POLİS HALKTAN KOPARILIYOR
Eylemcilere,öğrencilere AKP'den haşarat muamelesi |
Son öğrenci protestolarının ardından,hükümete çatmaktan korkup,nefret nehrinin polisin üstüne yönlendirilmesiyle,Polis teşkilatı hakkında yapılan yorumların acımasızlığı beni bu yazıyı ve diğer bloglarımdaki yazılarımı yazmaya itti.
Şunu da belirteyim,siyasilere dayalı beklentileri olan meslektaşlar yüzünden Polis de sütten çıkmış ak kaşık da değildir.
1990-2000 yılları arasında polis teşkilatı teröre karşı verdiği mücadele ve halka sıcak davranarak 20 yılda saygınlık kazanmayı başarabilmiş ve bu sayede suç örgütleri de halkın işbirliği sayesinde çökertilebilmiştir.
AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002 Ekim seçimlerinden beri izlediği siyasetlerle “eleştiri kabul etmez” baskıcı siyasetini yürütebilmek için polis teşkilatını resmen kendi siyasi özel güvenlik teşkilatı haline döndürme gayretleri,son protesto olayları ile had safhasına ulaşmıştır.12 Eylül 1980 sonrasında resmen toplum dışı olmuş Polis Teşkilatının halka kendini kabul ettirmesi 20 yıl aldı.
AKP’nin siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için karşısına çıkan her engelin üstüne polis teşkilatını sevk etmesi polisi asıl görevi olan “asayişi temin etme” görevinden ayırıp “AKP’nin önündeki engelleri kaldırma” aracı” haline getirilmiştir.
İşte bu tezimi doğrulayan bazı yazıları aşağıya aldım.Meslek bağlılığı yüzünden gene de onların “iyi,seçkin davranışlarını” da eklemeyi uygun buldum;
HABERVER> Hamile kadina Tekme Atan Fetocu (!!!!!) Polis
Gazlanan eylemcilere gazlama sonra polis yardımı. |
İstanbul'un böyle polisleri de var
Başbakan Erdoğan'ın 'açılım' toplantıları kapsamında geçtiğimiz hafta Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde rektörlerle görüşmesi öncesi, bir grup protestocu öğrenciye orantısız güç kullanan İstanbul polisi eleştirilerin hedefine haline geldi..
Toplantıyı protesto eden göstericilerin içindeki bir bayanın yerde tekmelenmesi görüntüleri de eleştirilerin dozunun daha da artmasına neden olmuştu..
Ancak aynı olayda biber gazından etkilenen ve gözaltına alındıktan sonra bir parkta dinlenmeye alınan öğrencilere polisin ilgisi de 'böyle polislerimiz de varmış' dedirtti..
Protestocu öğrencilere su ve peçete dağıtarak onlara yardım eden polisler, gazdan daha fazla etkilenmemeleri için de tavsiyede bulundu..
"... Ben böyle vahşet görmedim arkadaş! Polis önce öğrencilerin üzerine kimyasal gazı boca ediyor, sonra da düşmüş, kıvranan, kaçma şansı olmayan gençleri eşek sudan gelinceye kadar dövüyordu... Bende öğrencilerin üzerine sıkılan kimyasalları gördükten sonra İstanbul Emniyet Müdürü'ne 'Kimyasal Hüseyin' lakabını koydum.
Kaynak : http://www.internethaber.com/iste-olay-emniyet-mudurunun-sicili--313312h.htm#ixzz17d0t7Xle
Polis geldi, muhbir görevlendirildi... Şiddet bitti mi?
Türkiye günlerdir bir kez daha polis şiddetini konuşurken MEB’in her okulda bir müdür yardımcısını polisle işbirliği ile görevlendirdiği ortaya çıktı.TBMM’de verilen bir soru önergesine Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun verdiği cevapla birlikte her okulda bir müdür yardımcısının emniyetle işbirliği yapmak üzere “irtibat görevlisi” olarak görevlendirildiği ortaya çıktı. Çubukçu konuya ilişkin eleştirileri “bundan doğal ne var” diyerek kızgınlıkla karşıladı.
MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, okullarda şiddeti önlemek amacıyla yapılan çalışmaların neler olduğuna yönelik soru önergesine Çubukçu’nun verdiği yanıtla birlikte artık her okulda bir müdür yardımcısının “emniyet görevlileri ile karşılıklı paylaşım yaptığı”, “irtibat görevinde” bulunduğu öğrenildi.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/polis-geldi-muhbir-gorevlendirildi-siddet-bitti-mi-haberi-36677
Polis teşkilatının fedakâr mensupları malum kendi illerinde görev yapamamaktadırlar.Sırtına Polis üniformasını geçiren her memur,önce gittiği şehirde bir otel sonra kiralık ev ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır.Evlenecek olanların kız bulmaları da bunlara dahildir.Polis dahil hiçbir meslek mensubu “halktan kopuk” yaşayamaz.
Suçlu takip edersin halkın yardımı şarttır,
Suçlu kaçırırsın yakalamak için halkın yardımı şarttır,
Ev ararsın,evine eşya alırsın,taksit gerekir,günlük yaşamını sürdürmek için her şeyini temin etmede kolaylığı halk sağlar.
Leman'ın yazısı için Tıkla |
Halk dediğin de o üzerine gaz fışkırttığın öğrenciler,aileleri,akrabaları,hemşehrileri,ülküdaşları,yoldaşlarıdır.
Yarın öbür gün,bir güne gelmez o öğrenciler doktor,kaymakam,vali,polis müdürü,iş adamı,sanatçı vb. olur,sana da yaptıklarının karşılığını bir güzel ödetirler.
Lütfen başta “kendi çıkarınız” için aldığınız emirlerin yasal olup olmadığını anlayacak kadar PVSK’yı en azından okuyunuz.TCK,CMUK” ise her polisin öğrenmeden çalışmasını olanaksız kılan mecburen okunması gereken yasalardır.
Sizlere öğrencilerin üzerine saldırmanız,gaz fışkırtmanız,cop kullanmanız için emir veren,o öğrencilerin tepkilerini ortaya koymalarını gerektirecek usulsüz hükümet yönetenler bir güne gelmez çekip giderler,tarihten silinirler.
Ama sizler “karnınızı doyurmak,onurunuzla insanca ekmeğini kazanan” toplumun onurlu bir ferdi olmak için çektiğiniz cefaların karşılığında bir mükafat beklerken toplumun nefretini kazanacak işler yapmayınız.
Siyasilerin sağı solu belli olmaz |
Devletimiz büyük,güçlü bir devlet değildir aksine yarı sömürge bir devlettir ve haini de boldur.Kökenleri asırlar öncesi geçmişe dayanan işbirlikçi iktidarların çıkardıkları,”dinci,ırkçı,sağcı-solcu” gibi siyasi kamplaşmaların etkisinde kalmayınız ve işinizi tam bir “adalet bağlılığı” içinde yürütünüz.Size müracaata gelen insanın hangi ırk,din,mezhep,soy,millet,yerli-yabancı olmasına dikkat etmeden görevinizin gerektirdiği hizmeti veriniz.
Görev yaparken zaten yasak olan her türlü ayırımcılıktan uzak kalınız.Siyasi veya dini görüşleriniz içinizde kalmalı ve hizmet götürdüğünüz vatandaşa yansımamalıdır.Görev böyle yapılırsa sadece hizmetini gördüğünüz Türk Milleti değil tüm dünya halklarının sevgisini ve saygısını kazanırsınız.
Göreviniz yasalarla belirlenmiştir.
Unutmayınız!
-“Kanunsuz emri yapan sorumludur veren değil”
Yasal olmayan emri veren ister amir ister siyasi olsun bir şekilde kurtulurlar,ama sizler ezilir gidersiniz.Aileniz bile sahip çıkmaz.
Turgut Özal zamanında oluşturulmuş olan tüketim toplumu edebiyatından kurtulunuz.Yani;
-“Benim memurum işini bilir” sözünü terk ediniz.
Ya da AKP’nin “Bahşiş helaldir” tanımlaması da böyledir.
Bunlar sizleri halktan koparan zararlı,sefil işlerdir.
Siyasiler oy ile çalışır,çekinmeden polisi harcarlar |