Bunlar onlara göre şehit de değil.Şımarık güçler hep kendini düşünür.Millet onlara hizmet,onların zenginliklerini arttırmak ve bu uğurda ölmeyi şehitlik saymak için yaratılmıştır.
ÜLKEMİZİN ŞIMARIK GÜÇLERİ !
Kanal1 haberlerini sunan gazeteci Fatih ALTAYLI’nın iki türbanlı hanım kızımız ile yapmış olduğu röportaj zaten bilinen gerçeklerin tekrar kamuoyuna yansımasını sağlamıştır. Bu hanım kızlarımızın açık yürekle dile getirdikleri “Başıma bir iş gelmeyecekse kanaatimi söylerim tabii.”Atatürk’ü sevmiyorum” ve “İngiliz idaresinde olsaydık “daha özgür olurduk” inancını dile getirmesi AKP iktidarının görünmeyen yüzünün ne olduğunu ortaya sermiştir.
Bu kızlar Maraş'lı Sütçü İmam ile Erzurumlu Nene Hatunu biribirne karıştıracak kadar kronolik bilgiden,kurtuluş savaşlarının sokak isyanları ile değil donanımlı,çok yönlü örgütlenme ve yapılanma gerektiren ve iyi komutanlarla idare edilmesi gereken düzenli ordularla verilecek bir savaş olduğu gerçeğinin idrakinden yoksun olduklarını gördüm.
Oysa bilmiyorlar ki Atatürk'ü Atatürk yapan,Çanakkale savaşlarında "Osmanlı Ordularının da komutanlığını yürütmekte olan Liman Von Sanders Paşa'ya sürekli yeni öneriler götürmesi ve onunda bunları haklı görmesinden sonra,Atatürk'e "Kendine bu kadar güveniyorsan komutayı sana devrediyorum savaşı sen yönet" demesinin ardından Atatürk komutayı alır ve Düşmana bundan sonra yol görünür.
O torpille,Amerika ve İngiltere'nin desteği ile "Atatürk" olmadı,o,kendi zamanına kadar savaş meydanlarının son 200 yıldır galibiyet yüzü görmediğinden "aşağılık kompleksi" içinde ezilmiş Osmanlı Devlet idaresine de,Osmanlı ve Müslüman halkına da görünen "İLK UMUT"tur.
Bu kızmızın yaptığı mulakat,bir çok sapıklığın artık doğal karşılandığını,Müslüman için ”Hıristiyan idaresinde” yaşamanın özenti haline getirildiğini ortaya koymuştur.
AKP, I.Dünya Savaşı sonunda yenilerek teslim olmamızın ardından “savaş suçlusu” olarak yargılanmaktan kurtulmak için Almanya’ya oradan Rusya’ya uzanan bir kaçış öyküsünün ardından,bunların ardıllarının kurduğu “Hürriyet ve İtilaf Partisi” kalıntılarının kurduğu bir partidir.
Bunlar Kanuni dönemi ardından Osmanlı’yı parça parça Avrupalı Haçlılara teslim edegelen, Viyana önünde Kanuni’ye “Biz Müslümanız ama Avrupalıyız.Kendi milletimize savaşmayız” diyen ve onun cesedini oradan ancak geriye getiren zihniyetin mensuplarıdırlar.Yaptıkları ortadadır.
Bunlar,Kanuni döneminden beri hızla artan savaşlarda yapılan kasıtlı "Türk soykırımlarının" ardından çoğalmışlardır.1683 II.Viyana bozgunu sonrasında hızla Avrupa topraklarından atılışımızın yazdırdığı antlaşmalarda Türk ve Gayri Müslüm"lerin askere alınmalarının engellenmesi,bu dönme ve devşirmelerin nüfusunu şişirmiştir.
En son Balkan Savaşaları,I.Dünya Savaşı ve ardından gelen Kurtuluş Savaşı "Türk soykırımına son noktayı koymuştur.
Geri kalanların asimile veya "aile planlamaları" ve "gelir kayıpları" ile imha edilerek nüfusumuzun düşürülmesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir inancındayım.
Balkan Savaşlarının ardından başlayan "Türk Kıtlığı artık devleti iyice dönme ve devşirmelere hatta devşirilmeyenlere teslim etme dönemi olarak bakılmalıdır.
Bu insanlar yolda yürürken devlet bulmuş yeryüzünün en şanslı insanlarıdır.Orhan Gazi ile başlayan "Türklerin devleti içinden el çektirilmeleri Fatih ve torunu Kanuni ile kemikleşmiştir.
Devlet kurmak için tarih boyunca gözle görünür bir yeteneği olmayan kavimler Osmanlı sayesinde adlarını duyurmuş,beleşten sahip oldukları devleti de asırlar içinde pazarlamışlardır.
İşte bir Türk,asırlar sonra Mustafa Kemal adlı bu kişi ilk defa "Türk" adını gündeme getirmiştir. Ama milleti onu anlamaktan çok,devşirmelerin,dönmelerin,işbirlikçilerin, kendine güveni olmayan,sadece bilmem kimin neyinden düştükleri için makam mevki sahibi olan kişiliksizlerin ağzına bakıp ona sırt dönmüştür.
O da bütün kaderdaşları gibi "düşman,kötü,tu kaka" ilan edilmekten kurtulamamıştır.Aynı Danko'bun kalbi ve Atatürk" adlı yazımda olduğu gibi.
Yargılar yapılmış,"insan" öldürülmüş" , "sembol" kurtarılmıştır.Ancak bu sembolün anlaşılması için de 80 yıl sonra ortaya çıkacak bir "gerici,işbirlikçi" dış kaynaklı yıkım hareketi ortaya çıkınca ne olduysa bu adama sarılınma gereği yeniden ortaya çıkmıştır.İyi de olmuştur.
Sevilmeyen adam Atatürk,bunlar için, Anafartalar'da bu insanlarla birlikte savaştı.
Sömürgelik özgürlük getirdi mi, getirir mi?
Bu parti I.Dünya Savaşına,İngiltere’nin o kadar ısrarına ve hatta “Kıbrıs’ı bile geri vermesine rağmen Almanların yanında ülkeyi savaşa sokarak devletin sonunu getirmesini nasıl açıklayacaklardır anlamıyorum
Madem İngiliz Amerikan mandası olmak çok iyiydi de onlara karşı niye ülkeyi savaşa sokup Türk Milletinin soyunu kırdırdılar?
Amerika da İngiltere’de zaten oradaydı.
Ama onlar savaşı seçtiler.Savaş bitince de “İngiliz ve Amerikan Severlik” aldı başını gitti ve hala da gidiyor.İstanbul'da "İngiliz Muhibleri" yani İngiliz Sevenler Dernekleri bitivermişti, ülkenin her yani "misyoner" faaliyetlerine sınırsızca açılmış,Robert Kolejler vb.ile ülkenin her yanı dolmuştur.Halide Edip Adıvar gibi İlk kadın mitingini düzenleyen bir kadın bile "Amerikan Mandacılığına Atatürk'ü zorlamaya çalıştığı için " Atatürk tarafından yaptığı o "İngilizce tercümanlık" görevinden alınacak, kovulacak ve 1958 yılına kadar Paris'te gerçek efendilerinin güçlü kollarında yaşayacaktır.
Acaba bu vatanseverler bilerek veya bilmeyerek ülkenin teslimi için yapılan bir projenin parçasımıydılar? (bknz."20.yy.dümeni" blog arşivi.)
Yani,"Osmanlı vatanseverleri " olan gayrimüslümler ile Osmanlı'nın gerçek halkı olan Türkler savaşlarda zaten kırılmışlardı. Kalanlar da Balkan,I.Dünya savaşı, Kurtuluş savaşı ve iç çekişmelerde tüketilmiş iyice kıyılmıştı.Son iki yüzyıl içinde Avrupa ülkelerince konulan şartlar yüzünden Müslüman olmayan halk ve 1878'den beri Rus işgalinde bulunan Kürtler,Sinop'a kadar Karadeniz Bölgesi halkları da zaten askere de alınamıyorlardı.
I.Dünya Savaşı sonrası,ülkeyi savaşa sokan aynı güçlerin "ABD veya İngiliz Mandacılığına bel bağlamaları ister istemez insanda kuşku yaratmaktadır.
İsmet Paşa'nın Atatürk'ün ölümü ardından düzenli olarak Türk bölgelerini askerlik kanunları vb.ler ile "Kürt işgaline" sistemli olarak maruz bırakmasının ardında "artık kalan Türkleri de eritmek bizim işimizdir" anlayışı mı vardır?
Değilse ,Dersimlilerin ve Kürt Said yandaşlarının bu kadar güçlenmesi gibi olaylar başka nasıl açıklanabilir?
Bu gün de bu Türban-Anti Türban gerginliği ülkenin boğazına dayanmış hançeri sokma işlemi midir?Değilse nedir?
Akıl alacak gibi değil.
Hadi bundan geçtik,İngiliz sömürgeleri olan Kanada’ya,Avustralya’ya işçi gönderiyormuşuz oraları İngilizler yüceltmiş.
İyi bakın bakalım.Kanada yerli halkı kimdir?
İşte bir Kanada kızılderili şefi.Peki Kanada'da bu adama benzeyen kaç kişi var?
Aşağıdaki Link'ten daha iki gün önce Kanada Hükümetinin "Özür dileriz sizi soykırıma uğrattık" haberini de okuabilirsiniz.İngiliz ya da bilmem hangi Hıristiyan gelseydi Anadolu'da özgürlük değil soykırımdan başka yapacakları bir şey yoktu.Hindi'ye "Turkey" Türkiye denmesinin ardında Americo Vespuçi'nin Orta Asya ziyareti sonrası Kolombun haritasını takip ederek ulaştığı yeni kıtayı "Türklerin gizli yurdu.Yani Yecüc-Mecüc'ün ana yurdu sanmasındandır.Katliamın nedeni de sadece budur. Yecüc Mecüc ile ilgili Tevrat ve İncil ayetleri için "Yecüc-Mecüc...Arşiv " başlıklı yazılarımı okuyabilirisiniz.
"http://www.gazeteoku.com/popup.php?url=http://www.radikal.com.tr"
Bu linkten Tayyip Başbakanın arkadaşı Berlusconi'nin inanamayacağınız Kanada ziyaretini de Kanadalıları da görebilirsiniz.
"http://www.dailymotion.com/country:br/video/x5q19e_the-italian-priminister-
berlusconi_news"
Kızılderili ve Eskimolar.
Peki Avustralya yerli halkı kimdir?
Aborijinler,siyah tenli,mahrem yerlerini örten cıbıldak gezen insanlar.
İşte bir "aborigin" Avustralya yerlisi.Avustralya'dakaç kişi bunlara benziyor?
Bu gün bu iki kıtanın yerli halkları özel toplama kamplarında turistlere sergilenecek kadar azaltılmış ve soykırıma uğramışlardır.
“ “Yecüc-Mecüc” kavminin kaynağını bulduk bundan kurtulalım” diyen Papalık bunların soykırım fetvasını vermiştir.
CİNE-5’de döngüsel olarak yayınlanan “Misyoner” isimli filmi seyretmelerini salık veririm.
Bu filimde kızılderililere hayran olan ve onları Hıristiyan olmaya ikna eden misyoner papaz bunların soykırımına karşı durmak için PAPA’ile bile görüşmeye kadar işi götürür.Sonuç olarak Papa oraya gelir ve kızılderilileri görür ve yine soykırım emrini verir ve acı son. Misyoner kızılderilileri savunmaya çalışırken hayatını verir.
İşgal yıllarında halkımıza yapılan zulümler hangi özgürlüğün habercisiydi?
1919 İzmir’in işgaline bakalım.İzmir’in işgali ardından Yunan askerleri ,yerli Rum halk ve Ermeni çeteleri tam bir köylü soykırımı yapar.
İstanbul’da bile Yunan elçiliğinde bayrak çekilirken “saygı duruşu göstermediler” diye Türk ve Müslüman halkı yunanlılar sıra dayağına çekerler.
Başta Fatih bölgesi olmak üzere Cuma ve yatsı namazları sırasında bir çok cami kundaklanır,namaz kılarken bir çok Türk ve Müslüman hayatını kaybeder.
İstanbul şehir merkezinde bir çok Müslüman’ın evi gece uyudukları sırada kundaklanır dışarı kaçanları da yerli Rumlar ve Ermeniler öldürürler.
Bu olayların ardından bir Cuma namazı sonrası Sultanahmet meydanında toplanan halk yürüyüşe geçerler ve önce Atmeydanındaki o yılanlı sütunun başlarını sonra da II.Abdülhamit’in yaptırdığı Arkeoloji Müzesinin dışında ve içinde bulunan heykellerin kafalarını kırarlar.
Şimdilik bulabildiğim iç bahçe görünümü .Bahsettiğim konu Gülhane Parkına bitişik duvarlar üzerindeydi. Yine de bu olayda kafası kırılmış bir kaç göze görünmektedir. "http://i206.photobucket.com/albums/bb102/ufuksarnik/Arkeoloji/11.jpg" linkinden de Arkeoloji turu yapabilirsiniz.
İşgal güçleri büyük bir zorlukla bu halk hareketini bastırır.
Bu heykeller bir direnişin sembolü olarak Arkeoloji Müzesinin etrafında sergilenmekte iken AKP iktidarı geldiği zaman tüm bu heykeller müzenin çevresinden kaldırtılmıştır.
Amaç söyleyen yalancı olsun.Ama ben o resimleri bulur koyarım ortaya.
Diğer yandan Ege bölgesi Aydın taraflarına bir anda 120.000 Yunan vatandaşı yerleştirilir.
Benim büyüdüğüm kasabada işgal sırasında Çeşme başında,Yunan askerlerinin hamile kadınları toplayıp silah zoru ile oynattıktan ve tecavüz ettikten sonra süngü ile önce bebeği öldürmek için karınlarını sonra da kalplerini deştiklerini anlatan temsiller oynanırdı.
Bu bölgenin direnişçilerinin başını da “Bacak Hasan” lakaplı bücürük bir çete reisi yürütmüş ve halkın sevgisini kazanmış hamiliğini yapmıştır.Sonra Çerkez Ethem kuvvetleri bölgeye hakim olurlar.
Sizlere özgürlük verecek olanlar böyle mi yaparlar.
Ha yaptılar.Kuvayı Milliyet Çerkez Ethem bir güç olarak ortaya çıkınca da camiye gitmeyenleri de süngü ile namaza da yolladılar.Sempati toplamak için.
Ama bu Türk halkının tarihe gömülmek istendiğini yadsımaz.
Tarih isteyene tarihi öğüt daha yetmezse Turgut ÖZAKMAN’ın “Şu Çılgın Türkler” kitabını okumalarını onu da beğenmezlerse ders kitaplarını okumalarını salık veririm.
Mümkünse AKP dönemi olmasın.Çünkü onlar “manda=sömürge” olmayı şirin gösterenler değil midir?
İran Şahı, Rıza Şah Pehlevi'nin 16.6.1934'de Ankara'ya gelerek yaptığı ziyarette Atatürk'ün "ayaklarına kapanması, hem de kendi karısı Farah Diba'nın önünde bu davranışı yapması Atatürk'ün ne olduğunu anlatmaya yeter.O adam da o davranışı ile kendi halkını ve Atatürk'e hayranlığının derecesini,ona ne kadar umut verdiğini bu hareketi ile göstermiştir ki,benim yüreğimde o da yerini almıştır.
Dönüşünde İran Azerilerine ve Türklerine "Türkçe eğitimi serbest bırakacaktır.
1941 yılında iktidara getirilen,resmini gördüğünüz Rıza Şah Pehlevi'nin oğlu Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin de babasının yolunda "vatansever" çizgide yürüdüğünü gören Amerika ve İngiltere "Humeyn'yi" devreye sokar.1928'de Afganistan'da Topal Molla (*01.Nisan 08-Topal Molla,Humeyni ..yazım.) misali bir denemedir.Durumu gören Şah Humeyni'yi Türkiye'ye Bursa'ya 1965 yılında zorunlu ikamete mahkum eder.Ancak Amerikalılar onu alır Irak'a götürür ve orada yıllarca efendilerine hizmet eder.Sonunda yine Bursa'ya getirilir.
İngiliz ve Amerikalılar 1976 yılında Humeyni'yi Bursa'dan Fransa Paris'e götürürler.İran'da da Dünya'nın büyük devletlerinin ajanlarının ortak faaliyetleri ile Şeriat hareketini zaten Humeyni sürgünü öncesinden beri sürmektedir.Durum aynı Fethullah Gülen olayı gibidir. Fransa'da Amerikalı ve İngiliz ajanlar bu adamı devlet idare edebilecek kadar eğittikten sonra hazır devrimin üstüne götürüp bırakırlar. Ülkesinde olmadan,uzaktan kumandalı devrim başarmış olması da sonradan pek göz önüne getirilmez.Böyle bir şey sadece söylediğim gibi gerçekleşebilir.Bizde de şişirilmesinin sebebi budur.
Amerika'nın bu kadar etkili olduğu ülkemizde "Amerikan karşıtı" birinin bu kadar sevdirilmesi akıla mantığa sığar mı?Ahmed-i Necat'ın da Tehran Belediye Başkanlığüından gelmesi size çağrışım yapmıyor mu?Kayıkıç kavgası ile "erkek siyasetçi" özlemimiz kaşınırken biraz düşünüp aymalı değilmiyiz?
12 Haziran 2008 günü Ali Kırca'nın siyaset Meydanı proğramnına katılan eski AKP milletvekili Prof.Sayın Nevzat Yalçıntaş şöyle bir ifedede bulundu;
"İran'da Şah devrildiği zaman bize bir gazete gösterdiler.Bu gazetenin baş sayfasında Şah'ın generalleri kurşunlarla delik deşik edilmiş olarak yatmaktaydılar.Bu bir gazete sayfasıydı."
Bu olayda çok ince bir uluslararası istihbarat teşkilatlarının (Derin Nato) birlikte çalışarak bu ihtilali gerçelkleştirdiklerine dair benim çok duyumum da olmuştur.
Şahın bir çok yüksek rütbeli askeri Türkiye ve çoğunluğu İstanbul'da,ve diğer dünya devletlerinde İran devrimi sonrası bilinmeyen kişilerce öldürülmüştür.Küçükyalı'da öldürülen yüksek rütbeli bir İran subayının cesedini de koku nedeniyle komşuların haber vermesi üzerine kaldırmaya görevli olarak,gelen polislerin onu evden çıkarmak için neler çektiklerini de gördüm..
Gençler bunları uyanmalıdır.Fethullah Gülen hareketi Humeyni hareketinin geliştirilmiş bir kopyası gibidir,hatta öyledir.Ordu'ya ve yargıya fütursuzca yapılan suçlamalar ve asılsız iddialar da bu operasyonun kıymetli parçalarını oluşturmaktadırlar.
Türbancı kızlarımızın hayran olduğu o Humeyni aslında çok iyi bir İngiliz-Amerikan ajanıdır ve Türk düşmanlığına İran'da Türkçe " eğitimi kaldırarak bir tuğla da o koyar.("Abd'nin şeriat denemeleri" bknz.arşiv)
1928 yılında Atatürk'ten cesaret alarak ülkesindeki sömürgecilerin haklarını tek taraflı kaldırıp ülkesinde ilk üniversiteyi kuracak,kadınlara "baş açma"yı yepyeni bir özgürlük olarak sunacaktır.1938 yılına kadar halkına bir parça da olsa İngiliz esaretini unutturup özgürlüğü tattıracaktır.Sonu Mauritus adasında bitebitecektir.
Bunlardan şu sonucu çıkarmak gerekir:
"El şeyi ile gerdeğe giren çocuğunun babası değildir", yani iktidara seni kim taşısıysa o oradan seni alır.Çünkü senin yanına her şekilde girmesi mümkündür.Sana senin yakınındakilerden , senin yakınındakilere de senden daha yakın olur.
Bu da her an ipinin bir ucunun onların elinde olduğu anlamına gelir.Her en çekip düşürebilir ve yerlerde seni sürüyebilirler.
Şah ve Saddam bunların en yakın örnekleridirler.
İşte AKP kimliğinde ,Müslümana karşı Haçlı savaşı emri veren 10.İnnocenzio'nun önünde diz çöktürülerek imzalatılan AB Teslim anlaşması 2004 .Roma-Vatikan.Osmanlı Mondros teslim antlaşmasını bile Limni adası Mondros limanında imzaladı.Bunları artık siz yargılayın.Kim bunlar, kim bunlar, iyi ama kim bunlar?
İşte Avrupa Birliğinin has adamları.Bizi soyukırıma uğratıp,Hirant'ın dediği gibi "Pis Türk kanı ile kirlenen bu topraklar t emiz Ermeni kanı ile tamizlenerek bunlara teslim edilecek.Hepimiz "Hirant Dink'iz " diyenler işte işbirlikçileri.AB'nin düne kadar PKK'lı teröristlerin ardından bakanlık kapısı tekmeleyen ve bu günün denetçi yüksek komiserleri.
İşte on İngiliz'leri şımarık çocuğu İsrail, Gazze Camii'ni vurmuş.İşte özgürlük anlayışları.
İşte Arap ülkelerinden birinde deve jokeyi olarak çalıştırılan köle bir çocuk.Linki altında.Günümüzden.
"http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/thumb/2/25/Camel_jockey_ansarburney."
Yılda 1.2.milyon çocuk İngiliz Amerikan sömürgelerinden kaçırılarak köle olarak ve seks turizminde ve organ ticaretinde kullanılıyorlar.Kaynakları diğer yazılarımda bulabilirsiniz. "Bizim Markoslar..ve .başlıklı yazım.bak arşiv" İşte size onların ö zgürlük anlayışları.Geçen yıl Hindistan Delhi'de İngiliz hastanesinin bahçesinde "çocuk mezarlığı" bulundu.Gazetelerin arşivlerinde bulabilirsiniz.
İşte Özgürlüğüne kavuşmuş bir çocuk.Ayağında zincirli modelinden(!)
Türbancı hanımlar belki böyle olmak isteyebilirler.Pazarlarda çocukları ile satılmak,analı,kızlı bilmem ne alemlerinde karın tokluğuna kullanılmak gibi.Tarihteki hemcinslerinin çağdaş versiyonları da dolu zaten.Ha bunlar umum kadına para vermezler.Türk erkeklerinin kadınlara 30-50 USD Dolarını verdiklerini duyduklarında siz bizden zenginsiniz.Bizde en güzel kadın sabaha kadar 10USD diyorlar.
Filipinler Baguio City -(sol trf-Şehri).Kadınlar sabah 04.00'ten 23.00'e kadar çalışmak zorunda kalıyorlar.İşte Amerikan adaleti.Onlara yardım eden bir gönüllü'nün sitesinden.Bakın da görün.Site İngilizce'dir ve her ülkeden bilgi vermektedir.
Benim salak insanım,ülken ABD'ye teslim edildi. 5-10 yıl sonra Jhony'lere sauna seks servisi yapmaktan acaba o "özgür islam"ı yaşamaya fırsat bulabilecekmisin yoksa ülkenin adı müslüman olan son nesli sen mi olacaksın?
"http://www.globalwomenstrike.net/PhilippinesIndex.htm"
Hadi bunlar animist'ti Hıristiyan edildiler.Ya sen? Davan nerede kalacak?İş türbnala bitse zaten kavga edilmez ki?Devletin olmadan dinin ve siyasetin de olmaz.İstersen Erbakan Hocana sor?
İşte,İngilizce öğrenmiş olması gereken o manda özenticisi hanımları dolduranların okuyabileceği bir site"Ağlayan Kurt-Irakta Amerikan terörü" Girin bakın neler olmuş.
http://www.globalresearch.ca/index.php?context=viewArticle&code=FUL20051110&
articleId=1230
İsteyene de Kur’an bakın ne diyor;
AKP hükümet inin savunucusu ve hamisi olmuş Hıristiyanlar kimlermiş ona bakalım;
TEVBE SURESİ:
29- “Yahudiler, ÜZEYR “Allah’ın oğludur” dediler.Hıristiyanlar ise “İsa Allah’ın oğludur” dediler.Bu sözler onların uydurmalarıdır.Daha önceki inkarcıların sözlerini taklit ederler.Allah onlara kahredecektir.”
30-“Allah’ı bırakıp hahamlarını,papazlarını,Meryem oğlu İsa’yı Rableri tanımışlardı.Oysa onlara tek Allah’a kulluk emredilmiştir.Onlardan başka ibadet edilecek yoktur.O kafirlerin eş koştukları şeyden uzaktır.”
İşte Müslümanları 1400.yıllık bitmeyen haçlı seferleri ile yıkma düzenlerine sebep olacak inanç farklılığının temeli bu ayetlerde yatmaktadır.Bu günde yapılan bir “haçlı oyunudur.Türk halkını yavaş yavaş Hıristiyanlaştırmak.”Ilımlı İslam İmamları” da artık faaliyetlerine başladılar zaten.
Beni dinlemiyorsanız,Müslümansanız kitabınıza uyun bari.
İsra Suresi:36-“Bilmediğin ,anlamadığın bir şeyin ardına düşme.Kulak,göz ve gönül bunların hepsi o şeyden sorumlu olur”.
Peki ardına düştüğünüz bu adamların doğru olduğundan her şeyi bilecek kadar emin misiniz?
Sizlere yol gösterdiğini sandığınız Şeyh,Pir,Hacı Hocaların dinde yerleri olduğundan da emin misiniz?
Çünkü Kur’an bunlar “yoktur” diyor.Buyurunuz ayetleri;
Hadid suresi:
27. “Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. Meryem'in oglu İsa'yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil'i
verdik; ona uyanların gönüllerine sefkat ve merhamet koyduk. Bir bid'at olarak ortaya çıkardıkları ruhbaniyeti, onlar üzerine biz
yazmamıştık. Allah'ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine
ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış olanlardır.”
28. “Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve onun resulüne inanın ki size rahmetinden iki nasip versin....”
Hadid Suresi : (Bu da Elmalılı tercümesi )
27/2-“Meryem oğlu İsa’yı da gönderdik.O’na incili verdik.Ona inananların gönüllerine şefkat ve merhamet duyguları koyduk.Uydurdukları ruhbanlığı biz onlara yazmadık.
27/3Kendileri onu Allah’ın rızasını kazanmak için yaptılar.
27/4-Buna da gereği gibi uymadılar.
27/5Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik.
27/6-İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.
Yoksa siz “din kitaplarını parçalar halinde yazıp da sokaklarda sattıran bununla mülkler edinenlere mi inanırsınız?
Bakın bakalım Kur’an Bakara Suresinde ne diyor?
79. Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İste bu, Allah
katındandır!" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!”
Yoksa kitabınız okuyup hayır ve barışa hizmet etmek size zül mü gelir?
82. İman edip hayra ve barışa yönelik isler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da onun içinde sürekli kalacaklardır.”
Yoksa siz hem inanır gibi yapar da öğüt almaz mısınız?
Kamer Suresi:22- Andolsun ki biz Kur’anı öğüt olsun diye kolaylaştırdık Öğüt alan yok mudur?
Sonuç olarak,menfaatlerini,dünyevi zevk ve büyüklenmelerini önde tuttukları için milletini yok etmek için asırlardır dümenler kuranlarla işbirliği yapan milletin çıkarcı ve işbirlikçileri için son sözü de Kur’an söylesin;
Bakara Suresi:11- Önünde ve ardında insanoğlunu izleyen melekler vardır.Allah’ın emri ile onları gözetirler.Bir millet iman ve gidişini bozmadıkça Allah o halkın durumunu değiştirmez,Allah bir milletin kötülüğüne hüküm verince artık o hüküm durdurulamaz.Mahluklar için Allah’tan başka koruyucu yoktur.
Oysa millet iman ve gidişini bozmuş,neye taptığını inandığını bilmeksizin ülkesini satanları,haçlı ile işbirliği yapanları desteklemektedir.Aralarındaki “Şımarık Güçlere uymuşlardır.O da bakın nereye götürüyor?
İsra Suresi:“16- Bir ülkeyi yok etmek isteyince onun şımarık güçlerine ve zenginlerine emir veririz, onlar yoldan çıkarlar.Artık o ülke helak olmayı hak eder.”
22 Ekim 2007 günü Şemdinli baskınında öldürülen 13 askerimizin hesabını sormak için operasyon yetkisi isteyen orduya “Operasyon olursa borsa düşer” diyen yine bu şımarık güçler değil miydi?
Bu günde “Kurtuluş Savaşında o bu gün taşıdığı adını onurla taşıyabilsin diye bombalarla parçalanacağının bilerek çekinmeden hayatını vermiş ecdadını saymayan,onlara küfür eden bu nesil helak olsun daha iyi değil mi?
Yunus Suresi:108- “Ya Muhammed de ki,”Rabbinizden size kurtuluş gelmiştir.Doğru yola giren kendisi için girmiştir.Doğru yoldan sapanlar kendi zararına Sapmış olurlar.Ben sizin koruyucunuz değilim”
Kendi kitabını bırakıp “ılımlı İslam peşinden gidenlere de son söz budur.
Türk olduğunu “Türkleri Yecüc-Mecüc” gördüğü için söylemeyen ve “Gürcü”yüm diye de açıkça söyledikleri ortadadır.Sizleri kandırmak için uydurdukları siyasetlerine aldanarak takip edin bakalım.
Ahkaf Suresi:35/5- “Öyle ya yoldan çıkmış olanlardan başkası helak edilir mi?”
Allah akıl fikir versin!!!
Keykubat
11.6.2008