Başbakan, bir şiir okudu, içeri girdi, mağdur oldu. Yedi düvelin işbirliği ile (ben de şahidim) dışarı çıkartıldı ve başımıza getirildi.
1980 darbesinden beri halkın üzerinden eksik olmayan askeri baskıların kaldırılması için bir özgürlük kampanyası başlattı. Sonra anladık ki, bu B.O.P projesinde eşbaşkanlık görevini yerine getirebilmesi için kendisine engel olacak askeri kadroyu tasfiye etmek, kendisini padişah yetkileriyle donatmak içinmiş.
Şimdi de kendisinin oğluyla, bakanlarının oğullarıyla, başbakanın liderliğinde, devletin hükumet merkezini, kendilerine gelir sağlamak için nüfuz ticareti merkezine dönüştürmüşler.
Bu ses kayıtlarının yayınlanması yüzünden internette, twitter ve youtube sitelerini yasakladı.
Ardından, yurt içinden, dışında tepkiler gelmeye başladı. Önce Ankara Bölge İdare Mahkemesi, ardından Anayasa Mahkemesi, onun kararına dayanarak Ankara'da yerel bir mahkeme de bu gün Youtube yasağını kaldırdı.
Başbakan mart kedisi gibi.
Hiç bir hukuki gerekçeye dayanmadan, keyfi olarak, kendi rezilliklerini saklamak için, başbakanlık nüfuzunu kullanarak, emrivakiyle koymuş olduğu İnternet yasağını kaldıran mahkemelerin kararlarına sitem ediyor.
Sonra da çıktı dedi ki;
"Türkiye cumhuriyetinin başbakanı ve bakanları hakkında ahlaksız yayınlar yapıyorlar ve doğrudan küfür ediyorlar"
Ey başbakan, bu güne kadar ağzına ne "Türk" ne de "Türkiye Cumhuriyeti" adını almadın, ama hırsızlıkların, yolsuzlukların, nüfuz ticaretin ortaya çıkınca "Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı" oluyorsun.
Başbakan, sen adam ol, başbakanı olduğun devleti satma, sahip çık, soyma, zenginleştir, evlatlarını devletin soyulmasına aracılık edip onları yarının yargılanacak ağır cezalık suçluları arasına katma, partinin adının başına koyduğun kelimenin hakkını ver, devletin ihalelerini dağıtırken adaletli ol, hep Harami Süryani, Yezidi Haşhaşileri, Ermenileri değil başkalarını da sebeplendir.
Devleti sekiz parçaya bölmekten var geç, Atatürk rejimine sahip çık, dini ve ırki bölücülük yapma, "benim milletim" dediğim, Süryani, Yezidi-Yahudi Kürtlerini, Gregoryen Ermenileri kayırmaktan vazgeç, adam ol.
İnan bu millet başbakanına da cumhurbaşkanına da sahip çıkmayı bilir. Senin başbakanlığın ve 12 yıllık iktidarın bu milletin sana olan o güvenden başka bir şey değildir.
Bunu en iyi bilen de sensin.
Buna rağmen, sana bu kadar güvenen bu milletin devletini, üstüne bastıkları toprağı, geleceklerini satarsan, bu millet bunu uyanırsa senin soyunu kuruturlar.
Bundan kork.
Sen görevini yap, adam ol, bu millet sana sahip çıkar. Ama sen, başbakanı olduğun devleti tasfiye etmeden önce ne varsa yağmalama çabasına düşmüş bir haramiye yakışır şekilde hareket edersen kusura bakma, bu güne kadar yaşaman ya da ailenden birilerini kaybetmemen senin başarın değil, her şeye rağmen hala senin ihanet eden bir işbirlikçi olduğuna inanmayı ret edenler yüzündendir.
Şu an senin yaptığın serzenişler boştur, her gün karşında senin düzenbaz olduğuna inanmış büyüyen kitleler göreceksin.
Sana inanmıyor, güvenmiyoruz.
Senin yasa, hukuk tanımazlığın bu güne kadar ardında durmuş, her günahına yorgan olup örtmüş insanları da bıktırmıştır.
Sen, mağdurdun, mağrur bir zalim oldun.
Hiç bir yasaya, hukuka dayanmadan kafana göre yasakları uygulayan, acze düşmüş, rezilliklerini, nüfuzunu kullanarak bastırmaya çabalayan ve artık pek de kaale alınmayan, zavallı, aç gözlü, başbakanı olduğu devleti soyan bir hırsız oldun.
Senin, hırsız Yunan tanrısı Hermes'e tapınan, günde yedi vakit namaz kılan Hristiyan Süryani bir Rum olduğunu bu millet biliyor da hala inanmak istemiyor. Ama onları buna biz inandıramıyoruz ama sen kirli ihanetlerinle onları ikna edeceksin.
İnternet yasaklarını kaldıran Anayasa Mahkemesinden yerel yargıçlara kadar emeği geçen, dava açan herkese minnettarız, ama sana değil.
Sen hesap vereceksin!
Alaeddin Yavuz
keykubat /adilyargic/ adilyargicc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.