Asker, resmen tanınmış bir devletin kendi savunmasını yapabilmek için kurduğu resmî orduda görevlendirdiği er'den generale tüm personelin ortak adıdır.
Çanakkale savaşında Anzac askerini taşıyan Turk askeri ve Avustralya Genel Valisi Lord Casey'in övgü metni. |
Askerlik, ordu içinde yapılan görevlerin tümüne denilir.
Askerlik Onuru, her askerin orduda kendisine verilen her tür görevi, kendi yaşama hakkının üstünde tutarak, gözünü kırpmadan ölüme gitmek, görevini sosyal haklarının üstünde tutmak, savaşlarda esir alınan düşman askerini, kendisi ile aynı nedenle savaşta olduğunu, yani savaş kararını veren değil, verilmiş savaş kararına uymakla yükümlü olduğunu bilerek, saygı göstermek, insani ihtiyaçlarını karşılamasına olanaklar ölçüsünde kolaylık göstermektir.
Çünkü savaş kararlarını siyasiler alır, ordular uygular. Askerler de mecburen askerlik görevlerini uyguladıklarından, DOĞRUDAN SAVAŞ SUÇLUSU sayılamazlar.
1804-1814 Napolyon askerleri Ispanyol sivilin evine baskın yapıyor . |
Türk tarihi de böyle örneklerle doludur, bütün dünya ülkelerinin tarihlerinde ordumuz hakkında övgülere bu yüzden rastliyoruz.
Bize gerek okullarda tarih ve Milli Güvenlik Derslerinde, gerek orduda acemi egitimlerinde, usta askerlik yaptığımızda, polis okulunda bu onur öğretilmiştir.
Her millet, yeryüzü insanlık ailesinin şerefli bir üyesi olabilmek için bu ilkeleri benimsemek, halkına öğretmek zorundadır.
Bu değerleri bilmeyen bir ordu, dünyanın en güçlü ordusu da olsa, onursuz ve serefsizdir.
Bu değerler diğer meslek gruplarını ve sivilleri de de kapsar. Çünkü onlar da her an asker olabilir.
Günlük yaşamda " ahlaklı insan" dediğimiz kimseler böyle ve benzeri güzel ahlâk örneklerine sahip olan, uygulayan insanlardır.
Dinlerde ise böyle örnekler yoktur.
Çünkü kendi dininden olmayan kardeşi, anne, babası, çocukları, akrabası da olsa "öldürmeyi" emreder.
Takdir insalarındır.
Alaeddin Yavuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.