Emekli albay Erdal Sarızeybek, Ermeniler için yayın yapan Agos Gazetesinde yayınlanan Tunceli'de kiliseye giderek Ermeniliğe dönüş yapanları konu eden haberi, kendi lisanıyla yorumlamış.
2007 yılında, "keykubat.blogcu.com" adlı şu an kapalı olan blogumda yayınladığım ve görsel ve yerel basında tartışmalar başlatan "Dersim Yemini ve Ata'nın Ölümü" başlıklı yazımı, bloguma girişlerin engellenince 2008 yılında açtığım bu blogumda "Dersim yemini ve Birand'lar (Tıkla)" adıyla tekrar yayınlamıştım.
Bu yazımda, Tunceli'nin de aralarında bulunduğu üç ilimizin Osmanlı zamanında ortak adı olan Dersim bölgesinde çıkan işbirlikçi, feodal isyanların, aslında Müslüman görünen kripto Ermeni azınlıkların işi olduğunu, sonradan bunların "Müslüman Alevi" kimliğine girerek devlet içinde örgütlenmelerini işlemiştim
2015 yılı genel seçimlerine girmeden önce hükumetin serbest bırakılan sözde Ergenekon çetesini içeri tıkan yapılanmanın Fethullah Gülen Cemaat yapılanması olduğu gerekçesiyle, yolları ayrılan Gregoryen Ermenilikten, Sünni İslam'a geçmiş ama, içinde Ortodoks Hristiyan Gregoryen Ermeni inancını sürdüren kripto Ermeni yapılanması, Sabetayist Müslüman Yahudi yapılanması olan Dersim Kızılbaşlığı/Aleviliği, Türk milliyetçiliği yapan ve bu partinin, ülkedeki azınlıkların ayrılma arzularını körüklediğine, bölünme isteklerine mazeret oluşturmasına rağmen ABD ajanlığı bilinen, Harp Akademisine Fevzi Çakmak'ın torpiliyle alınan, Kayseri Pınarbaşı Gregoryen Ermenilerden olup, 1864'de asiliklerinden dolayı Kıbrıs'a sürülen, dönme Ermeni Alpaslan Türkeş'çe kurulan MHP, Dersimlilerin idaresinde olan PKK, HDP, CHP birleşerek Ermeni kanadını oluşturmuşlardır.
AKP'de ve diğer Sünni görünümlü tarikat ve siyasi partilerde birleşen Ortodoks Süryani Hristiyanlığından devşirmeler, şatanist Yezidi Kürtler, Nakşibendiliğin Masonlaştırılmış hali olan Nurcu Şafi Kürtleri ile Yakubi ve Şemsi Hristiyanları bilinen kripto Yahudilerinin ortak partisi AKP, bu seçimlerden çıkacak "koalisyon hükumeti" ile, halkı aldatarak, "konsensüs/oy birliği" oluşturarak devleti böleceklerdir.
Bu seçimlerde oylarını başka şansı kalmadığından son umutla bunlara verenler de verilecek emekli, asgari ücret (olursa) ikramiyeleri karşılığında vatanı da satmayı, bölmeyi onaylamış olacaklardır.
Erdal albayın haberinin önemi bu yazımda, o zamanlar "ret edilen" iddiaların gün gibi gerçek olduğunu doğrulamasındandır.
Bu haberi izinleri olmadan olduğu gibi kopyaladım, zira, zamanla bu haberler , bilgisayarda yer açmak için silinebiliyor ve yazılan yazı da bir hiçe dönüşüyor.
Bu nedenle yazıyı olduğu gibi verip link ile haber sitesine bağlantı vereceğim ki hakkını yemeyelim.
Alaeddin Yavuz;
Şimdi Erdal albayın haberi;
Bu yazıdan yedi yıl sonra Dersim Ermenileri kimliklerine dönmeye başladılar;
"Erdal Sarızeybek yazdı:
Agos Haber şöyle demiş;
“Müslümanlaştırılmış Ermenilerin, son yıllarda ‘kimliğe dönüş’ için verdiği çaba yoğunlaşarak devam ediyor. Bu yönde bir irade sergileyenler, mahallede, okulda, iş yerinde saklamak zorunda kaldıkları kimliklerini artık açık açık yaşamak, kimi zaman aynı aile içinde dahi rastlanan, kimliklerin bölünmüşlüğü durumuna son vermek istiyorlar.”
Yani?
Saklı kimlikler varmış ülkemizde...
Peki, niye saklamışlar ki asıl etnik kimliklerini şimdiye kadar?
Ülkemizde azınlık Ermeniler yok mu? Var.
Bu Ermeniler Anayasa’ya göre Türk vatandaşı değil mi? Evet.
Kanunlar önünde eşit değil mi? Eşit...
Öyleyse neden “kimliklerini saklamak zorunda kaldılar” diyerek mağdur edebiyatı yapılıyor...
Gazete şöyle devam ediyor;
“Dersimli Ermeniler de, bu amaçla, son dönemde, Ermeni kiliselerinde toplu vaftizlerle Hıristiyan olan gruplar arasında yer alıyor. Kilise öğretilerinin ve Hıristiyan inancına ilişkin bilgilerin aktarıldığı altı aylık eğitimin ardından, son olarak 12 Dersimli daha, toplu vaftiz ayiniyle Hıristiyanlığa adım attı. 9 Mayıs Cumartesi günü Yeşilköy Surp Istepanos Kilisesi’nde düzenlenen vaftiz töreninin ardından Hıristiyan olan Dersimlilerarasında yer alan iki evli çift için dinî nikâh töreni de yapıldı”.
Yani?
Müslümanlıktan Hıristiyanlığa...
Cami’den kiliseye...
Tunceli’den Dersim’e bir geçiş yolu gösteriliyor...
Peki, niye gitmemişler ki şimdiye kadar kiliselere?
Kiliseler açık değil mi?
İbadet yasağı mı var?
Sonra niye Dersim? Türkiye’nin illeri arasında Dersim yok ki, TUNCELİ var!
26 Nisan’da “Hırant Dink’i kim öldürdü, şimdi anlaşılıyor” başlıklı bir makalemiz var...
O haberde;
Amerika’nın Sesi, “Ermeni geçmişlerini öğrenen Türklerin sayısının arttığını” belirtmişti…
Aynı haberde:
“Agos’un kurucusu gazeteci Hrant Dink’in 2007 yılında öldürülmesi, geçmişlerinin üzerindeki sis perdesini aralamak isteyenleri daha da cesaretlendirdi: ”On bin kişi ‘Hepimiz Hrank Dink’iz, Hepimiz Ermeniyiz’ şeklinde sloganlar atarak Taksim Meydanı’ndan Agos Gazetesi’ne yürüdü. Bu, birlik ve beraberlik sloganıydı. Yürüyüşe katılan herkesin Ermeni olmadığını biliyorduk. O zaman kimse farkında değildi ancak bu olay, Türkiye’deki siyasi ortamı derinden etkiledi” denilmiş…
Yani?
Yani Hırant Dink’in öldürülmesi Ermenilerin işine yaramış…
Yani bu resimler diyor ki, Hırant Dink’i bu katil “Türklük” adına öldürmüş…
AMA SONUÇ HİÇ DE ÖYLE DEĞİL...
Ve bu resimler üzerinden sekiz yıl boyunca Türkiye’de Türklük aşağılandı, Ermenicilik ise baş tacı edildi…
İşte sonuç Amerikan’ın Sesi’nde görülüyor; Hepimiz Ermeniyiz!
Şimdi yan yan koyarsak tüm bu satırları, şöyle bir sonuç çıkıyor;
- İçimizde Ermeniler var ama kripto yani kimliğini gizlemiş.
- Müslüman gibi camiye gitmiş, Müslüman gibi Kur’an okuyup namaz kılmış ama bunlar aslında Hıristiyan ve Ermeni.
- Ve bu Ermeniler şimdi asıl inanç ve etnik kimliklerine geri dönüşe başlamış.
- Tunceli’ye Dersim denilerek de bu eskiye dönüş vurgulanmış.
Ve şu soru akla geliyor; daha kaç kişi var böylesi?
Neden bu soru...
Türkiye’nin bir ERMENİ SORUNU var...
Ermenistan Türkiye sınırlarını tanımıyor ve toprak istiyor.
Üstüne de Türklerin soykırım gibi bir insanlık suçuyla yargılanmasını istiyor.
Tam böylesi bir süreçte de içimizdeki kripto Ermeniler ortaya çıkıyor...
Şimdi ülkemizde bir de Kürt sorunu var...
Görüyoruz işte seçim öncesinde Kürtçe şarkılarla sokak sokak minibüsler dolaşıyor...
Özerklik istiyor, ayrı bir devlet istiyor...
Anadolu’dan bir parça toprak istiyor...
Peki ya yarın!
Yarın Ermeniler de başlarsa sokak sokak Ermeni şarkılarıyla...
Sonra kripto Yahudiler...
Sonra kripto Rumlar...
Onlar da özerklik, toprak istemeye başlarsa...
Peki ya yarın!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saydığı 46 etnik kimlik de çıkarsa ortalığa...
Bu işin sonu nereye varır!..
Bu siyaset tehlikeli!
Bu siyaset iyi değil!
Bu ayrıştırma durdurulmalı!
Birlik olmalı birlik!
Tek bayrak altında!
Tek devlet içinde!
Tek dille anlaşarak!
Tek Cumhuriyet!
O’nun adı: TÜRK!
O TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ; ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan...
Erdal Sarızeybek(Haber için adı tıkla)
---------------------------------------------------------------------------
Erdal Albayın yaptığı çağrıyı yıllardır yineliyorum gene de yineliyorum. Bu yazı, düşmanlık amaçlı, kindar-dindar zihniyeti tespit için hazırlanmıştır, halk düşmanlığı için değil.
1915 Bitlis Rus işgalinde Rusların Dersimli dönme Ermeni Seyit Rıza ile Deliüzzaman Kürt Sait'in yatak arkadaşı Şeyh Sait'in Ruslara olan hizmetleri yüzünden Rusya Kafkas orduları komutanı Nikolay Nikolaviç tarafından sadakat madalyası aldıkları görüntüler. (1916'da Rusları Atatürk buradan çıkartınce Kürdistan hayali suya düşer. Atatürk düşmanlıklarının sebebi budur.)
Mersin Milletvekili(ydi, Kılıçdaroğlu harcadı) İsa Gök'ün CHP'deki Gülen Cemaati (Gregoryen) Kızılbaş (Pakraduni Sabetaycı Musevi) Alevileri ile aynı cemaatlardan PKK+HDP ve Gülen'in rahibi olan D.evlet Bahçeli'nin MHP'sinden oluşan "Ermeni Ortak Cephesi"ne karşı olan tespitleri;
Dün, Mustafa Kemal Atatürk'e kurşun sıkanlar, bu gün PKK, PONTUS, SÜRYANİ, YEZİDİ KÜRT DEVLETİ, BÜYÜK İSRAİL VE ERMENİSTAN SİYASETİ GÜDENLER, VE BÖLÜNMEYİ MEŞRULAŞTIRANLARDIR.
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.