YENİ BİR YILA GİRERKEN.....
Yeni yıl için bir şeyler yazmak aklıma geldiğinde önce aklımdan geçen birkaç dilek yazmamın yeterli olacağını düşündüm.Sonra biraz da siteye her yaştan öğrencilerin de girebileceğini düşünerek bu konuda gerçeklerden oluşan ve milli duyguları da uyandıracak bir bilgi yazısı olmasını istedim.
Ancak bu bilgiler o kadar çok ki konu dışına çıkmak,okuyucuyu “hadi ordan sende “ dedirtecek hale gelmemesi için olabildiğince kısa yazmaya gayret ettim.
İnsanlar,yaratılışlarından itibaren tabiatı,gökyüzünü,her iki ortamda oluşan olayları kaydetmenin gereğini anlamışlardır.Bu da yazıyı,ve kullandığımız pozitif bilimleri doğurmuştur.Takvim adı verilen bu zaman ölçme tekniği de bunlardan biridir.
Takvim sayesinde insanlar geçmiş ve gelecek hakkında kesin konuşur hale gelmişlerdir.Binlerce yıldır takvimlerin başlangıçları baharın gelişi yaşam olan tüm altı kıta insanları tarafından kabul görmüş bir gelenek olduğunu görürüz.
İnsanlar iki şekilde takvim tutmayı yeğlemişlerdir.
1-Ay takvimi .Ayın 29.5 günlük dünya etrafındaki dönmeleri esas alınarak yapılmıştır.354 gündür.11 gün ilave edilerek gerçek yıl takvimi elde edilir.
2-Güneş Takvimi.Dünyanın güneş etrafında 365 gün 6 saat 22 dakika ,52 hafta 12 ay ‘lık süreye göre düzenlenmiştir.Bu zaman birimi geçmişte biraz farklı olsa da 20yy’da kesinlik kazandırılmıştır.
İşte günümüze kadar atalarımızın kullandıkları takvimler hakkında bir parçacık bilgiler dizini;
TÜRKLERİN KULLANDIKLARI TAKVİMLER:
Çin kaynaklarına dayanarak Hunların milattan yüzlerce yıl önceleri 21 Mart'ta hazır yemeklerle kıra çıktıklarını, bahar şenlikleri yaptıklarını, bugün Nevruz kutlamalarındaki geleneklerin o zamanda da yer aldığını biliyoruz. Aynı gelenekler, Hunlardan sonra Uygurlarda da görülmüş ve bugüne kadar uzanmıştır.
Nizamü'l-Mülk de XI. yüzyıl yazarı olarak Siyasetnâme adlı eserinde bu bayramdan söz eder. Bu bayramın aynı zamanda yılbaşı olduğunu belirterek Nevruz geleneklerini anlatır. Aynı zamanın yazarlarından Kaşgarlı Mahmut da Divân-ı Lügati't-Türk'te Türklerde yıl başlangıcının Nevruz olduğunu ifade eder. Ayrıca, 12 Hayvanlı Türk Takvimi'nin başlangıcının da 21 Mart olduğu bilinmektedir.
1)- 12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ: Türklerin kullandığı en eski takvimdir. Güneş yılını esas alır .Bu takvimde her yıl bir hayvan adıyla anılıyordu.Edouard Chavannes’in “Le Cycle turc des Douze Animaux 12 Hayvanlı Türk Takvimi”, adlı araştırmasına göre Asya’da kullanılan 12 Hayvanlı takvim Türklere ait bir takvim sistemiydi ve Çinliler bu takvimi Türklerden almışlardı. Chavannes bu yüzden de araştırmasının adını 12 Hayvanlı Türk Takvimi koymuştur
Bu takvimin çıkışını Kaşgarlı Mahmut şu şekilde anlatır: Türk hakanlarından birisi, birkaç sene önce yapılmış bir savaşı öğrenmek istemiş, ama o savaşın yapıldığı yıl konusunda bir anlaşma sağlanamamış. bunun üzerine hakan, ileri gelenlerle bir kurultay düzenleyerek, “biz bu tarihte nasıl yanıldıksa, bizden sonra gelecek olanlar da yanılacaktır; öyleyse şimdi göğün on iki burcu ve on iki ay sayısınca her yıla bir ad koyalım ve yaptıklarımızı bu yılların geçmesiyle anlayalım; bu, aramızda unutulmaz bir anı olarak kalsın.”
Türk Takvimi’nde bir gün 12 bölüme ayrılır, her bölüme ‘Çağ’ adı verilirdi.Bir çağ iki saat, dolayısıyla bir gün de 24 saat idi. Herbir çağ ise sekiz ‘Keh’ten ibaretti. Yılbaşı olarak gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 mart, Nevruz günü alınırdı.
Bu eski Türk takvimi, her biri bir hayvan adı ile anılan “ 12 yıllık” devre esasına dayanıyordu. Yılların adları şöyle idi:
Bir yılda 12 ay vardı. Aylar birinçay (birinci ay) , ikinçay (ikinci ay), üçünçay (üçüncü ay), dördünçay (dördüncü ay), beşinçay (beşinci ay), altınçay (altıncı ay), yedinçay (yedinci ay), sekizinçay (sekizinci ay), dokuzunçay (dokuzuncu ay), onunçay (onuncu ay), onbirinçay (onbirinci ay) ve onikinçay (onikinci ay) diye adlandırılmıştır. Güneşin iki batışı arası bir gündür.
Bu takvimde Dünya’nın ömrü 3.600.000 yıldır.
Bu süre 360 ven'dir.
1 ven 10.000 yıldır. 12 yıl 1 devirdir.
1 yıl 12 aydır.
1 ay 4 hafta ve 30 gündür.
http://www.hunturk.net/forum/k-turklerde-zaman-kavrami-ve-12-hayvanli-turk-takvimi-2389.0.html adresinde geniş bilgiye ulaşabilirsiniz.
2)- CELALİ TAKVİM: Büyük Selçuklular zamanında Melikşah tarafından hazırlatılan ve Güneş yılını esas alan bu yeni takvimin adına Celaleddin Melikşah’ın ismine izafeten “Takvimi Celali” denilmiştir Yeni takvim başlangıcı olarak, hicri 471 yılı Ramazanı’nın 10. günü, güneşin Hamel burcuna girdiği 15 Mart 1079 dur.
3)- HİCRİ(HİCRET) TAKVİMİ: Ay yılını esas alır. Başlangıç olarak Hz. Muhammed'in Mekkeden Medine'ye hicret ettiği 622 yılını alır. Türkler, Islamiyeti kabul ettikten sonra hicri takvimi kullanmaya basladilar.Bugün Ramazan, mevlitler gibi dini günlerde bu takvimi kullanmaktayız. 622 yılı 16 Temmuzu takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Hicri ay yılı yılda güneş yılından 11 gün farklı olduğundan (29.5*12=354 gün)mali işlerde hesaplara çok etki etmiştir. Bu nedenle hicri ay yılını esas alan takvimden başka yine Hicreti başlangıç kabul eden ve güneş yılını esas alan bir takvim de kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti’nde de diğer islam devletlerinde olduğu gibi Hicret’in başlangıç olarak kabul edildiği ve ay yılını esas alan Hicri takvim kullanılmıştır. 1 Ocak 1926’da yürürlükten kaldırılmıştır.
4)- RUMİ TAKVİM: Osmanlı devletinde resmi ve mali işlerde kullanılmak üzere 19. yüzyıl başlarından itibaren yürürlüğe giren takvimdir. Güneş Yılını esas alır. 1739 yilinda Sultan 1.Abdülmecid zamanında mali islerde kullanilmak üzere,Günes yili esasin dayanan yeni bir takvim yapildi.Bu takvimde de baslangiç yili hicret kabul edildi.Yilbasi ise 1 Mart oldu. 1839'da bütün resmi ve mali işlemlerde Hicri takvimle beraber kullanılmaya başlandı.
5)- MİLADİ(MİLAT) TAKVİMİ: 1926' dan itibaren kullandığımız takvimdir. Güneş yılını esas alır. Temeli Mısırlılar'a dayanır. İyon ve Yunanlılar kanalıyla Batıya aktarılmıştır. Romalılar Sezar zamanında (M.Ö. 46 yılında) JULYEN takvimi olarak düzenlemiş ve kullanmışlardır. Yeniçağda 1582 yılında Papa XII.Gregor tarafından yeniden yapılan düzenlemelerle GREGORYAN TAKVİMİ olarak anılmıştır. Günümüzde ise Milat takvimi denilmektedir. Milat takvimi Hz. İsa'nın doğuşunu(sıfır) kronolojinin başlangıcı olarak kabul eder.
Hz.İsa’nın doğumu kesinlikle bu gün değildir.Sadece sembolik olarak takvim başlangıcını ifade etmekte kullanılır.
Hıristiyan din bilginlerinin yazdıklarına göre Hz. İsa 25.Ekim’de doğmuştur.
Roma’da yer altı örgütlenmeleri sırasında 26 Aralık tarihi Mecusi Tanrısı Mitra’nın doğum tarihidir.Mecusiler bu tarihte Mitra’nın doğumunu kutlamaktadırlar.Hristiyanlar da toplumda yer edinmek ve “Aynı şeye inanıyoruz ama bizim inancımız doğrudur” mesajını verebilmek için Mitraistlerle birlikte İsa’nın doğumunu kutlamaya başlamışlardır.Noel Yortusu denilen 26 Aralık kutlamalarını kaynağı bu yalana ve takiyyeye dayanmaktadır.1.Ocak ise tamamen “Yeni Yılı”ın başlangıcıdır.Kaynak (Büyük Piramit’in Sırları George BARBARİN--;Tanrının Maskeleri- Batı Mitolojisi Joseph CAMPBELL........)
Takvimler ne kaynaklı olursa olsun sonunda insanların zaman ölçmelerine yaramaktadır.En önemlisi de doğru ölçme yapabilmeleridir.Artık dünya milletlerinin ortak doğru kabul ettikleri hangi takvim ise uluslararsı birlik sağlanması açısından onun kabulü akılcı olanıdır.
Bu gece yani 31.12.2007 günün saat:23.59 ‘u gösterdiğinde 2008 yılına girerek yeni bir başlangıç yapılacak artık tarihler 12 ay boyunca, hep 2008’i gösterecektir.
Bu yeni başlangıcın insanlığa barış,huzur,bereket,mutluluklar getirmesini,üç beş zengin uşağı olan büyük devletlerin başlarındaki "Savaş Manyaklarının "da bir asnönce "Barış ve Kardeşlik" gibi kendi dini inançlarında da bulunan kavramları öne çıkararak bu yolda ilerlemelerini şiddetle istemekteyim.
Keykubat
31.12.2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.