Vatana ihanet suç değil.
Vatana ihaneti kanıtlanmış siyasiye "vatan haini" emek suç.
Avrupa'ya vizesiz giriş aldatmacasıyla 5.000.000 Suriyeli Yezidi, Süryani ülkemize dolduruldu. Olmaz, salaklık ediyorsunuz dedik.
Şimdi kendileri vize alamıyorlar.
Bu suç değil. Ama salağa salak, haine hain demek suç.
Anayasa der ki:"Yasalarda suç olarak belirtilmemiş fiilerden dolayı kimseye ceza verilemez"
Bu yüzden hainlere salaklara ceza yok.
Ama fiileriyle hak ettikleri sıfatı söylediğinizde suçlusunuz.
Fiilin suç olmadığı yerde kanıtlı itham nasıl suç olabilir?
Olmamalı. Ama oluyor.
Çünkü, işgal ettikleri makamı koruyan yasa bu sıfatları, makamı incitici ve aşağılayıcı buluyor.
Ne mantık ama? Buna hukuk deniliyor.
Kaç kişi bundan tutuklu bilen var mı?
Sonra ülkede adalet yok demek te suç.
Bunlar adalet mi?
Devleti ele geçirmiş 1915 Travma mağdurlarının(!) olmayan onurlarını korumayı bırakın.
DEVLET YIKILIYOR BEYLER DEVLET YIKILIYOR!!!
Bu nasıl adalet?
Umarım bu konularda yargının davalı lehine takdir kullanma hakkı vardır.
Devlet hiç bir siyasiye bürokrata, "aman sana muhtacız, gel devleti kurtar" dememiştir.
Herkes hele şimdikiler yabancı devlet adamlarına sadakat mektupları yazıp önlerinde el pençe durarak gelmişlerdir.
Bu da hala yasal olarak suçtur.
Biz de "Türkiye'de hakimler, savcılar,vatanseverleri koruyacak mahkemeler var" diyebilmeliyiz.
Adaletin böyle karışık siyasi, menfaat ilişkileri ile halkın yarısını karşısına almış kişilerin çıkardığı işlerle meşgul edilmemesi gerekir.
Ama edilecek ve mücadele baltalanacak, bu minyatür devletçiklerine bizim kriptolar kavuşunca bu ihanetler duracak mı?
Asla durmayacak ve bu devlet olmayı emperyalizm adına kan dökerek pahalıya ödeyecekler.
İşte 1680'lerden itibaren başlayan Ermeni, Süryani, Kürt Yezidi isyanlarının günümüzde sonuçlanan devlet oluşumlarına kadar resimli belgeleri;
Yahudiler ve Vehhabi Yahudileri iktidarı,alınca kendi nesillerini üretmek için eskilerini soykırıma uğratırlar. |
Cumhuriyet Gazetesinden geçmiş bir haber, AKPnin ve R.T.Erdoğanın geçmişin travmacılarıyla Kürdistanı tanıtmasını okuyalım;
04 Mart 2013
Gültan Kışanak, Öcalan resmi olarak muhatap alınmış, görüşme ve diyalog başlamıştır.
Kışanak, özerklik istediklerini belirtirken, BDP'li Zümrüt de, "Kürt halkının önderini özgürleştirip, Diyarbakır surlarının burçlarına çıkaracağız" dedi.
Çözüm sürecine ilişkin yürütülen görüşmelerde, Milliyet'in yayınladığı tutanaklara göre, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın "Hepimiz özgür olacağız." ifadesi dikkat çekmişti. Dün, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak da "Sayın Öcalan özgür olacak... Özerk bir yönetim istiyoruz." dedi. BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt ise, "Kürt halkının önderini özgürleştirip, Diyarbakır surlarının burçlarına çıkaracağız." şeklinde konuştu.
Kışanak'ın çok tartışılacak söylemleri şöyle:
- "Kürt halk önderi bu meydanda sizlerle halkımızla buluşacak bir gün. Sayın Öcalan özgür olacak. Sayın Öcalan halkıyla buluşacak. Hep beraber kazanıp özgürleşeceğiz."
- "Hepimiz Kürt halk önderi sayın Öcalan diyalog ve müzakerenin muhatabıdır dedik. Bugün sayın Öcalan resmi olarak muhatap alınmış, görüşme ve diyalog başlamıştır."
- "Bugün barışa doğru bir adım atılacaksa, cezaevlerinin de kapısı açılmalıdır."
- "Kürdistan'da özgür ve eşit olmak istiyoruz. Özerk bir yönetim istiyoruz."
***
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, barış sürecini adım adım yürüterek özgürlükleri büyüteceklerini belirterek, "Kürt halk önderi bu meydanda sizlerle halkımızla buluşacak bir gün. Sayın Öcalan özgür olacak. Sayın Öcalan halkıyla buluşacak. Hep beraber kazanıp özgürleşeceğiz" dedi.
Diyarbakır'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle İstasyon Meydanı'nda yapılan mitingde yaklaşık 3 bin kişiye konuşan BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, İmralı'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan'ın, BDP milletvekilleriyle 3.5 saat süren görüşmesine değindi. Öcalan'ın bu çözüm sürecinden Kürtlerin de Türklerin de kazanacağını söylediğini, 'Herkesin özgür olacağı demokratik bir cumhuriyet inşa etmek için buradayım' dediğini belirten Kışanak, sürecin ilerlemesi için kadınların üzerine düşen görevi yapması gerektiğini söyledi.
"ÖCALAN RESMİ OLARAK MUHATAP ALINDI"
Gültan Kışanak, İmralı'da resmi olarak görüşmelerin başladığını, Kürt sorununu müzakere temelinde çözme yaklaşımının ortaya çıktığını ve bunun sahiplenmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hepimiz Kürt halk önderi sayın Öcalan diyalog ve müzakerenin muhatabıdır dedik. Bugün sayın Öcalan resmi olarak muhatap alınmış, görüşme ve diyalog başlamıştır. Biz müzakereden kaçan taraf değiliz. Barışı herkesten çok biz arzu ediyoruz. Başladığı gün sonucu elde ettiğimiz gün değildir. Yeni bir sürece başlıyoruz. Bunu doğru temelde yürütürsek kazanırız. Çarpıtmak, başka yollara saptırmak isteyenler olacaktır. Bu konuda hepimizin bilinçli olması lazım. Sayın Öcalan'ın başlattığı görüşmelerin ilerletilmesi için çaba sarf ediyoruz. Ancak her şey bitmiş değildir. Bizler mücadelemizi doğru temelde, güçlü bir şekilde yürütürsek sürecin kazananı kadınlar, halkımız ve özgürlük isteyenler olacaktır."
"DÜMDÜZ BİR YOLUMUZ VAR, ÖZERK KÜRDİSTAN"
Abdullah Öcalan'ın BDP, KCK Avrupa örgütü ve KCK Yürütme Konseyi'ne yazdığı mektupların yerlerine ulaştığını anlatan Gültan Kışanak, "Kandil'de sayın Murat Karayılan'ın başkanlığında bir KCK heyetiyle görüşme yaptık. Bu görüşmenin kendisi müzakere sürecinin bir parçasıdır. Kürt özgürlük hareketi bir bütün olarak İmralı'da Sayın Öcalan'ın başlattığı sürecin yürümesi için kararlıdır" dedi.
Kürt hareketinin tarihinde hiç olmadığı kadar birlik ve beraberlik süreci içinde olduğu görüşünü savunan Kışanak, "Sayın Öcalan bu mücadelede kurucu irade olan, mücadeleyi bugüne getiren, tartışmasız, amasız, fakatsız ve bu sürece yön verecek en temel, en güçlü aktördür. Başka hiç bir tartışma yoktur. İmralı'da Sayın Öcalan'ın ortaya çıkaracağı iradenin arkasında olduğunu herkes söylemiştir. Biz de Kandil'de bunu gördük. Özgür bir irade için kararlı duruşu gördük" diye konuştu.
"ÖCALAN ÖZGÜR OLACAK, HALKIYLA BULUŞACAK"
"Bugün barışa doğru bir adım atılacaksa, cezaevlerinin de kapısı açılmalıdır" diyen Gültan Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kürdistan'da özgür ve eşit olmak istiyoruz. Özerk bir yönetim istiyoruz. Bunlar Türkiye'yi barışa götürecek taleplerdir. Bu süreci adım adım yürütürken, özgürlükler büyüyecek ve özgür bir ülkede yaşayacağız. Biz yaparsak doğru yaparız. Biz kazanırsak büyük kazanırız. Kürt halk önderi bu meydanda sizlerle halkımızla buluşacak bir gün. Sayın Öcalan özgür olacak. Sayın Öcalan halkıyla buluşacak. Hep beraber kazanıp özgürleşeceğiz."
YASAKLANAN AFİŞLER
Miting alanının girişinde kurulan arama noktasında mahkemece yasaklama ve toplatma kararı verilen iki pankartı taşıyan kadınlar polis noktasında durduruldu. Yaşanan tartışmanın ardından üzerinde 'Öcalan'a özgürlük' yazılı pankarta polis tarafından el konuldu. Kortejin önünde bulunan ve Paris'te öldürülen 3 kadının da aralarında olduğu PKK'lı kadınların fotoğraflarının bulunduğu ve üzerinde Kürtçe, 'Şehitlerimiz onurumuzdur' yazılı pankart tartışmalar sonunda alana sokuldu. BDP'lilerin mahkemenin yasaklamasına karşı 3 kadının fotoğraflarını karanfil fotoğrafları ile kapatarak platforma astıkları görüldü. Bu arada mitinge getirilen bazı çocuklara da PKK'lıların giydiği kıyafetlerin giydirildiği görüldü.
BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt de mitingde Kürtçe yaptığı konuşmada, "Kürt kadınları İmralı sistemini mücadeleleri ile boşa çıkaracaktır. Bugünden sonra eğer bir görüşme olacaksa Kürt kadınları diyor ki, bu tarihi bir görüşmeyse tarihteki gibi yazacağız. Kürt halkının önderini özgürleştirip, Diyarbakır surlarının burçlarına çıkaracağız" dedi.
Mitingde Abdullah Öcalan’ın gönderdiği belirtilen bir mesaj okundu. Öcalan adına okunan mesajda, "Geleneksel namus yerine, güzelliğin ve soylu kişiliğin çekiciliğini geçerli kılmak gerekiyor. Büyük bir ihtimalle rızalarınız dışında evlilikleriniz oldu. Sonra sizler annesiniz. Acılarınız var. Fakat anaç olanla aşk yaşanmaz. Aşk yaşamı öldürür. Kadını özgür olmayan bir halkın özgür olma şansı yoktur. Kadının özgürleşmesi Sakine’nin mücadelesidir. Sakine’nin hesabını soracağım, açığa çıkaracağım" ifadeleri dikkati çekti.
Rizeli sanatçı Ayşenur Kolivar'ın söylediği Karadeniz türküleri mitinge damga vururken, yöresel kıyafetli kadınlar kemençe ve tulum eşliğinde söylenen Karadeniz şarkılarıyla horon tepip halay çekti.
Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.