"Türkiye Türklerindir +40" Bloguna Hoş geldiniz!!!

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Hakkımda

Fotoğrafım
Balıkesir , Bandırma , Türkiye
KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat- ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR. VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Translate

Bu Blogda Ara

12 Ekim 2008 Pazar

TERÖR DEVLET ve APO

TERÖR,DEVLET ve APO

Son günlerde bazı keskin köşe yazarlarımızca “Apo-Ordu,Ordu-Ergenekon ve Apo bağlantıları ile ilgili yazılar yazılmaya başlandı.
Sekiz Eyaletli Kenan Paşa Haritası
Demek ki Amerika yeni bir siyasete geçiyor.Eski proje artık açığa çıktı ve eski ayların kırpılıp yıldız yapılması gibi,eski işbirlikçiler de “ölüme tahliye” olan tutuklamalar veya, hücre cezası gerektiren müebbet mahrumiyetlerle ödüllendirilecekler diye beni düşündürdü.
Öte yandan,bu yazılar beni 23 yıl kadar gerilere götürdü.
Neden mi?
Blog arşivinden bulabileceğiniz biraz uzun da olsa okuduğunuzda,insanımızın bazı entel-dantel tiplerin söylediği kadar “balık hafızalı” olmadıklarını fark edeceksiniz.(PKK Terörü başından bu güne)
Amerika C.I.A’sının desteği ile kutsal devletimizi 30 yıldır sıkıp soğana çeviren Amerika’nın, iş birlikçileri eli ile yarattığı sağ-sol terör olayları, çıkarıldığındaki ustalıkla bastırılmış, devletimiz Amerika’ya ne kadar sadık olduğunu 12 Eylül darbesi ile göstermişti.
12 Eylül cuntasının komutanı sayın Kenan paşa,1983’de Amerika’nın ,derin desteği ile kurulan Turgut ÖZAL hükümetini öve öve bitiremiyordu.
“Türkiye ilk kez NATO’ya bir plan kabul ettirdi! “
O plan da şuydu;
1985 yılında TRT büyük bir yenilenme içine sokulur ve ilk defa renkli ve iki kanaldan yayın dönemine geçer.
TRT1 ve TRT2.
TRT2 haftada 4 saat renkli yayın yapmaya başlar ve bu renkli yayınlarda da o zamanın güncel sorunu işlenmektedir.
Hatırladığım kadarı ile bu konuların beyin fırtınasına tutulduğu,o zamanki programın adı da “Açık Oturum” du.
Katılımcıları arasında,İhsan Doğramacılar,Aldıkaçtı’lar,yıldızı yeni parlayan Toktamış Ateş hocalar ve daha niceleri.
Neydi o sorun?
1-Ordunun modernizasyonu.
2-Ordunun çağdaş savaş tekniklerinden olan “gerilla tipi savaşta eğitimi”
Bu konudaki beyin fırtınaları devletin yeni açtığı televizyon kanallarında enine boyuna tartışılırken,gerek 12.Eylül’ün baskıları,gerek Turgut Özal’ın basını ele geçirme siyaseti ile muhalif basın ve yazar kadrolarından kimse kalmamıştı.
Bir yandan da Cunta komutanı Kenan paşa “Kürt’ler dağ adamıdır,dağda yürürken “Kart-Kurt” seslerini çıkardıklarından “KÜRT” denilmiştir vb .beyanlarına bir de “Kürtçe Yasağı” ekleniyordu.
Sanki o zamanlar böyle bir talep varmış gibi.Kürtler arasında “Sol” ideoloji Türklerden daha yaygındı ve birkaç tane adı bile bilinmeyen “Kürtçü” sol yapılanma vardı.Bunlardan birinin de başında ,kayınpederi Elazığ bölgesi Mit sorumlusu olan Abdullah Öcalan vardı.
Yani,önce ortam oluşturuluyordu.
Ortamı yaratan ideoloji de açık oturum programları ile halka açıklanıyor,ve sonucu da şu kurala bağlanmaktaydı:
“Ayrılıkçı bir “terör örgütü “ kurulacak,devlet ile kayıkçı kavgası yapacak ve böylece ordu hem savaş teknikleri konusunda sürekli tecrübe edinecek,Yunanistan’ın koydurduğu 7/10 oranı gibi engellemeler de “güvenlik tehlikesi” gerekçesi ile karşımıza çıkmayacaktı.
Aynı zamanda da terör örgütü zaten eylemlerine de başlamıştı.Her gün askerlerimiz kıyılmaya başlamıştı.
Mezralardaki evleri basılan,çocukları kaçırılan,paraları gasp edilen köylülerin şikayetleri de işe yaramıyordu.
Terör örgütü “çocuk kaçırarak” başladığı yapılanmasını artık gönüllülerle yürütmeye başlamıştı.Eylemler de başlangıçta sempatizan toplama ve gelir kaynakları oluşturma yönündeydi.
Plan anladığınız gibi,"gavur sicimi ile değil de kendi siciminle kendini asma işinden ötesi değildi.
Devletin bütünlüğünden çok,bu tür programları seyredip de konuyu aymamış jandarma veya Polislerle çatışmalar şeklindeydi.
Evet T.ÖZAL’ın Nato’ya önerdiği plan artık uygulamaya konulmuştu.

Artık birbirimizi, kendi ipimizle asma yolunda seri uygulamalarda kazandığımız tecrübelerle
acemilikten kurtulmuş,bizi birbirimize astıranı unutup,aramızda kin bağlamaya da başlamıştık.
Tecrübe dediğin bu olmalıydı.
Bu halimiz gören düşman diğer devletleri bile buna özendirerek,başta Türkiye olmak üzere diğer üçüncü dünya devletlerini ellerindeki eski teknolojinin pazarı yapacaklardı.Çünkü,onlarda o da yoktu.
Türkiye önce,yer altı enerji ve haberleşme dağıtım yapılanmasını başlattı.Aynı anda artan terör olayları ile silahlar almaya başladı.Ama verilen silahlar hep takoz silahlardı.
1991 I.Körfez harekatı öncesi Saddam’ın T.ÖZAL’a “Kürtler bu gün benim ülkemi yıkma amacında yarın da sıra sende.Ben bunların hakkından gelirim ama sen sınır açma yeter” diyordu.
Turgut bey de “Benim damarlarımda Kürt kanı dolaşıyor” diyordu.Ne de olsa o sünni bir Dersim’liydi ve Çemişkezekli’ydi.
Sınırlar açılıyor,gelen Kürt Peşmergelere,asker ve polis teşkilatına ayrılan üniformalık Sümerbank kumaşları da Peşmergelere bedava dağıtılıyordu.Askeri depolardan yiyecekler de onların doyurulmasına ayrılmıştı.
Bu arada AB ve ABD ‘den gelen yetkililer,kurulan kamp çadırlarındaki standlarda,Kürtleri mankenler gibi dolaştırıyorlar,eğitim durumlarını inceliyorlar öyle ülkelerine göçmen kabul ediyorlardı.
Koskoca Avrupa 50 100 arası Kürt göçmen ya kabul etti ya da etmedi.Gerisi üstümüze kaldı.
Bu arada da sahneye bir “Kürt jigolosu “olan Fransa Cumhurbaşkanı’nın karısı Madam Mitterand çıkıyordu.
Peşmergelere verdiğimiz karavan yemekleri kalitesizmiş,beş yıldızlı otel standardında değilmiş vs.vs. bahanesi ile yerlere dökmüştü.
Bütün dünya gazetecileri bu çirkin karının yere döktüğü çorbayı haber yapmıştı.

Ordunun modernizasyonu kandırmacası ile başlatılan Kürt olayları, bu tarih itibarı ile TC Devletinin himayesinden çıkıyor ve devlet başımızdaki, ellerimizle seçip,vergilerimizle beslediğimiz işbirlikçiler sayesinde “Devlet Bölünme Sürecine” sokuluyordu.

Kendi ipimizle birbirimize boğdurmaya ikna eden düşman,zaman içinde "Dur onu da kullanma, ben onu benim yanımda ölürken kullan demiştim" diye de ayağımızın altındaki taburenin yıpranmasını bile düşünür olmuştu.
"Ulan ölmezek olmaz mı?İlle de intihar mı lazım?" diye düşünen kafalarımızı da anında ortadan kaldrıveriyorlardı.
Aynen aşağıdaki gibi.

Eşref Bitlis,Torumtay gibi bazı askeri şahsiyetlerin diklenmeleri de bu döneme gelir.Ama kahraman ordumuz,onlarsız olur ama “ABD-AB’siz olamazdı.
Çünkü,1947’lerde Ermeni İsmet devleti göbeğinden İngiliz’e bağlamıştı zaten.
Bu günün hainleri daha doğmadan bu devlet satılmıştı ya.
Şimdi siz göbeğinizi yırtın beyler,bayanlar;
Apo ile kim görüşmüş,neyi görüşmüş?
Kürt solcusu Taraf Gazetesi,bir zamanların Özgür Gündem Gazetesinin işini mi üstlendi?
Aktütün baskını olurken paşa niye golf oynuyor?
Terör niye bitmiyor ve ne kadar sürecek?
Terör’den kimler ekmek yiyor,iş dünyası,bürokrat,siyasetçi ve niceleri.
İlker paşa Türk olduğu için mi üstüne gidiliyor?O gün hastanedeydi,böbrek taşlarını kırdırıyordu adam.
Taşlarını kırdırmasın mı?

Yazsanıza!!!
Sizce tehlike Amerika-AB mi? Genelkurmay mı?

Bu gün siz Genel Kurmay Başkanı veya Başbakan olsanız,hatta Japon İmparatoru olsanız, Amerika’nın üstümüzde oynadığı bu projeyi nasıl bozabilirsiniz?
Arkanızda halk olmadan?
Bu oyunu herkes biliyor
Yapılan,”ülkenin birliğini uzatacak siyaset üreten” asker,sivil kim varsa hedef oluyor gibi gelmiyor mu size?

Neyse terör nedir ki, zaten?
Toplumun “İstihdam Bekleyen” fertleri harcanıyor.
Kaç zengin çocuğu orada askerlik yapıyor,kaç zengin çocuğu “uzman çavuş,astsubay ya da polis memuru,kaç tanesi de dağlarda devlete meydan okumak için terörist oluyor ki?
Bunlar öldükçe yeni iş olanakları açılıyor.
Savunma ihaleleri,teknolojik araştırmalar,silah sanayi,komisyon paylaşma kavgaları,bunların ithalat-ihracat,Ar- Ge çalışmaları ve daha neleri.

Bir yandan da devlet de planlı bir nüfus siyaseti yürütürken,birileri aslanlar gibi köşe oluyor.
Yaşasın Terör! Diyenleri duyar gibiyim.
Sonra Kürtler zaten öldürsen “Aşiretsiz “ olamazlar.Şıh-Şeyh ve Pir’leri onlara cennetten köşkler verirken ağaları da onlara ve geride kalanlarına dünyevi zenginlikler bahşederler.En azından onlar öyle bilirler.
Ayrıca kalabalık olduklarından varlıklarından çok yoklukları ailelerine huzur verir,sadece ayıp olmasın gibisinden,biraz da ağalardan para koparmak için fazlaca yırtınılır.
Bu zaten eski bir doğu geleneğidir.Sonra herkes feodal liderleri için ölmeye hazırdır zaten.
Kürtler de feodalliğe destek olacaklarına,bakıp yetiştirebilecekleri kadar çocuk yapsalar, bu kadar kolay çocuklarını dağ-hapis arasında harcarlar mıydılar acaba?
Ama bakabileceği kadar, çocuk yapmış,eğitip yetiştirilmiş,bir evin bir çocuğunu aldığınız zaman sorun oluyor.
Hayır,siz doğruya hizmet etmiyorsunuz?
AKP’yi iktidara getiren krizleri yaşatan hükümetlerin,”Türk ve Kürt üyeleri ile “ bölünmeye karşı çıktıkları için mi “ekonomik krizlerle” iktidardan düşürüldüklerini,Gürcü Tayyip’in yıldızını parlatan olayların ardını yazmıyorsunuz?
Vatanseverseniz ve benim gibi hiçbir şey bilmiyorsanız en azından şunu yapınız!
ABD-AB yandaş medyası kimin üstüne gidiyorsa onu destekleyin.Hiç olmazsa doğruyu %70 oranında desteklemiş olursunuz.

Hükümetin yaptığı da sizin destek olduğunuz da gerçekten "terörün bitmesi yolunda ise" neden Amerika ve Avrupanın desteği ile yürüyorsunuz?

Sizin yaptığınıza “halkın duygularını istismar” denir başka bir şey denmez.
Vatanseverseniz,Ergenekon,Susurluk koşturacağınıza,”emperyalist plan nasıl bozulur, kimlerle çalışılır,iş dünyası,ordu ve siyasette gerçek vatansever kimlerdir ve bunlarla nasıl bir yapılanma oluşturulabilir?
Bence bunları deneyiniz.
Patronlarınız kızar değil mi yaaa?
Tabii buna yüreğiniz varsa?
Ama bir şey varsa o da bu terörden siz de bıkmış olabilirsiniz.

Keykubat

9 Ekim 2008 Perşembe

Sayın DEVLET BAHÇELİ ve AKP

Sayın DEVLET BAHÇELİ ve AKP


09.10.2008

1983 yılından beri Türk Milleti, evlatlarını “Askerlik Görevi” ve bir yudum ekmek uğruna asker ve Polis etmeleri bahanesi ile kurban etmekten artık bıkmıştır.Bu iş ne olacaksa olmalı ve bitirilmeli demektedir.Siz “sloganları duymuyor musunuz?

Aktütün Karakolu’nun tartışması bitmeden,Polis Servisi,o daha açıklanamadan Lice haberleri geldi.

Ömer Hayyam’ın dediği gibi siz “Devletliler” verdiğiniz kararlarla “İnsan Kanı içenlersiniz.”

Bu gün de olan budur.

Bakın Ömer Hayyam,yüzyıllar öncesinden siz devlet adamlarına ne diyor?

Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:

İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?

Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama;
Senden benden başka düşünen yok, arama!
Vaz geç ötelerden, yorma kendini:
O var sandığın şey yok mu, o yok arama!

Buraya kadar sözüm bütün devlete.

Buradan aşağısı sayın Devlet Bahçeli’ye;

Etrafınızdakilerin sizlere hangi bilgilere dayanarak, hangi bilgileri vermelerinden sonra sizin bu “TAMPON BÖLGE” önerisini gündeme getirdiğinizi anlamak inanın mümkün değil.

Ben 1990-1993 yılları arasında Tunceli’de şark hizmetini yapmış emekli bir Polis Memuruyum.

Her gün,radyo,Tv.ve medyadan şehit haberleri gelmesinden bana gına geldi.Size gelmedi mi bilmem.

İki yıldır yazıyorum ve durmadan Şehitlerimiz ile ilgili yazmaktan bana gına gelse de severek bu millete bir katkım olur diye yazmayı sürdüreceğim.

Ama Şehitler biliyorum ki sinsi bir plan dahilinde sizin de benim de ölümümüzden sonra da devam edecek gibi görünmektedir.

“Kürt Milliyetçiliği” artık hem dini hem de faşist yapılanma olarak birlikte sürdürülmekte, kasıtlı “Kürt Nüfus Artışı” ve “Türk Yurdunun işgali” bazı çevrelerce inatla sürdürülmektedir.

Öyle ki,en sol geçinen CHP ve diğer sol yapılanmalar içindeki Alevileri de AKP toplantısına katılan Alevileri “DÜŞKÜN” ilan ettiklerine tanık olduk.Bu ciddi bir “Feodal Hıyanet Yapılanmasının sonucudur.

Çünkü Kürtler,Feodal Özgürlük” aramaktadırlar,bireysel değil.Çünkü,Bireysel özgürlük zaten fazlası ile ülkemizde mevcuttur.

Sizi bu “Tampon Bölge” önerisine kim ikna etti bilmiyorum ama ben görüşümü söyleyeyim.

Amerika’nın 1991 I.Körfez harekatından sonra oluşturduğu “Çekiç Güç” de bir tampon bölgeydi ama o da Amerika’ya bile yetmedi ve sonunda işgale gerek duydu ve bir Saddam, yandaşları yanında yaklaşık,sayılabilen 4 milyon kelle aldı,8.milyon savaş mağduru yarattı. Bunlara rağmen ekonomisini de sıfırladı.


Tampon bölge tespit etmek bizim gibi siyaseti Amerika ve Avrupa birliği ülkelerinden çizilen, bağışlayın,osuruğu bile yönlendirilen devletlerin yapacağı iş kesinlikle değildir.

Bunun daha çıkmadan çok yönlü içerden ve uluslararası bir eleştiriye kurban gideceğini görememeniz akıl alır iş değildir.

1996 yılına gelindiğinde terörün büyük ölçüde bitirilmesinin ardında Polis Özel Harekat Timlerinin rolünü ve inancını hiç ama hiç kimse inkar edemez.Ederse şerefsizdir.

28 Şubat olayının ardından,Polise karşı eziklikten mi,gerçekten vatansever bir grubun ordu başına geçip biraz da sizlerin desteği ile 2002 yılına kadar işi sıfıra indirmeleri gözümüzden kaçmamıştır.

Terör ile “Terör Yöntemi” ile baş edilir.Düzenli ordular,düzenli ordular karşısında savaş verirler ve bütün yapılanmaları bu kurala göredir.

Türk ordusunun terör ile savaşabilmesi için teröristler gibi “hiçbir yasal sınır ve sorumluluk içinde “ olmamaları gerekir ki bu işte başarılı olsunlar.

Oysa,bırakınız orduyu,Jandarma ve Polis Teşkilatlarımızın tüm yetkileri sizlerin de destekledikleri, neye hizmet ettiği belli olmayan AB projeleri kapsamında sıfırlanmıştır.

Böyle terörle mücadele olmaz.

Sizden beklediğim,Sayın Osman Pamukoğlu Paşa’nın önerisi olan “Seyyar Özel Harekat Timlerinin TAM YETKİLİ” olarak görevlendirilmeleridir.

Size bu yakışırdı.

Sizin Osmaniye’de sevilen bir aileden geldiğinizi,Türk olduğunuzu meslekdaşım olan bir hemşehrinizden öğrenmiştim.Sizi bu yüzden iki yıldır yazdığım yazılara hiç hedef yapmamamın bir nedeni de budur.

Ama,siz,kendince haklı nedenleriniz (!) olsa da bence yanlış yoldasınız.AKP’nin MHP Şubesi gibi çalışıyorsunuz.

Ben zaten “sol” kökenli,vatansever bir Türk’üm.Sizin grubunuzda bulunan bir çok vatanseverin benden “TEK FARKLARI DİNDAR VATANSEVER “ olmalarıdır.

O insanlara duyduğum saygıdan ötürüdür ki asla MHP aleyhinde de bir yazı yazmadım.Siz bu “TAMPON BÖLGE “ önerinizi lütfen,”SERBEST YETKİYE DAYALI TOPAL OSMAN USULÜ” bir yapılanmaya yönlendiriniz.Topal Osman’ı tanımıyorsanız benim blogumda naçizane bilgiler (gerçekten) bulabilirsiniz.Bu da sizin gibi “Üniversite” kariyeri olan birine yakışmaz.

Onu da yapamazsanız hiç olmazsa dediğim gibi “TAM YETKİLİ,MUHARRİK ÖZEL HAREKAT TİMLERİ”ne rağbet gösteriniz.

Tabii ki gerçekten vatanseverseniz.Yoksa,benim yazı yazmama gerek kalmadan gerçek “ÜLKÜCÜLER” sizi oradan alacaklar.

Yoksa bu millet sizi de mi kaybetti beyefendi?

Bu arada tüm şehitlerimize Tanrı'dan rahmet,yakınlarına ve görev arkadaşlarına ve Türk Milletine başsağlığı diliyorum.

Keykubat.


Daha önce mi yazsaydım acaba? :))

7 Ekim 2008 Salı

ŞEYTANIN ORDUSU KİMLERDİR?

MÜSLÜMANLARA NEDEN ŞEYTANIN ORDUSU DENİR?

Yaklaşık iki yıldır yazdığım yazılarda sürekli olarak ciddi bir “Haçlı seferinden “ bahsedip,11.Eylül 2001 İkiz Kule Operasyonunun ardından Bush’un “CRUSADE-Haçlı seferi” diyerek başlattığı,İslam dünyasını hedef alan kampanayı gözler önüne sermeye çalıştım.

Bazı okuyucularım bu yüzden bana hakaretler de ettiler.Yahu hep yazdım yine yazıyorum.

“Yahudi ve Hıristiyanlar “Kuran’ı sizden iyi bilirler.250 yıldır Kuran’a da her türlü müdahaleyi de yaptılar.

Halen de “Ilımlı İslam ve Dinler ararsı Diyalog” dümenleri ile bunu sürdürüyorlar.

Alın size hem Kuran alimlerinden hem de İncil’den ayetler.Artık kararı kendiniz verin.

Bu işin dinlisi dinsizi,Türk’ü Kürdü yok.Hepimiz aynı kefedeyiz ve hedefiz.

Buyurunuz,işte neden İslam dünyası YECÜC-MECÜC ve Şeytanın ordusudur ve Hz. Muhammed’e neden “Şeytanın peygamberi” demektedirler?;

Kadıköy eski Müftüsü Ahmed Mekki Üçışık’ın 1967’de yazdığı,1980’de Hüseyin Hilmi Işık tarafından hazırlanan,Işık Kitapevi yayını “Tam İlmihal” adlı kitabın 3.sayfası.2. paragrafında:

Kuran-ı Kerim’de 114 Sure ve 6660 ayet vardır.” Demektedir ve ayetlerin azlığı veya fazlalığı hakkında da Bostanül Arifin adlı kitapta geniş bilgi olduğu vurgulanmaktadır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname’sinin Cilt 1.S.18.Paragraf.-2,7.satırında:

Bütün cennetlerin derecelerinin toplamı 6666 derecedir.Kuran-ı Kerim’in bütün ayetlerinin toplamı kadar demektedir.

İncil Vahiy-Karadan çıkan Canavar (Dabbet-ül arz) bölümü Ayet 18-“İşte bilgeliğe çağrı. Aklı olan hesap etsin canavarın sayısını:Çünkü bu sayı insanı simgeler.Sayısı ise 666.’dır.

Demektedir.İnsanları kendine tapmaya,şeytanın ordusuna katılmaya zorlayacak,tapmayanları cezalandıracağı,tapanları da işaretleyeceği belirtilen bu canavar İncil ayetine göre sayısı 666’dır.

İşte Hıristiyanlar bu yüzden Hz.Muhammed’i “Şeytanın uşağı,Müslümanları da Yecüc Mecüc ordusu olarak kabul ederler.

Tüm Yahudi ve Hıristiyanları"Müslüman etmedikçe" de Müslümanlar hakkında bu yargıları değişmeyecektir.

144 İncil'in İ.S.333’de İznik Konsülünde alınan karar gereğince “4”’e indirildiği tarihten 238 yıl sonra Hz.Muhammed doğmuş,278 yıl sonra peygamber olmuştur.

Her iki kitapta da kıyamet alametleri Kuran,Tevrat-İncil harmanlamasına göre yapılmıştır. Merak eden alsın okusun.Hz.Muhammed’in ve kitabı indiren Allah’ın, Maide Suresi 68-De ki: "Ey kitap verilenler, siz Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz." Diyerek Tevrat,İncil ve Kuran’ı birlikte okumayı şart koştuğu halde bu konuya dikkat etmemelerinin sebebi anlaşılır gibi değildir.

Yahudi ve Hıristiyan dünyasının Hz.Muhammed’i de Kuran’ı da “Şeytani” kabul etmelerini sağlayan sadece bu “666” rakamıdır.

Özellikle Cumhuriyet döneminde Kuran ayetlerinin,6200 veya 6400,96 olan Sure sayısının “114” olarak düzenlenmesinin ardında “Biz şeytani değiliz” demek dışında ne olabilir?

İşte bu yüzden G.W.BUSH ve Papa “ Ortadoğu’da Yecüc-Mecüc” derken,tüm Müslümanları kastetmektedirler.

Çünkü Arapların da,Türklerin de “Hilal ve Ay yıldız” İslam öncesi de sembolleridir.

Ve;

03 Eylül 1914'de Kardinal Giacome Della Chiesa “15.Benedict” adı ile Papa seçildi ve I.Dünya Savaşı başladı.
Savaş sonunda dünya siyasi haritası İncil Vahiyler bölümünde,kıyametten önce belirecek meleklerin anlatıldığı bölüme göre yapılandırıldı.

Avrupa'da başında 12 yıldızlı melek'i temsilen Avrupa Birliği,Kuzeyde elinde orakla insanları biçecek olan melek ile SSCB yani Sovyet Sosyalis Cumhuriyetler Birliği,bir ayağı denizde, diğer ayağı karada olan melek ile de Amerika yani ABD yapılanması oluşturulmuştu.

CIA ajanı olduğu iddia edilen Alman asıllı Cardinal Joseph Alois Ratzinger de 15 Nisan 2005'de 16.-(XVI.) Benedıctus adıyla papa seçilmesinin ardında da Armageddon Savaşlarının başlatılma çalışmaları olduğu inancındayım.Önceki Benedictus,Armageddon öncesi dünya siyasi haritasını belirleyen savaşı başlatmış,91 yıl sonra gelen papanın da "16.Benedictus " adını tercih etmesi gözden kaçırılmayacak kadar önemlidir.O da muhakkak bir şeyleri başlatacak olan kişi olmalıdır.

Siz BOP’tur toptur peşinde umutlanırken adamlar tezgahlarını kuruyorlar.

Kürtler büyük ihanet içindedirler.

Kürtler ise İslam dünyasının kendi içinden düşmanları içinde en hain işbirlikçileri olarak çoktan damgayı yemişlerdir.İstedikleri kadar namaz kılıp taat etsinler.Saçma Kürdistan mücadelesi dedikleri ihanet ve fesatlıklarını yaparken arkalarında ABD ve AB ülkelerini görmeyen kaldı mı ki?

Ayetler ve Kürtlerin işbirlikçileri açıktır ve ortadadır.

Kürtler ya Hıristiyan ya da Musevi olurlarsa bu ihanetlerine bir “kısmi bir haklılık” kazandırabilirler. Bu bile onları Selahaddin Eyyübi ile düşman etmeye yetecektir.

ABD Başkan adayı Mc.Cain’in yardımcı seçtiği o “Palin” denen kadına iyi dikkat edin.Tüm Ortadoğu ve Müslüman dünyasının yaşayacağı nice acıları o belirleyecek dediğime de siz gene inanmayın ama araştırın.

Keykubat.

6 Ekim 2008 Pazartesi

AKTÜTÜN ve BBG'DE ELEKTRİK KESİNTİSİ

AKTÜTÜN ve BBG’DE ELEKTRİK KESİNTİSİ

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ve hükümetinin Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesinde EŞ BAŞKAN olduğunu,ne yazık ki halkımız 03.Kasım 2002 Genel seçimlerinden sonra öğrenebildi.

-28 Temmuz 2004 , " Demokratik ortak olarak Geniş Orta Doğu ve
Kuzey Afrika Projesi içinde bu projenin eş başkanları arasındayım.”

-4 Ocak 2007, " Biz Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika
Projesini bunun için kabul ettik. Türkiye, İtalya ve Yemen' ile eş başkanlık
görevi üstlendik. "

Yukarıdaki açıklamalar Başbakanımıza ait açıklamalardır.Bu eş başkanlık olayı,Etiyopya’dan Mısır’a,Türkiye’den Pakistan’a ,oradan da Pasifik okyanusundaki Endonezya,Malezya gibi Müslüman ada ülkelerine kadar uzanan bir coğrafyayı içine almaktadır.

Tüm bu bölgeler,projede “Eş Başkan” konumu olan devletlerin idarelerine ABD ve AB koalisyonu adına verilecektir.

Yeni dünya düzeni budur.

Görünüşte de eş başkan olan ülkelere refah getireceği inancı olduğu sanılabilir.Hükümetçe desteklenmesinin ardındaki gerekçe de bu gösterilmektedir.

Ama,11.Eylül.2001’de,ABD,Newyork kentinin ikiz kulelerinin Bush’un korunması işini yapan,Bush’un kardeşinin ortak olduğu güvenlik şirketince düzenlenen bir operasyon olduğunu Michael Moor 9/11 adlı belgeselinde kanıtladı.Üstüne birkaç tane daha belgesel de yaptı.

İkiz Kule operasyonunun ardından ABD Başkanı G.W.BUSH canı yanmış,Amerikan başkanı pozları ile “CRUSADE-Haçlı Seferi” kampanyasını hemen başlattı.

Bu kule operasyonun ardından,Bush’un petrol ortağı Suudi Ladin ailesinin bir ferdi,Usame Bin Ladin de mali kriz yaşayan Afganistan’ın Taliban örgütüne para desteği ile girdi.Onun bahanesi ile Afganistan işgal edildi.Rusya’dan ülkeyi kurtaran Özgürlük savaşçısı Taliban, Halil Karzai’nin babasının bir komploya kurban gitmesi ile alakalı gösterilip,”Terörist “ilan edildi.Karzai de o ülkeye devlet başkanı sıfatı ile İrlanda’da alınan bir karar sonrası götürülüp konduruldu.

Aynen Şah sonrası İran’a kondurulan Humeyni gibi.

2004’de Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde G.W.BUSH, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’tan “Ortadoğu’da Yecüc-Mecüc var,kıyamet şartları oluştu.İlahi savaş için bana yardım et” dedi.

Bir yandan da “refah projesi” olarak gösterilen bu BOP projesi kapsamında harita içindeki ülkelerde yoğun bir “köktendincilik kampanyası” başlatıldı ve halen sürmektedir.

Şimdi de Türkiye’ye Fethullah efendi aynı şekilde getirilecek ve Amerika ve Avrupa’nın yapılandırdığı “Yeni Ilımlı İslam”’ın Halifesi olacak avuntusu ile birileri avutulmaktadır.

Bütün bunlar,bir refah projesinden çok,Haçlı Seferi’ne çıkacak ABD-AB koalisyonunun kamuoylarını birbirine düşman eden kampanyalara ve “Rakip İslam Birliği” yaratılmaktan başka bir şeye yaramadı.

ABD ve AB medyasında önce “Fight For Fatherland” yani “Baba’nın ülkesi için Savaşın”(*) sloganı ile başlayan Haçlı kampanyası,“Jesus is a lamb of the God.To fight Jesus Go to Irak” kampanyasına dönüştü.Yani “İsa Tanrı’nın kuzusudur.Onun adına savaşmak için Irak’a gidin” kampanyası.

İnanmak istemeyen Googgle’da bu cümleler ile tarama yapabilir.

İslam dünyası içinde yine ABD ve AB için en tehlikeli üç ülke Türkiye,İran Pakistan’da da sürekli terör eylemleri,hükümet krizleri,dış baskılar aldı başını gidiyor.

Yani ortada refah falan yok.Haçlı Seferinin şartları,ortamı oluşturuluyor.

İstihbarat destekleri,insansız uçaklar,termal kameralar hiçbir işe yaramıyor ve evlatlarımız çatır çatır katlediliyor.

Bu esnada,çağdaş evliya çelebi Başbakan Türkmenistan’da,Milletvekilleri saç ektirme kuyruklarında,Genelkurmay başkanı böbrek taşı kırdırmakta,Cumhurbaşkanı da yeni restore ettirdiği Çankaya köşkünde.

Ben,şark hizmetimde de defalarca,yani üç yıl ortalama haftada iki kez taciz atışı altında kaldım.

Gece her ne halt oluyorsa,ne helikopter,ne uçak hiçbir şey hareket edemez.Türk Ordusu kılını kıpırdatıp ta bir kere bu taciz atışlarına bu güne kadar hiçbir müdahalede bulunmamıştır.

Teröristler taciz atışı yapar,araziden faydalanarak kaçarlar.Ölen ölür,aileleri,bütün millet feryadı figan eyler ama değişen bir şey olmaz.

Bir şey desen “Aman,orduyu eleştirme,birlik bozulur” mübarek ordu değil,sanki,en adi camdan yapılmış çay bardağı.Suyu dökerken daha dağılıyor.

Bir genel kurmay başkanı terör örgütünü “BBG evi gibi izlediğini” söylüyor.Adam emekli oluyor,bir takım araba bilmem ne ilişkileri gündeme geliyor.Yeni gelen bölge halkına gidip mesajlar veriyor.Ama,öğlen vakti,BBG evinde elektrikler kesiliyor ve tüm kamera ve mikrofonlar devre dışı kalıyor.

Gene yardım çağrılarına sağır kalınıyor.Öğlen vakti hiçbir yardım ulaşamıyor,göğüs göğüse savaşlar oluyor.Aileleri,tüm millet yaslara bürünüyor,gözyaşları sel olmuş akıyor.

Ardından aynı nutuk;

“KANLARI YERDE KALMAYACAK”


Kalmıyor zaten,tabiat şartları temizliyor ve toprağa karışıp toprak oluyorlar.Bir şey olduğu yok.

Birileri artık hesap vermelidir.Bazıları sırça köşklerinden çıkarılıp hak ettikleri yerlere sokulmalıdır.

İki yüz yıldır kışkırtılan Kürtleri tekrar kışkırtıp 1980’lerde dağlara sürenler,gizli projelere imza koyanlar, karşılığında kendi vatandaşımıza sadece “ölümlerin en pisini “ layık görenler hesap vermelidir.

Veremi gösterip sıtmaya razı etme dönemi bitmiştir.Verem ciğerleri kaplamış,hasta,ölümle yüz yüzedir.Kaybedilecek bir şeyin olmadığı en idraksiz dimağlarca bile algılanmaktadır.

Ya da,tüm bunları haklı gösterecek olan, devletin başındakilerin bilip de halkın bilmediği o sır neyse bu halka açıklanmalıdır.

Artık,balık tutan emekliler de klavye başına çökmeye,cenaze namazlarına katılmaya,devlet hakkında fikirlerini açıklamaya başladılar,gençler bir önder bir hedef beklemektedir.

Vatansever iş adamlarımızı bu ülkeyi korumak için, sürdürülmekte olan planlı “Türk Soykırımına” karşı bazı yapılanmalar oluşturmaya davet ediyorum.

Şu mesaj sizlere bir şeyler anlatmıyor mu acaba?

“*Yazan:* kurdkawa *Tarih :* 2008-10-04 10:31:53 *Puan :* Bu Karakolu yakin bir gelecekte kaldiracaklar. Gerilla yeni özgür alanlar elde edecek ve buda bu Karakol olacak.. Sinir boyu Karakollar yok edip, biraz daha iceriye girmek ve irkci mogol it ordusunun yüzünü yavas yavas Altinova geri döndürmek lazim.

Haydi onurlu kürt halki, özgür olmak istiyorsaniz, her aile bir Gerilla göndersin ve kurtulus da o kadar yakin olacak. “

Bence ordu da hükümet de bu ülkeye hizmet etmemektedir.Bu kanaat artık kesinleşmiştir.

Yoksa,etini kemiren sırtlanı seyreden ceylan masumluğu sizce daha mı caziptir beyler?



Keykubat



(*)Baba’nın ülkesi Türkiye’dir.İlk 7 Hıristiyan kilisesi ülkemizde kurulmuştur.Onlara göre Şeytan peygamberi Muhammedilerin işgali altındadır.Yani,İslam dünyası Yecüc-Mecüc ülkesi,orduları da Yecüc Mecüc ordularıdır.

Terör örgütlerinin başında bazı dönme Hıristiyanları boşuna işaret etmiyoruz.

4 Ekim 2008 Cumartesi

YAHUDİ TELEKOMCA SOYULUYORUZ

1 KASIM 2008 GÜNÜ SABİT TELEFONLARI SUSTURUYORUZ.

BU DEMOKRATİK HAKKIMIZI KULLANARAK BİZİ SOYANLARA EN AZINDAN BİR GÜN BİLE OLSA DUR DİYORUZ.
BU POSTAYI BÜTÜN TANDIKLARIMIZA GÖNDERELİM
UNUTMAMAMIZ İÇİN TEKRAR BİLE GÖNDEREBİLİRİZ.
TÜKETİCİ KORUMA DERNEKLERİNİN ÖNCÜLÜĞÜNDE 1 KASIMDA SABİT TELEFONLARLA GÖRÜŞME YAPMIYORUZ.
BİR GÜNLÜK BU PROTESTO TELEKOMA OLDUKÇA AĞIR BİR CEZA OLACAK.
BU POSTAYI BİR BAŞKA KİŞİYE GÖNDERMENİZ SADECE 2 DAKİKANIZI ALIR.
VE BU 2 DAKİKA BİZLERE ÇOK ŞEY KAZANDIRIR.
ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.
TELEFONDAKİ SOYGUN HER KES UYANSIN
NASIL SOYULUYORUZ

Ekte bir telefon faturası mevcut. Şu duruma bakar mısınız? 3.90 YTL lik görüşme yapılmış. Telefon faturasının TOPLAM tutarı 19.25 YTL oy oy oy bu ne. Bu ne biliyor musunuz? Kış uykusuna pardon kış uykusuna değil koyun uykusuna yatırıldığımızın aslında yattığımızın resmidir.

Kdv matrahı : 14.54 bu ne anlam taşıyor vallahi billahi bilmiyorum.
Katma Değer Vergisi : 2.62 üsteki kdv ile alttaki sanki aynı biri diğerinin kısaltılmış hali. Neden ikisi de kısaltılmış olarak yazılmamış. Yada ikisi de uzun hali ile yazılmamış
Özel iletişim vergisi : 2.18
--------------------------------------------------------
Toplam uyuma Parası : 19.25

Aslında Telekom Panikte. Çünkü vatandaş uyanıyor. Sabit telefonlar birer birer iptal ediliyor. Bu nedenle reklâmlara başlamış Telekom. Ama yılda 2 milyar dolar kar yapıyormuş Telekom. ………………
Şimdi ünlü komedyen standalp uzmanı bu özelliğini halkı kandırmak için kullanıyor. CEM YILMAZ bu işten iyi para kazanmışa benziyor.

(YENİ NUMARASI 11811)
Kontrol ettik, 118 den bilinmeyen
bir numaranin ögrenilmesi icin en az 60 saniye gerekiyor. Yani 8 kontor. Baska bir deyisle eski parayla dörtmilyonücyüzyirmibin TL. Bir numara ögrenmek için Lübnanli sirkete bu kadar para ödüyorsunuz. Türk Telekom Soygunu 118 ve 133 e dikkat !..

Turkçede buna resmen soygun hatta dolandiricilik denir. Özel Türk Telekom Servisleri Servis Numarasi ve kontur fiyatlarini okuyun da milletin nasil gizlice soyuldugunu gorun .

Bu numaralar 110, 112, 121, 122, 123, 124, 126, 154, 155, 156, 158' 'i ararsaniz ücretsiz 113, 153, 163, 166, 169, 174, 175, 176, 179, 180, 181' 'i ararsaniz 60 saniyede atacak bir kontur icin icin 72.000TL .

185, 186, 187, 188, 189, 114, 117, 119, 130, 170, 171, 172, 173, 178, 182, 183, 184' 'u ararsaniz,15 saniye icin 288.000 TL.

Simdi SIKI durun !.. 118' 'i ararsaniz 8 saniyede bir atacak kontur icin tam 540,000 TL, ve 133' 'u ararsaniz 3.6 saniyede atacak bir kontur icin 1.200.000 TL,
Dikkat ederseniz bilinmeyen numaralari aradiginizda dakikalarca bekletirler. Sürekli olarak banttan ' hatlarimiz dolu bekleyin' talimati verirler. Buna resmen dolandiricilik denir.. Turkiye''de bilinmeyen numaralari sormanin bu kadar pahali oldugunu Kim biliyor? Insanlarin bilgilenmek icin kullandiklari ve dunyanin her yerinde bedava olan bu kamu yararina hatlarin fahis fiyatlarda olmasi talimatini kim verdi?.Bu yazidan sonra hala bilinmeyen numaralari aramak istiyorsaniz cebinize dikkat edin bilinmeyen
numaralar için
alo118.com < http://alo118.com/>u kullanin Siz hala
'ALO' diyebiliyor musunuz..? EKONOMIST dergisinde yayinlanan bilgilere göre Ev Telefonlarini Kapatma Zamani geldi. Türk Telekom'un konusma ücreti/dakika 81.400 TL. oldu. GSM sirketlerinde bu rakam neredeyse benzer. 99.846 TL. Evden Cebi ariyorsaniz ödeyeceginiz 407.000 TL . Oysa GSM'den evi ararsaniz dakikasi 297.521 TL. Yeni patron getirdigi 'Milli Güvenlik riski' yaninda Türk Milletini de 'APTAL' yerine koyuyor anlasilan.

LUTFEN PROTESTO EDIN. BU MESAJI OLABILDIGINCE YAYARAK YENI FIYAT POLITIKASININ DA BILINMESINI SAGLAYIN...

ŞEHİTLERE TİMSAH GÖZYAŞLARI

RUM-KÜRT İŞBİRLİĞİNDEN TİMSAH GÖZYAŞLARI

İngiliz-ABD "Sadakat Nişanları" olanlar ,
devleti yıkmak için çıkarılan isyanların faillerinin
nesilleri olanlar akan kana çözüm olabilir mi?

DEVLET MAAŞLI ÖRGÜT TEMSİLCİLERİ ÜZÜLMÜŞ (!)

Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki çatışma olayından üzüntü duyduklarını söyledi.

GÜL,AVRUPA ZİYARETİNİ İPTAL ETMİŞ

1925’de Şapka Kanunu bahanesi ile isyan başlatan Elazığ Palu’lu Şeyh Sait İsyan sonrası,”İsyanı teşvik ve tahrik” etmekten suçlu bulunur ve Isparta’ya zorunlu ikamete tabii tutularak sürülür. Rize-Güneysu halkı da aynı bahane ile “Büyük Gürcistan “ ya da Pontus Rum Devleti kurmak için isyana katılırlar.

Atatürk’ün ölümünden sonra,1946’da İngiltere’nin ve ABD’nin baskısı üzerine çıkarılan Serbest Fırka yasası uyarınca 1950 seçimlerinden galip çıkan Adnan Menderes de Ege’li bir Türk toprak ağası olmasına rağmen,lise mezunu bile olmadığından cehaletinden olsa gerek,

“Ey Kürt,uyan seher vaktidir.....Şanlı Kürt Devletini kurma vaktidir” diyen,bu amaçla Abdülhamit’in tahttan indirilmesine sebep olan gerici 31 Mart isyanının da elebaşlarından olan okur,yazma bilmez İngiliz ve Avrupa destekli isyancı bir delinin tarikatına girerler.

Sürgün sırasında Isparta'da cahil Türkler arasında pirim yaptığını gören kurnaz Sait "değiştiğini" söyleyerek avanak Türkleri de kendine hayran bırakmayı başarmış,böylece "Kürdistan" hedefine yürürken,Kürtçülük Siyaset için kurduğu Nurculuk Hareketini”çok iyi bir kamuflaj elbisesi haline getirmiştir.

İsyancı Rumlar da bu elbiseye girerek ülkemizi bu günkü karmaşa ortamına el birliği ile taşımışlardır.

Devlet başkanlarımızın ya Kürt ya Rum olmalarının ardındaki gerçek ABD ve AB'nin bunları seçip,ülkeyi parçalama siyasetinde kullanmalarından başka nedir?

1921 yılında iki Gürcü profesör,Giresun’a kadar olan Karadeniz bölgesini Atatürk’ten istemiştir.Tabii ki hava almıştır.Ama hırsları halen sürmektedir.

25.000 Gürcü,1950’lerde Kıbrıs’ta sadece “RUM” oldukları için yerleşip toprak istemişler ve iskan edilmişlerdir.

“Alt kimlik,Üst Kimlik “ saçmalıkları ile sıfır terörü azdırıp bu güne getirenler yaptıkları ile inandırıcı olamıyorlar.

“Türk Soykırımı” planını uygulamaya devam ediyorlar.

İktidara geldiklerinde “Terör uğruna ölene ŞEHİT DEMEYİZ ama "KELLE" deriz, diyenler sizce terörü durdurur mu azdırır mı?

Bu güne kadar sadece “AZDIRDIRLAR.

Gene de ayıp olmasın gene de yazalım.Beyefendileri,Hakkari ili Şemdinli ilçesinde bulunan Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü'nü hedef alan ve çok sayıda askerimizin şehit olmasına yol açan hain terör saldırısı nedeniyle, 6 Ekim tarihinde katılmayı planladıkları Fransa gezilerini,Boşbakan efendimiz haşa Padişahımız Gürcü Tayyip efendileri de dış ziyaretlerinden acilen dönüyorlarmış.

Sanki bir halt edecekler de?

Engel olan mı var?

Asker zaten cephede,sizi görmek mümkün değil.

Bunca yıl azdırdılar,şimdi nasıl akan kanları durduracaklar?

Durdursunlar da,bitirsinler de görelim.

Keykubat

AKTÜTÜN KARAKOLU BASKINI

KÜRTLERDEN "TÜRK SOYKIRIMINA " DEVAM...

BAŞIN SAĞ OLSUN TÜRK MİLLETİ

Kürt Milliyetçiliğinin merkezi,ilk Kürt İsyanının çıktığı yer olan Hakkari ilinden,terör olayları nedeniyle yeni ayrılarak "İl" olan Şemdinli’de Irak sınırında bulunan Aktütün Karakolu’nda PKK’nın yaptığı hain saldırı sonucu 15 askerimiz şehit düştü. Çıkan çatışmada 23 terörist de öldürüldü. Bugüne kadar 3’ü büyük olmak üzere 5 kez saldırıya uğrayan Aktütün Karakolu’na yapılan son saldırı nasıl gerçekleşti.

350 TERÖRİST SALDIRDI

Aktütün Karakolu saldırısında, terör örgütü PKK’nın bir süredir hazırlık yaptığı, örgütün Kuzey Irak’ta bulunan Kandil’den sonraki en büyük kampı Zap’ta barınan teröristleri kullandığı ortaya çıktı. Saldırıdan önce teröristlerin Irak toprakları içine sınıra yakın bölgelerde uçak ve helikopterlerin bombalamalarına karşı çok sayıda sığınak hazırladığı ve buralarda saklandığı öne sürüldü.

Aktütün Karakolu'na yönelik dünkü saldırıya yaklaşık 350 terörist katıldı. PKK'lı teröristler saldırıya uçaksavar, ağır makineli biksi, taşınabilir havan toplarıyla geldi.


Dün saat 13.00 sıralarında başlayan saldırıda teröristler önce, Aktütün Karakolu’nun uzak korumasını sağlayan Bayraktepe kesiminde konuşlandırılan askerleri hedef aldı. Bu bölgeye uçaksavar ve ağır makineli silahlarla saldıran teröristler, askerleri de burada şehit etti.

KANDİL'DE KARAR VERDİLER

Çeşitli kaynaklara göre hain saldırının planları, 26 Eylül'de Kandil Dağı'nda toplanan PKK'nın üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantıda yapıldı.

AKTÜTÜN KARAKOLU'NUN FOTOĞRAFLARI

İran-Irak-Türkiye üçgeninde yer alan Aktütün Karakolu, İran sınırına 40 km, Irak sınırına ise 4 km uzaklıkta bulunuyor. Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'nun Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nden karayoluyla uzaklığı ise yaklaşık 4 saat.

İşte kimliği açıklanan şehitlerin isimleri:

- Astsubay Çavuş Hasan Önal (Eskişehir)

- Uzman Çavuş Cahit Yıldırım (Erzurum)

- Uzman Çavuş Selçuk Can (Osmaniye)

- Uzman Çavuş Hasan Aygör (Kırıkkale)

- Uzman Çavuş Onur Ilgin (Adana)

- Uzman Onbaşı Bahattin Erturhan (Sivas)

- Uzman Onbaşı Rasim Eser (Mersin)

- Çavuş İlhan Küçükksolak (Kocaeli)

- Onbaşı Muhammet Aydemir (Artvin)

- Er Hakkı Aran (Diyarbakır)

- Er Davut İlbaş (Siirt)

- Oktay Karakelle (Bayburt)

- Er Çağlar Mengü (İstanbul)

- Er Ramazan Yeşil (Antalya)

- Er Halil İbrahim Arılık (Denizli)

SİLİFKE

Silifke'nin Atayurt belgesinin Olukbaşı Mahallesi'nde yaşayan Eser ailesinin evine, Garnizon Komutanı Binbaşı İbrahim Alan, Emniyet Müdürü Mehmet Yüceli, Sağlık Grup Başkanı Dr. Deniz Kayam ve jandarma komutanlığında görevli rütbeli personelle gelen Silifke Kaymakamı Ahmet Beyoğlu, önce acı haberi verdi, ardından aileyi teselli etmeye çalıştı.

ESKİŞEHİR

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde Aktütün Jandarma Sınır Bölüğüne terör örgütü unsurlarınca düzenlenen saldırıda şehit olan Jandarma Özal Harekatta görevli Astsubay Çavuş Hasan Önal'ın (21) Eskişehir'deki baba evinde yas var.

KIRIKKALE

Şehit düşen 15 askerden Piyade Uzman Çavuş, 28 yaşındaki Hasan Aygör'ün Kırıkkale'deki ağabeyi Dr. Duran Aygör, “Bayramda aradım, ‘Ağabey merak etme kesinlikle şehit düşmem” dedi.

Annesi Gülten Aygör’ü geçen 15 Ağustos'ta, babasını ise 1992 yılında kaybeden Hasan Aygör, geçen yıl uzman çavuş olarak göreve başladı. Ailesinin 5 çocuğundan biri olan Aygör'ün iki ağabeyinden birinin İsmail Aygör'ün Siirt'te polis memuru, diğerinin Kırıkkale'deki bir diyaliz merkezinde görevli Dr. Duran Aygör olduğu belirtildi.

DENİZLİ

Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü'ne terör örgütü üyelerince düzenlenen saldırıda şehit olan jandarma komando er Halil İbrahim Arlık'ın ailesine acı haber sağlık ocağında verildi.

Alınan bilgiye göre, Denizli'nin Beyağaç ilçesine bağlı Kapuz Köyünde yaşayan şehit erin babası Turhan ve annesi Elif Ayşe Arlık, çocuklarının durumunu öğrenmek için sabah saatlerinde Beyağaç ilçesindeki Jandarma Bölük Komutanlığına gitti. Ancak burada yetkililerden bilgi alamayan aile, fenalık geçirerek ilçedeki sağlık ocağına kaldırıldı.

Bu arada, haberi bildirmek için köye giden Denizli 11. Piyade Tugay Komutanlığı'na bağlı askeri yetkililer, ailenin sabah saatlerinde ilçeye gittiği öğrendi. Bunun üzerine ilçeye hareket eden askeri yetkililer, sağlık ocağında bulunan aileye durumu bildirdi.

ARTVİN

Şehit piyade onbaşı Muhammet Aydemir'in Artvin'in Borçka ilçesine bağlı Kaynarca köyündeki Tepe Mahallesi'ndeki evinde hüzün yaşanıyor.

Kucağında 40 günlük bebeği olan şehidin eşi Fatma Aydemir, eşiyle dün telefonda konuştuğunu belirterek, “Bana 'çocuklarıma iyi bak, yakında kavuşacağız, sabret' dedi. Eşim bana hiç görmediği oğlunu emanet bıraktı. Muhammet, doğumdan önce telefon ederek, çok sevdiği arkadaşının şehit olduğunu söyledi ve oğlumuza şehit düşen arkadaşı Mert'in adını koymamızı istedi. Biz de Muhammet'in istediği gibi oğlumuza Mert adını koyduk” diye konuştu.

SIVAS

Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Aktütün Jandarma Sınır Bölüğüne terör örgütü üyelerince düzenlenen saldırıda şehit olan jandarma uzman erbaş Bahattin Erturhan'ın (29) şehit düştüğü haberi, Sivas'taki baba evini üzüntüye boğdu.

Alınan bilgiye göre, Ankara'da yaşadığı öğrenilen şehit Erturhan'ın Sivas'ın Kılavuz Mahallesi Hacı Baysoy Caddesi'ndeki baba evine acılı haber yetkililer tarafından verildi.

ADANA

25 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Onur Ozan İlgen'ın Adana'daki ailesi acı haberle yıkıldı. İlgen'in, eşinden boşanıp, 2'nci evliliğini yapan annesi Deniz Wilson, çalıştığı şirketteki personelin, “Biz telefonla aradık, operasyondaymış, ama, iyiymiş” sözü üzerine umutla bekledi, 2 saat sonra gelen askeri yetkililerin oğlunun şehit olduğu haberini vermesiyle de sinir krizi geçirdi.

Giresun'da görev yaparken, 1 ay önce Hakkari'ye atanan, yeni görev yerine gitmeden önce de Adana'da yıllık iznini kullanan Onur Ozan Ilgen'in, Yurt Mahallesi 338'inci Sokak'ta bulunan İsabey Apartmanı'nda oturan bir Amerikalı ile evli olan annesi Deniz Wilson'a, işyerinde olduğu için ulaşılamadı. Eve gelen polis, uzman çavuşun kız kardeşi üniversite öğrencisi Sevcan İlgen'in bulunduğunu, annesinin Reşatbey Mahallesi Vali Yolu'ndaki Mertur İnşaat Şirketi’nde çalıştığı öğrendi. Polis, ‘Mertur İnşaat'ta Personel Müdürü olan anne Deniz Wilson'ı ararken, aynı yere önceden ulaşan gazeteciler, şirketin güvenlik görevlisine, ‘İlgen’ soyadlı çalışan olmadığını sordu. Olmadığını söyleyen görevli, emin olmak için şirket sahibi İsa Üçkardeş'e sordu. Aileyi iyi tanıyan Üçkardeş'in haberi vermesiyle, şirkette anne Deniz Wilson'un feryadı yükseldi.

KYB: TÜRK SAVAŞ UÇAKLARI KANDİL ÜZERİNDE

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin lideri olduğu Kürdistan Yurtsever Birliği’nin internet sitesi, Türk savaş uçaklarının bugün Kuzey Irak’taki PKK’lı terörislerin üs olarak kullandığı Kandil Dağı üzerinde uçtuğu haberini verdi.

İnternet sitesinin bölgedeki kaynaklara dayanarak verdiği haberde, savaş uçaklarının henüz herhangi bir bombalama operasyonuna katılmadığını, bu uçuşların keşif amaçlı olduğu belirtildi.

DÜNYA AJANSLARI BÖYLE DUYURMUŞ

AP: Türk askeri kaynaklar, Irak'ın kuzeyinden gelen teröristlerin saldırısında 15 askerin şehit olduğunu açıkladı.

Reuters: Bölücü terör örgütü üyelerinin Irak sınırına yakın karakola düzenledikleri saldırıda 15 Türk askeri şehit oldu.

AFP: Türk askeri kaynaklar, 38 bölücü terör örgütü üyesinin öldürüldüğünü, 15 askerin de şehit olduğunu duyurdu.
BBC: Son dakika olarak verdiği haberde BBC "Karakola düzenlenen saldırıda 15 Türk askeri şehit oldu" ifadesini kullandı.

ABD:PKK SİLAHI BIRAKSIN!

Yıllardır,her türlü şekilde ayrılıkçı hareketin arkasında olanlar,dünya şartları değişince şimdi timsah gözyaşları akıtıyorlar.


Büyükelçilik tarafından yapılan yazılı açıklamada, Büyükelçiliğin ABD’nin adına PKK’nın saldırısını kınadığı belirtilerek, “Türk vatandaşlarının yasını paylaşıyoruz ve olayda hayatını kaybeden askerlerin ailelerine taziyelerimizi iletiyoruz” denildi.

Yesinler.Bizde bir inandık bir inandık ki sormayın........(!)

Haberler Hürriyet'ten alıntıdır.

Keykubat

3 Ekim 2008 Cuma

BATIDA KÜRT İŞGALİ SÜRÜYOR

Türk Yurdunda Kürt İşgali Sürüyor.........


İsmet İnönü’nün 1948 yılında çıkardığı Askerlik yasasından bu yana çok günler geçti.İsmet Paşa’da da bu dünyadan göçtü gitti.Ancak o zamandan beri mevcut askerlik yasasında herhangi bir değişiklik hiç yapılmadı.

Doğuda ağaların,pirlerin,şeyhlerin kölesi olarak yaşayan Kürtler,doğal liderlerinin önayak olmaları ile de askerlik yaptıkları Türk Yurdu olan İzmir’e kadar her yere belirli bir plan dahilinde yerleştirildiler.

Yerleştikleri bölgelerdeki Türklerin mallarına el koymak,kendilerine engel olanları öldürmek, gerektiğinde memleketlerinden yardım isteyerek doğudan adam getirterek yerli halka saldırma gibi yıldırma siyasetlerine Jandarma,Polis gibi güvenlik güçlerinin de “doğu kökenli” olmalarının verdiği avantajla da susturulan Türk halkı,köyünü,kasabasını savunmakla suçlu ilan edilip cezaevlerine atılarak susturuldu.

Bu şartları hazırlayan diğer bir Kanun Maddesi de “İç Hizmet Kanunuydu”.Bu Kanuna göre güvenlik güçleri memleketleri ve komşu illerde görev yapamıyorlardı.Batılı memurların çoğunluğu doğu illeri ile Karadeniz bölgelerinde istihdam edilmekteydi.

Böylece,Türklerin kendilerini haksızlık karşısında savunma olanakları da kalmıyordu.

Yani devlet,Türkleri,çıkan Kürt İsyanlarına karşı sürüyor,kıydırıyor yetmezmiş gibi isyancıları da bir de Türk Yurdunda zorunlu ikamete tabii tutuyordu.

Ama ,köyünü kasabasını,kendi toprağını çeteler halinde işgal eden Kürtlere karşı savunduğunda,Kürtler gibi sürgüne değil doğrudan cezaevine kapatılıyor veya,yasal bir kılıf uydurulup vuruluyordu.

Ermeni İsmet İnönü paşanın bu gayretleri onun diktatörlüğü ile desteklenince de Türk’ün toprağını savunması bir hayal oluyordu.

60 yıldır uygulanan bu politika sayesinde Türk yurdunda,içinde Kürt bulunmayan bir köy dahi kalmadı.


Ne zaman bir Türk,o da Memur olarak doğuya gitse “Burası Kürdistan’dır,burada durmayın, defolun gidin “ denilerek tehdit edilmekte,her türlü baskı ve tehdit ile yıldırılmakta,oralarda mal mülk edinmesi engellenmektedir.

Hala,Cumhuriyet dönemi boyunca Doğu Anadolu Bölgesinde maden arayan,oralara,baraj, köprü,yol yapmak için giden görevli devlet memurlarının akıbetleri on yıllar sonra bile aydınlanamamıştır.

Cumhuriyetin ilanından sonra Türk Toprak ağaları ve doğal kitle önderleri planlı bir şekilde tasfiye edilmiş ve Türk Halkının Ermeni İsmet’in yarattığı siyasete karşı koyma olanağı ortadan böylece kaldırılmıştır.

Oysa bu gün bile doğuda hala,adi bir suçluyu bile yakalamayı aşiret reisinin,ağanın,şeyhin izni olmadan ne ordu ne de polis gerçekleştirmemektedir.

Sınır kaçakçıları,eşkıyalar, Kürdistan kurmak isteyen isyancılar,Anadolu’yu nüfus artışı ile Kürtleştirme ve işgal siyaseti güdenler devletin başına geçmiş her şeye İnönü’den bu yana hakimdirler.

Bu direnişe örnek son olay yeri olan Balıkesir-Ayvalık ilçesi Altınova beldesi’ne DTP parti heyeti gitmiş.Bu açıkça yaptıkları işgale ABD-AB desteği sağlamakla tehdit etme amaçlı değilse nedir?

Yıllardır iç isyanlarla kıyılan Türk Milletinin elinden Türk yurdunun son kalan yerleri de ”devlet eliyle “işgal ettirilmektedir.

Türkler hak aradıklarında "Gerginlik yaratmak,olay çıkarmak,ülkenin bütünlüğü" gibi uytumacalar öne çıkarılıp,haklı direnişleri en sert şekilde bastırılırken,Kürtler yaptıklarında ise onlar hep "mazlum,yardıma muhtaç,zavallı" halk olarak korundular.Bu olayda da olan başka bir şey değildir.

Türk Milletinin kendinden başka desteği ne yazık ki yoktur.

Türk Milleti kime oy verdiğine dikkat etmezse,birlik olmazsa yakında kıyılarak ve asimile edilerek tarihten silinme tehlikesi altındadır.

Yazıma konu olan son olay aşağıdadır.
Keykubat

Ortalık savaş alanına döndü 01.Ekim.2008

DHA

BALIKESİR'in Ayvalık İlçesi'ne bağlı Altınova Beldesi'nde M.A., aralarında daha önceden husumet bulunan 23 yaşındaki Oğuz Dörtkardeş'in de aralarında bulunduğu grubun üzerine kamyonetini sürdü.

ORTALIK BÖYLE SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ

Kamyonet altında sürüklenen Dörtkardeş olay yerinde hayatını kaybederken grup içinde bulunan 7 kişi yaralandı. Olayın beldede duyulması üzerine yerli halk, bazı vatandaşların ev ve iş yerlerinin camlarını kırdı. Beldede jandarma ve polis ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı.

Olay, dün saat 17.00 sıralarında İnönü Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, 23 yaşındaki Oğuz Dörtkardeş, Ahmet Erkul'a ait bakkalın önünde otomobilinde yüksek sesle müzik dinledi. Erkul ve apartmanda oturan bazı apartman sakinleri, Dörtkardeş'i uyardı. Kendisini uyaranlarla tartışan Dörtkardeş daha sonra buradan ayrılıp aynı cadde üzerindeki evinin önüne gitti. Apartmanda oturan bazı vatandaşlar durumu, Dörtkardeş ile aralarında husumet bulunan M.A.'ya haber verdi.

KAMYONU ÜZERLERİNE SÜRDÜ

Tartışmayı duyan M.A., iddiaya göre 10 YU 130 plakalı kamyonetini, evleri önünde sohbet eden, aralarında Dörtkardeş'in de bulunduğu grubun üzerine sürdü. Kamyonet altında sürüklenen Dörtkardeş, olay yerinde hayatını kaybetti. Olayda, Tariş’te bekçi olarak çalışan Ezer Kırcalı (31), Ercan Taşkıran (31), Hamit Timsa (40), Adil Sarıhanlı (27), Mustafa Kaçar (25), Murat Kılınçoğlu(39) ve Enver Ceren (40) vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı.

Yaralılar Ayvalık Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken durumu ağır olan Kırcalı, ambulansla Balıkesir Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Olayın ardından M.A., güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.

Yaşanan olayın belde sakinleri arasında yayılmasının ardından tepki gösteren yerli halk, işlettikleri iş yerlerinin ve bu kişilere ait evlerin camlarını kırıp tahrip etti. Öfkeli kalabalık bir vatandaşa ait olan evi de ateşe vermek istedi, olay yerinde bulunan itfaiye ekipleri yangını kısa sürede söndürdü. Bir vatandaşa ait minibüs de yan yatırılıp tahrip edildi.

Güvenlik güçlerinin olaylar karşısında yetersiz kalması üzerine ilçeye Balıkesir ve Ayvalık jandarma komutanlıklarından yaklaşık 200 jandarma (robokop) ve Emniyet Müdürlüklerinden polis takviyesi yapıldı. Yerli halkın sakinleştirilmesinin ardından güvenlik güçleri bölgede önlemler aldı.

Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, İl Jandarma Komutanı ile birlikte bölgeye gelip gelişmeler hakkında bilgi aldı ve öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı.

İKİNCİ KEZ HAYATA DÖNDÜRÜLEMEDİ

Balıkesir'in Ayvalık İlçesi'ne bağlı Altınova Beldesi'nde M.A.'nın üzerlerine kamyonet sürdüğü ve Oğuz Dörtkardeş'in ölümüne neden olduğu olayda ölü sayısı 2'ye yükseldi. Ayvalık Devlet Hastanesi'ndeki ilk tedavisinin ardından Balıkesir Devlet Hastanesi'ne ağır yaralı olarak sevk edilen 31 yaşındaki Ezer Kırcalı, hastanede hayatını kaybettikten sonra yapılan kalp masajı ile hayata döndürüldü. Daha sonra yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındığı fakat talihsiz adamın durumunun kötüye giderek kalbinin ikinci kez durduğu ve yapılan kalp masajına rağmen kurtarılamadığı belirtildi. Böylece olayda 2 kişinin öldüğü, hayati tehlikeleri bulunmadığı bildirilen 6 yaralının ise tedavilerinin sürdüğü bildirildi.

İLÇEDE GERGİNLİK

Bu arada ilçede gece yarısı gerginlik arttı. Toplanan bir grup ilçe halkı 'Kahrolsun PKK' diyerek slogan attı. Güvenlik güçlerinin dağıtmak için müdahale ettiği gruptakilerden bazılarının gözaltına alındığı belirtildi. Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu'nun geceyi beldede geçireceği ve olayla ilgili bugün (çarşamba) açıklama yapacağı bildirildi.

15 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Balıkesir'in Ayvalık İlçesi'ne bağlı Altınova Beldesi'nde M.A.'nın üzerlerine kamyonet sürüp, Oğuz Dörtkardeş ve Ezer Kırcalı'nın ölümüne 6 kişinin de yaralanmasına neden olan olayın ardından, gece ilerleyen saatlerde toplanıp sloganlar atarak yürüyen 15 kişi güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Böylece olaylarla ilgili komyoneti kullanan M.A. ile birlikte gözaltına alınanların sayısı 16'ya ulaştı.

Gece yarısı yaşanan gerginliğin ardından beldedeki sokakların boşaldığı belirtildi. Güvenlik güçlerinin aldığı önlemler devam ediyor.

AKP İLE HAKLAR ÇÖPE

AKP İLE KAZANILMIŞ HAKLAR ÇÖPE GİTTİ.

İşte %47 oyla başa getirdiğiniz,yere göğe koyamadığınız Adalet ve Kalkınma Partisinin çalışanlarımızı ve emeklilerimizi nasıl kalkındırdığını,yıllardır kazanılmış sosyal haklarınızı nasıl tırpanladığını,sizi o iftar çadırlarını aratacak nice sefilliklere muhtaç eden bir siyaset izlediğini görün diye bazı arkadaşların hazırlamış olduğu bu yazıyı bloguma almayı uygun buldum.
Toplumun kazanılmış haklarını ortadan kaldıranları sizler desteklemeye devam ettikçe, sokaklarda artmakta olan dilencilerin,muhtaçların arasına her gün bir kaçımız daha katılmaya aday haline geliyoruz.
Bundan böyle televizyon kanallarında "hayır ve ihsan" işleri ile ünlü,iki saatte, bir Polis Memurunun 26 yılda kazandığı "emekli ikramiyesi" kadar parayı kazanan,imamların, hocaların, şeyhlerin pirlerin açacakları aş evlerine talep yaratmak amacına uygun devleti yapılandıran bu iktidarla ortaçağ yaşam şartları geri getirilmektedir.
Artık,herkes toprak ağalarının kulu,yarıcısı veya marabası olacak,saydığım diğer zatlar da aç bırakılmış,sosyal hakları ellerinden alınmış halkı, hükümet sayesinde,devleti hortumlayıp günde üç öğün yemek dağıtacak,bu adamların hayır duacısı edilmek üzeredir.
Bizler haklarımıza sahip çıkmadıkça "pazarlamacı,işbirlikçi" uyanıkların bizleri götürecekleri sefalet,muhtaçlık içinde bir yaşamdan başkası olmayacaktır.
Sosyal güvenlik yasası dedikleri aslında "sosyal güvensizlik yasası" haline gelmiştir.Okuyun siz karar verin.
Hakça yaşam diyenlerin,kendilerini kastettiği artık gün gibi ortadadır.Ama sizler bana gene inanmayın bir de başka yerlerde arayıp haberleri öğrenin.
Haberlerden habersiz kalmayın.
Keykubat;

Yeni yasa kadınlar ve genç kızları üzecek


1 Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan Yeni Sosyal Güvenlik Yasası, kadınlar ve genç kızların canını sıkacağa, daha ötesi çok üzeceğe benziyor.

Sosyal Güvenlik Yasası'ndan en çok zarar gören kadınlar ve çalışmayan genç kızlar oldu.

DUL EŞE DARBE

- Mevcut sistemde, emeklilik için gerekli süreyi tamamlamış eşin ölmesi halinde, askerliğini borçlanmak suretiyle, geride kalanlara aylık bağlanabiliyordu. Yeni yasa ile 1 Ekim 2008'den itibaren ölen eşin askerliğini borçlanarak süreyi tamamlayıp "dul aylığı" bağlanması önlendi.

- Çalışan dul eşe bağlanan aylığın oranı, yüzde 75'ten 50'ye indirildi.

ÇEYİZ PARASI KALKTI

5510 sayılı yasanın ilk halinde dul kadınlara, evlendiklerinde aylıklarının 12 katı tutarında "çeyiz parası" verilmesi öngörülmüştü.

Dul kadınlara, evlendiklerinde ödenecek çeyiz yardımının, 24 aya çıkartılacağı açıklanmıştı. Oysa, bırakın artışı, yeni düzenlemede, Emekli Sandığı'ndan aylık alan dul kadınlara verilen çeyiz parası bile 1 Ekim'den itibaren bütünüyle kaldırılıyor.

EVLİLİKTE PRİM İADESİ KALKTI

- 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun Ek birinci maddesine göre; evlenme nedeniyle işten ayrılan kadın sigortalılara, talepleri halinde kıdem tazminatının dışında ayrıca, sigorta prim iadesi de yapılabiliyordu.

Buna göre, kadın sigortalı, evlilik sonrası işinden ayrılırsa ya da işinden ayrıldıktan sonraki bir yıl içinde evlenirse, SSK'ya ödenmiş primlerinden, emekliliğe yönelik olanlarının yarısını alabiliyor. Daha sonra, örneğin 3-5 yıl sonra isterse, yıllık yüzde 5 faizi ile bu primleri geri ödeyerek günlerini tekrar kazanabiliyordu. Şimdi, kadınların prim iadesi hakkı da kaldırılıyor.

EMEKLİ AYLIĞI DÜŞÜYOR

- Yeni yasadan sonra işe başlayanlara, daha düşük oranda emekli aylığı bağlanacak.

- Aylık bağlanmasındaki güncelleme oranı yüzde 100'den yüzde 30'a düşürüldü.

EMEKLİLİK YAŞI ARTTI

Kadınların 58 olan emeklilik yaşı, 65'e yükseltildi.

Mevcut yasa, emeklilik yaşı bakımından, kadınlara, erkeklere kıyasla iki yıllık bir avantaj sağlıyor, emeklilik yaşı kadınlar için 58, erkekler için 60 olarak uygulanıyordu.

Yeni düzenlemede, kadın-erkek ayırımı kaldırıldı ve kadınların da erkeklerin de emeklilik yaşı 65 olarak belirlendi.

MALÜL AYLIĞI ZORLAŞTI

- Malüllük aylığında aranan 1800 gün prim ödeme koşuluna, 10 yıl sigortalı olma koşulu da eklendi.

İŞ GÖREMEZLİK ÖDEMESİ AZALTILDI

- 5510 sayılı yasanın ilk halinde, geçici iş göremezlik gelirinin, yatarak tedavide günlük kazancın 2/3'ü oranında ödenmesini öngörüyordu. Günlük kazancın 1/2 'sine indirildi.

1 Ekim'den önce sigortalı olan çalışsa da emekli aylığı sürecek

YENİ yasa yürürlüğe girdikten sonra, ilk kez sigortalı olanlar, emekli olduktan sonra ücretli olarak çalışırlarsa, emekli aylıkları kesilecek. Yeni yasanın yürürlük tarihinden yani 1 Ekim 2008'den önce 1 gün dahi olsa sigortalı hizmeti bulunanlar, ileride emekli olduklarında, başka işte çalışırlarsa emekli aylıkları kesilmeyecek.

Emzirme yardımı indi

KADINLARA, doğan çocuğu nedeniyle 6 ay süresince, asgari ücretin üçte biri oranında ödenmesi öngörülen "emzirme yardımı" Yeni Yasada Kurum Yönetim Kurulu'nun insafına bırakılıyor.

Bu indirilirken, bir müjde (!) olarak emekli kadınlara da emzirme yardımı getirildiği açıklanarak, ilginç bir denge oluşturulmaya çalışıldı. Emeklilik yaşı 65'e yükseltilen kadınlara, "emeklilik döneminde emzirme yardımı" fıkra gibi bir şey.

Sağlık sigortası sürprizi

SAĞLIK primi ödemeksizin, isteğe bağlı sigortaya devam eden kadınlar, eşin sağlık sigortasından yararlanabiliyordu. Bu hak yeni yasa ile kaldırılıyor. İsteğe bağlı sigortalılarda yüzde 12 oranında sağlık sigortası primi ödeyecekler. İşten çıkartılan sigortalının eşi 6 ay süre ile sağlık yardımından yararlanıyordu. Yeni yasa ile, bu süre 90 güne indirildi. 90 günden sonra "sağlık sigortası primi" ödenmesi halinde, sağlık sigortasından yararlanılabilecek.

Baba işsize prim yok

İŞSİZLİĞİN rekor düzeyde olduğu ülkemizde;

"Baba işsizse ya da doğru dürüst bir geliri yoksa, o zaman ne olacak?"

diye soranlar için de açıklayalım.

Sosyal Güvenlik Kurumu, ailenizin gelirine bakacak ve evde yaşayanların sayısına göre, ailede kişi başına düşen gelir, aylık asgari ücretin brüt tutarının üçte birinden (yani 638,70/3 = 212,90 YTL'den) az ise, kız çocukları için GSS primi ödenmeyecek.

Ayrıca, 1 Ekim'de, bakmakla yükümlü olunan kız çocukları, durumlarında değişiklik oluncaya (evlenene ya da işe girene) kadar "bakmakla yükümlü olunan kız çocuğu" sayılacak yani babası bunlar için prim ödemeyecek (5510 sayılı Yasa Geçici Md. 12/8).

Bekar ve işsiz kızlar üste para ödeyecek

1 Ekim 2008 tarihinden itibaren, yeni bir uygulama başlıyor.

18 yaşını dolduran, işsiz ve evlenmemiş kızlar için babaları, her ay düzenli olarak para ödeyecek. Babası yoksa annesi ödeyecek.

Bekar ve işsiz kızı tahsilde olan babalar, nispeten şanslılar; tahsilde olanlar için yaş sınırı 25 olarak belirlenmiş. Yani kızı 25 yaşını doldurana kadar, ödeme yapmayacaklar.

KAÇ YTL ÖDENECEK?

Kişi başına düşen geliriniz:

- 212,90 ile 638,70 YTL arasında ise, ayda 25,55 YTL,

- 638,70 ile 1.277,40 YTL arasında ise ayda 76,64 YTL,

- 1.277,40 YTL'den fazla ise, ayda 153,29 YTL ödenecek.

NE İÇİN ÖDENECEK?

Her ay bankaya ödenecek olan bu para, işsiz ve bekar kızların GSS (Genel Sağlık Sigortası) primi oluyor.

Eylül ayının sonuna kadar geçerli olan mevzuata göre, bekar kız çocukları; çalışmaması ve emekli olmaması koşuluyla, yaşları ne olursa olsun, ana-babaları üzerinden sağlık yardımı alabiliyorlardı. Başka bir anlatımla, hasta ve tedaviye ihtiyaçları olduğunda, sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorlardı.

1 Ekim 2008'den itibaren, Yeni Sosyal Güvenlik Yasası yürürlüğe girince;

- Kız çocukları, 18 yaşını (okuyorlarsa 25 yaşını) tamamladıkları tarihten itibaren, ana-babaları üzerinden sağlık yardımı alamayacaklar.

- Ailenin gelir durumuna göre değişen tutarda GSS primi ödenerek sağlık yardımı alabilecekler.

- Prim (GSS) ödenmiyorsa, sağlık yardımı alamayacaklar.

30 Eylül 2008 Salı

BUSH ve İŞBİRLİKÇİLERİNE HERKES KARŞI.

BUSH ve İŞBİRLİKÇİLERİNE Biz mi KARŞIYIZ?

Bush ve İşbirlikçilerine Sadece Ben mi Karşıyım veya Türkiye’de mi bu karşıtlar?

İşte linki de altında tıkla tercüme et oku.Dil bilmiyorsan,hepsini tercüme etmek zor geldiği için,mesajı yeterince verecek kadar satırı sizler için ben tercüme ettim.İnanın Amerika’da da Avrupa da herkes kötü değil.Sadece,bazı “Hıristiyan-faşist ve destekçileri olan İbrani itler var o kadar.Para da onlarda var,dünyanın başı bu yüzden ağrıyor.

İlk yazı Amerika’dan,ikinci alıntı da bizden biri haline gelen,Arap Hüsnü Mahli’den.

İnanın bu pisliklerden bıkan dünyanın her ülkesinde o kadar çok insan var ki. Bizim,Alevi,Sünni,Türk,Kürt sorunlarımız gibi her yerde bu itler itliklerini yapıyor, zıtlıklardan kazanmaya bakıyorlar.

Aptalların kanı üstüne!!!

Buyurunuz.



Keykubat

Keith Olbermann | Go to Iraq and Fight, Mr. President

»

Go to Iraq and Fight, Mr. President (Irak’a gidin ve dövüşün Bay Başkan)
By Keith Olbermann
MSNBC Countdown

Thursday 19 July 2007 (19 Temmuz 2007 Perşembe-Yazıyı ben bu gün buldum,idare edin.)

Blame Hillary? Bush's latest choice of scapegoat - Hillary Clinton - boggles the mind.

Keith Olbermann says the choice to scapegoat Senator Clinton is unfathomable - go fight your war yourself, Mr. President.

Bush’un son günah keçisi seçimi Hillary Clinton. Akılları karıştırmaktadır.Keith Olberman diyor ki “Senatör Clinton’un günah keçisi olarak seçilmesi anlaşılmaz bir şey,kendi savaşınıza kendiniz gidin Bay başkan

“”””””””””

“”””””””””

Those are your new role models, Mr. Bush.

Bunlar sizin yeni rol modellerinizdir bay Bush.

Let your minions try to spread the blame to the real patriots here, who have sought only to undo the horrors you have wrought since 2002.

2002’den beri,işlediğiniz dehşeti görerek bozan buradaki gerçek vatanseverlerin kabahat işlediklerini emrinizdekilerin yaymasına müsaade ediniz.

Let them try it, until the end of time.

Zamanı doluncaya kadar onlara izin veriniz.

Though the words might be erased from a million books and a billion memories, though the world be covered knee-deep in your lies, the truth shall prevail.

Sözlerinizin milyonlarca kitaptan ve milyarlarca hafızadan silinmesine,yalanlarınızın önünde dünyanın diz çökmesine rağmen gerçek galip gelecektir.

This, sir, is your war.

(Bu, efendim,sizin savaşınız)

Sen. Clinton has reinforced enemy propaganda? Made it impossible for you to get your ego-driven, blood-steeped win in Iraq?

(Senatör Clinton, (Bayan Clinton)düşman propagandasını güçlendirip kendi,bencil egonuzun yönlendirdiği kana bulanmış Irak zaferinizi elde etmenizi imkansız kıldı mı?)

Then take it into your own hands, Mr. Bush.

Sonra onu elde etmenizi,Bay Bush!

Go to Baghdad now and fulfill, finally, your military service obligations.

Şimdi Bağdat’a gidin,son olarak askeri zorunluluklarınızı yerine getirin.

Go there and fight, your war. Yourself.

Oraya gidin,dövüşün,sizin savaşınız,kendinizin.

Bush'un İşbirlikçileri......


Bu da Hüsnü Mahli’nin Akşam gazetesindeki “Bayramın 1.günkü yazısından alıntı:

..........Örneğin 11 ay süreyle başkalarına her türlü kazık atanlar ve bin bir çeşit pis işe bulaşarak zengin olanlar Ramazanda oruç tutup iftar sofraları düzenlemekle Allah’ın kendilerini affedeceğini sanmasınlar.
Irak’ta bir milyon insanı öldüren Amerika ile işbirliği yaparak kendi insanlarına dini palavra sıkanlar değil Ramazanda oruç tutmayı Allah’ın bütün dinler için tüm buyruklarını yerine getirseler yine işe yaramaz.
Baksanıza ABD işgali altındaki üç ülkeye; Irak, Afganistan ve Somali.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün raporuna göre bu üç ülke yolsuzluklarda dünyada ilk üç sırada.



ABD kapitalizminin çöküş nedeni de bundan farklı değil.
Yani yolsuzluk, sömürü ve talan işe yaramadı.
Savaş ve sömürü ile kapitalizmi kurtaracaklarını sananlar bir kez daha yanıldı.........