AKP’nin din hocalarının İslam peygamberi Muhammet’e eziyet eden, güçlük çıkaran ve ona karşı savaşlar düzenleyen amcası Ebu Süfyan’a, oğlu Muaviye’ye ve torunu Yezid’e “Efendimiz” demelerini çok azı hariç bütün Müslümanlar benimsemiştir. Ve bu partiyi oylamaktadırlar ve hala bu parti 13 yıldır iktidardadır.
Oysa, 1970’li yıllarda bunu diyene “Sen peygamberin düşmanlarına nasıl efendimiz dersin” diyerek küfür ederlerdi. 1974’de Erbakan’ın İmam Hatip liselerini “arka bahçesi” ilan etmesiyle bu okullar birer Yezidi, Ortodoks Yahudi Hristiyan yetiştirme merkezleri oldular.
Geçen zaman içinde insanlar alıştırıldılar ve şimdi herkes bunu benimsedi.
İslam’a çok benzeyen Yezidilik/Ezdilik inancına göre, Allah, kendinden aşağı “7” tanrı yaratmıştır. Bunların ilki Tevrat’ta geçen ve Yahudilerin “Teke” sunduğu Keçi Tanrı Azazel’dir ve sembol hayvanı Tavus kuşudur.
Ebubekir ise haberci melek Cebrail’dir. Bu yüzden Ebubekir’i de Araplar gerçek Cebrail olarak gördüklerinden ona saldırmaya cesaret edememişlerdir.
Süfyan ve oğlu Muaviye de oğlu Yezid’in “tanrı” kabul etmesi nedeniyle kutsal kişilikler olarak Yezidilerin hürmet ettikleri ulu kişilerdir.
|
Yahudilerin Keçi kurbanını gösteren bir tasvir |
Şimdi, M.S. 1111’lerde Şeyh Adi’nin, Emevi Yezidiliğinden Kürtler için yaptığı Kürt Yezidi din kitabı Mushaf-ı Reş’ten ayetler veriyorum. Bu yazdıklarımı bu ayetlerde göreceksiniz. Ama önce “Teke Tanrılara tapınma ve kurban kesme hakkında Tevrat ayetlerini okuyalım;
İslam öncesi peygamber Muhammet’in kavminin dini olan Yezidilikti, ki kendisi de Ezdi kabilesinden olduğunu söylediği “Hüküm Ezd’edir” hadisine bağlayarak siyer yazarları yazmaktadırlar.
Ezdiler ve diğer Çöl Araplarının “Azazel” adlı “Teke/Keçi” tanrılara tapındığını, M.Ö.VI.yy.da yani günümüzden “2.600” yıl, Hz. Muhammet’ten”1100” yıl kadar önce, Üzeyir peygamber, (Katip Ezra) tarafından yazılmış Tevrat’ın Levililer kitabında görüyoruz;
Lev.16: 10 Azazel'e düşen tekeyi ise halkın günahlarını bağışlatmak için canlı olarak RAB'be sunacak. Onu çöle salıp Azazel'e gönderecek.
Lev.17: 7 İsrail halkı taptığı teke ilahlara artık kurban kesmeyecek. Bu yasa kuşaklar boyunca geçerli olacak.
D Not 17:7 "Teke ilahlar" ya da "Teke görünümlü cinler."
Okuduğunuz ayetlerin kitabı Tevrat’ta “Teke Tanrı” ya tapınma kesindir.
|
Tevrat araştırmacılarınca çizilen Azazel ve Bafomet tasvirleri. İkisi de aynıdır. Anadolu'da çok sevilen bir tanrıydı |
İslam öncesi Kâbe’nin Hubel putu yani Allah da “Kadın memeleri olan keçi başlı bir tanrıydı.” Anadolu Rumları buna “Bafomet” adıyla tapınıyorlardı. Paflagonya, Bafra, Bafa Gölü, Kıbrıs Baf şehirleri adını bu şeytandan alırlar. Bunlar, namaz, oruç, kurban her şeyi günümüz Müslümanları gibi yapıyorlardı. Bazılar iki, üç, bazıları beş vakit namaz kılıyorlardı.Günümüz Yezidi Kürtleri işte bu tanrıya yani Keçi Şeytan Azazel’e tapındıklarını kitaplarıyla ifade ediyorlar. Hem de , Yahudiler, Hristiyanlar ile Müslümanların tanrılarına “küfür ettiklerini” de belirtiyorlar. Burada biraz düşmanlık yok mu sizce?
Şimdi kitaplarından konu ile ilgili ayet alıntılarını okuyalım;
“Başlangıçta Tanrı (Allah), kendi yüce özünden Beyaz İnci'yi yarattı ve bir kuş yarattı ki adı Angar’dı. Ve İnci'yi onun sırtına koydu, ve orada kırk bin yıl oturdu.
İlk gün, yani pazar günü, Azazil adlı meleği yarattı; işte o, hepsinin başkanı olan Ta'us Melek (Tavuskuşu Melek) 'tir.”
“Çarşamba günü, Cebrail adlı meleği yarattı; o da Abu Bekr'dir.”
“Her bin yılda bir tanrının oturduğu yerden yedi tanrıdan biri dünyaya inerek devletler, yasalar ve kurallar koydular, sahip olduğumuz her kutsal yerde bizimle kısa süreli olarak kaldılar.
|
Teke Tanrı Azazel/Azazil Yahudi din araştırmacılarınca çizilmiş. |
Son kez olacak bu gelişinde, önceki gelen tanrıların kaldığından çok daha uzun süre tanrı bizimle kalacak. Azizleri takdis edecek ve Kürt diliyle konuşacak.”
“Hatta O, Muaviye adlı hizmetçisi olan İsmail oğullarının peygamberi Muhammed’i, aydınlattı, O geldiğinde Muhammed doğru biri değildi ve ona baş ağrısı ile eziyet etti. Sonra peygamber, tıraş etmesini iyi bilen kölesi Muaviye’den başını tıraş etmesini istedi. O da aceleyle zorlanarak onu tıraş etti. Sonuç olarak tıraş ederken başını kesti ve kanattı, yere düşeceğinden korkan Muaviye, kanı diliyle yaladı.
Bunun üzerine Muhammed ;
“-Ne yapıyorsun Muaviye?” diye sordu. O da,”-Yere düşeceğinden korkarak kanı yaladım” dedi.
O da;
-“-Günah işledin Muaviye, senden sonra benim soyuma karşı çıkacak bir millete sahip olacaksın.”
Muaviye cevapladı;
“-Öyleyse dünya evine girmeyeceğim ve evlenmeyeceğim!”
Bir süre sonra tanrı Muaviye’ye bir akrep gönderdi ve onu ısırttı, yüzü yerinden çıkacak gibi şişti ve doktorlar ona “ölmesin” diye evlenmesini söylediler. Bunu işitince rıza gösterdi.
Ona çocuğu olmasın diye seksen yaşında bir kadın getirdiler. Muaviye karısını bildi ve sabahleyin bu kadın tanrının gücüyle yirmi beş yaşında bir kadın olarak ortaya çıktı. Sonra hamile kaldı ve tanrımız Yezid doğdu.
Fakat yabancı soylar, bu gerçekten habersiz olup, tanrımızın büyük tanrı tarafından horlanıp sürüldüğüne ve cennetten geldiğine inanırlar. Ona bu nedenle küfretmektedirler*. Bunda hatalıdırlar. Ama biz Yezidi soyu, yukarıdaki yedi tanrıdan biri olduğunu bildiğimiz için öyle olmadığına inanıyoruz. Bu kişinin görüntüsünde ve biçiminde olduğunu biliyoruz. O sahip olduğumuz bir horoz şeklindedir.”
*(Küfür, Müslümanların Euzubesmelesidir-Euzubillahimineşşeytanirracim=Huzurdan recm edilerek kovulan, gönüllere vesvese veren şeytandan sana (Allah'a) sığınırım")
Böylece Muaviye oğlu I.Yezid’in aslında “KEÇİ TANRI AZAZEL/AZAZİL” olarak hürmet edildiğini öğrendiniz.
Dikkatinizi çekmek istediğim ikinci nokta da bu çağda “son kez gelmesini bekledikleri tanrıyı işaret edelim. Bu tanrı, “Kürt dilince konuşacak ve azizleri takdis edecek” deniliyor.
Bu da, Kürt İslam’ı Nurculuğu kuran Said-i Kürdi/Nursi’den başkası değildir. Kürtçe konuştu, devlete karşı geldi; Atatürk’ün ölümüne katkıda bulundu, Kürdistan kursunlar diye 1916 başında Doğu Anadolu’yu dindaşları Ruslara teslim etti, kelepçeleri çözdü, atının çarparak öldürdüğü çocuğu suya daldırarak vaftizle diriltti, rüyasında Abdülkadir Geylani’den ve Muhammet Efgani’den vahiyler aldı. Hatta Hz. Muhammet’i de rüyasında gördüğünü söyledi ama “mehdiliği“ kabul etmedi. Hristiyanlardan şehit olur dedi, Çanakkale savaşına katılan Kürtlerin askerden kaçmaları için fetva verdi. Yunan ordusuna "esir aldığınız Kürt asıllı askerleri öldürmeyin, onları sonradan Türklere karşı savaşta kullanacağız" dedi.
Bu lafı ondan önce Osmanlı ordusuna asker vermemek, yerine para ödemek için "14" maddelik dilekçe veren Kürt aşiret reislerinin şartlarında da var. Ve diyorlar ki;
"
Euzubesmele çeken bir Müslümanı bir Yezid görür, onunla kendini birlikte öldürmezse kâfir sayılır" Okuyalım şu "Kardeş Kürt kardeşlerimizin kardeşliklerini;
|
İşte Yezidi Kürtlerin kurtarıcısı, günümüzün AZAZİL'i Tavus
kendisini Vatikan papasına kutsatır, halkı Barzanlarla mutlu
olur, eşi PKK bayrağı sallar, bakanı Papa önünde hazırolda
bekler.
|
Madde 5.
Dinimize göre kabul görmeyen ve hemen cezalandırılan olaylardan biride; bir Müslüman sabahleyin kalkıp namaza başlamadan önce De ki: “Sığınırım ben , insanların Rabbine - olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah’a sığınırım”*[7] demesidir. Bizlerden biri bunu duyar, hemen onunla beraber kendi canına kıymazsa, bizden biri değil, dinsiz sayılır.
*(Bahsettiği ayet, her Müslümanın her Kur’an ve namaz suresine ve de her işe başlarken zikrettiği Euzubesmeledir. Euzubesmele çeken Müslümanı öldürmeleri gerekiyormuş.
Zaten Euzubesmelenin aslında “Huzurdan kovulan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım” dır.Bu cümlede “şeytan” diyemediklerinden “vesvesecilerin” ifadesini tercih etmişlerdir. Vesvese veren de şeytandır.Bu Yezidilerin ilkesi her Müslümanı gördüğü yerde öldürmektir. Gerisi size kalmıştır. )
Bu gün, Fuat Avni'nin "Yezid" adıyla andığı, Kürtlere Kürdistan kurmakla görevli olan Kimdir?
|
Yezidilerin Ba'alzebub putu ardır. |
Elinde Kürtçe Kur’an ile oy isteyen, 13 yıldır PKK’yı ordu haline getiren, sık sık, Barzani ile görüşen, karısının elinde PKK bayrağı ile Kürt siyasileri ve şarkıcılarıyla sıkı fıkı pozları basında yer alan, Süryani rahibesi gibi giyinen, her türlü destekle güçlendiren birisi size bir şeyler hatırlatıyor mu?
Ebu Süfyan efendimiz, Muaviye Efendimiz, Ebubekir Efendimiz, Yezid Efendimiz gibi aslen Grek dili EFENDİMOS’tan bozma Türkçeleştirilmiş bu kelimenin Arap ve Aramice karşılığı ise “RAB”tır. Rab, öğretmen ve sahip demektir.
Ama bu Rum dölleri, Grek dilindeki “EFENDİMOS” tan bozma “Efendi” kelimesini pek severler.
Karısı Siirt Süryanisi olan bu zatın eski uleması Bitlis'li Said-i Kürdi/Nursi Delüzzamandır.
1658'lerde Osmanlı'ya vergi vermediği için yapılan kuşatma esnasında Melek Ahmet paşa bir suikasttan Evliya Çelebi’nin uyanıklığı sayesinde kurtulur. Gelen bir padişah fermanında da Van’dan orduya katılan Sekban ve Sarıca askerlerinin Abdal Han yanında oldukları ve hemen “
öldürülmelerini isteyen” ferman da gelir.
Savaşa başlamadan önce iki rekât namaz kılan Melek Ahmet paşanın, gözlerinden akan yaşlarla ettiği zafer duasında da Bitlislilerin Yezidi oldukları vurgulanır;
“-İlahi! Kuvvet ve kudret, yardım ve fesat senindir. Verme, koruma ve doğruluk, iyilik ve büyüklük yine senindir. Dini Mübin gayretine bir fırka Muhammed ümmetini başıma topladım. Elimi yüzüme alıp, kapına dilenmeye geldim. Onu hiç boş döndürmedin. Yine eşsiz padişahımdan dilerim ki, Ahmed’in bu ricasını da kabul edip bu kadar insanı acındırma. BU YEZİDİ HAŞERATINI SEVİNDİRME!”
Geçen hafta Diyanet’in “baba kızına cinsel arzuyla yaklaşırsa karısıyla nikah düşer mi” konusunda bir tek Sünni, Hanefi bunu bir iftira olarak değerlendirmedi.
Ben Sünni ve Hanefi bir ailede ve toplumda büyüdüm. Böyle şeyi ağzına alanın ağzını da yırtan bir toplumdu benim halkım.
Ama koskoca devletin diyaneti bunu nasıl “Hanefi fıkhında da, şöyle böyle ...” diyerek bizi işin içine sokuvermişti.
Ben dine inanmadığım için bu güne kadar seyrettim. Basına yansıyan bir tek itiraz görmedim. Sadece o fetvanın aşağılanması eleştirisi yapıldı. Ama bunun Hanefi fıkhında yeri olmadığı işlenmedi. Ben de yıllardır din araştırıp yazarım ama buna ben de rastlamadım.
Bu “toplum yaşamında karşılığı olmayan “ bir yaşam şeklidir ve Hanefi toplumuna da hakarettir, iftira dır.
Nasıl mı?
Anasını, kızını, kardeşinin karısını kaçırmak, karı yapmak bunların din kitabında Mushafı Reş adlı Keçi Tanrıları Azazil şeytanının emirlerinde vardır. Okuyalım;
|
Mehmet Görmez ve diyaneti Yezididir. |
“
Bir adam komşusunun karısını,veya
eski kendi karısını veya
kız kardeşini veya
annesini çalarsa ona başlık ödemek zorunda değildir.Çünkü
o bir ganimet sayılır.”
Bunlar analarına bile uçkur çözdüklerinden, "Baba kızına cinsel arzu duyarsa..." konularını bu yüzden gündeme getiren Yezidilerdir.
Umarım kimler tarafından yönetildiğinizi, dininizin, diyanetinizin nasıl değiştirildiğini anlarsınız. Anlamazsanız felaket zaten üstünüze çökmüştür.
Ülke büyük felaketleri getirecek maceraya itilmiştir. Sorumlusu da dinine de milletine de, vatanına da sahip çıkmayan şerefini, onurunu kaybetmiş, F.Gülen’in Fuat Avni’sinin bile “Yezid” adını kasten kullandığı şeytanın kölelerine köle olmuşsuınuz demektir.
Bu durumda hiç olmazsa “Allah” yerine “Azazil, Tavus” deyin, evlerinize Keçi başlı putlar koyun belki onlar sizi kurtarır. Zira İslamı siz çoktan terk ettiniz.
"Euzubesmele" çeken Müslümanı "öldürmeyi şehitlik sayan" Yezidi Kürt kardeşleriniz, Yezidi Diyanet işleri başkanlarınız, imamlarınız, siyasetçileriniz, devlet büyükleriniz idaresinde ne güzel (!) Müslümansınız siz?
Dinine sahip çıkmayanların yazılarıma yorum yapmalarını da kınıyorum ve onlara tükürüyorum.
Takdir sizindir.
|
Niyetleri de ortada zaten. |
Alaeddin Yavuz/
Alaeddin Yavuz wordpress
keykubat
/
adilyargic
/ adilyargicc
Bu yazı, Müslümanlara karşı yürütülen kripto azınlıklardan olan ve Adeviye Tarikatı olarak Müslüman olduğunu açıklamış, ama Osmanlı çöküşe geçince asker vermeyi dahi ret etmiş, yüzyıllardır haçlıların hançeri olarak bağrımıza saplanmış bir dini yapılanmayı teşhir etmek için yazılmıştır. Blogumda bu konuda başka yazılar da vardır. Bir milletin sürekli kendine düşmanlık edenleri bilme, bildirme, teşhir etme hakkı vardır. Bu da "din, ırk ayrımcılığı da değildir sadece HAKtır.