elinde oyuncak olmuştur.

Takdir Müslümanlarındır, elbette Müslüman kaldıysa. Bazı malların, bu saldırılara cevap vermek, bu günün şartlarıyla 1400 yıl öncesi mecburiyet karşısında dinde bırakılmış bozuklukları açıklamak, toplumu bunlardan uzaklaştıracak işler yapmak, böylece dine olan saldırıları en aza indirmeye çabalamak yerine bana saldıracaklarını iyi biliyorum.

İSLAM İSLAM OLALI BÖYLE SAPIKLIK ZULMÜ GÖRMEDİ
İşte Yemenden bir pedofili örneği
Bu da Endonezya'lı Müslüman Pujiono
12 yaşında karısıyla


Bunlar Müslüman mıdır?




Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul














Bizim diyanetimiz ise araba sevdası ile
meşguldür.

BU İMAMLAR İSLAM DEĞİL, YEZİDİ İMAMLARDIR.

Hristiyanlık ve İslam dışındaki dinler hala Tapınak Fahişeliği Dinleridir ve bu ülkelerde tapınakların etrafında hala genel evler bulunmaktadır.
Tapınağa gelir getirmek için, ilk doğan çocukların tapınağa bağışlanma geleneği ile tapınaklara bağışlanmış kız çocuklarından olan rahibeleri ve erkek çocuklardan olan rahipleri satarlar.

İslam'ın Mekke'yi fethine kadar da bu böyleydi.Hristiyanlık öncesi Roma, Bizans, İran ve Hint'te ve Avrupa'da da böyleydi.

Peygamber Muhammet'in Kabe çevresinde işlettikleri genelevleri kapattığı için ona düşman olan Yezidi Süfyancılardır bunlar.
Bu ülkede ve coğrafyada asırlardır pezevenklik edenlerin secerelerini araştırın gene bunlar çıkar.
İsmet paşanın "Ulusalcılık" siyasetiyle Müslüman kimliği verilen bu devşirmeler bu sayede hem gizlendiler hem de güçlendiler. Şimdi de kendi saltanatlarını kuruyorlar.
Bunlar, Müslüman görünen, dini değiştirenlerdir.
İslam'ın kutsal saydığı, Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an'ı yüzlerce kez okudum ve bloglarımda yüzlerce yazı yazdım.
Böyle ayet görmedim, okumadım.
Haberin linki için tıkla;
NEDEN BUNLARI GÖRÜYORUZ? 
BU SAPIKLIKLAR İSLAM DEĞİL AMA NEDEN GÜÇLENİYORLAR?
NEDEN ONLARA KİMSE DOKUNAMIYOR?
ÇÜNKÜ, İSLAM, 1200 YILDIR SÜREKLİ SALDIRI ALTINDA VE ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİ AZI KALDI.
ŞİMDİ SON KISMINI DA KALDIRIP, PUTPERESTLİĞE DÖNDÜRECEKLER;

“Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inaçları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların milli manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek, kendimize benzettik. İslamiyetten uzaklaştırdık. İslamiyeti öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı kerim öğrenmeyi suç ve gricilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar.
Ehli sünnet itikadı, başta gelen düşmanımızdır. Bu itikadı geçmişte sapık itikadlara yönlendirdik. Son yıllarda ise müslüman görünen bazı ilahiyatçılarla, ondört yüzyıllık itikadlarını, ibadetlerini tartışılır hale getirdik. Derin bir boşluğa düşürdük.
Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha kolay; maaş bağlayarak, vize vaadi, yurtdışında iş imkanı, hatta cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yaparız…”(Lovis Massignon 1883-1962- Katolik Din Uleması, Misyoner rahip-Katolik-İslam Uyuşma Örgütü Başkanı (Yani Ilımlı İslamcılığın kurucusu. İslam'ın İbrahimi dinlerden olduğunu savunan entel dantellerden.I.Dünya savaşında Bağdat bölgesinde Fransız İstihbaratının II.Kısmına 17. Bölüğünde görev yapmış, "Arabistanlı Lawrence" adıyla meşhur ajan Theodor Edward Lawrence ile birlikte çalışmış bir ajan.Anadolu'yu Sevr haritasına bölen Syke's-Picot Anlaşmasının Lawrence ile birlikte hazırlayıcısıdır. "Arabistan'ın El Kitabı", "Annoure du Monde Musulman" gibi kitapların yazarı, Belfour Deklerasyonunun hazırlayıcılarındandır. Arap-Anglo Frank İlişkilerinin hazırlayıcısıdır.Kaynak için renkli yazıyı tıklayınız. İngilizcedir.) Siz hala İslam değişmedi diye avunun.
İslam bozulmuş mu bozulmamış mı? Siz karar veriniz.



Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?

Bence düşünmelisiniz.


Tapınaklarda rahibe satışı, dini fuhuş konusu için yabancı araştırmacıların çalışmalarından çeviri yaptığım ve dini kaynaklardan derlediğim bu yazıyı okuyabilirsiniz;
TIKLA; http://adilyargic.blogspot.com.tr/2012/04/tapinakfahiseliginden-tarikat.html#axzz3c1zDvVhz

20 Mayıs 2015 Çarşamba

KORKU DAĞLARI SARDI, TEHDİT BAŞLADI


TAYYİP VE AVANELERİ, DEVLETİ ÇOK SEVDİLER ÇOK...
UTANMAZCA , ALENEN NÜFUZ TİCARETİ YAPAN
YABANCI DEVLET ADAMLARININ ÖZEL İŞLERİNDEN
RESMİ İŞLERİNE KOMİSYON ALAN BİR DEVLET
ADAMI(!)

BUNLAR SIFIR OY ALSALAR GENE GİTMEZLER. SİLAHSA SİLAH, SAVAŞSA SAVAŞ AMA GİTMEYE HİÇ NİYETLERİ YOK.

BÖYLE RAHAT NEREDE VAR?

BÖYLE KOYUN MİLLET DE NEREDE VAR?

ÜÇ SİHİRLİ KELİMEYİ SÖYLEREK 13 YIL GEÇİRDİLER.

NEYDİ ONLAR?

ALLAH, KURAN, MUHAMMET...

DİĞER YANDAN, BU SALTANAT BIRAKILIR MI?

ALMANYA'DAN İMAMLARLA AYYUKA ÇIKAN SEÇİM HİLELERİ İLE İŞE BAŞLADILAR.

BU DEFA KÖYLERDE PATATES DAĞITMAYA BAŞLAMIŞLAR.


OYLAR MI DÜŞTÜ, ANARŞİYİ HORTLAT, PARTİLERE BOMBA AT, SİLAHLI GRUPLARLA PARTİ, CEM EVİ BAS,

İSTANBUL MALTEPE CEM EVİ 30 SAAT SİLAHLI ALEVİLERİN BASKININA UĞRADI, İŞGAL EDİLDİ. POLİS HEPSİNİ SERBEST BIRAKTI.

O DA MI OLMADI, KOMŞUYA SAVAŞ AÇ.

BUNLARI DA BECEREMEDİN Mİ?

SİLAHIM VAR, TOPUM VAR, ÜSTÜME GELME, DE, TEHDİTİ BAS.

KAÇ-AK SARAYA UAÇSAVARA KADAR AĞIR SAVAŞ SİLAHLARININ YERLEŞTİRİLDİĞİNİ YAKIN ZAMANDA OKUMUŞTUK.

İŞTE TAM O GÜNLERDEYİZ.


TAYYİP, MURSİ GİBİ OLURSAM(TIK) KEFEN FALAN DİYOR. VE GÖZYAŞLARINI EKLİYOR.

HER SEÇİM VE REFERANDUM ÖNCEKİ GELENEĞİNİ SÜRDÜRMEYİ ÇOK SEVİYOR.

AHMET DEYVİT, AYNEN TEKRAR EDİYOR.

BİRİLERİ ULU ORTA AŞKLARININ DERİNLİĞİNDEN DEM VURURKEN, ONLARDAN ETKİLENEN BİR GARİBAN DA "BİZİ DE GÖRÜR" GİBİSİNDEN, "ERDOĞAN'I YALARIM, ISIRIRIM" DİYE NİMETLENME DERDİNE DÜŞMÜŞ.

İKİ GÜN ÖNCE ATATÜRK HAVA LİMANINDA BİR THY UÇAĞININ KARGSU PATLADI VE PARALAR HER YERE SAÇILDI...

BU GÖRÜNENLERİN DIŞINDA GÖRÜNMEYENLERİ DE YAKININDA BULUNANLAR BİLİYORLAR ELBETTE...

BU GİDİŞLER RAHATI KAÇMASI MUHTEMEL YÜKSEK MAAŞLI DANIŞMANLARI DA YARIŞA DAHİL OLDULAR.

ESKİ ATATÜRKÇÜ MUHALİF EKONOMİ DANIŞMANI JÖLELİ YİĞİT'İN DE İKİ TABANCASI VARMIŞ, AMA MERMİSİ ÇOKMUŞ...

BİR DE;

"YA TAYYİP KAÇAR DA BİZ BURALARDA MAHVOLURSAK, BU MİLLET BİZİ LİNÇ EDER" ENDİŞELERİ UYKULARINI KAÇIRIYORDUR...

YA BURADA KALIR DAERGENEKONCULARIN HALLERİNE DÜŞERSEK, İRAN-ŞAH IRAK-SADDAM, ROMANYA-ÇAVUŞESKU, UKRAYNA-TİMEŞENKO, ÖRNEKLERİ TAPTAZE OLDUĞUNDAN, DAHA DA BETER OLURSAK GİBİ KORKULAR YÜREKLERİ KAPLADI.

BU DA "BEN DAHA YAKINIM, DAHA SADIĞIM, BENİ YANINDA GÖTÜR" YALAKALIĞINI ARTTIRDI VE GİZLİYİ AŞİKAR ETMEYE BAŞLADILAR.

"GİTTİĞİN YERE BENİ DE GÖTÜR, SORANA HAREMİMİN OĞLANLARI DERSİN" MİSALİ ORTADA KALMA KORKUSU İHANETLE UĞRAŞAN GÖNÜLLERİ DARALTMAKTA, KORKUYA SEVK ETMEKTEDİR.

KORKU DAĞLAR SARDI..

YA DÜŞERSEK, YA GİDERSEK...

ŞİMDİ, 
ÇİFTE TABANCALI JÖLELİ TOMMİKS'İ DİNLEYELİM 
VE 
BAŞÇALAN'A SADAKATİNİ GÖRELİM;

"JÖLELİ TOMMİKS" DEDİM İKİ GÜNDE ROMANI ÇIKTI. OKUYOR BU MİLLET BU GARİBİ YAV;(Yazıdan iki gün sonra eklendi)

ESKİDEN DE ERKEK EŞCİNSELLİĞİ VARDI AMA KİMSE, BİR CUMHURBAŞKANINA AŞKINI TV. KANALLARINDAN HAYKIRMAZDI. BU EKONOMİK KRİZİN BOYUTUNUN PARÇASI DEĞİLSE NEDİR?



BUNLAR MÜSLÜMAN DEĞİL, MÜSLÜMAN KILIĞINDA ORTODOKS GREGORYEN, SÜRYANİ HRİSTİYANLAR, ORTODOKS YAHUDİLERDİR VE HEPSİ MÜSLÜMANLAR GİBİ NAMAZ KILIP, İBADET EDEN ŞEYTAN TAPINICILARIDIR.
CAMİDE PAPAZA HRİSTİYAN AYİNİ YAPTIRAN BUNLARDIR.





Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc