Böyle bir tutum ve davranış var ise bunu nedenlerini yargı mercileri tarafsız olarak gözlemlemek zorundadırlar.
Devlet böyle olayları kışkırtacak faaliyetler içinde olamaz.
Birileri devleti yabancı devletler ve sivil toplum örgütleri ile gizli-aleni anlaşma yaparak ele geçirmiş, devletin siyasi rejimini "din rejimi olarak belirlemek, devleti bölmek ve kırmızı çizgilerini yok etmek için" halka karşı her türlü tehditleri yapıyorsa, halk da bunlara karşı sadece sosyal medya aracılığı ile kendisini savunmaya gayret ettiği için, hükumetten ve dış devletlerden her türlü destek alan cemaat ve tarikatlar alenen her türlü tehdit yağdırıyorlarken, hatta bu konuda cinayetler dahi yaşanırken, beyninden ve internetteki blog ve sosyal medya hesapları dışında gücü olmayanların da kendilerini kaybedip aynı suçu işlemesi onları suçlu yapmaz. Hatta vatan savunması sayılmalıdır. Bu ihanet anlaşmasını okuyalım;
2 sayfa ve 9 madde
Başbakan olabilmesi için ABD Savunbma Bakano Colin Powel'a sadakat mektubu sunan Erdoğan |
Açılımın tohumunu atan CIA ajanı Powell Türkiye’de!
Dışişleri Bakanlığı döneminde Abdullah Gül ile imzaladığı gizli mutabakatla tanınan CIA ajanı Powell, dağdan inen PKK’lıların serbest bırakıldığı gün Türkiye’ye geldi!..
Haber: Salim YAVAŞOĞLU
Dağdan inen PKK’lıların serbest bırakıldığı gün, Kürt açılımının ilk tohumlarını atan Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, İstanbul’a geldi. Türkiye İş Kadınları Derneğince İstanbul’da düzenlenen “Anneler Teröre Karşı” konulu konferansa katılmak üzere Atatürk Havalimanı’na gelen Powell’ı, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş ve Prof. Dr. Neşe Kavak karşıladı. Konferansta bir konuşma yapacak olan Colin Powell, alandan ayrılırken Diyanet İşleri Başkanlığının davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Dünya Müslümanlar Birliği Halkla İlişkiler Direktörü Suudi Arabistanlı Muhammed Saedd Al-Majdovi ile tokalaşarak bir süre sohbet etti.
Gül itiraf etmişti
Colin Powell, son 4 aydır Türkiye gündemini işgal eden Kürt açılımının tohumlarını atan adam olarak biliniyor. Görevi döneminde mevkidaşı Abdullah Gül ile gizli bir mutabakat imzalayan Powel, 2 sayfa 9 maddelik metinde bölücü terör örgütünü siyasallaşma yolunu açan taleplerini dayatmıştı. Gizli anlaşmayı Abdullah Gül ağzından kaçırmıştı.
24 Mayıs 2003 tarihli Vatan gazetesinde Sedat Sertoğlu’na açıklamalarda bulunan Gül, bir soru üzerine şunları kaydetmişti: “Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta (eliyle koltuğa vurarak) ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki. Powell, Suriye’ye giderken de benimle konuştu. Gizli olan bir sürü gelişme var.” Bu açıklamaların hemen sonrasında 9 maddelik mutabakat basına sızmıştı. Bugüne kadar yalanlanmayan mutabakatta şu maddeler yeralıyordu:
ABD müdahale edebilir
1- Irak’ın kuzeyinde bulunan bütün Türk birlikleri ve Türk ordusuna bağlı özel kuvvetler, aşamalı olarak Türkiye sınırları içine çekilecek. Türk ordusu bundan böyle hangi gerekçeyle olursa olsun, sınır ötesi harekâtlarda bulunmayacak.
2- PKK/KADEK’e karşı Türkiye devletinin egemenlik alanı içinde yapılacak askeri harekâtlar için, ABD askeri makamlarına haber ve bilgi verilecek, izin alınacak. Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD askeri makamlarına bilgi vermeden ve izin almadan harekât yapacak olursa, ABD Hükümeti, uyarıda bulunma hakkını kullanabilecek. Bu durumda ABD gerekli gördüğü ambargo ve silahlı müdahale gibi siyasal ve askeri yaptırımları saklı tutacak.
Pentagon’a üs verilecek
3-Türkiye, ABD’nin İran’a ve diğer Ortadoğu ülkelerine karşı uygulayacağı sınırlı askeri harekâtlara, ABD’nin talep etmesi halinde şartsız olarak üs ve taşıma kolaylıkları sağlayacak, askeri birlik verecek.
4- Türk ordusunun asker sayısı ve silah kuvveti, ABD’nin uygun bulduğu sayı ve kabiliyete indirilecek, özellikle tank ve ağır silahların miktarı düşürülecek, savaş uçağı sayısı sınırlanacak.
Kürdistan tanınacak
5- Irak’ın kuzeyinde kurulmuş olan ve ’Kürdistan’adı verilen devlet resmen ilan edildikten sonra Türkiye tarafından da resmen tanınacak.
6- Abdullah Öcalan ve diğer dört lideri dışında bütün PKK/KADEK yönetici ve elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılacak.
Eyaletleşmenin önü açılacak
7- Kamu Reformu Yasası ve Yeni Yerel Yönetim Yasaları hızla çıkartılacak, Türkiye’deki Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı şehir ve kasabaların belediyelerinin özerkleşmesi süreci kararlı olarak yürütülecek.Türkiye, dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter devlet yapısını terk ederek, federasyona geçecek.
8- KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ’Arafat modeli’denen uygulamayla devre dışı bırakılacak, Kıbrıs’ta Annan Planı bazı küçük değişikliklerle hayata geçirilecek. :arrow: http://www.guncelmeydan.com/pano/erdogan-ve-talat-in-cumhurbaskani-denktas-ve-kktc-yi-bitirme-konusmalari-t22818.html
Ege kıta sahanlığı konusunda Türkiye, Yunan doktrinine daha esnek davranacak, Türk jetlerinin uçuş alanı daraltılacak.
9- Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirilecek ve iyileştirilecek, sınır ticaretinde Ermeniler lehinde düzenlemeler yapılacak. :arrow: http://www.guncelmeydan.com/pano/akp-hukumeti-teslimiyet-protokolunu-imzaladi-t22735.html
Böyle sosyal sorumluluk sahibi insanları adi suçlu gibi görülüp mahkum edilmesi de vicdanları yaralar, devletin adaletine olan bağlılığı yok eder.
Anayasamızın 14;15;16;24.;25.:26. maddelerine göre kimse dini görüşleri ve yazıları terörü teşvik etmedikçe yazı ve kanaatlerinden dolayı suçlanamaz diyor.
Bu suç hem anayasamıza, hem evrensel insan hakları beyannamesine hem de AB kriterlerine aykırıdır.
Ama eşcinselliği, kulamparalığı, pedofili denilen bebek seviciliği ve bebeklerle zevk evliliklerini, bebek tecavüzlerini bile ilahileştiren Talmud yasalarını, Şeriata geçmiş Arap, Fars, Grek geleneklerini yazarsan, her cuma hutbesinden tutun da da her televizyon dini programında, Müslüman olmayanlara "kafir, müşrik, sapık" diyen Kuran ayetlerini okuyan, dinsizleri ve ateistleri "sapıklar, din düşmanları" diye suçlayan ilahiyatçılara cevaben yazılan yazıları biraz kantarın topuzunu kaçırınca hemen TCK 216 kılıcı başınıza dayanıyor.
Anayasa 14. maddenin bendine tekrar bakalım;
"...Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. "
17 yıldır devleti yöneten hükümet bütün okulları imamhatiplere çevirmiş, taşımalı eğitim sistemi getirerek köylü çocukları şehirlerde okumaya böyle olunca da mevsimlerden kaynaklanan ulaşım sorunları yüzünden çocuklar cemaat yurtlarına mahkum edilmiş, devletin rejimini din kurallarına dayandırma siyaseti aralıksız olarak güdülmüştür.
Bu da yetmediği gibi, bilinen Anadolu İslam ve ahlak geleneklerinde "çekirdek aile içi ensest üreme kültü yoktur ve çekirdek aile üyeleri arasında cinsellik hem toplumda yeri olmayan, yadırganan bir kavramdır hem de yasaktır.
Oysa Diyanet İşleri başkanlığı aşağıdaki fetvası nedeniyle çok eleştirilmiş, Diyanet kurumu bu fetvasını silip haberi veren Cumhuriyet gazetesini mahkemeye vermiştir. Yapılan yargılamalar sonunda gazete haklı çıkmıştır.
İşte o bildiri;
Mehmet Görmez'in sapıklık fetvası |
Bunun da yetmediği gibi, hükumetin devlet bütçesinden para vererek cemaat ve tarikatlara açtırdığı öğrenci yurtlarında çocuklara ve yetişkinlere her türlü cinsel istismarlar yaşanmış, mahkemeler cinsel istismar davalarıyla dolmuştur.
2017 utanç raporu... 409 kadın öldürüldü, 387 çocuk cinsel istismara uğradı
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2017 yılında 409 kadın cinayeti işlendi, 387 çocuk cinsel istismara uğradı ve 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Platformun verilerine göre, 2016 yılında 328 kadın, 2015 yılında ise 303 kadın öldürülmüştü.Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, basından derlediği kadın cinayetleri istatistiklerini açıkladı. Rapora göre, 2017 yılında 409 kadın öldürüldü. Sadece Aralık ayında 45 kadın en yakınları tarafından cinayete kurban gitti.
387 ÇOCUK İSTİSMARA UĞRADI
Aralık ayında 41 çocuk, 2017 toplamında ise 387 çocuk cinsel istismara uğradı. Bu yıl öldürülen 20 çocuğun yarısı, yani 10 çocuk babası tarafından öldürüldü.
Van’da daha 4 kilogram ağırlığındaki yeni doğan bebek istismara uğradı. Hastaneye getirilmesiyle, uğradığı istismar sonucu yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Yalova'da çocuk parkından kaçırılan 5 yaşındaki E.U. isimli kız çocuğu ölü bulundu. E.U.'yu M.Ş.A.'nın kaçırdıktan sonra cinsel istismarda bulunarak öldürdüğü öğrenildi.
Diyarbakır’da 9 yaşındaki M.Ö.’nün 37 yaşındaki babası M.S.Ö tarafından 1 ay boyunca tecavüze uğradığı ortaya çıktı. M.S.Ö. mahkemede kendisini, “Çocuğumun kabızlık sorunu var” diye savundu.
KIYAFET DAYATMASI HER YERDE
İstanbul’da Sultan Taşar ekmek aldığı fırından çıkarken taksici tarafından ‘O şortla ekmek almaya gelmişsin. O ekmek sana haram. Boğazından geçen her şey sana haram, O babana söyle sana nasıl giyineceğini anlatsın’ şeklinde sözlü saldırıya uğradı.
Yine İstanbul’da, Melisa Sağlam ‘Ramazan'da böyle giyinmeye utanmıyor musun' diyerek Ercan Kızılateş tarafından minibüste saldırıya uğradı. Eminönü’nde bir adam “üstüne başına dikkat et, milleti azdırıyorsun” diyerek Canan Kaymakçı isimli kadına sözlü saldırıda bulundu.
Aralık ayında Ankara'da yaşayan 20 yaşında bir üniversite öğrencisi evine gitmek için indiği otobüsten takip edilip evinin önünde tacize uğradı. Saldırgan sosyal medyadaki dayanışma sayesinde bulundu. Saldırgan ifadesinde “Mini etek giymişti tahrik oldum” dedi.
Sosyal medya hesabından beden eğitimi dersinde eşofman giyen öğrencilerden tahrik olduğunu ima ederek , 'Kız öğrencilerin giydiği eşofman onları çıplak yapar', şeklinde paylaşımlar yayınlayan Ayşe Kemal İnanç Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde görevli Felsefe öğretmeni Ercan Harmancı hakkında Konya Milli Eğitim İl Müdürlüğü tarafından başlatılan soruşturma sonucu görevden alındı.
332 KADIN CİNSEL ŞİDDETE UĞRADI
2017’da toplam 332 kadın cinsel şiddete uğradı. Edirne'ye otobüsle seyahat eden M.K kendisine cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla muavin E.G’den şikayetçi oldu.
Uşak'ta nişanlısı H.Ö tarafından cinsel istismara uğrayan 16 yaşındaki A.S, istismar sonucu hamile kaldı. Bebeği evinin tuvaletinde kimse yokken gizlice doğurup ailesinden korktuğu için dışarı attı.
Bursa’da G.A ayrılmak istediği için erkek arkadaşının tecavüz girişimine maruz kaldı. Genç kadın kurtulmak için evin camından atlamak istedi. Çevredekilerin müdahalesiyle hastaneye kaldırılan genç kadın, kurtulmak için intihar etmek istediğini açıkladı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/2017-utanc-raporu-2017de-409-kadin-olduruldu-387-cocuk-cinsel-istismara-ugradi-40696747
Korkunç rapor: Türkiye, çocuk istismarında dünyada üçüncü
Antalya Serik'te kurulan Çocuk İstismarıyla Mücadele ve Çocuk Haklarını Koruma Derneği başkanı, Türkiye'nin çocuk istismarı konusunda dünyada üçüncü sırada olduğunu vurguladı. Oğuz'un ortaya koyduğu çocuk istismarı rakamı ise acı gerçeği gözler önüne serdi.
GÜNDEM
10 Ocak 2018 Çarşamba 11:45
BUĞRA Kaan Oğuz, "Çocuk istismarı konusunda ülkemiz ne yazık ki dünyada üçüncü sırada. Türkiye Psikiyatri Derneği yaptığı araştırmada, ülkemizde istismara uğramış çocuk oranını yüzde 33 olarak tespit etti. Bu rakam her 3 çocuktan 1'i demektir. Dünyada ise son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 250 bin civarında" dedi.
“ÇOCUKLAR YAŞADIKLARI TRAVMALARLA KALIYOR”
Derneğin faaliyetleri hakkında bilgi veren ÇOCUKÇA Başkanı Buğra Kaan Oğuz, birkaç çocuk istismarı dosyasına avukat olarak atanmasının ardından derneğin kurulmasının gündeme geldiğini söyledi. Çocuk istismarıyla ilgili oranları araştırdıklarını ve çarpıcı rakamlara ulaştıklarını anlatan Buğra Kaan Oğuz, “Dünyada her 5 çocuktan 2’si fiziksel, duygusal ya da cinsel istismara uğruyor veya ihmal ediliyor. Ve ne yazık ki uzmanlar cinsel istismar vakalarının ancak yüzde 15’inin adli mercilere intikal ettiğini söylüyor. Gerisinin üzeri bir şekilde kapatılıyor ve çocuklar yaşadıkları travmalarla kalıyor” dedi.
‘ÜLKEMİZ NE YAZIK Kİ DÜNYADA ÜÇÜNCÜ SIRADA’
Çocuk yaştaki cinsel istismarın ilerleyen yaşlarda açığa çıkıp ciddi sorunlar yarattığını vurgulayan Buğra Kaan Oğuz, şöyle dedi:
“Öyle ki yapılan araştırmalara göre istismarcıların en az yüzde 50’si çocukluğunda istismara uğramış kişiler. Halbuki istismara uğrayan çocuk bunun akabinde psikolojik destek alsa, bu travmayı atlatması mümkün, fakat çoğu olayda çocuk hiçe sayılıp olayın bir şekilde üzeri kapatılmaya çalışıldığı için mağdur bir kez daha mağdur ediliyor. Çocuk istismarı konusunda ülkemiz ne yazık ki dünyada üçüncü sırada. Türkiye Psikiyatri Derneği yaptığı araştırmada, ülkemizde istismara uğramış çocuk oranını yüzde 33 olarak tespit etti. Bu rakam her 3 çocuktan 1’i demektir. Dünyada son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı ise 250 bin civarında. Antalyamız ise Türkiye’de 4’üncü sıradadır.”
‘MÜCADELE EDİLMESİ GEREKEN BİR HASTALIK’
Dünyadaki oranlar hakkında da bilgi veren Buğra Kaan Oğuz, Avrupa ülkeleri ve ABD’de de tablonun çok iyi olmadığını vurguladı. Buğra Kaan Oğuz, şöyle dedi:
“Dünyada en çok çocuk istismarı içerikli yayın yapan internet sitesi Avrupa’da. Ve Hollanda bu konuda birinci sırada. ABD, Kanada, Fransa ve Rusya ise, onun ardından geliyor. Dünyada çocuk istismarı konusunda ilk 10’da Güney Afrika, Bangladeş gibi ülkeler başı çekerken ardından Türkiye, İngiltere, ABD, Rusya ve Avustralya geliyor. Görüldüğü gibi bu suçun, bu pedofili olarak tanımlanan hastalığın ekonomi, refah seviyesi, okuryazarlık yani kısacası her anlamda gelişmişlik diye tabir edebileceğimiz olguyla hiçbir alakası yok. Bu tamamen üzerine eğilinmesi ve mücadele edilmesi gereken bir hastalıktır. Tabi biz bu araştırmaları yapıp kendimizde belli bir bilinç oluşunca ister istemez rahatsızlık duyduk.”
Belediye Başkanı Ramazan Çalık, çocuk istismarının Türkiye’de de yaygınlaşmasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, bununla mücadelenin herkesin görevi olduğunu vurguladı.
‘BUNUN OKUMUŞLUKLA CAHİLLİKLE ALAKASI YOK’
Kaymakam Haluk Şimşek de gelişmiş toplumların en büyük sorununun çocuk istismarı ve kadına şiddet olduğunu aktarırken, “Bazı kadınlar da evde şiddete uğruyor. Bunun okumuşlukla cahillikle alakası yok ama dışarıya söyleyemiyor. Çocuklar da ne yazık ki istismara uğruyor, söyleyemiyor. En büyük sorunlardan biri bu. Önemli olan bu olayları başlangıcında yakalayıp müdahale edebilmek” dedi.
Güncelleme Tarihi: 10 Ocak 2018, 12:06
https://www.yenialanya.com/gundem/korkunc-rapor-turkiye-cocuk-istismarinda-dunyada-ucuncu-h305697.html
Bu da yetmemiş, 2019 Yerel seçimlerini takiben hükumet yanlısı Akit gazetesi yazarı Şevki Yılmaz, yazarlığını yaptığı Akit Gazetesindeki köşesinden muhalif kesime alenen "iç savaş tehdidi" yapmış ve "Edirne'den Hakkari'ye her yer Arakan gibi kan akacak" tehdidi yapmıştır. Okuyalım;
Edirne'den Hakkari'ye her şehir Arakan gibi yakılacak!
Yeni Akit gazetesi yazarı Şevki Yılmaz'ın 2019 seçimlerine ilişkin yorumları çok konuşulacak.Yeni Akit gazetesi yazarı eski milletvekili Şevki Yılmaz, 2019 seçimlerine ilişkin dikkat çeken bir değerlendirmede bulundu. Yılmaz, "Biz 2019'da dirilişimizi gerçekleştiremezsek Edirne'den başlayarak Erzurum'a Hakkari sınırına kadar her şehir Arakan gibi yakılacak" dedi.
Akit TV'de canlı yayına katılan Şevki Yılmaz, Şaban Dişli'nin ekonomi danışmanlığına getirilmesini ve 2019 seçimlerini yorumladı.
"Şaban Dişili'nin göreve getirilmesini nasıl yorumladınız?"sorusuna Şevki Yılmaz, şöyle yanıt verdi:
"Reis-i Cumhur Tayyip Erdoğan kardeşimizin bir tasarrufudur. Bunu büyütmeye muhalafete malzeme çıkarmaya gerek yok. Kol kırılır yen içinde, burada bunu sorman bile yanlış olduğu kanaatindeyim."
"BİR KERE AHLAKİ BİR DURUŞTUR REİS'İN YAPTIĞI..."
Şevki Yılmaz, "Biz Reis'e inanıyoruz, güveniyoruz. Geminin kaptanı Reis'tir. Büyük kasırgalarla gemiyi sürüyor. Bunu nedeni niçinini ona sorarız. Cevap verir vermez" diyerek şöyle devam etti:
"İktidarın anlatmamız zor olan konulardan iktidarın kaçması lazım ama yaptı. Yapınca da savunmak bize düşer. Paratoner olmak bize düşer. Çünkü Şaban Dişli kardeşimiz kardeşinden dolayı suçlanamaz. Var mı FETO'luğu yok, var mı ByLock'u yok. Var mı hizmeti var. Birileri onunla Sakarya siyasetinde güreşmiş olabilir, niye o güreşe alet olacağız ki...
Bir kere ahlaki bir duruştur Reis'in yaptığı... O arkadaşın suçu yoksa ben bunu boğamam diyor. Bu nebevi bir metot değil mi?"
"HAKKARİ SINIRINA KADAR HER ŞEHİR ARAKAN GİBİ YAKILACAK"
"Tayyip Erdoğan kardeşimizin duruşu İslami bir duruş. Araştırmış, bakmış bunun o kardeşiyle o katille o generalle ilgisi yok, alakası yok. Neden boğdurayım ki, görev vermiş"diyen Şevki Yılmaz 2019 seçimlerine ilişkin ise şu ilginç yorumu yaptı:
"Biz 2019'da dirilişimizi gerçekleştiremezsek Edirne'den başlayarak Erzurum'a Hakkari sınırına kadar her şehir Arakan gibi yakılacak. Bunu Haçlılar planlamış, yemini var, kağıdı var. Vaktim yok."
Kurnaz yazar olan Şevki Yılmaz suçtan yırtmak için "bunu haçlılar planlamış,yemini var, kaydı var, vaktim yok" demiş ama yeminin kağıdını, belgesini ortaya koymamıştır. Tabi ki mesajı muhalif kesime ulaşmıştır.
Olaylar bununla da kalmamıştır. AKP hükumeti öncesinden beri, R.T.Erdoğan ile de hemşehri olan adi suçlu, mafya önderi olarak bilinen bir şahıs da Hükumetin çatısı altında sığınma bulmuş ve her kesime tehditler yağdırmaya o da katılmıştır;
İstanbul
Şimdi, önce TCK yı sonra da dinlerin "suç olan" ayetlerini, dinci yobazlardan birinin örnek "suç olan" açıklamasını okuyalım.
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Şimdi TCK 216/3'ü Anayasanın 24 maddesindeki aşağıdaki bentteki suçları dinler işlerse;
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz."
Hükmüne rağmen bu dinlere inanan Yahudi, Hristiyan ve Müslüman toplumlar ve onlardan doğan kökten dinci terör örgütleri beraat mı ettirilmelidir veya bu dini emirler bir şekilde halkın gözünden bir şekilde düşürülmeli midir;
Tevrat Yasanın Tekrarı Kitabından;
Yas.7: 3 Kız alıp vermeyeceksiniz. Kızlarınızı oğullarına vermeyeceksiniz; oğullarınıza da onlardan kız almayacaksınız.
Yas.20: 14 Kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz;
Bu düşmanlıklar TCK216/1;2;3 MADDELERİN TÜMÜNE AYRICA SAVAŞ ÇIKARTMA VE TERÖR SUÇLARINA GİRMEKTEDİR.
Şimdi de Kur'an ayetlerinden,Tevrat'tan daha beter tehditler okuyalım. Bu ayetler, çocukları ana-babaya, kardeşi kardeşe, karıyı kocaya ve bütün ülkeyi bir birleri ile boğazlaşmaya sevk eden ayetlerdir ki Tevrat ayetleri en azından Yahudileri birbirne düşümediğinden kısman masum sayılabilir.
Kuran Tevbe Süresi
9; 1:Allah ve resulünden, antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere karşı fesih bildirimidir!(ultimatom)
9;5 - Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Müşrikler peygamberi sürmüş, o ise onları ölüme mahkûm etmiştir.
9;13 Antlarını bozan ve Elçiyi yurdundan çıkarmaya kararlı olan bir toplulukla savaşmayacak mısınız? Hâlbuki sizden önce savaşı başlatan onlardır. Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer inanıp güvenmiş kimselerseniz bilin ki Allah, kendisinden korkmanıza daha layıktır.
9;14 Onlarla savaşın ki sizin ellerinizle Allah onlara azap etsin, onları parçalasın, size zafer versin ve inanıp güvenenler topluluğunun içini rahatlatsın.
Aileden başlayıp herkese düşmanlık aşılıyor.
9;23 Ey inanıp güvenenler! ayeti görmezlikten gelmeyi (kafirliği), inanıp güvenmeye (imana) tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile yakın dost (veli) edinmeyin. Kim onları dost edinirse, onlar kendilerine yazık etmiş olurlar.
Kim peygamberin tebliğine inanmazsa pisliktir, eski dini ibadetleri yasaklanmıştır;
9;28 Ey inanıp güvenenler! O müşrikler[1*] birer pisliktir; bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer yoksul kalmaktan kokarsanız[2*], Allah emir verdiği takdirde ilerisinde ikramıyla sizi zenginleştirecektir. Allah bilir, doğru kararlar verir."
Bu ayetleri çoğaltmak mümkündür.
Tevrattan İslam'a uzanan Türk düşmanlıklarını sırasıyla okuyalım;
Hezekiel kitabı 39
“İnsanoğlu, Gog’a karşı peygamberlik et ve ona de ki, ‘Egemen RAB şöyle diyor: Ey Roş’un, Meşek’in, Tuval’ın önderi Gog, sana karşıyım. ,
7 “ ‘Halkım İsrail arasında kutsal adımı tanıtacağım. Bundan böyle kutsal adımın aşağılanmasına izin vermeyeceğim. Uluslar benim İsrail’de kutsal olan RAB olduğumu anlayacaklar.
9 “ ‘O zaman İsrail kentlerinde yaşayanlar dışarı çıkıp topladıkları silahları yakacaklar. Küçük büyük kalkanları, yayları, okları, sopaları, mızrakları ateşe atacaklar. Bunlarla yedi yıl ateş yakacaklar. "
Bu resmen, İsrail'e en az 5000 km uzakta yaşayan, İsrail'den haberi olmayan bir millete yapılan tehdit,tam tanrıya yakışır bir davranış, tabi İsrail tanrısı paranoyak tanrı, deyince gene dini değerleri aşağılama suçu işlemiş olacağız. Ama tanrıya veya bunları "Tanrı kral" halkı kendisine ibadet ettiren olarak yazdıran I.Constantin midir acaba?
Hz Muhammet'e Göre Türkler Şeytanın ordusu.
“Mirac gecesi Allah beni Yecüc ve Mecüclerin yanlarına gönderdi; Onları dine davet ettim; kabul etmediler.. Onun için onlar, Adem ve İblis neslinden Allah’a asi gelenlerle birlikte cehenneme gireceklerdir”.
Bir diğer hadis;
“Küçük gözlü, kırmızı yüzlü ve suratları kalın deriden yapılmış kalkanlara benzer Türkler’e (Yecuc- Mecuc’e) karşı savaşlar yapmadıkça hüküm günü gelmiş olmayacaktır.”
(Bu adlar Hz. Muhammed’in hadislerini toplayan altı kişiden en doğru yazmakla ünlenenlere aittir.) Buhari-K. Cihad 95,96; Müslim K. Fitan 63,64-66
Evine giren yılanı öldürmeye çalışırken ölen Arap için Muhammet bunları diyor;
‘Arkadaşınız için Allah’a istiğfar edin! Kuşkusuz ki Medine’de Müslüman olmuş bir takım cinler vardır. Onlardan birini görürseniz, kendisine üç gün mühlet verin! Eğer bundan sonra yine de görünürse onu öldürün! Çünkü o bir şeytandır!’ buyurdu.”
Müslim 2236/139, Muvatta 2/976, Ebu Davud 5257, Tirmizi
Türklerin Medine yılanları kadar kıymeti yok. Mevali, azadli köle. Her ne yaparsa faydası sahibine olan köle.
Bunlar suç teşkil etmiyorsa, bunları eleştirmek de suç olamaz.
Dini değerlerin insanı aşağılamalarından geçtik, insanlığın tümünü kazımakla insanlığı tehdit ettiği dünyada, bu tehditlerin terör örgütleri, cemaatler ve siyasal iktidarlarca yapıldığı bir dünyada ve ülkemizde dini değerleri kendi diliyle tanımlamak, nasıl aşağılamak ve suç olarak yorumlanabilir?
Alaeddin YAVUZ