Ey Türk Milleti! Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz
Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar. Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır. İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz! Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir. Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.
KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat-
ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN
YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat
İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR.
VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat
"Hileci Tanrı" olur mu demeyin,okuyun da Sömürgeci devletlerin kendi kitaplarına dayanarak kendilerini nasıl gördüklerini ve kendileri dışındaki yeryüzü insanlık ailesine hangi gözle baktıklarını öğreniniz. Sömürgeciliği anlamanın en iyi yolu onların inançlarını,hedeflerini belirleyen kitaplarına bakmaktır.Ben de öyle yaptım.
Mısır Ay tanrısı Lah, İran şeytanı Erman Arman karakterinden üretilen Hileci tanrı Hermes. Cebrail
Daha önceki yazılarımda da "Hileci Tanrı" kavramını işlediğimden bunun dinci yazarlarımıza da yansıdığını bir çok televizyon tartışma programlarında özellikle İsrail konusunda bu "Hileci" kavramının kullanılmaya başlandığını görmüş,duymuş olmanın verdiği mutluluğu tatmanı yanında yazılarımı boşa yazmadığımı bana göstermiştir.
Daha önceki yazılarımda da İslam tarihinde belki de ilk kez Kuran'da İsra Suresinde geçen "Ülkenin Şımarık Güçleri" başlıklı yazımla işbirlikçi,şımarık zenginlerimizin ülkemizi nasıl sömürgeci güçlerin uydurma felsefelerine ve projelerine açtıklarını,çıkarılan köktendincilik ve etnik ayrımcılıkların içinde nasıl yer aldıklarını,"Tanrının Güçlü Kullarım" ifadesini de Türkler için kullandığını da "Nuh Tufanı,Kavimler Tarihi ve Türkler " başlıklı yazımda işleyerek Türklerin "Yecüc-Mecüc" soyu olmadıklarını Kuran ve Tevrat ayetleri ile göstererek asırlardır böyle aşağılanan milletimize bir gurur vesilesi yaratmıştım.
Bu son yazılarımla da sömürgeci Yahudi ve Grek kökenli Siyonistlerin gerçek yüzlerini açığa çıkarmaya gayret ettim.
Türklerin 1200 yıllık İslam tarihinde "Yecüc-Mecüc " soyu olmakla aşağılandıklarını,bu yüzden "Surre (Rüşvet) alayları ile asırlar boyu kendileri için dua etsin diye Hicaz Araplarına "Mevali Vergisi" ödediklerini gözler önüne sermiştim.Bunları Kuran'ın yalanladığını da belki İslam tarihinde ilk vurgulayan da ben oldum.
Bu konu bir çok dinci kanalda tartışıldı ve saygı ile karşılandı.Ancak benin "dine soğuk" oluşum yüzünden olsa gerek benim yazılarımın öne çıkarılması yerine,kendi fikirleriymiş gibi olayı benimsediklerini gördüm.Bu konular başta Samanyolu ve Ülke TV kanallarında çok tartışılmıştı.
Elibol, Beerşamin Melekbel
İ.S.325'de Nocomedia'da (Bursa -İznik) Batı Roma imparatorluğu,İranlıların Mitraizm dinine inandıkları için,İran'ın içlerinde çıkardığı din kökenli isyanlardan bıkarak,o dönemde açılımcı Yahudi rahiplerin,başlarının arkasında bazen yuvarlak güneş halesi veya dolunay bazen de hilal ay ile resimleri yapılan,Suriye Arap tanrıları olan Eglibol (Elibol) ve Melekbel'den kaynaklanan "Melek-Mesih" inancı temelinde mevcut olan İsevilik İnancını,"Beklenen Yahudi Kralı Mesih İsa " diye yorumlamaları ile yazdıkları yeni İncil kitabına dayalı yeni dininin temellerini atmıştı.Mevcut olan 145 veya daha fazla İncil'den (Bible-Evangel) dördünün seçilmesi ile günümüz Grek İncil'i oluşturulmuştu.
Bu döneme kadar Batı Roma devletinin başında bulunan Grek din adamlarının çoğu İran dini olan Mitraizm,Mecusilik inançlarına değil,Mısır tanrısı Thoth-Lah-Yehuti adıyla bilinen adil yargıç sıfatlı tanrının Greklerce baştan çıkarılmış hali olan Olimpos Tanrısı Hermes'e tapıyorlardı.Hermes,doğuştan hileci,düzenbaz bir tanrıydı.Hilede babası Zeus'u daha doğuştan karekökünün üslü değerlerine katlamıştı.
Şimdi,önce onu tanıyalım ki,Hıristiyan Batılı devletlerin kendi kökenlerini Grek kültüründe bulmalarını da ekleyerek siyasetlerinini neden dolandırıcılığa,hileye,aldatmaya dayalı olduklarını anlayalım;
HERMES; DOĞAR DOĞMAZ İLK İŞİ HIRSIZLIK,HİLE,DOLAP OLAN TANRI.
Yakup, Zervan'ın karnını yararak doğan
16.000 yıllığına dünya hamimiyetini
alan şeytan Ehriman/Arman/Erman
karakterinden üretilmiştir.
Yahuiler, kendilerini esaretten kurtaran
İranlılara bağlılıklarını böyle göstermişlerdir
D Not 32:28 "İsrail": "Tanrı'yla güreşir" anlamına gelir. · Yar.32: 30 Yakup, "Tanrı'yla yüzyüze görüştüm, ama canım bağışlandı" diyerek oraya Peniel*fn* adını verdi. D Not 32:30 "Peniel": "Tanrı'nın yüzü" anlamına gelir. · Yar.35: 10 "Sana Yakup diyorlar, ama bundan böyle adın Yakup değil, İsrail olacak" diyerek onun adını İsrail koydu. D Not 35:10 "İsrail": "Tanrı'yla güreşir" anlamına gelir. · Yar.35: 9 Yakup Paddan-Aram'dan dönünce, Tanrı ona yine görünerek onu kutsadı. ·Yar.35: 10 "Sana Yakup diyorlar, ama bundan böyle adın Yakup değil, İsrail olacak" diyerek onun adını İsrail koydu.
YOLDAN ÇIKAN YAHUDİ ÜLKESİNE VERİLECEK CEZALAR
Yukarıdaki bağlantıyı görmediysen;
Zeus ve dev Atlas’ın kızı olan Pleiade Maya’nın oğluydu.Zeus Maya’yı gizlice hamile bırakmıştı. Doğduğu gece annesi maya onu kundağa sarıp bir beşiğe koymuştu.Annesi uyuduğunda kundağından kurtulup beşikten fırlar ve ağabeyi olan Apollon’un ineklerini gözü önünde çalar ve Pilos yakınlarında bir mağaraya saklar,izlerini siler .Mağarada bir kaplumbağa bulur ve onu öldürüp iç organlarını ortadan kaldırır.Kaplumbağanın kabuğundan ve bir ineğin bağırsaklarından ilk liri yapar.Ve hızla eve gelip kendisini kundaklar ve beşikte bebekliğine devam eder.Sürülerinin çalındığını gören Apollo Maya’ya gelerek sürülerini oğlunun çaldığını söyler.Maya buna haklı olarak itiraz eder.İçeri girer ve çocuğunu kundağı ile beşikte yatarken gösterir. Apollo sürülerini çalanı gördüğü için itiraz eder ve tartışma sırasında Zeus araya girer ve olayı gördüğünü söyleyerek Apollo’yu destekler. Hermes de yeni icat ettiği liri çalarak Zeus’u büyüler.Apollo tanrıların müziğini çalan lirin sesinden büyülenir ve Hermes’e sürülere karşılık liri değiştirmek için pazarlığa girer.Bundan sonra Apollo lirin hakimi,tanrısı olur....
Bu tanrı doğmuş olamaz olsa olsa fırlamıştır."Fırlamanın Allahı " derler ya bu tam o .
Hermes, Haberci melek, Cebrail
İngiltere Krallık Tacının Sembolü de bu "Hileci Tanrıdan alınma gerisini siz hesap edin;
....Hermes kenarları geniş,Robin Hood filmlerinde Robin Hood’a giydirilene benzeyen bazen de kulakları örten kanatlı bir şapka giyerdi.Hermes’in Roma kültüründeki Merkür adıyla bilinirdi İngiltere Kraliyet Sembolü olan tacın şekli de İtalyan heykeltıraş Giambologna’nın (16.yy.) Merkür heykeline yaptığı şapkadan alınmıştır.
Bizim Nasreddin Hoca her ne kadar kavukta bir keramet bulamadıysa da İngilizlerin 17.yüzyılda dünya hakimiyetinde baş rol kapması ve 20.yüzyıl ortalarına kadar dünyanın tek hakim gücü olmasını sağlayan başarıları getiren İngiliz siyasetinin inceliklerinin sırrı belki de bu taçtadır.Kim bilir (!)
Tanrısı böyle olan Rahiplerin,aşağıda okuyacağınız İlk Ahit-Tevrat'ı ve İncil'i nasıl anlayışla yazdıklarını hesap ediniz!
Şimdi kızmadan okuyunuz.
Son uyarı,yaşınız "+40" değilse,Kuran ayetlerinden en az birinin Türkçesini okumadıysanız, Türkçe Kuran'ı bir kez bile hatim etmediyseniz,diğer semavi dinlere ait Tevrat,İncil,Zebur'dan hiç bir şey okumadıysanız bu blog size,inançlarınıza zarar verebilir.Çünkü bu yazı bu kitaplara dayanılarak yazılmıştır.
Hemen çıkınız.!!!
Şimdi;
Müslümanlar Tevrat Okumalı mı?
Resimler bu yazıdan 8 yıl sonra Ele geçirilen belgelerdir.
·ALÂ SURESİ
3-"Ya Resulüm,sana Kur’anı okutacağız ve hiç unutmayacaksın."
18-"Hiç şüphe yok ki bu hükümler öncekilerin kitapların da da vardır."
19-"İbrahim’in ve Musa’nın kitaplarında da " ayetlerine göre okunması şarttır.
Bakara Suresi-
·106-“Biz bir yenisini,ya da benzerini getirmedikçe veya unutturmadıkça,bir ayeti yürürlükten kaldırmayız.Allah’ın her şeye gücü yeter.”
Bu ayetle,Kuranda tekrar edilmemiş,Tevrat ve İncil’de bulunan “doğru ayetlerin” varlığından bahsedilmektedir.
136-“Deyin ki;Allah’a bize indirilene,İbrahim’e,İsmail’e, İshak’a,Yakub’a ve torunlarına indirilene ,Musa ve İsa’ya verilene ve diğer peygamberlere Rableri * tarafından verilene inanırız. Ve onlar arasında asla ayırım da yapmayız.Biz Allah’a teslim olanlarız.”
Bu ayetle,Kuran’dan önceki kitaplara ve emirlere “bağlılık” vurgulanmaktadır.
·Kuran-Maide Suresi68/1- De ki;”Ey kitab ehli,Tevrat’ı,İncil’i ve Rabbinizden size indirilen Kur’anın hükümlerini gereğince uygulamadıkça bir temeliniz olmaz.”
Bu ayette de emir gayet açıktır.”Kitap ehli” ile Yahudi,Hıristiyan ve Müslümanlar kastedilmektedir.
·Yukarıdaki ayetlere göre Kuran ile birlikte Tevrat,İncil’in de okunması gerektiği görülmektedir.Bu konu,Kuran’ın Tevrat ve İncil'deki bütün ayetlerin Kuran’a uygun olduğu anlamına gelmez.Akıllı Müslümanlar bunları ayırt etmek zorundadırlar.
Aramı alfabesi ile yazılan Yezidi Kuranı Mushaf-ı Reş'in Allah'ı Yılan Tanrı gösteren sayfası.
·Dinde esas olan “Tanrı emridir” Yani,kitapların yazdıkları Tanrı meri (GEÇERLİ) olduğundan, Tanrı kelamı olan “ayetler”,peygamberlerin sözleri olan “hadislerden” üstündür ve önce gelir.Değişmemesi için korunan sadece “Kuran”dır.Hadislerin doğrulukları halen İslam dünyasında da diğer dinlerde de tartışma konusudur ve bir çok hadisin zamanın şartlarına göre devlet adamları -din adamları işbirliğince,devlet yönetimini kolaylaştırmak,planlarına karşı muhalefeti kaldırmak, halkı isteklerine göre yönlendirmek için uydurulduğu kabul edilmiştir.
Kuran’ı iyi okuyanlar bu yazıda yer alan Tevrat ve İncil ayetlerinin Kuran’a uygunluğu konusunda fikir sahibi olabilirler.
Dünyayı da bu ayetlere göre şekillendirmişlerdir.Halen de bu yönde çalışmaktadırlar.Bu yazımla, ülkemzi Türkiye ve diğer gariban ülkelerin başlarına gelecekleri anlamak için de emperyalizmin felsefesinin temellerini teşkil eden bu kitapların ayetlerini okumak ve anlamak zorundayız. Üzerimizde oynanan oyunları ancak bu şekilde açıklayabiliriz.
Bu yazıyı okurken,”Tevrat ve İncil ayetlerini İslam’a göre kıyaslamaktan” çok anlamaya çalışın.Çünkü onlar bu ayetlere göre imanlarını kurmuşlardır.Hz.Muhammed ve Kuran sure sayısının 96,ayet sayısının “6666” olması yüzünden “şeytanın eseri” kabul edilmektedir.(Cumhuriyet döneminde “ılıtmak için” 114 Sure,6660 veya 6664 ayet” arasında yeniden düzenlendi. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname’sinin Cilt 1. S.18.Paragraf.-2,7.satırında:“Bütün cennetlerin derecelerinin toplamı 6666derecedir. Kuran-ı Kerim’in bütün ayetlerinin toplamı kadar “ demektedir.ve diğer bütün eski kaynaklarda 6666 ayet 96 sure gerçeği vardır.)
ŞEYTANIN SAYISINI VEREN İNCİL AYETİ;
İncil Yuhanna’ya Vahiyler-Karadan çıkan Canavar (Dabbet-ül arz) bölümü Ayet 18-“İşte bilgeliğe çağrı. Aklı olan hesap etsin canavarın sayısını:Çünkü bu sayı insanı * simgeler.Sayısı ise '666’dır.”
·Tevrat Yaratılış bölümünde Tanrı “5” günde evreni tüm unsurları ile yaratır.”6.” günde “insan’ı” yaratır.İnsanlar,tabiata,havaya,suya,toprağa,hayvanlara hükmetme yeteneklerine sahiptir.İstekleri ile doğayı harekete geçirebilmektedirler.Aynen Mumya filmindeki İmotep’in kumları,rüzgarı filmdeki kahramanların üzerine saldırtmesındaki gibidir.İnsanlar da bizleri yani Adem soyunu yaratır.Şeytan da insan soyundan olduğu için onun da diğer soydaşları gibi rakamı “666”dır.Hıristiyanlar bu anlam karmaşasından çıkamadıkları için bu rakamı “kötü” olarak kabul etmişlerdir.
·Şimdi konu ile ilgili ayetlere bir göz atalım;
·Yaratılış Bölüm .1:Ayet 26Tanrı, "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."
·Yar.1: 27 “Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
·Yar.1: 28 Onları kutsayarak, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun. “
Tanrı’nın peygamberliği ve “seçilmiş kavim” olarak bilinen Perslilerden vaz geçip onlarla savaşını ve esir düşmesini,üzerlerine Grekleri saldırtacağını anlatan ayet
Tevrat Danyal Suresi 10.Bölüm “Dan 10: 13 Pers krallığının önderi yirmi bir gün bana karşı durdu.Sonra baş önderlerden Mikail bana yardıma geldi, çünkü orada,Pers krallarının yanında "alıkonulmuştum."
“Dan 10: 21 "Ama önce Gerçek Kitap'ta neler yazıldığını sana bildireceğim. Onlara karşı önderiniz Mikail dışında bana yardım eden kimse yok"
Ayetlerinde,Pers İmparatoruna esir düşen Allah’ı melek Mikail kurtarmıştır.Hz.Muhammed’e vahiyleri getiren melek ise Cebrail’dir.Bu yüzden,Yahudiler de Muhammed’i ve Kuran’ı “şeytani” sayarlar.Onlara göre Muhammed,Müslümanlar veKuran“şeytanın emirlerinden başka bir şey değildir.”Haçlı seferlerinin de temeli buna dayanır.Bu yüzden“kıyas yaparak” boşuna vakit kaybetmeyin, sadece vermek istediğim mesajı anlamaya çalışın.Çünkü dünyayı yöneten güçler bu ayetlere göre dünyaya şekil vermektedirler,Kuran’a göre değil.
·Tevrat’ta,geçen “ Yahveh-Elohe-İlohi” adları ile anılan İnsan Yahudi Tanrısı,yeryüzünde bütün kavimleri denemiş,hepsinden hıyanet görmüş,veya en ufak şeyden kıskançlığı yüzünden nem kaptığı için nefret etmiş ve yok etmeye karar vermiş bir tanrıdır.
·Yas.4: 24 Çünkü Tanrınız RAB yakıp yok eden bir ateştir; kıskanç bir Tanrı'dır.
·Ancak,günahlarını doldurmadıkları için onları hemen yok edememektedir.
·Tevrat Yaratılış Bölüm 15
Yahudi Tevrat tanrısı Yahweh/Elohi. Kurban Levili garibi boğmuş, yemek üzere
Yar.15: 16 Soyunun dördüncü kuşağı buraya geri dönecek. Çünkü Amorlular'ın yaptığı kötülükler henüz doruğa varmadı." Ayetinde bu ifade vardır.
“Yecüc-Mecüc-Gok-Magog-Devler ve Cüceler” konusu da bu Tevrat ayetlerinde işlenir.Allah yine Danyal Suresinde Pers Kralı ile savaşacağını ve Grek önderi (Büyük İskenderi’i) üstüne salacağını belirtir.
İşte ayet;
“Dan 10: 20 Bunun üzerine, "Sana neden geldiğimi biliyor musun?" dedi,"Çok yakında dönüp Pers önderiyle savaşacağım. Ben gidince Grek önderi gelecek."
Yeryüzünde kendisine bağlı bir halk yaratmaktan da vazgeçmeyenbu kıskanç tanrı sonunda Hz.İbrahim’ive onun oğlu İshak’ın soyundan Yakup’u seçer.Bu kavime vâdi de Akdeniz-Fırat nehirleriile Kısmen Çukurova Toros dağlarından Lut Gölün’ün güneyinde kalan Seir dağlık bölgesi arasındaki topraklardır.Bu vât için Hz.Musa ve halkını Mısır’dan çıkarır ve Yahudileri doğdukla- rına, seçildiklerine pişman eden (Çölde Sayım Bölüm 16),bölge halkı ve orada yaşayan “Yecüc-Mecüc (Devler ve Cüceler) kavimleri" ile savaşlarasokar.Yahudiler Mısır’a geri dönmeyi çoktan arar hale gelseler de yapacakları bir şey yoktur.Seçilmişlerdir bir kere.
Aşağıdaki Tevrat,İncil ayetlerinde okuyacağınız gibi “İshak (Güler) oğlu Yakup-(Topuk tutan Hileci) peygamber soyundan türeyen Yahudi rahiplerinİ.Ö.30’larda inatçılıkları, uyuşmazlıkları ve “üstün ırk” inançları yüzünden Ortadoğu halkının nefretinikazanan YahudilerRoma İmparatorluğu tarafından sürüleceklerini anlarlar.
Bazı Yahudi rahipleri,kendilerini zafere ulaştıracak bir “peygamber kral” beklemekteydiler.Bu beklentilerine dayalı olarak eski Mısır Güneş Tanrısı Horus,Ay Tanrısı "THOTH diğer adıyla LAH” (Araplar ona EL LAH derler.) ve Yunan tanrılarının özelliklerini içeren bir “Dini Açılım” gerçekleşti-rirler.Bunun adını da “Horus’un “ Arap dilinde “Urisa-Ur’lu İsa”şeklinde söyleinişinden “İsevilik” adlı Tevrat temelli,bütün ırkları kucaklayan bir din üretirler.
Bu inanca göre, Hz İsa’nın (İ.Ö.3-İ.S.30-.33 yıl yaşadığı iddia ediliyor.) “Tanrının oğlu” sıfatı ile yeryüzüne gelişi,Tevrat ve Zebur’da Yahudilere biçilmiş olan ağır şeriat hükümlerini İsa Mesih geçersiz kılmıştır.Irk ayrımını ortadan kaldırmıştır. Kendisinin çarmıha gerilerek öldürtmesi ile de geçmişte,zamanında ve gelecekte yaşayan insanların günahını da çekmiş olduğu için artık insanların kurban kesmelerine de gerek kalmamıştır.
Bu olay da Hint dinlerinden tırtıklama İran Zerdüşt tanrısı Mitra (Yaren,yoldaş,dost,sevgili anlamına gelir.) nın insanlardan kurban isteyen kutsal boğa'yı öldürerek kurban kesmeyi kaldrırır ve insanlardan kurban istemeyen,onlarla,dost,arkadaş olan ilk tanrı olma olayını anlatan Zerdüşt kitabındaki ayetlerden tırtıklamadır.
Alevilerin türkülerinde sürekli "dost,yaren" deyişleri aslında tanrıyı ifade etmektedir.
Sonunda,bütün dinlerin doğdukları coğrafyada önceki dinlerin özelliklerini taşıması kadar doğal bir şey yoktur.Aksi halde yeniyi kabul ettirmek olanaksız hale gelecektir.
Sonunda Roma da kendine özgü,yeni bir üretmiş,insandan hayvan kurbanına,cinsel yaşam sınırlamalarından komşuluk ilişkilerine bir çok zorluk ta yeni dinle ortadan kalmış oluyordu.
İsa-Kuzu
Çünkü Hz.İsa kendisi Tanrının oğlu, kuzusuydu.
Havarilerinden İncil’i ve İsa'yı en çok ve en iyi anlayan Pavlus’tu,İsa çarmıha gerildikten sonra ona görünmüştü ve doğru Hıristiyan kilisesini o kurmuştu.
Pavlus onun Irkçı olmadığını,vahiy olarak aktardığı şu sözleriyle belirtir. ;
"Ne Yahudi, ne de Yunanlı vardır,ne kul ne de azatlı vardır,ne de erkek ve dişi vardır, çünkü Mesih İsa’da siz hepiniz birsiniz”
Dese de;
İncil,"İbranilere Mektup Bölüm 7;14 ve 15".ayetlerinde,Hz.İsa’nın aile kökeni hakkında “Rabbimizin Yahuda soyundan geldiği açıktır....”diye yazılıdır.Hani şu verdiği sözü tutmadığı için gelininin kurduğu dümenle,çarşaflı-peçeli gelini ile fahişe niyetine zina eden Yahuda.(Kaynak-Tevrat)
Vahiyler 22:16.ayette de “....Davut’un soyu ve köküyüm,parlak çoban yıldızıyım” demektedir.
Yani,Tanrı İsa,Yahuda soyundan bir Yahudidir.
Roma imparatorluğu 300 yıl bıyunca bu inancı “sapıklık” olarak değerlendirir ve buna inananları soykırıma uğratır.
Ancak,Mitra inancına bağlı olan Bizans ve İran halkları o zaman “din kardeşidirler".İran halkının “seçilmiş kavim” olduğuna inanılmaktadır.Bu yüzden,Roma-Bizans imparatorlarının davranışlarını “dini açıdan” eleştirerek her türlü “anarşiyi” körükleyen İran’a karşı ne Roma ne de Bizans asla savaş ilan edemez.Ne zaman etse,”tanrıya karşı savaşmaya teşvik etti” diye bizzat yakın korumaların tarafından öldürülürler.Hıristiyanlığın doğuşundan sonra geçen son olaylar şöyledir;
Septimus Severus’un oğlu Caracalla (İ.S.213) Germenleri Tuna ötesine,Mısır ve Anadolu’daki isyanları bastırmaya muvaffak olur.Parth’lara (İran) doğru yöneldiği sırada yakın koruması tarafından öldürülür.
Ardından kuzey Karadeniz kıyısındaki Gotların isyanı da başlar ve Anadolu’yu korsan akınları ile yağmalamaya başlarlar. Roma’nın her yeri tekrar Germen istilalarına uğrar,yıkılır ve yakılır.
Diocletian rakibi Asyalı Sasani kralı ile uyuşmak ve onun inançlarını da giyim tarzını da kabul etmek zorunda kalır. Simgesel incilerle bezenmiş evrenin burçlarını temsil eden değerli taşlar taşıyan “cennet elbisesini” giymişti.
Bu elbisenin ortasında da altın taçlı başı ile, kralın başı da evrenin ortasında güneş gibi parlamaktaydı. Dünyanın basamağı onun ayaklarının altındaydı ve her şey önünde eğilmeliydi.
Diocletian Hıristiyanların da üzerine gitmiş,düşmanı bilmiş ve onları da çok ağır şekilde ezmişti.
Halefi Galerius (304-311) putperest ilkeler bağlı kalarak bir hoşgörü fermanı yayınlar ve ülke biraz nefes alır.Yerine geçen Constantine’in döneminde (İ.S.311-324) Hıristiyanlık tehlikeli bir dengede kalır,artmaları engellenir."
Ancak Pers Kültür emperyalizminden kurtulmak artık şart olmuştur.Arayışlar başlar.
Bizans’a hakim olan Grek rahiplerimparatorun bilgisi dahilindekendilerine uygun bir kültür arayışına girerler.
Zerdüşt-Mitra inancındave diğer dinlerde “Ticaret=Hilecilik” anlamındadır.
Semitik bir kavim oldukları iddiasında olan Grekler de adlarını “Tüccar” olmalarından dolayı almışlardır.
Grek demek “Hileci-Tüccar” demektir.Roma zamanında en çok aşağılananlar tüccarlardır.
Tevrat’ta geçen Yahudi peygamberi Yakup (Hileci,topuk tutan) olması konusu Grek rahiplerini “kavim kardeşliği” konusunda cezbetmiş olsa gerektir ki ,Mısır Güneş tanrısının Grek dilindeki adıolan “Osiris “ adının zamanla “Hıristo”ya dönüşmüş telaffuzunu, açılımcı Yahudi rahiplerinin uydurduğu “İsa” adı ile değiştiriverirler.
YeniGrek (Hileci) kökenli Bizans dininin adı da böylece İsa,Hristo'ya dönünce ondan da “Hıristiyanlık" adı olur.
Sübyancı İsa böyle tasvir edilmiş
Hem de Luti kavim olan Yunanlıların sübyan erkek fahişelere düşkünlüğünü de benimsemiş, Tevrat'taki cezası "ölüm" olan yasağı çiğneyen bir İnsan Tanrı İsa çıkar.
·EŞCİNSELLİK SUÇU
·Lev.18: 22 Kadınla yatar gibi bir erkekle yatma. Bu iğrençtir.
·Lev.20: 13 Bir erkek başka bir erkekle cinsel ilişki kurarsa, ikisi de iğrençlik etmiş olur. Kesinlikle öldürülecekler. Ölümü hak etmişlerdir.
Yahudiler, Babil sonra ezberledikleri Tevrat olan Babil Talmudunda ise kızlarda evlilik yaşını "3", kız ve erkek bebekler ile zevk evlilikleri emredilir .
·
Ayetlerine rağmen,kıyamette Yahudilerden seçilen insanlara vât edilen “yeni dünyanın-cennetin” verilmesi karşılığında “fidye” olarak “gılman” isteyen bir tanrı şaşırtıcıdır.
Vahiy 14:1’den 5.ayete kadar da, ”bakir,kızoğlankız", erkek çocuklardan 144.000 gılmanı yanında fidye olarak cennete götüreceğini ve onların babaları olan 144.000’kişiye de yeni kurduğu dünyayı bağışlayacağını vaat eden bir Tanrı karşımıza çıkıverir.
Hıristiyanlığı kabule neden olan " EFSANE" uydurulur.
"İmparator Constantine zamanının meşhur biyograficisinin anlattığını göre o meşhur efsane şöyle gelişir;
Hoc Vince
“Constantine kendisi ,Maxentius ile hazırlandığı savaşta Hıristiyanların düşmanı olan tacının en büyük rakibine karşı halen pagan olan Constantine,gökte “HOC VİNCE” sözlerini taşıyan parıldayan bir “haç” görür.Bunu ordusu da görür.O gece gördüğü rüyada Mesih gelip ona sancak olarak bu işareti kabul etmesini emretti,o da etti.Savaş kazanıldı,ondan sonra Constantine “Haç” ’a sadık kaldı.”
Hıristiyanlık İnancının Düzenlenmesi;
"Aynı dönemde sayısı 145’i bulan İncil yanında,Hz.İsa’nın Tanrı olmadığını,aslında bir insan olduğunu savunanlar,ruh olarak insan vücudunda yaratıldığı için kendi gücünü bilmediğine inananlar gibi çok sayıda farklı inanışlar vardı.Constantine bunların bir çoğunu düzenlediği seferlerle yok etti.Ancak karmaşıklığa son vermek için İ.S.325’de İznik Konsülünü topladı.
Ülkenin her yerinden 300 kadar Konsül katılmış,İmparator’un “dinde birlik sağlanmasını” isteyen çağrısından sonra da “Paskalya gününün” saptanması ve Arianların aforoz edilmeleri çalışmalarına geçilir.
Sonunda İskenderiye’li Athanasius’un kaleme aldığı “amentü” kabul edilir;
Ve tek Rab Mesih’e,Allah’ın oğlu,babadan doğan, ve tek doğan;
Babanın özünden,
Tanrıdan tanrı,ışıktan ışık,gerçek tanrıdan gerçek tanrı,doğan,yapılan değil,Babanın tek özüyle var olmuş;
Her şeyi yapan,cennettekileri ve bu dünyadakileri,Biz insanlar için ve bizim kurtuluşumuz için,inip te ete bürünen,ve insan olan acı çeken ve üçüncü gün tekrar yükselen,cennete çıkan,dirileri ve ölüleri yargılayacak olana,Ve Kutsal Ruha,Fakat,onun olmadığı zaman var diyenler,ve doğumdan önce yoktu diyenler,veya Allah’ın oğlunun, başka bir özü olduğuna inanlar, veya yaratıldığını veya ahlaki değişime ve dönüşüme uğradığını söyleyenler i Papalık"aforoz ediyor” demektedir.
Üçleme konusunda başka dinlerden “Hırsızlık” yapıldığı iddia edilir;
Hinduların Nirukta" kitabında yalnız üç tanrının bulunduğu ve bu üçün bir ilah vücuda getirdiği üç defa tekrar edilmiştir.
Tanrılar yalnız üç tanedir.Bazen kendisine Mahatma (Ermiş) denilen bütün mahlukatın sahibi Pradjapati kollektif bir tanrıdır.
Mısırlılar üç başlı tanrılarında "Şu","Set" ve "Horus" vardır.
Yunanlılarda Eflatun ve orfeus teslisten "üç kral" olarak bahsederler."Fanes,"Uranüs" ve
"Kronos" tur.Proklus,"yaratan Demiurgos"un bir teslisten oluştuğunu söyler.Yüceliğin diğer
kısımları üç idrak veya üç kraldır. ki, biri vardır,biri maliktir (sahip),biri de zahirdir (görünen).Pisagoras müritlerine Tanrı "adetler ve ahenk (uyum)" diye öğretmiş ve onlara adetlerle üç eşit açılı üçgene"Tanrı" adını verdirmiştir.
(Hadi gel de dindar olarak matematik çalış.Üçgen,1-10 arası tüm sayılar tanrıyı temsil ediyor.)
Hıristiyan eski katolik Kiliselerinde mihrapların üzerinde içinde bir göz resmi olan üçgenler görülür.Üçgenin içine bu göz "Osiris'in gözü" olarak Mısır'dan eklenmiştir.
“Yakup (Hileci) peygamberle başlayan hikaye,Grek-(Hileci) rahiplerce tekrar edilmiş,”hileci-tüccar” mantığı ile ordan burdan tırtıklanarak insanların önüne getirilmiştir.
Yahudilik“bir babanın evlatlarına yeminle kabul ettirip,nesiller boyu uygulatabileceği bir felsefe” olarak da düşünüldüğünde bile aynı sonucu verecek,”kavime,soya “ özgü bir inançtır.
Ancak “Tüccar ve Hileci” olarak bilinen Grek rahiplerin Yahudilerden bu öğretiyi tırtıklayıp, ”kültürel bağımsızlıklarını” elde etmeleri güzel bir “tüccar” mantığıdır.Sonunda Yahudiler de “tüccardırlar”.İkisi de “semitik “ olduklarını söylerler.Bütün Avrupa toplumları da bu yalanın ardından koşar.Onlar koşunca dünya da koşar.
Semitik olmayan kavimlerin bu dinlere inanmaları kaybolamaları ile sonuçlanmıştır.Örneğin artık bir “Türk imparatorluğu-milleti” gerçeği kalmamıştır.1400 yıl içinde rengimiz,soyumuz, inançlarımız her şeyimiz onlara benzemiştir.
Oysa Yahudi tanrısı Yahveh halkını kayırmakta, korumaktadır ve Yahudilere Savaşlar konusundaki önerileri açıktır;
·BÖLÜM 19 YASA
·Yasa.19: 21” Acımayacaksınız: Cana can, göze göz, dişe diş, ele el”
Tevrat'ın iyi emirlerinin sadece Yahudiler için geçerli olduğunu gösteren ayet savaş konusundadır.
Savaşa Gidince-Savaş Adaleti
·YASA BÖLÜM 20
·Yas.20: 1 "Düşmanlarınızla savaşmaya gittiğinizde, atlar, savaş,arabaları ve sizden daha kalabalık bir ordu görürseniz onlardan korkmayın. Sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız RAB sizinledir.
·Yas.20: 10 "Bir kente saldırmadan önce, kent halkına barış önerin.
·Yas.20: 11 Barış önerinizi benimser, kapılarını size açarlarsa, kentte
yaşayanların tümü sizin için angaryasına çalışacak, size hizmet edecekler.
·Yas.20: 12 Ama barış önerinizi geri çevirir, sizinle savaşmak isterlerse, kenti kuşatın.
·Yas.20: 13 Tanrınız RAB kenti elinize teslim edince, orada yaşayan “bütün erkekleri kılıçtan geçirin.”
·Yas.20: 14 Kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. Tanrınız RAB'bin size verdiği düşman malını kullanabilirsiniz.
·Yas.20: 15 Yakınınızdaki uluslara ait olmayan sizden çok uzak kentlerin tümüne böyle davranacaksınız.
·Oysa “her kavime ayrı peygamber,kendi dilinde din gönderdiğini yazan Kuran ayetleri “Hicaz Arap’ı olmayan,Arap Mevalisi (İslam’ı kabul eden Arap olmayan kavimlere denir) biz Türkler ve diğer kavimlerce hep görmezden gelinmektedir.
·Kuran’ın İbrahim Suresi 4.ayeti de “Biz her millete kendi dilinde din ve peygamber gönderdik”;
Casiye Suresi 28.ayette de “kıyamette her kavimin kendi peygamberinin bayrağı altında toplanacağını,kendi kitabından sorgulanacağını” belirterek bu olayı doğruladığını biliyoruz.
·Casiye Suresi;
·27-Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah'ındır; kıyametin kopuş saati geleceği gün; o gün batıla sapanlar hep hüsrana düşeceklerdir.
·28-Her ümmeti diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağırılır: "Bugün o yaptığınız amellerin cezası verilecektir.”
İnanın bu Kuran ayetini benim uydurduğumu iddia edenler bile oldu.Çoğumuz neye niçin inandığımızı bilmeden “babadan kalma mirasyedilik” tarzında dindarız.Bütün bunların kaynağı budur.
Oysa,”Hileci “ bir Tanrı,hileci peygamberler ve hileci toplumların felsefelerine bu kadar güvenmek “hileciliğe verilen büyük bir prim” değil midir?
Sonuçta yeryüzünün demografisi değişti.İnsanların soyları,sopları karıştı.Eğer varsa “o kıyamet gününde çağrıldığımız kitap” ve onun bayrağını açan peygamberi bulamayacağız ve güneşe “çöp” olarak atılacağız demektir.
Bu saatten sonra da bunun için yapılacak bir şey kaldı mı bilmem.
Hileciler bütün kavimleri resmen “hileci” felsefeleri ile sildiler.Çünkü dinler,eskiden beri bilinen “doğruların” “Tanrı” adı altında korku-saygı ekseninde insanlara kabul ettirilmesinden başka nedir ki?
Gerçek inancını saklamaktan korkup açıklayamayan ama,başka felsefe ve inanç kültürleri içinde yaşayan sayısız insan yaşıyor hem ülkemizde hem de dünyada.
İşte okuyalım bakalım şu “Hileci” işleri.
Yahudi Tanrısı Yahveh-İncil’in Rab (öğretmen) Tanrısı,*Kuran’ın ilk inen suresi olan Alak Suresinin ilk ayetinin de (Alâk (Yapışan-yapışkan,sülük,meni) Suresi -1-“Oku, O yaratan Rabbinin adıyla!”) yazdığı gibi “Rab-öğretmen” tanrı’nın,Tevrat’ta geçen marifetlerine bakalım;
*(Mısır Ay tanrısı “lah” veya “toth”’unhileciliği yoktur.Erkektir,insanların ve tanrıların kıyamet gününde “tarafsız-adil” yargıcıdır.Cennet ve cehennemin mimarıdır.Cehenneminde suçlular yanan kükürt taşları,kaynar zehirli zakkum suyu içirilmek gibi cezalara çarptırılırlar. Kuran'’a da bu böyledir.Hicaz Araplarının ay tanrısı “El Lah-El Ellah=Allah”ın da hileciliği yoktur.Kuran tanrısı“Allah’ın” da hileciliği bırakın,dedikodu,yalan,iftira,arkadan konuşma gibi fiilleri bile bir çok surede kötülediği bir gerçektir.Cezaları da sonsuza kadar cehennemlik olmaktır.İçki,kumardan ise sadece “2” ayette söz etmesi,doğruluğa verdiği önemi gösterir.Hz.Muhammed’e bir sohbette “savaş nedir?” diye sorulduğunda ,”savaş hiledir” demesi,hem Müslümanların hem de Mekkelilerin tepkisini çekmiştir.Ama,Yahudi ve Grek Tevratlarının tanrısı Yahveh veya Rab Tanrı,hileyi öne çıkarmışsa benim yapacağım bir şey yoktur.Kitapları,tanrılarıişleri “hilecilik” olan kavimlerin dünyaya hakim olması ve onların başlarımızıa “hileleriyle geçirdikleri” çuvallar yüzünden Türk vediğer dünya milletleri önlerini göremez hale gelmiştir.)
·TEVRAT-YARATILIŞ BÖLÜM 12
·
Yar.12: 1 RAB Avram'a, "Ülkeni, akrabalarını, baba evini bırak, sana göstereceğim ülkeye git" dedi,
·Yar.12: 2 "Seni büyük bir ulus yapacağım, Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım, Bereket kaynağı olacaksın.
· Yar.12: 3 Seni kutsayanları kutsayacak, Seni lanetleyeni lanetleyeceğim. Yeryüzündeki bütün halklar Senin aracılığınla kutsanacak."
·Yar.12: 4 Avram RAB'bin buyurduğu gibi yola çıktı. Lut da onunla birlikte gitti. Avram Harran'dan ayrıldığı zaman yetmiş beş yaşındaydı.
·Yar.12: 7 RAB Avram'a görünerek, "Bu toprakları senin soyuna vereceğim" dedi. Avram kendisine görünen RAB'be orada bir sunak yaptı.
·Yar.12: 17 RAB Avram'ın karısı Saray yüzünden firavunla ev halkının başına korkunç felaketler getirdi.
·Yar.12: 18 Firavun Avram'ı çağırtarak, "Nedir bana bu yaptığın?" dedi, "Neden Saray'ın karın olduğunu söylemedin?
·Yar.12: 19 Niçin 'Saray kızkardeşimdir' diyerek onunla evlenmeme izin verdin? Al karını, git!"
·Yar.12: 20 Firavun Avram için adamlarına buyruk verdi. Böylece Avram'la karısını sahip olduğu her şeyle birlikte gönderdiler.
·Avram'la Lut'un Ayrılması
·BÖLÜM 13
·
Yar.13: 1 Avram, karısı ve sahip olduğu her şeyle birlikte Mısır'dan ayrılıp Negev'e doğru gitti. Lut da onunla birlikteydi.
·Yar.13: 2 Avram çok zengindi. Sürüleri, altınları, gümüşleri vardı.
·Yar.13: 3 Negev'den başlayıp bir yerden öbürüne göçerek Beytel'e kadar gitti. Beytel'le Ay Kenti arasında daha önce çadırını kurmuş olduğu yere vardı.
·Melkisedek Avram'ı Kutsuyor
·Yar.14: 17 Avram Kedorlaomer'le onu destekleyen kralları bozguna uğratıp dönünce, Sodom Kralı onu karşılamak için Kral Vadisi olan Şave Vadisi'ne gitti.
·Yar.14: 18 Yüce Tanrı'nın kâhini* olan Şalem Kralı Melkisedek ekmek ve şarap getirdi.
·Yar.14: 19 Avram'ı kutsayarak şöyle dedi: "Yeri göğü yaratan yüce Tanrı Avram'ı kutsasın,
·Yar.14: 20 Düşmanlarını onun eline teslim eden yüce Tanrı'ya övgüler olsun." Bunun üzerine Avram her şeyin ondalığını Melkisedek'e verdi.
·Yar.14: 21 Sodom Kralı Avram'a, "Adamlarımı bana ver, mallar sana kalsın" dedi.
·Yar.14: 22-23 Avram Sodom Kralı'na, "Yeri göğü yaratan yüce Tanrı RAB'bin önünde sana ait hiçbir şey, bir iplik, bir çarık bağı bile almayacağıma ant içerim" diye karşılık verdi, "Öyle ki, 'Avram'ı zengin ettim' demeyesin.
·Yar.14: 24 Yalnız, adamlarımın yedikleri bunun dışında. Bir de beni destekleyen Aner, Eşkol ve Mamre paylarına düşeni alsınlar."
·BÖLÜM YARATILIŞ19 Lut ile Kızları
·Yar.19: 30 Lut Soar'da kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki kızıyla kentten ayrılarak dağa yerleşti, onlarla birlikte bir mağarada yaşamaya başladı.
·LUT’UN KIZLARININ BABALARINDAN ÇOCUK YAPMALARI
Lut'u kızlarıyla ilişkide gösteren bir çizim
·Yar.19: 31 Büyük kızı küçüğüne, "Babamız yaşlı" dedi, "Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir erkek yok.
·Yar.19: 32 Gel, babamıza şarap içirelim, soyumuzu yaşatmak için onunla yatalım."
·Yar.19: 33 O gece babalarına şarap içirdiler. Büyük kız gidip babasıyla yattı. Ancak Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
·Yar.19: 34 Ertesi gün büyük kız küçüğüne, "Dün gece babamla yattım" dedi, "Bu gece de ona şarap içirelim. Soyumuzu yaşatmak için sen de onunla yat."
·Yar.19: 35 O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
·Yar.19: 36 Böylece Lut'un iki kızı da öz babalarından hamile kaldılar.
·Yar.19: 37 Büyük kız bir erkek çocuk doğurdu, ona Moav*fg* adını verdi. Moav bugünkü Moavlılar'ın atasıdır.
D Not 19:37 "Moav": "Babadan" anlamına gelir.
·(Moav zamanla ,Hint-Aryan alfabesindeki “v” harfinin “b” sesi vermesi nedeniyle de “moab-Moabi şeklini alır ve Kabe putu El Ellah-Allah’ı Kabe’nin bekçisi olan Curmühiler bu kabileden alarak Kabe’ye koyacaklardır.Keykubat)
·Yar.20: 1 İbrahim Mamre'den Negev'e göçerek Kadeş ve Sur kentlerinin arasına yerleşti. Sonra geçici bir süre Gerar'da kaldı.
·Yar.20: 2 Karısı Sara için, "Bu kadın kızkardeşimdir" dedi. Bunun üzerine Gerar Kralı Avimelek adam gönderip Sara'yı getirtti.
· Yar.20: 3 Ama Tanrı gece düşünde Avimelek'e görünerek, "Bu kadını aldığın için öleceksin" dedi, "Çünkü o evli bir kadın."
·Yar.20: 4 Avimelek henüz Sara'ya dokunmamıştı. "Ya RAB" dedi, "Suçsuz bir ulusu mu yok edeceksin?
·Yar.20: 5 İbrahim'in kendisi bana, 'Bu kadın kızkardeşimdir' demedi mi? Kadın da İbrahim için, 'O kardeşimdir' dedi. Ben temiz vicdanla, suçsuz ellerimle yaptım bunu."
·Yar.20: 6 Tanrı, düşünde ona, "Bunu temiz vicdanla yaptığını biliyorum" diye yanıtladı, "Ben de seni bu yüzden bana karşı günah işlemekten alıkoydum, kadına dokunmana izin vermedim.
·Yar.20: 7 Şimdi kadını kocasına geri ver. Çünkü o bir peygamberdir. Senin için dua eder, ölmezsin. Ama kadını geri vermezsen, sen de sana ait olan herkes de ölecek, bilesin."
· Yar.20: 8 Avimelek sabah erkenden kalktı, bütün adamlarını çağırarak olup biteni anlattı. Adamlar dehşete düştü.
·Yar.20: 9 Avimelek İbrahim'i çağırtarak, "Ne yaptın bize?" dedi, "Sana ne haksızlık ettim ki, beni ve krallığımı bu büyük günaha sürükledin? Bana bu yaptığın yapılacak iş değil."
·Yar.20: 10 Sonra, "Amacın neydi, niçin yaptın bunu?" diye sordu.
·Yar.20: 11 İbrahim, "Çünkü burada hiç Tanrı korkusu yok" diye yanıtladı, "Karım yüzünden beni öldürebilirler diye düşündüm.
·Yar.20: 12 Üstelik, Sara gerçekten kızkardeşimdir. Babamız bir, annemiz ayrıdır. Onunla evlendim.
·İbrahim’in kız kardeşi-eşi Sara’dan olan oğlu İshak’ın da ileride ikiz oğlu olur.Biri “Tüylü” anlamına gelen,Esav,diğeri de ağabeyinin ayak topuğunu tutarak doğan bu yüzden “Topuk tutan-üç kağıtçı” anlamında “Yakup” adı verilen çocuklarıdır.
·İşte ayetler;
·Genesis-Yaratılış-Bölüm 25
·Yar.25: 24 Doğum vakti gelince, Rebeka'nın ikiz oğulları oldu.
·Yar.25: 25 İlk doğan oğlu kıpkırmızı ve tüylüydü; kırmızı bir cüppeyi andırıyordu. Adını Esav * koydular.
* Not 25:25 "Esav": "Tüylü" anlamına gelir.
·Yar.25: 26 Sonra kardeşi doğdu. Eliyle Esav'ın topuğunu tutuyordu. Bu yüzden İshak ona Yakup * adını verdi. Rebeka doğum yaptığında İshak altmış yaşındaydı.
Yakup'un melekle(Allah) güreşi
*25:26 "Yakup": "Topuk tutar" ya da "Hileci" anlamına gelir.
·Okuduğunuz gibi,Yahudilerin atası sayılan ve daha sonra Allah ile güreşip yendiği için “Allah’la Güreşen” anlamına gelen “İsrail” adını alacak olan ağabeyi tüylü Esav’ın aksine tüysüz parlak olan Yakup’u (“üç kağıtçı” yı) Allah kendisi seçtiğini ileriki ayetlerde itiraf edecektir.
·Esav Kutsanma Hakkını Yitiriyor
·Yar.27: 30 İshak Yakup'u kutsadıktan ve Yakup babasının yanından ayrıldıktan hemen sonra kardeşi Esav avdan döndü.
·Yar.27: 31 Esav da lezzetli bir yemek yaparak babasına götürdü. Ona, "Baba, kalk, getirdiğim av etini ye" dedi, "Öyle ki, beni kutsayabilesin."
·Yar.27: 32 Babası, "Sen kimsin?" diye sordu. Esav, "Ben ilk oğlun Esav'ım" diye karşılık verdi.
·Yar.27: 33 İshak'ı bir titreme sardı. Tir tir titreyerek, "Öyleyse daha önce avlanıp bana yemek getiren kimdi?" diye sordu, "Sen gelmeden önce yemeğimi yiyip onu kutsadım. Artık o kutsanmış oldu."
·Yar.27: 34 Esav babasının anlattıklarını duyunca, acı acı haykırdı. "Beni de kutsa, baba, beni de!" dedi.
·Yar.27: 35 İshak, "Kardeşin gelip beni kandırdı" diye karşılık verdi, "Senin yerine o kutsandı."
·Yar.27: 36 Esav, "Ona boşuna mı Yakup diyorlar?" dedi, "İki kezdir beni aldatıyor. Önce ilk oğulluk hakkımı aldı. Şimdi de benim yerime o kutsandı." Sonra, "Kutsamak için bana bir hak ayırmadın mı?" diye sordu.
·Yar.27: 37 İshak, "Onu sana egemen kıldım" diye yanıtladı, "Bütün kardeşlerini onun hizmetine verdim. Onu buğday ve yeni şarapla besledim. Senin için ne yapabilirim ki, oğlum?"
·Yar.27: 38 Esav, "Sen yalnız bir kişiyi mi kutsayabilirsin baba?" dedi, "Beni de kutsa, baba, beni de!" Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
·Yar.27: 39 Babası şöyle yanıtladı:
"Göklerin çiyinden,
Zengin topraklardan
Uzak yaşayacaksın.
·Yar.27: 40 Kılıcınla yaşayacak,
Kardeşine hizmet edeceksin.
Ama özgür olmak isteyince,
Onun boyunduruğunu kırıp atacaksın."
·BÖLÜM 28
·
·Yar.28: 1 İshak Yakup'u çağırdı, onu kutsayarak, "Kenanlı kızlarla evlenme(*)" diye buyurdu,
·(*) İlk milliyetçilik veya kavmiyetçilik olayı.
·Yar.28: 2 "Hemen Paddan-Aram'a, annenin babası Betuel'in evine git. Orada dayın Lavan'ın kızlarından biriyle evlen.
·Yar.28: 6-7 Esav İshak'ın Yakup'u kutsadığını, evlenmek üzere Paddan-Aram'a gönderdiğini öğrendi. Ayrıca Yakup'u kutsarken, babasının, "Kenanlı kızlarla evlenme" diye buyurduğunu, Yakup'un da annesiyle babasını dinleyip Paddan-Aram'a gittiğini öğrendi.
·Yar.28: 8 Böylece babasının Kenanlı kızlardan hoşlanmadığını anladı.
·Yar.28: 9 İsmail'in yanına gitti. İbrahim oğlu İsmail'in kızı, Nevayot'un kızkardeşi Mahalat'la evlenerek onu karılarının üzerine getirdi.
·
·Yakup Allah’la Güreş Tutuyor
Bir kitap kapağında Yakup'un Allah ile Yağlı Güreşi
·Yar.32: 22 Yakup o gece kalktı; iki karısını, iki cariyesini, on bir oğlunu yanına alıp Yabbuk Irmağı'nın sığ yerinden karşıya geçti.
·Yar.32: 23 Onları geçirdikten sonra sahip olduğu her şeyi de karşıya geçirdi.
·Yar.32: 24 Böylece Yakup arkada yalnız kaldı. Bir adam gün ağarıncaya kadar onunla güreşti.
·Yar.32: 25 Yakup'u yenemeyeceğini anlayınca, onun uyluk kemiğinin başına çarptı. Öyle ki, güreşirken Yakup'un uyluk kemiği çıktı.
·Yar.32: 26 Adam, "Bırak beni, gün ağarıyor" dedi. Yakup, "Beni kutsamadıkça seni bırakmam" diye yanıtladı.
·Yar.32: 27 Adam, "Adın ne?" diye sordu. "Yakup."
· Yar.32: 28 Adam, "Artık sana Yakup değil, İsrail*fm* denecek" dedi, "Çünkü Tanrı'yla, insanlarla güreşip yendin."
· Yar.32: 29 Yakup, "Lütfen adını söyler misin?" diye sordu. Ama adam, "Neden adımı soruyorsun?" dedi. Sonra Yakup'u kutsadı.
·Yar.32: 31 Yakup Peniel'den ayrılırken güneş doğdu. Uyluğundan ötürü aksıyordu.
·Yar.32: 32 Bu nedenle İsrailliler bugün bile uyluk kemiğinin üzerindeki siniri yemezler. Çünkü Yakup'un uyluk kemiğinin başındaki sinire çarpılmıştı.
D Not 35:10 "İsrail": "Tanrı'yla güreşir" anlamına gelir.
·Hileci tanrı Yahveh-Allah şimdi de Hz.Musa’ya Mısırlıları nasıl soyarak zengin olacaklarını açıklar;
·ÇÖLDEN ÇIKIŞ-EXODUS
·BÖLÜM 3;
·Çık.3:21 "Halkımın Mısırlılar'ın gözünde lütuf bulmasını sağlayacağım. Gittiğinizde eli boş gitmeyeceksiniz.”
·Çık.3:22 Her kadın Mısırlı komşusundan ya da konuğundan altın ve gümüş takılar, giysiler isteyecek. Oğullarınızı, kızlarınızı bunlarla süsleyeceksiniz. Mısırlılar'ı soyacaksınız."
·Çölden Çıkış-Musa Harun’un Tanrısı Gibi Oluyor;
·Bölüm 4
·Çık.4: 13 Musa, "Aman, ya Rab!" dedi, "Ne olur, benim yerime başkasını gönder."
·Çık.4: 14 RAB Musa'ya öfkelendi ve, "Ağabeyin Levili Harun var ya!" dedi, "Bilirim, o iyi konuşur. Hem şu anda seni karşılamaya geliyor. Seni görünce sevinecek.
·Çık.4: 15 Onunla konuş, ne söylemesi gerektiğini anlat. İkinizin konuşmasına da yardımcı olacak, ne yapacağınızı size öğreteceğim.
·Çık.4: 16 “O sana sözcülük edecek, senin yerine halkla konuşacak. Sen de onun için Tanrı gibi olacaksın.”
oFİRAVUN TANRI KORKUSU OLAN BİRİ .ONU İNATÇI EDEN TANRIDIR;
"Yarı tanrı/Boynuzlu melek" şeklinde Musa tasviri.
·Çık.4: 21 RAB Musa'ya, "Mısır'a döndüğünde, sana verdiğim güçle bütün şaşılası işleri firavunun önünde yapmaya bak" dedi, "Ama ben onu inatçı yapacağım. Halkı salıvermeyecek.
·Çık.4: 22 Sonra firavuna de ki, 'RAB şöyle diyor: İsrail benim ilk oğlumdur.*
·*Bu ayetle Tanrı “üçkağıtçı Yakup’u oğul seçtiğini” söylemektedir.
·Yahudi Tanrısı öyle “ırkçıdır” ki,Tevrat’ın ilerleyen bölümlerinde Yakup’ún (Hileci,üçkağıtçı) ağabeyi olan Esav’dan (Tüylü doğmaktan başka suçu olmayan,tanrısına bağlı olmak için de yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi ömür boyu çaba sarfetmesine rağmen “tüylülüğünden dolayı lanetlenen.) nefret ettiğini söyleyecektir.İkiz doğan iki kardeş arasında bile “ırk ayrımcılığı” yapan bu tanrının “bütün insanları kucaklayan” bir din gönderdiğini iddia etmek olsa olsa kara mizah olur.
·İşte ayetler;
·Tevrat MALAKİ -BÖLÜM 1
·Mal.1: 1 RAB'bin Malaki aracılığıyla İsrail halkına bildirisi.
D Not 1:1 "Malaki": "Habercim" anlamına gelir.
·ALLAH ESAV’DAN NEFRET ETMİŞ
Rab İsrail'i Seviyor
·Mal.1: 2 RAB, "Sizi sevdim" diyor. "Oysa siz, 'Bizi nasıl sevdin?' diye soruyorsunuz." RAB, "Esav Yakup'un ağabeyi değil mi?" diye karşılık veriyor,
"Ben Yakup'u sevdim,
·Mal.1: 3 Esav'dan ise nefret ettim. Dağlarını viraneye çevirdim,
yurdunu kırın çakallarına verdim."
D Not 1:2-3 "Ben Yakup'u sevdim, Esav'dan ise nefret ettim": "Esav yerine Yakup'u yeğledim" anlamına gelir.
·
·MISIR’A MUCİZELERİ İLE FELAKETLER BİÇEN TANRI ,ASLINDA TANRI SON MUCİZE TEKNOLOJİSİNİ UYGULAMA ORTAMI YARATMA ÇABASINDA GÖRÜNMEKTEDİR.MUSA’YI DA KENDİ GİBİ “TANRI” KATINDA GÖSTEREK ONU PROJELERİNE GÖNÜLLÜ ETMEKTEDİR.
·ÇÖLDEN ÇIKIŞ BÖLÜM 7
·Çık.7: 1 RAB, "Bak, seni firavuna karşı Tanrı gibi yaptım" dedi, "Ağabeyin Harun senin peygamberin olacak.
·Çık.7: 2 Sana buyurduğum her şeyi ağabeyine anlat. O da firavuna İsrailliler'i ülkesinden salıvermesini söylesin.
·Çık.7: 3 Ben firavunu inatçı yapacağım ki, belirtilerimi ve şaşılası işlerimi Mısır'da arttırabileyim.
oLEVİLİLER BÖLÜM 20-TANRININ DİĞER KAVİMLERE OLAN NEFRETİNİN VE YAHUDİLERİ SEÇMESİNİN NEDENİ?
·Lev.20: 23 Önünüzden kovacağım ulusların törelerine göre yaşamayacaksınız. Çünkü onlar bütün bu kötülükleri yaptılar. Bu yüzden onlardan nefret ettim.
·Lev.20: 24 Oysa, Siz onların topraklarını sahipleneceksiniz. Bal ve süt akan bu ülkeyi (*)size mülk olarak vereceğim, dedim. Sizi öteki uluslardan ayrı tutan Tanrınız RAB benim.
oYahudilere Boşanmış Kadınla Evlilik Yasağı
·Lev.21: 7 Kâhinler fahişelerle, kirletilmiş kadınlarla, boşanmış kadınlarla evlenmeyecek. Çünkü kâhin Tanrı için kutsal olmalıdır.
oYahudi-Yabancı’ya “Tek Yasa” Kuralı
·Lev.24: 22 Yerli yabancı herkes için tek bir yasanız olacak. Tanrınız RAB benim."
·
·Lev.26: 14 "'Ama beni dinlemez, bütün bu buyrukları yerine getirmezseniz, cezalandırılacaksınız.
·Lev.26: 16 sizi şöyle cezalandıracağım: Üzerinize dehşet salacağım. Verem ve sıtma gözlerinizin ferini söndürecek, canınızı kemirecek. Boşa tohum ekeceksiniz, çünkü ürünlerinizi düşmanlarınız yiyecek.
·Lev.26: 17 Size öfkeyle bakacağım. Düşmanlarınız sizi bozguna uğratacak. Sizden nefret edenler sizi yönetecek. Kovalayan yokken bile kaçacaksınız.
·Lev.26: 27 "'Bütün bunlardan sonra yine beni dinlemez, bana karşı çıkarsanız,
·Lev.26: 28 bu kez ben de öfkeyle size karşı çıkacağım ve günahlarınıza karşılık sizi yedi kat cezalandıracağım.
·Şimdi diyeceksiniz ki bu adam iyice uçmuş.Kafir olmuş neler diyor? Diyeceksiniz.Tevrat ve Kur’an ayetlerini okuyunca bakalım aynısını söyleyebilecekmisiniz?
·İLK AHİT-TEVRAT-Yeşu 6.Bölüm.
·ALTINLAR ALLAH İÇİN AYRILIYOR
·Yeşu.6: 19 Bütün altınla gümüş, tunç* ve demir eşya RAB'be ayrılmıştır. Bunlar RAB'bin hazinesine girecek."
Yeşu.6: 24 Sonra kenti içindekilerle birlikte ateşe verdiler. Ancak altını ve gümüşü, tunç ve demir eşyayı RAB'bin Tapınağı'nın hazinesine koydular.
·BÖLÜM 7
·İsrailliler adak altınlardan çalarlar;
·Yeşu.7: 1 Ne var ki, İsrailliler adanan eşyalar konusunda RAB'be ihanet ettiler. Yahuda oymağından Zerah oğlu, Zavdi oğlu, Karmi oğlu Akan adanmış eşyaların bazılarını alınca, RAB İsrailliler'e öfkelendi.
·Allah,adaktan çalınmayı affetmiyor.;
·Yeşu.7: 4 Kentin üzerine yürüyen üç bin kadar İsrailli, Ay halkının önünde kaçmaya başladı.
·Yeşu.7: 5 Ay halkı onlardan otuz altı kadarını öldürdü, sağ kalanları da kentin kapısından Şevarim'e dek kovaladı. Bayırdan aşağı kaçanları öldürdü. Korkudan İsrailliler'in dizlerinin bağı çözüldü.
·Allah yenilginin nedenini açıklıyor ve tehdit geliyor;
·Yeşu.7: 10 RAB Yeşu'ya şöyle karşılık verdi: "Ayağa kalk! Neden böyle yüzüstü yere kapanıyorsun?
·Yeşu.7: 11 İsrailliler günah işlediler. Onlarla yaptığım ve yerine getirmelerini buyurduğum antlaşmayı bozdular. Koşulsuz adanmış eşyaların bir kısmını çalıp kendi eşyaları arasına gizlediler ve yalan söylediler.
·Yeşu.7: 12 İşte bu yüzden İsrailliler düşmana karşı tutunamıyor, arkalarını dönüp düşmanlarının önünden kaçıyor. Çünkü lanete uğradılar. Sizde bulunan adanmış eşyaları yok etmezseniz, artık sizinle birlikte olmayacağım.
·Lev.24: 4 RAB'bin huzurunda saf altın kandillikteki kandiller sürekli yanacaktır."
·Lev.24: 6 Bunları RAB'bin huzurunda iki sıra halinde, altışar altışar saf altın masanın üzerine dizeceksin.
·Say.8: 4 Kandillik, ayağından çiçek motiflerine dek dövme altındanRAB'bin Musa'ya gösterdiği örneğe göre yapıldı.
·Kendisine adanan altınlardan çalan bir kişi yüzünden koca kabileyi yok edebiliyor.Haklı haksız bakmadan öldürebiliyor.Biraz mı çok mu düşündürücü siz karar veriniz.
oALTININ ARINDIRILMASI
·Say.31: 21 Bundan sonra Kâhin Elazar, savaştan dönen askerlere,"RAB'bin Musa'ya buyurduğu yasanın kuralı şudur" dedi,
·Say.31: 22 "Altını, gümüşü, tuncu*, demiri, kalayı, kurşunu -ateşe dayanıklı her nesneyi- ateşten geçireceksiniz; ancak bundan sonra temiz sayılacak. "
·Say 31:23 "Ayrıca temizlenme suyuyla da arındıracaksınız.Ateşe dayanıklı olmayan nesneleri sudan geçireceksiniz."
·
·Kur’an-ı Kerim ‘de de altın olayından bir şekilde bahsedilir.Allah’ın altın,demir gibi madenlere ilgisi tekrar edilir.
·AL-İ İMRAN SURESİ:
·91- Kafir olarak ölenler dünya dolusu altınıfidye olarak vermiş olsalar da geçersizdir.Çok sarsıcı azap onlaradır, ve yardımcıları da yoktur.
·Allah’a hem de Kur’anda “fidye” olarak altından bahsedilmesi bile bizim yarattığımız bir “Allah” inancında akıl zorlaması yaratmaktadır.
·HİCR SURESİ
·21-Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın.Biz onu ancak belli bir ölçüye göre indiririz
·Yaratılan her şeyin hazineleri onlara kalıyor.Bu kesin.Kıyamet kopunca insanlığın asırlardır ürettiği ne varsa onlara kalacak.
·Tanrının Yahudi ülkesinde yaşayan yabancıları,dulları,yetimleri koruyan emirleride vardır;
·“Yas.10: 17 Çünkü Tanrınız RAB, tanrıların Tanrısı, rablerin Rabbi'dir.
O kimseyi kayırmayan, rüşvet almayan, ulu, güçlü, heybetli Tanrı'dır.
·Yas.10: 18 Öksüzlerin, dul kadınların hakkını gözetir. Yabancıları
sever, onlara yiyecek, giyecek sağlar.
·Yas.10: 19 Siz de yabancıları seveceksiniz. Çünkü Mısır'da siz de
yabancıydınız.” Demektedir.
Peygamberliğin İranlılardan alınışı;
·Matta 1;2- Doğudan gelen bilginler;
2;1-İsa,Kral Herodes zamanında Yahudiye’nin Beytlehem (Nasıra) kasabasında doğduğu sırada doğudan Yeruşalem’e (Kudüs’e) gökbilimciler geldi.
2-Yahudilerin yeni Kralı nerede? Diye soruşturuyorlardı.”Çünkü onun yıldızını doğuda gördük ve kendisine tapınmaya geldik.”
Bu ayet “İbret alma” konusuna işaret etmektedir.
Tanrı her kavime emirlerini kitapları ve peygamberleri ile daha başlangıçta bildireceğini söylemiştir.Türk Karahan Yaratılış Destanı,Enuma Eliş Destanı,Gılgamış Destanı ve tüm dinlerde peygamber göndereceğini belirtmektedir.Ayrıca “son seçilen kavime” gönderilen peygamber ile de “son emirlerini göndermektedir.Bu yüzden İran’lı din adamları Kudüs’e gelirler.
İran,Hint,Çin,Aztek,Maya,İnca,Mısır,Yunan,Türk tüm kavimlerin din bilginleri aynı zamanda birer “astronom”durlar.Yani yıldızları gözleyen,hareketlerinden mesajlar çıkaran,tanrılarının döneceği zamanı ve göndereceği peygamberlerin hangi millete geleceğini dahi okurlar.
İncil’deki İranlı’lar da bu tür din adamlarıdırlar.
İşte Kuranı Kerim’den bir örnek;
İBRAHİM SURESİ
4- “Biz de apaçık anlatmaları için her peygamberi kendi milletinin diliyle gönderdik. Allah dilediğini saptırır veya doğru yola ulaştırır.O her şeye hakim ve hikmet sahibidir”
RAD SURESİ
7-,”İnkarcılar Ona “ Rabbinin bir mucize indirmesi gerekmez miydi” derler.Ey Resulüm, sen ancak uyarıcısın ve her milletin de kurtuluş rehberisin.”
TEKVİR SURESİ:
27-“Kur’an bütün alemlere öğüttür”
Yukarıdaki semavi kitaplardan alınan ayetler de geçen en önemli konu “İBRET ALMA” yani Tanrı’nın son emirlerini “Son Peygamber’den” alma şartıdır.
·İncil,"İbranilere Mektup Bölüm 7;14 ve 15".ayetlerinde,Hz.İsa’nın aile kökeni hakkında “Rabbimizin Yahuda soyundan geldiği açıktır....”diye yazılıdır.Hani şu verdiği sözü tutmadığı için gelininin kurduğu dümenle,çarşaflı-peçeli gelini ile fahişe niyetine zina eden Yahuda.(Kaynak-Tevrat)
Vahiyler 22:16.ayette de “....Davut’un soyu ve köküyüm,parlak çoban yıldızıyım” demektedir.
Yani,Tanrı İsa,Yahuda soyundan bir Yahudidir.
·Hem de Luti kavim olan Yunanlıların sübyan erkek fahişelere düşkünlüğünü de benimsemiş, Tevrat'taki cezası "diri diri yakılarak ölüm" olan yasağı çiğneyen birİnsan Tanrı İsa çıkar.
14.000 fidyelik gılmanıyla İsa'yı remz eden bir kilise ikonu
·Vahiy 14:1’den 5.ayete kadar da, ”bakir,kızoğlankız", erkek çocuklardan 144.000 gılmanı yanında fidye olarak cennete götüreceğini ve onların babaları olan 144.000’kişiye de yeni kurduğu dünyayı
Yani 144.000 kişilik seçilmiş mabada bir dünya veren tanrı.
Bu gelenekler hâlâ var.
Gökyüzünde gezegen pazarı kurulmuş da bilen yok.Bunu en çok Yunanlıların sevdiği kanatindeyim:))
Ancak İsa'yı Yahudilere kaptırmaktan da kurtulamamışlarsa da İran kültür emperyalizmi yüzünden,İran'a açtıkları savaşlarda kendi askerleri tarafından öldürülmekten kurtulmuşlardır.Bu da onlara yetmiş görünmektedir.
Yunanlı işin kolayını almıştır.
Mecusi ve Yahudilerde olan "Mesih" beklentisini insanlar için konulmuş yasakları dinleme zorunda olmayan,Yunanlıların eşcinsel asker tanrılarının kopyası "Tanrı İsa" yı yaratarak en büyük sorunlarını çözmüşlerdir. bağışlayacağını vaat eden bir Tanrı karşımıza çıkıverir.
Ermenilerin "Kafir" İlan Edilmeleri.
Önceden de Bizans'a * göre "Kafir" diler Zaten.
*Bizans’ı biraz tanıyalım; İ.S.395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ikiye bölünen Roma İmparatorluğunun başkenti İstanbul olan Doğu Roma İmparatorluğuna ,İstanbul’un İ.S.1453’de Türkler tarafından fethedilerek yıkılışından yüzyıllar sonra 19.yy.da yaşamış Alman bir yazarın İstanbul'un eski adlarından biri olan BİZANTİON’dan türeterek verdiği bir addır.
Bizantium,Grek (Yunan’lı) kahin Delfi’nin,krallığın mali sıkıntıları yüzünden yeni yerleşim yeri,bir koloni kurmak isteyen Makedonya’lı kral Bizas’a “Şeytanın göremediği yer” olarak tarif ettiği yeri bulmak için çıktığı yolculukta önce Kadıköy Fikirtepe’nin bu yer olduğuna kanaat getirip yerleşmelerinin (Calcedonia-Kalsedonya=Fikirtepe.İlk İstanbul yerleşimi olarak bilinir.
Ancak Üsküdar bu zamanda da vardır.) ardından 16 yıl sonra şimdiki Eminönü bölgesini fark ederek oraya krallarının adı ile ilk kurdukları “Bizantion-Bizantium=Kutsal Boğa Şehri olarak düşünülebilir.” şehrinden gelen bir addır.(İ.Ö.476 veya 660 arasında tarihler verilmektedir. )
Roma ikiye ayrıldıktan yüz yıl sonra İ.S 476’da Batı Roma,Hun imparatoru Atilla’nın akınlarını takip eden Cermenik kavimlerin (Alman Kökenli kavimler) saldırıları ile tarihe karışır.Doğu Roma yıkılışına kadar Roma İmparatorluğu adını kullanır.Tarihçilere göre Doğu Roma İmparatorluğu asla “Bizans” adını kullanmamıştır.
Şimdi konumuza dönelim;
Bu toplantıya,Bizans'tan 100 yıl kadar önce (İS.200’ler. Resmi olarak da İS.310 Bizans’tan 15 yıl öncedir.) Hıristiyanlığı kabul etmiş bulunan Ermeniler,İran ile savaşta olduklarından dolayı bilirkişi Kardinal gönderemezler.Daha sonra kendilerine gösterilen,bu gün kü "Dört İncil'i" de"değişme" sebebi ile kabul etmezler.
Ta ki 10.yy.da Türklerin bölgeye gelmelerine kadar bu soykırım ve dışlama sürecektir. 13-14.yy. içinde Bizans'ın Anadolu topraklarında tarihe gömülmesi ile ilk defa nefes alırlar ve çoğu da aslen Türk kökenli oldukları için Türkçe'yi kolayca benimserler, bir çoğu Şii'lik mezhebine ve onun yan kollarından olan Alevi'lik tarikatına gönüllü geçerler.
Alevilik tarikatına geçenlerin çoğu,aslında hiçbir zaman Gregorcu Ermeni mezhebini kabul etmemiş,”Aziz pavlus (Paolous-=-Paul=Ermenice Bogos =Küçük) sağlığında buralara geldi,Hıristiyanlığı bize tebliğ etti.Bizler onun yolundayız “ diyerek kendilerini “Pavlusçu ilan etmiş olan,gerçek Pavlusçularla konuşutuklarında Pavlus’un öğretileri ile bir alakaları olmadığı gözler önüne serildiğinde ise “Bize gelen Pavlus başka Pavlustu biz ona inanıyoruz” diyerek kendilerini sıyıran,kökenleri Ermeniden çok,Anadolu’da yerleşmiş eski Pers İmparatorluğu halkı kalıntıları olan Farsi ve Türkmen kökenli insanlardı.Bu köklerinden dolayı Gregorcu Ermeni mezhebine de girmedikleri sonucunu çıkartmak zor değildir.
Newyork Tımes’ın editörü yani yazı işleri müdürü,tarihçi,filozof müteveffa Joseph Campbell “Tanrıların maskeleri –Batı Mitolojisi“ adlı kitabında bu halkı “Hıristiyan görünümlü ama eski ilkel inançlarını bu adla sürdüren ilkel kavimler “ olarak tanımladığını görmekteyiz.
Bunun nedeninin de Bizans’ın Hıristiyanlığı kabul etmeyen halkın kılıçtan geçirilmesini,önderlerinin cesetlerinin ibret için kilise kapılarında teşhir edilemsinin yarattığı korku ve yıldrıma eylemleri olduğunu,Hıristiyanlığın “gönül” ile değil devlet baskısı,sopa,işkence ve zulüm ile yayıldığını yazar.
Bizans'tan yüz yıl kadar önce Hıristiyan olmalarına rağmen,Bizans'ın Hıristiyan olmasından sonra da yeni düzenlenmiş kitabı ret ettikleri için dinden "afaroz" edilip,kıyılacak olan bu kavim, 1500 yıl sonra 19.yüzyılda, Rus Çarlığının 1821'lerde Kafkasya'yı işgal edip Doğu Anadolu üzerinden Basra Körfezine inme çabaları sırasında fark edilecek,Rusların "Müslümanlara karşı Hıristiyanların haklarını korumak için Kafkasları işgal ettik" bahanesi, Avrupa'da sempati yaratınca tüm Avrupa bu işe oynayacak ve Osmanlı'yı yıkacaklardır.
19.yüzyıldan bu yana misyoner faaliyetleri ile gerçek dini inançları unutturularak, Katolik,Ortodoks,Protestan gibi yeni Hıristiyan mezhepleri içinde parçalanan Ermeni toplumu,kendi soydaşı ve koruyucusu olan Türklere ihanet dümenlerinin baş rol oyuncusu olacaktır.
Bu afarozlar Ermenilerle sınırlı kalmayacak,İran,Irak,Suriye,Filistin,Mısır halklarından Hıristiyan olanlar da hiç bir zaman "Yunan" kökenli olmadıkları için gerçek Hıristiyan kabul edilmeyecektir.Bu olaydan asırlar sonra,19.yüzyılın ünlü Fransız Hümanisti Jean Jack Russeau (Jan Jak Russo) bile Rus Çarı II.Nikola’ya “Kafir Türkleri Avrupa’dan çıkarmak için gösterdiğiniz cengaverlik ve yiğitlikten dolayı size minnettarım” diye tebrik ederken,"İnsan haklarının,eşitlik ve özgürlüğün de Avrupa Hıristiyan halkları için geçerli olduğunu yazacaktır.
Bu bilgilerin ışığında Hıristiyanlık inancının İran'ın Zerdüştlük-Mitraizm dinine dayalı Kültür emperyalizminden kurtulmak için,eski Mısır,Sümer,Hint ve İran inanışlarını birleştirerek kendilerine uygun yeni bir inanç sistemini nasıl kurduklarını görmemek elde değildir.
Yahudi Tanrısı ilk önce Yahudileri kutsar ve Üstün sayar;
Levililer Bölüm 20;
Levililer.20: 23 Önünüzden kovacağım ulusların törelerine göre yaşamayacaksınız. Çünkü onlar bütün bu kötülükleri yaptılar. Bu yüzden onlardan nefret ettim.
Lev.20: 24 Oysa, Siz onların topraklarını sahipleneceksiniz. Bal ve süt akan bu ülkeyi size mülk olarak vereceğim, dedim. Sizi öteki uluslardan ayrı tutan Tanrınız RAB benim.
Yahudi Tanrısı Yahveh-Allah,”üstün ırk” olarak Yahudileri seçtiğini böyle açıklar.
Lev.26: 12 Aranızda yaşayacak, Tanrınız olacağım. Siz de benim halkım olacaksınız.
Sonra zaman gelir bundan pişmanlık duyar,Yahudiler dışındaki bütün kavimleri de “DÜŞMAN” olarak niteler.
BuyurunTevrat Hezekyel 20.Bölüm;
Hez.20: 8 "'Ne var ki, bana karşı geldiler, beni dinlemek istemediler.Bel bağladıkları iğrenç putları hiçbiri atmadı, Mısır putlarınıda bırakmadılar. Bu yüzden Mısır'da öfkemi onların üzerine
Hez.20: 9 Ama yağdıracağımı, kızgınlığımı dökeceğimi söyledim.”aralarında yaşadıkları ulusların gözündeadıma lekegelmesin(*) diye bunu yapmadım. Bu ulusların gözü önünde İsrailliler'i Mısır'dan çıkararak kendimi onlara açıklamıştım.
Yas.32: 27 Ama "düşmanın" alay etmesinden çekindim.
Öyle ki, düşman yanlış anlayıp da,
Bütün bunları yapan RAB değil,
Başarı kazanan biziz, demesin."
(*)”Adıma Leke Gelmesin” ifadesi,Tanrı’nın diğer kavimleri kendine düşman gördüğünün bir kanıtıdır.O İbrahim kavmini,Kur’anda dediği gibi “Ali İmran ailesini seçti.” Tanrı'nın seçiminden dolayı çaresiz bir pişmanlığı var. Ama söz vermiş yapacak.Ayrıca Yahudiler dışındaki bütün yeryüzü halklarına "DÜŞMAN" dediğini de bir kenara yazalım.
Yahudi Tanrısı,Kuran'da da bu fikrini değiştirmez;
Nahl (Arı) Suresi-4. "İnsanı bir spermden yarattı. Bir de bakmışsın insan, açıkça kafa tutan bir hasım oluvermiştir."
Ayrıca da “ırk ayrımcılığını” teşvik ederek “Kenanlı kızlarla evlenmesini" Yakup’a yasak eder.(Yar.28:1)
İbrahim’den itibaren (yar;12:17-18-19-20) üç kağıtçılıkları da teşvik ettiği ayetlerle sabittir.
Yeryüzünde ilk defa bir tanrı,insanları yok etmesi için bir kavim yaratmaya karar vermiş ve o kavmi öne geçirmek için bekçilik etmiştir. (Çıkış.33:7-10) Diğer kavimleri aldatması için onlara her türlü “dümeni” öğütlemiştir.Diğer kavimleri de inançlarına katmaları da tamamen bir aldatmacadır.
Oysa plan saklanmamaktadır.Öyle de olsa gene bu tanrılar hep geride kalmaktadırlar ve insanlığın ürünlerini,insanların etlerini ve kanlarını toplamaktadırlar.
Kuran da bir cümle ile İncil ayetlerini desteklemektedir.
Hicr Suresi:
23-“Gerçek şu ki,DİRİLTEN VE ÖLDÜREN BİZİZ.HEPSİNİN GERİSİNDE BİZ KALIRIZ”
Mısır tahtından edilen,adı kayıtlardan silinen mağdur Sina Dağının Osiris rahibi Musa'nın,Mısır Hiyeroglif yazıları ve harfleri ile kaleme aldığı Tevratı ölümünün ardından 800 yıl sonra, Sembolizm,Mısır Kabalası,Musa zamanının sosyal,dinsel,tabiat şartlarını ve anlamlarını bilmeden Tevrat'ı yeniden düzenleyenrahip Ezra'nın ve kavminin içinde bulundukları dışlanmışlık ve yalnızlık duygularını,diğer insanlara karşı olan kin ve intikam hislerini okuyoruz.Tanrı emirlerini değil.Çünkü zaman herkese yaptığı gibi onlara da hiç de kibar davranmamıştır.
Sizce bu Yahudi tanrısı şeytanın ta kendisi değil mi?