Ülkemize elektrik bile İstanbul hariç cumhuriyet döneminde büyük çabalarla getirilmiştir.
Oysa elektrik 19. yüzyılda Amerika ve Avrupa ülkeleri ve bunların öteki kıta sömürgelerinde tanınır olmuştu.
Cumhuriyet kurulduğunda "tarım ülkesi" ilan edilen ülkemiz ilk sanayi kuruluşlarına cumhuriyet döneminde kavuşmuş ve Atatürk'ün başlattığı "sanayileşme çabaları" sürdürülmüştür.
1960'lı yılların sonlarına doğru ilk okula başladığımda Menderes zamanında başlamış "sanayi toplumu özentisi" gereğince biz de köyden kasabaya göçenler kervanına katılmıştık.
ABD'nin Irak'ta kullandığı iddia edilen robot asker |
70'li, seksenli, yıllar da anarşi, terör, darbe, cunta olaylarını es geçersek "batılı sanayi toplumu olma" özlemi içinde geçti.
Ancak seksenlerde Amerikancı cunta sinsice toplumu "sanayi toplumu olma hevesi" yerine, "ölüm sonrası ebedi yaşamı kazanma" derdine milleti düşürmeyi başardılar.
AKPKK ve içlerinde bulunan sinsi gerici dinci tarikat örgütlenmeleri iç ve dış desteklerle Kur'an ayetleri yani "Allah'ın doğrudan verdiği emirleri" okuyup öğrenme yerine doğruluğuna din ulemalarının bile ortak karar veremedikleri 2,5milyon hadis ezberleme manyaklığına Sabi,Süryani, Yahudi kara çarşaf-peçe; sarık cübbe giyerek, cumaları mahalli camilerin müştemilatlarından dönüştürülme sohbet odalarında "kitle hipnozlarına" katılmaya özendirildiler.
Cumhuriyetin ilanından bu güne geçen 90 yıl boyunca tarım toplumu olmaktan kurtulamadıoğımız gibi asla da sanayi ülkesi olamadık.
Emperyal devletler bu gün bu sıfatımıza da göz dikmişler ve her türlü tarım ürünü üretmemizi kendilerinden ithal etmemizi salık vermişlerdir.
Başımıza getirdikleri işbirlikçi siyasiler, askerler vesaireler yardımıyla da ülkemizde tarım faaliyetleri peyderpey azalmakta bu gün kurufasulya, patates gibi en bol üretilen ürünlerimiz en pahalı tarım ürünleri olmuşlardır.
Bırakalım sanayi toplumu olmayı, Adem babadan, atadan kalma "tarım toplumu" sıfatı da çok görülmüş o da "tarımın anavatanı" olan Anadolu'dan çıkısını sopasına geçirip, omuzuna asıp yola çıkarılmıştır.
Geçtiğimiz yılın ortalarında adı lazım olmayan işbirlikçi hükumetin Milli Eğitim bakanı "büyük devletler bizim mucit yetiştirmemizi, sanayi ürünü üretmemizi istemiyorlar. Bizden 'ara eleman' istiyorlar" açıklamasını resmen yapmıştır.
Cumhuriyet döneminde geçen doksan yıllık "sanayi toplumu olma hayalimiz" kökünden dinamitlendiği gibi tarım ülkesi sıfatımız da kaybedilmiştir.
Biz "ara eleman" ülksi olacağız. Emperyal güçlerin söforü, askeri, güvenlikçisi, bekçisi, uşağı, fahişesi, rüşvetçi ahlaksız memuru olacağız anlayacağınız.
Bide içi boşaltılmış haçlı ülkelerine teslimiyeti şart koşan "Ilımlı İslam" saçmalıklarıyla da herkes "Allah'ım bende olanı bulamayanlar da var, Verdiğin nimetlere şükürler olsun" diye çöpten topladığı yemek-ekmek artıklarına şükürler eden, tepkisiz, tasasız din manyağı toplum haline getirilecektir.
Çünkü AKP eğitimde köklü reformlar yaparak 11 yaşında evliliğe kapı açmış, ülkenin meşhur fen liselerini bile İmam Hatip Liselerine çevirmiştir.
Artık AKPKK koalisyonu ile çocuklarla evlenen sübyancı, kulampara, eşcinsel, lezbiyen, biseksüel sapkın ama "çöpten aldığı yiyeceğe şükür eden ve bunun hesabını devletinden sormayan köleler toplumu oluşturmanın temelleri yükseltilmiştir.
Sanayi Toplumu olmayı bırakın Tarım Toplumu sıfatımız bari sahip çıkınız. Yoksa herkesin hem imam hem cemaat olduğu din manyağı edilmiş, birbirini mezhep, tarikat farklılıkları yüzünden helak eden köle toplum olmaya başlamış haldeyiz.
Suriye sınırında devlet kuran El Kaide ve benzeri terör örgütleri devlet eliyle besleniyorsa yakında Suriye'den sıranın bize geçeceği hesaplarını sizlere hatırlatırım.
Spor Akademisinden İmam Hatip Lisesine dönüşen bina |
Bu hatırlatmayı da makarna poşet seçmenleri olan %40'a özellikle yapıyorum.
Takdir okuyucunundur.
TC Alaeddin Yavuz