ÖZAL'LAR BARZANİ'DEN NE İSTEDİ?
03.Kasım 2002 seçimleri ile iktidara gelen AKP'nin uyguladığı siyasetler sonucunda 01 Mart 2003 sonrası ABD-AB'nin ortak işgal ettiği Irak'ta,Saddam Hüseyin'in kellesinin yerlerde yuvarlanmasının ardından yeni bir Kürt devleti oluşturuldu.
AKP'nin,"engelleyemiyorsan kazan" taktiği ile hükümete yakın çevrelerce Irak Kürdistanı resmen inşa edilmeye başlandı.
AKP’nin de ,SSCB-Rusya desteğinde kurulan “1941-Mahabat Kürt devleti” nin bu kez ABD ve koalisyon güçleri tarafından kurulmuş hali olan yeni Kürt devletinin kurulmasına olan katkılarının karşılığını da belirgin olarak damadının şirketi olan Çalık grubu ile aldığına tanık olmaktayız.
AKP bu kaymağı yer de bu olayın asıl mimarı olan ÖZAL ailesi de hakkını aramaz mı yani,onlar da haklarının peşlerine düşerler.
Emin Çölaşan’ın Özallı yıllarda yazdığı “Turgut Nereye Koşuyor” adlı kitabından aklımda kalan birkaç satırı sizlerle paylaşmayı,Özal ailesini tanıtmak açısından faydalı bulduğum için ekliyorum;
Semra Özal hanım,Pamukkale kaplıcalarına gider ve Moore sigarası içmektedir.
Aksilik bu ya sigarası bitmiştir.Tedbirsizlik işte.Olmaz mı olmuş işte.
Hemen Denizli’ye bir memur göndererek sigara aratırlar ama o zaman Denizli’de bu sigaradan yoktur.
Memur boş olarak geri döner.
Semra hanım çıldırır.Emin Çölaşan’ın anlatımıyla,danışmanı olan gazeteci Can Pulak’a hemen talimatlarını verir;
“Bu Moore cigarası neden bizim Denizli vilayetimizde bulunmaz a ulak?”
“Efendim halen bu sigaraların satışı yasaktır,bu kullarınızın ondan haberi yoktur”
“Bu mereti aldırmak için ille de Ankara veya İstanbul vilayetlerine mi gitmek şarttır a ulak?”
“Hayır Kösemra sultanım,İzmir vilayetinde bulunması kuvvetle muhtemeldir.”
“Ulak,tez elden İzmir’e gidesin ve bana Mooore alıp gelesin”
Biraz farklı da olsa 25 yıldır bu cümleleri halen hatırlarım.
İşte o Semra ÖZAL,bağışlayın,Kösemra Sultan şimdi Barzani’den hakkını almaya gitmiş.Hem de çok hassas bir zaman seçimini de yaparak gitmiş.
Haberi veren özel Tv kanallarından Star Tv sunucusu Uğur DÜNDAR’ın,Turgut ÖZAL’ın yakın koruma polis amirinin verdiği bilgiye dayanarak Mesut Barzani’nin T.Özal’a “dayı” diye hitap ettiğini,baba G.Bush’un kendisini habersiz çağırdığında ise “dayımdan habersiz asla gelmem” dediği tekrarlanmaktaydı.
Aslında çok tartışılacak olan bir olay olan,Semra ve Ahmet ÖZAL’ın “Mesut BARZANİ’yi 30 Nisan 2009’da ziyaret etmeleri,”1 Mayıs olaylarının” gümbürtüsüne gidecekti.
Ancak bu ziyaret bana birkaç soru sordurmaktadır.Bunlardan ilki,genç erkeklere,kumara,bol paraya düşkünlüğü dillere düşkün olan,1980-90’lı yıllarda ülkemizin Madam İmelda Markos’u olan Semra veya o zamanki diğer namıyla “Kösemra Sultan” artık emekli Başbakan,Cumhurbaşkanı,yüksek dereceli devlet memuru ve kendisinin de emekli maaşlarına ilaveten,uzun iktidar yılarınca “hak ettikleri” (!) birikimlerini tüketmiştir.
“Barzani kardeşim,bak,bu kıytırık memur maaşları ile kapımdaki hizmetkârların maaşlarını bile ödeyemiyorum.Ölümünün ardından üstüne nice cevizler,fındıklar kırdığım Rahmetli eşim sağlığında sizi desteklemişti.Bu gün onun desteklerinin ürünü olan bir devlet sahibi oldunuz.Onun sayesinde “devletli” oldunuz,tarihe geçtiniz.
Buna mukabil olmasa da,hatta devleti bize verseniz bile yetmez ama şu Kerkük,Musul petrollerinden,şurdan burdan bir ekmek kapısı açsanız da yattığımız yerden kombine tesislerindeki kesimlik inekler gibi geviş getire getire ziftlensek olmaz mı a Barzanicim “ demeye mi gitmiştir?
Çünkü Barzani’nin ona “emlak işini" önerdiğini cümle basın yazmaktadır.
Peki bununla yetinmişler midir?
Yoksa ekstradan,”Bir de şu Obama’mıdır,sobamama mıdır nedir, ha o kibar yakışıklı esmer şeye de (!) kocamın Amerika’ya geçmiş hizmetlerini bi çıtlatsan,malum,bu nankör millet bizi unuttu bile.
Üstün siyasi zekaya sahip,babasının kopyası,akıl abidesi (!) bi dikili ağacı olmayan, şu tontoş Ahmetçiğimin partisine azıcık önden arkadan destek verse de babacının yarım bıraktığı şu Türk Milletinin kafasına son darbeyi indiriverse diyom yani,olmaz mı?” Dememiş midir?
Rus-Gürcü savaşının ardından neo-con’cu Bush ve ekibi tarafından ipi çekilen ve Almanya’dan parlatılan “Deniz Feneri” davası ile yargı önüne çıkarılmaya çalışılan R.Tayyip Erdoğan’ın yerine,daha önceden Kuçular Vadisi dizisinde düşman ilan edilen Abdüllatif Şener değil de, acaba Barzani destekli veliaht Ahmet ÖZAL’mı düşünülmüştür?
İsmet İnönü-Said Nursi kıskacı ile başlayan “Kürtçülük Hareketi”,sonunda AKP modeli içinde gene birleşmiş,Kuzey Irak’ta ilk meyvesini vermiş,ülkemizde de halk “ayıp olmasın gibisinden “açık oturum,tartışma” programları ile olaya alıştırılmaktadır ve devlet de “çaresiz” gösterilmektedir.
“Bir şey yapamıyoruz,dibimizde Amerika var” korkusu ile sinenler,halkı da sindirmeyi sürdürmektedirler.
Yani,devlet bu dönme ve devşirmelerin oyuncağı olmuş,komisyonla satılıyor,devletin bütün kurum ve kuruluşlarında olan herkes bunun kaymağını yiyor,ülke elden çıkmış,satanların çocukları bile “komisyon haklarını alma derdine düşmüş,vatan evlatlarının da her gün biçilmelerine devam ediliyor ama milletimiz halen “Ergenekoncular mı,hükümet mi haklı” diye tartışıyor.Oysa olay tamamen bir “rant kavgası ve eski maşaların atılıp yenilerinin konulması” kavgasıdır.
Tartışalım bakalım,devlet aslında çoktan sona ermiştir.
Ruhuna fatiha.
Bundan sonra evlatlarımız başka topraklarda ABD-AB’nin fedaileri olarak bulunacaklar ve cenazeleri oralardan gelecek veya gelemeyecektir.Genelkurmay başkanlığının “Afganistan’a ve başka yerlere muharip asker gönderirsek bunu halka nasıl açıklarız” endişesini hükümet duymaz mı acaba?
Bu konudaki ses neden önce hükümetten değil de genelkurmaydan çıkar?
ABD-AB’nin emperyalizmine karşı neden hep “valla bizim ordu olmasa ne isterseniz yaparız” siyaseti güden bu adamları seçersiniz ey millet?
Ülkeyi amiplerden beter ettiler.Bu tek hücreli canlılar daima bölünmeleri ile bilinirler.
Adamlar “bölünün” deyince bölünme kararı,”sınırları açın” deyince “sınırları açma kararı” “Kıbrısı verin” denince “ver kurtul kararı” hemen zemin bulmaktadır.
2012 genel seçimlerine Mesut Barzani desteğinde Türk Milletine “Son Darbeyi” vuracak olan siyasi hareketi başlatacak olan,dönme Ermeni “veliaht Özal”ın partisi mi olacaktır?
Atatürk,O yüreği "katıksız vatan aşkı ile dolu" bir insandı.Yedi düveli dize getiren adama bakın.Ne hizmetçi,ne şezlong,ne şemsiye ne güneş yağı,ne de elinde bir bardak meşrubat. Üstelik bacaklarına da denizden mazot yağı bulaşmış.Yokluk içinde,sayısız savaşlardan çıkmış halkının yoksulluğunu paylaşan bir kahraman.
Nerede zırhlı araçlarla gezenler,terörden köşe olanlar,ordu malını zimmetten yargılanan askerler o nerede?
Bir paket sigara için Pamukkale'den İzmir'e polis konvoyları gönderenler nerede,o nerede?
Nerde pembe köşkü yeniden tadilat yaptırıp,İngiliz,Fransız stilinde yaşayanlar, o nerede?
Bu mu diktatör ve zalim denilen o adam? Mazluma iftira ne kolay.Şu hali bile onun fedakarlığını anlatmıyor mu? Ne çocuk yaptı ne de çocuklarına gemiler,şirketler aldı.İftira atanları,her gün iftiraları çarpmaktadır.Öldü gitti,Ermeni İsmet malına da el koydu. Bedavaya millet kurtar ve günümüzde asgari ücretlinin bile deniz keyfine sahip olama!!!
Onun bu yoksulluğa katlanma çabası,onun çocukları olan bizlerin GURUR KAYNAĞIDIR.
Oysa birileri şu andan itibaren Barzani'den haraçlarını almakta.
Keykubat
http://www.sabah.com.tr/haber,ABAA477CEEE142D49F157BDD80E6FF36.html
http://www.haberkusagi.com/newsfull_2008.asp?id=86989&r=30.04.2009+16%3A01%3A40