"Türkiye Türklerindir +40" Bloguna Hoş geldiniz!!!

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Hakkımda

Fotoğrafım
Balıkesir , Bandırma , Türkiye
KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat- ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR. VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Translate

Bu Blogda Ara

Türkiye Ensest Raporu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkiye Ensest Raporu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ağustos 2019 Cuma

TÜRKİYE ENSEST RAPORU ŞANLI URFA OLAYLARI

TÜRKIYE ENSEST GERÇEĞİ

Kardeşini doğuran çocuk anneler, ana-oğul, baba-kız, öz kardeş evlilikleri ,cinsellikle ve akrabaların bu sapkınlığa katıldığı ensest grup seks aile yaşamı.

Sabilik din kültü merkezi, Hanif Süryani Hıristiyanlığın kült merkezi Şanlı Urfa hala Sabilik dini geleneklerine bağlı olduğunu bu yılın ilk altı ayında 378 tecavüz olayı, 90 tanesi erkek çocuk, olmak uzeree ensest, pedofili, tecavüz, kulamparalik geleneklerini sürdürmektedir.
Işte Babil dini gelenekleri dediğim bunlardır.

Bütün Yahudi,Hristiyan, Müslüman mezhep, cemaat ve tarikatları Sabilik dininden doğmuştur. Akp ıle çalışan 50 cemaat de bu dini geleneklere bağlıdır.

Bütün bunları yıllardır yazdım ve hala "dini değerleri aşağılamaktan ikinci kez yargılanıyorum.
Işte vatansever insanlarımızdan bu gerçeği kamuoyuna getiren, yürek isteyen bi mücadeleye girmiş kıymetli insanlarımızın raporlari ABD li Lev Tahor Yahudisi, çekirdek aile ve yakın akrabaların tacizleri ıle büyüyen Cathy O'Brian'in mücadelesinde anlattıklarının aynısı ülkemizde mevcut.
"Burası Müslüman ülke burada böyle şey olmaz" diye tepki verenler bizzat bu sapıklıklarin suçlularıdır inancındayım.
"Dinimizi yaşayamıyoruz, seriat " diye bağıraların cemaat yurtlarına doldurdukları fakir fukara çocuklarına nasıl cinsel istismarda bulunduklarını tüm Türkiye 18 yıldır tanıklık ediyor. Bunlar "Şeriat elden gidiyor" diye hem Osmanlıya hem cumhuriyete kurşun sıkanlar, Müslüman görünerek, kadınlarına rahibe kıyafeti giydirmek zorunda olduklarından "baş örtüsü, türban, çarşaf, peçe ve şeriat (İstedikleri Yahudi Hristiyan şeriatı) kampanyaları" yapanlar, laiklik, demokrasi Düşmanlığı yapan, kız, erkek bebeklerine tecavüz eden sapık tarikatlar bunlardır.

 Türkiye Ensest Atlası'nı çıkaran Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) bu raporunda kan donduran aile içi baba kız;ana oğul; abi kardeş taciz ve tecavüzleri, sonuçları işleniyor.

Yıllar önce başlattığım"Dinler Cinsel Sapıklıkların Temelidir" kampanyası ile cinsel sapıklıkların, taciz ve tecavüzlerin din kökenli olduklarını her dinin kendi kitabından ayetlerle yüzlerce yazı yazdım. Hala da adıma açılan davalardan yargılanmam devam ediyor.
Asırlardır üstü devlet ve toplum tarafından örtülen, "anlatılırsa, yayınlanırsa sapıklıklar artar" korkusunun boş olduğu hatta bu sapıklıklara koruma sağladığı kanıtlanmıştır.  Çünkü sapıklıklar anlatmayınca ortadan kalkmıyor ve aratarak sürüyor. Yazılarıma destek veren her kesimden aydın insanımızın destekleri, hoş görüleri ve korumalarıyla artık bu sapıklıkların üstündeki devlet örtüleri kaldırılıyor ve gün ışığına çıkıyor. Bu konuda mücadele eden örgütler her gün artıyor. Ülkemiz bu sapkın Sabi, Yahudi, Zerdüşt, Grek geleneklerinden elbe kurtulacak ve çocuklar çocukluklarını yaşayarak büyüme şansı bulabileceklerdir.
Mücadele ülkemizin ve insanlığın her ferdinin yürütmesi gereken bir mücadeledir. Buna katılan herkes insanlık adına büyük hizmet etmiş olacaktır.

Alaeddin Yavuz

Türkiye'de ensest gerçeği

27.04.2015 - 10:02 | Son Güncelleme: 11.12.2018 - 14:20
Büşra Sanay / CNN TÜRK
Sizi çok şaşırtacak şeyler okuyacaksınız birazdan, kanınız donacak, yok artık diyeceksiniz ama lütfen devamını getirin ve görün neler yaşanıyor.

Türkiye'de varlığı kabul ediliyor ama nedense hiç konuşulmuyor. Kızlar kardeşlerini doğuruyor… Doğru okudunuz, aynen öyle! Aslında dünyanın kanayan yarası. Şahit ola ola nasıl susup yutabiliyoruz? Bunu yaşayanlar anlatamıyor. Ve elinden gelenlerin de onlara ses olması gerek. Seslerini duyurmalarına destek vermelerine ve sesleri olmak için mücadeleye girmek gerekiyor. Konuyla ilgili yığınla haber, röportaj ve filmler yapılmış hatta yapılıyor olmasına rağmen nedense bunu hiç yüksek sesle konuşmuyoruz. Satır aralarında kaybolup gidiyor. Neden? Hayal ürünü mü sanıyoruz? Yok canım, deyip geçiyor muyuz yoksa? Artık hayır. Eğitimle ve gelişmişlikle ayrıca dindarlıkla alakalı olmayan bir durumdan bahsediyoruz. Hastalık mı irade sorunu mu tartışılır belki.


Türkiye'de son yıllarda artan kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuğa şiddet, tecavüz ve çocuk gelinler... Yürüyüşler yapıldı yapılıyor, konuşmalar yapılıp konferanslar veriliyor ve önergeler sunuluyor meclise. Artık ses daha gür çıksın diye birbirini hiç görmemiş ama aynı acıda birleşenler sosyal mecradan bir olup tek soluk oluyor sokaklarda. Keşke insan kalmayı becerilebilsek de tüm bunlara gerek kalmasa. Canımızı saklamaktan hayattan zevk almak lüks hale geldi üç günlük dünyada.


Sincan Yetiştirme Yurdu'nda kalan çocuktan tüyler ürpertici açıklamalar


Ama şu an bahsettiğimiz şey sadece kadını barındırmıyor. Her yaştan kız ve erkek çocukları barındırıyor, ensest. Anneleri tarafından tacize uğrayan erkek çocuklar da var. Ama yaygın olan babanın ve abinin tacizine tecavüzüne uğrayan kız çocuk vakası.


Türkiye Ensest Atlası'nı çıkaran Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ile bir araya geldik ve ensest nedir? Neden konuşmuyoruz, utanıyor muyuz, korkuyor muyuz? Ne gibi çözüm önerileri var? Hükümetle ortak çalışmalar yapılacak mı? Hepsini konuştuk ve pek çok vakayla karşılaşmış Uzman Dr. Psikiyatrist Aynil Yenel'in de görüşlerini aldım bu konuda. Bakın neler neler anlattılar...


Öncelikle bilinen ama konuşulmayan ya da sessizce konuşulan ensest nedir?


Canan Güllü: Aile içinde yaşanan taciz tecavüz olaylarının toplu tanımı. Ama biz ensest TKDF olarak tanımlarken babanın kız çocuğuna, annenin erkek çocuğuna yaptığı birinci derecedeki akrabalar üzerinden giden bir tanım olarak görüyoruz. Ancak aile içi dendiği anda kayınbaba dediğimiz dedenin, amcanın, erkek kardeşin abinin, ablanın bir diğer cinse yaptığı aile içinde yaşanan taciz ve tecavüzler olarak da görüyoruz.


Peki, aile içi cinsel istismar dendiğinde ensest algısı oluşmuyor mu?


Kesinlikle oluşmuyor. Hatta basitleştirilmiş haliyle geçiştiriliyor. Ensest tanımı düşünün, babanın kız çocuğuna yaptığı bir eylem ya da çocuklarına yaptığı. Ama anne ve baba tarafından erkek çocuklarına yapılanlar da var.

Neden saklanıyor? Neden konuşulmuyor? Ya da mağdur söylemekten neden korkuyor?



Psikiyatrist Aynil Yenel: Çok rahatsız edici bir konu bir kere. Konuşulduğunda gerçekten de aile yapısına kadar inen ve bütün toplumu, aile yapısını, toplumsal katmanları sorgulamayı gerektiren bir kavram. Bir de her platformda yasaklanmış olduğu için konuşulmayan bir kavram ensest.


Türkiye'nin utanç tablosu


"Burası Müslüman ülkedir ensest olmaz"

Ensest sadece Türkiye'nin değil dünyanın da sıkıntısı. Dünyada durum nedir? Ve peki neden yasaklanıyor konuşulması ve çözüm yolları bulunması?


C.G.: Aslına bakarsanız dünya bu konuda kendiyle yüzleşmiş durumda. Bazı ülkelerde ceza anlamında serbestlikler var. Cezalar verilmiyor. Bazı ülkelerde örneğin İngiltere'nin geçmişine baktığınızda Arıkan elde edilmek üzere teşvik edilmiş ensest neredeyse. Ama bizde, yapanların utanmadığı, toplumunsa bunu örtbas ederek yapanlara destek sunduğu bir eylem modelidir. İslam dini içinde ensest mubahtır denen bir cümle yok. Ensestin varlığının devlet tarafından görünür kılınmamasını da garip karşılıyorum. 4 yıldır bu konuyla ilgilenen bir federasyonun başkanlığını yapıyorum, alanda yakaladığım gözlemlediğim vakalar için bakanlıktan destek istemeye gittiğimde bu ülke Müslüman ülkedir, ensest olmaz cevaplarıyla karşılaştım. BM'den kaynak istemeye gittiğimizde sağlık bakanlığı onaylasın diyoruz, sağlık bakanlığı raporlarından çıkarıyor ensest ile ilgili Türkiye'nin karanlık yüzünü.


80 yaşındaki baba 14 yaşındaki kızını tacizden tutuklandı


Kapatarak bir ayıbı örtemezsiniz

Hangi ülke daha katı bu noktada cezai yaptırım olarak?


Cezai yaptırımı hangisinde daha çok diye bir cevaba giremem ama İngiltere'de bir genişlik var bu konuda. İsveç'te tamamen serbest, Finlandiya'da kurallar var ve biz Finlandiya ile çalışıyoruz. Destek aldık onlardan. Bizi 4 yıl izlediler ve 4. yılımızda da onlarla yol arkadaşlığımız başladı. Umarım biz de bu süreç içinde önümüzdeki günlerde sağlık bakanlığı, aile bakanlığı, milli eğitim, adalet bakanlığı gibi kurumlardan destek alarak toplumun ana arterleri olarak belirlediğimiz aile hekimleri, rehber öğretmenler, adalet bakanlığı çalışanlarıyla beraber bir rehabilitasyondan geçip, bunun bir cezai müeyyidesinin olması gerektiğini ortaya koyacağız.


Toplumla uyum olamamış evlerde ve toplumlarda ensest çok!
Bu bilinç yerleşir de bir gün ensest biter mi?


A.Y.: Bitmez. Toplumun genelini eğittiğinizde, toplumsal düzeni değiştirdiğinizde, aile yapısını daha güçlendirdiğinizde belki bitmez ama eğitimli bir toplumla azalabilir. Tezimi cinsel istismara uğrayan çocuklar üzerinde yapmıştım ve daha çok birbirleriyle ilişkisi olmayan kırsal ortamlarda ve Türkiye'nin göç alan bölgelerinde toplumla entegre olamamış evlerde ensest vakasının çok olduğunu gördük. Önlemlerin başında bu ailelerin eğitim seviyesini sosyokültürel seviyeye çıkarmak vardır.


Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılacak bir çalışma bir ışık yakabilir bu anlamda!


C.G: Kesinlikle. Aslına bakarsanız Türkiye'nin yaşadığı dönem itibariyle yeniden şekillenmesi gereken bir toplum yapısı var. Son 50 yıla baktığımız zaman siyasi yapısı içindeki yozlaşma toplum bilincinin gelişmesi yönünde olmadı. Bu da araştırmayan, okumayan, her şeye inanan ya da erkek tarafından baskılanan bir kadın modeline itişi sağladı bizde.


2014 yılında şiddet 6 gün çalıştı 1 gün izin yaptı

C.G: Burada ensest, bu olgunun en büyük felaketiyle beraber son dönemde aile içi şiddette de yansımalarını gösterdi. Türkiye'de 294 kadın 2014 yılı içinde öldürüldü. Şiddetin 1'er gün tatil yaptığını ortaya koyuyor bu rakam. Yani şiddet 7 günde 6 gün eylemdeydi.


14-15 yaşında kızlar babalarından kardeşlerini doğuruyor

C.G: Devlette sessiz kalarak bu suça ortak oluyor. Kızlar babalarından çocuk doğuruyor ensestte. 14-15 yaşında enseste maruz kalmanın örneğidir bu. Türkiye'de eğer bir kız babasından çocuk doğuruyorsa bu benim için kıyamettir. Önlemini alması gereken bir devlet vardır, önlem almış mıdır, hayır. 16 yaşında kadın olmuş bir çocuğu babasıyla aynı eve koyamadığın için yetiştirme yurduna koyuyorsun. Ama bir tarafta anne olmuş annelik özellikleri gerçekleşen bir vücut, bir tarafta en güvendiğiniz babanız, onun tarafından işgal edilmiş bir beden. Bazı avukatlar kızın yaşını büyüterek davayı ceza almama noktasına getiriyor. İç Anadolu Bölgesi'nde bu çok yoğun bir şekilde yapılıyor.


Kız kardeşine tecavüzle suçlanan imama tahliye


"Bahçeye ektiğin ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?"

C.G: 90'lı yılların başında İstanbul'da bir mahkemeden yaşanan konuşmadır şu; Baba diyor ki: "Hâkim bey, bahçenize diktiğiniz ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?" İnanabiliyor musunuz?


Anne oğluna; biraz daha dayan


A.Y: İncelediğim bin dosyada öyle hikâyeler vardı ki. Babanın oğluna cinsel istismar uygularken anne biraz daha dayan ne olacak ki diyordu. Komşuların şahitliğinde verilmiş bir ifadeydi.


C.G: Aynı cümleyi anne kızları için kullanıyordu. Babanın ihtiyacını gider ne olur bak bize zarar verecek. Ya da abindir ne olur evlenene kadar yapmak zorundasın demesi kendinizi insanlıktan çıkmış gibi hissettiriyor.


Bu süreci geri çevirecek eylemler nedir? Neler yapılmalı?


C.G: Bu çocukların ruh sağlığını düzenlemek için psikologlar, çocuk ruh sağlığı uzmanları devreye girecek, bunlar için merkezler açılması gerekecek. Bir sonraki adımlarının da kültür ve sanatla desteklenerek terapilerinin devam etmesi olmalı.


Bananeci mi olmak lazım?


Türkiye'de uzun yıllardır var ensest peki devlet şimdiye kadar neler yaptı?


C.G: Hiçbir şey yapmadığı gibi biz yapanların söylemlerini de kabul etmedi. Mesela ben aile bakanlığıyla görüştüğümde bakanlık bunu kabul etmedi.
Gerekçe olarak ne gösterildi?


C.G: Müslüman ülkede ensest yok, ensesti söylersek toplum bizi öteler siyasi parti olarak dendi. Var olanın üstünü kapatıyorsanız size güvenmem zaten. Biz bunu gazete haberlerinde ve televizyonlarda söyler olduk. Tehdit telefonları aldık. Peki, tehdide pabuç bırakıp kenara mı çekilelim? Bana neci mi olmak lazım?


Felçli kadına tecavüze eden sanığa 'iyi hal' indirimi


Hangi bölgelerde daha sık duyuyorsunuz?


C.G: Ensest oranının belirli bir bölgeye mahsus olmadığını söyleyebilirim. Sadece ekonomik seviyede, eğitimde bir düzeye gelmiş gelmemiş kişilerde olup olmadığını da söyleyemeyiz. Eğitimle alakası yok. Üniversite mezunu örnekler de var.


Neden bunu söylemekten korkuyorlar? Korkutuluyorlar mı?


C.G: Toplum baskısı. Toplum tamamen dışlıyor ensest mağduruysanız. Bu toplum tecavüz ettiği kadınla tecavüz edenin mutluluğunu yaşamış bir toplum. Tecavüz ediliyorsa eden adamla evlensin, dava dosyaları azalsın deniyor.

Kadınlar öğrenilmiş çaresizlik içinde


Göç alan bölgelerde de olduğunu söylediniz artık sosyal bir ortama giriyorlar şehre geldiklerinde. Hala devam mı?

A.Y: Kadınlar göçle gelseler bile topluma girebilecek bir serbesti kazanamıyorlar. Kadınlar evin içindeler topluma bütünleşmiş değiller. Kadınlar öğrenilmiş çaresizlik içinde. Erkekler tarafından korkutulmuşlar, toplum tarafından sildirilmişler. Türkiye'de kaçıngan, bağımlı kişilik özelliklerindeki annelerin çocukları enseste uğruyor.


Çocuk doktoru 18 çocuğa tecavüz etti


Erken evliliklerde ensest daha fazla

Ne diye korkutuluyor anneler?


C.G: Annelerin sosyal güvenceleri yok, istihdam alanlarında çalışmıyorlar. Ölümden ziyade ekonomik kazançları üzerinden tehdit ediliyorlar.
Neden?


A.Y.: Baş etme mekanizmaları gelişmemiş. Çoğu ensest uygulayıcısı babalar kendi benliğini bulamamış, uyuşturucu kullanan ve çeşitli suçlarla bazen bir şekilde dışlanmış babalar.


Enseste uğrayanlar sizinle nasıl iletişime geçiyor?


C.G: Önce bir güven mekanizması oluşması lazım. Ne zamanki televizyonda, web sitemizde, gazetelerde görsel olarak görüyorlar o zaman güven mekanizması kuruluyor ve çoğu benimle irtibat kurmaya çalışıyorlar. Güven hattımız var ayrıca (0212) 656-96-96 oraya da ulaşıyorlar.
Ensest, cehaletin, yokluğun, hiçliğin dışavurumudur ve kimse keyfinden enseste maruz kalmıyor.


Son dönemin moda deyimi "rızası dâhilinde"


C.G: Ensest yaşayanın bilerek yaptığı son dönemde moda bir deyim var rızası dâhilinde bir olay diye. Hiçbir kız, kız çocuğu ya da kadın rızası dâhilinde enseste maruz kalmaz. Ensest cehaletin, yokluğun, hiçliğin bana göre dışa vurumudur toplumda. Bunu yok etmekte toplumun özellikle boyun borcudur. Sivil toplum olarak biz bu işe başladığımızdan beri birçok kez eleştiri ve tehditlere maruz kaldık ama hiçbir şeyde bizi bu yolumuzdan ayırmadı.


Tecavüzcüsünü öldüren kadına müebbet hapis


Neye dayanarak Doğu ve Güneydoğuda çok olduğunu söylüyorlar anlamıyorum

Türkiye Ensest Atlası'nı çıkardınız uzun süren çalışmalarınız sonucu. Türkiye'de algı doğuda ve güneydoğuda daha fazla enseste rastlandığı, yaşandığı yönünde. Ne dersiniz?


C.G: Yanlış. Yola çıkarken Türkiye Ensest Atlası diye bir çalışma başlattık. Türkiye'deki ensesti hep Güneydoğu ya da Doğuda hatta bir il ismi bile telaffuz ediyorlar. Neye dayanarak? Mesela İstanbul için 16 milyon diyoruz nüfusa. 16 milyonda olan vaka sayısını biliyor muyuz hayır. Gaziantep şehrini ele alalım nüfusu 4 milyon diyelim. Bu kadar nüfuslu bir yerle İstanbul gibi bir nüfusu karşılaştırmalı bir analizimiz var mı? Yok. Ensestin rakamını tespit etmekle elimize geçecek hiçbir şey yok.

Zaten sonucu da maalesef sürekli değişecek bir rapor-atlas olacak bu...

C.G: Önemli olan Türkiye genelinde en asgariye indirmek, toplum bilincini geliştirmek, ensesti engelleyebilecek konuma geldiğimiz gün kadına karşı şiddet engellenmiş olacak.

Artık bir web sitemiz var

Peki, Türkiye ensest atlasını görmeye hazır mı sizce?


C.G: Aslında hazır ve kendiyle yüzleşmeye doğru gidiyor. 4 yıl önce bunu konuşamıyordum. Bence çok büyük adımlar attık Türkiye'de. Bundan sonra da atılacaktır. Artık web sitemiz var www.aileicicinselsiddet.com oradan derdini anlatabilecek, çözüm önerileri sunabilecekler. Aile içi şiddet hattında, hukukçularla beraber dava sürecini takip edebilecek birçok hukukçuyla işbirliğimiz var. (Türkiye Ensest Atlası'na bu internet sitesinden ulaşabilirsiniz)


Kesik baş davasında Nevin Y'ye müebbet hapis


Çoğu çaresizlik ve tükenmişlik duygusu içinde

Enseste uğramış kişinin ruh halinden biraz bahseder misiniz?

A.Y: Çoğunda depresyon, tükenmişlik ve çaresizlik duygusu hâkim.


Pedofil mi bu kişiler acaba?


C.G: Farklı şeyler. O daha çok küçük yaştaki çocuklara dışarıdan bütün herkese açık olan bir eylem. Hastalıktır ve tedavisi farklıdır. Pedofili için de şu an yasa gereği kastrasyon sistemiyle ilgili bir çalışma var gerekirse yapılabileceğiyle ilgili.

Bakkal amca bile çocuğun yanağından makas alıyor

Peki, babanın kızına, abinin kardeşine ya da annenin oğluna yaptığı ensestin sonrasındaki adımda kim var? Hangi akraba öne çıkıyor?


C.G: Özellikle dedeler. Bazen taciz boyutunda kalıyor. Kimilerinde de tecavüz boyutuna gidiyor. Gece dedenin koynuna vermek çok önemlidir. Burada bakkal amca da çocuğun yanağından makas alır, poposuna vurur. Özellikle çoklu yaşam koşullarında iki hanede gelişen cinsellik dürtüleri, anne baba cinselliği bu konuda çocukları kardeşlerine, kız kardeşlerine itebiliyor ya da dayıların, amcaların, babaların koynuna verdiğiniz çocukların hayatlarını karartıyorsunuz. Ağızları kapatılıyor, neye uğradıklarını da bilmiyorlar.

Tecavüzcüsüyle evlendirilen 13 yaşındaki kızın acı sonu

"Kayınpederin elinden geçmeyen kadın var mıdır?' dedi biri"


C.G: "Kayınpederin elinden geçmeyen kadın var mıdır?" dedi biri. Bu çok enteresan. Erken evlilikte koca askere gider evde kalır gelin 15 yaşında gelin, bir şey söylerse iftira atmış olur kayınpedere. Hatta sadece kayınpeder değil kayınlarda girer bu işin içine. Geçen yıl Van bölgesinde bir intihar olayı olmuştu, intihar dediler ama oysa ki bir hamilelik söz konusuydu. Kızın kocası askerdeydi hamilelik nereden gelmişti ve olayın ortaya çıkmaması için kızcağız bir şekilde zorunlu olarak intihara sürüklenmişti. Bunların üstünü kapatmamak lazım.

Savcılara, kaymakamlara çok iş düşüyor, erken evlilikler önlensin

Savcılara, kaymakamlara çok iş düşüyor olayları araştırmak için. Yaşların büyütülmesinin haricinde erken evliliğin önlenmesi gerek. 14-15 yaşında evli, hastanelere gidenlere bakıyorsunuz doğum yapıyorlar, bunların bildirilmesi lazım ama tehdit ediliyorlar doktorlar. Şiddet seslerine tepkisiz kalan komşular müzik seslerine tepki koydular çok gürültü var diye. Öyle bir duyarsızlığın olduğu toplumda da her türlü olayın gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Enseste göz yumanlar birer katildir.


Ensest vakası: Babanın üç kızı var. Büyük kızına tecavüz ediyor. Kız travma içinde ve ilk bulduğu adama da kaçıyor. Bir süre sonra ikinci kardeşi de tecavüze uğruyor ama biri diğerinden habersiz. Kız bir gün çaresiz kalıyor ve ablasına gidiyor. Abla çok kötüyüm diyor sana anlatmam lazım. Sen de mi diyor ablası ve anlaştıkları tek kelime bu. Üçüncü kardeş akıllarına geliyor hemen ona gidiyorlar ama ne yazık ki iş işten geçmiş ve en küçük kardeş de tecavüze uğramıştır. Bunun üzerine büyük kız babayı bir yere çağırıyor sana bir şey vermem gerek diyerek. Ve babası geldiğinde orada öldürüyor. Şu an bu dava devam ediyor kız hapiste.


Toplumsal cinsiyet eşitliğinde sınıfta kalmış bir toplumuz, hikayemiz bu ve Türkiye'nin iyi bir terapiye ihtiyacı var.




Şanlıurfa'da iğrenç olaylar: 378 çocuk!

Şanlıurfa'da 2019'un ilk 6 ayında 12-16 yaş aralığındaki tam 378 çocuğun cinsel istismara uğradığı kayıtlara geçti.


27 Temmuz 2019 Cumartesi 10:20



Şanlıurfa'da yüz kızartan tablo açıklandı.

Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Esra Yurum Aktaş, kentte tam 378 çocuğun cinsel istismara uğradığını söyledi.

Aktaş yaptığı açıklamada, kent merkezi ve ilçelerde 2019'un ilk ayında 287'si kız, 91'i erkek çocuk olmak üzere 378 çocuğun, pedofili ve enseste maruz kaldığını dile getirdi. Aktaş açıklamasında çocukların yaş aralığının 12-16 olduğunu belirterek, çocuklardan 21'inin ise hamile kaldığını aktardı.


Olayların yüzde 70’inin Akçakale, Harran ve Ceylanpınar ilçelerinde, yüzde 20’sinin Haliliye, Eyyubiye ve Karaköprü, yüzde 10’luk kısmın ise Siverek, Birecik, Viranşehir, Halfeti, Hilvan, Bozova ve Suruç ilçelerinde yaşandığı öğrenildi.

Öte yandan hamile kalan 21 çocuğun doğum yaptığı, 378 vakanın 21'inin ise ensest olduğu aktarıldı.

AJANS URFA
Güncelleme Tarihi: 27 Temmuz 2019, 14:19
https://draft.blogger.com/blogger.g?blogID=8739214970594874875#editor/target=post;postID=8077421749049389086


Şanlıurfa'da 14 yaşındaki çocuğa tecavüz eden ağabey ve dayıdan skandal savunma! 
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde, rahatsızlanınca ailesi tarafından hastaneye götürülen 14 yaşındaki A.B.'nin, doğum sancısı yaşadığı belirlendi. Doğumhaneye alınan A.B., kız çocuğu dünyaya getirdi. 14 yaşındaki A.B. ifadesinde, abisi ile görme engelli dayısının tecavüzüne uğradığını söyledi. Gözaltına alınan dayı ve abi ise A.B. ile kendilerini zorlamasıyla ilişkiye girdiklerini söyleyip, dünyaya gelen çocukla ilgili birbirlerini suçladı. 14 yaşındaki çocuk A.B. devlet korumasına alınırken, dayısı ile abi ise tutuklandı.

Yurt Gazetesihttps://www.yurtgazetesi.com.tr/turkiye/sanliurfa-da-14-yasindaki-cocuga-tecavuz-eden-agabey-ve-h101393.html

Yurt Gazetesi
Siverek'in Kale Mahallesi'nde oturan A.B., geçen cumartesi gününün ilk saatlerinde rahatsızlanınca ailesi tarafından Siverek Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste muayene edilen A.B.'nin sancılandığı belirlenince hemen doğumhaneye alındı ve 14 yaşındaki çocuk, kız bebek dünyaya getirdi. Doktorların reşit olmayan kız çocuğunun doğum yaptığını bildirmesiyle hastaneye gelen polisler, kız çocuğunun psikolog nezaretinde bilgisine başvurdu. 'ABİM VE DAYIM TECAVÜZ ETTİ' A.B., kendisine abisi M.B. ile dayısı M.İ.'nin tecavüz ettiğini belirtip, yaşadıklarını tehdit edildiği için ailesine ya da başka kimseye anlatamadığını söyledi. Hamile kaldığını kısa süre önce öğrendiğini ve bol kıyafetler giyerek bu durumu gizlemeye çalıştığını anlatan A.B., çocuğun kimden olduğunu ise bilmediğini söyledi. 'KENDİSİ BİZİ ZORLADI' Küçük kızın ifadesinin ardından polis, şüpheli abi M.B. ile dayı M.A.'yı evlerinde gözaltına aldı. Emniyete götürülen şüpheli abi sorgusunda; 2016 yılı ekim ayında kız kardeşinin, evde yalnız oldukları sırada kendisine ilişkide bulunma teklifinde bulunduğunu öne sürerek, "Kabul etmedim ama bana kendisiyle birlikte olmazsam anneme birlikte olduğumuzu söylemekle tehdit etti. Bunun üzerine ilişkiye girdik. Kendisiyle başka biriyle ilişkiye girip girmediğini sormadım ve o tarihten sonra bir daha beraber olmadım" dedi.

Yurt Gazetesihttps://www.yurtgazetesi.com.tr/turkiye/sanliurfa-da-14-yasindaki-cocuga-tecavuz-eden-agabey-ve-h101393.html

Yurt Gazetesi
Bir gün evde oturduğu sırada morali bozuk olan kız kardeşi A.B. ile konuşunca dayısıyla ilişkiye girdiğini de öğrendiğini öne süren M.B. ifadesinde, "Bu durumu öğrenince 'Babamlara söyleyelim' dedim, ama kabul etmedi. Birkaç ay önce dayıma bu olayı sorunca kardeşimin isteğiyle ilişkiye girdiğini söyledi. Ama ben dayıma kardeşimle ilişkiye girdiğimi söylemedim. Ben askerden bu yılın Mart ayında geldim. Bu tarihten sonra da asla ilişkiye girmedim. Çocuk bana ait değil, bu nedenle serbest bırakılmayı istiyorum" diye konuştu. DAYI: KENDİ İSTEDİ ÇOCUK BENDEN DEĞİL... Görme engelli olan dayı M.İ. de ifadesinde yeğeninin isteği üzerine ilişki yaşadıkları iddiasında bulundu. Geçen yıl Kasım veya Aralık ayında görme engelli olduğu için yeğeni A.B.'nin kendisini evine getirdiğini ve bu sırada ayrıldığı eşinin de dışarıda olduğunu anlatan M.İ., ifadesinde şöyle dedi: "Yeğenim A.B., eve geldikten sonra bana cinsel ilişkiye girme teklifinde bulundu. Ben 'Olmaz' dedim. O zaman bana ailesine gidip kendisine tecavüz ettiğimi söylemekle tehdit etti. Ben yine kabul etmedim ama kendisi zorlayınca korkarak beraber oldum. Benden önce abi ile ilişkiye girdiğini söyledi. O sırada yaşının 14-15 olduğunu da bilmiyordum. Daha sonra annesine sorunca öğrendim. Ben yeğenim ile sadece bir kez cinsel ilişkiye onun zorlamasıyla girdim. Ancak abi ile zorla ilişkiye girip girmediğini ya da kaç kez ilişkiye girdiğini bilmiyorum. A.B.'nin doğum yaptığını polislerden öğrendim. Çocuk sinden olabilir. Serbest bırakılıp, tutuksuz yargılanmak istiyorum." DEVLET KORUMASINA ALINDI Sorgulamalarının ardından nöbetçi mahkemeye çıkarılan abi M.B. ile dayı M.İ., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Çocuk yaşta anne olan A.B. ile kız bebeği ise hastanedeki işlemlerinin ardından devlet koruması altına alındı.

Yurt Gazetesihttps://www.yurtgazetesi.com.tr/turkiye/sanliurfa-da-14-yasindaki-cocuga-tecavuz-eden-agabey-ve-h101393.html

Yurt Gazetesi


3 yaşındaki Dilan'a tecavüz mü edildi?
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde 3 yaşındaki Dilan B.'nin yuttuğu "boncuk" nedeniyle hayatını kaybettiği açıklandı. Ancak twitter'da "#DilanaNeOldu" hashtagi altında yapılan yorumlarda "tecavüz" iddiası ortaya atıldı
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde evinin önünde 3 yaşındaki Dilan B.’yi yerde gören yakınları sağlık ekiplerine bildirdi. Dilan B. Yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Olay Şanlıurfa’nın Siverek İlçesi Gürakar Beldesi'nde meydan geldi. İddiaya göre evinin önünde oynayan 3 yaşındaki Dilan B.’den bir süre haber alamayan yakınları evin önüne çıktı. Küçük kızı yerde hareketsiz gören yakınları ilk yardım ekiplerine bildirdi. Sağlık ekipleri nefes almadığını tespit ettikleri küçük kıza müdahale etti. Yapılan müdahalenin ardından Dilan B. Siverek Devlet Hastanesine kaldırıldı. Küçük kız yolda yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Hayatını kaybeden Dilan B.’nin ilk boncuk yuttuğu açıklandı. Ancak hastanede Dilan'ın "tecavüz sonucu öldüğü" iddiaları ortaya atıldı.
Ölüm sebebi tam olarak tespit edilemeyen küçük kızın cenazesi otopsi yapılmak üzere Diyarbakır’a gönderildi. Küçük Dilan’ın sır ölümü ile ilgili soruşturma başlatıldı.

İşte twitter'da yapılan bazı yorumlar şöyle:

@wiccan0_1: bu iş daha nereye kadar gidecek insanlıgımdan utanıyorum #DilanaNeOldu demeye korkuyorum

@irfan_krk: 3 yaşındaki kızın vücudunda tecavüz emareleri bulunmus.#DilanaNeOldu, ne oldu vicdanlara suskunsunuz ne oldu bu topluma böyle...”

@yeldaakpnar1: #DilanaNeOldu boncuk yuttu diye kapatanlara da , bunu 3 yaşındaki dilan bebeğin hayatı söndüren haine de yazıklar olsun :((

@mermmaaiidd: Nasıl bı sapıklık?nasıl bı ülke halıne geldık? .Artık kesın çözümler getırın bole ınsanların var oldugu bı ulke ıstemıyoruz.#DilanaNeOldu

@NaferErmis: Bir kadına tecavüz sinirimizi bozar, bir çocuğa tecavüz tüylerimizi diken diken eder, bir bebeğe tecavüz ise kanımızı dondurur #DilanaNeOldu

@abagis: Utanma duygusunu,adalet duygusunu,vicdanini kaybeden ulkenin buyume hizindan bana ne.Buyume turkiye.kucul biraz ve utan,uzul. #dilananeoldu

@hamdialkan: #DilanaNeOldu insanlığın bittiği yerdeyiz.. hayvanlar bile bunu yapmaz..!

@OPAMUKOGLU: Devlet, çoğunluğun yararını temsil eden bir teşkilat değil, hukuk düzenleyen, adalet sağlayan ahlaki bir varlıktır. #DilanaNeOldu

@fuldenuras: urfa da 3 yaşındaki çocuğa tecavüz kuşkusu ? bunu yapan insanmı o insansa ben değilim #DilanaNeOldu

@emavioglu: #DilanaNeOldu Siverek'ten yanıt: 112 doktoru vajinal bölgede yırtık olduğunu belirledi, doktor olayı büyütmemesi için telefonla uyarıldı!

@ferhatttunc: 3 Yaşındaki #DilanaNeOldu diye soralım.Tecavüze uğradığı söylentisi dogru mu ve gercekler neden gizleniyor!! #DilanaNeOldu


Ensest rezaleti

Antalya’da oturan 18 yaşındaki A.A., 12 yaşında olan kız kardeşi M.A.’ya sürekli cinsel istismar uyguladığı ve tecavüz etmek için yaraladığı gerekçesiyle tutuklandı. Ailenin ise olayı bildiği, sustuğu iddia ediliyor.


Antalya’ya göç eden 7 çocuklu bir ailenin en büyük oğlu A.A., iddiaya göre geçen yıl kız kardeşi M.A.’ya geçen yıl fiili livata yoluyla tecavüz etti. Evde kardeşleriyle oynarken başka bir odaya götürülüp tecavüze uğrayan küçük kızın ağlamalarını duyan diğer ağabey 16 yaşındaki M.A. olayı fark etti.

Kardeşini kurtarmaya çalışırken ağabeyinin bıçaklı tehdidine maruz kalan M.A., olayı annesine anlattı ve müdahale etmesini istedi. Annesinin sessiz kalmasını hazmedemediği ileri sürülen M.A. evi terk etti. Aile M.A.’nın bulunması için polise başvurdu. Küçük kızın ağabeyinin cinsel istismarına uğramaya devam ettiği iddia edildi. Geçen ay anne A.A.’nın bir kaza nedeniyle hastaneye kaldırıldığı, baba R.A’nın da refakatçi olması nedeniyle kardeşlerinin başında kalan A.A.’nın, kız kardeşine yeniden cinsel istismarda bulunmak istediği, M.A.’nın direnişi üzerine boğazını 1.2 santim kestiği, ağzını vurarak yaraladığı ve tecavüz ettiği öne sürüldü.

POLİS EVDEN KAÇAN ÇOCUKTAN ÖĞRENDİ

Aranmakta olan M.A.’yı bulan polis, neden evden kaçtığını öğrenince olaya el koydu. Adli psikiyatrist ve çocuk gelişim uzmanı eşliğinde ifadesi alınan M.A., ağabeyinin kız kardeşine yaklaşık 1 yıldan bu yana cinsel istismarda bulunduğunu ayrıntılı olarak anlattı. Küçük kızın adli muayenesinde, ifadesine uyumlu olarak boğazındaki düzgün yapıdaki kesik ve ağzındaki yaralar kayıtlara geçti. Gözaltına alınan ağabey A.A., 11 Mart 2014 tarihinde tutuklandı.

Savcılık hazırladığı iddianame ile ağabey A.A. hakkında, çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlamalarından 20- 44 yıl arasında hapis cezası isteyerek, iddianameyi nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

https://www.aksam.com.tr/guncel/ensest-rezaleti/haber-301864
,

2 yıl süren aile boyu tecavüz
28/02/2014 02:00
A+ A-
Dört kuzeninin tecavüzüne uğradığını ve hamile kaldığını öne süren 17 yaşındaki Z.K. yaşadıklarını savcıya anlattı. Savcı, bir kişiye dava açtı.
Diyarbakır’da farklı zamanlarda 4 kuzeninin tecavüzüne uğradığını iddia eden Z.K., 2011 yılında savcılığa şikâyette bulundu. Tecavüz sonucu hamile kalan genç kızın dünyaya getirdiği erkek bebeğin babası olduğu tespit edilen S.K. hakkında 22,5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İstanbul ’da da sürmüş
Diyarbakır’ın bir köyünde ailesiyle birlikte yaşarken farklı zamanlarda 4 kuzeninin tecavüzüne uğradığını iddia eden Z.K. ifadesinde 2009 ve 2010 yıllarında 4 kuzeninin kendisine tecavüz ettiğini ve bir erkek bebek dünyaya getirdiğini söyledi. Z.K., “Koyun otlatırken amcamın oğlu K.K. tecavüz etti. Engel olmaya çalıştım, bağırdım. ama kimse duymadı. Daha sonra ailemle birlikte İstanbul’a gittik. K.K. İstanbul’a gelerek bir kez daha bana tecavüz etti. Olaydan sonra tekrar köyümüze döndük. K.K., tecavüz olayını halamın oğlu A.G.’ye anlatmış. Halamın hasta olduğu bir gün evlerine ziyarete gittiğimde bu kez A.G., tecavüz etti. Bir süre sonra teyzemin oğlu M.K.da evde yalnızken bana tecavüz etti. Bundan 1 yıl sonra ağabeyimin bahçesindeyken teyzemin diğer oğlu S.K., elimden tutarak zorla bir eve götürdü. Burada bana tecavüz etti” dedi.
Son olayın ardından ailesiyle birlikte portakal toplama işinde çalışmak için Hatay’a gittiklerini belirten Z.K. şöyle konuştu: “S.K.’nın ailesi de Hatay’a geldi. S.K. evde yalnız olduğum bir gün yine bana tecavüz etti. Bundan 4 ay sonra M.K., yine bizim eve gelerek saldırıp tecavüz etti.Sonra rahatsızlanıp doktora gittim. Doktor hamile olduğumu söyledi. Karnım iyice büyüyünce babam beni Diyarbakır’da gönderdi. Doğuma kısa bir süre kala S.K.’nın bana tecavüz ettiğini teyzeme anlattım. Beni S.K.’nın yaşadığı yere götürdüler. Burada çocuğumu doğurdum. Diğer kuzenlerimin de tecavüz ettiğini teyzeme anlattım. Çocuğum 8 aylık oldu, ancak halen nüfusa kayıtlı değil. Çocuğun babasının S.K. veya M.K. olduğunu düşünüyorum.”

Tecavüzcü ile evlendirildi
Tecavüze uğradığını teyzesine anlattıktan sonra olayın duyulduğunu ve dosyada yargılanan S.K. ile evlendirildiğini belirten mağdur Z.K., “Daha sonra S.K.’nın ailesinin evinde yaşamaya başladım. Tecavüz olaylarını reddetmediğim için S.K.’nın ailesiyle sorun yaşamaya başladık. S.K. ceza almamak için bana nikâh kıymıştı. 4 yıl şüphelinin ailesiyle birlikte yaşadım. Ailesi bana çok eziyet etti. Bu nedenle Diyarbakır’da bulunan ailemin yanına döndüm ve eşimle anlaşmalı olarak boşandım” diye konuştu.

Çocuğun babası S.K.çıktı Z.K.’nin ifadesinin ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında doğan ve şu anda 4 yaşında olduğu öğrenilen çocuğun DNA’sı, şüphelilerin DNA’ları ile karşılaştırıldı. Bebeğin babasının S.K. olduğu tespit edildi. Bunun üzerine ‘Suça Sürüklenen Çocuk’ olarak tanımlanan ve olay tarihinde 17 yaşında olan S.K. hakkında ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ iddiasıyla 22.5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Diğer 3 kuzeni hakkında ise takipsizlik kararı verildi. S.K.’nın Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanmasına başlandı. Duruşma Z.K.’nın ruh sağlığına ilişkin raporunun alınması için ertelendi.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/2-yil-suren-aile-boyu-tecavuz-1178827/