8sutun » İşte Kurtuluş Savaşı yalanları başlıklı yazıya yaptığım yorumdur.
Yorumlar yazının da konusunun dışına taşmış tam bir "Mustafa Kemal düşmanlığına dönüşmüş.Yaklaşık yüz yıldır Haçlı ordularına karşı (ben haçlı diyorum,bu halen de sürmektedir) ilk defa başarı göstermiş bir insanı nasıl bu kadar aşağılayıp yerle bir edebilirsiniz?.Çanakkale'de,aynı zamanda Osmanlı Ordularının da Başkomutanı olan Alman General Liman Von Sanders Paşa'nın taktiklerini başından beri eleştirip sürekli kendi fikirlerini önermesi ve Anafartalar’daki o başarısı sonrası da Liman Paşa "Kendine güveniyorsan savaşı sen yönet"e kadar işi götürmüştür.Mustafa Kemal'i Atatürk yapacak olaylar Çanakkale'de gelişmiştir.Bu adam bir insandı.Hataları ile iyi tarafları ile bir insandı.O da sizler gibi helaya giden,yemek yiyen biriydi.Saraylarda doğmamış, tarlalarda karga da kovalamış halktan biriydi.Onun zekası savaş alanlarında onu tarihin nadir yetiştirdiği bir savaş dahisi yapmıştır.Kurtuluş savaşı Yunan'a karşı verilmiştir.Bu doğrudur. İngiltere ince bir siyasetle diğer devletleri devre dışı bırakmış,Türkiye Misak- Milli'sinin bu günkü kısmını tanımış olduğu da siyasi gelişmelerden de anlaşılmaktadır.I.Dünya Savaşının en hareketli zamanında İngiltere'nin Lenin'i ve Rus Devrimini desteklemesi,Almanların İngilizleri sıkıştırması sonucu zayıflayınca bu desteği parasal olarak Alman Kayzeri yapmıştır.Bu sayede Rusya İngiltere'nin Çinden İstanbul'a olan yolundan yani Afganistan ve Doğu Anadolu'dan çekilmesini sağlamıştır.Savaştan da pay alacaklar arasından çıkmıştır.Bu olmasaydı inanın bu gün hepimizin adı bile yoktu.Türk olan kim varsa kıyılmıştı.1905'de de İngiliz desteği ile Japonların Kore-Mançurya'da Port Arthur limanında Rus Çar'ının donanmasını denize gömmesi de Rusya'da isyanlara sebep olmuştu.Bu yüzden Lozan'da Japonlar da hak talep eden ülkeler arasında İngiliz ve Amerikalının yanında yer almıştı.
Rusya Ekim Devrimi ile İngiliz yolundan çekilince İngiliz rahatlamış ve işi biraz Yunan'a devrederek bir siyaset denemişse de Yunan başarılı olamayınca Türkiye’miz bu günkü halini almıştır.
Hiç bir hareket dış desteksiz olarak başarıya ne yazık ki ulaşamamaktadır.Atatürk de Lenin Rusya'sından almış,zafer sonrası gelen tehditlere kulak vererek "Karma ekonomik düzen"i kurmak zorunda kalmıştır.
I.DÜNYA SAVAŞININ SONUÇLARI ARASINDA Alman Kayzeri İsviçre'ye sürülmüş ve Alman Başkomutanı Cumhurbaşkanı olmuştur.1919.
Bu işlem Türkiye'de 1924'e kadar uzamışsa bu da bizim bilmemiz gerekmeyen bazı ince siyasetler sonucu olmuştur.
Willson ilkelerinin 1.maddesi gereği Laik Demokratik sistem" Osmanlı'dan ve diğer büyük devletlerden boşalan alanlarda kurulacak devletlerde ilke olarak "Amerika'nın İngiltere tarafını destekleme şartlarından biri olduğu için benimsenmiştir.
Daha sonra İngiltere bunu ret etmiş ve Afganistan'da Topal Molla olayını başlatırken Türkiye'de de Şeyh Sait ve Dersim,Kars,Hakkari ve diğer isyanları başlatmıştır.
Atatürk Laik-Cumhuriyet yapılanmasını Fransız Devriminden örnek alarak bir yenilenme olarak gördüğü için halkın "kültürel özgürlüğe" kavuşması şartı olarak gördüğü için de koruma yoluna gitmiştir.
Kimse unutmasın ki,10.000.000. insanın öldüğü bir dünya savaşından yenik çıkıp da ,sanki marketten yanlış mal almışçasına çocuğunu suçlayan anne baba gibi “kurucularını suçlayan ve diğer mağlup ülkelerde bu yenilgini sonuçları ne olmuş “ diye merak edip sorgulamadan düşmanlık güden yeryüzünde kaç ahmak millet vardır acaba?
İyi ve kötü arasındaki farkı anlamak için lütfedip de karşı fikirleri yazanları de ciddi olarak okuyunuz.Yerden yere vurmak için değil onu da anlamak için okuyunuz.Ülkede sadece sizler yaşamıyorsunuz.
Bana 800 yıldır dünya milletlerinin kullandığı bir şeyi icad etmiş bir Müslüman mucit gösterin veya üstünüzde "Türk veya Müslüman icadı ile üretilmiş bir ürün gösterin.
İalam Dininin yaşanması tabii ki gereklidir. İnsanlar inanacaklar ve ibadet edeceklerdir.Ama bu "Tekke,zaviye" ulemalarınca değil "bilim kurullarınca ,üniversitelerce halkı ileriye yöneltecek ilkelerle düzenlenirse fena mı olur?
Sokaklarda dükkanlar bakın,sahibi ister Müslüman ister gayri Müslim olsun dükkan adları ülkemizi Amerika'nın Anadolu Şubesi haline getirmiştir.
Bundan kurtuluşun tek yolunun da gençlerimizin "özgür düşünce" ile donatılması ve Türk Milliyetçisi olması gereğidir.
Bu kavgayı derinleştirmemek gerekir.
İddia ettiğiniz gibi CHP gibi sol partileri Dersim’li dönme Ermeniler işgal etmişse bunların bir kolu da Adıyaman grubu içinde İslami örgütlenmelerin içinde yer almaktadır ve önder duruma da geçmişlerdir.
Yani Humpher ile başlayan,Lawrence ile süren "ılımlı İslam" bu gün onların elleriyle ve Hükümetin eliyle de sürdürülmektedir.
Her ikisi de Amerika'dan talimat alan bu örgütlenmenin faydasını Amerika çok iyi görmüş ki destekliyor.Peki bize faydası nedir?
Bir diğerimizi tüketip kıymaktan,kısır kavgalar içinde bocalamaktan başka ne getirmektedir.
Bakın Çin Tehlikeyi gördü ve Trokota askerlerini üretmeye başladı.
Bizi "Yecüc-Mecüc "olarak gören,Çin ve uzak asya ve pasifik halkları ile "yok edilecek kavimler" listesine sokmuş bir Amerika ve diğer ülkeler ile birlikteliğin ne kazanç getirdiğini biri bana açıklasın.
Tartışmaya değil yol almaya ihtiyaç vardır.
Yoksa bütün insanlık 50 yıl sonra ortaçağdaki gibi bazı güçlerin elinde "köle" durumuna düşecektir.Sadece vatansever sizler değilsiniz. Sizin karşınızdakilerde belki sizden vatanseverdir.Hiç bir siyasi yapılanma ile ilişiğim olmadığını,sadece de vatansever olduğumu gururla belirtirim.Sadece gerçek bir vatanseverim ve "demokrasi yanlısıyım.Bu da bir sınıflama getiriyorsa ne diyeyim?Yazılarımı merak edenler "blogcu.com/keykubat" veya "blogspot.com.keykubat"a girebilirler.
Son olarak şunu söylemek istiyorum.Gün,şeriat veya demokrasi tartışma günü değildir.Gün vatanı ve ortadoğu bölgesini emperyalizmden koruma ve kurtarma günüdür.Bu yüzden Emperyalizm karşıtı her harekette ortak tepki göstermek hepimizin boyun borcudur.Başka Türkiye yoktur.Burayı da kaptırmayalım.
Okuyanlara saygılarımı sunarım.