"Türkiye Türklerindir +40" Bloguna Hoş geldiniz!!!

Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz

Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.

Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.

Saygılar, sevgiler!

Hakkımda

Fotoğrafım
Balıkesir , Bandırma , Türkiye
KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat- ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR. VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Translate

Bu Blogda Ara

29 Ekim 2021 Cuma

1980 CUNTASININ YETMİŞLİK BAKAYA ASKERLERİNİ HATIRLAYAN VAR MI?

1980 CUNTASI DÖNEMİNDE 70 YAŞINDA "BAKAYA=ASKER KAÇAĞI" ER OLARAK ASKERLİK YAPANLARI BİLEN VAR MI?

Ülkemizin tüm sahil kentlerinde oturanlar 1981 yılına kadar Bahriyeli olarak asker edilirdi. 

O yıl, Mart ayı 61/1 tertip bahriyeli celbi beklerken, askerlik yoklamalarından önce Genel Kurmay bildirisi ile deniz görmemiş Kürtler Bahriyeli, sahil çocukları Karacı askere alınmaya başladı. 

Bizim Bandırma havalisi Mart ayı 1.tertip asker verirken, Kasım ayı 3.tertip asker alımı başladı. Rahmetli sadıcım Abdurrahman Ekici de askerlik şubesine babası ile birlikte Mart ayında 1.tertip asker olmak için yardım istemişler. 

Şube başkanı " yoklama kaçağı" olursa alırız.' Demişler. Bana anlattı. O bunu göze alamadı, 3. Kasım tertibi asker oldu.

Ben yoklamaya gitmedim, 15 gün sonra gidip yoklamamı yaptırdım, 1.tertip olabilmek, arkadaşlarımdan 8 ay erken gelerek iş bulma şansı bulabilmek için yoklamaya gelmediğimi söyledim. 

Yüzbaşı özel olarak ilgilendi, İzmir Hacılarkırı Ulaştırma Alayı Çavuş Talimgah'a doğrudan yazımı yazıp verdi.

Acemi va kadro birliklerinde Kenan Evren'in talimatıyla bakan, milletvekili, bürokrat, iş insanı ayırt etmeden her yaştan Tektip adlı çarşı elbiseli asker kaçakları, çarşı izinlerinde şehir sokaklarının en ilgi çekici tipleriydi.

Içlerinde kaçakçılar, mafya babaları her tür adam vardı.

1985-87 yıllarında İstanbul Pendik Karakolunda askeri idari evrak memurluğu yaptım. 

Haftada bunlardan iki-üç kişi yakalar askerlik şubesine teslim ederdim. Elbette Kenan Evren paşanın sıkı talimatı üzerine herkes bu konuda çıkar gözetmeden görev yaptığı için de rahat çalışıyordum. 

Ben gidince askerlik şube başkanı bazen davet edip çay ikram eder, tebrik ederdi, talimat vermiş, ben girince hiç bekletilmezdim.
 
Hiç bir üniversite eğitimi olmadığı halde, 1974 KIBRIS SAVAŞINDAN ve ASKERLİK GÖREVİNDEN 1980'lere KADAR KAÇTIĞI AÇIK OLAN, KENAN EVREN TALİMATIYLA BAKAYA( ASKER KAÇAĞI) ASKERLİK YAPTIĞI, OĞLUNUN BİRİ ÇÜRÜK RAPORLU, DİĞERİ KISA DÖNEM ASKERLİK YAPTIĞI, İSPATLI, BELGELİ APAÇIK ORTADA OLAN BİRİ 20 YILDIR DEVLET YÖNETİYOR, GENEL KURMAY BAŞKANINI, KURMAY KADROSUNU, ASKERİ OKULLARI, TAYİN EDİYOR, TÜM DEVLET HAKKINDA HER ŞEYE O KARAR VERİYOR.


BU ADAMA BAŞKOMUTAN, GAZİLİK SIFATLARI YAKIŞTIRILIYOR.

YAZIKLAR OLSUN.

AMA, BAKAYA MAKAYA SONUNDA ASKERLİK YAPMIŞ.

ADNAN MENDERES HİÇ YAPMAMIŞTI YA.(Soner Yalçın, Efendi Kitabı)

Takdir sizindir.

ALAEDDİN YAVUZ

25 Ekim 2021 Pazartesi

S DEMİRTAŞ O KAVALA, DÖNDÜRDÜLER BİZİ AVALA

S.DEMİRTAŞ, O.KAVALA, MİLLET DÖNDÜ AVALA.


SİNSİ SİYASİ OYUNLAR, ZATEN MİDESİNİN GURULTUSU İLE MEŞGUL HALKIN BEYNİNİ YAKTI.

BÜYÜKELÇİLERİ SINIR  DIŞI EDİN DİYEREK MUHALİFLERİ BÖLDÜ.

20 YILDIR ATATÜRK, CUMHURİYET,LAİKLİĞE VE BUNLARI SAVUNANLARA KÜFÜR ETTİRİP, DÖVDÜRÜP, MAHKRMELERDE MAHKUM EDEREK SUSTURUP, SOSYAL MEDYADA BEĞENİ YAPAMAZ HALE GETİRİP MUHALİFLERİ SİNDİREN, BİTİK PKK DAN ORDU YARATAN, GÜNEY SINIRIMIZDA 2 KÜRDİSTAN, 1 SÜRYANİSTAN KURDURAN, HALKI YOKLUĞA, SEFALETE MAHKUM EDEN PONTUSLU RTE, ÖCALAN KARDEŞLERİN EMİRNAMELERİNİ YAYINLAYARAK KÜRT OYLARINA TALİP OLAN RTE, OSMAN KAVALA VE S.DEMİRTAŞ'I GEREKSİZ YERE İÇERİ ATIP, ULUSLARARASI SİYASİ KRİZ YARATARAK, SONUCUNDA, POSTA KOYAN 10 AB BÜYÜKELÇİSİNİ KOVARAK VATAN KURTARAN ASLAN OLMA DERDİNE DÜŞTÜ.
PKK TERÖRİST DEĞİLDİR DEYİP ORDU YAPAN, MAHKEMELER KURDURUP VERGİ TOPLATAN, HENDEK SAVAŞLARI YARATAN ERDOĞAN, BU İKİ ADAM İLE 20 YILLIK GÜNAHLARINI AKLAYACAK ÖYLE Mİ?

AKP PROJE PARTİSİDİR.

GÖREVİ ATATÜRK CUMHURİYETİNİ, KAZANIMLARINI, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN HARİTASINI TASFİYE ETMEKTİR.

OLAYLARI YORUMLARKEN BU İLKELERE GÖRE DÜŞÜNÜN;

DEVLET VE HALKIN ALEYHİNE OLAN HER GELİŞME HÜKÜMETİN GÖREVİNE SADIK OLDUĞU ANLAMINA GELİR.

HER GÜN HALKIN GÖZÜNDE DEĞER KAYBEDEN ERDOĞAN, S.DEMİRTAŞ VE O.KAVALA OLAYI İLE KAHRAMAN YAPILMAK İSTENİLİYOR.

BÜYÜK ELÇİLERİ SINIR DIŞI EDİNCE YENİ AMBARGOLAR, BASKILAR GELECEK VE HALKIN PARASI PUL OLACAK, İŞSİZLİK, TERÖR KATLAYACAK.

GENE HÜKÜMET YERİNDE KALACAK, HALK DAHA,DA BATACAK.

HALK BÖLÜNMEYE DE DEVLETİN BÖLÜNMESİNE DE ONAY VERECEK.

MUHALEFET DE KÜRT SORUNU, UYGUR SORUNU GİBİ AB-D PROJELERİNİ SAVUNDUĞU, FETÖCÜLERLE ORTAK MUHALEFET YAPTIĞI İÇİN BU İŞİ BİRLİKTE YAPMIŞ OLACAKLAR.

BUNLAR OLMAZSA, HAÇLILARIN IRAK, LİBYA GİBİ İŞGAL ETME VEYA ETTİRME OLASILIĞI DA VAR.

AZERBAYCAN KARABAĞ KAVGASINDA İRAN İLE KAPIŞMAYI BOŞ GEÇMEYELİM. 


İRAN GENEL KURMAYI, 24 SAATTE TÜRKİYE'Yİ İŞGAL EDERİZ DEMİŞ.

YUNAN DA ÖYLE DİYOR, ABD ORDUSU EGE, YUNANİSTAN, GÜRCİSTAN ÜSTÜNDEN KUŞATMA YAPIYOR.

İKTİDAR DA MUHALEFET DE AB-D KUCAĞINDA BÜYÜTÜLÜP İKTİDAR EDİLDİ. PKK DAHİL HEPSİNİN KIBLESİ VATİKAN+WASHİNGTON.

KAFAYI KULLANIN.

ALAEDDİN YAVUZ














24 Ekim 2021 Pazar

KEMAL KILIÇDAROĞLU EMEKLİ POLİSLERİ DİNLİYOR!

Kemal Kılıçdaroğlu'nun ikincisini düzenlediği Emekli Emniyet Mensuplarının Sorunları paneline katılımım ve meslektaşlarımın sınırlı sayıda katılımları istenilmiştir. 

Ana Muhalefet tarafından daha önce yapıldığını hatırlamadığım bu panel ile bizlerin sorunları, çözümler hakkında görüşleri, beklentileri dinlenecektir, anlaşılan budur.

Toplantıyı düzenleyen ana muhalefet partisi sıfatıyla, sorunlarımızı kayıt edip, TBMM, basın yoluyla dile getireceği, ileride iktidar olursa çözme vaadinden başka bu toplantının bir anlamı olacağını düşünmüyorum.


Kemal Kılıçdaroğlu'nun, henüz cumhurbaşkanlığı adaylığı ve seçim tarihi bile kesinleşmiş değildir.

Polis emeklilerini bir araya getirme, muhalefet ile görüştürüp yakınlık yaratmak, ve ümitsizliğe kapılanlara ümit, vermek, güvenilebilecek bir muhalefet olduğunu göstermektir.

Benzer toplantıların başka meslek grupları ile yapılacağı olasılığına bakarsak, muhalefetin ilk kez iktidara ciddi olarak asıldığına da halkın inanması amaçlanmaktadır. Çünkü 20 milyona yakın oy kullanmayan ve kararsız seçmen vardır.

Toplantı davetini yapan devrem Şeref beyin demesine göre Haliç Kongre Merkezinde 300 emekli polis davet edilmiş.

Her masaya bir CHP millet  vekili gelip sorunlarımızı dinleyip not alacakmış.

Muhalefet yoluyla hükümetin gaz alması mı, CHP iktidar olunca bizi refaha kavuşturacak hayaliyle ikisi birlikte seçimlere ilgiyi arttırma çabası mı, başka ne desem bilmiyorum.

Recep Tayyip Erdoğan'ın bu toplantılara kızıp;

"- Bay Kemal, sen kim oluyorsun ki, bu devlet, ŞAHSIMIN devletidir, çalışanın da emeklinin de sıkıntısı varsa ben çözerim. Senin bir vaadine ben 10 veririm be, sen de kim oluyorsun" gibi çıkış yapsa, biraz da seçim icabı zam verse bu iş yatar mı ayrı bir şey.

Olmaz olmaz demeyin, peynir ekmek yemeyin,  tabi haliniz varsa başka şeyler de yeyin.

İşte bu toplantı da artık peynirin, etin kilosunun 70₺ Teyyo olması, sollaması, fırıncıların da ekmeği 2,5₺ Teyyo'ya çıkarmak istemesi gibi sürekli çalışan, emekli aylıklarının değer kayıplarına dayalı  gelişmeler yüzünden düzenleniyor zaten.

Ülkemizin genel siyasal, ekonomik, kültürel, bölünmüş halkın güveninin kazanılarak devlete güvenlerinin sağlanması, her kesimin  geleceklerine güven duyma sorunları çözülmeden, meslek gruplarının, dini-etnik farklılıkların tek tek sorunlarının çözülmesi imkansızdır.

Ama iktidar yürüyüşünde bu yol sürekli tercih edildiğinden olana göre davranmak düşüyor.

Polislerin sorunları, hemşirelerin sorunları, madencilerin sorunları ve tabiî ki sokak insanlarının, evsizlerin de sorunları var.

Her meslek grubunun kendine göre özel iş güvenliği ve iş riski farklıdır.

Bir madencinin korkulu rüyası göçük altında kalmak, kilometrelerce derinlerden sağ olarak gün yüzüne çıkmak, kazandığını yiyebilmek, polisin tek parça olarak eve dönebilmek ve bu şekilde emekli olabilmek, sağlıkçıların bulaşıcı bir hastalığa yakalanmadan eve gidebilmek, emekli olup ayrıcalıklı, rahat yaşam sürebilmektir.

Ama herkesin istediği ayrıcalığı geçelim temel geçim standardının en altında yaşatılan çalışanlar mutlu edilemedikleri gibi bir de çalışma şansı olmayan, bunu bulamayan, şerefiyle yaşama hakkı bulamadığı için şerefsizliğe mahkûm edilen bir çoğunluk var.

Ülkemizde ve dünyada çözülmesi asla istenilmeyen sefalete mahkûm edilmiş bir insanlık sorunu var.

Bu çözülmediği için de polis var, jandarma var, jop var, dayak var.

Hükümet, polisin en yüksek amiridir.

Pahalılık, işsizlik, kıtlık artınca, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalar basın açıklaması, miting gibi toplu eylemlere başlarlar.

Hükümet polise "en ufak toplumsal, bireysel protesto eylemi hatta basın açıklaması istemiyorum" dediği anda, polisin güç kullanma görevi devreye girer.

Bu da dayak demektir.

Eylemci polisi suçlar ama kendini dövdüren hükümete oy verir.

Polis de memur olduğu için bunu halka söyleyemez. Polis hedef olur, halkın ilgisini çekmek isteyen yazılı, görsel basının, anarşi, terör örgütlerinin ve muhalefetin lincine uğratılır.

Mesleğe ilk başladığımdan bu güne BU LİNCİ DURDURMAK için konuştum, yazdım. Her polisi hedef alan habere, makaleye, bu tespiti yazdım.

Duyarlı insanlar sayesinde bu anlayış on yıllar boyunca  yayıldı, oysa herkesin görüp bildiği gerçekti.

Polisin hükümetin günah keçisi olmaktan çıkarılmaması en büyük sorunudur. Toplumda hâlâ  polise karşı büyük bir kin var, AKP döneminde bu daha da büyütüldü.

Siyasiler, polisin sorunlarını çözmek istiyorsalar;

1- Polis her şeyden önce iş riskine karşı kendini koruyan yasal korumaya sahip olmalı, aşağılanan değil, saygı gören, şerefli insan olarak sayılmalıdır. Bu da hükümetlerin namuslu, ahlaklı olmasına bağlıdır.

2- İnsanca yaşamını sürdürecek maaş, aile, sosyal yaşama zaman ayırabileceği çalışma saatlerine göre mesai yapmalı, yasalarda belirtilen sosyal hakları da asgari değil azami gelişmiş ülkeler düzeyinde gelir üzerinden verilmelidir. 

Bu gün, 6-8 saat günlük çalışan, senelik 30-40 gün izin kullanan, yıllık 98 bin€ yaklaşık, 1milyon TL alan Alman, Avrupa polislerinden iki kat fazla ve ağır şartlarda hizmet veren polisimizin neyi eksiktir ki bu sefalete layık görülmektedir?

Üstelik adamlar terör örgütleri ile sıcak çatışma gibi olaylara tanık olamadan, bir terörist bile göremeden emekli oldukları halde muhteşem gelire sahip olabiliyorlar.

Bizim gazilerin protezlerine bile haciz geliyorsa, niye çalışıyoruz ki? Midesine esir edilmişiz, ötesi yok.

Polis emeklilerine ödenen maaş ile "emekleyebileceği" bir yaşam biçimi layık görülmüştür, "dik durabileceği" değil.

Tek maaşlı, çalışamayan emekli polislerin kira, gaz, elektrik, telefon faturalarını ödeyince, asgari pazar alışverişi için üç beş kuruşu kalıyorsa ne mutlu.

Çocuklarına iyi okul, torunlarına harçlık gibi lüksü yoktur. Artı sosyal nefretin verdiği sorunlar da cabası. 

3- Polis ve diğer tüm vatandaşlar "sosyal devlet" ilkesine göre en az 10.000TL aylık gelire kavuşturulmalıdır.

4- Her vatandaşa sağlık, eşit eğitim, sosyal güvenceli iş, konut sağlanmalıdır.

Şerefiyle yaşama şansına her vatandaş kavuşturulmalı, vatandaş olma bilinci aşılanmalı ki devletine sadık millet  olsun.

Şerefiyle yaşayacak bir iş bulamamışların düzenledikleri bir panel, yürüyüş, miting zaten olmaz. Güçleri yok ki zaten.

Ama bunlardan, hırsız, gaspçı, kumarhane erketesi, kiralık katil, anarşist, terörist, kaçakçı, köçekçi ve yer altı toplantıları yapan her tür suçlu çıkar.

Halkını şerefli yaşamaktan mahrum eden hükümetler anarşi toplumları yaratır.

Ülkemizde ve dünyada gidişat bu yöndedir. Polisin iş güvenliği ve riskini arttıran iktidarlar çalışana da emekliye de tüm meslek gruplarından farklı ayrıcalık vermek zorundadırlar.

Emekliliğinde güvence göremeyen güvenlik  görevlisi kendince tedbir almak zorunda kalır, o da devleti yıkar.

Toplumsal zenginlik, adalet sağlanmadan, meslek kuruluşları üyelerine çözüm sağlanarak," biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" toplumu yaratırsınız.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, "Polis yaptığı iş yüzünden aşağılanmamalı, saygı görmelidir."

Halka kötü davranan polisin sorumlusu, devleti kötü yöneten iktidarlardır.

Tüm adi işlerini polis ve yargı sopası ile halkı sindirerek örten her hükümet gider, her devlet çöker.

Bunlara ses etmeyen halk da köle olmayı hak eder.

Böyle devletler de tüm kurumları yıkılmaya mahkûmdur, yıkılacaktır.

Aksini isteyen toplum, hükümetini, bürokratını cahilden, hırsızdan, ırz düşmanı, yağmacıdan, işbirlikçiden değil yüksek eğitimli, ahlaklı kitle önderlerinden seçer.


Bunun içinde bağımsız olması gerekir. 

Koloni devlet idarecileri, egemen devletlerin memurlarıdır, adalet sağlayamazlar.

Ülkemiz de AB-D  kolonisidir.

Ümitsiz vaka.

Ama bu tür toplantılara katılarak, isteklerimizi, güvensizliklerimizi söyleyerek siyasetçiye güven ve uyarı vermek de şarttır. Aksi halde arkasında halk desteği görmeyen, halkın hakkındaki tespitlerini öğrenemeyen muhalefet kendini riske atmaz, muhalefet memurluğuna yatar, bu güne kadar olduğu gibi.

Umarım, ileride herkesin yararını görebileceği bir toplantı olur.

Asgari ücretin 1250€(12.500₺) olduğu Fransa, 2000€ altında maaş alanlara, AB-D-ÇİN-RUSYA kapışmasının sonucu olan doğal gaz, akaryakıt fiyat artışlarına karşın 100€ aylık destek vereceğini açıkladı.

Adamların asgari aylık ücretini bile bir polis memuru emeklisi 4 ayda alabiliyor.

Neymiş, Dolar, dolar, boşalırmış, benzin, mazot mu yiyormuşuz?

Bu kafaya oy vermeyi 40 yıldır bitmeyen, 40 yıl daha sürecek Pkk tiyatrosuna aldanarak desteklemeyi bırakalım.

Üç gün önce Pkk çetebaşı Duran Kalkan, kendi televizyonunda;

" - KÜRT sorununu AB-D  çıkardı, çözmek istemiyor, istese çözülür" dedi.

1986'larda TRT2 deneme yayınlarının gece yarısı tartışma programlarında, " 21.yüzyılın çete savaşları yüzyılı olacağı için ordunun çete ile savaştırılarak eğitilmesi" tartışılırdı.

Sizce bu terör biter mi?

Boş verin terör örgütü ile savaş pozu veren iktidarlara, çok ümit veren muhalefetlere de.

Asla bir partiyi iki kez oylamayın.

Herkesin kendine yetecek aklı var, saygılar. 

Alaeddin Yavuz