Annem, babam, arasında büyüdüğüm insanlar beni ülkemizde birlikte yaşadığımız, herhangi bir dini, etnik ayrılmış toplumlara karşı düşman olarak yetiştirmedi.
Ben bu düşmanlıkları Istanbul' da başlayıp biten polislik yaşamımda ve AKP dönemi emekliliğimde gördüm.
Karadeniz, doğu ve güneydoğu Anadolu göçmenlerinin bize, Türk ve Hanefi Müslümanlara aşırı düşmanlıklarına tanık oldum.
Sonunda ömrümün yarısını alan araştırmalarım sonucunda gördüm ki, sebep, bu gün gördüğümüz "Islâm maskesi altında yaşanan tüm Sapıklıkları yasayan" gayrimüslimler bu sapık şeriatlerini yasamak için 1760'dan, Vehhabiler, Yunanlılar, Balkan gayrimüslimleri 1745'den itibaren Osmanlıya ve Atatürk cumhuriyetine düşmanlık etmişler.
Bunları sadece II. Abdülhamit 3 kez tehcir/sürgün etmesine rağmen, devlete sahip çıkan Ittihat ve Terakki hukumetinin tehcirini öne çıkarıp düşmanlık eden sinsi kriptolar olduklarını gördüm.
Bunları yazıp paylaşmaktan ben bıktım, bu " vatandaşı oldukları devleti, devletin düşmanı haçlılar ile bir olup, KENDI devletini sırtından vuran hainler olduklarını" paylaşmaktan bıktım.
Bir de çok haklıymış gibi bana yok yere, haberim olmayan düşmanlık yapan bu insan müsveddelerinden bıktım.
Avrupa, Amerika ve derin NATO bunlarla çalışıyor.
Bunlar bu sayede iktidar, kendileri ihanetleri bastırıldı diye ihaneti bastıran kendilerinden özür diliyorlar.
Bıktım bu saçmalıktan.
Bu ihanetleri anlattığım tüm dünya devletlerinden insanlar bana şunu dedi;
" - Biz böyle ihanet eden tebayi son insanına kadar yok ederdik, siz Türkler aciz varlıklarsınız"
Bu aldanmayı bizim kendi padişahlarımız yüzünden hazmettik.
Çünkü onlar bunları bizden üstün saymıştı " deyince Türklere daha da acıdılar.
Evet, Türk milleti Islam ve diğer Arap dinlerine girerek kendi asimilasyonuna zemin hazırladı.
Alaeddin Yavuz