Antenna 1-Corvus Galaksileri-Nasa
Mitolojilerdeki Gök Yılanını Andırmıyor mu?
EVRENDE SUYUN KAYNAĞI
BİNG BANG
Yaklaşık olarak bir 20 milyar yıl kadar önce Evren son derece yoğun bir haldeydi.Astronomların Big Bang (Büyük Patlama) adını verdikleri patlama oldu,ve madde şiddetli bir rüzgarla boş uzaya yayıldı.Başlangıçta madde sıcaktı.
Sonuçta,Evren yayılarak genişledi ve soğudu.Dev gaz yığınları,yer çekimi yasası ile içinde birbirinden ayrı milyarlarca yıldız bulunan galaksileri oluşturdular.
İşlemin başlangıcında atomun temel yapısını oluşturan proton,nötron ve elektron içeren en temel partiküller şekillendi
En hafif iki element olan Hidrojen ve Helyum şekillendi.
Hidrojen,bir proton ve onu çevreleyen bir elektrondan oluşur.
Helyum,iki proton ve iki elektrondan oluşur.(Bu elementlerin farklı sayıda nötronları içinde farklı sayıda izotopları da biçimlenmiştir.)
Big Bang öngörüsünün geçerli olan modelinde hidrojen helyumdan üç kat daha bol olarak üretilmiştir.Aslında bu oranlama,Evreni gözlemleyen bilim insanları olan astronomlarca (yıldız bilimcileri) bulunmuştur.
Örneğin,üç proton,üç elektrondan oluşan Lityum gibi daha ağır elementler,on milyonda bir gibi çok az bir miktarda Bing Bang tarafından yaratılmıştır.
Peki,oksijen gibi daha ağır elementler nasıl biçimlendi?Onlar yıldızların evrimleri sırasında birleştirildiler.
YILDIZLARIN EVRİMİ:
Yıldızlar,güneşimiz gibi çekirdeklerindeki nükleer füzyon olayları ile olağanüstü miktarda enerji üretirler.
Yıldızlar çoğunlukla hidrojen içerirler.Hidrojen,helyumla füzyona girerek (kaynaşarak) yıldızın çekirdeğinde çok büyük ısı ve basınç oluşturur.Olağanüstü oranda enerji üretir.
Enerjiyi yaratabilmek için helyum yoğunluğunun hidrojenden daha az olmasıgerektiğinden,Einstein’in formülünde olduğu gibi:E=mc2 önermesine göre enerji açığa çıkar.(”E”=Enerji,”M”=Kütle,”C”=ışık hızını temsileder.)
Bir yıldızın ömrünün %90 hidrojen-helyum fizyonu ile geçer.
Bir kere hidrojen tükendiği zaman yıldızın yaşamında yeni bir dönem başlar ve helyum füyona girerek oksijen üretim işlemine girer.
Yıldızın yoğunluğuna bağlı olarak demire kadar tüm ağır elementler ,,nükleer sentez veya füzyon tepkimelerinin başarılarıyla yaratılabilecektir.
Şimdiye kadar tüm elementler yıuldızlarda yaaratılmıştır.Bu elementler gezegenlere ve diğer yapılara nasıl ulaşmaktadırlar?İzlendiğinde,su nasıl şekillenir,oksijen ve hidrojen nasıl bir araya gelir?
Cevap,yıldızların evrimleri aşamasına dayanır.Büyük Patlama!
Bir kez yıldızların çekirdeğinde demir biçimlendiğinde demir eritecek kaynaşma durağanlaşır ve daha ileri tepkimeler oluşmaz .
Yıldızın içe doğru yerçekimini dengeleyen enerji çıktısı olmaz ve yıldız kendi kendine içine çökerkendisinsi imha edecek olan bir süpernova patlamasına doğru yönelir.
Patlayan yıldızdan biçimlenen kalıntılar bir süpernova olarak dışa doğru yayılır,sonuç olarak bütün elementler galaksiler boyunca yıldızlar arası bölgelerde dağılırlar.(Yıldızlararası ortam)
Bu zamanın sonunda daha yoğun yıldızlararası ortam dev yıldızlararası gaz ve toz bulutlarının biçimlendirirler..Bu bulutlar,doğacak çok sayıdaki yıldızın yıldız ebeleridir.Her yıldızın çevresinde kalan gaz ve toz bulutları gezegenlere dönüşürler.
Bunun için yıldızların hepsi Yıldız Maddesinden yapılmıştır ve aslında kendimizdir.
Şimdi,Büyük Patlamada hidrojenin yaratılması,yıldızlardaki nükleer sentez içinde büyük kimyasal tepkimelerle bu elementlerin oksijeni yaratması nedeniyle su evrenin her yerinde çoğunlukla ga halinde yaygın olarak bulunur.
Su yaygın olarak gaz halindedir.Sadece,yüksek ısı ve basınç tepkimelerinin olduğu yerlerde yeryüzünde olduğu gibi biz onu sıvı halde buluruz.
EVRENDE SUYUN KANITI
DÜNYANIN ÖTESİNDE SUYUN ARAŞTIRILMASI
Uzay araçları kısmen de olsa Pluto gezegeni hariç,güneş etrafındaki bütün gezegenleri keşfettiler.Her gezegenin yüzeyindeki atmosferin kısmi örnekleri alınarak analiz edilmiştir.
Bu yüzden Evrendeki suyun araştırılması bütünüyle uzaktan yapılmasına bağlıdır.
Ne yazık ki,bir gezegenin atmosferinin niteliği ve yüzeyi ışık tayflarını yayan ve emen elementlerin analizleri ile belirlenmiştir.
Bir tayf,,her dalga boyunda emilen ışığın yoğunluğunun bir göstergesidir.Her tip molekül,bir tek ışık tayfına sahiptir.Bu yüzden,Eğer suyun tayfı,belirlenen gezegenin tüm ışık tayflarında mevcut olursa,o gezegende suyun olduğu anlamını çıkarabiliriz.
Su moleküller,evrenin her yerinde veya bir gezegenin yüzeyinde veya atmosferlerde bu anlamda araştırılır.
Evrende suyun varlığının kanıtı olarak (Spectroscope) tayfölçerlerle ve diğer anlamda yapılan araştırmaların kısmi listesi aşağıdadır:
Ay Yüzeyindeki Buz:Son birkaç yıl içinde yörüngesinde kalarak uzay aracının radar kullanarak ay yüzeyinde yaptığı çalışmada:
Radar sinyallerinin dalgalarının kutup yöresindeki kraterlerden yansımasında geniş alanı kapsayan oranda yüzeye yakın alanda buz olduğunu göstermektedir.
Kuyruklu Yıldızlar:Kuyruklu yıldızlar,güneş etrafında yörüngede dönen,boyu eninden fazla (oval veya abartılı)içeriğinde su bulunan donmuş toz ve gaz yığınlarıdır.Boyutlarına oranla güneş etrafında çok fazla yol katetmelerinden dolayı da bazen “Kirli Kartopları” olarak da adlandırılırlar.Güneşe yaklaştıklarında güneş içeriklerindeki maddeleri eritir ve buharlaşan içerik gözümüze uzun bir kuyruk gibi görünür.Bazı astronomlar da kuyruklu yıldızların,sonsuz evren yaşamı içinde çok sayıda dünyamıza düşerek okyanusları oluşturduğuna inanırlar.
Mars:En son zamanlarda,uzay aracının,ünlü kızıl gezegenin çentikli yüzey yapısının fotoğraflarında bile eski nehir yatakları ve kanyonlar görünmektedir.Kanyonlardan biri ABD kadar büyüktür.Mars Yüzeyine inen Pathfınder (Yol bulucu)isimli uzay aracının çektiği fotoğraflar gezegeni yüzeyinin azgın suların aşındırdığı tahmin edilen aşınmış kaya yığınları ile dolu olduğunu göstermektedir.Fakat her nasılsa Mars yüzeyindeki atmosfer basıncı bizdekinden 100 kez daha azdır bu nedenle Mars yüzeyinde sıvı halde su bulunamamaktadır.Buz tabakasının alt yüzeyinde daha fazla su bulunması muhtemeldir.Yazın küçülen ve Mars kışında büyüyen buzdan bir kutup şapkası da bulunmaktadır.Buzdan şapkanın donmuş karbondioksit olduğu,ancak buzun alt tabakasında su-buz olduğu tespit edilmiştir.
Europa(Avrupa):Galile uzay aracı Jüpiter etrafında yörüngeye girerek en geniş dört uydusunu fotoğrafladı.Aylarından biri olan Avrupa’nın yüzeyinde donma ve tekrar erimelerin belirtisi olan yarık ve çatlaklar gözlenmiştir.Buzulun altında sıvı bir deniz de olabilir.Ganymede (Saki) uydusu dördüncü uydu olupdaha az derecede benzer yüzey görünümüne sahiptir.
Yıldızlararası Bulutlar:Suyun tayfı,yıldızlararası gaz ve toz bulutlarında da keşfedilmiştir.Ayrıca su (Maserleri) zerrecikleri de keşfedilmiştir.(Maser-Microwave Amplification by the Stimulated Emission Radiation-Yükseltilmiş Radyo Dalgaları ile Canlandırılmış Radyasyon Yayılımı.-MASER=YRDCRY de diyebiliriz)
Yıldızlararası bulutlarda YRDCRY-Maserler’deki su molekülleri yakın yıldızların enerjileri ile canlandırılmaktadır.Yakın diğer Galaksilerin merkezlerinde çok güçlü Maser-YRDCRY’ler keşfedilmiştir.
Keykubat
(Water in the Universe sitesinden alıntıdır.Tarafımdan tercüme edilmiştir.)
13.9.2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.