1977'de, Bandırma End.Meslek Lisesinde öğrenciyken Solcu oldum. Çok kitap satın aldım, okuma merakımı gören büyüklerim bana dini, siyasi, felsefi, tasavvufi kitaplar verdi, okudum
Benim egitimim ile ilgili olmayan bu kitapları anlamak için sözlükler aldım, olanlardan istedim.
Oldukça dikkat çektim ve Ülkücülerin düşmanlığını kazandım. Çünkü Ülkücüyken solcu oldum.
Ufak tefek kavgalara karıştım, mitinglere gittim ama iz bırakmadım.
Bandırma Edincik nahiyesinde yeni Matador ekmek fabrikası açılmıştı. Benim solcu yaptığım bir arkadaş, o da Biga'lıydı benim gibi, bir ay memleketine gitmek istediğini, o dönünceye kadar yerine çalışmamı istedi. Kabul ettim.
Birden kasabada bombalar patladı, 1969'da göç geldiğimiz bu kasabada ilk defa oluyordu.
Bombaların sesine fırında çalışan 5-6 arkadaş fırın önüne çıktık.
Jandarma başçavuşu Tokatlı Ülkücü Seçkin, önünde iki jandarma, arkasında iki jandarma, yanında bazen ispiyoncu Şükrü veya Cemal adlı bekçilerle olay yerine gitti.
Fail bulunamadı. Tam 6 bombalama oldu hepsi Ülkücülerin önde gelenlerinin evlerinin önünde çöp tenekelerinde oldu.
Ülkücülerin en kafa adamı (30 yıl önce öldü) öğretmen ve boksör Ferat ve 4 arkadaşı Hıdrellezde içkiliyken, onlar da içki ve esrar almışlar bize saldırdılar.
Biz de 4 kişiydik. İkisi kaçtı, benim de iki arkadaşım dövüşemeyecek hale geldi olay yerinden evlerine döndü.
Biz Ferhat'ın son kalan arkadaşını da etkisiz kıldık ama boksör adam, ayakkabı köselesi gibi surat var.
Vur, vur plop plop ses geliyor kavgaya devam ediyor.
Dövüşerek sehir içine geldik. Arkadaşım bıktı ve bağ bıçağını çekti. Boynuna salladı.
Arkadaşımın eline yumruk atıp boynunu kesmesine engel oldum.
Bıçak sağ işaret parmağımın ucunu kopardı. 3mm deri tutuyor.
Ferat abi, bırakalım simdi, ben tedavi olayım sonra dövüşürüz.
Kabul etti evine gitti.
Neyse bu olaydan bana kin güdüp bu iftirayı atmışlar.
Bunu da Ferat abi değil ötekiler plânlamışlar.
11 Eylül 1980 saat 23,30, haber dinliyorum. Saat 02;00'de fırında işte olmam gerek.
Pat Kenan Evren çıktı, NETEKİM dolu cümlelerle darbe yaptığını söyledi.
Aynı anda kapıya sert bir nesneyle kırmak amaçlı vurulunca hemen kapıyı açtım. Sabah zeytin bahcesinde işe gideceğinden uyuyan babam, annem de çıktı.
Ev jandarma, polis, bekçiler tarafından kuşatılmış halde gördüm.
Baş çavuş hemen çıkıp jipe binmemi istedi.
Tamam, kapıyı vurarak kırmayın yeter, dedim. bindik jipe, arkadaşlarımın hepsini aldılar da en samimi olan arkadaşlarımı almadılar.
Neyse, Bandırma Inzibat merkezinde üç gün oturarak uyuduk.
Ben soruşturma bir an önce başlasın diye açlık grevi önerdim.Lise, ortaokul öğretmenlerim de birlikteydi ve onların ailelerine dönmeleri gerekiyordu. Kimsenin de suçu yoktu. Hepsi Nurcuların ve Ülkücülerin iftiraları ile tutuklanmıştı.
İnanın açlık grevine arkadaşlık ettiğim birkaç ülkücü bile katıldı. Çünkü, asker yemekhanesi ortadan bölünmüş, bir taraf
Ülkücü bir taraf Solcu. Ortamızda inzibatlar devriye geziyor.
Tüm solcular açlık grevi yapınca sıkıyönetim komutanı tuğgeneral geldi. Açıklama yaptı ve ertesi gün sorgulanma başlayacak dedi.
Başladı.
İlk sorguya alınan Sivaslı bir tebliğci vardı, onun sakalını kesip serbest bıraktılar.
İkinci bendim. Altı ülkücünün evini bombalamakla suçlandım.
Yukarıdaki olayı anlattım, tüm bombalama olaylarında fırında olduğumu ve Jandarma başçavuşunun da şahit olduğunu söyledim.
Paşa, tamam, şimdi fırın sahibi Aydın aga ile Başçavuşu çağırıyorum. Yalancı çıkarsan yaktım, dedi.
Önce fırın sahibini çağırdı, beni doğruladı.
Sonra Başçavuş geldi. O da doğruladı.
Paşa iyice azarladı.
-Sen, alın teriyle gece fırında çalışan bir genci, sorgulamadan bana getirdin. SEN MASUM GENÇLERİMİZİ IŞLEMEDİKLERİ SUÇLARLA MAHKUM EDİP DEVLETE DÜŞMAN MI EDECEKSİN, SÖKERİM RUTBENI, GÖNDERIRIM EVINE LAN ŞEREFSİZ, AİLEN VAR DUA ET dedi.
Sorgulamada masum olduğu kanıtlanan 200 kişiyi Bandırma 6.Ana Jet üssü askeri koğuşuna verdiler.
Sorgulama bir hafta sürdü. Bitince biz serbest kaldık.
Bana iftira atan ülkücüler yıllarca hapis yattı.
12 Eylül 1980'de ne Bandırma, Balıkesir ne de Türkiye'de BİR TEK DİNCİ TUTUKLANMADI.
Bazı bana musallat olan salaklar dışında vatansever Ülkücüler tutuklandı.
18 yaş altı çocuk bir Ülkücü de Solculara nispeten Sembolik olarak idam edildi.
Bir de ileride kurulacak Pkk'ya eleman temini amaçlı KÜRT SOLCULARINA gereksiz işkence yapıldığı da kanıtlandı.
Hic bir özel mülkiyete kayyum atanmadı, savcılık iddianamesi tüm delilleriyle mahkemeye sunulmadan, mahkemelerin kimsenin özgürlüğünü kısıtladığı, devletin Er George operasyonları ile imsak vakti baskınlarıyla ispatsız kimseyi yıllarca hapiste tutmadı.
Kürt Solculara kasıtlı operasyon dışında, 1980 cuntasının adaleti var mı, yokmu karar verin.
Bu gün ile kıyaslayın.
Ek- Ferhat Çom abi, toprağı bol olsun, memlekete siyaset girmeden önce abimin en yakın arkadaşıydı. Biz göçmen fakiriz diye çuvalla zeytin, zeytinyağı, kurbanda et, abime elbise alırlardı.
Bu boktan siyasi bölünme operasyonları böyle güzel dostlukları bitirdi.
Ferhat abiyi serhoş kafayla bize saldırtan onun arkadaşlarıydı.
Ölmeden önce senelik izinde memlekete gittim, meyhanede o da vardı. Hapisten çıkmış ama öğretmenlik yapamadı.
İçeri girince ayağa kalktı, bana sarıldı, özür diledi, içki ısmarladı. Ben de ısmarladım, barıştık, öyle öldü.
Bu gün de daha beteri oluyor. Hep birlikte tecrübe edeceğiz.
Alaeddin Yavuz
Emekli Polis Memuru

.jpeg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.