OSMANLI DÖNÜYOR! AMA KUMANDALI
1938 III.Dersim İsyanının bastırılmasından sonra Elazığ’daki isyancıların yargılanması öncesi,Dersim ağası Seyit Rıza’nın ettirdiği yemini “Dersim Yemini ve Ata'nın Ölümü” başlığında da tekrar etmiştim.
Dersim İsyanını çıkaranve "Dersim Yemini'ni" ettiren,
Dersim ağası Seyit Rıza.
Bu yemin gereğince Türkiye’nin her yerine sürgün edilen Dersim’liler ettikleri yemine sadık kaldılar.Gerek dinci gerekse sol hareketler içinde örgütlendiler.Devletin her kademesinde görev aldılar.
Ülkenin kalkınması için hiçbir hayırlı işe el atmadılar.
1961 sonrası Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine işçi olarak gönderilenlerin başında da bu kesim ve diğer isyancılar yer almaktaydı.
Avrupa bunları eğitip ülkemize ayrılıkçı anarşist ve radikal İslamcı yeşil sermaye olarak geri gönderdi.İnsan hakları,demokrasi,Alevilerin mağduriyeti,Kürtlerin mağduriyeti ve benzeri ne kadar eylem varsa her türlü anarşinin içinde yer aldılar.
Son olarak PKK ile gerçekten devlet kuracaklarına da inandılar.30 yıldır devletin her yerini kana buladılar.
Sünni veya Türk kökenli hiç kimsenin devlet içinde yer almamasında “demokrasi ve laiklik,insan hakları ” bahaneleri ile hep rol oynadılar.
Geçen yıl defalarca ABD ve AB’nin onları satacağını,çünkü Kürt veya Alevilerle veya kızılbaşlarla ortadoğuda bir siyaset yürütmenin olamayacağını,kurulsa bile bir Kürt devletinin bu bölgede yaşayamayacağını hep vurguladım.
Hatta açıktan çağrı bile yaptım.Tabi ki kimse de takmadı.Kardeş kanı dökülmesin diye Gandi usulü “Pasif Anarşizme” bile davet ettiğim oldu.
Ama,ABD-AB emperyalizmini ardına almasıyla kendilerine o kadar güven kazanmışlardı ki bir çok barış çağrısı yapan insana ve hatta hükümet yetkililerine de olumlu cevap vermediler.
Olay “Kürt Kedilerine “ kadar alaylara bile vardı.
Sonunda,Amerika da Irak operasyonunda sağladığı başarısızlık ve B.O.P planının sarkması sonucunda doğruyu buldu.
PKK ve Kürdistan projelerini tasfiye etmeye karar verdi.Gelişmelerden benim çıkarımım budur.
Mevcut siyasi partilerin içinde çekirdekleşmiş bulunan Dersimli ve Marksist Kürdistancıların bulunduğu siyasi partileri de ülkemizde devre dışı bıraktı.
Bizim safdil halkımız başta T.Özal ve ardılları olmak üzere bu tür insanlara hep güvendiler.Ben Doğu Perinçek olayında da hep şüpheli oldum.Çünkü o da bir Dersim’liydi.O da bu yeminin dışında olmadan güçlü kalamazdı.
Geçmiş Türkiye Sol hareketinin içinde de hep bölücü oldu.PKK olayında da yine aynı.
Çünkü 1991’de PKK içinde de Kızılbaş-Sünni kavgası yaşandı ve Alevi-Kızılbaş asıllı olanlar yani Dersiml’iler dışlandı.
Türkiye’nin O.T.İ (Osmanlı-Türk İslam) siyasetini önlemek için 1950’lerden hatta Atatürk’ün ölümünden beri bu kesimi kullanma dönemi artık yeni B.O.P projesi ile son buluyordu.
Bunun izleri önce Kuzey Irak hava,sonra kara operasyonları ile başladı.Son 4 gündür Nevruz bayramı kutlamaları ile doğu Anadolu tam bir iç savaş görüntüsü vermeye başladı.Sokaklarda silahlı çatışmalar,polis panzeri yakmalarla olaylar devam etmektedir.İstanbul da benzer olayları haliyle yaşamaktadır.
Terör örgütü kendi kanalından Kürtleri isyana çağırmaktadır.
Ergenekon operasyonunun da bu kapsamda yapılmakta olduğu ortaya çıktı.
ABD eski ortağını tasfiye kararı almıştı.
Bu kolay bir karar değildir.Gelecek günler çok kanlı eylemlere sahne olacaktır.Tanrı’dan güvenlik güçlerimize yardım etmesini bölge halkına da terör örgütü ve Kürdistan davasını desteklemelerinin sadece kardeş kanı akıtmaya yarayacağından destek vermemelerini dilerim.
Asıl verilmesi gereken dava “Emperyalizme karşı verilecek dava iken,Türkiye gibi 2/3 sömürge haline gelmiş bir ülkeyi “Emperyalist” ilan ederek,fırsattan devlet kurmaya kalkmak yakışık alır bir davranış değildir.
Döktüğünüz her damla kan bölge halkının ve sömürülen diğer insanların daha da kan dökmesine sebep olmaktadır.Ülkenin pazarlık gücünü ortadan kaldırmaktadır.
Ama siz bunu görecek halde değilsiniz.Şimdi devlet kurma savaşı verdiğinizi sanıyorsunuz.Sonra bu varolma savaşına gerileyecektir.Sonra,sonrası da Allah bilir.Emperyalizm “dur” diyene kadar mı gider bilmem.
Kürt Meselesi başlıklı yazımda Kürt dilinin de durumunu resmi ve itibar edilen yabancı filologların araştırmalarını yazıma koyarak ortaya koymuştum.Kürtçülük tamamen emperyalist bir uydurma,halkımızı birbirine kıydırma siyasetidir.
Bu konuları G.W.BUS ve Yecüc Mecüc başlıklı ve diğer yazılarımda da yazmıştım.
Emperyalizm şimdi bu hareketi sona erdirmek istiyor.”Ortadoğu Jandarmalığı “ başlıklı yazımda daha geçen yıl bunu yazmıştım.Tarih beni haklı çıkarmıştır.
Şimdi gelişen olaylar ABD destekli “Osmanlı’nın Dönüşü’nün” ayak sesleridir.
Ülkemiz koyu bir din devleti haline gelecek ve bölgede ABD ‘nin Jandarması haline geleceğiz.Sizler ektiğiniz bu tohumlarla Osmanlı’daki “dışlanma “hallerini tekrar yaşar hale geleceksiniz.Aldığınız canlarla , döktüğünüz kanlarla bu ülkede nasıl gezeceksiniz.Ama bunun o zaman da bu gün de sorumlusu sizlersiniz.
Verilmesi gereken mücadele halkımızın “Küreselleşme “ siyaseti ile ülkemize yerleşen yabancı şirketlere köle olmasını önleyecek mevcut demokratik haklarını koruma şeklinde olması,birlik ve bütünlük içinde olmamızı gerektirmektedir.En azından bu yapılmalıdır.
Değiştirilen sosyal güvenlik yasaları hepimiz için asıl önemli konulardır.Sizler de bu yasalarla yaşayacaksınız.Emperyalizm izin vermedikçe bir şey yapamazsınız.30 yıldır eğitilen güvenlik güçlerimiz sizlere bu fırsatı vermez.
Alıştığınız dış destek artık yerini “sessizliğe” bırakmıştır.
Yanlıştan dönmezseniz boşuna kan dökülecektir.Bunların hepsinin ardından gelen “Haçlı İstilası” hepimizi silip süpürebilir.
Ben bir ideolog değilim.Ama hiçbir emperyalist’in eğitimi ile bir yerlere gelmedim.Sizlerin liderleri gibi Avrupa ve Amerika istihbarat örgütlerinin gizli ve özel eğitimlerine de katılmadım.
Bu ülkenin iyiliğini isteyen saf kalpli biriyim o kadar.
Bu tasfiyeler kanatimce yargı içinde de hızlanmış olabilir.Artık koruyucularınız,kalkanlarınız düşürülmektedir.Laiklik ve Demokrasi’nin ardında sizlerin kendi çıkarlarınızı koruma kavgası olduğu gün gibi ortadadır.
Hala aymayacak mısınız ?.Aymazsanız sonuçları ağır olacaktır.
Ergenekon olayı da bu tasfiye hareketinin geldiği noktayı göstermiyor mu size?
Benim gibi Türk solcularını “İktidar” olarak yorumladığınız için de ben zaten “iktidarsam”,halkın çoğunluğuna uymaktan başka yapacağım yoktur.En fazla yazarım.Aslında “Sol”a da pek inancım kalmadı ya.Çünkü insanlar istemeyince bir şey olmuyor.Sizle de “milliyetçilik yaparak “faşist” oldunuz zaten.
Kim ne derse desin Türkiye’nin 4 “S”si (Siyaset,Sermaye,Silahlı Kuvvetler,Sivil halk) bu hükümeti desteklemektedir.Sizler de desteklediniz.Üç renkli türbanlar takıp meclise girdiniz.Meydanlarda türbanlı yürüdünüz.
Şimdi AKP’yi takiyyecilikle suçluyorsunuz..Başta takiyye sizlerin işi olmakla beraber ;Günaydın!!!
Siz aymamayı sürdürün o zaman.
Osmanlı geri geliyor!!! Ama biraz yarım yamalak ve uzaktan kumandalı.
Arkası "Kutsal Berekt Hilali devleti" olsa da.!
Geldiğinde "sol" adına her şeyi temizleyecek kararlılıkta.
Kutsal İncil Bereket Hilali Devleti haritası
Osmanlı böyleydi......(Etki bölgeleri de verilmiş)
İç sınırlarda zorunlu bir tadilat dışında genel sınırlar böyle bir şey .(Daha da üç kağıda gelmezsek)
Keykubat
23.3.2008
08 Aralık.2010'da yaptığım ektir;
"
keykubat.blogcu.com" blogumda yayınladığım bu yazıyı 23.Mart.2008'de
"
Osmanlı Dönüyor" başlığı ile yazmıştım.
Blogcu.com'daki bloguma aylarca virüs engellemesi yüzünden giremeyince 03.Ağustos.2008'de bu blogu kurmak,yazılarımın bir kısmın buraya taşımak zorunda kalmıştım.
O zamanlar ortalarda ne AKP'nin böyle bir projesi vardı ne de Ahmet Davutoğlu diye bir Dışişleri bakanımız vardı.
Oysa yazımın üstünden geçen iki yıl içinde blogcu.com'da bu yazım, yazılarımın içinde en çok okunanlar arasındaydı.Şimdiki gelişmeler,yazımın boşuna okunmadığını ve hükümetçe "Yeni Osmanlı" kavramının Cumhuriyetin tasfiyesine maske yapıldığına bizleri şahit etmektedir.
Keşke bu gelimeler olmasaydı,keşke haklı çıkmasaydım.