FİLİPİNLER DEVLET BAŞKANI FERDİNAND MARCOS VE BİZİM MARKOSLAR
Emperyalizm hala girdiği yerlerde uyuşturucu ile toplumları sefilleştirme ve köleleştirme taktiğini sürdürmektedir.
Ülkemizde bu gün meydana gelen ve her gün tartışılan olaylar geçmişte başka ülkelerde denenmemiş projeler değildir.Hatta kendi ülkemiz de buna dahildir.Bir dönem tutmayan bir proje T.ÖZAL olayındaki gibi 10 yıl sonra tekrar denenebilmektedir.
İşte örnekler;
1970'li yıllarda Filipinler devlet başkanı Ferdinand Emmanuel Edralín Marcos (11.Eylül 1917-28 Ekim 1989)'un ülkesini bizim Turgut Özal'lla başlayan ve Tayyip Erdoğan hükümeti ile süren Amerikan uydusu olma çabalarımızı (!)daha o zamanlar başarmış,ülkesinin bütün kurum ve kuruluşlarını bir kaç zengin ile Amerikalılya peşkeş çekmişti.
Marcos,30 Aralık 1965'ten 25 Şubat 1986 yılına kadar ülkesini diktatörlükle yönetti.1983 yılında gücünü kaybetmesi ile oluşan halk hareketleri silahlı direniş halini almıştı.Marcos güç kaybediyordu. Sürgünde olan Benigno Aquino J.R. gelişen halk hareketine katılmak için ülkesine döndüğünde ise Marcos'un adamlarınca havaalanında uçaktan inerken vurularak öldürüldü.Aquino'nun eşi olan Corazon Aquino 1986'da Devlet Başkanlığı seçimini kazanmasına rağmen Marcos seçimi kendisinin kazandığını açıkladı.
FİLİPİNLERDE ORDU BÖLÜNÜYOR
Bu gelişmeler ile Filipin ordusu Marcosçu ve Aquinocu olarak ikiye bölündü.Ülkeye iç karmaşaya girmişti.
Gelişmeler sonucu Amerika desteğini çekince Marcos Sonunda 1986'da ülkeyi terk etti ve sığındığı bir Amerikan adası olan Pasifik okyanusunda Hawai'de öldü.
Ölmeden önce bir İsviçre bankasına yatırmış olduğu devlet hazinesinden çaldığı 624 milyon ABD Dolarını çekmesi beş yıl sürdüğünden sağlığında bu parayı da yiyemeden ölmüştü.
Çünkü işini görürken her zaman destek olan ABD hemen "yolsuzluk yapan Dünya liderleri ile Devlet Memurlarına karşı" Çalınan parayı halka iade etme amacıyla Dünya Bankası merkezli bir operasyon başlatmış ve Marcos'un parayı çekmesini de güçleştirmişti.
Yani herkes "Kazanana" oynuyordu.
1954'de evlendiği eski güzellik kraliçelerinden İmelda Romualdez Marcos onun sayesinde 1975-1986 yılları arasında Manila Valiliği ve Konut bakanlığı yaptı.Lüks giyime düşkünlüğü tüm dünyanın magazin dergilerine her zaman kapak ve konu oldu.
Adam halkın güvenini sağlamak için kampanyanın başına da eşini getirmiş.Sonunda bu konutlar bizde yavaş yavaş kendini göstermeye başladığı gibi "Banka ve diğer tefeci kurumların ellerine geçecek,taksidi geç faizleri ödeyemeyen halk "ev hayallerini" de kaybedecek.Faizlerin yerinde kalması ve düşmesi umuduyla hükümeti oylarıyla destekledikçe batacaklar.
Çünkü halkı taksit-faiz kıskacına alan yabancıların eline geçmiş bankalar çıkarılan bir iki siyasi kriz ve terör olayı nedeniyle faizleri yükseltince bütün vatandaş sıfırı tüketip köle oluyor.Bankalar herkesin malını ele geçirip yabancılara vs pazarlıyor.Sizce farklı yoldamıyız?
Aşağıdaki manzaralarını da iyi okuyun ve birebir "Yeni bir Filipin" uygulaması ile karşılarşıya olduğumuza dikkat edin.Dikkat edilirse AKP'nin konut kampanyası da Markos'un kampanyası gibi.
Değil islamı yaşamak,karnı tok olarak evinizde oturup oturamayacağınıza Filipin halkından pay biçin.Aptala kimse acımıyor.
|
Ülkesini ABD'ye ve işbirlikçi zenginlere teslim eden Marcos ve 1220 çift ayakkabı koleksiyonu ile dünya tarihine giren eşi İmelda Marcos.
|
|
Halen de yani 20 yıldır eşinin cenazesini ülkesindeki "Kahramanlar Mezarlığına" defnetme isteği yüzünden Başkan Marcos'un cenazesi defnedilememiştir.Kadın eşinin onuruna sadık ama adam toprak görmeden çürüdü galiba. |
|
İmelda Marcos şimdi Filipinler halkından çaldıklarını satarak geçinmeye çalışıyor.Bir yandan da hakkında açılan yolsuzluk davalarına yetişmeye çalışıyor.
|
1986 yılında ülkesini terk ettiğinde insanlarının çoğu sefil,deniz kenarlarında kumsala çakılmış kazıklar üstünde zeytin-peynir tenekelerinden yapılmış basit kulübelerde yaşar haldeydi.
Uyguladığı dengesiz gelir dağılım yüzünden devletteki tüm para bir kaç zenginin hesabında toplanmıştı.
Geçinemeyen Filipin halkı midesinin kölesi haline gelmiş ve Avrupalı ve Amerikalı seks manyaklarının gözde ülkesi olmuştu.
Avrupa ve Amerikalı zenginler özel veya charter uçaklarla 5-12 yaş grubu kız çocukları ile yapacakları uyuşturuculu orgy alemlerinin yapıldığı “seks turizmi” için Filipinler ve Pasifik ülkelerine uçmaktadırlar.(Bu konu ile ilgili görüntüleri vermeye hem yasa hem de ahlakım el vermiyor.Kendiniz bulabilirsiniz)
|
Filipinli Çocuk Köle |
Dört beş tane komprador zenginin bütün ülkeyi yönettiği bu ülke insanlarının beş kuruş paraları yoktur.Aile mefhumları kalmamıştır.İnsanlar midelerinin kölesi haline getirilmişlerdir.
Her Filipin’li çocuk‘un babası herhangi bir Amerikalı’dır.Gördüğü her Amerikalı'ya çekinmeden "Baba" demektedirler.
Dünya çapında özellikle Pasifik,Asya ve Afrıka ülkelerinden yılda 1.2.milyon çocuk kaçırılarak fuhşa ve köleliğe zorlanırken yine bu ülkelerde aileler geçimleri için kendileri de kız çocuklarını 500 USD Dolarından başlayan fiyatlarla Avrupalı ve Amerikalılara satmaktadırlar.
İşte seçtikleri idarecilerin kurbanı olan çocuklar;
İşte seks kölesi olarak satışını bekleyen kaçırılmış bir Filipinli çocuklar
FİLİPİNLER'DE ABD ASKERLERİNDEN TECAVÜZ
2006-01-30 NTV-MSNBC
(*)Biz bu hakkı 1961 ihtilali ile aldık.Menderes NATO'ya girdiğinde biz de ABD askerini ve vatandaşını yargılayamıyorduk.Şimdi de göstermelik gibi birşey.)
Diğer komşu ada ülkelerinde de ABD istenmiyor.
ABD`nin Malezya temsilciliğine güvenlik tehdidi
Malezya`nın başkenti Kuala Lumpur`daki ABD Büyükelçiliği güvenlik tehdidi nedeniyle kapatıldı.
|
Manila'da Sokak çocukları |
KUALA LUMPUR - Büyükelçilikten yapılan açıklamada; tehdit karşısında diplomatik temsilciliğin ikinci bir emre kadar kapalı tutulacağı belirtildi. Niteliği açıklanmayan tehdidin sadece büyükelçiliği kapsadığı ve ülkedeki ABD çıkarlarına yönelik bir durumun söz konusu olmadığı kaydedildi.
BİZDEKİ MARCOS OYUNLARI
Amerika ile sıkı fıkı olan ülkelerin halkları hep böyle oluyor.
1996'larda da bizde "Küresel Sermayede söz sahibi olabilmemiz" bahanesi ile Koç grubunda paranın toplanması yönünde çalışmalar yapılmıştır.Bu proje olumlu sonuç vermişti ve Koç Grubu artık Küresel Sermaye içinde aktif olarak yer almış bulunmaktadır.
Son hükümetimizin de gayretleri ile bizler de Filipinler halkı olma yolunda hızla adımlar atmaktayız.
1989 yılında Milliyet gazetesindeki köşesinde Gazeteci Mehmet Ali Birand'da "Özal Türkiye'nin Markosu'mu " başlıklı bir yazı yayınlamıştı ve bu konuyu işlemişti.
Ancak ondan 20 yıl sonra gelen Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah GÜL Türkiye'nin Marcos'u olma yolunda hızla ilerlemektedirler.
|
Bu ifadeler,Amerikan işbirlikçiliğinin itirafıdır. |
Bizi de bu duruma getirmeye başladılar.Tüketim reklamları,özenti,tarımın köreltilmesi,ücretlerin düşürülmesi,Kürt nüfusunun arttırılması,ile patlatılan anarşi,işsizlik ve terör üniversitelerin kalifiye eleman yetiştirememesi, bir türlü bitirilemeyen terör örgütü,bölünme endişeleri,her gün isyan eden ayrılıkçı Kürtler,bunları kollayan siyasiler,İstanbul ve diğer batı Anadolu kentlerine akın akın gönderilen Kürt dilenci,hırsız,gasp çeteleri hep buna aday olduğumuzun birer göstergesidir.
Vakıflar yasası ve yabancılara mülk satışlarının serbest bırakılması,devlet kurum ve kuruluşlarının yabancılara bedavaya peşkeş çekilmesi bu yolda aldığımız yol hakkında birer delildirler.
Biraz da bizim Marcos ve İmelda'lara bakalım;
Önce Turgut ÖZAL:
Marcos ile birebir benzer olan Özal Çifti.Semra Hanım ,basın danışmanı Can PULAK'ı Pamukkale kaplıcalarından İzmir'e "More" sigarası almak için konvoyla gönderdiği yazıldı çizildi.Daha niceleri.
Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gelini Zeynep Gül Özal, Efe Özal'dan boşanmak amacıyla açtığı davada ''yalancı tanıkların dinlenildiğini'' iddia etti.
İstanbul 1. Aile Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Efe Özal'ın avukatı Çetin Yıldırımakın ile davacı Zeynep Gül Özal ve avukatı Hasan Çağlayan katıldı.
''Gizlilik kararı'' nedeniyle basın mensuplarının alınmadığı duruşmada, Efe Özal'ın 3 tanığının dinlenildiği öğrenildi.
Efe Özal'ın ayrıca,kendi ikametlerini korumakla görevli polis Memurlarını bahçede kemik atarak köpekle ikisini birden kemik getirmeye koşturduğuna dair basına yansımamış şikayetlerle de ünlüdür."Hanginiz çabuk getirecek bakalım" diyormuş.İtiraz edene de "Seni işten attırırım" tehdidi yapıyormuş.
En soldaki davulcu damat çoktan bilmem kaçıncısı ile değişti.Bu aile en son bir ay kadar önce Edirne Belediyesinde bir yolsuzluk iddiası ile yine gündeme oturdu.
Ortada Yerli Marcoslar.
Sayın Müteveffa Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL ve eşi Semra Hanım'ın dikili ağacı olmayan ve Jaguar otomobil hediye edilen çocukları damadı ve gelini,torunları.Mutlu saltanat günlerinde.
Sonra ,Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan muhalefet sonucu kazara Cumhurbaşkanı seçilmek zorunda kalan11.C.Başkanımız Abdullah GÜL ve eşi Hayrünisa GÜL hanım.
Hanımefendinin 150 işçinin maaşına eşit 65 milyarlık olduğu yazılan yüzüğü.Çok zengin olmayan,Üniversite öğretim üyeliğinden Cumhurbaşkanlığına gelen bir insan için fazla "İmelda" olmamış mı?
Toprağı bol olsun Sayın Osman Bölükbaşı'nın sözü vardı;
Zengini hayırsız evlat,
Memuru süslü avrat batırır.....
Abdullah GÜL'ün oğlu 16 yaşında Gül gibi şirket sahibi oldu
Ticarete yatkınlıklarıyla bilinen Kayserililerin bu özelliği bir kez daha kanıtlandı. Kayserili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün TED Koleji’nde okuyan oğlu Mehmet Emre Gül, iki hemşehrisiyle birlikte şirket kurarak e-ticarete başladı. Emre Gül’ün Ali Can Akkaş ve Sabancı Üniversitesi öğrencisi Ali Caner Öner’le 500 YTL’ye ortak olduğu ‘Adresime Gelsin Bilişim Teknolojisi ve Ticaret Ltd.’ adlı şirketin toplam sermayesi 15 bin YTL.
EMRE’NİN e-TİCARET SLOGANI: ‘ALIŞVERİŞTE MUTLU SON’
Şirketini babasının Dışişleri Bakanlığı döneminde kuran Gül, reşit olmadığı için ortaklığı ailesinin velayetinde sürdürüyor. Şirketin ticari faaliyetleri ise ‘www.adresimegelsin.com’ adlı site üzerinden gerçekleştiriliyor.
‘Alışverişte mutlu son’ sloganıyla yola çıkan sitede, cep telefonundan mobilyaya, kitaptan elektronik aletlere kadar her şeyi bulmak mümkün. Sipariş verilen ürünler ise adrese kadar teslim ediliyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız A.GÜL ve Mecburen C.Başkanlığını devreden Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan.
ANKARA(ANKA)-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, oğlunun satın aldığı geminin koster olduğunu söyleyerek, 'Koster bu koster. Bu, sektörün içerisinde gemiciktir. Küçük bir şey' dedi.
Erdoğan, ATV'de yayınlanan "Siyaset Meydanı"nda gündemle ilgili soruları yanıtladı. Seçim meydanlarındaki üsluptan kendisinin de rahatsız olduğunu belirten Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı iftira atmakla suçladı. Baykal'ın söylemlerinin üslubunu sertleştirmesine neden olduğunu söyleyen Erdoğan, çocukları hakkındaki iddialara yanıt verdi.
Oğlunun aldığı gemiyle ilgili olarak, Baykal'ın gemilere ÖTV'siz mazotu çocuğundan dolayı çıkardığından bahsettiğini belirten Erdoğan, uluslararası sularda gemilerin zaten ÖTV ödemediğini ve oğlunun gemi almasından çok önce Kabataş hattındaki gemilerden ÖTV'yi kaldırdıklarını söyledi. Oğlunun aldığı geminin 16-17 yaşında bir gemi olduğunu ifade eden Erdoğan, 'Fiyatı 2 milyon 100 bin filan. 500 bin peşinatla ortağıyla beraber 250-250 aldılar. Ben de destek verdim. Bu şekilde oldu.
Başbakan'ın oğlu, çürük raporuyla askere gitmedi
http://www.arastiralim.com/wp-content/uploads/2007/11/ahmet-burak-erdogan.jpgAhmet Burak Erdoğan-Gemicik sahibi diğeri Bilal Erdoğan ise Dünya Bankasında G.W.BUSH sayesinde geleceğin bir başka "Marcos'u olma yolunda.
Tayyip Erdoğan'ın büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan, kamuoyunda pek görünmüyor. Ahmet Burak, bundan bir yıl önce gazetelerde kurduğu denizcilik şirketi için aldığı 5 milyon dolarlık gemiyle gündeme geldi. Daha önce, babası Belediye Başkanı iken ciddi bir vukuatla gazetelerde haber olmuştu. Sanatçı Sevim Tanürek'e çarpmış ve ölümüne neden olmuştu. Halk Sefaletle ve Anarşi ile boğuşuyor
İşte size bir örnek-
ATO-Ankara Ticaret Odasının "Dilenci Raporu";
Ankara Ticaret Odası (ATO) Türkiye�nin sosyal yaralarını konu alan, ve bugünden itibaret hergün bir tanesi açıklanacak olan �Neler oluyor bize?� adı altında dört bölümlük bir dizi rapor hazırladı. Rapor serisinin bugün açıklanan birinci bölümünü�Dilenen Türkiye Dosyası� oluşturuyor.
Türkiye�de bir kanayan yara haline gelen �dilencilik� Ankara Ticaret Odası (ATO)�nın �Neler Oluyor Bize?� adlı son raporunun ilk dosyasına konu oldu. �Dilencilik Dosyası� adını taşıyan çalışmaya göre Türkiye�de dilenci sayısı yaklaşık 50 bine ulaşmış durumda. Buna göre her 1.400 kişiye bir dilenci düşüyor�
Dosyaya göre her bir dilencinin aylık ortalama kazancı 750 milyon ile 1 milyar lira arasında değişiyor. Dilencilik sektöründe bir yılda dönen para ise yarım katrilyon lirayı aşıyor. Ancak bu paraların büyük bölümü dilencilerin cebine gitmiyor. Dilenci mafyalarının kontrol ettiği bu paralar, her türlü kirli işler için finansman kaynağı oluyor.
İşte Kapkaççı bir genç,Diyarbakır'da poliste psikologla konuşurken.
Ege'de huzur kaçıran fısıltı
Egeliler 'çocuk kaçıran organ mafyası' söylentileri nedeniyle tedirgin. Yetkililer 'Söylentiler asılsız, ama biz yine de önlemleri artırdık' dese de, fısıltı gazetesinin çalıştığı yerleşimlerde aileler çocuklarını okula göndermeye korkar hale geldi
DHA - İZMİR/UŞAK - İzmir'in Aliağa ve Tire ilçeleri ile Uşak'ta halk organ mafyasının çocukları kaçırdığı dedikoduları yüzünden çocuklarını okula yollamaktan korkar hale geldi. Aliağa ilçesinde okul aile birlikleri teyakkuza geçerken kaymakam Emir Osman Bulgurlu "İlçede bu yıl çocuk kaçırma olayı meydana gelmedi. Park, bahçe, sahil boyu ve mesire yerlerinde sürekli devriye geziyor. Vatandaşlarımızın çıkarılan bu asılsız söylentilere itibar etmesin, şüpheli bir durum varsa bize iletsin" diyerek iddiaları reddetti.
Tire'de 10 günden beri 'Organ mafyasının 4 Eylül İlköğretim Okulu önünden çocuk kaçırdığı, iç organları alınan bir kadının cesedinin Bayındır İstasyonu'na atıldığı' dedikodusuyla çalkalanıyor. Tire Emniyet Müdürü Ali Güren "Asılsız söylentilere rağmen ilçedeki güvenlik önlemlerini artırdık" dese de pek çok aile çocuklarını okula kendileri getirip götürmeye, hatta bazı aileler okula göndermemeye başladı.
Polis Kaçırılan Çocuğu Kurtardı
Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde, 4 gün önce evinin önünde oynarken kaçırılan çocuk, başarılı bir operasyonla kurtarıldı. Polis ve jandarma ekipleri, işadamı Yılmaz Y.'den 7 yaşındaki oğlu Nazir için 600 milyar lira fidye isteyen kişileri bulabilmek için geniş çaplı bir araştırma başlattı. Öncelikle işadamının telefonu dinlemeye alındı, zanlıların robot resimleri çizildi.
ABD askeri kaç Türk var?`
"ABD Büyükelçiliği`ne Amerikan askeri olmak için başvuruda bulunanların" ve "başvurusu uygun bulunanların sayısı nedir?"CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz , Amerikan askeri olmak için ABD Büyükelçiliği `ne başvuranların sayısının açıklanmasını istedi. Topuz , "ABD Büyükelçiliği `ne Amerikan askeri olmak için başvuruda bulunanların" ve "başvurusu uygun bulunanların sayısı nedir?" diye sordu.
Gözler Marcos'ları takip etmektedir. Ross Wilson: Kapatma davası sürecini izliyoruz
Wilson, kapatma davasına ABD’nin ilgisine yönelik bir soru üzerine, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın bu konuyla ilgili Washington’da konuştuğunu anımsatarak, şöyle dedi:
“Gelişmeleri çok yakından izliyoruz ve konunun Türkiye’nin demokratik sistemi içinde ve Türkiye’nin bağlı olduğu laik ilkelere saygı çerçevesinde çözülmesini çok arzu ediyoruz.” Wilson konunun detaylarının Türk halkı ve kurumlarına kaldığını, onların
karar vereceklerini söyledi. Wilson, bu çerçevede konuyu yakından izlediklerini yineleyerek, ABD’nin konuyla ilgilendiğini belirtti.
İŞTE AVRUPA'NIN AKP'Yİ DE GÖZDEN ÇIKARDIĞINI GÖSTERİR BELGE
AKP Parti Kapatma davası için AKPM'den destek bildirisi istemiş.(Hürriyetin haberi.)
AVRUPA Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Türkiye’de açılmış bir parti kapatma davasıyla ilgili olarak ilk kez gündeme aldığı bildiri hazırlığı krize neden oldu. AKPM Başkanı Luiz Maria De Puig, dün NTV’ye yaptığı özel açıklamada, bildiri talebinin Türk heyetinden geldiğini açıkladı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Luiz Maria De Puig
Puig "Bu seferki fark, bu bildiriyi yayımlamamız için bize talepte bulunulmuş olması. Bilmenizi isterim ki, bu talep Türk heyetinden geldi. Hatta heyete göre, Türk Parlamentosu Başkanı bizi resmi olarak Ankara’ya davet edecek. Çünkü, sadece bir siyasi partiyle ilgili bir konu olsa kabul etmezdik. Başka durumlarda da siyasi partilere karşı kapatma davaları açılmış ama o durumlarda bizden böyle bir eylemde bulunmamız istenmedi" dedi. Puig’in ofisinden sızan bilgilere göre, bildiriyi AKP’li milletvekilleri talep etti. Bugün yayınlanması beklenen bildiride parti kapatılması konusunda Avrupa Konseyi bünyesinde görev yapan Venedik Komisyonu’nun prensipleri hatırlatılacak ve şiddeti savunan ile şiddet uygulayan partilerin dışında herhangi bir siyasi parti kapatılmasının Avrupa demokrasisine aykırı olduğunu vurgulanacak.
AKP MERHAMET DİLENCİLİĞİ YAPIYOR
MHP Ankara Milletvekili, emekli büyükelçisi Deniz Bölükbaşı, "AKP, Türk yargısını baskı altına almak için kapı kapı dolaşmaya başlamıştır. Bunun başka bir anlamı yok. Destek ve merhamet dilenciliği yapıyorlar" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici de "Bu, Türk siyasetinde kabul edilebilecek normal bir durum değil. AKP’ye tavsiyemiz meşruiyet sınırları içinde problemlerine normal siyaset vasıtalarını kullanarak çözüm aramalarıdır. AB kapsamında iç siyaseti değerlendirme alışkanlığı, bedeli olan taviz politikalarının önünü açan tehlikeli süreci başlatır" diye konuştu. Buraya kadar Filipinlerin diktatörü Ferdinand Marcos,eşi İmelda ile bizmkiler arasında benzerlik yok mu sizce?
19.Tem.2008 Tercüman'ın haberi;
70 milyonluk Türkiye’de 50 milyon yoksulluk, 11 milyon da açlık sınırının altında yaşarken, lüks otomobil satışlarının her geçen yıl artması dikkatleri rantiye sınıfına çekiyor “TÜRKİYE’de durgunluk, kriz var mı “ tartışmaları sürerken, Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta içinde, ASO binasının açılışında ,”Türkiye’ de kriz mriz yok. Satılan otomobil sayısı 2002 yılında sadece 91 bin iken , 2007 yılında 357 bin adet olmuştur” deyince yeni bir tartışmayı da gündeme getirdi. Otomobil satışları hangi gelir grubuna hitap ediyor, ve hangi otomobillyer tercih ediliyor?. İthal lüks otomobil satışlarının Türkiye’deki otomobil piyasasınının yüzde 66’sını ele geçirmesi Türkiye’de hangi gelir grubunun hangi otomobili tercih ettiğini de ortaya çıkardı. "
Bu haber şu iletiyi veriyor:"Millet,para sayısı belli bir grupta toplandı.Bir süre sonra daha da az kişide toplanacak.Siz hissetmeden sefil,zavallı kuru kalabalıklar olacaksınız.O zaman görün bakın başınıza neler gelecek?Filipinler halkı gibi olacaksınız."
İşte bir Markos hikayesi daha böylece sona ermek üzere.
Bir de kapatma davasında kapatma veya bir yasak gelir de yargılanma yolu açılırsa seyredin memleketi bırakıp kaçanları o zaman.
Yazılanlar buzdağının görünen kısmının cesaret edilip de gösterilebildiği kadarı.
Hala AKP'li olan var mı?
Keykubat
Filipinli kadın-çocuk köle satış oranları= http://www.uri.edu/artsci/wms/hughes/philippi.htm