Haberlerin derlenmesinde BBC.com ve Hürriyet'ten yararlanılmıştır./Keykubat
HİNDİSTAN
Hindistan'ın batısındaki Guajarat eyaletinin başkenti Ahmedabad'da 26 Temmuz 2008 Cumartesi günü düzenlenen bombalı saldırılarda ölenlerin sayısı 49'a çıkarken, saldırılarla ilgili olarak yaklaşık 30 kişi gözaltına alındı.
Hint yetkililer, pek çok kentte çarşılar, hastaneler, tren garları ve havalimanları gibi kalabalık noktalarda ek güvenlik önlemleri uyguluyor.
Hükümet başkent Delhi'de takviye olarak üç bin güvenlik görevlisi gönderilirken, Bombay ve Caypur gibi diğer büyük kentlerde de benzer önlemler uygulanıyor.
Ahmedabad'da, Cumartesi düzenlenen 16 bombalı saldırıda 49 kişi öldü, 160'tan fazla kişi yaralandı.
Polis yetkilileri, bu saldırılar ardından ikisi Ahmedabad'da ikisi de yakındaki Surat'ta olmak üzere, dört bombayı da etkisiz hale getirdiklerini açıkladılar.
Bombalı saldırıları "Hintli Mücahitler" adlı, fazla tanınmayan bir grubun, gönderdiği bir e-posta ile üstlendiği bildiriliyor. Ancak yetkililer bu konuda resmi bir açıklama yapmadılar.
PAKİSTAN
Bu gün yani 29.7.2008 günü, Pakistan’ın Pak Trıbune sitesinden aldığım bir haberde Başbakan Yousaf Raza Gilani (Yusuf Rıza Cilani) G.W.BUS ile yaptığı görüşmede,El kaide ile yaptıkları savaşta daha üstün silahlara ihtiyacı olduğunu söyledi.Eski başbakanlardan Benazir Butto’nun bir terör olayında öldürülmesi ile artan terör ve aşırı uç eylemlerine karşı mücadele ettiklerini belirtti.Rus işgaline karşı Afganistan ile yan yana savaştıklarını,refah içinde istikrarlı bir Pakistan’ın yalnız Pakistan’ın değil aynı zamanda ABD’nin de ilgisini çektiğini söyledi.
Keşmir'de gerilim yükseliyor
27.7.2008 günü Hindistan ordusunun, Keşmir bölgesinde Pakistan askerlerinin bulunduğu bir karakola ateş açtığı bildirildi.Çatışma bu gün iki ülke arasında anlaşma ile sona erdi.
Pakistan ordu sözcüsü Athar Abbas, herhangi bir tahrik olmamasına rağmen Hindistan ordusunun Keşmir'in Battal bölgesinden havan topu ve makineli tüfeklerle Pakistan'ın denetimi altındaki bölgeye ateş açtığını belirtti.
Pakistan ordusunun kayıp vermediğini söyleyen Abbas, iki ülkenin askeri yetkililerinin bir araya gelmesi için acil toplantı önerisinde bulunduklarını kaydetti.
Pakistan ile Hindistan arasındaki ateşkes, son 3 haftada 2. kez bozuluyor.
Hindistan Pakistan arasında bu olayların çıkma nedeni her iki ülkenin de Avrasya Blogu yapılanması içine girmek istemelerindendir.Hindistan zaten blog içindedir.Ancak son bir yıl içinde bu iki ülkede meydana gelen bombalı suikastlı terör olaylarının ardından ABD ve diğer koalisyon ülkeleri ile siyasi ilişkilere başladılar.
IRAK-28.7.2008
Irak'ta intihar saldırıları: 50 ölü
Irak'ın başkenti Bağdat ve Kerkük'te düzenlenen intihar saldırılarında en az 50 kişi ölürken 240'ı yaralandı.
Bağdat'taki üç ayrı patlamada da en az 24 Şii hayatını kaybetti.
90 kişinin yaralandığı saldırıları kadın intihar eylemcilerinin düzenlediği öğrenildi.
İmam Musa'nın ölüm yıldönümü etkinlikleri için Kazımiye'ye giden Şiileri hedef alan saldırıların 3 kadın intihar eylemcisi tarafından düzenlendiği belirtiliyor.
Saldırganların üzerilerindeki bombaları, Şii hacıların oluşturduğu yürüyüş konvoyu Kerrada semtinden geçerken patlattıkları kaydedildi.
Kerkük saldırısı
Kerkük'teki saldırı Kürtler'in yerel seçim yasasını protesto mitingini hedef aldı.
İntihar saldırısında en az 22 kişinin öldüğü 150 kişinin ise yaralandığı bildirildi.
Polis ve hastane yetkilileri, saldırının miting için insanların toplanmaya başladıkları sırada yapıldığını kaydetti.
Parlamento'da onaylanan seçim yasası, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından reddedilmiş ve ülkede yeni bir siyasi kriz ortaya çıkmıştı.
Oylanan seçim yasası ise Kerkük'te sandalyelerin Kürt, Arap ve Türkmenler arasında eşit paylaşımını öngörüyor.
Cumhurbaşkanı tarafından reddedilen yasanın, önümüzdeki hafta içinde tatile girmesi beklenen meclise geri gönderilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı'nın reddetmesinden önce, Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi, sert bir tavır alarak, Talabani'den seçim yasasının veto edilmesini istemişti.
Yasanın oylandığı sırada parlamentoyu terk eden Kürt milletvekillilerinin ana kaygısı Kerkük üzerine odaklanıyor.
Irak anayasasına göre geçen yılın sonunda Kerkük'te bir referandum düzenlenmesi ve Kerküklülerin Kürt bölgesel yönetimine dâhil olup olmamayı oylaması gerekiyordu.
Ayrıca Irak Türkmen cephesine ve Irak Türkmeneli TV’ye de saldırıların yapıldığından dolayı ITC lideri Türk Hükümetini olayla ilgilenmeye çağırdı.
DEMOKRASİ NEREDE?
Beş yıldır getirdikleri demokrasi bu oldu.130.000 Amerikan işbirlikçisi Kürt öldürdü,yok nükleer silahları var diye girdikleri Irak’ta beş yılda,8 milyon savaş mağduru,3.milyon sakat,1.milyon Irak’lı ABD ve koalisyon askerlerince öldürüldü.Bütün insanların sosyal güvenceleri,malları ellerinden alındı.Devlet her şeyi ile yağmalanıp Amerika ve Avrupa ülkelerine taşındı.Petrol 50 dolardan 150 dolara çıktı.
Amerika’ya karşı El Kaide ve diğer yerel direniş örgütleri ile oluşturulan direniş “Avrupa’da “Haçlı tepkisi oluşturmakta kullanılmaktadır.İşgal ve direniş şu an hem sömürmek hem de “İslam Düşmanlığı” yaratmak ve “Haçlı Birliği” oluşturmak amacını gütmektedir.
İşte size demokrasi.
Afganistan kimyager 'ithal ediyor'
Financial Times, ilk sayfasındaki bir haberde, Afganistan'daki uyuşturucu tacirlerinin eroin üretmek için yurtdışından kimyager ithal ettiğini yazıyor:
"Birleşmiş Milletler'in yaptığı uyarıya göre, ham afyonu eroine dönüştürmek için yabancı kimyagerlerden yardım alınıyor. Bunların büyük bölümü, İran, Türkiye ve Pakistan'dan geliyor ve haşhaş özünü kaçak olarak sokulan kimyasal maddelerle karıştırarak yüksek kalite eroin üretiyorlar.
Daha dün Kanadalı iki asker 2 Afgan çocuğu öldürdü.her gün kıyılanları saymıyoruz artık.Bütün hava limanları ve sınır kapıları hem koalisyon güçlerinin elinde hem de Pakistan’ın kontrolü altında bu adamlar Amerika ve işbirlikçileri göz yummuyorsa ülkeye nasıl giriyorlar?
Hani 2001’den beri Amerika oraya demokrasi getirmişti.Geçen yıl Kabil Hava alanında bir Amerikan generali uyuşturucu kuryeliğinden yakalandı.Bunların derdi demokrasi değil devlet eliyle uyuşturucu ticareti yapmak.”Afyon Savaşları” başlıklı yazımı okuyun.Bunların ne istediğini anlarsınız.
Filistinli gruplara işkence eleştirisi
Guardian, Filistinli rakip hareketler Hamas ve El Fetih'in birbirlerinin taraftarlarına işkence ettiği suçlamalarını duyuruyor.
"Filistinli bağımsız insan hakları örgütü El Hak'a göre geçen yıl her iki taraf bini aşkın kişiyi gözaltına aldı ve bunların yüzde 20 ila 30'luk bir kısmı; ağır dayak ve zor konumlarda bağlı tutulmak gibi işkence yöntemlerine tabi tutuldu. Örgüt, verilerini gözaltında kalan 150 kişiden aldığı yeminli beyanlara dayandırıyor. İnsan hakları izleme örgütü de yarın yayınlamaya hazırlandığı raporunda işkencenin arttığını belirtiyor."
Hani Filistin devlet olmuştu? İnsanlar hem işgal altında hem de duvarla etrafları çevrilerek doğal beslenme ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyorlar.
Sonra işkenceci falan filan.Yapılan açıkça “Haçlı Savaşı”dır.
GÜNGÖREN PATLAMASI
27.Temmuz 2008 günü saat 21.55 sıralarında 17 kişinin hayatını kaybettiği patlamalarda şu ana kadar 154 kişi hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. 12 yaşındaki Şeyma Özkan da 4'üncü kattaki evinin balkonunda ağır yaralanarak hayatını kaybetti.
İşte patlama anının saniye saniye fotoğrafları
Hain saldırıdan ilk görüntüler
Yabancı ajanslar patlamayı bu fotoğraflarla dünyaya geçt
Hayatlarını kaybedenler
Aleyna Çelik (3), Taha Yıldız (5), Murat Ağca (13), Şeyma Özkan (12), Macide Aydın (52), Yavuz Öztürk (26), Abdullah Güler (63), Servet Aşan (49), Halit Öge (51), Halil Makaracı (51), Fadime Başkan, Dursun Ali Aydemir, Hayrettin Güler, Perihan Durmuşoğlu, Filiz İkiz, Sabahat Kuş, Furkan Şentürk
Saldırıda yaralananların isimleri şöyle:
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi: Tahir Yıldırım, Uğur Kılıçarslan, Dilek Karahan, Neriman Güner, Hikmet Ali Erin, Remzi Tanrıkulu, Buse Hazarlı, Selma Koska, Nurten Süpürgeci, Bekir Demir, Erdi Kılıçsoy, Süleyman Çamur, Erdal Çelebi, Rahime Güneşgil, Sebiha Karınca, Ahmet Karınca, Sabriye Karınca, Vedat Karınca, Hayriye Yardım, Mehmet Turan, Başaran Üstünel, Yılmaz Erinç, Gülsüm Irazlı.
JFK Hospital İstanbul: Furkan Kuru, Enver Menekşeoğlu, Fikriye Çamlıbel.
Güngören Özel İlgi Hastanesi: Muhtar Gelve, Yasin İnceyılmaz, İbrahim Aykut, Gülşah Keçeci, Samet Algül, İrfan Fırat.
International Hospital: Bedir Onur Dağdeviren.
Özel Kolan Hastanesi: Ramazan Kırıktaş, Selçuk Satil, Özcan Güneş.
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi: Semih Maden, Tuğba Gök, Sümeyye Bilgi, Abdullah Dinleyici, Himmet Ali Erinç, Mehmet Durak, Kamuran Altıkardeş, Emine Gök, Elmas Ercan, Fatma Kaboğlu.
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi: Süleyman Özdemir, İrfan Özyalçın, Ali Osman Yiğit.
İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi: Şaban Sakarya, Asım Balkan, Bekir Uslu, Saffet Kaya, Onur Bozkurt, Ali Osman Aydemir, Bekir Dağdeviren, Perihan Özkul, Umut Aydın, Onur Aydın, Songül Demirpolat, Yunus Emre Azizoğlu, Nilgün Yücel, Abdullah Dinleyici, Yakup Geridönmez, Mehmet Demirpolat, Feyat Yasak, Sadık Kılıç, Remzi Tanrıkulu
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi: Mehmet Koç, Ahmet Yıldız, Oya Kuş, Aslıhan Korkmaz.
Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi: Yeşim Azali, Zeynep Atakol, Sanem Gelve, Hanife Kağızmanlı, Tahsin Kalkanoğlu, Şengül Yıldızlı, Gülsüm Gazi."
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Güngören’de meydana gelen saldırıyla ilgili Meclis’e bilgi veriyor.
İşte Bakan Atalay’ın konuşmasından satırbaşları:
Beton çöp bidonuna 21.45 sıralarında vatandaşlar akşam dinlenmesi için çıkmışlar. Araç trafiğine kapalı insanların olduğu bir cadde. Birinci patlamada fazla hasar olmuyor. Birinci patlamadan 10-12 dakika sonra beton bir çöp bidonunda benzer bir patlama oluyor.
10 erkek 7 kadın hayatını kaybetti. Vefat edenlerden biri hamileydi. Önce çocuk vefat etti. Anne de kurtarılamadı.
Güvenlik güçlerinin gecikmesi diye bir şey söz konusu değil. İkinci patlama öncesi ambulanslar olay yerine ulaştı. Ancak ulaşılması zor olduğu da ortadadır.
İstanbul ve Ankara’dan ekipler delil olabilecek her şeyle ilgilendi. Sabah caddeyi tekrar trafiğe açmak için yüzlerce kişi çalışma yaptı. Değerlendirme ve analizler sürüyor.
Olayda kullanılan cep telefonunun parçaları bulundu. Kullanılan patlayıcının TNT olduğu kesinleşti. Miktarı ile ilgili detaylar da var. Ama ben şu aşamada fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Elde edilen bilgiler ve tecrübeler ile elimizdeki verilerle olayı aydınlatacağımızı tahmin ediyoruz.
Bu gerçekleştiği gün en çok ben ve emniyet güçleri sevinecek. Bize güvenin bunu aydınlatmak için elimizden geleni yapacağız.
SALDIRIDA ÖLENLERİN YAKINLARINA TAZMİNAT
Başbakanlık Fonu’ndan İstanbul Valiliği’ne ödenek çıkarıldı. Saldırıda hayatını kaybedenlerin birinci dereceden yakınlarına 20’şer bin YTL ödeme yapılacak. 32 konut ve 13 araç ciddi hasar gördü. Bu zararlar da tamamen ödenecek. Yaralıların tedavileri özel hastaneler de dahil tüm masraflar ödenecek.
ALIN DIŞ KAYNAKLI DİYE BU HABERLERLE TAHMİNDE BULUNDUM TUTTU.DEMEK Kİ HABERLERİ OKUMA YETENEĞİM GELİŞMİŞ,ÖNCE ALMANYA BİR AÇIKLAMA YAPTI ŞİMDİ DE VALİ BEY,BUYURUN;
Vali Güler ne demek istedi? | |
İstanbul Valisi Muammer Güler, Güngören'de meydana gelen patlamalara karışan kişilerin geniş bir zincir oluşturduğunu belirterek, "Olayla ilgisi olduğu delillerle tespit edilen ve henüz araştırılan kişi veya kişiler de bulunmaktadır" dedi. Vali Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün ve bugün bazı gazetelerde Güngören'de meydana gelen saldırıyla ilgili yakalanan şahıslar, mensubu oldukları örgüt ve olayla ilgili bazı bilgiler yer aldığını belirterek, bu bilgilerin bazılarını düzeltme ihtiyacı duyduklarını söyledi. Güler, 2 Ağustos cumartesi akşamı yapılan basın açıklamasında Güngören'deki menfur olayın bütün hususlarının aydınlatıldığının belirtildiğini anımsatarak, olayın bütün yönleriyle belirlendiğini ve faillerin büyük bölümünün adliyeye sevk edildiğini kaydetti. Bazı gazetelerde örgütün kimliği ve olaya karışan kişilerin olay sırasında bulunduğu yerlerle ilgili çarpıtıcı bilgiler yer aldığını vurgulayan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Olayın eğitim sürecinden bomba düzeninin hazırlanmasına, olay yeri keşfine, bombayı koyan, telefonla patlatan, yardım-yataklık yapan ve buna yardım eden örgüt mensuplarına kadar uzanan geniş bir zinciri vardır. Tespitlere göre adliyeye sevk edilen 10 kişinin biri bizatihi bombayı koyan kişidir. Diğer kişilerin bir kısmı keşif, bir kısmı yardım-yataklık ve bir kısmı da örgüt üyesi olan şahıslardır. Olayla ilgisi olduğu delillerle tespit edilen ve henüz araştırılan kişi veya kişiler de bulunmaktadır. Bizim açımızdan bu olay bitmiş değildir." -"KUŞKU YOK"- Muammer Güler, elde edilen deliller, geçmişte işlenen olaylar ve bu olayın meydana geliş tarzının, bölücü terör örgütünü işaret ettiğini ifade ederek, "Bu olayın bölücü terör örgütü tarafından yapıldığına kuşku yoktur" dedi. Vali Güler, "Bölücü terör örgütünden kastınız PKK mı?" sorusuna, "Bölücü terör örgütü derken ismini ifade etmek istemiyoruz. O isim polis kayıtlarında geçsin. Örgüt propagandası anlamına gelecek bir isim telaffuzunda bulunmuyoruz" yanıtını verdi. Olayla ilgisi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınanların, gözaltı süreleri dolduğu için adliyeye çıkarıldığını vurgulayan Güler, olayın bütün boyutlarıyla aydınlatıldığını, son sözü, yargı makamlarının söyleyeceğini kaydetti. Saldırıyla ilgili aranan kişiler olduğunu bildiren Güler, şunları kaydetti: "Bunlar içinde yurt dışı bağlantısı olan, önce oralarda eğitim gören, sansasyonel eylemler yapmak amacıyla ülkemize gelen kişiler de vardır. Geçmişteki eylemlerde de bu şekilde yurt dışında eğitim alıp, sansasyonel eylemler gerçekleştirenler yakalanmıştır. Yurt dışı basını referans verilerek, bazı tahminler dile getirilmektedir. Bunlar sadece bir tahminden ibarettir ve amacı konusunda maalesef tarafımızdan da kuşku duyulmaktadır. Bir yanıltma, manipülasyon vardır." Güler, olayı soruşturan emniyet güçlerinin "çok titiz bir çalışma sonucunda bunları ortaya çıkardığını" vurguladı. Vali Muammer Güler, "Orada hangi kişinin nerede olduğu konusunda bir ifadeye yer verilmedi ama büyük bölümünün yakalandığı söylendi. Diğer kişilerin aranmasına devam ediliyor" dedi. |