MİTOLOJİDEN GÜNÜMÜZE SAPIKLIK AYETLERİ
Bu
uzun çalışmayı yapmamın en önemli sebebi, sistemli olarak, Türk ve Müslüman
toplumlarının, Hristiyanlık, İslam, Rönesans ve Atatürk devrimleriyle, tarihin
derinliklerine itilmiş, mitolojik dinlere ait dini sapıklıkların tek merkez
olan Vatikan ve birlikte hareket ettiği Brüksel, Londra, Washington Haçlı
merkezlerinden her ülkenin yaygını dinine ait mezhepleri üzerinden “o ülkenin
diniymişçesine” kukla hükumetlerce aşılanmasıdır.
Bu
yayılma, dini tarikatlar, tekkeler, manastırlar, havralar, Zerdüşt, Hindu,
Budist ve diğer dinlere ait tapınak, mabet görevlileri üzerinden yayılmaktadır.
Türk
milleti ve bütün Müslüma ülkeler başta olmak üzere tüm milletlerin de dikkat
etmesi gereken en önemli husustur. Bazı dinlerde ise bu yapılan değişiklikler
olağan işlerdir.
Biz
kendi üğlkemiz halkını uyarma görvini yapabilme için, ülkemizde bu yöndeki
gelişmeler olan haberleri, istatistik verilerini, televiyon ekranlarından alt
yazılı açıklamalara kadar yazıya ekleyeceğim.
Dinine
ve devletine bağlı insanımızın hassas olduğu kjonuda bilgilendirme sorumluluğum
olmasa bu nlar yerine başka, bilimsel, genel kültür, edebi konularla
uğraşırdım. Bu çalışmam da bu konuda son çalışmam olacaktır. Ama epey uzun,
çeviri, haber derleme bir yazıdır.
Bu
konuda araşatırma yapan ve yapacak olan herkese, Hinduluk, İran, Grek, Roma
Mitracılığı, Zervanilik, Sabilik, Tevrat, Grek, Thomas incilleri, Sabi Cinze
kitaplarından oluşan geçmişi ON BİN YILI bulan mitlerden İslam kültürüne kadar
tespitler barındırdığından büyük kolaylık olması açısından arşivlik bir kaynak
olduğunu belirteyim.
Vatana
millete hizmette kullanılsın. İlahiyatçılar bu yazılar ile sapıklıkları,
bidatların kaynaklarını bulabilir ve istenirse temiz bir din de
oluşturulabilir. Şu anda yapılan da bozuk, baba kız, baba oğul gibi sapıklık
üzerine kurulu dini yayma işidir.
Çocuk
istismarları, pedofilik evlilikler, çocuklar ve yetişkinlerle yapılan
kulamparalık, biseksüel cinsel yaşam sapıklıklarının kaynağı eski devletlerin
halklarını bir arada tutmak için kurdukları devlet rejimi olan ilkel dinlerdi.
Küçük aileler, kabileler, dilleri yeterli gelişmediğinden iletişimleri zayıftı,
herkes birbirine düşmandı, bu yüzden içine kapanıktılar. Buna en iyi örnek,
Sodom Gomora kentlerinden sonra şehre inmeyip dağda yaşamaya karar veren Lut
peygamberin kızlarının “nesillerini sürdürmek uğruna” babalarıyla ensest ilişkiye
girmeleridir. Okuyalım;
Tevrat
Yaratılış 19;30,31,32,33,34,35,36,37.
Lut ile Kızları
|
Lut kızları ile |
30 Lut Soar'da kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki
kızıyla kentten ayrılarak dağa yerleşti. İki kızıyla birlikte bir mağarada
yaşamaya başladı.
31 Büyük kızı küçüğüne, "Babamız yaşlı"
dedi, "Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir
erkek yok.
32 Gel, babamıza şarap içirelim, soyumuzu
yaşatmak için onunla yatalım."
33 O gece babalarına şarap içirdiler. Büyük kız
gidip babasıyla yattı. Ancak Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
34 Ertesi gün büyük kız küçüğüne, "Dün gece babamla
yattım" dedi, "Bu gece de ona şarap içirelim. Soyumuzu yaşatmak için
sen de onunla yat."
35 O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük
kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
36 Böylece Lut'un iki kızı da öz babalarından
hamile kaldı.
37 Büyük kız bir oğlan doğurdu ve ona Moav[ii] adını verdi. Moav, bugünkü Moavlılar'ın atasıdır.”
Yukarıdaki, Yaratılış Kitabı 19;31.32. ayetlerde, “aile içi ensest
üremenin esas olmadığı, mecburiyetten olduğu açıktır. Lut peygamber gittiği Sodom
ve Gomora şehirlerinin kendisinin oraya yerleşmesiyle yok edilmesi üzerine, kendisini sorumlu hissetmiş, ben gitmesen tanrı
lanetini onlardan uzak tutacak teşhisini yaparak dağa çekilmiştir.
Gerçekten de
isabet olmuş, tanrı Lut’a kızsa da yok ediliş bu olayla durmuştur. Kureyş Araplarının
tapındıkları Teke Tanrı Hubel putunu da, Kabe’nn koruyuculuğunu yapan Cürmühi kabilesi
Muhammet'ten en az 500 yıl önce Lut peygamberin kızlarıyla ilişkisinden üreyen bu
Moabi kabilesinden almışlardır.
Muaviye adı da buradan gelir. Kureyş, Hicaz Arapları
da Arabistan yarımadası Araları da ensest aile içi üreme kültürü Sabiliğe, Grek
Mitracılığına, İran Mecusiliğine ve Zervaniliğine tabii olduklarından hepsi ensest,
biseksüel toplumdu. Bu Lut kavminden önce de vardı, sonra da oldu hala da vardır.
Ama bu görüldüğü gibi, ilahi emirle değil aslında zorunluluktan olmuş, zamanla
da din adamları ilahileştirmişlerdir.
Çağdaş dinler olarak kabul edilen Semavi dinler yani Tevrat,
İncil ve Kuran temelli dinler ve mezheplerin de kaynağı bu erken devletlerin dinleri olduğundan, her
din çıktığında eski sapıklıkların yaşandığı dini kültürel geleneklerin
yaşanması, insanların yeni dine bir anda uyum gösterebilmelerinin
çaresizlikleri içinde oluşturulan yeni dinler eski sapıklık geleneklerini
benimsemek, yasaklasa da onları sünnet gibi uygulamalar şeklinde korumuşlardır.
Bu
sapıklıkların iyi bir şey olmadığını XVI. yüzyılda başlayan, dünyayı gezmiş,
keşifler yapmış, zenginlikte aristokratları geçmiş burjuvaların başlattıkları
aydınlanma çağı olan Rönesans ile batı kültürel devrimi başlatabilmiş ve XVII
yüzyıldan sonra oturtmayı başarabilmiştir.
Aşağıda
okuyacağınız sapıklıkların çoğunu Hanefi İslam Mezhebi barındırmasa da namaz
kılan ve sünnetleri uygulayan bazı tarikatlar tarafından gizlice yaşanan bu
cinsi sapıklıklar günümüze kadar gelebilmiştir.
İslamofobi
siyasetinde gayrimüslüm dünya milletlerini Müslümanlara karşı kışkırtmada
kullanılan bu sapıklıkların, büyük Atatürkün yasakladığı bu sapkın tarikatların
içinde gizlice yaşanması, Türkiye gibi Atatürkü olmayan 56 Müslüman ülkenin
maalesef eski dinlerden kalan sapıklıkları günlük yaşamlarında
sürdürmektedirler.
Bu
konuda çok iyi özetlemeler yapmış, aslında savaşların psikolojik kökenlerini de
eski ilkel erken devlet dinlerine bağlayan bir anlayışı yerleştirmek için
yazılmış bir kitapta cinsel istismarın, aile içi şiddetin, cinsi sapıklıkların
doruğunu okuyacaksınız. Bu insanlar da o zamanın koyu dindarlarıydılar ve
dinleri öyle emrettiği için öyle yaşıyorlardı.
Bu gün de bize gene din ile yaşatılmak istenilmektedir.
Bunun
da işaretleri, Tevrat emirleri gereği, tecavüz mağdurunun tecavüzcüsüyle
evlenmesi,, evlilik yaşının on beş yaş altına inmesi, tecavüzcülerin hükumet
eliyle korunması, adliyeden veya bir tutukluğun ardından serbest bırakılması
şeklinde görülmektedir
Çocuk tecavüzlerinde Talmud ve Humeyni Tahrir El Vesile
kitaplarında “dinen caiz görülen beş ve üç yaş sınırındaki çocuklara sistemli
artış gösteren tecavüz olaylarının aile içi tecavüzler şeklinde görülmeleri
ilgi çekmektedir.
AKP hükumetinin gelişiyle, sistemli olarak, bütün yazılı
ve görsel medyada cinsellik konulu dini tartışmalar yapılmaktadır. Bunlardan en
utanılacak olanı da Diyanet işleri Başkanlığı internet sitesinde yapılan
aşağıdaki açıklamadır;
BABA-KIZ CİNSELLİĞİNİ BİR HADİS İLE UYGUN GÖREN DİYANET
İŞLERİ BAŞKANIMIZ;
"Diyanet İşleri Başkanlığı, internet üzerinden yöneltilen, "
Bir
babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşür mü?"
sorusuna, "
Babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona
sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur" ve "
Babanın kızını
kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, bu
tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir"
ifadelerinin yer aldığı skandal bir yanıt veridi."
Haberin yayınlandığı ilk haberde geçen açıklama metni şöyle;
“ Akıl almaz ifadeler
İşte o, “Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşür
mü?” sorusuna verilen kapsamlı cevap:
“
Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhın ne olacağı
konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını
öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur (
bkz.
İbn Rüşd, Bidayetü’l-Mücdehid, Mısır 1975, II, 33; İbn Kudame, el-Muğni, VII,
486; İbn Cüzey, el- Kavaninü’l Fıkhiyye, 138).
Hanefilere göre ise;
babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda kızın
annesi bu babaya haram olur. Ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine
değerek olması ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması
gerekir. Kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet
duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük
olması gerekir. Şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma,
uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır.”
Öğleden sonradan itibaren paylaşılmaya başlanılan bu haberin doğruluğunu test
etmeye karar verdiğimde arkadaşlar aşağıdaki linki paylaştılar.
Bunlar nasıl insanlar artık takdirlerinize bırakıyorum.
Bu adamlara kim nasıl Müslüman diye itimat edip oy verdiyse, demek ki bu
sapıklıkları onaylayan sapıktır, sapıklardır.
Antoloji
com sitesinde Dinçer Demirel adlı arkadaşımızın hazırladığı resmi
istatisliklere dayalı tecavüz raporundan yaptığım alıntıya bir göz atalım;
Tecavüze uğrayanların % 50’si 18 yaş altında ve bunlardan % 10’u erkek çocuk
gerisi ise kız çocuktur. Her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğruyor. Daha
çok 7–9 yaş arası çocuklar cinsel şiddete uğruyor. 5–10 yaş arası
çocukların % 55'i ensest mağdurudur.
10–16
yaş arası çocukların % 40’ı ensest mağdurudur. Cinsel saldırganların % 75'i
tanıdık biridir.
Ensest
olaylarında faillerin % 50'si öz baba, sırasıyla da amcalar enişteler,
ağabeyler, dedeler ve dayılardır.
Acil
yardım hattını arayan kadınlardan % 57'si fiziksel şiddete, % 46,9'u cinsel
şiddete, % 14,6'sı enseste ve % 8,6'sı tecavüze maruz kalmıştır.
2011’de tecavüz vakaları basına az yansıyan haberler arasında yer almıştır. Buna
rağmen, 102 kadın ve 59 kız çocuğunun tecavüze uğraması basında yer
almıştır.. ,
Bianet’in düzenli olarak yayınladığı şiddet çetelesi 2011 Kasım -2012 Kasım
arası verilerinden Türkiye’de kadına yönelik cinayet, şiddet, taciz, tecavüz
olaylarında herhangi bir azalma olmadığını görmekteyiz.
Basına
yansıyan haberlerde erkekler 2012 yılında 171 kadın,12 çocuk,2
bebek,5 trans birey,13 erkek öldürmüştür. Aile içi şiddet ve tecavüzden
dolayı ise 5 kadın 1 çocuk, 16 erkek ise tecavüz, cinayetten sonra intihar
etmiştir.
Cinayet
ve intiharlar en çok Marmara Bölgesi’nde, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük
şehirlerde yaşanmıştır. |
11 Mayıs 2022'de eklendi |
Kadınlar
genelde eşleri, eski eşleri, kardeşleri tarafından öldürülmüştür. Öldürülen
kadınların bir kısmı daha önce şikâyette bulunduğu ve yardım istediği halde
koruma altına alınmamıştır. Katillerin ise birçoğu yakalanmamış/yakalanamamış
yakalananlarsa genelde az ceza almıştır
Yine son bir yıl içinde erkekler 141 kadına, 8 çocuğa (çocuklardan 2’si hamile
kalmıştır) tecavüz etmiş, 133 kadını taciz etmiş, 77 çocuk istismarda
bulunmuştur. Kadın ve çocuklar en çok yakınlarındaki erkekler tarafından taciz
ve tecavüze maruz kalmıştır. Bunu yapanların çoğu ya az ceza almış, ya da
serbest kalmıştır.
VATAN GAZETESİNİN TECAVÜZ RAPORUNDA İSE;
3 cinsel saldırıdan biri 2-5 yaş arasındaki çocuklara yapılıyor...
AK Partili iki kadın milletvekilinin son dönemde Türkiye’yi sarsan çocuklara
yönelik cinsel saldırılara ilişkin yaptıkları kapsamlı çalışma ortaya acı bir
tablo çıkardı: 3 cinsel saldırıdan biri 2-5 yaş arasındaki çocuklara
yapılıyor, ensest 6 yaş altında başlıyor.
AK Parti Ankara Milletvekili Aşkın Asan ve İstanbul Milletvekili Alev Dedegil
cinsel istismar ve diğer çocuk sorunlarıyla ilgili aylardır süren çalışmalarını
tamamladı. AKP’li vekillerin ilk olarak TBMM Kayıp Çocukları Araştırma
Komisyonu’na sundukları raporda, halk arasında “sübyancılık” olarak bilinen
pedofili hastalarının kimyasal olarak “hadım” edilmesi önerisi yer aldı.
Raporda, pedofililerin, testesteron seviyesini düşürücü kimyasal ilaç verilerek
cinsel güçlerinin düşürülmesini öngören bu yöntemin Türkiye’de uygulanması
istendi.
Raporda, “1 haftada onlarca çocuk tacizi
vakasının yaşandığı, 12 yaşındaki bir çocuğa 60 kişi tarafından tecavüz edildiği,
13 yaşındaki kızların yüzlerce kişiye pazarlandığı, daha kundaktaki bebeğe bile
cinsel tacizde bulunulduğu ülkemizde bu yasanın uygulanması gerekir” denildi.
Şikayet yoksa Türkiye’de ensest yasal
Gelişmiş tüm ülkelerce ayrı ceza maddesi olarak düzenlenen ensestin TCK’da
bağımsız bir suç olarak yer almaması da eleştirildi. TCK’nın 104.
maddesinde, 15 yaşını bitirmiş çocukla cinsel ilişkide bulunan kişiye, şikayet
üzerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis öngörüldüğü
belirtilen raporda, çocuğun rızasının sorgulanması da ağır bir dille
eleştirilerek, “Kendi rızasıyla beraber olduğu gibi yaklaşımlar 18 yaşından
küçük hiç kimse için söz konusu olamaz” görüşü vurgulandı.
18 yaşından
küçük biriyle ondan en az 5 yaş büyük birisinin cinsellik yaşamasını cinsel saldırı
sayan TCK’nin 104. maddesinin 2. fıkrasının Şubat 2009’da Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilmesine ilişkin olarak ise, “Şu anda yürürlükte olan
TCK 104. madde 16-18 yaş arası bir çocuğun ensest ilişkisini şikayet
olmadığı durumlarda yasal hale getirmiştir” saptamasına yer verildi.
İNANILMAZ RAKAMLAR
26
Türkiye’de her 26 dakikada bir kişi cinsel suç mağduru oluyor.
2-5 Yaş
Cinsel saldırıya maruz kalan çocukların yaşları ve oranlar:
2-5 yüzde 30
6-10 yüzde 40
11-17 yüzde 30
3 Kat
Dünyada kız çocukları erkek çocuklardan 3 kat daha sık cinsel saldırıya
uğruyor. Türkiye de kız-erkek oranı birbirine çok yakın.
80
; Saldırganların yüzde 80’i çocuğun tanıdığı biri ve yüzde 96’sı erkek.
20 bin mağdur
Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre 2008 yılında Türkiye’de 14 bin 337
cinsel suç işlendi. 20 bin 282 kişi bu saldırılardan mağdur oldu.
6
Türkiye’de aile içi cinsel saldırı kızlarda 6 yaşın altında başlıyor.
Aile içi cinsel saldırılara maruz kalan çocukların çoğunluğu Marmara ve Karadeniz
bölgelerinde yaşıyor.
Vatan
660 bin çocuğa taciz
Türkiye’de çocuğa yönelik cinsel saldırı son 5 yılda yüzde 400 oranında arttı.
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü, Türkiye’nin korkutan gerçeklerini
gündeme getiriyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de çocuğa karşı
işlenen cinsel taciz, saldırı ve istismar suçları ile ilgili davaların
sayısında 2008’den 2013’e kadar olan 5 yıllık süreçte yüzde 400 oranında artış yaşandı. Uzmanlar, adli mercilere
yansımayan olaylar da göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’de 2012’de en az
660 bin cocuğun cinsel taciz ve tecavüze maruz kaldığını belirtti.
Şefkat-Der’in
raporunda, Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de
çocuğa karşı işlenen cinsel taciz, saldırı ve istismar suçlarının 2008’de 7 bin
500, 2009’da 13 bin 812 iken; 2011’de 18 bin 334, 2012’de ise 33 bin 992
olduğuna dikkat çekildi.
Raporda,
bu rakamın tamamen gerçeği yansıtmadığı da belirtilerek “Buradan yola çıkarak
bir oranlama yaptığımızda, adli
mercilere yansımayan durumları da göz önüne alarak 2012 için Türkiye’de en az
660 bin cocugun cinsel taciz ve tecavüze maruz kaldiğini söyleyebiliriz” denildi. ‘Eğitim kadar
ruhsal gelişim de önemli’ Biz de, bu veriden yola çıkarak “Nasıl oluyor da
giderek muhafazakârlaşan bir ülkede, pedofili davalarında yüzde 400 oranında
artış yaşanıyor” sorusunu
uzmanlara yönelttik.
Türkiye
Çocuk ve Gençlik Psikiyatrisi Derneği Adli Tıp Komisyonu Başkanı Prof. Dr.
Ayşen Coşkun, çocuğa karşı işlenen cinsel suçların artmasının tek bir nedene
bağlanamayacağını belirterek “Benim en çok dikkatimi çeken konu, son dönemlerde
özellikle 12- 16 yaş arası çocukların internet üzerinden giderek daha fazla
istismara uğraması.
Aileler,
çocuklarının ruhsal gelişimini takip etmiyor, gün içeresinde internette kiminle
ne yaptığını bilmiyor. Aileler başarıyı yalnızca eğitimde arıyor, ancak çocuğun
ruhsal gelişiminden habersizler” dedi. ‘Kız-erkek ayrımı sağlıksız’ Coşkun, cinselliğin rahat konuşulamadığı, kapalı
toplumlarda cinselliğin sağlıksız bir yöne doğru kaydığına dikkat çekerek şöyle
devam etti: “Örneğin, kız ve erkeği ilköğretimden itibaren ayırmak,
sağlıksızlığı başlatıyor.
Çocuğun
normal gelişimi karşı cinsiyle bir arada büyümesini gerektirir.
Ergenlik döneminde de kız ve erkek aynı toplumda olmalı, bu şekilde
psikolojik, sosyal gelişimini tamamlamalı. Aksi halde karşı cinsi cinsel obje
olarak görecektir.”
‘Çocuğun beyanı delil sayılmıyor’ İstanbul
Barosu Çocuk İstismarını Önleme Komisyonu üyesi avukat Aşkın Yaşar Topuzoğlu
da, yargılamadaki en önemli yanlışın ise çocuğun
beyanına itibar edilmemesi olduğuna
dikkat çekerek: “Çocuğa yönelik cinsel suçların genellikle bir tanığı
olmuyor. Yargı aşamasında, sanıklar genellikle tahliye oluyor. Burada yapılması gereken, uzmanların
çocuğun beyanınıdan yola çıkarak, manevi bulguları göz önünde bulundurarak
hazırladıkları rapor delil sayılmalıdır.”
Çocuğun beyanı delil sayılmıyor’
İstanbul
Barosu Çocuk İstismarını Önleme Komisyonu üyesi avukat Aşkın Yaşar Topuzoğlu
da, yargılamadaki en önemli yanlışın ise çocuğun beyanına itibar edilmemesi
olduğuna dikkat çekerek: “Çocuğa yönelik cinsel suçların genellikle bir
tanığı olmuyor. Yargı aşamasında, sanıklar genellikle tahliye oluyor.
Burada yapılması gereken, uzmanların çocuğun beyanınıdan yola çıkarak, manevi
bulguları göz önünde bulundurarak hazırladıkları rapor delil sayılmalıdır.”
NTV haber sitesi;
|
Suudi Evlendirme Bakanı Ahmet El Mubi,; İslamda evlilikte alt yaş sınırı yoktur, velisi izin verirse bir yaşında bebek bile evlendirilir 2010 Ürdün Memry Tv
|
İstatistiklerden
şu sonuç benim dikkatimi çekmiştir;
Cinsel
saldırıya maruz kalan çocukların yaşları ve oranlar:
2-5 yüzde 30
6-10 yüzde 40
11-17 yüzde 30
Tecavüz
mağduru çocukların % 70’i 2 yaş ile 10 yaş arası. Bu Tevrat’ta ve Sabilerde
sütten kesilme yaşı olan 18 ay ile 24 ay yani bir buçuk ile 2 yaş sınırında
başlıyor, bu kitaplardan İslama geçmiş olan adet görme yaşı olan 9 ve 10
yaşları ergenlik kabul edilen yaşlardır.
Geri
kalan %30 luk grup ise olağan tecavüz sapıklıkları olarak yorumlanabilirse de
hepsinin faillerinin getirilmek istenilen şeriat rejimi siyasetlerinin ürünü
oldukları ve faillerinin de sapık dini tarikat, cemaat mensupları oldukları
resmi mahkeme kayıtları, yazılı ve görsel basında kanıtlanmış olaylardır.
Bu
yüzden, cinsel sapıklıkların mitolojik yani, mensubu olduğumuz, Tevrat ve ondan
doğan semavi dinler öncesi veya bu dinlerlerin dışındaki dinler dışındaki
dinler kast edilmektedir. Bu dinlere inananlar hala Yahudi, Hristiyan, Müslüman
tarikatları olarak yaşamaktadırlar.
Bunu
da yaşantılarındaki tercihlerinin bu dinlere uyumlarına bakarak anlıyoruz.
ÜLKEMİZDEKİ DİNCİ REJİMİN DE İRAN'DAN FARKININ OLMADIĞINI
GÖRDÜK.
YAKINDA KUNDAK BEBEKLERİ İLE CİNSELLİĞİ DE BİR HADİS İLE UYGUN BULURLARSA
ŞAŞIRMAYINIZ.
3.300 YILLIK TEVRAT'IN, 2000.YILLIK İNCİL'iN, 1400 YILLIK KURAN'IN YASAKLADIĞI
Avrupalılar
da zaten aynı coğrafyadan göçen kavimler olduklarından kendilerini Rönesans ve
Katolik İncil nimetleriyle biraz kurtarmalarına bakarak ayırmalarını
gerektirmez. Elan, İspanya, Portekiz, Rusya’da ve bir çok Avrupa ülkesinde
“reşit olmak kaydıyla ensest ilişki” yasaldır.
Yer
kürenin ekvator bölgesinde yaşayan bütün kavimlerde benzer şekilde ensest,
pedofilik yaşam vardır. Hepsinin de dinleri Küçük ve Büyük Köpek takım
yldızlarından geldiklerine inandıkları yılan, kertenkele türü öküzbaşlı
insansı, her kılığa girebilen, öldürülebilen, çok uzun yaşayan dev ve cüce cin
ve şeytanlara dayanır.
Sıcağı
seven yapıları nedeniyle ekvator çevresinde, kendilerine kölelik edecek günümüz
insanlarının atalarını yaratmışlar, sonunda kendi yıldızlarına dönerken de
kölelerini burada bırakmışlardır. Bu kavimlerin dinleri de ilginç şekilde
birbirine benzemektedir.
Bu
nedenle, İslamofobi yamyamlarının, bütün pislikleri Müslümanlara atmaları tam
bir siyasi komplodur. Bu sapıklıklar, İslamın temeli olan Tevat, İncil de
vardır, onların binlerce yılık yaşamlarında vardır.
Bu çalışmada,
sırasıyla Sümer, Hint, Babil, İran, Grek, Mısır ve Arap dinlerinde orta olan bu
ensest pedofilik, kulamparalıkları, Tevrat, Talmud, İslam hadislerine dayalı
Humeyni şeri rejim yasalarından dilimize yaptığım çevirilerde okuyacaksınız.
Ensest Üreme Kültü
|
Farklı bir Adem, Hava ve çocukları resmi |
Hristiyan
sitelerinde sık sorgulanan konulardan birisi insanlığın “ensest” yani aile içi
evliliklerle üremesidir.
Bir çok tartışma blogunda ortak
sorular ve cevaplar şöyledir;
Soru=Havva’dan
başka kadın yokken Habil ve Kabil kimlerle evlendi? Bundan İncil neden
bahsetmez?
Bu
soruda demek istenilen, anaları Havva’yı mı becerdiler?
Aslında
durum Mecusilik olarak bilinen İran ve Sabilik kökenli İslam öncesi Kureyş
Araplarının dininin Kürtler için yazılmış “Mushaf-ı Reş’de” (Kara Kitap), “bir
Kürt Yezidi, annesini babasından çalıp kendisine eş/karı yaparsa bu ganimettir”
demektedir.
Nasturilerin
İncilinde ise “ Allah, Adem’in oğullarının ve kızlarının kendisinin karıları
olduklarını” söyler.
Ama,
“Doğu Kiliseleri” ya da Doğu Ortodoksluğu olarak bilinen bu İncillerdeki
bilgilerin yer almadığı Grek İncil’inde ise durum farklıdır. Bu tür ilişkiler
yasaklandığından farklı cevap arayışları vardır.
Cevap=
İlk adamın ilk iki çocuğunun eşleri hakkında bu tartışmalar yüzyıllardır
sürmektedir. En kısa cevap, erkek kardeşlerin kız kardeşleriyle evlilikleridir.
İnsan, önce iki kişiydi, Adem ve Hava. Bu çift üç çocuk sahibi oldu, Kabil,
Habil ve Şit. Şit’e sahip olduğunda Adem 800 yaşındaydı ve onun da oğullarıve
kızları oldu ( Tevrat Yaratılış 5:4)
Kabil
ve Habil’e tam olarak kaç kız kardeş gerekliydi?Adem ve Hava’nın kaç kız
ürettikleri konusuna İncil/Tevrat tam olarak cevap vermemektedir. Ancak,
Adem’in 930 yıl yaşadığı için yeterince kız ve erkek üreterek yer yüzünü
doldurmak için çok fazla zamanı olduğunu ifade etmektedir.
Fakat,
Yahudi tarihçi Flavius Josefus (Antiquities of Jews /Yahudilerin tarihi 1.
Kitap 2.Ünite) kitabında yazdığı bir dip notta eski geleneğe göre Adem’İn “33”
oğlu ve “21” kızı olduğunu, Adem ile Hava’nın yaratılışlarının her yönüyle
mükemmel olduğunu, çocuklarının da fiziki olarak mükemmel doğduklarını, insanın
yaratılmasını takiben süren kardeş evlililiklerinde genetik sorunlar
yaşanmadığını yazmaktadır.
|
Ademi hava ve çocukları temsili |
Levililer
18:6 ayette geçtiği gibi Tufan sonrası tanrı “yakın akraba evliliklerin ortaya
çıkmasını istemediğini belirtmektedir.
Tanrı,
Adem ve Hava’ya verdiği emri İsraillilere de verdiyse, onların çocuklarının
kısa sürede ölmeleri gerekiyordu. Bunun için geçici olarak tanrı “aileler arası
evliliklere”yeryüzünü doldurmaları için izin verdi.
Tufan
ile birlikte genetik zayıflıklar görüldü, yakın akraba evlilikleri
uygulanamayan, büyük ölçüde insan ömrünü dereceli olarak azalttı. Bu tufan
öncesi nesillerin tükenmelerini engelledi. (Matematiksel hesaplara göre,
Tufanda ölen insan sayısı bir milyardır)
Orta
Çağda Yahudi kabalasında üretilen bir başka bilgiye göre de Ölüm Meleğinin
Karısı, Şemail efsanesinde, Hava yaratılmadan önce, toz ve topraktan Adem’e
eşit yaratılışta yaratılmış olan Lilit şeytanı Adem’in karısıydı. Cinsel ilişki
esnasında Adem onu altına almayı denedi. Ama o “erkek egemen ilişkiyi” kabul
etmedi, “yan yana yatarak ilişkiyi
önerdi”. Adem önerisini ret edince, ona küfretti ve Kızıldeniz kıyısından evine
gitti. Kızıldeniz boyunca giderken, Lilit şeytanı öteki kovulmuş cin ve
şeytanlarla ilişkiye girdi ve bir günde 100 kadar bebeği oldu. Keçi başlı
şeytan Lucifer’in tanrının onaylamadığı bir evlilikle karılığını yapan
anasıydı. Yeni doğan bebeklerin kanlarını içmeyi severdi.
Geri
dönmediği için de cezalandırıldı. Sonra tanrı Adem’e kaburgasından yarattığı
uysal kadın olan Hava’yı verdi. Kızdığında kanatlarını açarak Aden cennetinden
dışarıya uçan Lilit, sıklıkla, çocukların kanlarını emen, erkekleri geceleri
baştan çıkartan vampir kişiliğinde şeytanlaştırıldı. Günümüzde, erkek
egemenliğine karşı gelen bağımsız kadının sembolü de olmuştur.
Bu
da Adem’in çocuklarının, “ensest üreyen” ve “biseksüel” yaşayan bu Lilit
şeytanının çocuklarıyla evlenmiş olabileceklerini de düşündürmektedir.
İslam
öncesi Kâbe’de tapınılan Allah’ın kızı El Uzza’nın bu Lilit şeytanı olması
muhtemeldir.
1300
yıl önce İbni İshak’ın yazdığı “Kitabul Esnam” ve “Siretül Resulüllah” adlı
kitaplarında geçen Allah’ın üç kızından
El Uzza hakkında şöyle bahsedilmektedir;
“El
Enazi Ebu Ali bize anlattı ve dedi ki ; Ali b. Aş Şebbah bize anlattı ve dedi
ki; Ebu Münşir bize bildirdi. Dedi i; Babam bana Ebu Şalih’ten o da İbn
Abbas’tan naklen dedi ki;
“El
Uzza, Batnı
Nahle’de üç hurma ağacında yaşayan bir dişi şeytandı...” demektedir.
HİNDULUKTA ENSEST VE EŞCİNSELLİK
Brahma Kumaris, 2500 yıl önce, cennet yeryüzündeyken,
cinsiyetsiz insan varlığı aklın ücü ile
üretildi, Hindistan’ın, biyolojik, insanlık tarihi şekillendi.
Hindistan’ın eski cinsellik kültürü, Mahabaratha
metinlerindeki Rig Vedalarda ve öteki farklı kaynaklarda bildirildi.
Örneğin, Mahabharata Adi Parva
(Başlangıç Kitabı) da “Evlenmemiş bir kadın cinsel ilişki isterse,
yerine getirilmelidir ve yerine getirilmezse o dinin ölümü demektir.” Der.
Hindu kutsal metinlerinde “Vikruti Evam Prakriti”
yani “sapıklık, çeşitliliktir” diyerek sapıklığı doğal olarak
göstermektedir. Her ne kadar onaylanmasa da erkek eçcinselliği doğaldır.
Hindu metinleri olan Manu Smriti 3.49 ayetinde,
veSushruta Samhita gibi çeşitli metinlerde bazı insanların karışık
cinsiyetli doğduklarını ve dişil tabiatlı doğduklarını veya cinsel olarak nötr
doğmalarını, doğal biyolojinin sorunu olarak tanımlar. Bu tür yaratılışa
sahip olanlar, berberlik,çiçek satıcılığı,hizmetçilik, masörlük ve fahişelik
işlerinde çalışırlar.
Bu gün böyle üçüncü tür insanlar (Hicralar)
Hindistan’ın her yerinde özellikle marjinal toplumlarda fahişe veya dilenci
olarak yaşarlar.
Muhtelif Hindu dinlerinde homoseksüellik aleyhine
kesin emirler olmasına rağmen, Hindu mitolojileri, kadın ve erkek
eşcinselliğini ve üçüncü tür ile cinselliğe bir çok efsanede hürmet etmektedir.
Ulupi açıkça Arjuna’ya der ki, “Bir geceliğine
onunla uyumak dine karşı değildir.”
Ensest,eski metinlerde yaygın olarak bahsedilen bir konudur.
Lekhraj Kirpalani, Father of Humanity kitabında kendi kızıyla evlilik
düğününden Om Radhe’nin ilahi bir görüş olmasından bahseder
Vasishta adlı bir bilgenin kızının kocası olduğu ve onunla
ilişkiye girdiğine inanılır. Bir başka hikayede, Tanrı İndra, torununun karısı
Vapustma ile cinsel ilişkiye girdiği yazılıdır. Diğer bilgeler de kendi
kızlarıyla evlenmişlerdir.
Rig Veda da bile, kız ve erkek kardeşler olan Yam ve
Yami’nin cinsel evrimlerinden bahsedilir. Yami, kız ve erkek kardeşler
arasında yaygın olmayan cinsel ilişki arzusunu öz erkek kardeşine imalı şekilde
söyler.
Mahabarata’nın Adi Parva kısmında, Rishi Prashar ile Satyavati
Matsyangandha arasında ve oğlu Utthat, eski bilge Dirghtama’nın bir kadınla
halkın önünde hayvanlar gibi aleni cinsel ilikiye girdikleri yazılıdır. BU
durum Viktorya çağı İngilizlerini şok etmiştir. (Tevratı iyi okusaydılar
aynısını Davut peygamberin yaptığına tanık olurlardı.A.Yavuz)
Gita Govinda da “Radhe ve Krishna nın Aşk
Şarkıları” on ikinci bölümde yirmi dört bölüm halinde Krişna nın Radhe ile
aşkı, hazzı körükleyen ifadeleri yer almaktadır;
“Krişna ergen kadını sarmalayarak öperken
Radhe, bir arı için yasemin çiçeği ne ise, öylesine zevk
için en çok sevilen oldu,
Krişna, yüzünü geriye çevirip arzuyla baktı,
Elbisesinin uçları, toprağın ormanındaki arkadaşlarınca
tutuluyordu,
Hayır, hayır, hayır diyerek, eteğinin düğümünü
gevşetirken Radhe yi tekrar çağırdı,
Sesleri kafa karışıklığına işaret ediyordu,
Vucudu şaşılacak kadar aşktan korkuya kapıldı,
sözleri açıkla anlaşılabilir olmuştu.
Biçimli dudakları göğüslerinin üstüne düştüğünde, Radhe,
Kadamba ladin ağacı gibiydi,
Titreyen yürüyüşü ve sonsuz iç çekmeleriyle gözyaşları
etrafa serpildi.””
Bunda başka aşağıdaki metinlerde de Hindulukta sapıklıklara
rastlayacaksınız.
ZURVAN
A ZOROASTRİAN DİLEMMA
R.C.ZAEHNER
Oxford Üniv.Doğu Dinleri ve
Ahlakı Profesörü.
|
Tanrı Zurvan |
Zurvan
(İng) Zervan (Zaman), İranlıların Mazda dininden sonra Sasaniler döneminde
ibadet ettiği şeytan ibadetine dayalı bir dindir.
Baş
tanrı Zervan, evrende yalnız başınadır ve yanına birisi olsun ister, birden
karnında bir oğlu olduğunu fark eder. Bir süre sonra “iyi mi kötü mü olacak”
endişesi duyar anında ikinci bir oğlu olduğunu karnmında fark eder. Zaman
içinde, “ilk doğana evrenin hakimiyetini vereceğine dair söz verir”. Önceden
var olan Hürmüz evrenin hakimi olma hev esiyler doğumunu beklerken, gelişen
kardeşi kötü/şeytan Ehriman/Arman’a da bundan bahseder.
Ehriman,
bunu öğrenir öğrenmez, Zervan/Zamanın karnını yararak çıkar ve israr ederek
evrenin hakimiyetini 16.000 yıllığına alır. Hürmüz, tüysüz, parlak, göze güzel
görünen ama saflığı tmsil ederken, Ehriman/Arman da kıllı, kurnaz, zekiliği
temsil eder.
Zervan
adı, Mazda dini Zerdüştlüğün kitabı Avesta Bundehişte Zatspram olarak
geçmektedir.
Zervan/Zaman
hakkında Avesta bize bir şey söylemez. Sasani döneminde, Zervan/Zaman’ı anlatan
mitoloji Bundehişn kosmolojisinde önemli rol oynadığını anlatır. Avesta’da
geçen Zervan mitolojisi Vay veya Avestanın başka yerinde Vayu ve Yaşt adlarıyla
anılmaktadır ve hakkında çok az bilgi verilmektedir.
Gerçek
metinlerde Vayu, Zerdüşt toplumundan bağımsız üstün bir tanrı olarak görünür.
Zervan ve Mitra gibi ahlaki tanrı değildir, aksine Mitra’nın kötü halidir.
Mazdaya ibadet eden Zerdüştlerin inançlarının aksine kişiliğini ikiye
ayırmıştır.
Tamamen
güçlü olan tanrı ellerindedir ama Vayu, Ahura Mazda (Hürmüz) tarafındadır ve
kötü yanı, ölüm şeytanından biraz daha iyidir. Vayu, cömert ruha ait iken Yaşt
kendini ona adamıştır. Vayu ileride Yaşt olarak kötülük şeytanı olur. Hürmüzün
kararlaştıramadığı işlewri o karara bağlar. Sonunda Hürmüze itaat etmekle
derecesi düşürülür.
KONU
6
IŞIK
SAÇANLAR
Ehriman,
Hürmüz’ün güzel varlıklar yarattığını gördüğünde, ışığı yaratmayı bilmediğinden
şeytanlarını topladı ve onlara; “Hürmüzün karanlıkta kalabilen ışıyan güzel
yaratıkları yaratmaktaki çıkarı nedir? Kendisi niye ışığı yaratmayı bilmiyordu?
Akıllıysa,
anasının üstüne varmalı ve güneşi oğlu olarak doğurtmalı, kız kardeşiyle
ilişkiye girerek Ayı doğurtmalıydı.
Şeytanlarını
bunu yapmakla görevlendirdi ve hiç birisi ona ihanet etmeyecekti. Mahmi adlı
bir şeytan bunu işitti ve Hürmüz’e bütün hızıyla gelerek durumu anlattı ve ihanet ettiğini düşündü.
Eznik’in
hesaplamasına göre, Güneş ve Ay’ın yaratılışı hakkında Mani metinlerinde altı
farklı yaratılış efsanesi geçmektedir.
12
burcun yaratılmasını takiben onlara yardımcı olmaları için 6.480.000 küçük
yıldız yaratılmış, her biri dört yöne hükmetmekle görevlendirilenler;Tiştar
(Sirius-Şira) doğu üzerinde, Satves (Akrep) güneye, Vanand (Vega) batıya ve
Haptöring (Büyük Ayı) da kuzeye
hükmetmekle görevlendirilmişti.
Onların
hepsinin komutanı olan NAİL ise göğün ortasındaki Kutup Yıldızıdır.
Zodyakın
üstündeki yıldızlar “kirlenmekten muaf olanlar” olarak tespit edildiğinden Ehrimanın onlara yaptığı saldırılar
boşa çıkmıştır. Ayın üstüne güneş tayin edilmiştir. Gök Kubbe, Ehriman’ın
saldırısından önce tekerlek şeklinde, değişmeyen öğle vaktinde kalacak şekilde
yaratılmıştır. Bütün bunlar yeterince hilesizdir ve ışıklarını göksel ensestlik
olarak tanımlanan şekilde ürettiklerinden şüphe edecek bir şey yoktur.
|
Prahlad, Hiranyakaşip yeraltında yaşayan çocuklarla cinsellik yaşayan Asur kralı |
Oldukça
aksine; eski edebiyatın övülen uygulamalarından aktarılan ve bir insanın en
övülmeye değer işi olarak günahlarından arınmayı aramak için Hürmüz’ün
uygulamasına atıf yapılır;
X”etödatih
(akraba evliliği) Hürmüz’ün uygulamalarındandır.
Zerdüşt
Hürmüzden önce oturur ve Vahuman, Artvahist, Hurdat,Amurdat ve Spandarmat
Hürmüz’ün çevresinde otururlar, Spandarmat, ensesi üzerine
yaslanarak Hürmüz’ün kucağında oturur. Zerdüşt Hürmüz’e ; “Kucağına
yaslanarak oturmuş, seni çok seven ve çok yakın olan bu kimdir?” der. Sen,
Hürmüz gözünü ondan alamıyorsun o da senden gözünü alamıyor, kollarını sana
dolamış ne ayırıyor ne de senin ayırmana izin veriyor.
Hürmüz,
“Bu Spandarmat’tır, kızımdır, cennetimin kraliçesidir ve Yaratılışın
Anasıdır” diye cevaplar.
Bu
efsane, Hürmüz’ün göklerdeki ışıyan yıldızları kızı Spandarmat ile birlikte
ensest üreme yoluyla yarattığını anlatır. Ancak bir çok soruya cevap vermeden
kalır.
Spandarmat
eğer Hürmüz’ün kızıysa annesi kimdi?
İkincisi,
Hürmüz kızıyla ilişkiye girdiyse birleşmenin meyvesi neydi? Üçüncüsü ve daha
önemlisi Spandarmat, “Cennetin Kraliçesi ve Yaratılışın Annesi” olarak tanımlanarak toprağa daha yakın bir
kimlikle niçin tanımlanmıştı?
Açıklamaya
geçmeden önce, Mandacı Sabi metinleriyle paralelliğine dikkat çekmek gerekir.
Zerdüştler gibi, Babil ile astroloji ve gök cisimlerine tapınma temelinde
olağanüstü bir benzerlik göstermektedirler. Gezegenler, Mazdacılık ve
Zervanilikte de Zerdüştlere sunulmuş ilginç bir muammadır.
İran
mitlerinde Hürmüz=Marduk=Jüpiter; Vahran (Behram)=Nergal=Mars’a karşılık gelir.
Satürnden bahsedilmemişse de Babil’de KEVAN adıyla anılan Satürn’in Zervan
olması muhtemeldir.
Lidzbarski
çevirisi; Sağ Cinze’de geçen Mandacı Sabi efsanesinde Ruha
kötünün anasıdır, Ptahil’in zor durumda olduğunu kavradığında oğlu
Ur’u çağırır ve ensest ilişkiye girer. Yedi gün sonra Yedi Gezegen’i
doğurur. Sonra tekrar oğluyla ilişkiye girer 12 gün sonra
çarkıfeleğin 12 gök burcunu doğurur. Bu ilişkiden sonra Ruha, ilk önce
kendisini Ur’un anası, ikinci olarak kız kardeşi olarak tanımlar.
Aynı
Zervani mitinde, Hürmüz’ün yaklaşmasıyla önce anası, sonra kızkardeşi olarak
adlandırıp Güneş ile Ay’ı üretmeleri gibi.
Ruha
üçüncü kez Ur’a yaklaşır ve beş canavara hamile kalır, ilk günü gökler parçalanır
ve aydınlanır, ikinci gün gök gürültüleri olur, üçüncü gün gökler alevlerle
çevrilir, dördüncü gün karanlığın kapılarında depremler olur, beşinci gün
çocuk doğumunun acıları başlar ve Ruha beşini birden doğurur. Beşi de Güneş ve
Aydan az olan beş özel gezegendir.
Bu
kıyaslamaya bakarak, ensest Zervani efsanesinin Babil- Sabi efsanelerinin
orjinalliği korunarak oluşturulduğu söylenilebilir. Sayfa 154
S-158
...Zervan’ın
Uzun Hakimiyet Döneminde yarattığı
Evren (Spir) özellikle bütün gök kubbeyi ve ışıldayan yıldızlarını
tanımlamaktadır. Zervani efsanesinde gök yüzünün önemli rol oynaması şaşırtıcı
değildir.
Bütün
bereketi ve çeşitliliği ile insanlığa gelen varlıklar “7” ve “12” şeklinde
gelmektedir.
Çarkı
feleğin “12” burcu, Hürmüz’e sadık “12” komutanıdır; Yedi gezegen ise
Ehriman’ın yanında olan “7” komutanıdır, bütün yaratıklara baskı yaparlar ve kötünün tüm
davranışlarını, ölümü getirirler. Hürmüz’ün 12 burçtan ibaret 12 komutanı ve
yedi gezegen ise dünyanın kaderini yönetir ve idare ederler.””
Bu
yaratılış efsaneleriyle “tanrılarını taklit ederek üremeyi seçen ensest
kavimlerin” kalıntısı olan günümüzde elan süren “ensest üreme/aile içi
ilişkiyle” sapkınlığının kaynağının da dinler olduğunu gördük. Bu Hint,
İran, Sümer, Babil, Arami/Sabi, Arap Mısır, ve tüm Arap yarımadası ve kuzey
Afrika kavimlerinin de bu dinşerden türeyen dinlere inandıkları için ensest
üredikleri anlamına gelmektedir.
About the law attributed to emperor Zeno in
475, "De incestis et inutilibus nuptiis"
MANFREDINI, Arrigo D: "Certi legum
conditores" et la veuve vierge (C.I. 5,5,8), Revue internationale des
droits de l'antiquité, ser.3,35 (1988) 209-222.
Tevrat ta Eşcinsellik;
Yahudi
Kralı Davut peygamberin yaşamında eşcinselliğin kutsanmasına
rastlıyoruz.Davut’tan önce, Yahudiler, birlikte yaşadıkları Sabi Aramilerin
dinlerine girmişler, tanrıları Yahvew de onları Filistinlilere esir eder.
Tevrat peygamberi Samuel’i ve ondan sonra gelen Kral Saul’un etrafında
Yahudiler Sabi dini ve tanrılarından
vaz geçince yücelirler. Ancak yoldan çıkan kral Saul’un yerin Yahweh sıradan bir
Yahudi olan İşay’ın (Jessi) en küçük oğlu Davut’u seçer.Onun kral Saul un oğlu
Yonatan’a aşık olmasını sağlar. Kadınle cinsel ilişkinin “Kirlenme” olduğu
konusu açıkça bu bölümde işlenir, Sabi geleneği biseksüel yaşam yüceltilir.
Oysa Musa zamanında Levililer kitabında Yahweh bu tür ilişkileri kesinlikle
yasaklamış, cezasını da recm olarak vermişti. Şimdi Davut’u okuyalım;
|
Davut peygamber ve Yonatan |
Davut
Kral Saul'un Oğlu Yonatan'a Aşık Oluyor;
Tevrat
2Saul’un Ölümü 18:1
1:Saul’la Davut’un konuşması sona erdiğinde, Saul oğlu Yonatan’ın yüreği
Davut’a bağlandı. Yonatan onu canı gibi sevdi.
2 O günden sonra Saul Davut’u yanında
tuttu ve babasının evine dönmesine izin vermedi.
3 Yonatan, Davut’a beslediği derin
sevgiden ötürü, onunla
bir dostluk antlaşması yaptı.
4 Üzerinden kaftanını çıkarıp zırhı,
kılıcı, yayı ve kuşağıyla birlikte Davut’a verdi.
1SAMUEL
20:30
30 Saul Yonatan’a öfkelenerek, “Seni
sapık ve dikbaşlı kadının oğlu!” diye
bağırdı, “İşay’ın oğlunu desteklediğini bilmiyor muyum? Bu kendin
için de, seni doğuran annen için de utanç verici.
Aynı ayetin İngilizcesinde biraz farklı bir ifade vardır.
20:30 Then Saul's anger was kindled against Jonathan, and he said to him,
"You son of a perverse, rebellious woman, do I not know that you have chosen
the son of Jesse to your own shame, and to the shame of your mother's
nakedness?
20:30 Sonra, Saul’un öfkesi Yonatan’a karşı kabardı ve ona dedi; “Seni, asi
ve sapık kadının oğlu, annenin
çıplaklığının utancına ve kendi utancın olarak İşay’ın oğlunu seçtiğini bilmiyor
muyum?
1SAMUEL
20:33 Ancak Davut ant içerek, “Senin
beni sevdiğini baban çok iyi biliyor” diye yanıtladı,...”
1Samuel 20:41
20:41 41 Uşak gider gitmez, Davut taşın güney
yanından ayağa kalktı ve yüzüstü
yere kapanarak üç kez eğildi. İki arkadaş birbirlerini öpüp
ağladılar; ancak Davut daha
çok ağladı.
İngilizcesi;
20:41 And as soon as the boy had gone, David rose from beside the stone heap
and fell on his face to the
ground and bowed three times. And they kissed one another and wept with one
another, David weeping the most.
Uşak oğlan gider gitmez Davut, kayaların yanından kalktı ve yüz üstü yere kapandı ve üç kez
eğildi. Ve birbirlerini öptüler, birlikte ağladılar, en çok ağlayanı da
Davut’tu.
Yonatan ın kölesi varken kayaların arasına saklanması güvenlik açısından olağan
davranıştır. Ancak, yalnız kaldıklarında, arkadaşının yanına gelip
tokalaşıp konuşmadan, doğrudan doğruya Davut'ın yüz üstü yere
kapanması ve üç kez eğilmesi, öpüşmeleri, Davut'un pasif eş cinsel olduğuna
işarettir kanaatini uyandırdı bende. Çünkü, acele etmektedirler ve bir
an önce veda sevişmesi yapma arzusundadırlar. Kralın oğlu Yonatan ın kölesi
olan Davut un aktif eşcinsel olmazı zaten beklenmemelidir. Ne de olsa Yonatan
kralın oğlu, bir de pasif olursa babası öldürür.
Allah İçin Ayrılan Ekmeği Sadece Kadından Uzak Kalanlar Yiyebiliyor.
1Samuel 21:3,4,5,6.
3 Şu an elinde ne var? Bana beş somun
ekmek ya da başka ne varsa ver.”
4 Kâhin, “Taze ekmeğim yok” diye
karşılık verdi, “Ama adamların kadından uzak kaldılarsa kutsanmış ekmek
var.”
5 Davut, “Yola çıktığımızdan her zaman olduğu gibi, kadından
uzak kaldık” dedi, “Sıradan bir yolculuğa çıktığımızda bile adamlarım kendilerini temiz
tutarlar; özellikle bugün ne kadar daha çok temiz olacaklar.”
6 Bunun üzerine kâhin ona kutsanmış
ekmek verdi; çünkü orada huzura konan ekmekten başka ekmek yoktu. Bu ekmek RAB’bin huzurundan alındığı gün yerine
sıcak ekmek konurdu.
İngilizcesi;
3 Now then, what do you have on hand? Give me five loaves of bread, or whatever
is here."
4 And the priest answered David, "I have no common bread on hand, but
there is holy bread--if the young men have kept themselves from women."
5 And David answered the priest, "Truly women have been kept from us as
always when I go on an expedition. The vessels of the young men are holy even
when it is an ordinary journey. How
much more today will their vessels be holy?"
6 So the priest gave him the holy bread, for there was no bread there but the bread
of the Presence, which is removed from before the LORD, to be replaced by hot
bread on the day it is taken away.
Davut
Savaşta Öldürülen Erkek Aşığı Yonatan'a Şiir Yazıyor;
Tevrat
2Saulun Ölümü 1:26;
Senin için üzgünüm, kardeşim Yonatan.
Benim için çok değerliydin.
Sevgin kadın sevgisinden daha üstündü.
DAVUT
VE HALKI ÇIPLAK DANS EDİYOR;
20 Davut ailesini kutsamak için eve
döndüğünde, Saul’un kızı Mikal onu karşılamaya çıktı. Davut’a şöyle dedi:
“İsrail Kralı bugün ne güzel bir ün kazandırdı kendine! Değersiz biri gibi,
kullarının cariyeleri önünde soyundun.”
21 Davut, “Baban ve bütün soyu yerine
beni seçen ve halkı İsrail’e önder atayan RAB’bin önünde oynadım!” diye
karşılık verdi, “Evet, RAB’bin önünde oynayacağım.
22 Üstelik kendimi bundan daha da küçük
düşüreceğim, hiçe sayacağım. Ama sözünü ettiğin o cariyeler beni
onurlandıracaklar.”
Davut’un eşcinselliğini, çocukluğundan itibaren serbestçe yaşadığına, uluorta
anadan üryan soyunarak, eşcinsel ilişkilerin yaşandığı bir bayramda yaşamasına karısının gösterdiği tepkiye de
tanık olduk. Aynı Hint kültürü değil mi?
Şimdi,
Yahudilerin tarih kitabı olan Tevrattan çıkıp, din kitapları olan Talmud a bir
göz atalık ve sapıklığın zirvesini görelim;
TALMUD
PEDOFİLİ ÖĞÜTLEYEN GİZLİ YAHUDİ KİTABI
|
Talmud Kitabı 8. cilt 63 kitaptır. |
Talmud, Mişna ve Gemara adlarında iki bölümden oluşur.
Ancak, bölümleri kitap kabul edildiğinden, yeni ve eski eklemeler ile 63 kitap
olduğu kabul edilir. İ.S.II. yüzyılda, pedofiliye düşkün bir rahip olan M.S.II.yy.da
yaşamış Talmud rahibi olan Simon Ben Yohai, en yararlı, en ikna edici olandır.
Yahudi rabbileri içinde ona yaklaşacak olanı yoktur. Zohar veya Kabala adıyla
bilinen kitapların yazıcısı olan Ultra Ortodoks Yahudidir. Talmud, çağdaş
Talmud Yahudiliğinde pedofiliyi uygun bulmaktadır. “Halachah (Halaça/Halaka)”
veya Yahudi hukukunu bağlayandır. Bu özellikleri yüzünden de din adamlarının
eğitiminde kullanılır.
Ortodoks yenilikçi demekse de, bu Ortodoks Hristiyan veya
Yahudi mezhebine geldiğimiz zaman en sapkın, en eski dini gelenekleri savunan
ve yaşayan, bununla yetinmeyi halklara dayatan, kökenleri Sümer, Hint, Mısır
toplumlarının doğuşu kadar eskiye uzanan, ilkel toplayıcı avcı, ensest
toplumların geleneklerine bağlı olarak düşünülmelidir. Müslüman ülkelerde aşırı
yobaz İslamcılar, Hristiyan ülkelerde aşırı yobaz Hristiyanlar, Yahudilerde de
aşırı yobaz Yahudiler bunlardan çıkar. Bu gün İsrail’de Hasidik, Haredim
çatışmasının da kaynağı bunlardır ve Mehadrin yani haremlik selamlık toplu
taşım araçları, kara çarşaf peçe, sarık, cübbe, makas, jilet vurulmamış sakal,
,5 veya üç yaşından itibaren kız erkek çocuklarla evlilik, cinsellik, muta
nikahlı fuhuş gibi sapkınlıkların arkasında bunlar vardır.
İşte
böyle bir sapık olan Rabbi (Aramice=Allah,Öğretmen) Yohai’nin öldüğü yer olan
Meron’da her yıl bunun tarikatından olan 10.000 Yahudi, Kabala Yahudiliğinin
zaferini danslar, şarkılar eşliğinde onu överek bayramlar kutlarlar.”
Hint, Davut geleneğinin elan
tekra edildiğini bu cümle bize göstermiştir.
Ortodoks
Yahudiliğinde M.Ö.II.yüz yılda yaşayan en çok hürmet edilen, otorite kabul
edilen Rabbilerin ikincisi belki birincisi de Tannaim’dir. O da Ferisilerie çok
yakın olan Filistinde yaşamıştır ve kökeni de Babil’dir ve oda “Misnah’ı (Dil
Yasası) yazmış, bu kitap daha sonra “Babil Talmud’u” adını almıştır. Tanna,
Ortodoks Yahudiler arasında Musa’dan daha fazla ilgi görmüştür.
Talmud, Yahudi
dini otoriteler ve Yahudiler arasında en çok ilgiyi çeken kitaptır, Yahudilere,
bilgeleri Ben Yohai nin Talmuda geçen ve söylediği sözlerinin istediği dışında,
cennette Allah tarafından ona öğretildiğine inanırlar.
Talmud,
Yohai nin öğretmeni olan Rabbi Akiba nın; “Musa ölünce cennete gitti ve
Rabbi Akiba ya dikkatle baktı, Tevrat ta bu mükemmel açıklıkanır. Bu yüzden ben
Yohai, Talmud da pedofiliye yetki vermiştir ve Talmud, bütün zamanlar boyunca
Yahudilerin kitabı olacaktır.
Dikkatle
okunduğunda pedofiliye izin veren Talmud ayetleri, bebek gelinleri gerçek
Yahudilerden değil, kılıçla veya gönüllü Yahudi dinine giren “Goyim” dedikleri
kölelerden seçmektedir.
Kidduşin 41a,Nidda
13b de, “üç yaşın altında veya üstünde bir çocukla evliliğin yasaklandığını da
hatırladığımızda, Musa zamanında da olduğu gibi, isyankar Yahudilerin sık sık
komşuları Sabilerin, Filistinlilerin, Asurların dinlerine geçtikleri ve Babil
sürgünü olayının da bu yüzden Allah/Yahwe tarafından lanetlenmeleriyle olduğu
destan gibi işlenmektedir.,
Sonunda
Yahudilerin 3.300 yıldan az olmayan geçmişlerinde bunların olması çok doğaldır.
Her Yahudiyi de böyle olmakla suçlamak için değil, dinlerin sapıklıkların
kaynağı olduğunu göstermek için yazıyoruz.
Bira
rahip sapıklık öteki, ehveni şeri yayıyor ama dinlerin iyi bir şey olmadığının
da delillerini bu kayıtlarıyla veriyorlar. İşte pedofilik sapıklıklarına
örnekler;
Sanhedrin
55b
R.Joseph said: “Gel ve işit, üç yaşında bir bakire, istenildiğinde
bir günlüğüne cinsel ilişki gerektiren bir evliliği yapacak, ve
kocası ölmüş ise ölenin erkek kardeşi onunla karı koca olacak ve kız
onun olacak.”
Yebamut
57b: Üç
yaşında bir kız bir günlüğüne cinsel ilişkiyle nişanlanacak....,
Yebamut
69a,69b ve 60’da tartışıldı; Üç yaşında bir bakire, cinsel ilişkili bir
evlilik yapacak ve kocası ölmüşse erkek kardeşi onunla karıkoca olacak
ve kız onun olacak.
Talmut
Yebamut 60;
Düşünüldü:R.Simeon ben Yohai dedi ki, Üç yaşın altındaki bir dönme kız,
bir rahiple bir günlüğüne evlenecek. Böyle denildiğinden, ancak onlarla uzanıp yatan adamları
tanımayacak olan bütün kadın ve
çocukları kendiniz için tutacaksınız ve Phineas onlarla olacak.”
Yasayı
koyan rahip Phineasın, kendisinin üç yaşın altında bebek bir kızla evlendiğinden,
Talmud onu aklamak için böyle çocukların evlilik için uygun olduğunu
kanıtlamaktadır.
Gene
Talmud, dokuz yaşında bir çocuğun, yetişkin bir kadına saldırdığında,
kadının onu “cinsel saldırı ile suçlayamayacağını”, çocuğun gerçekte
yetişkin olmadığından ona “suç atamayacağını” söylemektedir.
Ama,
üç yaşında bir bebeğin, evlenecek kadar yetişkin ve cinsel arzularından
sorumlu, istekli, evlenecek kadar olgun olduğunu söylemektedir.
Babil,
Mezopotamya’da 1600 yıl hüküm sürmüş bir krallık, medeniyet olmasına rağmen
sapık ensest, pedofilik, biseksüel Sabi gelenekleri içermekteydi. Tevrat ve
gizli kitapları Talmud’un M.Ö.597’de Yahudileri Babil’e esir olarak götürüp
köle etmesi ile Yahudilerin yetmiş yıllık kölelikleri boyunca, Babil’de olan
Sabi, Kalde Ay Tanrısı ibadetinin sapıklıklarını yaşam ilkeleri haline
getirdikleri sonucunu çıkartabiliriz. O tarihlerde, savaşlar sonucunda esir
düşen kavimlerin çocuklarına, galip orduların askerleri tecavüz eder, üç yaş ve
altı kız erkek çocuklarına tecavüz ederdi.
Bu geleneği TRTde
yayınlanan savaş içerikli Çin dizilerinde de 16 yaşla başlayan esir alma
alışkanlığının zamanla 2,5 yaşında bebeklere kadar düşürülerek düşman kavmi
aşağıladıklarını görmekteyiz. Yahudiler de bu evliliği kendi dinlerine
döndürdükleri halkın çocuklarına yaptıklarına göre bir öç alma geleneği olarak
görünmektedir.Yahudilerin daha önce Mısır’da 400 köle yaşadıklarını Tevrat’ın
yazdığını Musa ile kurtuldukları efsanelerini hatırlayalım. Bu sapkın
gelenekler ise geçen zaman içinde gelenek haline gelmiştir.
İşte
Tavrat’ın Sütten kesilme olayını doğrulayan ayetleri;
Tevrat
Sütten Kesilince Tapınağa adanma;
Tevrat 1 Samuel 1:21
Hanna Samuel’i Tanrı’ya Adıyor
21 Elkana RAB’be yıllık kurbanını ve adağını sunmak üzere ev halkıyla
birlikte Şilo’ya gitti.
22 Ama Hanna gitmedi. Kocasına, “Çocuk
sütten kesildikten sonra onu RAB’bin
hizmetinde bulunmak üzere götüreceğim. Yaşamı boyunca orada kalacak” dedi.
23 Kocası Elkana, “Nasıl istersen öyle
yap” diye karşılık verdi, “Çocuk sütten kesilinceye dek burada kal. RAB sözünü yerine getirsin.” Böylece
Hanna oğlu sütten
kesilinceye dek evde kalıp onu emzirdi.
24 Küçük çocuk sütten kesildikten sonra Hanna üç yaşında bir boğa, bir efa un ve bir tulum şarap alarak onu
kendisiyle birlikte RAB’bin Şilo’daki tapınağına götürdü. “”
Yebamut 60b; yasal
İsrail toprağında sakinleriyle görüşülen bir kasaba vardı ve Rabbi, R.Romanos’u
araştırma için gönderdi ve bir dönmenin (Yahudiliğe girenin) üç
yaşın altında kızını buldu ve onun bir günlüğüne rahiple birlikte kalmasının
uygun olacağını ilan etti.”
Misnah
Babil
Talmudu Soncine 1961 basımı s 309
Niddah
44b : ÜÇ YAŞINDA BİR KIZ,BİR GÜNLÜĞÜNE, CİNSEL İLİŞKİ İÇİN
NİŞANLANABİLİR. BİRİ CİNSEL İLİŞKİ YAŞINDAN KÜÇÜK İSE KIZIN GÖZÜNE PARMAĞI
BATMIŞ GİBİDİR. Babil Talmudu Ketubi 11b
GEMARA
Babil
Talmudu Soncine 1961 basımı s.20,21
...Rabbi
Hişda itiraz eder; Henüz aybaşı kanı görme çağına gelmemiş bir
kız evlendirilebilir. Beth Shamnai der ki; Ona dört gece verilir.
Hillel in bir öğrencisi der ki; Yarası iyileşinceye kadar (cinsel organın).
Aybaşı kanı gören evlendirilir. Beth Shemnai der ki; Ona bir gece verilir. Beth
Hillel der der ki; Gece takip eden Şabbat/Cumartesi gününe kadar dört gecedir.
Talmud’da göre, dokuz
yaşın altında bir oğlan, erkek, üç yaşın altında bir kız, kız değildir.
Kulamparalık,
Oğlancılık Etmek;
Rabbilerimiz
öğrettiler ki;
Rabbi
dedi ki; Dokuz yaşın altında bir çocukla yapılan oğlancılık, oğlancılık
olarak görülmez.
Samuel
dedi ki; Üç yaşın altında bir çocukla oğlancılık etmek, yukarıda
anlatılan çocuğa yapılan muamele değildir.
İsa
Yahudileri bu yüzden suçlamaktadır;
Matta
İncil’i 23:27,28; “Vay sizin başınıza geleceklere Ferisiler ve yazıcılar.
Hepiniz dışarıdan beyaza boyanmış mezarlar gibisiniz, dışarıdan güzel ama
içinde ölü adamın kuru kemikleri bulunurcasına kirlisiniz (Cenabet). Dışarıdan
bakıldığında doğru insanlar gibi ama içinden iki yüzlü ve günahkar
görünüyorsunuz.”
Musa
ile verilen doğru emirlerin terk edilip Süryanilerin iddia ettikleri gibi Sabi
dininin şeytan ibadeti olan Sin Mezhebine girdiklerinin kanıtıdır. Süleyman’ın
cinciliği de dahil Yahudiler artık aşırı ırkçı temelde şeytana tapınmaya
başlamışlardır.Benim şahsi kanaatim, Levililer kitabında, birinci, ikinci
derece akrabalar ve süt anne ve çocukları ile bile ilişki, evlilik yasaklandığı
halde, Davut’un yaşadığı eşcinsellik, çocuklarının kardeş evlilikleri, oğlunun
analıklarıyla cinsel ilişkileri, Davut’un Hititli askeri Uriyanın karısı ile
zinası ve Uriya’yı öldürterek işlediği cinayetinin Musa’ya verilen ilkelerle
tamamen terstir ve inkardır. Bu nedenle kanaatim Yahudilerin şeytana tapınmayı
terk etmedikleri yönündedir.
Thomas İncil’i de Sabi Yahudilerin Hristiyan olanları
Nasıralılardır. Daha sonra Nasturi adını alacak bu Hristiyan toplumunun
benimsediği İncil’de Tevrat’ın
yukarıdaki hükmü onlar için de geçerlidir.
Thomas İncilinde İsa nın Biseksüel Yaşamı
Hristiyanlara
göre Allah olan İsa’ya göre kadın kirlidir, ondan doğan cennete
gidemeyecektir;
Thomas İncil’i;
15.Bölüm;
(15) Jesus says:
"When
you see one who
was not born of woman,
fall on your face (and) worship him. That one is your Father."
“Kadından doğmayan birini gördüğünüzde, yüzünüzü ona
çevrin ve ona ibadet ediniz. O sizin babanızdır.”
İsa,
yeryüzüne fitne fesat getiren bir şeytandır;
Thomas İncili;
(16) Jesus says:
(1)
"Perhaps people think that I have come to cast peace upon the earth.
(2) But they do not know that I have come to cast dissension upon the earth: fire, sword, war.
(3)
For there will be five in one house: there will be three against two and two against
three, father against son and son against father.
(4)
And they will stand as solitary ones.”
16-İsa
Diyor ki;
1-Belki
insanlar benim yeryüzüne
barış
getireceğimi sanıyorlar.
2-Ama
bilmiyorlar ki, ben yeryüzünde geçimsizliği yaymak için geldim;Ateş, kılıç, savaş.
3-Bunun için beş
kişilik bir evde; üçü ikisine, ilisi de üçüne karşı, baba oğula, oğul babaya
karşı olacaktır.
4-Ve tek başına yalnız biri
gibi duracaklardır.
İsa,Hint
Jainisminin (Can dinini) Digambara-Çıplaklık mezhebini öğretir. Eşcinselliği
salık verir;
Thomas İncili 37;
(37)
(1)
His disciples said: "When will you appear to us, and when will we see
you?"
(2) Jesus said: "When you undress without being ashamed and take your
clothes
(and) put them under your feet like little children (and) trample on them,
(3) then [you] will see the son of the Living One, and you will not be
afraid."
Thomas
İncili 37;
1-Öğrencileri
dediler; Bize
ne zaman görüneceksin? Seni ne zaman göreceğiz?
2-İsa
dedi;”Utanmaksızın
bütün elbiseleriniz çıkardığınız, ayaklarınızın altında çocuklar gibi tepinerek
çiğnediğinizde;
3-Sonra,
“Yaşayan
Bir*”in
oğlunu
göreceksiniz ve korkmayacaksınız. *(Hay-Melki d Nura)
Thomas
İncil’ine göre Kadın Cennete Giremeyecektir.Girebilmesi için kendini erkek
yapması gerekecektir.;
(114)
(1)
Simon Peter said to them: "Let Mary go away from us, for women are not worthy
of life."
(2) Jesus said: "Look, I will draw her in so as to make her male,
so that she too may become a living male spirit, similar to you."
(3) (But I say to you): "Every woman who makes herself male will enter the kingdom of
heaven."
Thomas İncili 114
1-Simon
Peter onlara dedi; “Meryem’e izin verelim, kadınlar yaşam için değerli olmadığından” aramızdan çıksın”
2-İsa
dedi; “Bak, onu
erkek olarak yeniden yaratacağım ve senin gibi bir yaşayan erkek ruhu olacak,
senin benzerliğinde.”
3-Ama
sana diyorum ki; “Kendini erkek yapan her kadın, cennetin krallığına girecektir.”
Ayetler,
Mısır Nag Hammadi Kütüphanesinin internet sitesinde bulunan Thomas İncil’i
kayıtlarından alınmıştır. Bu durumda, Grek İncilinde de karısı olmayan Allah
yani İsa, kndini güvey, havarilerini gelin yaptığından, süzme eşcinseldir. Bu
dinlere göre göklerde yani cennette kadın yoktur, btün göklerde yaşayan
melaikeleri melekütlar tümden eşcinseldir. Örneklere devam ediyoruz.
Tevrat’ta
Hz.Musa zamanında da bu “ilk doğanların” Tanrı’ya adanması aşağıdaki gibi
düzenlenir.
İsmail
olayı ile sadece “Yahudilerden İnsan Kurbanını“ kaldıran Tanrı,yine “ilk doğanları
Musa ve Kabilesine önderlik ettiği konutunda çalıştırmak üzere “hizmekâr”
olarak kendisine alır.
İşte
ayetler;
Levililer'in
Adanması
Say.8:
5 RAB
Musa'ya şöyle dedi:
Say.8:
7 Onları
arındırmak için şöyle yapacaksın: Günahtan arındırma suyunu üzerlerine serp; bedenlerindeki bütün kılları
tıraş etmelerini, giysilerini yıkamalarını sağla. Böylece arınmış
olurlar.
(Tıraşlı
ve temiz istiyor)
Say.8:
14 Levililer'i
öbür İsraillilerin arasından bu şekilde ayıracaksın. Levililer benim olacak.”
Say.8:
16 Çünkü
İsrailliler arasından Levililer tümüyle bana verilmiştir. İlk doğanların,
İsrailli kadınların doğurdukları ilk
erkek çocuklarının yerine onları kendime ayırdım.”
Say.8:
17 İsrailliler
arasında ilk doğan insan ya
da hayvan benimdir. Mısır'da ilk doğanları yok ettiğim
gün, onları kendime ayırdım.”
Say.8:
18 İsrail'de
ilk doğan erkek çocukların yerine Levililer'i seçtim.”
Levililerin
nasıl hizmet ettiği hakkında bir detay bulmak mümkün değilse de İncil’de Hz.İsa
“Tanrının oğlu” kuzu veya güvey olarak gerekli detayı veriyor:
İsa
yeryüzünde yaşayan bizlerin de “Güvey”i olduğunu söyler,yani “damat”.
İncil
9:14 “Bunun
üzerine Yahya’nın öğrencileri İsa’ya yaklaşıp sordular:”Neden Ferisiler ve biz
oruç tutuyoruz da,öğrencilerin oruç tutmuyor?”
9:15 “İsa
onları şöyle yanıtladı:”Güvey” kendileriyle
birlikteyken,yakınları yas tutar mı?Ama güveyin onlardan alınacağı günler
gelecek,o zaman oruç tutacaklar.”
Kıyamette,insanlardan yenilenen dünyada yaşamalarına izin verilmesi
karşılığında alınacak fidye de insandır.12 Yahudi kabilesinden seçilecek 12.bin
kişiden üreyecek “ilk erkek çocuklar” kurtulmalık” yani “fidye“
olarak alınıp götürülecektir. Hem de “bakir,kız oğlan kız” olmaları şartı ile.
"Yuhanna
Vahiy-Kuzu ve Kurtulanlar 1-5; Sonra Sion Dağında
Kuzuyu (Allah-İsa) ve onunla birlikte 144.000
kişinin durduğunu gördüm.Alınlarında
Kuzunun ve Babasının adı var.Ardından çağlayan suların ve güçlü gök
gürlemesinin sesini andıran bir ses duydum gökten.Duyduğum ses harp çalan
çalgıcıların çalgı sesini andırıyordu.Tahtın dört yaratığın ve ihtiyarların
önünde yeni bir ezgi söylüyorlardı.Yeryüzünden kurtulmalık karşılığında sağlanan 144.000 kişiden başka hiç kimse bu ezgiyi öğrenemiyordu."
Ve Güvey’e verilecek Gelinler:(Ayet
devam ediyor)
Bunlar
kadınlarla ilişki sonucu lekelenmeyenlerdir. Çünkü k
ız oğlan kızdırlar.Kuzu (İsa) her nereye giderse Onun ardı sıra gidenlerdir.İnsanlık içinden T
anrıya ve Kuzuya “kurtulmalık” karşılığında sağlanan ilk üründürler..
Ağızlarında
hiçbir yalan bulunmadı.Suçsuzdurlar."
Ayetinde
bir diğer ilginç nokta ise,insanlar “kadınla ilişkiye girmekle kirlenenler
grubuna dahil edilmişlerdir.Evliliği şart koşan bir Tanrı,bunu “kirlilik”
sayıyor ve bizleri aşağılıyor.
İsa’nın
inananlarına GÜVEY olması;
Oruçla
ilgili soru Matta 2:15-“”İsa şöyle karşılık verdi; <Güvey hala
aralarındayken, davetliler yas tutar mı hiç? Ama güveyin aralarından
alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman oruç tutacaklar>
Bu
ayete göre, İsa, öğrencilerinin kocası, öğrencileri de onun gelinleridir.
Başka açıklaması yoktur bunun.
Davut
peygambere Tanrıya adanmış ekmekten verebilmek için “kadınla ilişkiye girmeme,
eşcinselliği” şart koşan Samuelin 1Samuel 21:3,4. ayetlerini hatırladığımızda,
İncil’in bu ayetinin kaynağını bulmuş oluruz.
Buna
paralel olarak aşağıdaki ayette de tekrar insanlar “kadından doğanlar”
grubuna sokulmuşlardır.Ama
onların kendileri “klon”
imalat olsalar gerektir.Çünkü “gökte olanların en küçüğünün bile bizlerin en
iyisinden üstün olduğunu
vurgulamaktadır.”Doğmamış ve doğurulmamış” olma özelliklerini “klonlama” olarak
açıklayabiliriz.
Sümer
tabletlerinde de Marduk,babası Enki tarafından “doğum odasında”
üretilir.Aynı odada “Adapa-Adem” Enki’nin kanına,maymun kanı ve kırmızı
toprak karıştırılarak yapılır ve karısı “Ninti-Ninki’"ye
doğurtturulur.Tarihte ilk taşıyıcı anne sıfatı da Ninti-Ninki'ye aittir.Yani Adem
de harmanlanmış “tüp bebek” tir.Hava’da kaburgasından yapıldığı için “kopyalamadır”.Yani,”toprakla
aşağılanmış Adem’in aşağılanmışı”.
Matta
11:11 “Doğrusu
size derim ki,kadınlardan doğanlar içinde Vaftizci Yahya’dan üstün olanı
çıkmamıştır.Ama ,göklerin hükümranlığında en küçük olan ondan üstündür.”
Peki,bunun Kur'anda yeri var mı?
İslam
Alimlerinin geçmişte "İncil'in değişmiş olduğunu söyledikleri doğru ise bu
olay Kuranda olmamalı mı?
Buyurun
Kuran-ı Kerim ne diyor ona da bakalım.
Tur
Suresi 20.ayette;
20-“sıra
sıra dizilmiş çok güzel koltuklara yaslanarak; kendilerine güzel, iri gözlü hurileri de eş etmişizdir.”
Arapçası:
20. “Muttekiine
ala sururim masfufeh ve zevvecnahum bi hurin ıyn”
“Hurin-huriler ” anlamındadır.Hem erkek hem de
dişi olan insanı tarif
etmektedir.Yani doğuştan kadınsı erkekler.Transseksüeller.
ve Vakıa Suresi :
“17-Çevrelerinde ölümsüzlüğe erdirilmiş gençler dolaşırlar.”
17. “Yetufu
'aleyhim veldanun muhalledune.”
“Veldanun-Vildanlar-
yani “Huri” ile anlamdaş olarak kullanıldığından “hem erkek hem
dişi-eşcinsel erkekler” olarak anlaşılmaktadır.
İşte,yüzyıllar
öncesinden,dini bütün ressam bir İsevi,
Tanrısını
gılmanları ile resm etmiş.
Kuran Vakıa suresinde de işlenmektedir.Kadınlar cennete
yeniden yaratılarak alınırlar.”Huri” yapıldıktan sonra.:
“35-Biz
onları yeniden inşa etmişizdir,
36-onları bakire kılmışızdır”
Hurilerin
“kadın “olup olmadıklarını
da aynı surede Kuran şöyle tanımlıyor;
“22-iri
gözlü huriler, (Arapça’sı :22. Ve hurun 'ıynun.)
23-“saklı
inciler gibi”(Arapça’sı : 23. Keemsalillu'luilmeknuni.)
Vakıa
22. ve 23.ayette geçen “İri gözlü huriler,saklı inciler gibi ” ifadesi ile “Huri”
kelimesinin anlamı açıklanmış olmaktadır.Yani, kibarcası,”söğüt
yaprağı,gay.”
Ayrıca,
hurilerin etrafında dönenlerin de ne olduğuna “Tur
Suresi” 24.ayet açıklık
getiriyor;
“24-Kendilerine
ait hizmetçiler, sanki “(**)sedef içinde saklı
inciler” gibi onların
etrafında pırıl pırıl dönerler.”
Aynı
ayetin Arapça’sının Türkçe yazılışı da aşağıdadır;
Tur Suresi 24. “Ve
yetufu aleyhim ğılmanil lehum keennehum lu'luum meknun”
Ayetindeki “sübyan hizmetçiler” kelimesi “Ğılman-Gılmanlar”
olarak dilimize girmiş bu kelimenin Türkçe karşılığı ise “sübyan eşcinsel oğlan” dır.
Yani,İngilizce’den
dilimize geçmiş olan adıyla “Gay” dir.Yani cennette bulunduğu anlatılan,
Huriler,Gılmanlar,Civanlar ve Vildanların hepsi “eşcinsel erkeklerdir”.Vildanlar
ile Huri'ler "erkeklik yeterliliklerine ve kadınsılık hallerine göre
ayırmak kastıyla" iki ayrı sıfatla ifade edilmişlerdir diyebiliriz.
Kadını
elinle koyduysan bulasın.Ben bu cenneti pek tutmadım.(!)
Yunus
haklıymış;
“Cennet,cennet
dedikleri;
Birkaç
köşk,birkaç huri;
İsteyene
ver onları;
Bana
seni gerek seni.”
Hiç
korkmuyor,kaşar mı ne?:))
İlelebet
cennette çimen yolduracak haberi yok :))
Ama,hocası,üstadı
Taptuk Emre’nin kızlarını da beğenmeyip “Hz.İsa türü” bir yaşam sürmesini de
kendisini “Cennete hazırlamak” olarak mı yormalıyız bilmem?:))
Hz.İsa’nın
da 144.000.”Gılmanı” yanında götürmesinde bu bilgiler ışığında bir
tuhaflık yoktur.Kuran da doğruladığına göre dikkat edilecek bir şey vardır.
Cennette
Melekler ve Tanrı bizi aynı niyetle kullanır mı?
Cevabını
İsa İncil’de vermiş.”Gılmanlar” bizlerden başkası değil.İlle de
Yahudilere dünya teslim edilecek ya.Yahudi olacak o zaman.Bizler de,İncil'e
göre güneşe atılıp yakılacağız.
Dikkat
edin ben bir satır yazı alıp onu sayfalarca
yorumlamıyorum.Ayetlerle,düşünceyi,ana fikri vurgulamaya çalışıyorum.
Biraz
da 1710-1783 yılları arasında yaşamış namlı bir Din Ulemamızın kaleminden bu
konu nasıl yorumlanmış?;
Erzurumlu İbrahim Hakkı şöyle
yazıyor:
“...Beş
farz namazın her birinin vakti gelince, o arş horozu, kanatlarını birbirine
çarpar. Bağırarak ve kanadının her püskülünden başka bir ses çıkararak
seslenir. Bu ses, Cennetteki
ağaçların dallarını bir rüzgâr gibi sallar ve o sese sevinen Cennetteki huri ve gılman, Hazreti Muhammet ümmetinin
namaz vakti gelmiş ve şimdi hepsi namazla meşgul olacaklar diye birbirlerine
müjde vermeye başlarlar....... “
Bu
üç dinden alınan örnek eski Yunanlıların yani İbrani olmayan Ortadoğu
kavimlerinin tanrılarına benzemek için vücut geliştirdiklerini ve onlar gibi
yaşamak için eşcinsel olduklarını,kadınları sadece nesil üretmek için
kullandıklarını yazan tarihçileri haklı çıkartıyor.
Tevrat’ta
Allah’ın Firavun ve diğer milletlerin krallarınca da bilinmesine,kendinden
korkulmasına rağmen onlar kendi tanrılarına ibadetten dönmemektedirler.Ancak
Allah’ın da her dediğini yapmaktadırlar.
İbni
İshak’ın aynı kitaplarında yer alan bir şiir bize “erkek çocukla ilişkiyi”
yani kulamparalığın cazip bir yaşam şekli olduğunu göstermektedir;
“El
Muşakkıb el Abdi, Amr b. Hind’e bununla ilgili şu beyti söyledi;
“Küçücük
oğlanlar taşlarını tavaf ediyorlar,
Kaşları
henüz kararmamış küçükler”
Hucn-Sübyan
demektir.”
Bu
El Muşakkıb el Abdi adlı Arap ta tam bir kulampara, sübyancı olmasa o çocuklara
âşık olup beyit düzmezdi.
Biseksüel
yaşamı Muhammet’in yaşamında Buhari hadisinde de görüyoruz;
Ya
da hadis denildiği gibi “sarih/geçerli” ise, bu durumda peygamberin vahyi eş
cinsel ilişki halinde aldığını da kabul etmiş olacaksınız.
Şimdi
Buhari hadisini okuyalım;” Zeyd b. Sabit de şöyle demiştir: "Allah Teâlâ
Hz. Peygamber'e vahiy indirdiği zaman, uyluğu benim uyluğumun üstünde
idi. Uyluğu o kadar ağırlaştı ki, o an baldırımın kırılacağından endişe
ettim"
Uyluk
kemiği, bizim “baldır “ dediğimiz, diz kapağından kalçaya kadar olan
bacağımızın üst kısmıdır.
Peygamber,
eve gidince, oyuncak bebekler gibi bacaklarını kollarını çıkartıp oraya buraya
mı atıyordu da uyluk kemiği, “azad kabul etmez erkek kölesi Zeyd’in uyluk
kemiği üstüne” gelmişti.
Mesela,
pek çok hadis yazarının kitabında geçen aaıdaki örnek yıllardır insanlara
"hadis'in fiziki ağırlığını kanıtlamak için" verilir durur. Oysa
kimse düşünmez ki "Uyluk kemiği” insanın neresidir?
Peygamberin “uyluk kemiğinin”, Zeyd’in “uyluk kemiği üstüne”
gelmesi, resmen Peygamberin Zeyd’in kucağına oturduğu”, kendini
becerttiği anlamına gelir.
Neden
mi?
Bunlarda
bu cinsel ilişkinin deyimi bile var. Okuyalım;
“Bilimsel
Fetva Araştırma Komisyonu geçici komitesi toplantısında Hicri, 08 Mart 1421
(2000 yılı) e 1809 sayılı soruşturma önergesiyle gözden geçirilmiş olarak ,
büyük mühtü Ebu Abdullah Muhammed el Şemari ye sorulan soruda; ‘Bu günlerde,
düğünlerde yaygın olarak müminlerin anası Hz. Ayşe ye peygamber Muhammet
S.A.V.nin MUFA’KATAT yaptığı konusunda ulemaların görüşü nedir?”
denilmiştir.
Komitenin
bu konuda yaptığı çalışma sonunda verilen cevapta;
“Asırlardır
Müslümanlarca uygulanmamış bu yasak, peygamber S.A.Vnin nişanlısı Ayşe nin
altı yaşındayken uyluk kemikleri arasına cinsel ilişki kurması (Mufa’katat),
pornocu, İslam düşmanları olan kafirlerin İslama attığı bir iftiradır.Ayşe
yaşının küçüklüğü nedeniyle altı yaşında cinsel ilişkiye girmedi,
Salliallahüvessellem neden cinsel organını Ayşenin uyluk kemikleri
arasına yumuşakça sürtsün, Allah onun organını idare eder, o diğer
Müslümanlar gibi değildir.” Denilmiştir.
Yukarıdaki
Çevirinin İngilizcesi;
Question
1809
After
the permanent committee for the scientific research and fatwahs (religious
decrees) reviewed the question forwarded by the grand scholar of the committee
with reference number 1809 issued on 3/5/1453 and 7/5/1421 (Islamic calendar)
Question:
‘It has become widespread these days, and especially during weddings, the habit
of mufa’khathat of the children. (mufa’khathat - literally translated, it means
“placing between the thighs” which means placing the male member between the
thighs of a child) What is the opinion of scholars, knowing full well that the
prophet, the peace of Allah be upon him, also practiced the “thighing” of Aisha
- the mother of believers - may Allah be pleased with her.’
Answer:
After studying the issue, the committee has answered as follows:
As
for the prophet, thighing his fiancée Aisha when she was six years of age and
not able to consummate the relationship due to her small age. That is why the
Prophet used to place his male member between her thighs and massage it, as the
prophet had control of his male member not like other men.
Zeyd
ile ilişkisi, en sevdiği eşi denilen Ayşe’nin da anılarında yer alır.
“Tirmizî ve başka muhaddislerin rivayeti
ile Hz. Aişe demiştir ki: "Bir sefer Zeyd b. Harise Medine'ye
geldi, Resulullah benim odamdaydı, geldi kapıyı çaldı, Resulullah kalktı, ona
sarıldı ve öptü."
En genç ve en taze karısı Ayşe ile
odasındayken, Zeyd’in teklifsizce peygamberin yatak odasına girmesi aralarında
olağan olmayan bir ilişkiye delildir. Ayşe’nin yanında kalkıp ona sarılıp
“ÖPMESİ” ise eşcinselliğine delildir.
Her
ne kadar ret edilse de İslam ulemalarının homoseksüel, biseksüel, pedofilik
sütten kesilmiş veya dokuz ve altı yaş altında bir bir çocukla, bebekle cinsel
tatmin yolundan, adının “Mufa’katat” olduğundan bilgileri olması, bu tür
ilişkinin bilindiği anlamına gelir.
Yok
denilmiş ise ve de İslam dünyasında uygulaması bilinmiyorsa ne mutlu
Müslümanlara. Ama her gün dünya basınında gün geçmiyor ki bir Müslüman hakkında
pedofilik sapıklık haberi olmasın.
Mekke Nasturi kilisesi baş papazı olan
amca oğullarından olup, Muhammet’în rüyalarını vahiy olarak yoran ve peygamber
olduğunu ilk iddia eden Varaka bin Nevfel’in elinde çocukluğundan beri Sabi
Hristiyanı olarak yetiştiğini hatırladığımızda, bu geleneğin Sabi dininden
başlayarak Yahudilik, Hristiyanlık dinlerinde olduğuna kolayca kanaat
getirebiliriz.
Buna
delil olarak Lübnan, Suriye Dürzilerinin ruhban yaşamında erkek imamların
birbirleri ile evliliklerine tanık oluyoruz.
Bu
sapkınlık Zerdüştlük esaslı olup, bütün şeyh, şıh, emir ruhbanlığını benimseyen
Eşari İslam anlayışında varmış.
1929
yılında ABD New York Kolombiya Üniversitesi Araştırma heyetinin hazırladığı,
yakında yayınlayacağım çalışmadan bu evlilik olayını veriyorum.
“Ruhbanlar Arasında Eşcinsel Evlilik;
Burada
tekrar, “erkek” ve “dişi” ilkeleri bu vekillerin birbirleriyle ilişkilerinde,
aralarındaki hiyerarşiye göre temsil edilmektedir. “Dini yayan/Dai”,
Hucca’ya karşı sorumludur ve onun karısıdır, “Dai” da kendisine bağlı olan
“Ehil/Ma’dun” ile “Nakip/Öncü” nün kocasıdır, “Ma’dun/Ehil” de Nakip/Öncü’nün kocasıdır.”
İfadeleri
“erkek erkeğe evliliğe” dini bir kanıt olarak önümüzde durmaktadır.
Bunun
diğer dinlerin din adamlarında olmadığını kim iddia edebilir?
En
eski dinlerden olan Sümer dininde, Ay tanrısı Sin’in kızı olan İnanna’nın “yarı
tanrı oğlu ve kocası olan Gılgamış, rüyasında Dumuzi ile eşcinsel ilişkiye
girer ve bunu anlattığında annesi ve karısı İnanna tuhaf karşılamaz aksine
olayı da hayra yorar.
Sonra,
dağlarda büyüyen yabani Dumuzi şehre getirilir ve Gılgamış’ın en iyi arkadaşı
dostu olur. Sümer dinlerinde biseksüel yaşam olağandır ve hatta kadınlar pek
sevilmez.
Örneğin
İnanna. Önce büyük dedesi Anu, sonra dedesi Enlil ile evlilikler yaşar, amcası
Enki ile cinsel ilişkileri olur ve babası Sin de dahil hepsinin kudret ve
bilgelik tabletlerini çalar, bilge şeytan olur lanetlenir.
Mısır’da
, Hint’te, İran’da ve onların taklitçisi olan Grekler ile Araplarda bu
biseksüel yaşam, tanrıların tercihi olarak benimsenir ve yaşam şekli olur.
Muhammet’i
resmen peygamberliğe hazırlayan, azadlı Nasturi manastır rahibesi ve
Muhammet’in amca kızı olan Hz. Hatice’nin de Muhammet ile evlenir evlenmez ona
kölesi Zeyd’i satın alıp hediye etmesi adeta Sümer geleneğinin bir devamıdır.
İSLAM ÖNCESİ İBADETTE CİNSEL İLİŞKİ VARDI
BAKARA
SURESİ 2:187. “Oruç gecesi kadınlarınıza cinsel yaklasım size helal
kılınmıstır. Onlar sizin için giysidir/estir, siz de onlar için
giysisiniz/essiniz.
Allah
sizin öz benliklerinize yazık etmekte oldugunuzu bilmis, tövbelerinizi kabul
edip sizi affetmistir. Artık simdi onlara yaklasın ve Allah'ın sizin için
yazdıgı seyi arayın. Tan yerinin beyaz ipligi siyah ipliginden sizce
seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya degin
tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulundugunuz sırada zevcelerinizle cinsel
temas kurmayın. İşte bunlar Allah'ın yasaklarıdır, bunlara yaklasmayın.
Allah, ayetlerini insanlara iste böyle açıklar ki korunabilsinler.”
2:187
Tefsiri ;
Fakat siz mescitlerde itikaf halindeyken ne gece, ne de gündüz
kadınlarınızla asla cinsî temasta bulunmayınız.
Sözlükte
itikaf, bir
yerde kendini hapsederek durup beklemektir. Dinî açıdan bir mescitte
itikaf niyetiyle durmaktır. Buradaki mescit kaydı, işte bu dinî mânâyı
tayin eder. Başka bir kayıt bulunmadığı için bu bekleyiş, bir saat bile olsa,
şer'î itikaf bulunabilecek gibi görünür. İmam Muhammed'in zahir rivayeti de
böyledir. Bu durumda itikafta orucun şart olmaması lazım gelir. Buna nafile
itikaf denir ki oruçlu oruçsuz sahih olur. Fakat âyetin gelişine bakılırsa
itikafın, orucu gerektirdiği anlaşılır. Zira, "Onlarla cinsi münasebette
bulunmayınız." yasağı, oruç gecelerindeki cinsî münasebetin mübah olduğu
hükmünü tahsis yerinde olmakla, itikafta orucun şart olduğuna ve bundan dolayı
it i kaf müddetinin bir günden daha az olamayacağına delalet eder ki bu da asıl
şer'î itikaftır. "Oruç olmadıkça itikaf yoktur." hadisi de bunu teyid
eder.
İmam-ı
Azam'dan bunun ancak büyük bir camide olabileceği ve en azından beş vakit namaz
kılınan bir mescitten başkasında sahih olamayacağı rivayet edilmiştir.
"Câmi bir mescitten başkasında itikaf olmaz." hadis-i şerifi
gereğince mescit, mükemmeline yorumlanmış demektir. Ancak kadınlar için
evlerindeki mescitten başkasında itikaf caiz olmaz. Peyga m ber (s.a.v.) bunu
yasaklamıştır. İtikaf, şarta bağlı veya kesin adakla vacib olur.””
İbadet
esnasında cinsel ilişki eski Sabilik, Sümer, Babil, Asur, Mısır, Grek, Fars,
Hint dinlerinde vardı ve adı da Tapınak Fahişeliğiydi. Bu yüzden Kur’an
Arapların sapıklıklarını sık sık vurgular;
2:198. Rabbinizden bir lütuf ve
bereket istemenizde hiçbir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiginizde
Mes'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdigi gibi anın. Siz
bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz.”
Araplar,
Allah’ın seçtiği değil, uyarmaya bile gerek görmediği sapık bir millettir.;
Yasin
Suresi 36:6-”Babaları uyarılmamıs, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.”
Yasin
Suresi 36:6 Tefsiri;
“Bir
kavim ki, babaları korkutulmadı. Pek uzak dedelerine değilse de yakın
babalarına uyarıcı, yani Allah korkusunu anlatacak peygamber gönderilmedi de
onlar, o kavim gafil kimselerdir. Doğru yolun ne olduğundan, sonucun
nereye varacağından haberleri yoktur. Kasas Sûresi'nde "Andolsun ki
biz, ilk kuşakları helâk ettikten sonra Musa'ya kitap verdik.."
(Kasas, 28/43) âyetinde açıklandığı üzere Musa'ya Tevrat, ilk kuşakların helâk
edilmesinden sonra verilmişti. O zamandan Hz. Muhammed'in peygamberliğine kadar
geçen orta kuşaklar arasında İsrailoğullarına birçok peygamberler gönderilmiş
olduğu halde, Araplara doğrudan doğruya bir peygamber gönderilmemiş
olduğundan büsbütün gaflet ve dini bilgilerden mahrumiyet içindeydiler.
Böylece Allah'ın rahmeti, Kur'ân'ın Arapça olmasını ve son peygamberin
Araplardan gelmesini gerektirmişti. Gerçi Kur'ân'ın uyarısı Araba mahsus
değil ve Resulullah, "Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasının kesildiği bir
dönemde bize ne bir müjdeci, ne de bir uyarıcı gelmedi demeyesiniz diye, size
açıkça anlatan peygamberimiz gelmiştir. İşte böylece size müjdeci de, uyarıcı
da gelmiş." (Mâide, 5/19) buyurulduğu üzere, hem bütün kitap ehline
gönderilmiş, hem de "Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve
uyarıcı olarak gönderdik." (Sebe', 34/28) âyetinin ifadesince bütün
insanları davetle görevli bir müjdeci ve uyarıcı ise de, bu davet ve uyarı işin
başında "En yakın akrabalarını uyar." (Şuarâ, 26/214) emri uyarınca,
en yakınından "Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden
başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın." (İbrahim, 14/4)
âyeti gereğince de Araptan başlayacaktı. Çünkü bunlar büsbütün gâfildiler.”
Aynı
sure Arapların iman etmekteki inatları yüzünden Arapları geçmişleriyle
tanımlıyor;
36:7. Yemin olsun ki, onların
çoguna söz hak olmustur, artık onlar iman etmezler.
36:8. Biz onların boyunlarına
bukagılar geçirdik. Bukagılar çenelere dayanmıstır da bu yüzden onların
kafaları yukarı kalkıktır.
36:9. Önlerine bir set,
arkalarına da baska bir set çektik. Böylece onları kusatıp sardık; artık onlar
görmezler.
36:10. Sen, ha
uyarmıssın onları ha uyarmamıssın, fark etmez onlar için; inanmazlar.””
Şimdi bu sapık kavimlerin sapıklıklarınıın
geçen yüzyıldaki İran dini önderi Ayetullah Humeyninin Medeni ve Borçlar Hukuku
üzerine yazdığı “Tahrir el Vesile” adlı kitabına yansımalarını görelim, görelim
ki AKP hükumeti ile nasıl bir sapıklık içine itildiğimizi de görelim.
HUMEYNİ TAHRİR EL VESİLE
ÇEVİRİLERİ
Önce
Hanefi İslamda olmayan imamet makamı için sapıkça bir tanımlama okuyalım;
Tahrir
El Vesile kitabının 13.sayfasında "İmam" başlıklı bölümde imamlık
aynen böyle anlatılır;
"İmamlar,
diğer insanlara göre kendilerine doğuştan olağanüstü,çok güçler verilmiş,
karanlıkta parlayan cennetin ışıklarıdır. Bu nedenle, melek Cebrail bile, 'Eğer
onlara çok yaklaşırsam yanarım'demiştir."
"The
Imams were shining lights in the darkness of the heavens, infinitely gifted and
by birth and nature superior to other men –much so that even the angel Gabriel
declared “If I came too close to them, I would be burned.”)
Oysa
Hanefi mezhebinde imamet yoktur.Atatürk düşmanlıkları da bundandır bu
sapkınların.
İRZINA
GEÇİLEN HAYVANLARIN KADERİ
Sayfa
25;
The meat of horses, mules, or
donkeys is not recommended. It is
strictly forbidden if the
animal was sodomized while alive by a man.
In that case, the animal must
be taken outside the city and sold.
If one commits an act of
sodomy with a cow, a ewe, or a camel, their
urine and their excrements
become impure, and even their milk may
no longer be consumed. The
animal must then be killed as quickly as
possible and burned, and the
price of it paid to its owner by him who
sodomized it.”
“At, katır, eşek eti salık
verilmez. Bir hayvan canlıyken, bir adam tarafından anal yoldan ırzına
geçilmişse, kesinlikle yasaktır.
Her kim, bir dişi koyun, inek
veya deve ile anal yoldan ilişkiye girmişse, sidik ve bok yolları ile sütleri
henüz kirlenmediyse de kirlenmiştir. Bu hayvanlar olabildiğince kısa zamanda
öldürülerek yakılmalı ve parası irzına geçenden tahsil edilmelidir.”
Humeyni’ye
Göre İçki Ölümcül Derecede Kötüdür;
Sayfa
25ve 26;
Drinking wine or alcoholic
beverages is a mortal sin, and is strictly forbidden. Whoever consumes an
alcoholic beverage retains only a part of his soul, that part of it which is
deformed and nasty; he is
damned by Allah, His
archangels, His prophets, and His believers.
Such a man’s daily prayers
are rejected by Allah for forty days. On the day of the resurrection of the
dead, his face will turn black, his tongue will hang out of his mouth, his
saliva will run down his chest, and he will remain forever thirsty.
“Şarap veya alkollü içecekler
içmek kesinlikle yasaklanmıştır. Her kim bir alkollü içki tüketirse, ruhunun
bir parçası ondan ayılacak, bozulacak ve kirlenecektir; Onlar, Allah,
peygamberleri,büyük melekleri ve inananlarınca lanetlenmişlerdir.
Böyle bir adamın günlük
ibadetleri Allah tarafından kırk gün kabul edilmez.Ölülerin yeniden
diriltildikleri gün yüzü kararacak, dili dışarı çıkacak, salyaları göğsüne
akacak, sonsuza dek susuz kalacaktır.”
Bu saçmalığın hç
bir kaynağı yoktur. Hz. Hamza içki içerdi, onun zamanında inen Nahl Suresi 67
ayete göre içki ibretlik mucizelere sahipti. Hamza öldükten sonra Ömer yerini
aldı ve içkiyi yasaklayan Bakara 62. ayet ve ardılları gelmeye başladı. Bu
tanrının emri değil bir siyasettir. Kuran “içkiliyken namaza yaklaşmayın” (Nisa
43) demektedir. Humeyni sapkın Sabi dini inançlarına göre hüküm vermiştir.
Sabilikte bile Hamra denilen, Nuh tufanından beri korunan bir kara üzüm şarabı
üretilir elan içilir. Bu dinlere göre Allah Arşı yani gökteki ilk yer yüzünü
yarattğında üstüne oturur oturmaz kendiliğinden asma ağacı bitmiş ve Allah
onunla beslenmiştir. Bu yüzden Hristiyanların çok mezhebi sarapla vaftiz
olurlar. Gregoryen Ermenilerin de üzüm bayramları vardır. Kuran İncil ve Tevrat
ı doğrulayan kitaptır (Maide 68/2 ayet). Bu durumda Allah her Yahudiden günlük
olaran ¼ Hin yani 90Cl şarap adağı istemektedir.
Humeyninin hangi dine göre konuştuğu belli
değildir ve baba oğul, dede torun, kaynana, baldız, yeğenlerle yapılan zinaları
sapıklıkları nasıl ho şgördüğünü bu kitabından yayınlayarak ne kadar sapık
olduğunu da gördük.
Şii
Değilseniz Cenabetsiniz;
Sayfa
28
“A Muslim who insults one of
the Twelve Imams or declares himself their enemy is impure.”.
“12 imamdan birini
incite bir Müslüman, kendini onların düşmanı ilan etmiş olur, cenabettir
(kirlidir).
HUMEYNİ YE GÖRE ŞEKER KİRLİDİR
If lump sugar has been made
from impure melted sugar, the lump sugar remains impure even if placed in
stagnant or running water.
Topak
şeker, erimiş kirli şekerden yapılmışsa, duru veya akar suda da kalsa bile
kirlidir.
HUMEYNi'
YE GÖRE, KÖPEK ŞARAP,BİRA VE GAYRİMÜSLÜM İNSANLAR KİRLİDİR.
Kaynak Tahrir el Vesile ya da Küçük Yeşil kitap;
"II. 11
On Pure and Impure Things
There are eleven things which are impure: urine, excrement, sperm,
bones, blood, dogs, pigs, non-Muslim men and women, wine, beer,
and the sweat of the excrement-eating camel."
TEMİZ VE KİRLİ OLAN ŞEYLER;
Kirli olan on bir şey vardır;
Sidik, bok, sperm, kemikler, kan, köpekler, domuzlar, Müslüman olmayan kadın ve
erkekler, şarap, bira ve bok yiyebilen devenin teri"
Köpek öldürenlerin de kimler oldukları ortaya çıkıyor böylece.
HUMEYNİ'YE GÖRE KÖPEĞİN DOKUNDUĞU HER ŞEY KİRLİDİR.
KÖPEK KATİLLERİNİN HUMEYNİCİLER OLDUKLARI ANLAŞILIYOR.
Kaynak Tahrir El Vesile II.Bölüm Temiz ve Kirli şeyler;
"The hairs, bones, and teeth of dead animals are pure, unless they
come from animals such as the dog which are impure themselves."
Türkçesi;
Ölmüş hayvanların kılları,kemikleri ve dişleri, hayvanlardan olan köpek gelip onları kirletmedikçe temizdir."
HUMEYNİ ŞERİATI DEVLET ELİYLE FUHUŞA İZİN VERMEKTEDİR;
Kaynak;Tahrir el Vesile Küçük Yeşil Kitap.
BÖLÜM 2:19.
Başlangıç cümlesi;
"II. 19
On Marriage, Adultery, and
Conjugal Relations
A woman may legally belong to a man in one of two ways; by
continuing marriage or temporary marriage. In the former, the
duration of the marriage need not be specified; in the latter, it must
be stipulated, for example, that it is for a period of an hour, a day, a
month, a year, or more.
Marriage, whether continuing or temporary, must be sealed by a
religious formula spoken either by the woman or by the man, or by
one of their representatives."
Türkçesi;
II:19
Evlilik Üzerine, Zina ve Karıkocalık ilişkileri
Bir kadın iki şekilde bir erkeğe ait olur; sürekli evlilik ve geçici evlilik. Resmiyette, evliliğin süresi belirtilmelidir;sonradan, örneğin,bir
günlük, bir saatlik, bir yıllık veya daha fazla süre belirtilmelidir.
Evlilik,sürekli veya geçici olsun, tarafların temsilcileri önünde konuşulup
anlaşılmalı, resmi bir form ile mühürlenmelidir."
Burada belirtilen "geçici evlilik maddesindeki" bir saatlik, bir
günlük, bir haftalık, bir aylık süre gerçekten dini amacı aşmaktadır. Bu
"imamın nikah kıymasıyla devletin bu hizmetten kazanç elde ettiği apaçık
bir fuhuş, pezevenkliktir. Başka açıklaması yoktur.
II. 19
On Marriage, Adultery, and
Conjugal Relations
II:19
Evlilik Üzerine. Zina ve Karıkocalık İlişkileri
sayfa 55;
İkinci derece (hala,teyze, amca, dayı ve çocukları) akrabalar, kaynana, ile ve
eşlerinin anne ve çocuklarıyla ilişki serbest.
“A man may not marry the nieces of his wife without the latter’s consent; if he should nevertheless do so without
getting consent, but his wife raises no objection, then there is no problem.”
“Sonradan eşinin rızası olmayacaksa bir adam eşinin yeğeniyle
evlenemez; Herhangi bir şekilde eşin rızası alınmadan
yapılmışsa ve eş itiraz etmiyorsa sorun yoktur.”
“A man who has committed adultery with his aunt must not
marry her daughters, that is to say, his first cousins.”
“Bir adam, teyzesi veya halası ile zina işlemişse, onun kızı ile evlenmemelidir. Bu onun birinci derece
yeğeni demektir.”
“If a man who has married his first cousin commits adultery with her mother, the marriage is not thereby
annulled.”
Bir adam, birinci derece yeğeniyle evliyse ve onun annesi ile zina etmişse, bu münsaebetle evlilik
iptal edilmez.”
“If a man commits adultery with a woman other than his aunt, it is highly
recommended that he not marry the daughter of that woman.”
“Bir adam hala/teyze/yengesinden başka bir kadınla zina etmişse, onun kızı ile
evlenmemesi önemle salık verilmelidir.”
“If he marries a woman, consummates the marriage, and then commits adultery
with her mother, the marriage is not thereby annulled.”
“Bir adam, bir kadınla evlenir, karı koca ilişkisine girer ve sonra onun
anasıyla zina ederse , bu münasebetle evlilik iptal edilmez.”
Yabancıyla Evlilik Sayfa 55;
“A Muslim woman may not marry a non-Muslim man; nor may a Muslim man marry a
non-Muslim woman in continuing marriage, but he may take a Jewish or Christian
woman in temporary marriage.”
“Müslüman bir kadın, Müslüman olmayan bir adamla evlenemez; ne de Müslüman bir
adam devam eden bir evliliği varken yabancı bir kadınla evlenebilir, fakat,
geçici olarak Hristiyan veya Yahudi bir kadınla evlenebilir.”
Hani gayrimüslümler necisti haramdı ya hacı ne oldu?
Aynı bölüm sayfa 56
Çocukla evlilik pedofilide travma geçiren çocuğa tazminat yok;
If a man who has married a girl who has not reached
puberty possesses her sexually before her ninth birthday,
inflicting traumatisms upon her, he has no right to repeat such an act
with her.
TÜRKÇESİ
Eğer, bir adam, cinsel yeteneklerini kazanmamış, reşit
olmamış dokuzuncu yaş gününden önce bir kız ile evlenirse, bu onda travma yaratırsa evliliği tekrarlamaya hakkı yoktur.
Aile içi ensest homoseksüellik serbest.;
Baba, oğul, kayın peder, dede, torun, valla yok bir sorun!
Girsin çıksın kalbini bozma...
Türkçesi;
II:19
Evlilik Üzerine, Zina ve Karıkocalık ilişkileri
Sayfa 56
Ensest Homoseksüellik
If a man sodomizes the son, brother, or father of his wife after
their marriage, the marriage remains valid.”
Eğer, bir adam, oğlu,erkek kardeşi veya evlendikten sonra eşinin babası ile
homoseksüel ilişkiye girerse evlilik geçerlidir.” Yani boşanma nedeni sayılmaz.
Sayfa 58;
Pedofilik sapıklıkta sınır yok. Humeyniye göre “9” Dokuz yaşında çocuk ergen
sayılıyor bunu yukarıdaki çevirilerden anlamışsnızdır.
“To look upon the face and hair of a girl who has not reached puberty, if
it is done without intention of enjoyment thereof, and if one is
not afraid of succumbing to temptation, may be tolerated. It is
however recommended that one not look upon her belly or thighs,
which must remain covered.”
Türkçesi;
“Ergenliğe ulaşmamış bir kız çocuğunun yüzüne veya saçlarına herhangi bir
hoşlanma niyeti olmaksızın ve tahrik ediciliğine karşı koyamayarak bakmak hoş
görülebilir. Örtülü kalması gereken beline veya kalçalarına bakılmasına anlayış
gösterilemez.”
Dokuz veya daha altı ilk öğretim çağında çocuğa cinsel arzu ile bakanın gözleri
kör edilmelidir bunlar resmen sapık bir toplummuş.
Sayfa 58
Gayrimüslüm kadın ve çocukları koruma yok. Aynı maddenin devamı;
“To look upon the faces ad hands of Jewish or Christian women, if this is
not done with intention of enjoyment thereof, and if one does not fear
temptation, is tolerated.”
Türkçesi;
“Yahudi veya Hristiyan kadınların ellerine ve yüzlerine hoşlanma kastı
olmaksızın veya tahrik nedeniyle bakmak hoşgörülebilir.”
İslam adaleti bu mudur?
Sayfa 58
Erkek çocuklardan da kadınlar gizlenmelidir. Yukarıdaki ayetin devamı
“A woman must hide her body and her hair from the eyes of men. It
is highly recommended that she also hide them from those
of prepubescent boys, if she suspects that they may look upon her
with lust.”
“Bir kadın,vücudunu ve saçlarını erkeklerin bakışlarından gizlemelidir. Cinsel
hazla bakmasından şüphelenerek, reşit olmamış erkek çocukların bakışlarından
bile gizlenmesi önemle tavsiye edilir.”
Ulen hem saklıyorsunuz hem de her şeyi yapıyorsunuz. Bu nasıl din anlayışıdır?
İSLAMIN TEMSİLCİSİ(!) HUMEYNİ ŞERİATINDA ORUÇ BOZMAYAN İLGİNÇ HALLER
Tahrir al Vasila
II. 17
On Fasting
Sexual intercourse is a breaking of the fast, even if the penis enters
the vagina only as far as the circumcision ring, and even
if no
ejaculation results.
"
"Cinsel birleşmede penis vajinaya sünnet halkasına kadar girse, boşalma olmasa da oruç bozulur. "
Burası doğrudur da bunlar ne?
If the penis enters less deeply into the vagina and there is no ejaculation,
the fast has not been broken.
"Penis, derince olarak vajinaya girse ve boşalma olmasa ORUÇ BOZULMAZ."
If the man cannot determine with certainty what length of his penis entered into the vagina, and if he has gone in beyond
the circumcision ring, his fast has not been
broken."
"Eğer adam penisinin vajinaya ne kadar girdiğini belirleyemiyorsa ve
sünnet halkasından ötesi de girmişse ORUÇ BOZULMAMIŞTIR.".
Bu orucu hiç bir şey bozamıyor vallahi. Gerisi boş.
JİLETLE TRAŞ MAKİNESİYLE TRAŞ KABUL EDİLEMEZ.
Ekler, Sayfa 69
Shaving one’s face, whether
bladed razors or electric apparatuses intended for the same purpose, is highly
unacceptable. “Birinin yüzünü jiletle veya elektrikli traş makinesiyle traş
etmesi kesinlikle kabul edilemez”
SÜTTEN KESİLMİŞ KIZ VEYA
ERKEK ÇOCUKLA CİNSEL İLİŞKİ;
Tevratta Sütten Kesilme ile
Tecavüz Olayı;
Araplarda kökeni Sabi dinine
uzanan bu gelenek Tevratta Sütten kesildiği için İbrahim peygamberin ziyafet
verdiği İshak peygamberi o yaşta İsmail’in peygamberin becermesi olayında da
karşımıza çıkmaktadır. İbrahim de ziyafetle kendine düğün yapıyordu demektir.
Zenci Hacer ile melez oğlundan nefret eden Sara ana kızmasa İbrahim in umurunda bile
olmayacaktı. Okuyalım;
And the child grew, and was
weaned: and Abraham made a great feast on the day that Isaac was
weaned. And Sarah saw the son of Hagar the Egyptian, whom she had borne unto Abraham,
mocking. (Genesis 21:8-9)
“mocking=alay etme, cinsel açıdan aşağılama anlamı da
içerdiği yazılıyor.
Wean=Sütten
kesilme.
Tevrat Yaratılış 21:8,9
Hacer
ve İsmail Uzaklaştırılıyor;
21:8
Ve çocuk büyüdü, İshak’ın sütten kesildiği gün İbrahim büyük bir yemek
verdi.
21:9
Ve Sara, İbrahim’in üstüne aldığı Mısırlı Hacer’in oğlunu gördü, eğleniyordu.”
Bu
ayet gereğince İsmail’in İshak’ı becerdiği yorumu yapılıyor. İbrahim’in ziyafet
vermesi de Sabi geleneklerine göre karı olarak kullanmasıyla alakalı olduğu
kesindir. Bu geleneği İran Humeyni İslamında da Sabilik ve Zerdüştlük kalıntısı
olarak görmekteyiz. Sara’nın olayı takiben karalı, tavizsiz olarak, al bu
kadınla oğlunu götür buradan demesiyle İsmail ile anası Haceri Mekke’ye
götürmesi gerçekleşir.
Gen 21:9 “Perhaps Ishmael sodomized Isaac as
a insult. What ever he did to ‘mock’ him, it was so bad that Sarah saw it and
demanded for Abraham to expel him and Hagar from the house.”
Yaratılış
21:9 Belki İsmail, İshak’ı becerdi
İshak
incinmişti,
Eğlenmek(mock)
için her ne yaptıysa
Sara’nın
gördüğü çok kötüydü ve İbrahim’den onu ve Hacer’i evden kovmasını istedi..”
İSLAM ÖNCESİ MUHAMMET ÇAĞINDA
“SÜTTEN KESİLME” İZİ
FATIMA=SÜTTEN KESİLMİŞ, EN
KÜÇÜK GELİN VEYA TAPINAĞA ADANMIŞ BAKİRE
İslam öncesi
Araplarında bu şekilde yani sütten kesilir kesilmez kocaya verilen çocuklara
“Fatıma” adı verilirdi ve Fatıma da “sütten kesilmiş” demektir. Nihat Hatipoğlu
hoca bunu ATV ekranlarından bağırarak ağlayarak açıklamıştır. Ama cinsel ilişki
yaşını belirlemede kullanılan tarafını ben Sabilerde, Aramilerde buldum. Bu gün
Aramileri Nasturi, Süryani Hristiyanları olarak biliyoruz. Eski dinleri
Sabilikte kendi öz kızı veya oğlunu cinsel açıdan sütten kesildikten sonra
kadın olarak kullanmaları tanrıları Hayy diğer adıyla Melki di Nura/Nur Meliki
tarafından Adem e emredilmiştir.
Hayya veya
NurMeliki, Adem e “Sana zenginlik olsun diye kızlar, oğullar ve mallar
verdik. Kızların, oğulların ve malların senin kölelerin ve karılarındır”
der.
Adem ile Havva
oğulları, kızları, torunları ve onların çocukları ile evlenerek üremişlerdir.
Adem ve Hava 70000 yıllık srgündeyken de hayvanlarla girdikleri ilişkilerden de
sfenks olarak adlandırılan yarı insan yarı hayvan canlılar üremiştir. Allah
bunları tufanla yok etmiştir.
Bu ayet gereğince hala
Hrisityan olan Sabiler, yani Keldani, Nasturi, Süryani, Maruni Hristiyanları,
Habeş incili okluyan Ermeni Hristiyanları kısaca bütün Ortodoks Hristiyan ve
Yahudi kavimlerinde bu tür ilişkilere elan varlığını sürdürmektedir. Okumuş,
yazmış, ateist, agnostik v.b. olmuş, inançsız olanları ile çağdaş eğitim
almışlarında bunu görmek mümkün değildir.
Yok mudur olmaz mı?
İşte, “Fatma anamız”
dediğiniz, peygamber Muhammet’in babaannesi ile Ali’ye verdiği kızının adının
anlamı da böyle sapık gelenek uğruna telef edilmiş çocuklar için kullanılan bir
addı.
Şimdi bunun canlı örneğini
elan yaşayan, Katolik Kilisesine giden kripto Yahudi, annesi, babası ve tüm
akrabaları bebeklikten itibaren ecavüz, taciz mağduru olan, C.I.Anın Zihin
Kontrolü Mind Control olaylarında kullandığı, yazdığı kitabıyla dünyayı ayağa
kaldıran mağdure Kathy O’Brien’den bu sapıklığı en açık dille okuyalım;
Baykuş
İmparatorluğu
Cathy
O’Brien
Mine
G.Kırıkkanat Çevirisi Sayfa 81 Giriş sayfası;
Birinci
Bölüm
İnsanlıkla
Tanışma
“Pedofil
olan babam Earl O’Brien, doğumumdan hemen sonra ağzıma annemin memesi yerine
penisini sokmakla övünüyordu.
Ailesindeki
bir çok kişi tarafından ensest tacize uğramış annem Carol Tanis’in
(anlatılanlara göre) çocukken yaşadığı benzer şeyler Çoğul Kişilik Bozukluğu
geliştirmesine yol açmış olduğundan babamın sapık hareketlerine karşı çıkmamış.
Hatırladığım
en eski anım, babamın penisinin küçük boğazımı tıkaması ve nefes alamayıımdı.
Yine de babamın menisini annemin sütünden ayırt edemiyordum.....”
Diye
anne ve babasının da ve yakın akrabalarında aynı gelenek ereğince taciz,
tecavüz mağduru olduğunu, abisi, babas, dayısı, gittiği kilisenin papazından
ABD başkanlarının 1970 sonrası tam listesinin üzerinden geçtiğini anlatıyor.
BEBEKLE CİNSEL İLİŞKİ ANAL
YOLDAN OLMALIDIR.
Sabilik, Ortodoks Yahudilik,
Zerdüştlük, Hinduluk ve Eski Mısır dinlerinde ensest ilişkiler kutsaldı. Çünkü
tanrı “tek kişi” olarak var olmuş, yalnızlığını gidermek için kendisine benzer
çocuklar yaratmış, onlarla homoseksüel, heteroseksüel ilişkiye girerek
göklerdeki yıldızlardan ibaret nesillerini yaratmıştı. Bu dinlere inananlar da
tanrılarını taklit ediyorlardı.
MufaÂkatat
(İng Thighing);
Edebi olarak “”, erkek çocukların uyluk kemiklerinin (baldırlarının) arasına
öteki erkeğin cinsel organını yerleştirerek cinseltatmin olmasını ifade etmek
için kullanılır.
Bu
pedofilik sapkın gelenek İngiltere’de de yaygın olduğundan İngilizcede
“Thigh=uyluk kemiği,Baldır” kelimesinden türeme “Thighing” sıfatı vardır.
Türkçemizde yok en azından.
Bu
sapıklığın Tevrat ve Sabiliğe, Zerdüştlüğe uzanan geçmişi vardır.
İşte Kuran
İslamında yer almayan ama Humeyni İslamında yer bulan bu antik çağ kalıntısı
sapıklığı okuyalım bakalım.
MUFA’KATAT
;
Arapça
Mufa’katatın, Hristiyanlık öncesi Sabi dini Sin mezhebinde İnanna’ya tapınan
İngilizlerin dili İngilizce karşılığı da “Thigh=Uyluk Kemiği+ing=Thighing=Uyluk
kemikleri/baldırlar arasına arkadan erkeklik organını sokarak, hafifçe
sürtüştürmekle yapılan cinsel ilişkiye verilen addır.
“
“Yetişkin
bir erkeğin, sütten kesilme yaşında körpe bir kızın, baldırları arasına cinsel
sokarak okşaması öpmesi yasal değildir.” (Genel kabule göre Sütten kesilme yaşı
1,5 ile 2. yaştır)
“It
is not illegal for an adult male to 'thigh' or enjoy a young girl who is
still in the age of weaning; meaning to place his penis between her thighs,
and to kiss her.”
Ayatu
Allah Al Khumaini's "Tahrir Al wasila" p. 241, issue number 12
“Sütten
kesilmiş (İng=Wean) çocuğun, butları arasına cinsel organı sokarak öpme okşama
(İng;Thighing).
This is from a Muslim cults Priest he is after all an Ayatollah
Thighing of children: Mohammed (51) married Ayesha when she was SIX, but as she was too small to consumate, he practised the sacred rite of Mufa’ Khathat (otherwise known as ‘thighing’) whereby he rubbed himself between the tops of her thighs, but did not enter.
Türkçesi;
Bu
alıntı Ayetullah Humeyni’dendir;
Muhammet
(51 yaşındaydı) Ayşe ile evlendiğinde Ayşe altı yaşındaydı fakat, karıkocalık
ilişkisi için çok küçüktü. O,mukaddes ayin olan “Mufa Katat” (Thighing)
vasıtasıyla, baldırlarının üst arasında sürttürdü ama içine girmedi.
Bu
günlerde yaygın olarak “”, özellikle düğünlerde çocukların “mufaÂkatat”ı
alışkanlığı vardır.
Ulemaların
bu konudaki görüşleri, Allahın selamı üstüne olasıca Muhammet peygamberin,
Müslümanların anası Ayşe’nin baldırları arasına mufaÂkatat (İng.Thighing)
yaptığıdır.
Ayşe
henüz altı yaşında ve cinsel ilişkiye girilmesi sakıncalı görüldüğünden
(isterse görülmesin Ebubekir’in kızı) peygamberin Ayşe’ye mufaÂkatat yaptığı,
yani cinsel ve boşaltım organlarının altına bacak arasına cinsel organını
sürterek rahatladığı, bnu erkeklerle de tekrar ettiği bilinir.
İlk
karısı Hatice’in daha evlenir evlenmez Muhammet’e hediye ettiği “azad kabul
etmez kölesi, büyük aşkı Zeyd’den alnıma bir hadiste de;
“Cebrail
vahiy indirdiğinde peygamberin üstüne öyele bir ağırlık çöküyordu ki, bir
keresinde, peygamberin uyluk kemiği benim uyluk kemiklerim üzerindeyken,
baldırlarımın ezilmekten kopacağını sanmıştım” diyerek bu “mufaÂkatat”
ilişkisini, de itiraf etmiş olmaktadır.
Tahrir El Vesile Cilt IV Dar ul El, Kum İran 1990;
İnternetten temin ettiğim bu
metni henüz İran resmi sitesinden bilgisayarıma indirdiğim PDF formatı kitapta
bulamadım. IV.Cillte El Kum (Fitre) adıyla geçen bölümdür ve böyle bir
ilişkiyle de alakası yoktur.Ancak olmadığını söylenemez, Aşırı tepki yüzünden
kaldırılmış olabilir. Kaldırılmışsa eğer kutlarım iyi de olmuştur.
Yazıma alma nedenim, bu konu
yeni değildir ve 1979 İran devriminden beri konuşulmaktadır. İran içine
kapanmış herkesi düşman ilan etmiş, yalanlamaları da inandırıcı olmamıştır.
İran rejimini eleştiren ülkemizde dahi çok sayıda gazeteci öldürülmüş veya
değişik saldırılara uğramıştır. Bunlar
da İranın inandırıcılığını ortadan kaldırmaktadır. Diğer yandan kendi
sitelerinden indirdiğim kitapta buraya kadar olan ve buradan sonra okuyacağınız
sapıklıklar da bu metnin çıkarılmış olabileceğine işaret etmektedir.
Zerdüştlük, Sabilik temelli Hicaz Yahudiliği ve Mecusiliği ve de Nasturi
Hristiyanlığında bu tür ilişkiler Allah’ın Ademe emridir. Elan Sabili dini
merkezli Beytül Şems Yahudilerince yasak da olsa uygulandığı yolunda Kanada ve
Amerika merkezli basın, yayınlarda
mevcuttur.
“Bir erkek,cinsel arzularını
bir bebek kadar körpe çocukla dindirebilir. Herhangi bir şekilde giremez,
bebeğe arkadan giriş helal olandır. (Şeriata göre). Eğer erkek, çocuğun
içine girer,ona zarar verirse,ömrü boyunca onun geçimini sağlamak zorundadır.
Kız çocuğu onun, dört devamlı karısından birisi de sayılmaz. Erkeğin, kızın kız
kardeşiyle evlenmesi uygun değildir. Kızın aybaşı heli olarak reşit olmasıyla
evlendirilmesi babasından ziyade kocasının evinde olması uygundur. Hangi
baba kız çocuğunu böyle çok genç evlendirirse, cennette sürekli bir yeri
olacaktır.”
Bu kadar zalimliği ancak
“cennet vaadi” uğruna yaptırabilirler.Cennet vaadi de olsa henüz konuşmayı,
yürümeyi, bağımsız yemek yemeyi beceremeyen bir çocuğuna, evladına kıyan bir
ana babaya ki bunların da topuna lanet olsun.
Şimdi İngilizcesi;
Ayatollah
Ruhollah Khomeini, The Supreme Leader of Iran, the Shia Grand Ayatollah,
1979-89 said in his official statements:
"A
man can quench his sexual lusts with a child as young as a baby. However, he
should not penetrate. Sodomizing the baby is halal (allowed by sharia). If the
man penetrates and damages the child, then he should be responsible for her
subsistence all her life. This girl, however, does not count as one of his four
permanent wives. The man will not be eligible to marry the girl’s sister. It is
better for a girl to marry when her menstruation starts, and at her husband's
house rather than her father's home. Any father marrying his daughter so young
will have a permanent place in heaven."
Khomeini,
"Tahrirolvasyleh" fourth volume, Darol Elm, Gom, Iran, 1990
Bu
sapıklık çeşidi de kitaptan çıkarılmış veya ben görememiş olabilirim. Ama, bu
konuda yabancıların verdikleri kaynaklarda adresler sağlamdır. Nedeni de bu
“ensest veya değil pedofilik, kulamparalık sapkınlıklar, istenildiği kadar
inkar edilsin İslam ve Grek İncili dışında tüm dinlerde vardır. Özellikle
Sabilerin 6500 yıllık Ginza d Rbba kitapları ve ona dayalı 60 kadar din
kitaplarında bunlara rastlanımıştır. Arami araştırmaları yapan batılı
arkeologların kitapların bazılarını dilimiz çevirmiş, Aramilerden Haramilere
yazımda bu sapkınlıkları, yamyamık dahil yazmıştım. Bu yüzden Hristiyan ve Yahudiler
“İslam düşmanlığı yaparken” kendilerinden bildikleri için kolayca
suçlamaktadırlar ve Müslümanlar arasındamaalesef bunlar da yaşanmaktadır.
Kızılacağına terk edildiği dünyaya gösterilmelidir. Şimdi o iddiaları görelim.
Çeviriler bana aittir;
“Bilimsel
Fetva Araştırma Komisyonu geçici komitesi toplantısında Hicri, 08 Mart 1421
(2000 yılı) e 1809 sayılı soruşturma önergesiyle gözden geçirilmiş olarak ,
büyük mühtü Ebu Abdullah Muhammed el Şemari ye sorulan soruda; ‘Bu günlerde,
düğünlerde yaygın olarak müminlerin anası Hz. Ayşe ye peygamber Muhammet
S.A.V.nin MUFA’KATAT yaptığı konusunda ulemaların görüşü nedir?” denilmiştir.
Komitenin
bu konuda yaptığı çalışma sonunda verilen cevapta;
“Asırlardır
Müslümanlarca uygulanmamış bu yasak, peygamber S.A.Vnin nişanlısı Ayşe nin altı
yaşındayken uyluk kemikleri arasına cinsel ilişki kurması, pornocu, İslam
düşmanları olan kafirlerin İslama attığı bir iftiradır.Ayşe yaşının küçüklüğü
nedeniyle altı yaşında cinsel ilişkiye girmedi, Salliallahüvessellem neden cinsel
organını Ayşenin uyluk kemikleri arasına yumuşakça sürtsün, Allah onun organını
idare eder, o diğer Müslümanlar gibi değildir.” Denilmiştir.
Her
ne kadar ret edilse de İslam ulemalarının böyle bir cinsel tatmin yolundan,
adının “Mufa’katat” olduğundan bilgileri olması, bu tür ilişkinin bilindiği
anlamına gelir.
Yok
denilmiş ise ve de İslam dünyasında uygulaması bilinmiyorsa ne mutlu
Müslümanlara. Ama her gün dünya basınında gün geçmiyor ki bir Müslüman hakkında
pedofilik sapıklık haberi olmasın.
Yukarıdaki
Çevirinin İngilizcesi;
Question
1809
After
the permanent committee for the scientific research and fatwahs (religious
decrees) reviewed the question forwarded by the grand scholar of the committee
with reference number 1809 issued on 3/5/1453 and 7/5/1421 (Islamic calendar)
Question:
‘It has become widespread these days, and especially during weddings, the habit
of mufa’khathat of the children. (mufa’khathat - literally translated, it means
“placing between the thighs” which means placing the male member between the
thighs of a child) What is the opinion of scholars, knowing full well that the
prophet, the peace of Allah be upon him, also practiced the “thighing” of Aisha
- the mother of believers - may Allah be pleased with her.’
Answer:
After studying the issue, the committee has answered as follows:
As
for the prophet, thighing his fiancée Aisha when she was six years of age and
not able to consummate the relationship due to her small age. That is why the
Prophet used to place his male member between her thighs and massage it, as the
prophet had control of his male member not like other men.
Ailesinin
rızasıyla evlendirilse uygun ama değil mi şerefsizler. Cennetlik de edersiniz
değil mi alçaklar.
İSLAMIN TEMSİLCİSİ (!) AYETULLAH (ALLAH'IN KELAMI) HUMEYNİ BU MUDUR?
Ayetullah Humeyni, "babasının rızasıyla "4" Dört yaşında kıza
tecavüz etmiş.Çocuk sabaha kadar ağlamış çığlık atmış. Metnin İngilizcesi ve
linki aşağıdadır.
"When it was time to sleep, the guests had all left, except for the
inhabitants of the house. Al-Khomeini laid his eyes on a young girl who,
despite being only four or five years of age, was very beautiful."
Türkçesi;
"Uyku vakti geldiğinde, evin sahipleri hariç misafirler ayrıldılar.El
Humeyni, gözünü dört beş yaşlarında olmasına rağmen çok güzel olan kız çocuğuna
dikti."
So, the Imam requested from her father, Sayyid Sahib, that he spend the night
with her in order to enjoy her. Her father happily agreed, and Imam al-Khomeini
spent the night with the girl in his arms, and we could hear her crying and
screaming [through the night].’”
Türkçesi;
"Sonra, imam babası Seyyid Sahib'e kızıyla geceyi geçirmek istediğini
söyledi.Babası mutlulukla ona izin verdi ve İmam El Humeyni kollarında bütün gece ağlayan çığlık atan çocukla geceyi geçirdi"
Medeni hukuk diye yazdığı ve Allah'a mal ettiği baba oğul, dede torun eş
cinselliğine, kayın valide, baldız, amca dayı, hala teyze ve çocuklarıyla
evliliğe, zinaya, sütten kesilmiş çocuklarla cinsel ilişkiye izin veren bir din
din olamaz. Olsa olsa eski Zerdüştlüğün izleri olan sapıklık olur.
Tahrir
el Vesile Cilt III.
Bölüm
38. Nikah.
Bekarlık,
En Aşağılık Olmaktır.
Cafer
El Sadık diyor ki; evli erkekler gerdeğe girince iki rekat namaz farz
olunmuştur, ancak bekarlar için bu yetmiş rekattır. Demiş ve eklemiştir,
peygamberimiz Hz. Muhammet, “ölülerinizin en aşağılık olanlar bekarlarınızdır”.
S
226 Madde 3; Zina eden bir kadınla veya zina sonucu doğan bir kadınla evlenmek
iğrençtir. Ayrıca bir adamın kendisini oğlu, kzı gibi emziren süt annesiyle de
evlenmesi onaylanmaz.
Madde
4 Bir kadın, kötü tabiatlı, yani çift cinsiyetli, ahlaksız, şarap içen ile
evlenmemelidir.
Gerdek
gecesi yapılacaklar;
Madde
7: Düğün günü veya gecesi erkeğin eşiyle karıkocalık ilişkisini niyet etmesi,
iki rekat nmaz kılması ve kusursuz imamlara dua etmesi, ve karı kocanın
temizlenmeleri, kocanın elini karısının alnına koyup, kıbleye dönerek; “Ey
Allahım, senin kitabına göre evlendim, onu senin gözetiminde aldım, senin
sözlerine göre onun cinsel organını tasavvur etmeyi haklı buldum. Eğer onun
rahmine bir ruh koymaya karar verdiysen, onu Müslüman yap ve şeytanın ortağı olma
de.”
S.229
Madde 12; Dokuz yaşına erişmemiş bir kız ile, cinsel ilişkiye, geçici veya
devamlı evlilik olsa bile izin verilmemiştir.Ancak, hoşlanma şehvet hissi ile
dokunmasına, kucaklamasına, uyluk bölgesini okşamasına,ve çocuğu emmesine bile
itiraz yoktur.Bir kişi dokuz yaşına ulaşmamış bir kızla cinsel ilişkiye girse,
fakat ilişki bozma ile sonuçlanmamışsa cezaya konu olmayacaktır, sadece günah
işlemiş sayılacaktır. Eğer dışkı veya aybaşı çıkış yerlerinden biri bozma ile
sonuçlanırsa, kız ona geri verilmesi ömür boyu yasaklanacaktır, geçerli olan
düşüncelere göre bu böyledir.Her halikarda, kız onun karısı olmaya son
veremeyecektir. Böylece, kızkardeşle evliliği beşinci karı almayı yasaklayan ve
diğer evlilik yasaklarını uygulayan bütün yasalara göre onun iki taraflı
mirasçısı olacaktır. Adam onu boşasa, kadın başka erkekle evlenip boşansa bile,
yaşadığı sürece bu hükme bağlı kalacaktır.Kendisinden boşandıktan sonra başka
bir erkekle evlenirse, adam bozma yüzünden ona diyet ödeyecektir ve diyet de
bir insan için ödenen diyete eşit olacaktır.
Tahrir
el Vesile Bölüm VIII. C.4.S.289
DOĞRUDAN
HOŞLANMA, YANLIŞI YASAKLAMA
“Allah’ın
resülü diyor ki, “Benim müminlerim, doğrudan hoşlanmayı ve yanlışı yasaklamayı
bırakırsa Allah onların üsütüne savaş ilan etsin”
“Yine
bir hadisinde peygamber; “Allah imanı zayıflardan ve inançsızlardan nefret
eder.”
Kendisine,
“zayıf imanlılar ve inançsızlar kimlerdir?” diye sorulduğunda; “”Yanlışı
yasaklamayandır” der.
İSLAM
HAKKNDA SÖZLERİ OLANLAR
Doğudaki
şartlar, kadınlardan hicap, onu da Kur’anla kapatmak kaldırılıncaya kadar
başarı sağlamayacaktır. William Gladston İngiltere Başbakanı.
İslam,
insan için bir kuduz köpek kadar tehlikelidir. Sir Winston Churchill İngiltere
Başbakanı
Milyonlarca
Hindu, Sih, Yahudi ve Budist cahil ve dahi baskı altındadır. Hiç biri
Müslümanların yaptıklar gibi, bombalama, terör, ayaklanma ve sosyal patlamalara
alet oluyor mu? Teslime Nesrin. Bangladeşli Fizikçi ve yazar. İslam2ı tehdit
ettiği için ülkesinden sürün edilmiştir.
İslam’a
giren bir kadın, köleliğe geri dönen zenci gibidir. Anonim.
Arapların
bizi süpürüp atmak istemelerini anlıyorum, ama gerçekten karşılık
vermemizibekliyorlar mı? Glda Meyr İsrail başbakanı.
Filistin’de
Yahudilerin haklarına kim meydan okuyabilir? İyi tanrım, tarihi olarak gerçekte
senin ülken. Yusuf Diya el Halidi. Kudüs’lü Arap bakan.1989
Bu
kadar ahlaksız ve alçakça sapıklıkların mitolojik kökenlerini incelemeye
yabancı araştırmacı yazarların kalemlerinden devam edelim.
New
York merkezli The Association for Prehistory internet sitesinde yayınlanmış,
Lloyd deMause nin Orijin of the War in Child Abuse kitabının Birinci
bölümümolan Killer Motherland ve sekizinci bölümünde İnfanticide, Child Rape
and War in Early States konularından dilimize çevirdim.
ANTİK ÇAĞDA KATİL TANRIÇALARA ÇOCUK KURBANI
The Origins of War in Child Abuse by
Lloyd deMause
Antik
çağlarda savaşlar, Tiyamat, İştar, İnanna, Aysis, veya Kali gibi kana susamış
katil ana tanrıçaların yararına veya onlara karşı savaşmak şeklinde
yapılmıştır. Tipik ana tanrıçalardan biri de Aztek ana tanrıçası
Huitzlopotchtli’dir ve bu tanrıça ağzını boyu kadar açarak çığlık atar ve
askerlerinin kanlarıyla beslenir. Antik çağ araştırmacılarının çoğu, “antik çağ
savaşlarnda “yok edici tanrıların” erkekler değil dişi tanrıçalar olduklarında
birleşirler.
Jungian,
Korkunç Ana Tanrıça arketiplemesinde, “ağzını dişleri ve kıllarıyla açarak
titreten çığlıklarıyla bizi yutup bitiren” Ejder Ana” karakterini analiz
etmiştir.
Ovid,
Pentheus’un çığlığından yaptığı antik resminde, “Ey Anam, gözlerini bana
dikerek bak! Ana da ona rüzgarda savrulan saçlarıyla, çığlıklarıyla bakar.
Sonra, Agave, omuzu üstüne düşen başını yırtıp kopartır, yukarı kaldırır ve
bağırır;”İşte benim işim, benim zaferim”.
Eski
medeniyetlerde çocukların durumları bu günden çok kötüydü. Census,antik
çağlarda kız/erkek çocuk kurban etme/öldürmenin oranının %400 rakamını verir.
Çoğu kız, onların yarısı kadar da erkek çocukların öldürüldüklerini
açıklamıştır. Poseidos, zengin adamların bile kızlarını çoğunlukla sattıklarını
kabul eder. Erken çağ toplumlarında çocuk öldürme cezalandırılmaya başlanmadan
önce herkes çocukların nerelerde satıldıklarını ve canavarlara kurban
edildiklerini biliyordu. Doğar doğmaz süt annelere verilen çocukların
öldürülmeleri süt annelerden istenilmekteydi.
Antik
çağlarda, yaygın olarak çocukların başlarının kesilerek gövdelerinden ayrılarak
kurban edilmelerine Filistin, Jericho, K.Afrika Kartaca, İngiltere’nin çember
kayalarında, Hindistan’da ve Aztek şehirlerinde rastlanılmaktadır.
Kurban
edilmenin değişmez imajı, Ana Tanrıçanın idaresindeki savaşlarda yerine
getirilir ve bunun yanında da yaygın olarak erkek çocuklarla kulamparalık
etmekten daha yaygın olanı da kız çocuklarının ırzlarına geçmek, diri diri
ısırarak parçalamak, yakmak ve kısırlaştırma gibi işkenceler de yaygındı.
Dişi
büyücülerin olması raslantı değildir, daima korkunun anası olan ve daima savaşın kalbinde bulunan savaş
tanrıçaları İştar’ın heykelleri, “Ben, savaşın tam ortasında duruurum, savaşın
tam kalbiyim, savaşçıların koluyum” diyen İştar gibileriydi ve bunlar Grek mitolojisindeki büyücüler
değillerdi.
Korkunç
ana tanrıçalarıyla karışan inançlar gereğince, savaşan erkekler, ana
tarnıçalarının öfkelerinin üzerlerine gelmesinden korunumuş oluyor, zafer
kazandıklarında da kendilerinin kurtarıcı oldukları için krkunç ana
tanrıçalarının kendilerini seveceklerine inanıyorlardı.
Bu
yüzde savaşlarda Grekler Medusa’nın kesik başını bayraklarına, kalkanlarına
resmediyorlardı, Mısırlılar da firavunlarının doğumlarından sakladıkları rahim
artığı plesantaları bayrak yerine uzun değneklere asarak taşıyorlardı.
Bu
korkunç tanrçalar “Şavaşın Hanımefendileri” olarak anılıyorlardı ve uğurlarına
ölen askerler de onların kana susamış iştahlarına kurban olmuş sayılıyorlardı.
O zamanın cenneti, tanrıçanın vücudunda yaşamaktı.
Bir
sava tanrıçası olarak, Venüs, Sezarın rüyasında görünüp Galleri fethedeceğini
söylemiş, Sezar Mar’sa ve ona kurbanlar adamıştı. Ertesi sabah askerlerini
topladığında “Venüs VictrixVenüse Zafer” diye bağırmıştı.
Çocuklukla
babanın değil de ananın bağ kurmasını anlayabilmek için en erken çağlarda daima
dişinin, ananın öne çıkarıldığına dikkat etmek gerekir. Eski Yunan’da örneğin
babalar, evlerinde kulamparalıklarının mağdurları olan erkek çocuklarla
uyurlardı ve anne, babaanne, süt anne, köle kadınların ve çocukların uyudukları ayrı yerler vardı. Günümüzde dahi
bu şekilde yaşam mevcuttur.
Solon,
bir adama ayda en az üç kerede olmak
üzere ailesini ziyaret etmeyi önermişti. Plutarch, “gerçek aşkın kadınların
bölümüyle bir bağı olmadığını yazmıştır. Heredot, “bir oğlan, beş yaşından önce
babasının dikkatini çekmez” diyerek açıkça gerçeği onaylar.
Bu
çağlarda anneler, büyük anneler insanlıktan çıkmış değillerdi ama kendilerine
de çocuklarını sevebilmeleri için yarım şans dahil verilseydi elbette. İnsanlık
çocuklarının değeri hakkında yeni yeni uyanışa geçmiştir. Geçmişe gittiğimizde,
çocuk yetiştirmenin düşük seviyede
olduğu zamanlarda, terk edilen, dövülen, fuhuş pazarında satılan, kiraya
verilen, korkutulan ve cinsel olarak istismar edilen çocuklara rastlıyoruz.
Bir
insan bir tarihçiyi okuduğunda, M.Ö.II. yüzyıllarda ailelerin ancak %1’inde “2”
kız çocuğu bulunduğuna tanık olacaktır. Medea, Procne gibi öteki Grek mitolojik
analarının çocuklarını öldürmek için tek iyi gerekçeleri, kocalarına nispet
yaparak üremeye uygun olduklarını kanıtlamak içindi.
Aztek
Savaş Tanrıçalarına Bakış.;
Aztek
dini mitlerine baktığımızda, her sabah güneşin doğması için, her gün insan
kanıyla beslenmeye ihtiyaç duyan kana susamış bir çok Savaş Tanrıçasının
resmedildiklerine tanık oluruz. Bunların merkezinde Teteoinnan adlı Toprak
Anaları vardır. Her yıl bir dişi ona kurban edilmeli, derisi yüzülmeli,
çıkarılmalıdır ki, erkek, Savaş tanrıçasının korkunç güçlerine sahip olabilsin.
Savaşçılar, Aztek krallarıyla karıştırdıkları Savaş Tanrıçaları için savaşlara
giderler, tanrıçanın kana susamışlığını tatmin edebilmek için kendi ordularını
ikiye böler ve her yeri kana boğan çiçek savaşları yaparlardı. Kana susamış
Aztek tanrıçaları böylece favori nektarları olan insan kanına, taze insan
kalbine doyuyorlardı. Böylece Aztekler, tanrıçalarının kendi çocuklarını
tüketmesini engelleyerek, her sabah güneşin doğmasını sağladıklarına
inanıyorlardı. Bu anlayış gereğince Aztek savaşçılarının her birisi, her gün
güneşin doğabilmesi için “ölümü arzulayanlar” olduklarını söylüyorlardı.
Gerçek
Aztek anneleri çocuklarına karşı inanılmaz derecede zalimlerdi, tanrıçalarını
doyurmak için öldürdükleri çocuklarının karınlarını deşer, kollarını kopartır,
açtıkları yaraların deliklerinden ipler geçirerek daha çok kan akmasını
sağlayarak tanrıçalarını beslemeyi düşünürlerdi. Çocukları ergenliğe erişip
savaşa katıldığında, düşmanını öldürmeyi başaramadığında veya öldüğünde
herkesin içinde onları incitir ve alay ederlerdi.
ANTİKİTEDE
ÇOCUK TECAVÜZLERİ, ÖLDÜRÜLMELERİ, KISIRLAŞTIRILMALARI
SÜT
ANNE GELENEĞİ
Antik
çağlardan beri anneler çocuklarını, ihmalkar, lakayıt, küfürbaz süt annelere
çocuklarını verirlerdi.Bunlar bazen kölelerden de olabiliyordu.Tacitus’un
dedğine göre, “Çocuklarımızı daha doğuşta, küçük Grek hizmetçi kızlara teslim
ederdik, çocuklar teslim edildikten sonra yıllarca görülmezdi.” Süt anneler,
ahlaksız, hantal, tembel, yangında, domuz gibi hayvan saldırılarında çocukları
bir bohçaya sararak ağaç tırnağına asmakla, hasat zamanı ilgi göstermemekle,
bokun sidiğin içinde kalan çocuğu yıkamamakla suçlanırlardı. Süt anneler,
yabancı zengin dölü olan çocukları alıp emzirebilmek için kendi çocuklarını
öldürürlerdir ve bu sayda de korunduklarına inanırlardı. Doktorlar,
büyüdüklerinde tiran olmasınlar diye bebeklerin günde iki üç öğünden fazla
beslenmemelerini öğütlerlerdi.
Çocuklar
hastalık veya açlıktan aşırı derecede çığlıklarla ağladıklarında onlara bira,
şarap, likör, afyon verilerek yatıştırılırlardı. Bir Mısır papirüsü “afyon
hemen tesir ederdi” diyor.
Babalar
odalarında çocuklarıyla birlikteyken eşlerine tamamen empatiden yoksun olarak
“bu memeler benim” derlerdi ve onlar etraflarındayken annelerinin çocuklarını
emzirdiklerini gördüklerinde açlık grevine gidecekmiş gibi davranırlardı.
Yeni
doğmuş çocuklar, gözlerini tırmalamamaları, kulaklarını tırnaklarınla
yolmamaları, bacaklarını kırmamaları, hayvan gibi dört üyesi üstünde
emeklememeleri için uzun bandajlarla sıkı sıkı sarılırlardı.
Dünyanın
bir çok yerinde olduğu gibi eski Mısır’da da çocukların kafataslarına
istedikleri şekli vermek için, tahtadan yapılmış kalıplara çocukların kafaları
sığdırılmaya çalışılır ve mutlaka bu kalıba sokulan kafaları alınlarından bir
tahta ile kalıptan çıkması engellenir, kemikleri geliştiğinde tahtaya oyulan
şekli alırdı. Bu çocuklar için büyük acılar veren bir işkenceydi. Hamile
kadınlar kocalarınca sıklıkla dövüldüklerinden çocuklar antik çağlarda daha ana
rahmindeyken sopaya maruz kalıyorlardı. İdare edilemediklerinde çocuklar anne
ve babaları tarafından taşlanarak öldürülürlerdi. Eski Ahit, “anne ve babasına
karşı asi olan çocuklar ölüme mahkum edilmeldir” der ve Philo, “eğer yasa
asiliklerinden dolayı ölüme mahkum etmiş olsa bile, çocukların,
azarlandıklarını,dövüldüklerini, hapsedildiklerini” yazar.
Seneca, Isparta’da, ölüme mahkum edilmiş çocukların şehir
meydanında alenen dövülmelerinin, kırbaçlanmalarının vatanseverlik olarak
görüldüğünü yazar. Bütüb çocukların içinde şeytan olduğunai onun çıkartılması
için de çocukların dövülmesi için dokuz kedi kuyruğundan kırbaçlar, demir
çubuklar, kundak çubukları gibi özel ekipmanlar yaptıklarını ve zincirle
kırbaçladıklarını yazar.
Günlükler, çocukların kapı üstlerine asılarak,
tırnaklarına jilet geçirilerek, halıya sarılarak köşede dövüldüklerini
yazmaktadır. Ksenofon, annelerin cadı elbiseleri giyerek, onların etlerini
yiyip bitirecek, kanlarını içecek Lamia şeytanı olduğunu söyleyerek
korkuttuklarını, annelerin çocuklarına yaptıkları vahşiliğin yırtıcı bir hayvan
veya canavar tarafından bile yapılamayacağından bahseder.
Ovid,
çocukların gece şeytanlarca kanlarının emilerek öldürüleceklerini annelerinin
söylediğini yazar.
Antik
zamanlarda çocuklar 12 yaşına geldiklerinde kendilerinden iki kat yaşlı
erkeklerce evlendirilirler, eşleri ailelerince seçilirlerdi ve bu apaçık çocuk
tecavüzüydü. Bu genel bir uygulama değildi ve Grek kızları daha bebekleriyle
oynarlarken evlendirilerdi.
Hint
Mahabarata dini metinleri der ki, “30 yaşında bir adama 10 yaşında bir kız, 21
yaşında bir adama “7” yaşında bir kız verilir”.
Çocukların
cinsellik için kullanılmaları günümüzde Amerikan istatistiklerinde bile hala
kendilerinin üç katı yaşında erkeklerce taciz edildikleri görüldüğünden olağan
işler sınıfındandır.
Hindistanda
erken evliliklerin gerekçesi sorulduğunda, anneler, yetişkin yani yedi yaşında
kızlarının evde bir saat yalnız kalsalar erkek kardeşlerinde kızlıklarının
bozulacağından endişelerini belirtmişlerdir.
Erkek
ve kız çocukları, evlerinde anneleri, babaları, ağabeyleri, yeğenleri, dayıları,
amcalarınca düzenli olarak masturbasyonda kullanılırlardı ve onlardan birinin
dediği gibi gece boyunca amcamdan, büyükanneme kadar aralarında beni dolaştırıp
dururlardı” ifadesini Mahabarata dini metinleri şöyle doğrulamaktadır, “10”
yaşında bir kız için bakire olmak demek, ne erkek kardeşi, ne babası ne de
yeğeni olmaması demektir”.
Kılsız
parlak bir oğlana tecavüz edilmesi, penis ucu derisi ile meme uçları kesilerek
sünnet edilmesi, anne memesini temsil ettiğini düşündüklerindendi.
Plutrach,
“oğlanlara tecavüz edilmesi, onlarla düşüp kalkılması bir zevk değil bir
görevdi” der.
Eski
şehir devletlerinde Yunanistanda, altı yaşında bir erkek çocuğu, üzeri
soyularak çırılçıplak edilip pazarda fahişeliğe zorlanır veya, dini ayinde
tecavüz etmesi için bir rahibe teslim edilirdi.
Erkekler,
erkek çocuklarını toplarlar, dövüş arenalarının yakınlarındaki genelevlerde
fahişelik etmek üzere buralara satılırlardı. Sokaklarda gezen bu çocuk avcıları
pantolonlarını delmek için ellerinde bir makas ve bağırmalarını önlemek, ağzına
tıkmak için bir bez parçası ile dolaşırlardı. Doktorlar,tecavüzden yırtılan
anüslerin tedavisi için yağ bulundurmalarını söylerlerdi.
Erken
toplumlarda tecavüz sadece kan bağı açısından hukuka konu olurdu. Bunun
dışında bütün tecavüz türleri serbestti ve önce anababalarca yapılırdı.
Plutarch
makalelerinde, iyi bir babanın iyiliği, kendi oğluna tecavüz etmesidir
der. Anneler de oğullarıyla cinsel ilişkiye giriyor, gece uyuyabilmeleri
için onlara mastürbasyon yaptırıyorlardı.
Oğluyla, kızıyla ensest ilişkiye giren kadın, böylece
tanrıçasına hizmet etmiş, onun emirlerini yerine getirmiş olduğunu
gösteriyorlardı.
Japonya
da yapılan
yoğun araştırmalarda bu gün bile, annelerin sadece çocuklarına otuzbir
çektirmediklerini, çocuklarıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, kocaları
dışarıda başka kadın ile beraberken, çocuklarıyla cinsel ilişkiye girerek iyi
bir derece kazandığını söylemektedirler.
Erken
devletlerde anneler ile sütannelerin otuzbir çektirmeleri, erkekler için
erkekliklerini göstermeyi, kızlar için de erkek uyumayı ifade ediyordu.
Tecavüz edilen çocuklar, “aşırı seksi” olmakla itham
edilirlerdi ve tecavüze uğrayan biri “aşırı seksi olma suçu işlediğinden”
cezalandırılırdı.
Babil
de tecavüz
edilen kadınlar, yasaklanır ve boğazları kesilerek nehre atılırdı. Tevratta tecavüz
edilen kadınlar şehir kapılarında taşlanarak öldürülürlerdi yani recm
edilirlerdi.
Kızlar ve erkekler tecavüz edilmek istemekle
suçlanırlardı. Bu günahkarlıkları yüzünden de sünnet derileri dikilir, veya
organları kızırlaştırmak için kesilirdi. Kızların vajinaları dikilir,
klitorisleri kesilir, sadece işeyecek kadar delik bırakılırdı. Evlendiğinde
damat bu dikişi gerdek gecesi çözebilirdi.
Kızların
cinsel organ kısırlaştırılmaları günümüzde Mısır, İsrail, Yunanistan, Romadan
Afrikaya, Orta Amerika dan Çine kadar elan yaşanmaktadır.
Cisel
organ kısırlaştırmaları hanedan öncesi devirlerde başlamış, bazı Mısır kadın
mumyalarında cinsel organların dudaklarının olmadığına rastlanılmıştır.
Geçenlerde
yapılan bir araştırmada Mısır da eğitilmiş ailelerin %97 si, eğitilmişlerin
%67’sinde hala kadın sünneti ve kısırlaştırma uygulandığı tespit
edilmiştir.Elde edilen dökümanlara göre bu gün değişik milletlerden 74 milyon
kızın bu geleneğin mağduru olduğu tespit edilmiştir.
Kız sünnetini savunanlar, klitorisin, mastürbasyon
neticesinde bir erkeğin cinsel organı kadar uzayabildiğini, kadının rkeklik
organı olduğunu, onları seks köleliğinden kurtarmak için kısırlaştırma işlemi
yapıldığını öne sürmektedirler. Sudan da klitorisin bir kazın boynu kadar
uzayabildiğine tanık olunduğu söylenilmektedir.
Erkeklerin
sünnet edilmeleri de onların otuzbir çekmelerini azaltmak için gereklidir
denilmektedir. Sünnetten kaçınılan Atina da ise, sünnet derisine delik açılara
emir halka geçirilirdi. Kız ver erkeklerde sünnet işlemi genelde altılı yaşlarda yapılır
ve kapılan enfeksiyonlar yüzünden bazı kızların öldüğü bilinmektedir.
Oğlanlar
için en kötü kısırlaştırma, doğuda ve batıda hadım etmekti ve erken dönem tanrıçalarına kurban ayinlerinde
yapılırdı. Eski Mısır tapınaklarında sunağın altında uzanan erkek cinsel
organı yığınlarına rastlanılmıştır. Hadım, oğlanın başka erkeklerce
tecavüz edilmesi için de ailesince daha kundaktayken yapılırdı. Bizans
tan Roma ya,ve Çin e kadar hadım fabrikaları vardı ve beşikte hadım edilen
çocuklar genelevlere satılırdı. Anna ve babalar cinsel orgnalarını kesip bir
kavanoza koydukları çocuklarını borçları karşılığında başkalarına süreli veya
süresiz köle olarak verirlerdi.
Erken
Roma döneminde hadım oğlanı ticareti büyük bir işti ve aristokratlar ile
rahipler için üretilirlerdi. Bruno Bettleheimin yazdığına göre, hadım
çocuklar, kadınları kıskandıklarından, kesilmiş organlarının yerine doğum
deliği açılmasını isterlerdi.
Erken
devletlerde yapılan düzinelerce çalışmalarda karı koca arasındaki gerçek aşk
modeli, karı koca arasında böyle bir aşkın gülünç ve imkanız olacağı şeklinde
sonuçlanmıştır.
Homer, kadın için “damar” yani kırarak boyun eğdirme
sıfatını kullanır. İlaveten babalar hiç bir yerde çocuklarına empati
gösterememişlerdir.
Alan
Valentine, babaların oğullarına yazdığı 600 kadar yazılmış mektubu
incelediğinde empati sıcaklığının hiç bir izine rastlamamış, hatta babaların
oğullarına aşk mektupları yazdıklarını tespit etmiştir. Bu yüzden, mutlu
babaların tarih bırakmadıklarını düşünür.
Romalı
babalar, çocukları onların isteklerini onaylamadıklarında çocuklarını ölüme
mahkum ederlerdi.
Aile
tarihçisi Edward Shorter, “erkekler karılarını çocuk makinesi olarak
görürlerdi, hiç bir his olmaksızın mekanik olarak çalışan makineler” diyerek
benimle uyuşmaktadır.
Kadınla
evlilik tam bir savaştı sevgi empati olmadan sadece birinin diğerini aldatması
üzerine dolapların döndüğü bir yaşamdı evlilik. Antony, Sezar, Kleopatra
aşklarındaki entrikalar buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca Kleopatra,
ilişkiye girdiği erkekleri öldürürdü. Evlilik ticari bir iş gibi geçiciydi.
Hipponax evliliğe son noktayı, “Bir erkeğin iki
mutlu günü vardır, biri evlendiği, ikincisi de karısını mezara gömdüğü gündür”
diyerek koymuştur.
Babalar,
on dört yaşında kız evlatlarıyla evlenirken onları harekete geçiren tek şey soydan
gelen zenginliğin korunmasıydı. Arkadaşça sevgileri barındıran bir evliliğe
XVII yüzyıla kadar
rastlanılmamıştır....””
Çeviri
yazı, antik çağdan günümüze özet olarak buraya kadar fazlasıyla delil
vermiştir.
Tevrat
Levililer kitabında, evlenilmeyecekler listesi Kuran Nisa suresi 23. ayetle
bire bir aynı olmasına rağmen, yukarıda işlediğimiz ileriki bölümler ile Talmud,
Mişna kitaplarındaki tersine sapkınlıkları açıklamanın tek yolu vardır. O da, Hristyanlığın kabulü
ile Roma’nın bu tür ilişkileri yasaklaması yüzünden ardından gelen İslam’da da
yerini aldığını söyleyebilirim. Bu durumda Yahudiler, taiyye ile yaşadılar ve
görünürde Roma yasalarını uyguladılar, gizlide ise her şeyi yaptılar. Bunu b u
sapıklıkların günümüze kadar gelmesi ile açıklayabiliriz.
Bu çağlarda doğar doğmaz
veya sütten kesilince başta babasının, sonra annesinin isteklerine karşı gelen
çocuklara verilen ceza ise taşlayarak öldürme yani recmdir. Tesniye bölümünde
geçmektedir;
Önce İngilizcesi;
For disobeying parents
If a man have a stubborn and rebellious son, which will not obey the voice of his father, or the voice of his mother ... Then shall his father and his mother lay hold on him, and bring him out unto the elders of his city ... And they shall say unto the elders of his city, This our son is stubborn and rebellious, he will not obey our voice; he is a glutton, and a drunkard. And all the men of his city shall stone him with stones, that he die.
Deuteronomy 21:18-21 Deuteronomy Tesniye 21:18-21 “Bir erkek, asi ve inatçıysa, anne ve babasının sözlerine uymuyorsa,
onun anne ve babası üzerine çullanır, onu tutarlar,şehrin yaşlıları önüne
getirirler. Ve şehrin yaşlılarına demeliler ki; “Bu bizim oğlumuz, inatçı ve
asi, sözlerimize uymuyor, obur ve ayyaştır. Ve bütün şehrin insanları onu
taşlamalıdırlar ki ölsün.”
Şimdi de Türkçe Tevrattan;
Söz Dinlemez Oğul18 "Eğer bir adamın dikbaşlı, başkaldıran, annesinin ve babasının sözünü dinlemeyen, onların sıkıdüzenine aldırmayan bir oğlu varsa,
19 annesiyle babası onu tutup kent kapısında görev yapan kent ileri gelenlerine götürecekler.
20 Onlara şöyle diyecekler: 'Oğlumuz dikbaşlı, başkaldıran bir çocuktur. Sözümüzü dinlemiyor. Savurgan ve içkicidir.'
21 Bunun üzerine kentin bütün erkekleri onu taşlayarak öldürecekler. Aranızdaki kötülüğü içinizden atacaksınız. Bütün İsrailliler bunu duyup korkacaklar."
İşte İslam ve Hristiyanlığa
da geçen “bir türlü ödenemeyen ana baba hakkı” aslında bu sapıklıklara, borcuna
karşın sizi bir başkasına köle olarak geçici veya sürekli kiralamasına,
satmasına onay vermektir. Baba, becerecek, ana keyfine bakacak, domaktan başka
suçu olmayan çocuklar bebeklikten itibaren doğumlarının faturasını kölelik ile
ödeyecekler.
Yahudiler günümüzde bu işi
İslaim tarikat ve mezhepler olarak yapmaktadırlar. Ancak, İsrail ve batılı
ülkelerde gizlice evde elektrik vermek dahil çeşitli işkenceler uyguladıkları
basına yansıyan haberlerde, yazılan kitaplarda geçmektedir.
Bu gün Kanada’ya bu tür
sapkınlıkları yüzünden sürülen Beyt Şems yani Güneş Evi Yahudileri, adlarını
eski Sabi dinine mensup Aramilerin güneş tanrıçalarının evi diye kurulmuş,
antik Beyt Şems şehrinden alırlar.
03 Haz.2012 de adilyargic blogumda
yazdığım, “Sabetay Sevi’den Burkalı Yahudiliğe” başlıklı çalışmamdan biraz
alıntı yapayım;
Adlarının Kaynağı, Sabi dininde
Aramilerin güneş tanrıları için yaptıkları tapınağın adını verdikleri antik bir
şehirdir. Kabe de İslam öncesi bir güneş eviydi.
Eski
Beyt Şems şehri (Güneşin Evi veya Güneş Tapınaği) adini Kenanilerin Güneş
Tanriçasi olduğundan antik çağlarda kendisine ibadet edilen Şamaş (Şemeş) ten
alir. Eski şehrin harabeleri günümüzdeki şehrin yakininda tel Beyt Şems’de
görülebilir.
1952’den
itibaren Romanya, SSCB, Fas, Irak Kürdsitanindan, Etiyopya ve İngiliz dili
konuşan kuzey Amerika, Güney Afrika, İngiltere ve Avustralya gibi ülkelerden
göçmen almaya başlamiştir. 2003’de hiç Arap barindirmayan %100 Yahudi nüfusa
kavuşmuştur. Halkin mezhebi yapisi içinde Haredimler (Şemsileri sapik gören
İsrail’in gerçek mezhebi) düzenli olarak artmaktadir.
Çarşaf Peçeli, Burkalı Lev Tahor Yahudileri;
2008 yılının erken
dönemlerinde yüz kadar kadın, şal, Frumka (Dindar= Frum’dan
türetme) adını verdikleri ve yüzlerinin de tamamıyla örten Burka
giyen Yahudi kadınların önderi Bruria Keren Beyt Şems’te tutuklandi.
Jerusalem
Post Gazetesine göre, çok ender olarak evlerinden çıkan kadınlar Haredi
toplumunca sürgün ediliyorlardi. 2008’de sayıları “100” Yüz
kadardı.
Keren
kendisinin de vücudunu bütünüyle örten, yüzünü kapatan burka adlı kıyafeti
“yenilikçi/Ortodoks” dinine olan bağlılığından dolayı giydiğini ve bu baştan
ayak baş parmağına kadar olan örtünme şeklini bundan “400” Dört Yüz yıl
öncesine ait bir resimde gördüğünü iddia etmektedir. Böyle giyinmenin kendilerini
kendilerinden ve erkeklerden koruduğunu iddia etmektedir. Bir erkeğin
kadının vücudunun bir parçasını gördüğünde cinsel iştahının kabardığını bunun
da günaha neden olduğunu iddia etmektedir. Bu gerçekte bir günah işlemek
olmamasına rağmen düşünce açısından günaha, ahlaksız
düşüncelere teşvik etmekte olduğuna inandıklarını söylemektedir. Beyt
Şems, Kudüs ve Safed şehirlerinde bu tarikatın takipçileri artmaktadır. Bu tarikatın
takipçileri Keren’in “Kutsal Kadın” olduğuna inandıklarını
söylemektedirler.
Eda
Haredilerin bir sözcüsünün söylediklerinden bir alinti şöyledir; “
Daima
bu kadinlarin deli olduklarini biliyoruz…bizler hakli çiktik, bu kadinlar kötü
hareketlerine bir son vermelidirler.”
Burkali Yahudilerden
Keren 2009’da Kudüs Bölge Mahkemesince küçük çocuklari burka giymeye zorlamaktan
dolayi çaresiz, yaşça küçük insanlara saldirmak ve suistimal etmek suçlarindan
dört yil hapse mahkum edildi, kocasi da ayni suçlamadan alti ay hapis cezasina
çarptirildi ve İsrail basininca “Taliban Anne” lakabi takildi.
Anne
taliban’in yargilanmasinda yapilan suçlamalar arasinda, güneş ibadeti
gereğince adakta bulunmak için çocuklara oklava, sopa, elektrik kablosu ile
günlük olarak vurarak işkence etmek, ensest ilişkide bulunmak, çocuklarin
vücutlarinda darp izleri, çürükler ve morluklar, kibritle yakilmiş bölgeler
tespit edildiği, kadinin kocasindan ayrilmiş otuz yaşlarinda biri olduğu,
mahkemece tibbi müdahale altina alinmasina karar verilmesinin istenmesi
dikkat çekicidir.
Keren’in
hapis cezasına çarptırılmasından sonra tarikatın önderi ve Rabbi David
Benizri’nin eşi olan Bracha Benizri tarafından lider konumuna yükseltildi.
Yazılı ve
görsel medyada “sikrikim” olarak adlandirilan aşiri ortodoks (yenilikçi)Yahudiler
arasında baslatılan cinsiyet ayrımcılığı hastane kliniklerinde, otobüslerde
sürmektedir.
Mehadrin
otobüsleri adi
verilen bu otobüslerde erkekler öne, kadınlar ise arkaya oturmaya, Haredimlerin
yüzlerini görmelerini engellemek için de “kibar elbise” dedikleri burkaları
giymeye öğrencileri zorlamaktadirlar.
”
Yukarıda görüldüğü gibi
haberin kaynağı İsrail Haaretz gazetesidir. Görüldüğü gibi İsrailliler de
bunlardan oldukça muzdariptirler. Bunlar bizdeki Nurcu, Işıkçı, İsmailağacı,
Menzilci daha bilmemneci tarikatlar içinde de yer almışlardır. Dediklerine göre
yetmiş iki İslam tarikatı kurmıuşlardır. Siz kendinizi Müslüman zannedin.
Yıllarca, Müslüman
görünümünde İslami tarikatlar olarak faaliyet gösteren, özünde, Ermeni, Süryani,
Nasturi, Rum Ortodoks Hristiyanları ile Ortodoks Yahudilerin kurdukları bu
kripto yapılanmalar, Emeviden başlayarak bütün İslam devletlerinin çöküşlerinde
etkili olmuşlardır.
Atatürk sonrası, Menderes
döneminde iktidarı tadan ve bir daha bırakmayan bu kriptolar, “Dinimi yaşamak
istiyorum; Örtünme özgürlüğü; Türban, Çarşaf mitingleri; Başörtülü bacıya
eğitim hakkı” gibi masum sloganlarla, yazılı görsel basın ve mitinglerinde yine
masum olan “Dinimi Yaşamak İstiyorum” sloganlarıyla iktidar oldular ki AKP ile
tam oldular.
Geçen zaman içinde
yukarıdaki cinsel sapkınlık, taciz, ırza geçme, erkek, kız üç yaşında
bebeklerden, onsekiz yaş altı kızlara, çalışan memurlara saldırılar ile
ülkemize dehşet saldılar.
Geçen on beş yıllık AKP
iktidarları süresinde, her yaştan cinsel taciz mağdurlarının sayısı 650 bin, son
beş yılda 18 yaş altı evliliklerin sayısı 232.313, son beş yılda taciz
olaylarında artış %700’dür.
Birleşmiş
Milletler verilerine göre de yılda 15 milyon kız çocuğu 18 yaş altında
evlendiriliyor, 250 milyondan fazla kadın 15 yaşın altında evlendirilmiş,
700milyondan fazla kadın da 18 yaş altında evlendirilmiştir.
Atatürk devrimleriyle kazanılmış, kadın ve çocuk
haklarını tümüyle kaldıran Yeni tecavüz suçlularına getirilen af yasasıyla
hukukta Osmanlı'nın gerisine düştük. Çünkü Osmanlı tum dinlerde evlenmeyi
kızlarda sekiz yaşa bağlamış üç yaş alti süt bebeklerinin ırzlarına
geçilmesini, ebeveynin çocuklarını cinsel ilişkiye zorlamasini yasaklamıştı.
Türkler zaten asla 14 yaş altinda kiz evlendirmediler. Bu yasa üç yaşında
erkekle ilişki ve evliliği de getirecek anahtardır
Sumer, Hint, Iran, Misir dinleri ortak hukumlere
sahiplerdir. Bunlara bagli Grek dini de öyledir Hepsi, her kiliga girebilen,
her sekli alabilen, dev veya cüce cin ve şeytanlara tapinir, onlara yaşamlarını
uydurmuslardir. Çünkü bu varliklar doğar doğmaz olgunlasirlar ve kan
uyumsuzlugu yasamazlarmis. Ama bu yalandir. Enki Marduku da Adadapa yi da
"Dogum odasi" dedikleri laboratuvarda üretir. Yani uremeleri durmuş,
klon üremeye gecmislerdir.
Ama din adamlari onlara bakarak ensest uremeyi ve
pedofilik ilişkiyi kulamparalıği esas almışlardır. Gene de cinsel ilişki yaşı
ile evlilik yaşi ayrılmıştır. Örneğin eski Krallık doneminde Misirda kiz-erkek
evlenme yasi 16'dir. Kizlarda ergenlik, ilk adet gördüğü "9 " yaştır
Evlilik anlasmasi da yazili sözlü olarak vardir. Bu evlenen gelinin bakire olmasi
anlamina gelmez. Evlilik oncesi cinsel ilişki çocuğun sağlığına göre yasinda
"6" baslar. Hem de babasi dedesi erkek kardeslerince irzina gecilir.
Sabilerde yani Kur'anda Sebe kavminde cinsel iliski yaşı 18-36 aylikken baba
tarafindan cocugun irzina gecilerek baslanir. Tevrat Yaratilis, İsmail -
Hacerin kovulmasi bölümü , Ishak'in sutten kesilmesini ziyafetle kutlayan
Ibrahim peygamberi anlatır. Ibrahim Kenize Sabilerindendir. Yahudiler Ismail ve
Ishaktan ureyecektir. Samuel pwygamber, Meryem ana sutten kesildikleri
"3"yasinda tapinaga teslim edilirler. Mahabarata, 10 yasinda bakire
bir kizin babasi, abisi, yegeni, kisaca evinde soyunda erkek yoktur seklinde
tanimlar. Talmud, devsirme Musevi kizlariyla bir saatten bir güne cinsel iliski
icin nikah kiyilir derken, Yahudi soylu kızlar icin cinsel ilişki yaşını
"6",evlilik yasini" 9" olarak belirlemiştir. Tevrat evlilik
yaşını kizlarda "9" tespit etmiştir.
Muhammetin Ayşe ile 9
yasinda ilişkisi Tevrat ayetidir. Humeyninin Tahrir el Vesile de yazdığı,
Muhammet'in 6 yaşında Ayseye "Mufakatat" yani, irz denilen don
giydirip, islatip sabunladiktan sonra uyluk kemikleri arasinda sürterek
boşalmak işi Sabi geleneğidir Tevrata da uygundur.
Sabi geleneklerine sahip
Ingilizlerde de bu sapkınlığa işlediğimiz gibi "thighing" denilir.
Simdi bütün peygamberlerin Araplara ve Yahudilere gelme sebebini anladiniz.
Sapıklık. Sutten kesilince babasi ve soyunun erkeklerince irzina gecilen,
anasiyla is tutarak büyüyen bu peygamberler ne sapıklikran kurtulabilmisler ne
de ortadan kaldirabilmişlerdir.
Atatürk Türkiyesi ile
Rönesans Avrupasinda yetişmiş din ve devlet adamları "Ilahi emir, tanri,
peygamber sünneti" diyerek bu sapikliklari surdurecekler mi yoksa ortadan
kaldirmaya mi karar vereceklerdir? Bakara 198in son cumlesindeki "...Siz
önceden sapiklardiniz" dediği gibi Sapıklığa devam mi edeceksiniz?
Islamofobi ile insanlığı aldatmayi da, Muslumanlarin başına Ortodoks Yahudi ve
Hristiyan imamlar atayarak Muslumanlari Ronesans ve Katolik Roma oncesi
sapikliklar içine gömmeyi bırakın.
Hani adaletliydiniz siz?
Adaletin saglanmasi eğer din ile mümkün olsaydı
ayni zamanda hem kral hem din adami olan Hammurabi meşhur hukuk düzenini
kurmyaya gerek duymazdi. Geçmişin tek devlet rejimi dinlerdi, krallari,
padişahları en yüksek rütbeli din adamlariydi ama hepsi, dinin icermedigi
adaletli hukuki yasalar yapmak zorunda kalmışlardır. Batının rönesansi da ağır
Hristiyan seriatina tepkiden doğmuştur. Bunu da Martin Luther gibi din adamları
başlatmıştır. İmam Gazali gibi bir din adami bile, "insanlar dinsiz
yasayabilirler ama adaletsiz asla" diyebilmistir. Adalet, siyasi parti adi
olmaktan ote gidemediyse, ulkemizde ciddi bir adalet kavrami yozlaşmasi vardir.
Sebebi de ihanetlerini, hırsızlıklarını din ve adalet adlarinin arkasina
saklanmış askeri, siyasi kisilikler ile yobaz tarikat ve cemaat önderleridir.
Kimse Yasalara Ragmen Sapikliga Izin Veremez.
Tecavuzcusu ile evlendirmeye
izin veren yasayi başbakan Binali Yildirim savundu. "Üç bin kişi bu yasa
için önlerini kesiyormus." Beyler, bazi dinlere mensup olanlar, bebekler
ve cocuklarla cinsel iliskiye giriyor, sic isliyorsa, devletin, Hükümetin
görevi bunlara çözüm diye göz yummak, sapkinliklarini yaşayacak yasal ortam
hazırlamak değil yasayı uygulamaktir.
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/
adilyargic
/ adilyargicc
Dinler ve diğer konularında yazdığım bu veda yazım devlet, siyaset, eğitim camiamıza katkı sağlasın diye yayınladığım son yazımdır.
Bunu yayınlamadan ayrılmak, özellikle pedofilinin tartılıdğı ve tartışılacağı bu günlerde yürek yarası oldu. Bu yüzden ülkemizin çocuklarının geleceğine bir katkı olur diye yayınladım. ülkeme ve insanlığa umarım bir yararı olur.
Hoşçakalınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.