Çevirmenin Açıklaması;
Bu yazının yayınlandığı blog, halkın ve insanlığın kültür hüzmetine adanmış, ücretsiz, kar amacı gütmeyen bir blogdur. Çevirilerim blog adı veya linki verilmeden yayınlanamaz.
Ülkemizde, pek geniş işlenmeyen, hatta, Selçukludan önceki çağları kapsamayan Orta ve Lise tarih derslerinin bu eksikliği üniversite eğitimine de yansımaktadır.
Bu yüzdendir ki, son 13 yıldır bizi yönete siyasi iktidarın tamamıyla Türk tarihini ve Türk kimliğini yok sayması, "Türk yoktur" demeye kadar inadın vardırılması yüzünden bu çeviriyi halkıma hizmet olarak yayınlıyorum.
İngiliz Bizans tarihçisi, Bizans Araştırmaları konusunda dersler veren Oxford Üniversitesi öğretim üyesi, bu üniversitenin 1517’de kurulmuş bölümü olan Corpus Christi College’inden emekli, “Late Antiquity” (Geç Antik Çağ); “Roman-Persian Wars” (Roma-İran Savaşları” ile “Coming of İslam” (İslam’ın Gelişi) adlı tarihi çalışmaları bulunan James Douglas Howard-Johnston'un yıllar süren çalışmaları sonucu yayınladığı kitabından Wikipediya'ya aktarılan bu çalışmayı dilimize çevirerek, Türk milletinin kullanımına sunuyorum.
Bu kitap çevirisinde, insanlık tarhini İslam peygamberi Hazreti Muhammet ile başlatan, Arap ırkçısı, gerici, Müslüman takiyesi yapan kripto gayrmüslüm din ve siyaset adamlarının yazıp söylediklerinin aksine, Türklerin daha peygamber Muhammet "3" yaşında iken Roma/Bizans ordusu ile birlikte Kafkaslar ve Balkanlar üzerinden gelerek İstanbul'u kuşattığı, Yemen çöllerine kadar girdiğini okuyacaksınız.
721 yıllık tarih özetinde bir tek "KÜRT" adının geçmediğini de göreceksiniz. Bu sömürgeci devletlerin, "mikromilliyetçilik siyasetleri" temelinde "böl-yönet" ilkesinin siyasi oyunlarına alet olan kendilerine Kürt adını veren samimi insanlarımız ile, Kürt siyasetini, Büyük Ermenistan amaçları için kullanan "Kürt görünen Ermeni vatandaşlarımızın" da asla Roma, Grek Rumlarınca "Rum sayılmadıklarını, 721 yıl süren savaşlarda Ermeni topraklarının "savaş alanı" olması yüzünden ızdırap çektiklerini görerek sömürgeci devletlerin siyasi hesaplarına alet olmamaları için kendi belgelerinden kanıtlar bu yazıda verilmiştir.
Bu satırdan sonra yazı orjinaline göre tarafımdan dilimize çevrilmişse de tarihi şahsiyetlerin az bilinmeleri yüzünden kısa açıklamalar eklendiğinden, sadece bu tür cümleler, olduğundan geniş içerikli olabilir. Diğer cümleler orjinaline uygundur.
Tarih meraklılarına iyi okumalar dilerim.
|
Unutmayınız, bizi "okuryazarlığın günah olduğuna inanan, Müslüman görünümlü, Müslüman gibi ibadet eden Ortodoks Hrisityan, Arap, Rum, Ermeni, Grek ve Yhaudiler yönetmektedir. |
Alaeddin Yavuz
ROMA-İRAN SAVAŞLARI
(M.Ö.92-M.S.629)
Roma İran/Pers savaşları, Greko
Roma ve iki başarılı İran imparatorluğu Sassanilen ve Partlar arasındaki
uyşmazlıklar serisinin adıdır.
Partlar ve Roma Cumhriyeti
arasındaki savaşlar M.Ö.92’de başlar, geç cumhuriyet döneminde de Roma ve
Sassaniler arasında sürmüştür.
Doğu Roma ve Sassani imparatorluklarını perişan eden
Müslüman Arap işgalleriyle de sona ermiştir.
|
Pembe-Batı Roma
Sarı- Doğu Roma
|
Roma-Pers-Sassani imparatorlukları
arasındaki savaşlar 721 yıl sürmesine rağmen sınırlar pek fazla değişmeden
kalmıştır.
Halat çekme yarışını andıran
savaşların çıkmasıyla kasabalar, tahkimatlar, şehirler, eyaletler sürekli
olarak işgal edildi, yıkıldı, yağmalandı, alınıp satıldı. Sınırlardan uzağa
giden fetihlerde iki taraf ta insangücü veya lojistik kuvvet olarak
üstünlüklerini uzun süre devam ettiremediler ve bu yüzden ince sınırlarından
fazla uzaklara yayılıp uzun süre kalamadılar.
İki taraf ta fetihlerle
sınırlarının ötesine geçtilerse de zaman her ikisini de dengeye oturttu.
Aralarındaki beraberlik, M.S. II.
Yüzyılda bozuldu. Sınırlar önce Fırat’ın kuzeyi boyunca ve sonra Dicle’nin
kuzeyi, Mezopotamya’nın kuzey doğusu boyunca genişledi.
Esas muhtelif değişiklikler
kuzeyde Ermenistan ve Kafkasya’da oldu. Roma-İran savaşları, mali kaynaklar
bakımından ikisi için de felaket oldu.
VI. ve VII. yüzyıllarda savaşların
artarak uzamaları iki tarafta da tükenmişlik ve saldırıya açık ortam yarattı ve
son Roma-İran savaşından bir kaç yıl sonra birden çıkan İslam Halifeliğinin her
iki imparatorluğun topraklarını işgal ederek yayılmasını sağladı.
İki tarafın zayıflamasından yararlanan Müslüman Arap
orduları, hızla Sasani imparatorluğunun giriş bölgelerini fethetti ve Doğu Roma
imparatorluğunu da Levent/Kenan (Sina yarımadası ile Toroslar arası bölge),
Kafkasya, Mısır ve diğer kuzey Afrika topraklarından mahrum bıraktı. Doğu Roma
İmparatorluğunun topraklarının büyük çoğunluğu Müslüman idaresine girdi.
Anlaşıldığı gibi, 721 yıl süren
bu Roma-İran savaşları, insanlık tarihinin en uzun süren uyuşmazlıkları olarak
tarihte yerini aldı.
ROMA-İRAN GENİŞLEMESİ ve KOMŞU
OLMALARI
İngiliz Bizans tarihçisi, Bizans
Araştırmaları konusunda dersler veren Oxford Üniversitesi öğretim üyesi, bu
üniversitenin 1517’de kurulmuş bölümü olan Corpus Christi College’inden emekli,
“Late Antiquity” (Geç Antik Çağ); “Roman-Persian Wars” (Roma-İran Savaşları”
ile “Coming of İslam” (İslam’ın Gelişi) adlı tarihi çalışmaları bulunan James
Douglas Howard-Johnston’a (12.Mart 1942) göre, “M.Ö.III.yy.dan M.S. VII. yy.a
kadar, büyük imparatorluk iddialarına sahip, büyük politikacılar, bölgesel
bölünmüşlüklerin ötesinde, sınırları değişmeyen, emniyetli topraklar kurmayı
hedeflediler. (.J.H.Johnston 2006-1)
Romalılarla Persler, Selevkosların
topraklarının hatırı sayılır bir kısmını fetheden Perslerin ortaya çıkışlarıyla
başlar.
Persler, M.Ö.III.yy. da Orta Asya
steplerinden kuzey İran’a göç ettiler. Bir süre grek Selevkoslara boyun
eğdiyseler de M.Ö.II.yyş.da bunu kırdılar ve Mesopotamya, İran’ı da fethederek
eski idarecilerinin sınırları üzerinde bapımsız bir devlet kurdular.
Ersasid (Arsacid) hanedanınca
yönetilen Persler (Parth=Pers;Eski Pehlevice “Perteva”) Selevkosları, işgal
ettikleri eski topraklarından kovdular ve güney Asya’ya doğru topraklarını
genişlettiler. (Hint-Pers Krallığı- Ball 2000-Dignas-Winter 2007-9.PDF;)
Bu esnada M.Ö. II.yy. başlarında,
Magnesia (Manisa) yakınlarındaki Thermopylae’de Grek komutanı III. Büyük
Antiokus’u bozguna uğrattıktan sonra
Romalılar da Selevkosları Anadolu’daki topraklarından Yunanistan’a doğru
kovmuşlardı. Sonucunda, M.Ö.64’te Romalı komutan/devlet adamı Pompey
(M.Ö.106-48), Suriye’de kalan diğer Selevkus topraklarını da ülkesine katarak
Perslere ait olan Fırat’a doğru Roma ilerleyişini sürdürdü. (Hint-Pers
Krallığı- Ball 2000-Dignas-Winter 2007-9.PDF;)
ROMA-PERS SAVAŞLARI
Batıya Pers akınları kardeşi
Fırat’ın yerine geçen, Roma imparatoru Lucius Cornelius Sulla ile Roma-İran
ittifak anlaşmasında başarısız bir görüşme yapan (M.Ö.105-Plutrach-Sulla;MacKay
2004-249;Shervin-White 1994-262) Pers kralı I.Mihrdat (Mithridates-M.Ö.195-138
Hükümdarlığı 165-132) zamanında başlamıştır.
Lucillus güney Ermenistan’ı işgal
edip, Ermeni kralı büyük Tigranes (Tigran Met;M.Ö.140-55) üstüne
M.Ö.69’da tekrar yürüdüğünde, Pers kralı III Fırat’ı (Phraates-M.Ö. 70-57
arası Şahlık etti) araya girmekten caydırmak için işbirliği anlaşması
yaptı.
Her ne kadar Persler tarafsız
kaldıysalar da Lucillus, onların saldıracaklarını hesap etti. M.Ö.66-65’te
Pompey, III.Fırat ile anlaşma yaptı ve Roma ile Persler Ermenistan’a girdiler.
Kısa süre sonra Fırat nehri sınırları konusunda görüşmelerde anlaşmazlık çıktı.
Sonuç olarak, Roma’ya bağlı olan
Osroene (On Göze-Urfa) hari olmak kaydıyla Şah Fırat Mezopotamya’ya
idaresini soktu.(Shervin-White 1994 S.264)
Roma generali Marcus Licinius
Crassus (Okunuşu: Markus Lisinyus Kiresyus-M.Ö.54-53’te subaydı)
M.Ö.53’te Mezopotamya’ya (El
Cezire;Türkçe-İki Nehir arası:Dicle-Fırat) felaketle sonuçlanan bir sefer
açtı. Romalıların en kötü yenilgilerinden birini aldığı Kartacalı Hannibal ile
M.Ö.216’da İtalya’da yapılan Cannae
(Kaeni) savaşından beri alınan en kötü bozgun, Pers generali Surena
komutasındaki Pers ordusuna karşı yaptığı Carrhae (Harran/Urfa)
Savaşında kendisi ve oğlu Publius öldürüldü. Persler, sonraki yıl Suriye’ye
doğru yürüdüler ve M.Ö.51’de büyük işgali başlattılarsa da Antigonea (Hatay’a
7. km. uzaklıkta bir yer adı) Romalıların tuzağına düşerek geri çekilmek
zorunda kaldılar.(Bivar 1993-56)
Jül Sezar’ı (M.Ö.100-44)
destekleyen kuvvetler ile Pompey’i destekleyen Roma parlammentosunun hizipçi
kanadının kuvvetleri arasındaki Kayserlerin Sivil Savaşları (Roma iç savaşı-
M.Ö.49-45) sırasında Persler tarafısız kaldılar. Her nasılsa Pompey ile
ilişkilerini onun bozguna uğrayıp ölümüne kadar sürdürdüler. Bu bozgun ve
ölümden sonra Pompeyci general Q.Caecilius Bassus, Asi nehri kıyısında bulunan
Afameya (Apamea) vadisindeki Sezar kuvvetlerini kuşattılar. Sivil savaş sona
erdikten sonra, Jül Sezar,Perslere karşı bir savaş başlattı ama onun
öldürülmesi savaşı önledi.
Persliler, Sezar’ın intikamını
almak için çıkartılan Liberatörler (Kurtarıcılar) Savaşında (M.Ö.44-43)
Bürütüs (Brutus) ile Kassiyus (Cassius) tarafında savaşmaları için Yunanistan
Selanik civarındaki Filippi Savaşına (M.Ö.42-Justin,”Historiarum-Philippicarum
42.4*Bivar 1993 56-57) kuvvet gönderdiler. Kurtarıcılar yenilince Persler
Roma topraklarını M.Ö.40’ta işgal ederek Bürütüs ve Kalsiyus’a bağlı, Pers
sınırlarında görev yapmış general Quintis Labienus (M.Ö.39 Ölümü) ile
birleştiler. Hızla Roma vilayeti olan Suriye’deki Judaea (İsrail-Kudüs bölgesi)
ya ilerlediler, vali Hiyrccanus IIýi tahttan alarak yerine yeğeni Antigonus’u
geçirdiler. Bir an için Roma’nın doğusu Perslilerin ellerine geçmiş hatta
onlara terk edilmiş gibi göründü.
Sonunda Roma Sivil Savaşı bitti ve
Mark Antony, Labienus’un muhalifi Ventidus’u Anadolu’ya gönderdi ve Ventidus
Anadolu’yu işgal etti. Kısa süre sonra Labienus Suriye’ye Roma kuvvetleriyle
geri gönderildi, Pers kuvvetleriyle desteklenmesine rağmen bozguna uğratıldı,
esir alındı ve öldürüldü. Suriye kapısında bir kaç bozgun daha yiyen Persler
geriye çekilmek zorunda kaldılar. Ventidus tarafından kesin olarak bozguna
uğratıldıktan sonra M.Ö.38’de geri çekildiler ve Pakurus (Pacorus) öldürüldü.
Judaea’da Antigonus, Roma yardımıyla Herod tarafından atıldı (M.Ö.37;
Justin, Historiarum
Philippicarum, XLII.4; Plutarch,Antony, 33–34
* Bivar (1993), 57–58)
Suriye’de Roma idaresinin
sağlanmasından sonra Judaea onarıldı, Mark Antony Atropatene’ye (Atorpatkan
III.Daryus tarafından günümüz güney batı İran’da,Irak sınır bölgesinde kurulan
Satraplık/ vilayet-İran Azerbaycan’ı) doğru büyük bir ordu
yolladıysa da kuşatmaya katılacak birlikleri eğitimsizde ve izole edilip
silindiler. Ermeni destekçileri de terk ettiler. Perslere karşı ilerlemede
başarısızlık, ağır kayıplar vererek Romalıların çekilmesine sebep oldu.
M.Ö.33’te Perslere ve Oktavian’a
karşı olam Medya Kralının (Türkiye-Güney doğu Anadolu Bölgesi İranlıları) da
katılımıyla Antony yine Ermenistan’daydı. Diğer seferleri de başarısızlığa
uğradığından çekilmek zorunda kaldı ve bölge Perslilerin idaresine geçti.
Erken Roma ve Pers İmparatorluğu
|
Nakşi Rüstem'de Şah Şapur Valerius'a diz çöktürürken |
Gaius Caesar (Gayus Kayser) ile
Phraataces (Fırataçes) iki güç arasında yeniden gözden geçirilen savaş tehdidi
M.S.1’de ortaya çıkan uzlaşma ile çözüldü. Bu amlaşmaya göre, Persler,
Ermenistan’ın yasal olarak Roma korumasında olduğunu tanıma sözü veriyorlardı.
Bununla beraber gelen onlu
yıllarda Roma-İran rakabeti bütün şiddetiyle devam etti.(Sicker-2000-162)
Pers kralı III.Artabanus’un, boş
olan Ermeni tahtına oğlu oturtması, M.S.36’da, III.Artabanus’un Ermenistan
üzerindeki isteklerinden vaz geçmesiyle sonuçlanan Roma ile savaşı tetikledi.(
Sicker-2000-162-163)
Pers kralı I.Vologases’in oğlu
Tiridates’i Ermeni krallığına oturtmasıyla, M.S. 58’de savaş çıktı.(
Tacitus, Annals, XII.50–51* Sicker (2000), 163)
Roma kuvvetleri üstün gelerek
Tiridates’i Kapadokyalı prens ile
değiştirerek sonu olmayan savaşları başlattılar. Bu savaşlar M.S. 63’te
Romalıların Tiridates ve torunlarının, Roma imparatorundan tacı alması şartıyla
Ermenistan kralı olmalarına izin verdi.(
Tacitus, Annals, XV.27–29--
* Rawlinson (2007), 286–287)
Uyuşmazlıkların taqze serisi
M.S.II.yüzyılda Romalıların Persler üzerinde istikrarlı üstünlük sağlamasıyla
başladı. İmparator Trajan (Trayan) M.S.114-115’te, Ermenistan ve
Mezopotamya’yı Roma vilayetlerine
kattı. Nehrin aşağısındaki İran Körfezine yelken açmadan önce, Pers başkenti
Ctesiphon’u (Babil) işgal etti.( Sicker (2000), 167)
Pers topraklarını işgal ederken,
her nasılsa birden M.S.115’te çıkan Yahudi isyanları, Roma’nın asker
kaynaklarını birden kesiverdi.
Pers kuvvetleri anahtar bölgeler
olan, günümüz Irak’ın hala korunan haritasıyla sınırları neredeyse aynı olan ve
Roma’nın Babil Vilyaeti olarak bilinen Seleucia (Selevsiya), Nisibis
(Nusaybin), Edessa (Urfa ve bölgesi) vilayetlerinde bulunan Roma garnizonlarına
saldırdılarsa da yerel kuvvetler tarafından püskürtüldüler. Trajan, Mezopotamya’da
isyancılara boyun eğdirdi fakat, Pers prensi Parthamaspates’in tahta vekil kral
olarak oturtulmasına da razı olarak ordularını çekti, Suriye’ye döndü. Trajan,
Pers vilayetleri üzerindeki kontrolunu sağlamlaştırmak için yeni düzenlemeler
yapmadan önce 117’de öldü.
(
Cassius Dio, Roman History, LXVIII, 33 * Sicker (2000),
167–168)
Trajan’ın Pers savaşları,
“Roma’nın büyük stratejisinin önemini değiştirmekle” başlatılmıştı, fakat
yerine geçen Hadrian (Hadriyan), Roma’nın ilgisini Fırat’ın doğrudan
kontroluyla sınırlandırmaya karar verdi.
Hadrian, önceki krallar döneminde
vaz geçilmiş Mezopotamya, Ermenistan ve Adiabene (Irak Erbil bölgesi)
topraklarının önceki konumlarına geri döndü.( Lightfoot (1990), 115:
"Trajan succeeded in acquiring territory in these lands with a view to
annexation, something which had not seriously been attempted before ...
Although Hadrian abandoned all of Trajan's conquests ... the trend was not
to be reversed. Further wars of annexation followed under Lucius Verus and
Septimius Severus."; Sicker (2000), 167–168)
Ermenistan üzerinde savaş 161’de
yeniden çıktı ve IV. Vologases Romalıları burada bozguna uğrattı,
Edessa/Urfa’yı ve Suriyey’yi yıktı.
163’te Statius Priscus başlattığı karşı saldırıyla Persleri Ermenistan’da
bozguna uğrattı ve Ermeni tacına kendi adayını oturttu.
Sonraki yıl, Avidius Cassius,
Mezopotamya’yı işgal etti, Fırat’ın sağ yamaçlarında kurulu, günümüz Suriye
Salhiye yakınlarında bir Grek şehri olan Dura Europus ve ırak Erbil (Seleucia)
savaşlarını kazanarak 165’te
Cstesiphon’u (Irak-Babil
vilayeti-Arp-Madayin-Selman Pak) işgal etti. Bu arada çiçek olduğu sanılan
bir salgın hastalık Roma ordusu içinde hızla yayıldı ve ordunun geri
çekilmesini sağladı.(
Sicker (2000), 169) Bu hastalık 165-185 arasında 20
yıl sürdüğünden Antonin Vebası/felaketi (Antonine Palque) adıyla tarihe geçti
ve çıkış nedeni asla bilinemedi. İmparator Septimus Severus, 195-197’de Roma
saldırılarını başlattı ve topraklarını Nusaybin (Nisibus), Sincar (Singara) ve
ikinci kez Babil (Cstesiphon) vilayetine kadar genişletti. Perslere karşı son
saldırı da İmparator Caracalla tarafından yapıldı ve 216’de Erbil’e (Arbela)
ele geçirildi. Onun öldürülmesinden sonra yerine geçen Macrinus, Persler tarafından Nusaybin’de (Nisibus) bozguna
uğratıldı.Karşılık olarak, Caracalla’nın verdiği zararı ödemeye zorlandı.(
Herodian, Roman History, IV, 10.1–15.9
Campbell (2005), 20)
ROMA-SASANİ SAVAŞLARI
|
Jülyen'in 299'da barış anlaşmasıyla kazanılan toprakları 363'te çıktığı başarısız seferleriyle kaybetmesi |
I.Ardeşir’in Sasani
İmparatorluğunu kurması, Pers kurallarını kısaca atmasıyla uyuşmazlık yeniden
Herodian, Roman
History, VI, 2.1–6; Cassius Dio, Roman History, LXXX, 4.1–2*
Dodgeon–Greatrex–Lieu (2002), I, 16)
ortaya çıktı. Ardeşir, Mezopotamya’ya baskın yaptı ve 230’da Suriye’yi ele
geçirerek, Büyük Krus’un kurduğu, M.Ö 550-330 arasında yaşamış, İskender
tarafından yıkılan ilk büyük Pers imparatorluğu olan Akamenişlerin bütün
topraklarını geri istedi. (
Tatsız görüşmelerden sonra
Alexander Severus 232’de Ardeşir’e doğru yola çıktı ve sonunda onu geri
püskürttü.(23-
Herodian, Roman
History, VI, 5.1–6* Dodgeon–Greatrex–Lieu (2002), I, 24–28;
Frye (1993), 124)
Hülkümdarlığının sonuna doğru
238-240’larda Ardeşir tekrar saldırdı ve Mezopotamya, Nusaybin (Nisibis) ve
Harran’ı (Carhae) gibi bazı şehirleri ele geçirdi. (24-Frye (1993), 124–125;
Southern (2001), 234–235) Uyuşmazlık Ardeşir’in yerini alan I.Şapur’un
Mezopotamya’yı işgal etmesiyle sürdü. Onun kuvvetleri de 243’te Ras el Ayn
(Resaena) yakınlarındaki savaşta bozguna uğratıldı ve Roma, Harran ve
Nusaybin’i tekrar ele geçirdi.(25-Frye (1993), 125)
Bu zaferlerle cesaretlenen Roma
imparatoru III.Gordian *Fırat’ın aşağılarına doğru ilerlediyse de 244’te Babil
vilayeti (Ctesphon) yakınlarında günümüz Felluçe cıvarında yapılan Mezopotamya
Savaşında (Battle of Misiche)geri püskürtüldü.(26-
Aurelius Victor, Liber de Caesaribus, 27.7–8; Sibylline Oracles,
XIII, 13–20* Frye (1993), 125; Southern (2001), 235)
*(Marcus Antonius Gordianus
Pius Agustus- Roma imparatorluğunu tekrar birleştiren imparator.Hükümdarlığı
225-244)
Sonra III.Gordian öldürüldü ve
yerine Arap Filip (Phillip the Arab) aceleyle getirildi ve barış görüşmelerini
o yaptı.
Roma İmparatorluğunun Cermen
kavimlerince zayıflatılması, kısa süreli imparatorların göreve getirilmesinin
yarattığı irade boşluğu üzerine, I.Şapur saldırılarını tekrar başalttı.
Ermenistan’ı işgal etti ve kralını öldürdü, 253’te Halep yakınlarındaki Meskena
veya Balis Kalesi (Barbalissos) savaşında Romalıları bozguna uğratıp Antakya’yı
aldı.(27-Frye (1993), 125; Southern (2001), 235–236)
258-260 arasında Şapur, Urfa
(Edesa) savaşında, imparator Valerian’ın ordusunu bozguna uğratarak kendisini
esir aldı. Anadolu’ya doğru yürüdü ve Roma kuvvetlerince bozguna uğratıldı;
Palmira’lı Odeanathus’un saldırılarıyla Persler, Antakya ve Ermenistan’da işgal
ettikleri topraklardan çekildiler.(28-
Lactantius, De Mortibus Persecutorum, 5; Sibylline Oracles,
XIII, 155–171* Frye (1993), 126; Southern (2001), 238)
Bir yıl tahtta kalacak olan Roma
imparatoru Carus, 283’te Sasani başkenti Babil (Ctesiphon) a başarılı bir
saldırı başlattı ve üçüncü kez Sasani başkentini ele geçirdi. O yıl, Carus
ölmeseydi, Romalılar sınırlarını Aralık sonuna kadar genişletebi,lirlerdi.(29-
Aurelius
Victor, Liber de Caesaribus,
38.2–4; Eutropius, Abridgment of Roman History,
IX, 18.1* Frye
(1993), 128; Southern (2001), 241)
Diocletian’ın hükümdarlığında kısa
bir barıştan sonra Persler, Ermenistan’ı işgal ederek düşmanlıklarını
tazelediler ve 296-297’de Harran’ın dışında Romalıları bozguna uğrattılar.
(30-Frye (1993), 130; Southern
(2001), 242) Hernasılsa, 298’de Galerius, Satala Savaşında (Türkiye-Gümüşhane-Kelkit-
Sadak Köyü)Persleri kırdı ve iran şahı Narsih’in haremini de bütün
hazinelerini de ele geçirerek, Pers kralının gözden düşmesini sağladı.
Sonucunda imzalanan barış
antlaşmasıyla, Roma, Dicle ve büyük Zap suyu arasındaki denetimini sağladı ve
bölgeye yerleşim kurdu. Bu zafer, on yıllardır kaybedilmiş, tartışmalı
toprakların, Ermenistan’ınidaresinin Roma’ya geçmesini sağlayan en aldatıcı
zaferdi.(31-
Aurelius Victor, Liber
de Caesaribus, 39.33–36;
Eutropius, Abridgment of Roman
History, IX, 24–25.1* Frye
(1993), 130–131; Southern (2001), 243)
299’daki ayarlamalar, 330’larda
II.Şapur’un Romalılara artarda saldırılar başlatmasına kadar sürdü.
Savaşlardaki zaferler dizisine rağmen etkileri kısa süreli oldu ve Sincar
(Singara) ve Diyarbakır (Amida) şehirlerini Romalılara terk etti.(30-Frye
(1993), 130; Southern (2001), 242)350’lere kadar süren uyuşukluktan
sonra, kuzey sınırlarından yapılan Yörük saldırılarını Şağur def etti ve 359’da
Diyarbakır’ı (Amida) yeniden ele geçirdi. Bu, Roma imparatoru Julian’ı tahrik
etti ve 363’te Fırat’tan Babil
(Cstesiphon) üzerine yürümesini sağladı. (32-Frye (1993), 137)
Julian Babil savaşını kazandıysa da Pers başkentini ele geçiremedi, ancak Dicle
boyunca tehdit etti.Persler tarafından çıkarılan bir çatışmada Julian
öldürüldü. Roma ordusunun Fırat’ın doğu yamaçlarına yapışmasıyla, Julian’ın
yerine bir yıllığına geçen Jovian, Sasani topraklarından güvenli geçiş hakları
elde eden önemli bir barış yaptı. Romalılar, eski sahip oldukları Dicle’nin
doğusu, Nusaybin (Nisibis) ve Sincar (Singara)dan vazgeçtiler v e Şapur, kısa
süre sonra Ermenistanı fethetti. (33-Frye (1993), 138)
384-387’de III.Şapur ile
I.Theodosius kesin bir barış anlaşması imzaladılar ve Ermenistan iki ülke
arasında bölündü.
Durum böyle iken, Roma’nın kuzey
sınırları da Cermen, Alan ve Hunlar tarafından ve sonra da Ak Hunlar (Eftalitler’Hephthalites”)
tarafından tehdit ediliyordu. İki imparatorluk ta daha öncesinde bu işgal
edildiklerinde, genellikle uzun süreli barış dönemi yaşanıyordu. İlki 421-422
ve ikincisi de 440’ta tekrar etti. (34-
Bury (1923), XIV.1; Frye
(1993), 145; Greatrex-Lieu (2002), II, 37–51)
BİZANS- SASANİ SAVAŞLARI
Anastasia Savaşı
|
384'de çizilen Ermenistan'ı bölen Roma-İran sınırı 5.yy.boyunca değişmeden kaldı |
Savaş, Pers kralı I.Kavas’ın
Bizans-Roma imparatoru Anastasius’tan zorla mali destek alma teşebbüsünden
çıktı.(35-Procopius, Wars,
I.7.1–2* Greatrex–Lieu (2002), II, 62)
502’de birden Erzurum’u
(Theodosiopolis) işgal etti ve Diyarbakır’ı kuşattı.(36-
Joshua the Stylite, Chronicle, XLIII*
Greatrex–Lieu (2002), II, 62) Şehrin kuşatması, Kavas’ın umduğundan zor
oldu ve yenilmelerinden üç ay önce şehri savunanlarca kovuldular.(37-
Zacharias
Rhetor, Historia Ecclesiastica,
VII, 3–4* Greatrex–Lieu (2002), II, 63)
En sonunda, 503’te Romalılar
Perslerin elinde bulunan Diyarbakır’a başarısız bir saldırı başlattıklarında,
Kavas da ve Urfa (Osroene ve Edessa) vilayetlerini işgal etmişti.(38-Greatrex–Lieu
(2002), I I, 69–71) Sonunda, 504’te Diyarbakır’ın idaresini Romalılar şehrin
düşmesiyle kazandılar. O yıl, ateşkes, Hunların Kafkaslar üzerinden
Ermenistan’ı işgal etmesiyle sağlandı. İki kuvvet, 506 Kasım’ına kadar süreyi
uzattılar.(39-Procopius, Wars,
I.9.24
* Greatrex–Lieu (2002), II, 77)
Anastasius, Dara’da (Mardin Oğuz ilçesi)
tahkim edilmiş bir şehir yapılmasını,Edesa (Urfa), Suruç (Batnae) ve
Diyarbakır’daki (Amida) kalelerin de sağlamlaştırılmalarını emretti (40-
Joshua
the Stylite, Chronicle, XC* Greatrex–Lieu (2002),
II, 74) Anastasius’ın dönemindeki bitmeyen kargaşalara rağmen Dara’da
işler iyi gidiyordu. Bu, geçmiş ön yıllar öncesi dönemlerde anlaşmalarla sınır
boylarındaki kalelerin sağlamlaştırılması yasaklanmış olmasıydı. Anastasius,
Perslerin itirazlarına rağmen projesini takip etti ve duvarlar 507-508’de
bitirildi.(41-
Joshua the Stylite, Chronicle, XCIII–XCIV*
Greatrex–Lieu (2002), II, 77)
İberya Savaşı
(Ermenistan-Gürcistan arasında
Acaristan’a uzanan bölge)
|
Roma ve Pers Haritası 477 İki büyük ülkenin ve komşuları olan büyük güçler tarafından büyük savaşlarla çizildi. |
M.S. 524-525’te, Kavas, oğlu
Hüsrev’i I.Justin’in evlat edinmesini önerdiyse de anlaşma kısa sürede bozuldu.
(42-Procopius, Wars, I.11.23–30* Greatrex
(2005), 487; Greatrex–Lieu (2002), II, 81–82) İki kuvvet arasındaki gerilim Gürcü prensi Gürcen idaresindeki
(Gourgen) Kafkasya İberya’sın 524-525’te Romalılara terk edilmesiyle çıktı.(43-Greatrex–Lieu
(2002), II, 82)
Açık Roma-Pers kavgası, 526-527’de
yukarı Mezopotamya bölgesinde ve Transkafkasya’da patladı.(44-Greatrex–Lieu
(2002), II, 84) Savaşın ilk yıllarında 527’ye kadar Persler favoriydi,
İberya isyanı kırıldı, Nusaybin ve Thebetha (Sebesa/Tebesa-?)ya karşı yapılan
bir ROma saldırısı başarısız oldu ve Thannuris ve Melabasa’da kuvvetleri tahkim
çabaları Pers saldırılarını engelledi.(45-Zacharias Rhetor, Historia Ecclesiastica, IX, 2*
Greatrex–Lieu (2002), II, 83, 86) Pers saldırılarında görülen
eksikliklere çare bulunması teşebbüsleri, yeni Roma İmparatoru I.Jüstinyen’in
doğu ordularını yeniden örgütlemesini sağladı.(46-Greatrex–Lieu (2002), II, 85)
530’da, başlıca pers saldırısı, Belisarius idaresinde Mardin-Oğuz’da (Dara)
bozguna uğratılırken, ikinci
Pers saldırısı Gümüşhane Kelkit Sadak (Satala)
bozgun yemişti.
|
Roma ve Pers ordularının savaş konumları |
Belisarius, Suriye Er Rakka
(Callinicum) savaşında, Kufe şehri bölgesinde Nasturi Hristiyanlarının yaşadığı
bir Pers vilayeti olan, Benu Lahmi (Lakhmid) kuvvetlerinden 531’de bir bozgun
yedi. Aynı yıl, Persler, Lazistan (Lazica-“Abazya tarafı’)da iki kale elde
ederken, Romalılar Ermenistan’da bazı kaleleri kazandılar. (47-
Greatrex–Lieu (2002), II, 92–96)
Er Rakka (Callinicum) bozgunundan
hemen sonra Romalaılar ve Persler başarısız bir anlaşma yaptılar (48-
Greatrex–Lieu (2002), II, 93) İki taraf 532’de görüşmeleri tekrar
başlattılar ve 532 Eylül’ünde sekiz yıldan az sürecek olan ebedi barışı
imzaladılar. İki güç,işgal ettikleri topraklardan çekilmekte anlaştılar ve bir
kereliğine olmak üzere Romalılar 50 kg.(110 centenaria) altın ödemeyi kabul
etti. İberya İran’ın elinde kaldı, İberliler,anavatanlarına dönmekte serbest
bırakıldılar.(49- Evans (2000), 118; Greatrex–Lieu (2002), II, 96–97)
JÜSTİNYEN İLE HÜSREV
(Lazistan Savaşı)
|
I.Jüstinyen dönemi Roma-Pers haritası.
Mavi-Roma (Bizans)
Mor-Jüstinyen'in kazandığı topraklar.Romayı yeniden kurmuştur.
Açık Sarı-Sasani İmp.
Koyu Sarı-Sasanilere bağlı ülkeler.
|
Doğuda savaşın kesilmesinin
verdiği rahatlıkla, Bizans, Batı Roma topraklarını* yeniden fethederken, bu
fetihlerin bir sonucu olarak, İran da 540’ta, “Ebedi Barış Anlaşmasını”
bozmuştu.
*(Çevirmenin notu;Jüstinyen,
günümüz İtalya haritası,
Sırbistan,Karadağ, İspanya’da Katalonya bölgesii Kuzey Afrika’da Libyai Tunus,
Cezayir sahil sehir bölgelerini alarak iki Roma’yı yeniden birleştirmişti.)
I.Hüsrev, Mezopotamya ve
Suriye’yi işgal etmiş, şehirleri sistemli olarak yağmalamış, haraca bağlamış,
her yeri yakıp yıkmış, Antakya/Hatay’ı (Antioch) halkını da İran’a sürmüştü.
(50-Greatrex–Lieu
(2002), II, 102; see H. Börm, "Der Perserkönig im Imperium Romanum", Chiron 36 (2006), 299ff.)
Pers tehdidine karşı Belisarius,
batı seferinden geri çağrılmış, 541’de Nusyabin’e sonuçsuz bir sefer
başlatmıştı. Hüsrev, 542’de, Mezopotamya’ya bir saldırı başlattı ve Reşafa’yı (Suriye’de
bir şehir. Latin-Sergiopolis)ele geçirmeye teşebbüs etti. Belisaryus’un
ordusu ile yüzleşince yolu üzerindeki Er Rakka’yı (Callinicum) yağmalayarak
kısa sürede geri çekildi.
(51-Procopius, Wars, II.20.17–19*
Greatrex–Lieu (2002), II, 109–110)
Romalılar 543’te Dvin’e
(Dvin/Duin-Fars-Tepe-Ermeni şehri) bir saldırı başlattıysa da Anglon’da küçük
bir Pers askeri birliğince bozguna uğratıldılar. Hüsrev 544’te Urfa (Edesa)yı
kuşattı, kenti savunanların verdikleri rüşvetle başarısız oldu. (54-
Greatrex-Lieu
(2002), II, 113) Pers tehdidinin uyanmasıyla Roma heyeti ablaşma aramak
için Babil (Ctesiphon) yollarına düştü. Romalıların Perslere ödeme yapması
karşılığında 545’de beş yıllığına bir barış anlaşması imzalandı.(56-
Procopius, Wars, 28.7–11* Evans, Justinian (527–565 AD);
Greatrex–Lieu (2002), II, 113)
|
I.Jüstinyen'in ölümü 565'te Lazistan Bizansın ellerindedir |
548’in başlarında Lazistan kralı
Gubazes, pers korumacılığını sıkıcı buldu ve Roma korumasının yenilenmesi
Jüstinyen’den istedi. Roma imparatoru eline geçirdiği bu şansla 548-549’da Laz
kuvvetleriyle birleşerek Perslere karşı bir dizi zaferler kazandı, kilit
garnizon olan Petra’da başarısız oldular. Şehir 551’de sonunda boyun eğdi, aynı
yıl, Mihri- Mihri komutasındaki Pers kuvvetleri de Lazistan’ı işgal ettiler.(57-
Treadgold
(1997), 204–207) 545’teki anlaşma Lazistan dışında tekrar yenilendi ve
Romalılar her yıl Perslere 1000kg altın ödemeyi kabul ettiler.(58-
Treadgold
(1997), 209) Lazistan savaşı, gelen yılların büyük bir kazanım
getirmesini engelleyerek sonuçsuz kalmasını sağladı.(59-
Farrokh (2007), 236)
Hüsrev’in AK Hunlarla uğraşması yüzünden barış anlaşmasını, Lazistan’ı elden
çıkarmaksızın 557’de tekrar yenilediler.(60-
Greatrex (2005), 489;
Treadgold (1997), 211) Sonunda Hüsrev ile Roma heyeti 562’de bir “Elli
Yıllık Barış Antlaşması” imzaladılar. Persler, her yıl 30.000 Nomismata (Bizans
parası) ödenmesi karşılığında Lazistandan çıkmayı kabul ettiler.(61-
Menander
Protector, History, frag.
6.1. According to Greatrex (2005), 489, to many Romans this arrangement
"appeared dangerous and indicative of weakness".) İki taraf ta
sınırladaki kaleleri tahkim etmemeyi, onarım çalışması yapmamayı, diplomasi ve
ticarette kolaylık tanımayı kabul ettiler.(62-
Evans, Justinian (527–565 AD)
|
Lazica yazan yer Lazistan olarak geçmektedir. 1500 yıl önceki Bizans haritası. Bu günkü Gürcistan. Rize dahi dahil değil. |
Kafkas Savaşı
(Daha geniş bilgi için 572-591
SasaniBizans savaşlarına bakınız.)
(Çevirmenin notu;Elli yıllık
anlaşma yaptılar 10 yılda bozdular. Bu defa bozan Roma’dır. Ebedi anlaşmaların
bir kaç yılda bozulması da iki devletin de birbirine asla güvenlerinin
olmadığının kanıtıdır. Bu tarihler İslam peygamberinin doğduğu (571)
tarihlerdir.Türkler Romalılarla birlikte 574’te İran’ın nüfuz bölgeleri olan
Suriye, Irak, Umman, Yemen ve öteki Arap ülkelerine gireceklerdir.Günümüzde de
bu bölgeler İran tarafında olup 11 Eylül 2001’den beri Haçlı koalisyonunca
işgal edilmeye çalışılmaktadır.)
|
600'ler Sasani İmparatorluğu ve komşuları |
M.S.571’de Ermenistan’ın
Sasanilere karşıçıkarttıkları bir isyanla tekrar savaş çıktı, Romalıların
Perslere karşı Türklerle anlaşmaları üzerine savaş, iki ülkenin nüfuz bölgeleri
olan Yemen, Suriye çöllerine doğru uzayarak devam etti.(63-
John
of Epiphania, History, 2 AncientSites.comgives
an additional reason for the outbreak of the war: "[The Medians']
contentiousness increased even further ... when Justin did not deem to pay
the Medians the five hundred pounds of gold each year previously agreed to
under the peace treaties and let the Roman State remain forever a tributary of
the Persians." See also, Greatrex (2005), 503–504)
Jüstinyen’in yeğeni Marcian’ın,
yerel kuvvetleri bozguna uğratarak İran Mezopotamyasını ele geçirdikten sonra
Arzene vilayetini (Erzincan, Sıvas, Malatya, van gölü çevresiden Hazar
Denizine uzanan bölge) bir baskınla almasıyla II.Jüstinyen Ermenistan’ı
Roma korumasına almış oldu.(64- Treadgold (1997), 222) Marcian’ın
aniden görevden azledilmesiyle doğan boşlukta, Hüsrev Suriye’ye bir baskın
yaptı ve Nusaybin’deki Roma kuşatmasını kaldırdı, Dara’nın (Mardin Oğuz ilçesi)
düşmesini sağlayarak Suriye intikamını aldı.(65- Theophanes, Chronicle, 246.11–27* Whitby
(2000), 92–94) Mezopotamya barış anlaşması beş yıl uzatıldı ve Romalılar
bir yıllığına 45.000 Roma parası (solidi) ödemeyi kabul ettiyseler de
Kafkasya’da ve çöllerde savaşlar sürdü.(66- Greatrex–Lieu (2002), II, 152;
Louth (2005), 113)
Geçici barışın tartışmalı olmasından yararlanan
I.Hüsrev, bir hücumla Ermenistan’ı birleştirmek istedi. Anadolu’yu işgal etti,
Sivas’ı (Sebasteia) yağmaladı ama Malatya önlerinde (Melitene), Fırat’ın karşı
tarafının Roma saldırısı altında olduğunu hissederek oldukça fazla kayıp
verdi.(68-
Theophylact, History,
I, 9.4 (PDF)Treadgold (1997),
224; Whitby (2000), 95) Bir general gibi Jüstinyen’in Pers topraklarını Atropatene’ye
kadar işgal etmesiyle, Romalılar Pers düzensizliğini sömürdüler.
(68-
Theophylact, History, I, 9.4 (PDF)Treadgold (1997),
224; Whitby (2000), 95)
|
4.yy.ve 7.yy. Roma-Sasani sınırları |
Hüsrev, Roma faaliyetleriyle yerel
halkların tam soğuduğu anda çareyi barışta gördü ama genrrali Temhüsrev’in
Ermenistan’da kazandığı beklenmedik zaferle de şaşkına döndü. (69-
Treadgold (1997), 224; Whitby (2000), 95–96)578’de Mezopotamya’da savaş
Perslerin Roma topraklarına baskınlarıyla sürdü.Roma generali Maurice, Pers
Mezopotamyasında Aphumon’u alarak, Sincar’ı yağmalayarak kendisini affettirdi.
Hüsrev çareyi gene barış anlaşmasında gördüyse de 579’da erken ölümüyle yerine
geçen IV.Hürmüz’ün savaşı sürdürmesi tercih edildi.(70-
Soward, Theophylact Simocatta and the
Persians(PDF); Treadgold (1997), 225; Whitby (2000), 96)
Savaş, 580 yılı boyunca iki taraf arasında sonuçsuz olarak sürdü. Maurice,
582’de Contantia’da bir zafer kazandı, Temhüsrev Ardahan’da öldürüldü fakat
Roma’lı general İstanbul’daki imparatorluk hevesleri yüzünden zaferini takip
etmedi.(71-
Soward, Theophylact Simocatta and the
Persians(PDF); Treadgold (1997), 226; Whitby (2000), 96)
Diğer Roma zaferi olan Solachon (Mardin-Oğuz’un güneyinde bir yer) da 586’da
kazanıldıysa da o da berabere sonuçlandı.(72-
Greatrex–Lieu (2002), II,
168-169)
Persliler Silvan’ı (Martyropolis=Şehitler
şehri) hileyle 589’da aldılar ama Pers genrali Behram Çubin’in IV.Hürmüz
tarfından aşağılanarak görevinden alınmasıyla çıkan isyan yüzünden zafer
sonuçsuz kaldı.
IV.Hürmüz, 590’da tahhtan
indirildi yerine oğlu II.Hüsrev getirildi fakat, Behram bastırdı ve Hüsrev’i
bozguna uğrattı ve kısa süre sonra Roma taopraklarına kaçmasıyla sonuçlandı.
VI.Behram olarak tahta çıktı. Maurice’in desteğiyle ordu toplayan II.Hüsrev,
591’de destekçilerinin de yardımıyla, Roma’nın desteğiyle II.Hüsrev olarak tahtını
geri aldı. Yardımın karşılığı olarak Hüsrev, Oğuz’a, Silvan’a dönmekle kalmadı,
İberya’nın batısından, iran Ermenistan’ının yarısından fazlasından da vaz
geçmek zorunda kaldı.(73-
Theophylact, V, History, I, 3.11 (PDF) and 15.1(PDF)*
Louth (2005), 115; Treadgold (1997), 231–232)
Zirve;
(Bizans-Sasani Savaşları 602-628
ve İstanbul’un Kuşatması(626) konularına bakabilirsiniz.)
|
600'lerde Yeni Roma ve Sasani İmparatorlukları
ile komşuları.
Bu yüzyıl, İslam'ın çıkış çağıdır.
|
602’de Romalılar, Balkanlarda
Phocas (602-610 arası imparator-Fokas okunur) önderliğinde çıkartılan
isyanlarla uğraştı. Phocas başarılı oldu, Maurice’i tahttan indirip ailesini de
birlikte öldürdü. II.Hüsrev, velinimetinin öldürülmesini savaşın hayrına
yormaya alışıktı.(74- Foss (1975), 722) Savaşların başlangıcında, Persler
beklenmedik ezici galibiyetlerinden hoşlanıyordu. Maurice’in oğlu gibi görünen
Roma’lı general Narses’in Phocas’a karşı çıkarttığı siyanı II.Hüsrev’in
destekliyordu.(75- Theophanes, Chronicle,
290–293
* Greatrex–Lieu (2002), II, 183–184)
603’te II.Hüsrev, Roma’lı general Germanus tarafından Mezopotamya’da ve Dara
(Mardin-Oğuz) kuşatmasında bozguna uğratıldı ve öldürüldü. Takip eden yıllar
boyunca Romalılar bütün sınırlarda belirgin şekilde galip geldiler ve sınır
şehirlerini birer birer aldılar.(76- Theophanes, Chronicle, 292–293*
Greatrex–Lieu (2002), II, 185–186)
Aynı zamanda Kafkasya’da,
Ermenistan’daki Roma garnizonlarında kesin zaferler kazandılar ve sistemli
olarak boyun eğdirdiler.(77-
Greatrex–Lieu (2002), II, 186–187)
Heraklius, Kartaca’dan İstanbul’a yelken açtıktan sonra 610’da Phocas’ı tahttan
aldı.(78-
Haldon (1997), 41; Speck (1984), 178.) Aynı zamanda İranlılar
Mezopotamya ve Kafkaslardaki zaferlerini tamamladılar ve 611’de Suriye’ye
yürüdüler ve 612’de Anadolu’ya girdiler. Heraklius, 613’de Suriye’ye büyük bir
karşı saldırı başlattı.Antakya dışındaki Şahbaraz ve Şahin’de aldatıcı bir
bozguna uğratıldı ve Roma’nın savaş konumu çöktü.(80-
Greatrex–Lieu (2002),
II, 189–190) Takip eden onyıllarda Persler Filistin ve Mısır’ı
fethedebilirler, Anadolu’yu yağmalayabilirlerdi.(81-
Greatrex–Lieu (2002),
II, 190–193, 196) (82-
The mint of Nicomedia ceased operating in
613, andRhodes fell to the invaders in
622–623 (Greatrex-Lieu (2002), II, 193–197).)
Bundan istifade eden Avarlar ve
Slavlar balkanlarda avantajlı duruma geçerek ve Balkanlar üzerine yürüyüp
Roma’yı yıkılmanın eşiğine getirebilirlerdi.(83- Howard-Johnston (2006), 85)
Bu yıllarda, Heraklius, ordusunu
yeniden kurmak, askeri olmayan harcamalar yaparak parasının değerini düşürmek,
kilise gelirlerini eritmek, savaşa devam edebilmek için Patrik Segius’un
desteğini almaya çalışıyordu.(84- Greatrex–Lieu (2002), II, 196)622’de
Heraklius, şehri Sergius’a, naibi olan oğlu General Bonus’a emanet ederek
İstanbul’dan ayrıldı.
Ordularını Küçük Asya’da (Anadolu)
kurdu ve morallerini ölçmek için tatbikatlar yaptırdı Kutsal Savaş (Haçlı
savaşı) karakterine büründürerek yeni karşı saldırıyı başlattı.(85-
Theophanes, Chronicle,
303–304, 307* Cameron (1979), 23; Grabar (1984), 37)
Kafkasya’da Arap komutan
idaresindeki Pers ordusundan bir bozgun aldı ve Şahbaraz’da bir zafer
kazandı.(86- Theophanes, Chronicle,
304.25–306.7* Greatrex–Lieu (2002), II, 199)
|
Firdevsi'nin eseri Şahname'de Hüsrev'in öldürülmesini işleyen çizim |
623’te başarısızlık takip etti ve
Avarlarla bir barış anlaşması yaptı, 624’te Atropatene (Azerbaycan)
vilayetindeki Ganzak şehrinde Hüsrev’in idaresindeki orduya yöneldi.(87-
Theophanes, Chronicle,
306–308* Greatrex–Lieu (2002), II, 199–202) 625’te,Şahbaraz, Şahin ve
Şahraplakan adlı generalleri Ermenistan’da bozguna uğrattı ve Şahbaraz’ın
karargahını ele geçirerek askerine kışlık konaklama yeri yaptı.(88-
Theophanes, Chronicle,
308–312* Greatrex–Lieu (2002), II, 202–205) Şahbaraz komutasındaki
Avarlar ve Slavlarla desteklenen Pers ordusu 626’da İstanbul’a başarısız bir
kuşatma yaptılar.(89- Theophanes, Chronicle,
316* Cameron (1979), 5–6, 20–22) Genral Şahin komutasındaki diğer Pers
ordusu da Heraklius’un erkek kardeşi Theodore’nin idaresindeki orduya karşı
büyük bir bozgun yedi.(90- Theophanes, Chronicle,
315–316* Farrokh–McBride (2005), 56) Bu esnada, Kafkaslarda zayıflayan
Pers ordusunun durumundan istifade etmek, harap edilen topraklarını
kurtarabilmek için, Heraklius Türklerle ittifak kurdu.(91-
Greatrex–Lieu (2002), II, 209–212) 627’nin sonlarına doğru Heraklius,
Türk müttefiklerinin kendisini terk etmesine rağmen Mezopotamya’ya bir kış saldırısı
başlattı ve Ninova savaşında Persleri bozguna uğrattı. Dicle boyunca güneye
doğru ilerledi,Hüsrev’İn büyük sarayı Destegird’i yağmaladı, sadece Nehrivan
Kanalının yıkılması yüzünden başkent Babil’e (Ctesiphon) saldırmaktan
alıkonuldu.Felaketler serisi üzerine gözden düşen Hüsrev, bir darbe ile tahttan
indirildi ve yerine oğlu II.Kavas (Kavad) geçirilerek, bütün işgal edilmiş
topraklardan çekilmesini sağlayan barış anlaşması yaptırıldı.(92-
Theophanes, Chronicle,
317–327* Greatrex–Lieu (2002), II, 217–227)
Heraklius, Kudüs’te büyük bir
bayram kutlamasıyla Gerçek Haç’ı onarttı. (93- Haldon (1997), 46; Baynes
(1912), passim; Speck
(1984), 178)
Beğendiğinizi umarım.