-------------------------------------------HASTANELERİN DURUMU--------------------------
HASTANELER PİSLİK YUVASI
Hastaneler mikrop yuvasıHastanelerde enfeksiyon olaylarını araştıran Sayıştay, 48 temel aksaklık saptadı..
04.12.2007 10:15
Sayıştay, özellikle ameliyat ve doğum sonrasında sıkça rastlanan ve kimi zaman ölümlere neden olan hastane kaynaklı enfeksiyonları araştırınca ortaya "hastaneler ağır hasta" teşhisi çıktı.
Sayıştay Başkanlığı bir süre önce raportör görevlendirerek, ülkedeki hastanelerdeki enfeksiyonların nedenini araştırmalarını istedi. Raportörler, aralarında çok tanınmış özel hastanelerin, devlet ve üniversitelerin de bulunduğu 10 ilde 19 hastaneye gidip araştırma yaptı. 119 hastaneye de sorular gönderip eksiklikleri tespit etti. Sonunda ortaya, hastanelerde 48 ayrı başlıkta sorun bulunduğu çıktı.
Rapor, Sayıştay Genel Kurulu'nda görüşülüp onaylandı ve "acil önlem alınması" için TBMM Başkanlığı'na gönderilmesine karar verildi. Hastane enfeksiyonları ile ilgili genel bilgilerle başlayan raporda, bu enfeksiyonlarla kamu zararının hesaplanamadığı belirtildi ve doktorlara, hemşirelere ve hastane çalışanlarına gerekli eğitim verilmediği kaydedildi. Raporda, hangi eksikliğin hangi hastanede görüldüğüne ayrı ayrı yer verilmedi ancak ölümcül hastane enfeksiyonlarının nedenlerinden bazıları şöyle sıralandı:
* Yasalara göre hastanelerde enfeksiyon kontrolü yapan hemşireler görevlendirilmeli ancak bunu genellikle başka alanlarda çalışan hemşireler yaptığı için yeterince özen gösterilmiyor.
* Mikropların tespiti için kültür testlerini yapacak personel ve cihaz bulunmuyor, yapılan tetkikler de hijyen ortamlarda gerçekleşmiyor. Bu nedenle gereksiz antibiyotik kullanılıyor.
* Ameliyat odaları mikrop içeren havayı içine alacak şekilde açık tutuluyor. Ameliyathane terlikleriyle hastanelerin diğer bölümlerine de girilip çıkılıyor, böylece ameliyathanelere mikrop taşınıyor. Tıbbi sıvı atıkların bulunduğu bölümde giyilen terliklerle ameliyathanelere giriliyor.
* Hastalara damardan verilmesi gereken serumlar, tedavi masalarında ve tezgâhlarda elle hazırlanıyor.
* Doktor ve hemşirelerin eldiven kullanma alışkanlıkları yetersiz. Ya hiç yok ya da aynı eldiven başka hastada da kullanılıyor.
* Hastanelerin bir bölümünde yeterli kuvöz olmadığı için iki bebek tek kuvözde yatıyor. Kuvözler, hemşireler tarafından temizlenmesi gerekirken, bu işlem temizlik elemanlarınca yapılıyor.
YOĞUN BAKIMDA KOVA
* Kalp - damar cerrahi yoğun bakım servisindeki lavaboda pis su dolu temizlik kovaları bulundu.
* Çoğunluğunda yeterli sterilizasyon yapılmayan hastane mutfaklarında halden gelen sebze - meyve kasaları var. Sebzelerle etler aynı tezgâhta doğranıyor, mutfak çalışanlarının sağlık kontrollerinde aksamalar yaşanıyor. Bulaşıkhane ve mutfaklardan ameliyathanelere mikrop taşınıyor.
* Çamaşırhanelerde, ütüsü yapılan temiz çamaşırlar bile bu işlem sırasında yerlere değiyor.
* Bazı hastanelerde tıbbi atık deposu giderleri şehir kanalizasyonuna karışıyor. Kirli ve steril malzemeler aynı kapılardan girip çıkabiliyor.
* El hijyeninin sağlanabilmesi için yüzük kullanılmaması ve tırnak uzatılmaması gerekiyor, ancak bazı hastanelerde hemşireler takılarını çıkarmadan görev yapıyor.
* Hastane çalışanlarının el yıkama alışkanlığı zayıf. El antiseptiği ise çok az hastanede kullanılıyor.
* Hastanelerin çoğunluğu mimari olarak "hastane" hizmetlerine elverişli değil. Zorunlu tadilatlar sırasında kalkan tozlar hastaneye yayılıyor.
* Hastanelerde çamaşırlar iplere asılarak kurutuluyor.
* Hastane enfeksiyonları ile ilgili ulusal politikalar oluşturulmalı.
SABAH
YORUM: TIP dünyası "Atatürkçülük" maskesi ile kendi pisliklerini örtmeye kalkmasın.Aldıklar parayı,eğitimleri için milletin fedakarlıklarınına hizmetle karşılık vermeyi öğrenmeliler.
Artık TIP BİLİMİNE güvenemiyorum.Aspirinlik hastaya aspirin yazan, veya pansumanlık hastaya bilmem ne kadar faturalı ilaç yazmadan bir pansumanla gönderen,basit pratik tavsiyelerle hastaya sağlıklı yyaşam öğreten doktor var mı?
Akşam Arena programında VİOX isimli ilacın yan etkilerinin %60-70 'lere dayandığını tespit ettiği için ilaç firmasını uyardığı halde cevap alamayan,sonunda bu ilacın toplatılmasını sağlamış fedakar bir doktoru seyrettik.Aynı anda yanında "Tabipler Odası Başkanı " sıfatlı bir zat(!) vardı.Bu ilacı o da kim kaç kez yazdı ama o fedakar doktorun yanında adeta "Tuzluk" görünümü veriyordu.
Sadece "Mevcut sağlık ve tüketici yasaları ile halkımızın kobay olmaktan kurtulamayacağını,ilaç firmalarımızın yavaş yavaş yabancı firmaların ellerine geçtiğini" belirtti.Bu haberi vermesi bile yine uyarıcıydı.
Millet,siz de gidin rengine göre ayrı,boyuna göre ayrı ilaçlar yazdırmaya devam edin.Dikkat ederseniz bir kere ilaç yazdırmaya başlayan ameliyatla parçalanıncaya kadar gidiyor.Uyanın biraz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.