Yıllar önce sevilen yazdığım bir fıkra vardı.
Baba ilköğretim öğrencisi oğluna sosyal bilgiler dersinde devleti öğretir.
-Bak oğlum, ben devletim, geçiminizi sağlarım.
-Annen hükümet, devletin kurumlarını işletir, sizi idare eder.
-Sen halksın, ikimiz de senin için çalışırız.
-Peki ya kundaktaki kardeşim?
- O da geleceğimiz oğlum der ve yaptığından emin olarak içkisini yudumlamaya devam eder.
Anne ev işlerini yapar, çocukları yatırır.
Gece yarısı bebek çığlıklar atarak uyanır, gelen giden olmayınca öğrenci çocuk yanına gider, bakar kardeşi altına yapmış.
Annesine gider, odasında sevgilisi vardır, sesler gelir, cevap vermez, babası derin uykudadır.
Çaresiz o da çığlık atarak babasını uyandırır.
Baba sorar;
- Ne oldu oğlum niye bağırıyorsun?
- Ne yapayım baba?
-Devlet uyuyor, hükümet ihanet içinde, halk çaresiz, geleceğimiz bok içinde."
Bize uyarlarsak, AB-D NATO ÇETESİ devleti RTE'ye teslim etti. Uykuya yattı.
Hükümet 21 yılda devletin anayasal, adalet, ekonomik, siyasal yapısını işlevsiz kıldı. Çalışan ve emeklilerin kazanılmış haklarını aldı. Kendi seçmenlerine maaş bağladı, emekli, çalışan maaşları eridi.
Kamu kurumları satıldı, kapatıldı, sanayi, zirai üretim, hayvancılık yok edildi. Ülkeye milyonlarca göçmen dolduruldu, halk ev, otomobil almayı hayal edemeyen, temel gıda maddelerini anlamayan, kirasını ödeyemez hale geldi.
Eğitim bozuldu, dini gerici eğitim, çocuk evlilikleri, çocuk fuhuşu, uyuşturucu yaygınlaştırıldı.
HER yemeğe konulan soğan, sarımsak patates almak bile zengin işi oldu.
Muhalefet seçimlerde halkı sattı, oylarına sahip çıkmadı, hükümet devleti yandaşları ile yağmalayıp iflas ettirdi. Türedi zenginler ve hükümet paralarını yabancı ülkelere kaçırdı. Ülke ekonomisini çevirecek para kalmadı.
Iktidar ve muhalefetten umduğunu bulamayan, her seçimde boş vaatlerle aldatılan halk çaresiz kaldı.
Ülkenin geleceği zeki ve varlıklı gençler ülkesinin geleceğinden ümidini kesip yurt dışına kaçtı.