Ben de sizlerle birlikte öğrendim.Bu örgüt,siyasi parti kurup reklama dayansaydı bu kadar iyi tanıtılamazdı.
Terör (!) Örgütünün Kuruluş ilkelerinden birini de dün akşam haberlerde Kanal D'de dinledim.Neymiş o ?
"Emperyalizmin (Amerikan ve Avrupa sömürgeciliği ve işgal hareketlerinin) bütün ayaklarını kırmak" mış.
Kurban olurum ben böyle terör örgütüne.Nerede askere alıyorlar?Ben 50 yaşındayım okuyan çocuklarım var ama ben de yazılmaya hazırım.
Bu vatan sahipsiz değildir ve milletin dinini,saflığını kullanarak iktidar olan,Atatürk yüzünden ülkeyi Avrupa'lılara teslim etme şansını kaçıranlara bu gün gün doğmuştur.
O gün onlar için kara bir gün olacaktır.
Hele şu kapatma davası bir neticelensin.Bu ülke sahipsiz değildir.36 Padişah ve 10 Cumhur başkanının hakedip takamadığı (!) o "Kutsal Haç" nişanını takanlar acaba İngiltere'ye hangi hizmeti yapmıştır da 11.Cumhurbaşkanı olan (Kayseri'de Rize Göçmeniymiş) Pontuslu Abdullah Gül efendi hak etmiştir.En zayıf zamanında bile hiç bir Osmanlı padişahının kabul etmediği,hatta böyle önerenleri kovduğu bilinirken bu Pontus güzelleri nişanı pek de beğenmişler ki sırıtmaktan, şap(*) yalamış eşek gibi ağızları kulaklarına varmıştır.
Uyan Türk Milleti ayağın kaymak üzere!!!
Ve halkın dükkan kapattığı ekonomik kriz ortamında, 65 milyarlık yüzükler takanlar (Yukarıdaki sırıtan hanımefendi),16 yaşındaki oğluna milyarlık İnternet dağıtım şirketleri kuranlar (yukarıdakiler) ülkemizi bedavaya vermemişler anlaşılan.Parmağında 65 milyar gezdirenin cukkasında neler vardır kimbilir.(İngilizlerin bu konularda cömert olduğu söylenir.) Üniversitelerde öğretim üyelerinin maaşları mı yükseldi de haberimiz yok,yoksa MKE'den emekli usta maaşları ve emekli ikramiyeleri eskiden çok mu yüksekti?
Sayın Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olan siyasetçiler içinde rüşvetle en uzun süre suçlanan biri olmasına rağmen bu kadar "görgüsüzlük" içine düşmemiştir.Kürt Özal'ın şaşkın karısı ve Rum Abdullah ailece bu görüntüleri verirken çekinmemişlerdir.Bunu eleştirmek de suç olamaz da değildir de zaten.
Türk Milletinin her ferdi ülkesinin nereye götürüldüğünü sorgulamak zorundadır.Ben Doğu Perinçek'ten daima kuşkulandığımı hep yazmışımdır.Bu kuşkumu ise AKP Ergenekon tertibi ile netliğe kavuşturmuştur.Sağolsun.
"Bağımsız Türkiye" diyen bu insanlara bundan sonra destek vereceğim.Ne kadar becerebilirsem.
Şimdi kısa bir tarih turu yaptıracak,ülkemiz içindeki dış kumpaslara aracılık eden ihanet çemberini gözler önüne seren değerli bir yazıyı sizlere sunuyorum.Umarım faydalı olur.
| ||||||||
Yeni Şafak'ın 3 Haziran 2008 günü birinci sayfada başlık üstünden yayınladığı haberi sevinçle okuduk. Aynı haber, İBDA-C'den isim çalan Taraf gazetesinde bir gün önce yayımlanmış. GENELKURMAY'IN "YENİ DÜŞMAN" TANIMI Genelkurmay "düşman" tanımını değiştirmiş, yeni düşman Kuzey Irak'tan işgal tehdidini yönelten o büyük devlet! 2002 yılının 24 Temmuz günü ABD Ordusu Nevada'da 22 gün süren Türkiye'yi işgal tatbikatı yapmadı mı? Bu tatbikata Bin yılın Meydan Okuması (Millenium Challenge 2002) diye pek iddialı isimler takmadılar mı? 2003 Temmuzunda başımıza çuval geçirmediler mi? En önemlisi BOP diye Türkiye'mizi parçalama projeleri yapmadılar mı? Hatta haritalarını bile NATO toplantılarında subaylarımıza göstermediler mi? Bu durumda Genelkurmay, "düşmanın siyasi, fiziki, ekonomik, psikolojik işgaline uğrayan bölgede" işgali engellemek ve vatanı kurtarmak için Gayri Nizami Harp, yani özel savaş hazırlığı yürütmeyecek de, teslim bayrağı mı gösterecek? YAPMASA SORUMLU OLUR Belgeler asıllarına ne kadar uygun bunun hiç önemi yok. Yeni Şafak'ın duyurduğu, işgalciye karşı özel savaş hazırlığı Türk Ordusu'nun bugünkü merkezi görevidir. Ordu, elbette bu görevini yapacaktır ve yapıyor. Eğer yapmasaydı, sorumlu olurdu. ABD'nin emperyalist çıkarlarına hizmet eden kontrgerilla anlayışı, daha 1990'ların başında terk edilmiş ve Türk Ordusu cephesini Irak'ın Kuzey'inden gelen tehdide dönmeye başlamıştı. ABD'nin buna cevabı 1993 yılında geldi; Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis'i şehit ettiler. DÜŞMANIN TELAŞI Özel savaş, artık Süper NATO dönemindeki gibi ABD için değil, vatan savunması içindir. Yeni olan budur! Tehdidi yöneltenler bundan rahatsız. Düşmanın ülke içindeki kuvvetleri de telaşa düşmüş ve korkmuş. ABD ve İsrail güdümlü AKP iktidarı ve Neoliberal-Fethullahçı medyası çırılçıplak meydanda. Hangi cephede yer aldığını utanmadan sergiliyor. 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde, ABD'nin "Bizim oğlanlar" dediği Amerikancı darbecilerin çizmelerini öpenlerin, 1990'lardan beri Türk Ordusu'na karşı psikolojik savaş görevi yapmaları anlamlıdır. O zaman da Amerikancıydılar ve SüperNATO güdümlü kontrgerillanın elemanı olarak görev yapıyorlardı; bugün de aynı görevi bu kez Fethullahçı Gladyo'nun maaşlı memurları olarak yürütüyorlar. AKP'NİN YAYIN ORGANLARI Yeni Şafak ve teferruatları, bu yayınlarıyla Türk Ordusu'nu neredeyse "terör örgütü" olarak ilan ediyorlar. Yeni Şafak AKP'nin gayrı-resmi organıdır. Türkçesi Hükümet, basındaki aletleri aracılığıyla Türk Ordusu'na karşı savaşıyor. Bu da "manzara-i umumiye"nin bir parçasıdır. İktidar sahipleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Esas Hakkındaki Görüşü'nde belirttiği gibi "çıkarlarını yayılmacıların emelleriyle birleştirmiş" durumda. AKP BU NEDENLE KAPATILACAK AKP niçin kapatılacaktır, çok açık. Çünkü Türkiye'ye işgal tehdidi yönelten "yeni düşmanla" ve içerideki bölücü ve gerici aletleriyle cephe tutmuştur. Tayyip Erdoğan'ın 31 yerde ilan ettiği Büyük Ortadoğu Projesi görevi, bu açıdan bir ihanet itirafıdır. Abdullah Gül ise, işgal tehdidini yönelten o devletle "2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma" yaptığını kendi ağzıyla itiraf etmiştir. (Vatan, 24 Mayıs 2003) Durum açıktır ve ürkütücüdür: Türkiye'nin tepesinde, Genelkurmay'ın "yeni düşman" diye tanımladığı devletin görevine girenler ve gizli sözleşme yapanlar oturmaktadır. AKP'yi kapatma davası bir vatan savunması davasıdır. VATAN SAVUNMASI İÇİN HALKA DAYANAN ÖZEL SAVAŞ Cepheler kurulmuştur. AKP ve aletleri, vatan savunmasını suç olarak görüyorlar; Türk Ordusu'nun işgal tehdidine karşı bütün milleti seferber eden, halka dayanan özel savaş hazırlığına cepheden saldırıya geçtiler. Görevdir, yaparlar! Türk Ordusu da görevini yapıyor. Genelkurmay Başkanı'nın özel savaşta görev alacak halk önderlerine, "sivil personele" yazdığı metin, her yurttaşın gönlüne akan, ciğerlerini dolduran, göğsünü kabartan bir görev belgesidir. Bu metin belgenin aslı mıdır, değil midir, hiç önemi yok. Yeni Özel Savaş anlayışının ruhunu veriyor. TÜRK ORDUSUNA "TERÖR ÖRGÜTÜ" SUÇLAMASI AKP'nin güdümündeki organların Türk Ordusu'nun işgale karşı özel savaş hazırlığına savaş ilan etmeleri, her vatan savunmasının aynı zamanda bir "iç savaş" olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. İşgalcinin tarafında olanlar, vatan savunmasını suç olarak görmektedirler. Bu nedenle Emniyet Genel Müdürlüğü raporunda görüldüğü gibi milliciliği "terör" kapsamı içine almışlardır. Sönmez Köksal ve Cevat Öneş gibi eski SüperNATO yetiştirmesi MİT yöneticileri de, PKK'yı "terör" kapsamından çıkartan ve yurtseverliği terörizm olarak gören anlayışın reklâmında görev yürütüyorlar. Öyle bir hava yaratmışlardır ki Genelkurmay Başkanı savunmaya geçerek "Türk Ordusu suç örgütü değildir" açıklamasında bulunmuştur. BÖYLE GİTMEZ Bu böyle gitmez. Bu süreçte ya AKP, Türk Ordusu'nun vatan savunması hazırlığını resmen "terörizm" olarak ilan edecektir; ya da AKP kapatılacak ve Türkiye dış tehdide karşı milletin bütün olanak ve yeteneğini planlayan, örgütleyen harekete geçiren ve bir milli hükümete kavuşacaktır. İyi niyetli, temiz yürekli yurttaşlarımız olanlara inanmak istemiyor, isyan ediyor. "Türk Ordusu nasıl 'terör örgütü' ilan edilebilir" diye düşünüyor. ERGENEKON OPERASYONUNUN FOYASI ÇIKTI Ocak ayından beri yürütülen Ergenekon Operasyonu, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ve İşçi Partisi'ni, devlet içindeki bütün yurtsever kuvvetleri açıkça "suçlu" ve "terörist" olarak göstermiyor mu? ABD ve AB'nin taktığı ad, "Ergenekon terör örgütü" değil mi? Neoliberal-Fethullahçı medyada, aylardır isimleri verilerek darbecilikle, suç örgütü kurmakla, terör faaliyetinde bulunmakla suçlanan komutanlar, dünkü ve bugünkü Genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, ordu komutanları, siyasal parti başkanları ve yöneticileri, vatansever aydınlar değil mi? "Ergenekon terör örgütü" operasyonunun foyası meydana çıkmıştır. ABD'nin "uluslararası terör" diye suçladığı faaliyet Türkiye'de, Irak'ta, Afganistan'da, Orta Asya'da, dünyanın her yerinde vatan savunmasıdır; milli devletlerin haklı direnmesidir. ANCAK SİLAHLA ÇÖZÜLEBİLECEK SORUNLAR ABD'nin silah kullanarak gelip Irak'ın kuzeyini işgal ettiği 1990'lı yıllardan beri, Nazım Hikmet'in deyişiyle "Bağır bağır bağırıyoruz", Türkiye ancak silahla çözebileceği sorunlarla yüz yüze gelmiştir. Türkiye ancak güçlü devletle, güçlü orduyla barışı koruyabilir. Geçen hafta Kadıköy'de Türk Bayrağı yakanlar ve onları utanmadan destekleyenler, Türkiye'nin direncini tahrip ederek, barışa değil savaşa hizmet ediyorlar. Bunlar düşmanın iç cephedeki kuvvetleridir. Arkalarında AKP iktidarı olduğu için bugün küstah ve şımarıktırlar. Ancak işte o iktidarları yıkılıyor ve dağılıyor. Türkiye, milli hükümetini kuracak ve emperyalist düşmanın içerdeki yıkıcı faaliyetini kesinlikle etkisiz hale getirecektir. Halkın yüzde 99'u Türküyle Kürdüyle vatan savunması mevzisindedir. AKP'ye oy verdiği söylenen yüzde 47, vatan savunması için her uygulamanın yanında yer alacaktır. İşte milli irade budur. AKP'nin organları, istedikleri kadar suçlasınlar, ne kadar çamur varsa toplasın gelsinler, Genelkurmay'ın özel savaş hazırlıklarını yürütmesi, Ordu için bugün merkezi görevdir; şarttır. Ordu bunları yapmayacaktır da resmigeçit örgütüne mi dönüştürülecektir, yoksa ABD'nin vurucu gücü mü olacaktır? BANKERİN İNTİHARI NEYİ SİMGELİYOR Banker Kastelli'nin intiharı, insani açıdan acı bir olay! Ancak bu olay, küresel tefecilik sisteminin çıkmazını, umutsuzluğunu ve yıkımını simgeledi. ABD merkezli küresel mafya tarikat sistemi çarkını çeviremiyor; yürümüyor. Dünya ekonomisinin merkezi, Asya'ya kayıyor. Atlantik sistemi batıyor. Dünya tarihinde ancak yüzlerce yılda bir kez görülen bu olay yaşanırken, 3 Haziran akşamı Can Dündar'ın NTV'deki programında Mehmet Barlas, Ekrem Dumanlı, Emre Kongar ve Sedat Ergin'in yaptığı tartışmaya ne demeli? Sistemin efendileri, gazetecileri vb, yarınları düşünürken! 1960'larda, 1970'lerde, 1980 ve 1990'larda olanların tekrarından başka bir şey hayal edemiyorlar. BEYLER! KÜRESEL MAFYA ÇATIRDIYOR! Beyler, küresel mafya sisteminiz çatırdıyor. Atlantik sistemi yıkılıyor. Uygarlığın ekseni artık Asya'da. Dün olanlar yarın olmayacak! Yarın olacakları, dünün içinde bulamazsınız! AKP'niz de o sistemle birlikte gidiyor, anladınız mı? Vatan savunmasının başına geçen, Türkiye'yi birleştiren iktidar olacak, çağımızın devrim formülünü öğrenemediniz mi? Türkiye kaçınılmaz olarak bir milli hükümete gidiyor, farkında mısınız? Türkiye'nin var olabilmek için Kemalist Devrim rotasına girmesi kaçınılmazdır, biliyor musunuz? Türkiye bu büyük tarihsel atağını, emperyalist tarikatlardan, cemaatlerden, şeyhlerden, ağalardan, her tür Ortaçağ artıklarından kurtulan halkın özgürleşmesiyle, yani gerçek demokrasiyle hayata geçirecek, görmüyor musunuz? Vatanseverliğe Ergenekon dediniz! Ergenekon'u asıl şimdi göreceksiniz! (Son ifade hükümetin ülkeyi nasıl teslim edeceği kastedilmektedir.Asıl onlarınergenekonu çıkacak ortaya demektedir.Son Güngören patlaması dış kaynaklı olup ülkemizin bir kaosa itilmesi işaretidir.Bu şekilde anlaşılmalıdır.) |
--
Sevgilerimle
Kemal ŞİMŞEK
AYDINLIK bir GELECEK ancak DEVRİM ile GELECEK
--
Sevgilerimle
Kemal ŞİMŞEK
AYDINLIK bir GELECEK ancak DEVRİM ile GELECEK
(*)ŞAP:Bir çeşit yakıcı tedavi edici doğal bir tuzdur.Bahar mevsiminde çiftleşmeye hazırlanan hayvanlara da iç organların dezenfekte edilmesi için yalatılır.Yaralara,mantar hastalıklarına iyi gelir.Islak cilde sürülerek uygulanır.Cildi gerer.Kadınlar için vazgeçilmezdir.Yıkandıktan sonra vücuda sürülerek beş on dakika beklenirse saç dökülmesi,cilt hastalıkları,yaralara iyi gelir.Yarayı çok yakar dayanması zordur.Nişadır adı ile de bilinir.Aktarlarda kilo ile satılır.
28.7.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.