BLOG, TÜRK MİLLETİNE VE İNSANLIĞA ADANMIŞTIR.ÜCRETSİZDİR.HİÇ BİR YAZIMIN BÜTÜNÜYLE LİNK VERİLSE DAHİ YAYINLANMASINA İZİN VERİLMEZ,LİNK VERİLEREK ALINTI SERBESTTİR. TOPLUMUN GENEL DEĞERLERİNE GÖRE YAZMAK AFERİN ALAMAYA YARAR. ÖNEMLİ OLAN ASIRLARDIR ÜSTÜ ÖRTÜLMÜŞ GERÇEKLERİN ÖRTÜSÜNÜ KALDIRARAK GÜN IŞIĞINA ÇIKARMAK, TOPLUMA YENİ DÜŞÜNME YETENEĞİ KAZANDIRMAKTIR.ÇALINTI TELİF HAKLARI YASASI DAHİLİNDEDİR... +40 (KIRK YAŞ ALTI İÇİN ZARARLI OLABİLİR);
"Türkiye Türklerindir +40" Bloguna Hoş geldiniz!!!
Ey Türk Milleti!
Birinci vazifen seni İslamcılık ve Türkçülükle benliğinden koparan, Araplaştıran din, devlet, ticarette sana yer vermeyen, seni küçük dereceli askeri görevlere vererek ölüme süren, sana hocalık, başbuğluk eden hainlere giydirdiğin tacı geri almaktır. Bunu yapabilmen için seni uyandıracak her türlü bilgi ve belge mevcuttur. Ya özgürlüğünü kazan ya da öl. Kölelikle atalarının kemiklerini sızlatma. Arap Rumların ırkçı kinci ensest sapık dinlerinden çık. Kurtuluşun başlangıcı burasıdır. Aklen kurtulmadıkça saltanatın da olsa kölesindir unutma. Sen özgür birey olmadıkça kardeşliğin önemi yoktur. Devletin her yüksek kademesine göz dik yerini al. Tırsma. Çabala, savaş ve kazan! Birlikte yaşadığın kavimlerle kardeşlik o zaman daha güzel olacaktır. Alaeddin Yavuz
Tarih boyunca atalarımız günümüzdeki kadar, her türlü bilgiye ulaşabilecek böyle bir çağ yaşamadılar.
Bizler tümünden şanslıyız. Buna dayanarak, blog içerikleri binlerce yıldır doğru bilinenleri sorgulamaktadır.
İster bu bloğda, ister okulda, camide veya başka yerde hiçbir yazılanı, öğretileni “sorgulamadan, araştırmadan” doğru kabul etmeyiniz!
Vatan-Millet davası,hiçbir kurum veya kuruluşa havale edilemez, milletçe sahiplenilmedikçe hiç bir dava milli değildir.
Davasına sahip çıkmayan halk da millet değil sürüdür. Adilyargıç/Keykubat.
Blog yazılarının telif hakları-copyright © “adilyargic; adilyargicc; keykubat.blogspot.com ve keykubat.blogcu.com” rumuzlarıyla yazan Alaeddin Yavuz’a aittir.
Hala okumak istiyorsanız buyurunuz.
Saygılar, sevgiler!
Hakkımda
- keykubat
- Balıkesir , Bandırma , Türkiye
- KENDİLERİ İÇİN PLAN YAPMAYAN MİLLETLER, BAŞKALARININ KENDİLERİ İÇİN YAPTIKLARI PLANLARA RAZI OLURLAR.Keykubat- ATATÜRK'TEN SONRA ÜLKEMİZDEN TÜRK ve MÜSLÜMAN HALKLAR İÇİN PLAN YAPAN ve EZİLEN HALKLARA ÖNDER OLACAK SİYASET İZLEYEN BİR LİDER ÇIKMAMIŞ, ARDILLARI,ONUN İZLEDİĞİ ANTİ EMPERYALİST SİYASETİ TERK ETMİŞ,DEVLETİ AB-D KUCAĞINA ATMIŞ VE ONLARA BAĞLILIĞI ATATÜRKÇÜLÜK SAYMIŞ,HALKIMIZIN DİNİ VE IRKİ DEĞERLERİNİ AŞAĞILAYARAK TAHRİK ETMİŞ, KADEMELİ OLARAK HALKIMIZI HIRİSTİYANLAŞTIRMAK İÇİN DIŞ GÜÇLERCE GİZLİ-AÇIK DESTEKLENEN SAPIK DİNCİ YAPILANMALARI GÜÇLENDİREREK,İKTİDARA TAŞIMIŞ,IRK,MEZHEP BAĞLAMINDA KARŞILIKLI DÜŞMANLIKLAR YARATMIŞ, ÜLKENİN KAYNAK VE SERMAYESİNİ YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMİŞ,YUKARIDA SAYILAN AB-D PROJELERİNE GÖRE ASKERİ DARBELERLE KENDİ MİLLETİNİ SİNDİREREK BÖLÜNMENİN YAŞANDIĞI BÖYLE GÜNLERDE BİLE TEPKİSİZ KALMASINI SAĞLAYAN KORKU ORTAMINI HAZIRLAMIŞ,BENZER MUHTELİF İHANETLER İÇİNDE BİR ŞEKİLDE YER ALMIŞLARDIR.İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GÜNÜN DURUMU BUDUR-Keykubat İNSAN,PRANGA VURULMAKLA,KIRBAÇLANARAK ÇALIŞTIRILMAKLA ESİR OLUR.ESİRLİĞİ YAŞAM BİÇİMİ OLARAK BENİMSERSE KÖLE OLUR. VATANINIZA,DEĞERLERİNİZE,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZE SAHİP,HER TÜRLÜ EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIN!!! Keykubat
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
Translate
Bu Blogda Ara
21 Eylül 2019 Cumartesi
OTUZ YIL ÖNCE POLISIN ARAÇ VE MESAI SORUNU
1985'lerde Istanbul Pendik karakolunda ikinci görev yerime başladığımda ekarakolun minibüsü bile yoktu.
Yaya 24/24 iki grup çalışırdık.
Olaya yaya müdahale ederdik.
Suçluların, şüphelilerin sabika kayıtları için Pendik köprüsüne minibüslere yalvar yakar bindirir çıkardık. Belediye otobüsleri dahi bulmak zordu ve şehirlerarası yolcu otobüslerine 10 ıle 20 kişiyi birbirlerine kelepçe ile bağlayıp tek başımıza bindirir Mecidiyeköy, Gayrettepe polis merkezlerine götürüp işlemlerini yaptırır, belediye otobüsü ıle Sirkeci Sansaryan Handa bulunan Asayiş Şubesine götürür, kayıtlarını ve sorgulamalarını yaptırdıktan sonra feribotla Kadıköye geçer, belediye otobüsleri ıle karakola geri getirir, fezlekeleri yazıldıktan sonra da Kartal adliyesine yine, minibüs, otobüs bizi kim acıyıp alırsa onlarla götürürdük.
Bunlar 1988den sonra değişmeye başladı, Emniyet Müdürü rahmetli Ünal Erkan tarihte ilk kez polise 12/24 çalışma düzeni getirdi. Karakollara araçlar verilmeye başlandı.
Ben de o arada kendi kendime Ingilizce öğrenip Turizm polisi şube müdürlüğünce tayin olmuştum.
Şimdi polisin ağır çalışma şartları Istanbul gibi metropollerde hâlâ çözülmüş olmasa da epey yol alındı.
Artık yazdığım araç sorununu bu gün hatırlayan memur çıkmaz bile.
Bir de şu cemaat, tarikat kökenli memur örgütlemesi yapmasalar ne kadar güzel olurdu.
Polis her zaman yazdığım gibi halkın insiyatifi ıle yaşayan bir kurumdur ve halkın hizmetçisidir.
Onu siyasi iktidarlarlarin, cemaatlerin, tarikatların memuru yapanlara, buna hizmet edenlere lanet olsun.
Polis halktan çıkan insanlardan oluşur ve halkın hizmetinde olacaktır.
Saygılar, selamlar.
Alaeddin Yavuz
19 Eylül 2019 Perşembe
TURKIYE SIYASETININ KISA OZETI
Bunun müşterileri de Müslüman takiyesi yapan Yahudi, Hristiyan tarikatlarıdır.
Bunların sözcüsü Akcaabat'in fesli Ermenisi Kadir Mısırlıoğlu ne dedi;
Amerika bize şeriatı versin, gerekirse devlet yıkılsın." Olay budur.
Demokrasi adına muhalefet de Amerikancılık, AB yandaşlığı yapıyor.
Bu güçler gercekten bizde demokrasi görmek istiyorlar ise Erdoğana talimat versinler, sabahında Erdoğan Leninist Komünist olmaz ise hiç bir şey bilmiyorum.
Biz bu dayatmaya karşı olduğumuz için, onların emir eri olan Erdoğan kişiliğini merkez alarak muhalefet ediyoruz.
Olay budur.
Alaeddin Yavuz
Geniş araştırma yazıları blog arşivinde vardır ya biraz da belge ve özet verelim;
Sayın Cumhurbaşkanı, Dedeniz Osmanlıya İsyan Eden Bir Eşkiyaydı.
Adanalı Cezmi Yurtsever de "Bagata,asi,eşkiya demektir" şeklinde açıklamış, nüfus kayıtlarını vererek böyle yazmıştı. Sonra Cezmi Akpli oldu, Bahçeli'yi Ermeni, dedeyi şehit yazdı.
Bu gün gene reis dedesini Sarıkamışta şehit etti.
Bu ikinci kez tekrar eden üçüncü yer.
Reisin yeni başbakanken ilk söylediği ifadeye göre dedesi ilk önce 1917'de Adana'da Klikya Ermenistan'i kursunlar diye Ingilizlerin geri yolladığı 178000 ,1915 sürgünü Ermeniye katılmak için Rize'den gönderilip,çatışmada yiğit bir vatan evladının kurşunuyla öldürülmüş bir vatan hainiydi.
"Dedem haksızlığa dayanamazdı, Adana'da bir zalim vali varmış ona karşı savaşırken öldü" masalı anlatırdı.
2010 referandumundan once 2003 Gürcistan Azınlık raporunda Süryaniler ve YEZIDI Kürtler(adilyargicblogspotcom) çeviri yazımdan sonra bu sözünü de benim blogu da google'un sahibini çağırıp 600 blog ıle birlikte sildirmişti. Sonra bu dede Çanakkalede öldü tutmadı, Sarıkamışta öldürdü, diploma gibi belge gene yok. Unutturdu iki sene sonra şimdi gene Sarıkamış'ta öldürdü dedesini. Doğrusu Adana olmalı çünkü onunla başladı. Akif Bekinin "dedeleri Siirtli imamlara dayanir" şeklinde yazdığı gibi asli Gürcistan'a sığınan "soyu hz Musa'ya uzanır " ifadesindeki gibi Nasturi Hristiyan Yahudi isyancilardandir. Adana'ya destek olarak gönderilmiştir.
Bunlarin yazılmasını istemeyen kimseler, dini ve etnik siyaseti terk etsinler yeter.
Müslümanım dersin, kendin Yahudi Nasturi, eşin Süryani çıkar, Milletim dersin milletinin adı yok, Türk'um der,kendini başbuğ edersin, hâlâ partililerin Atatürk ve cumhuriyete küfür eder,Andımızı okunsun diyen mahkeme kararını tanımazsın.
Her sorunun temeli kendinsin.
TÜRKÇESİ; Gururlu bir Yunan kökenli Müslüman Türk olan @RT Erdoğan'ın Siyonizme ve İsrail'e karşı olmaması gerekir.
Bunun geleceğimiz olan Ege Yunan...Türk Konfederasyonunun ile ilgisi yoktur.
|
18 Eylül 2019 Çarşamba
ATATÜRK R.T.ERDOĞANIN DEDELERİNİ ASTI MI?
1760'tan itibaren Yahudi Bitlis, Siirt, Hakkari, Irak, Mardin, Urfa Yezidilerinin, Nasturilerin ve Süryanilerin Gürcistan'da yerleştirildikleri BAGATA şehri |
1760'tan itibaren Yahudi Bitlis, Siirt, Hakkari, Irak, Mardin, Urfa Yezidilerinin, Nasturilerin ve Süryanilerin Gürcistan'da yerleştirildikleri BAGATA şehri |
Sayın Cumhurbaşkanı, Dedeniz Osmanlıya Isyan Eden Bir Eşkiyaydi.
Adanalı Cezmi Yurtsever de "Bagata,asi,eşkiya demektir" şeklinde açıklamış, nüfus kayıtlarını vererek böyle yazmıştı. Sonra Cezmi Akpli oldu, Bahçeli'yi Ermeni, dedeyi şehit yazdı.
Bu gün gene reis dedesini Sarıkamışta şehit etti.
Bu ikinci kez tekrar eden üçüncü yer.
Reisin yeni başbakanken ilk söylediği ifadeye göre dedesi ilk önce 1917'de Adana'da Klikya Ermenistan'i kursunlar diye Ingilizlerin geri yolladığı 178000 ,1915 sürgünü Ermeniye katılmak için Rize'den gönderilip,çatışmada yiğit bir vatan evladının kurşunuyla öldürülmüş bir vatan hainiydi.
"Dedem haksızlığa dayanamazdı, Adana'da bir zalim vali varmış ona karşı savaşırken öldü" masalı anlatırdı.
2010 referandumundan once 2003 Gürcistan Azınlık raporunda Süryaniler ve YEZIDI Kürtler(adilyargicblogspotcom) çeviri yazımdan sonra bu sözünü de benim blogu da google'un sahibini çağırıp 600 blog ıle birlikte sildirmişti. Sonra bu dede Çanakkalede öldü tutmadı, Sarıkamışta öldürdü, diploma gibi belge gene yok. Unutturdu iki sene sonra şimdi gene Sarıkamış'ta öldürdü dedesini. Doğrusu Adana olmalı çünkü onunla başladı. Akif Bekinin "dedeleri Siirtli imamlara dayanir" şeklinde yazdığı gibi asli Gürcistan'a sığınan "soyu hz Musa'ya uzanır " ifadesindeki gibi Nasturi Hristiyan Yahudi isyancilardandir. Adana'ya destek olarak gönderilmiştir.
Bunlarin yazılmasını istemeyen kimseler, dini ve etnik siyaseti terk etsinler yeter.
Müslümanım dersin, kendin Yahudi Nasturi, eşin Süryani çıkar, Milletim dersin milletinin adı yok, Türk'um der,kendini başbuğ edersin, hâlâ partililerin Atatürk ve cumhuriyete küfür eder,Andımızı okunsun diyen mahkeme kararını tanımazsın.
Her sorunun temeli kendinsin.
TÜRKÇESİ; Gururlu bir Yunan kökenli Müslüman Türk olan @RT Erdoğan'ın Siyonizme ve İsrail'e karşı olmaması gerekir.
Bunun geleceğimiz olan Ege Yunan...Türk Konfederasyonunun ile ilgisi yoktur.
|
AKP kime karşı silahlanma çağrısı yapıyor? Yargı tabii ki izliyor. |
1925 Şeyh Sait İsyancısı, Şeyh Sait'in torunu olan Cüneyt Zapsu devletimizin yöneticisini belirliyor. Devletin kimlerin elinde olduğuna bakınız. |
Böyle yalan duyulmadı. |
(Alıntı yazı yorumsuz)
01.02.2012 11:40 Karakter boyutu ;
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan özellikle son dönemlerde sık sık İstiklal Mahkemeleri’ne sözü getirerek, bu mahkemede görev yapmış “Üç Aliler”den kızgınlıkla bahsediyor.
Bu kadar çok dile getirilince ister istemez “özel bir nedeni mi var” diye düşünüyorsunuz. Şöyle ki:
Tarih: 25 Kasım 1925.
Şapka Kanunu kabul edildi.
Türkiye’de bu kanuna karşı isyanın çıktığı yerlerden biri de Başbakan Erdoğan’ın ailesinin yaşadığı Rize/Potomya (Güneysu) idi. Potomya Ulu Cami imamı Hafız Şaban Hoca’nın liderlik yaptığı ayaklanmaya Muhtar Yakup da katılıyor. Şeriatın korunması için Rize’yi basmayı, hapishaneyi boşaltmayı, hükümet konağını ele geçirmeyi hedefliyorlar. Ve önce Potomya’daki Jandarma Karakolu’nu basıyorlar. Karakol komutanı Onbaşı’yı asmak istiyorlar. Onbaşı “Ben de sizdenim” deyince canını kurtarıyor.
Bu arada halkı tahrik etmek için Peçeli Mehmet, “Ey ahali Ankara ihtilal içindedir. Mustafa Kemal üç yerinden yaralandı. İsmet Paşa ortadan kaldırıldı. Dindar paşalarımız hükümeti ellerinden aldılar. Şeriat kurtarılıyor. Korkulacak bir şey kalmamıştır” diye halka konuşma yapıyor. Halk galeyana geliyor, “Şapka giymeyeceğiz, askere de gitmeyeceğiz” diye bağırıyorlar.
Ayaklanmanın asıl meselesi bir yıl önce 17 Eylül 1924’te Rize’ye gelen Mustafa Kemal’in tüm ricalarına rağmen medreselerin bir daha açılmayacağını söyleyip, din hocalarının işsiz kalmasına sebep olan icraatıydı. Üstelik askerlikten de muaf olmayacaklardı. Sıradan vatandaş olmayı kabul edememişlerdi. Rize Valisi Hurşit Bey Potomya’da olanları Ankara’ya bildiriyor. Sonuçta isyan bastırılıyor.
143 kişi tutuklanıyor.
İstiklal Mahkemesi önüne çıkarılıyor. Mahkeme Başkanı Afyon milletvekili Ali Çetinkaya, mahkeme üyeleri, Gaziantep milletvekili Kılıç Ali, Aydın milletvekili Reşit Galip ve Rize milletvekili Ali Zırh.
Karar veriliyor: 8 idam, 14 kişi 15 yıl, 22 kişi 10 yıl, 19 kişi 5 yıla mahkum ediliyor. 80 kişi beraat ediyor.
Rize şapka isyanıyla ilgili İstiklal Mahkemesi kararı ve bu 143 kişinin adı TBMM arşivinde vardır. Meraklı bir gazeteci bu zabıtları inceleyerek ve nüfus kayıt örneklerine bakarak bu isimler arasında kaçının Başbakan Erdoğan’ın akrabası olduğunu ortaya çıkarabilir.
Ve bu arada:
İsyandan sonra bir çok aile çocuklarını “beladan” uzaklaştırmak için İstanbul’a göndermiştir. Başbakan Erdoğan’ın babası da acaba bu nedenle mi İstanbul’a zorunlu göç etmişti?
Sonuçta, yanıtını aradığımız soru şu: Başbakan Erdoğan her fırsatta İstiklal Mahkemeleri’ne sitem ediyor, Kel Ali’den, Kılıç Ali’den “Üç Aliler Divanı”ndan öfkeyle bahsediyor. Bunun sebebi Potomya (Güneysu)’daki şapka ayaklanması mı?
Odatv.com (Soner Yalçın yazısıdır)" Bilginin yayılması, gerçeğin egemen olması için Soner beyin hoşgörüsüne sığınarak alıntıladığım yazısı burada bitiyor.
BİR HABER BİR YORUM
08.09.2009 11:35 ARŞİV
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın etnik kimliğini araştırmak için Osmanlı arşivindeki belgeleri tarayan ÇUKUROVA Stratejik Araştırmalar Merkezi...
TWEET PAYLAŞ +
BİR HABER
Erdoğan'ın Kasımpaşa ruhu dededen geliyormuş
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın etnik kimliğini araştırmak için Osmanlı arşivindeki belgeleri tarayan ÇUKUROVA Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Cezmi Yurtsever, Erdoğan'ın köklerinde Kasımpaşalılık olduğunu iddia etti.
İşte Yurtsever'in araştırması sonucunda ortaya çıkan isyankar Erdoğan 'gerçeği':
1750'lere kadar resmi kaydı: 1835 yılında Başbakan Erdoğan'ın atalarının kaydı Kırcasakallı Mehmet Efendi olarak alınmış. Mehmet Efendi'nin bir oğlu Mustafa diğer oğlu ise Yunus. Yunus, Tayyip Erdoğan'ın büyük dedesi. Sakalına bakarak kayıt almışlar. Kırcasakallı Mehmet Efendi'nin babasının adı ise Hüseyin. Bu kayıtlar 1750'lere kadar bir ailenin resmi yoldan kökeni hakkında bilgi veriyor.
Bakatoğlu(İsyancı, Derebey): Şimdiki Dumankaya köyünün (Pulihoz) kurucusu Bakatoğlu Memiş. Vergi kayıt defterinde 86 kuruş vergi ödediği belgelenmiş. Bakatoğlu kelimesi "İsyancı ve Derebey" demek. Pulihoz köyünün hemen arkasında Kıble Dağı var. Ayani tepesi var. Ayani halkın seçtiği önder insan demek.
1760'tan itibaren Yahudi Bitlis, Siirt, Hakkari, Irak, Mardin, Urfa Hristiyan Yezidilerinin, Nasturilerin ve Süryanilerin Gürcistan'da yerleştirildikleri BAGATA şehri. |
Valiye isyan etmişler: Bu köyle ilgili belgelerde iç savaş boyutunda çatışmalar var. O çatışmalarda Tayyip Erdoğan'ın dedeleri bölgenin en büyük isyancısı konumunda. Valiye karşı isyan ediyorlar. Köroğlu ve bolubeyi olayında olduğu gibi.
Kasımpaşalılık dedesinde var: Dedelerinde de bir Kasımpaşalılık var. Tayyip Erdoğan'ın öz dedesi Teyyüp. 1917- 18 Rus ve Ermeni işgalindeki derebeylik ruhunun gereği ilk isyanı başlatan ve öldürülen şahıstır. Tayyip Erdoğan'ın dedesinin mezar taşındaki bilgiler yanlış, değiştirilmesi lazım.
BİR YORUM
Başbakan'a methiye düzmek için yarışan çakma tarihçilerden biri, Osmanlı arşivlerinden bula bula Erdoğan'ın atalarının "isyancı" olduğunu buldu. "İsyancı" Erdoğan'ı sizin için biz de inceledik.
Cihan Haber Ajansı kaynaklı yayılan haberin kahramanı Cezmi Yurtsever, Mustafa Kemal'in 1881 değil 1880 yılında doğduğuna ve ölümüne de Zsa Zsa Gabor'un neden olduğuna, Amerika'yı Türklerin keşfettiğine ve dahası kızılderililerin Türk, ABD Başkanı Barack Obama'nın 15. yüzyılda Özbekistan'dan Beydilli boyuyla Osmanlı topraklarına gelen Barak Türkmenleri'nden olduğuna ilişkin iddialarıyla olay yaratan bir "araştırmacı-yazar" olarak biliniyor. Ciddiye alınmak bir yana, akıl sağlığına ilişkin şüpheler doğuracak meselelerden bahseden Yurtsever'in "tarihsel" referanslarına değilse bile Başbakan Erdoğan'ın bugününe şöyle kısaca bir göz atmak, "isyancı" başbakanın "isyan" sicilini hatırlamak yerinde olacak...
1 Mayıs İsyanı: 2008 yılının Nisan ayı... Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında, 1 Mayıs'a az kala Taksim Meydanı tartışmaları alevlenmişken, 1 Mayıs'ı kutlamak isteyen emekçileri provokatörlükle suçlayıp "ayaklar baş olursa kıyamet kopar" sözlerini sarf etti.
Davos ve Monşer İsyanı: Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres karşısında "van minüt" isyanı çıkardı. İsyancılığın simgesi haline gelen "van minüt" Dışişleri erbablarınca eleştiriye uğrayınca, bir de monşerlere isyan etti.
Türban Yasağına İsyan: Türbana serbestlik tartışmalarında, Başbakan isyanını her kademede dillendirdi, en çok da yurt dışında iken keskin demeçler veren Erdoğan, "velev ki siyasi simge..." dedi.
Medyaya İsyan: Kendisi ve partisi hakkında eleştirellik dozu biraz yükselince medyaya da asi bir bakış fırlatan Başbakan, Doğan medya grubunun gazetelerinin okunmaması için isyan bayrağı açtı.
Karikatüre İsyan: Başbakan vatandaşın gülmesine de isyan etti. Penguen dergisi, yayınladığı karikatürde "Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a hakaret ettiği" gerekçesiyle dava edildi. Uykusuz adlı mizah dergisinin de zımnen aynı nedenle, İDO büfelerinde satışı engellendi. Lombak hakkında resmi bir karar olmasa da, yasaklı olduğu iddiasıyla cezaevlerine sokulmadı.
Kitaba İsyan: Başbakan Erdoğan, "İrecep İrdoğan, sağlıklı görünmemektedir" ifadesine yer verdiği gerekçesiyle Yalçın Küçük’ün İsyan kitabının yayınının durdurulmasını istedi ve kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle Küçük’ten 40 milyar lira manevi tazminat talep etti. Ama talebi reddedildi.
Çiftçiye İsyan: Erdoğan 11 Şubat 2006’da Mersin gezisi sırasında "Çiftçinin hali ne olacak? Anamız ağladı. Hangi yüzle geliyorsun buraya?" diye sitem eden çiftçiye "isyan" ederek "Ananı da al git" dedi.
İşçiye de İsyan: Sakarya İl Kongresi'nde işçilerin koşullarına dair konuşan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, çalışanları enflasyon altında ezdirmediklerini, geçmişten gelen kayıpları telafi ettiklerini iddia etmişti. Erdoğan, işçilerin ne istediğini anlamayarak duruma "isyan" etmiş "şimdi diyorlar ki greve gideceklermiş. Kusura bakmasınlar, eğer greve gideceklerse buyursunlar gitsinler" demişti.
Not: Bu derleme haser.sol sitesinden alınmıştır.
Erdoğan hakkında tespitler