GERÇEK TÜRK VE MÜSLÜMAN TÜRK NE DEMEKTİR?
Türkiye'de Türk tanımına uyan iki millet kavramı var;
1- Soy olarak Türk olanlar,
2- Saraya hadım köle olarak satın alınıp, Müslüman edilerek sadrazam, vezir, kadı, subay olanlardır.
Avrupalılar İslamiyeti Osmanlı ile gördüklerinden bu devşirme bürokratlara TÜRK derlerdi. Bu gün de Türk dedikleri bunlardır.
"Türk Islâm'dır." ; "Müslüman olmayan Türk değildir" derken bunu kast ederler.
Gerçek Türklerin en büyük düşmanı da bunlardır.
Hepsi devşirme veya drvşirilmemiş Ermeni, Gürcü, Rum Bagratuniler olan bu Müslüman ve Türk kimliğine bürünüp TÜRK'lüğü tanınmayanlar, Haçlı ortaklarına iktidar borçlarını, " Dünyayı yöneten en güçlüye kölelik et, düşmanlarına hükmet" Diyen Yahudi fahişesi Ester'in Yahudileri kurtarmasını anlattığı İncil Ester kitabına inanan bu kriptolar kendilerinden olmayan milletleri asimile yani eriterek veya yok ederek görevlerini yapmak istemektedirler.
Her ülkeden göçmenleri de bu yüzden Türk milletinin arasına dolduruyorlar.
Dinleyin ukalâ sözlerini;
Alpaslan Türkeş (Hüseyin Feyzullah Ermeni'si) CIA ajanı olarak 1967'de MHP'yi bu ideoloji üstüne kurdu.
1961'de ölen Bitlis Süryani Ermeni'si Said-i Ķurdi'nin başsız kalan Nur cemaati de, Atatürk dönemi milletvekilliği yapmış, Işık Cemaatinin kurucusu eski şeyhülislam emeklisi Abdülhakim Arvasi'nin ölümüyle cemaat önderi olmuş Gregoryen Ermeni Fetullah Gülen de Nur cemaatinin önderi yapıldı.
Yıllar sonra Fetullah Gülen'in cenazsinde Kur-an okunmadı, İncilden ayetler okundu ve Hıristiyan gibi tabutla defin edildi.
Bu gün iktidar ve muhalefet, 11 Kasım 1938'den beri bu Müslüman olarak Türk olan devşirme ve devşirilmemiş devşirmeler elindedir.
Haçlılar ile bir olup Osmanlıyı, şimdi de Türkiye Cumhuriyetini yıkıp yağmalıyorlar.
İslam diye kendi dinlerini öğretiyorlar.
Fetullah Gülen bir yazıma tv'den şöyle cevap vermişti;
-Geçmişte bize " Böyle inanacaksınız" dediler, şimdi de biz " Böyle inanacaksınız" diyoruz.
Devşirmelerin TÜRKLÜĞÜ, Müslüman olmakla, Türklerin TÜRKLÜĞÜ ise Adem ve Havva'dan On Binlerce yıl önce başlar.
Sabilik, Budizm, Zerdüştlük, Mitra dinleri bizi etkilemedi ama, Yahudi, Hırıstiyan ve İslâm dinleri bizi böldü, birliğimizi bozdu ve köleci değildik, ama bize her şeylerini vererek, hizmet ederek kölelik eden kölelerimizin kölesi olduk.
Alpaslan Türkeş, eski Osmanlı şeyhülislamı ve cumhuriyet dönemi Van milletvekili olan Abdül Hakim Arvasi'nın kurduğu, Fetö'nün de 1967 ve sonrası temsil ettiği Gregoryen Ermeni Hıristiyanlığı ile İslam'ın ortasını bulan Etiyopya İncili temelinde devşirme Ermeni olmasına rağmen, Anayasaya göre Türk tanımını en doğru yapan devşirmedir.
Bu yüzden köle gibi yaşıyoruz.
Müslüman Olmayan da Türktür.
Anadolu, Suriye, Irak, Balkan, Kafkas, Karadeniz Türklerinin de çoğu Müslüman bile değildir.
Yeni Pakistan'daki Keşmir Harappa Medeniyeti Sabilerine ait arkeolojik alanlarda yapılan kazılarda bulunan 4500 yıl öncesine uzanan, Purana adı verilen dini ve doni olmayan yazılı metinlerde Yakut Türklerinin adı geçmektedir.
O döneme ait altın levha resimlerinde, Suriye Dürtülerinin Tantur dedikleri sivri kadin ve erkek külahları bu gün de bütün Türk dünyasında giyilmektedir.
Türklerin kişi, yer, yerleşim yeri adları da Sabi din kitabı Cin Z d Rabba'dan alınmadır.
Asya, Afrika Mısır, Etiyopya dahil, Avrupa, Yunanlılar dahil Anadolu Ermeniler, Türkler, her millet, kendi geleneklerine uygun olarak uyguladıkları Sabi dini mezheplerindedir.
Bu yüzden geleneklerinde büyük farklılıklar vardır.
Türklerin büyük kısmı 4500 yıldır Sabi dinindedir.
Gerçek Hindu-Brahman dinine tapmak için Hintli, tebaalar da Aşuralar diye anılan 330 milyon tanrıdan birine ibadet etmek ve din vergisi ödemek zorundaydı.
Bu dinin mezheplerinden olan;
Gerçek Sabilik dini yalnız Sabi soylu aile içi ensest topluma aitti.
Sabi dinine giren tebaalar, Sabilerin tanrılarına düşman olan Er Ruha
Anahita, Leviathan/Ur/Er, Perslerde Ehriman, Azer gibi değişik sifatlara sahip Kurt, köpek ve kuşlardan oluşan şeytanlara tapınmak ve din vergisi ödemek zorundaydı. Yoksa kelleler giderdi. Veya afaroz edilirlerdi, yani dinden atılırlardı.
Bu gelenek 2500 yıl önce Zerdüştlüğe de geçti. Pers soylu olmayan tebaalar, Pers tanrısı Ahura Mazda'nın düşmanları olan Asura'lara yani Yecüc-Mecüclere tapmak zorundaydı.
Bu yüzden Perslerin ve Sabilerin Öküz Başlı tanrılarını kendi geleneklerine uydurup ibadet etmişlerdir. Din vergisi de ödemişlerdir.
Yahudilik, M.Ö 538'de Pers Kralı Kurus'un köleliği yasaklamasıyla, Köle olan Yahudiler için İran Sabilik dini esaslarına uygun olarak Tevrat İrsn'lı rahip Azra tarafından yeniden yazıldı. Yahudiler de Sabilerin tanrısı Şiva'nın kayin pederi Teke Şeytan Dakşi'ye Azazel, Azer, Elohim, İlohe, Yahweh gibi adlarla ibadet ettiler. Büyük İskender zamanında bu Teke Şeytan Pan, Hubel ile yer değiştirdi.
Hristiyanlık, Sasani'ler Roma'da terör çıkarmak için İran ürünü bir din olarak, Babil Sabileri gibi ibadet eden Nasıra Yahudilerinden İsa adlı birinin çıkardığı iddia edilen 2000 yıllık, Yahudilik mezhebi bir dindir.
Asuralara ibadet yoktur, onlar Melek ilan edilmiştir.
İslam, Süryani Etiyopya Tevhid İncili, Mecusilik, Yezidilik, Budizm, Katolik İncili harmanı bir din olarak, Arabistan yarımadası Sabileri, Yahudilerini ve Sasani Tebaalarını birleştirecek, yıkılacak Sasani ülkesini yağlamayacak Çapulcu Orduları kurmak amacıyla kozmopololit bir din olarak Roma imparatoru Herakles'in emriyle planlandı.
Sasaniler 628'de tarihe mal okunca, din gelişemedi. Peygamberi öldürüldü. Ebu Süfyan zekasıyla rskiyi bozmayan İslâm (
Aramice Ginza kitabi tanrısı adından Bayraktar) bir din yapıldı. Dünyanın en güçlü 2. Devletini yağmalamak icin Arap yarımadası halkları bu dine girdi.
640'tan sonra Emeviler bağımsız olunca, kendi geleneklerinde yeniden yazıldı.
Son 200 yıldır İngiltere ve ABD tarafından, Vahhabilik, Bahailik, Kadiyanilik, Nakşibendilik, ILIMLI İSLAM gibi adlarla yeniden yazıldı ve yazılıyor.
Dünya egemenliği AB-D ülkelerinde kaldıkça bir 1400 yıl daha gidebilir.
Adları geçenlerin hepsi Sabi dini mezhepleridir.
Türklük, Araplık, Aramilik... başka, bir dine ait olmak başkadır.
İslâm daha dünkü Roma çocuğudur. Akıllı olun, yalakalığın da bir ölçüsü, bir ahlâkı var.
Takdir aklı olanındır.
Alaeddin Yavuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.