Ayrıca Allah’ın gerçek adı konusu da ilginç, önce onu okuyalım;
“Bunun üzerine, halkı susturmak için, baş kâhinin alnında Allah'ın kutsal adı, Teta Gramaton (aslından aynen alındı) olduğu halde kâhinlik cübbesini giyip at üzerinde merasimde görünmesi gerekti.”
Görüldüğü gibi Kur’an’dan çok öncelerinde Rahman, Rahim, Kerim, Kadir sıfatlarına rastlamak mümkündür.
Şimdi Muhammet konusuna geçebiliriz.
Bölüm 96.
Dua bitince kâhin yüksek bir sesle dedi: «Dur îsa, çünkü, milletimizi sakinleştirmek için senin kim olduğunu bilmemiz gerekiyor.» İsa karşılık verdi: «Ben, Davud soyundan Meryem oğlu îsa, ölümlü ve Allah'tan korkan bir insanım ve şan, şeref ve azametin Allah'a verilmesine çalışıyorum.» Kâhin cevap verdi: «Musa'nın kitabında, Allah'ın ne dilediğini bize ilân edecek ve dünyaya Allah'ın rahmetini getirecek olan. Mesih'i Allah'ın bize herhalde göndereceği yazılıdır. Bu bakımdan, senden rica ediyorum, bize gerçeği söyle, sen beklediğimiz Allah'ın Mesihi misin?» İsa cevap verdi: «Allah'ın böyle va'd ettiği doğrudur. Fakat ben kuşkusuz o değilim, çünkü o benden önce yaratılmıştır ve benden sonra gelecektir.»
Kâhin karşılık verdi: «Sözlerinden ve alâmetlerinden, biz ne olursa olsun inanıyoruz ki, sen Allah'ın bir peygamberi ve bir mukaddesisin. Bu nedenle, tüm Yahudiye ve İsrail adına senden rica ediyorum ki, Allah aşkına bize Mesih'in ne şekilde geleceğini anlatasın.» îsa cevap verdi: «Ruhumun huzurunda durduğu Allah sağ ve diridir ki, Allah, babamız İbrahim'e, «Senin soyundan yeryüzünün tüm kabilelerini kutsayacağım» diye va'd etmişse de, ben yeryüzünün tüm kabilelerinin beklediği Mesih değilim. Fakat, Allah beni dünyadan çekip alınca, şeytan dinsizleri benim Allah ve Allah'ın oğlu olduğuma inandırarak, bu lânetli fitneyi yeniden çıkaracak, bu şekilde sözlerim ve akidem öylesine tahrif edilecek ki, ortada otuz mü'min ya kalacak, ya kalmayacak. Bunun üzerine Allah dünyaya acıyacak ve herşeyi kendisi için yaratmış olduğu Elçisi'ni gönderecek;
O güneyden kuvvetle gelecek ve putatapıcılarla birlikte putları yok edecek; şeytan'-dan insanlar üzerindeki egemenliği (ni) alacak. Yanında, kendisine inanacak olanların kurtuluşu için Allah'ın merhametini getirecektir. Onun sözlerine inanacak olanlara (ne) mutlu.»
97. "MUHAMMED O'nun kutlu adıdır"
«O'nun ayakkabı bağlarını çözecek değerde değilsem de, Allah'tan O'nu görme rahmet ve bereketini aldım.» O zaman, vali ve kralla birlikte kâhin cevap verip, dedi: «Üzme kendini ey îsa, Allah'ın mukaddesi, çünkü, bizim zamanımızda bu fitne bir daha olmaz, şundan ki, kutlu Roma senatosuna o şekilde yazacağız ki, împaratorluk iradesiyle kimse sana bundan böyle Allah veya Allah'ın oğlu demeyecektir.» O zaman, İsa dedi: «Sözlerinizden teselli bulmuyorum, çünkü sizin ışık umduğunuz yere karanlık gelecektir; fakat benim tesellim, hakkımdaki her batıl düşünceyi yok edecek ve dini tüm dünyaya yayılıp, (tüm dünyayı) kontrolüne alacak olan Elçi'nin gelmesindedir, çünkü böyle va'd etmiştir Allah, babamız İbrahim'e. Ve, bana teselli veren, onun dininin sona ermeyecek ve Allah tarafından el değmeden korunacak olmasıdır.» Kahin karşılık verdi: «Allah'ın Elçisi geldikten sonra, (daha) başka peygamberler gelecek mi?»
İsa cevap verdi: «Ondan sonra Allah tarafından gönderilen gerçek peygamberler gelmeyecek ama, pek çok yalancı peygamber gelecek; ki ben buna üzülüyorum. Çünkü, şeytan Allah'ın adaletli hükmüyle onları yerlerinden kaldıracak da, kendilerini, benim kitabımı bahane edinip gizleyecekler.»
Hirodes karşılık verdi: «Bu tür dinsizlerin huzuruna geleceği Allah'ın adaletli hükmü nasıl bir şeydir?» İsa cevap verdi: «Ne adalettir ki, kurtuluşa götüren gerçeğe inanmayan, lanete götüren bir yalana inanır. Bu nedenle size diyorum ki, Mika ve Yeremya zamanında da görülebileceği üzere, dünya hep gerçek peygamberleri horlamış ve yalancıları sevmiştir. Çünkü, her benzer kendi benzerini sever.»
O zaman, kâhin dedi: «Mesih'e ne ad verilecek ve hangi işaret (ler) onun gelişini ortaya koyacaktır?» İsa cevap verdi: «Mesih'in adı hayranlık uyandırır, çünkü Allah ruhunu yaratıp da, göksel bir nur içine koyduğu zaman ona (bu) adı kendisi vermiştir.
Allah dedi: «Bekle Muhammed; çünkü senin uğruna Cennet'i, dünyayı ve yığınlarca yaratığı yaratacağım, içlerinden seni bir elçi yapacağım, öyle ki, kim seni kutsarsa kutsanacak, kim seni lanetlerse lânetlenecektir. Seni, dünyaya göndereceğim zaman, kurtuluşa elçim olarak göndereceğim ve senin sözün gerçek olacak. O kadar ki, gök ve yer düşecek. Fakat senin dinin düşmeyecek. MUHAMMED O'nun kutlu adıdır.»
O zaman, kalabalık seslerini yükseltip, dediler: «Ey Allah, bize elçini gönder! Ey Muhammed, dünyanın kurtuluşu için çabuk gel!»
Bu konu, eski Barnabas İncil’ini arayan Müslüman maceracılara anlatıldığı gibi bir cümleden değil, bir kaç yerde farklı metinlerde bahsedilmektedir. Süryani/Sabi İncil’ine göre “şeytan Bizbat olan Muhammet, bu İncil’de de Kur’an tanımındaki “alemlerin onun için yaratıldığı” Muhammettir.
Bu Barnabas İncil’inde ve önceki kitaplarda nefsine düşkünlükle suçlanana dinsizlerdir.. Oysa bu İncil alıntıları bunlardan önce yazdığım yüzlerce yazıda “bir dinsiz olarak” amacım, Müslümanlıklarını öne çıkartarak devleti ellerine geçiren devşirme Hristiyan, Yahudi, Yezidilerden oluşan iktidar ve muhalefetteki devlet adamlarını, onlara arka çıkan dindarları “nefs, tamah” konusunda uyarmaktır.
Günümüzün dindarlarının, dinci hükumetlerinin İsa, Muhammet ve onlardan önceki peygamberler çağındakilerin “dünya nimetlerinden kopmuş, çilekeş yaşayan dindarlar” olmanın aksine, mal, mevkiye, cinselliğe köle olmuş aşağılık varlıklar olması da kim bilir belki de varsa tanrının bu çağdaki ibreti alemi olabilir.
Muhammet’in İslamının, Roma’nın Araplar için yıldız dinlerine uygun Hristiyanlık dayatması ve 627’de İran’ı kesin yenilgiye uğratmasının ardından “5”1 yılda devlet olması,”14” yılda (627-641) İran Horasan’dan Libya’ya uzanan imparatorluk olmasının arkasında Vatikan ve Heraklesi’İn çabalarını “İslam Roma Tezgahı” mı çalışmamda delillerini vermiş, süphelerimi belirtmiştim.
Buna, İstanbul’un II. Mehmet (Muhammet)’e tesliminden Osmanlı’nın da son padişahının “6.” Mehmet Vahdettin zamanında yıkılması, Roma’nın Muhammet takıntıları olup, bu zamanda son İslam dininin de bu asırlardır Müslümanlardan gizlenen, ama tek bağımsız Müslüman devlet kalmadığı zamanda Avusturya müzesinde ortaya çıkartılması kökleri eskilere uzanan bir tiyatroyu çağrıştırmaktadır.
Müslüman ve Hristiyan kavimler gerçekten bu Roma mamulü iki din ile kökleri ile bağlarını kopartıp assimile olmuşlardır.
Bu yüzyılda “İslam+Hristiyanlık Çağı” ile insanlar yeni bir köleliğe, asimilasyona uğratılmak üzeredirler.
Takdir okuyanlarındır.
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/adilyargic
/ adilyargicc
http://www.barnabas-incili.com/incil/barnabas/15/