Başbakan sigara içki yasağından üç-beş çocuğa,üç parçalı dört yılllık eğitime, halkın apış arasından içkisine sigarasına kadar her şeyini değiştirmekte gösterdiği kararlı terbiyesizlikleri,fütursuzlukları bitmek tükenmek bilmiyor.
Başbakanın akıl, mantık gözetmeksizin afaki açıklamalarına bir yenisi daha eklendi ve memleket buna kilitlendi.
Bir açık öğretim mezunu ve yatılı İmam Hatip Lisesini kazanıp ta gitmemiş biri olarak yurt yaşamını tecrübe etmiş biri olmadığımı belirtirim. Ama yurt yaşamını tecrübe etmiş hem üniversite hem de yatılı okul mezunu sayısız arkadaşım ve tanıdığa sahip olmanın yanında İstanbul gibi bir dev köyde göreve başlayıp aynı şehirden emekli olmuş birisi olarak yurtlar ve öğrencilere sağladıkları yaşam hakkında en azından görüş sahibi olabilecek ehliyette olduğumu belirtirim.
Başbakanın ifadesinde geçen "kız ve erkeklerin birlikte kaldıkları yurt dönemine son veriyoruz." sözü asla gerçek olmamış büyük bir yalandır. Hiç bir öğrenci yurdunda böyle bir ortam olmamıştır ve de olamaz.
Ha işin aslı biraz ortaya çıktı.
Bazı öğrenciler yurtlarda yer bulamadıklarından, tek başlarına da ev kiralamaya güçleri yetmediğinden güvendikleri erkek arkadaşlarıyla ev kiralamışlar, bu da hükumete bir şekilde aksetmiş görüntüsü hakimdir. Bu konu da hükumet sorunu değildir ve böyle olayların doğurabilecekleri tüm olasılıklar Türk Ceza ve Medeni kanunlarından okul ve öğrenci yönetmeliklerine kadar düzenlenmiştir. Yeni yasa yapmaya değil uygulanması terk edilmiş maddelere işlerlik kazandırılsa başbakanın çıkarttığı gürültüden daha fazla gürültü çıkartacak düzeyde olduklarını da söyleyebilirim.
Finlandiya'da protestocu kadının hali |
Daha geçen yaz "her şeyi hazmettire hazmettire yapacağız!" vaatlerini unutmadık.
Evet, başbakan ve AKP'si bir yandan gerçek gündemin üstünü örterken diğer yandan da şeriat yasalarını tek tek hazmettirmektedir.
Başbakanın yaptığı Mason loacalarından aldığı görevlerini yerine getirmeye verdiği özendir. Asla halkın ahlaki değerlerine sahip çıkmak değildir. Öyle olsaydaı hükumet olur olmaz TBMM'de görevli sekreterlerinin kocalarına avanta vermemek için "Zinayı" yani evli olup evlilik dışı cinsel ilişki ve yaşam sürmeyi suç olmaktan çıkartmazdı. Öte yandan Yezidi, Zerdüşt Kürtler ile Süryanilerin, Gürcülerin, Sabilerin yaygın olarak yaşadıkları "çocuk evliliklerini" teşvik edecek 4+4+4 Eğitim Yasasını çıkartması, Mısır ve Suriye'de bu dinlerden dönme olan "Selefileri", onların terör örgütleri olan DEl Nusra, Müslüman Kardeşler'i desteklemesi da bununla birlikte düşünülebilir.
İsrail'de Mehadrin (Harem-selamlık)Otobüsü |
Bu Yahudiler öteki mezhep olan Hasidikler tarafından dışlandılar ve iç çatışmlara sebep olanları geçen yıl hükümetçe yurt dışına sürülmüşlerdi.
Kanada'ya sürülen Haredim/Şemsi Yahudileri |
Başbakan gerçek bir Müslüman değil, Tevrat'ın emirerlinden çıkmış, putperest Sabi dinine geri dönmüş Şemsi, Yakubi Yahudilerinden olup Siirt'e yerleşenlerinden veya aynı inanç geleneklerine sahip aynı bu Yahudiler gibi namaz kılan Süryanilerden olması daha mantıklıdır. Benim tespitlerim bu yöndedir (Gürcistan Azınlık Raporu 2003 çeviri yazım). İsrail'de bunların kadınlarına "Tapınak Fahişeleri" denilmektedir ve sokaklarda da böyle taşlanmaktadırlar. Yeterli delil için "Sabetay Sevi'den Burkalı Yahudiliğe" başlıklı yazımı okuyabilirsiniz. Burada dilimize çevirdiğim hatırı sayılır oranda çeviri yazı ve haber ile resimler vardır.
AKP+Nurcular+Gülenciler+Rumlar+Ermeniler ortak dini inançlarını ve kıyafetlerini Müslüman ve Türk dünyasına kabul ettirmek için bu takiye örgütlenmesinin içine girmişlerdir ve en büyük işbirlikçileri Yahudi, Sabi,Süryani Mason locaları ile Vatikan'dır. Yavaş yavaş halkın dini ve milli değerlerini eritmekte, inanç ve kimliklerini dönüştürmektedirler.
Selefiler (Müslüman sayılan putperestler) şeriat yargısı yapıyorlar. |
Tayyip'in yandaşları Selefilerin Müslüman düşmanlıkları. |
Başbakanın temsil ettiği kültür cinsi sapıklığın en yoğun yaşandığı kültürdür. Yüce Türk Milletinin onun ahlaki görüş ve değerlerine ihtiyacı yoktur ama ondan acilen kurtulmaya da ihtiyacı çoktur.
H.A.Coş |
Coş efendinin çoşkunluğu buna en yakın örnektir ve bu yönde tüm siyasi ve basın mensuplarınca eleştirilmiştir. AKP bu şekilde toplumu sürekli germektedir. Birlikte ev kiralayan öğrenciler konusu da benzer çarpıtmanın ürünüdür.
Yani, düşünmeye gerek duyulmadan afaki söylenilmiş ve Avni Coş gibi iktidara sadık bürokratlarca nazari yasalaştırılmış bütün bu saçmalıklar, armutu andıran kafatasına sahip başbakanın armudi kafasının ürünüdür. Armut suludur başbakanın da beyni suludur,suyla ikitdara gelmiş ve memleketin her yerindeki derelerin bile sularını yabancılara sattığından da suyla gidecektir.
Adı "Adalaet" olan partisi adaleti kendi yandaş çevresine layık görüp "Kalkındırmış", zulmü ise kendinden olmayan halkına ve komşu devletlere reva görmüştür.
Adaleti ve Kalkınması kendisine, yandaşlarına olan bu başbakan ve işbirlikçi partisi halktan gereken cevabı elbet alacaktır.
ÇÖZÜM:
DELİ RAPORU YAZACAK HEKİM ARANIYOR
Yedi yıldır yazılarımda oldukça sık tekrar ettiğim bir konu "yerli ve yabancı işbirlikçilerin" üstün gayretleri ve aldatmacalarıyla günümüzün başbakanı ilan edilmiş kişiliğin(!) çok geç olmadan bir deli raporu ile görevinden uzaklaştırılıp sadece ülkemizin değil Ortadoğu coğrafyasının da "Üçüncü Dünya Savaşına" sebep olacak bir işbirlikçinin durdurulması ve ondan sonra böyle fesatlığa düşebilecek şaşkınların da umutlarının karartılması içindi.
Ama bu çağrım bu güne kadar bir kaç siyasetçi ve okuryazarlar tarafından dile getirildiyse de yeterince ilgi görmedi.
Ta ki başbakanın haftanın başından beri sürekli tekrar ettiği "Öğrenci Yurdu" açıklamasına eleştiri getirirken kendisini tutamayan CHP milletvekili Haluk Koç tekrar edinceye kadar.
Sayın Koç bu gün açıkça "Doktor arkadaşlarımı göreve çağırıyorum!" ifadesini kullandı.
Daha geç olmadan bu raporu yazacak hekimlere ve o raporun gereğini yerine getirecek yargı ve bürokratların can siperane çıkışlarını hasretle bekliyorum.
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc06.11.2013 Çarşamba