Sayfalar

17 Ekim 2008 Cuma

KÜRT SORUNUNA KANSIZ ÇÖZÜM

KÜRT SORUNUNA KANSIZ ÇÖZÜM

Neden Yazdım?

Birkaç gün önce Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan “Hangi çözümü önerdiler de yapmadık şeklinde bir ifade kullandı.
MHP Genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli de “Tampon Bölge” önerisini getirdi.Sayın Osman Pamukoğlu,iktidar olursa,serbest özel timler önerisini katıldığı bir televizyon programında dillendirdi.
Sayın Erdal Sarızeybek de “Tampon Bölge önerisini getirenlerdendi.
Ben naçizane kimsenin görmediği blogumda (iyi ki görülmüyor) Tampon Bölge önerisine naçizane karşı çıkmış ve 1996 yılına kadar Polis Özel Harekât Timlerinin başarısının inkar edilemeyeceğini söylemiştim.

Çünkü o zamanlar ne yazık ki bir çok doğu bölgesinde askerin yapamadığını bunlar yapıyordu.
Polis timleri için teröristlerin iki kelimelik bir tanımı vardı.”Kelle Avcıları”.
Teröristlerin korkulu rüyası olan bu kahraman arkadaşlarımız inanın dost düşman herkes tarafından takdir edilmekteydi.
Ama bu yöntemlerin hepsi “Bataklıkta Sinek Avlama” yöntemleridir.Teröre asla çözüm değildir.
Kısaca Kürt İsyanlarının Başlangıcı;
İki yıldır yazılarıma daima “Şıh-Şeyh,Pir,Ağa” üçlemesini vurgulayan ifadeler kullandım. Ama kim duyar?
Herkes "Kör gözüm parmağına" şeklinde net çözüm önerisi istiyor.Sanki yapacaklarmış gibi.
Kimse bir proje geliştirmiyor veya öne çıkmaya korkuyor.
1806-1808 yıllarında Süleymaniye’de (Irak) Babanzade aşiret reisinin ölümü üzerine , Osmanlı'nın,Babanzade Halil Paşa’yı vali tayin etmesini haksızlık olarak yorumlayanAbdurrahman Paşa'nın “Hak arama” bahanesi ile başlattığı isyan, isyancı başının öldürülmesi ile bastırılır.
Onun öldürülmesi yüzünden Osmanlı'dan intikam almak için 1812’de, Babanzade Ahmet Paşa,nın çıkardığı isyanın ardından Kürt isyanları silsilesi,1818-1820 Dersim Zaza İsyanı ile kuzey Anadolu’ya taşınır.
1840-80 arasında yürütülen Sümer kazılarından çıkan tabletlerdeki dilin Kürtçe’ye kelimeler içermesi yüzünden yavaş yavaş İngiliz,Fransız kontrollü ayrılıkçı bir özellik kazanır ve giderek artar.
Bunlara ilaveten,eski Pers-Fars-İran ve Urartu mitolojilerinden esinlenerek ortaya atılan “Demirci Kawa” efsanesi de Sol-Kürt milliyetçiliğine batı tarafından temel yapılmıştır.
Dehhak-ı Zalim olarak bilinen omuzlarından çıkan yılanlara 20 yaşındaki genç erkeklerin beyinlerinin yedirilmesi ile beslenen bu zalim hükümdar,bir gün hayvan beyni yedirilmesi ile öldürülür.Kawa bu olaydan sonra halkın kurtuluş simgesi olur.
Kürt Hareketi İşbirlikçi Feodal-Ruhban hareketidir;
Batılı tarihçi ve arkeologların gayretleri ile oluşturulan “Kürtçülük ideolojisi,geçen 200 yıl içinde çıkan 46 Kürt İsyanının hepsi “Aşiret-Şeyh,Pir” kaynaklı isyanlardır.Hiç birisinde “Halk Hareketi” yoktur.
Hepsi feodal içerikli ve dış kaynaklı veya eşkıyalık amaçlı isyanlardır.
“Özgürlük Sloganları ile sürdürülen Kürt İsyanları,Kürtlerin “feodal yaşamlarına” son vermek gibi bir amacı asla taşımamıştır.
1900’lerde Sadi-Kürdi’nin hareketi de bir Ruhban,dinci-feodal harekettir.
1985-1996 yılları arasında terör örgütünün dahi tüm çabalarına rağmen Kürtlerin üzerine egemen olmuş “Aşiret-Ağalık,Şeyh,Pir hakimiyeti kırılamamıştır.
Aksine,siyasilerin “Tulum Oy” çıkarma hevesleri sayesinde de daha da güçlenmektedir.Bu yapılanma ne kadar demokratik haklar verilirse verilsin Kürt halkının “bağımsız birey” olmasını her zaman engellediği gibi bundan sonra da engelleyecektir.
Kürt bölgesinde bir adalet ve özgürlük yapılanması uygulanacaksa,önündeki tek engel olan “Feodal ve Ruhban” yapılanmasının kaldırılması ile bunlar gerçekleşecektir.
Bu işin olmazsa olmazı budur.
Kürt Sorununa Kansız,Kesin Çözüm Önerim.
Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan,eğer dediğin gibi gerçekten bu sorunu barış yolu ile çözmek ve batmış bir imparatorluktan Türkiye Cumhuriyetini çıkaran Mustafa Kemal gibi tarihe geçmek istiyorsan,sen de batmakta olan devleti kurtararak tarihe geçebilirsin.
Kurtuluş savaşından sonra gerici yapılanmaları önlemek için Atatürk’ün 150’liklerini iyi bilirsiniz.Sayın Mehmet Akif ERSOY’da bildiğiniz bunlardan biriydi.
2008 Ocağında ABD desteği ile gerçekleştirdiğiniz “Ergenekon Operasyonu” gibi,daha sıkı ve ordu ile birlikte, daha geniş kapsamlı bir “KAWA” operasyonu düzenleyerek bu işi çözebilirsiniz.
Ülkede ne kadar Kürt Aşiret Reisi,Ağa,Şeyh,Pir,Kürtçü İmam,gazeteci,Siyasi parti ve dernek yapılanmalarında elebaşı varsa,bunları aileleri ile “bir gecede” toplayarak işbirliği içinde oldukları Avrupa’lı devletlere sürgüne gönderebilirsiniz.
Sürgüne kimler gitmedi ki?Alman İmparatoru Kayser II.Wilhelm,Sultan VI.Mehmet Vahideddin,İran şahı Rıza Pehlevi,Filipinler devlet başkanı Ferdinand Markos ve Afgan Kralı Emanullah Han ve niceleri.
Hepsi sonunda “Vatan Sağ olsun “ Demediler mi? Sultan Vahideddin San Remo’da balıkçı kayıklarını temizlerken ölmedi mi?
Hep vatan sağ olsun” değil mi?
Kürt feodalleri ve ruhbanları da artık “vatan sağ olsun” demek zorundadırlar.
Hem bu feodaller,dengesiz olduklarından Amerika içinde tehlike arz ettiğinden size de destek olacaklardır.
Fransız İhtilalinden Rus ihtilaline,Türkiye’nin kurtuluşundan Çin ve diğer ülkelerin bağımsızlıklarına kadar özgürlük hareketlerinin başını zaten hep feodaller çekmiştir.
Bu yüzden Amerika sizi rahatla destekleyecektir.
Topladığınız bu feodallerin mallarını da hazır TMSF’ye devredip,üniversitelerden oluşturulacak bir komisyon ile de doğuda Rus kolhoz sisteminde ya da bu insanları ekmek sahibi edecek,özgürlüklerini sevdirecek bir üretim planlaması oluşturabilirsiniz.
Üniversitelerde bu konuda size yardımcı olacaklardır.
İstanbul Aksaray’da bulunan tüm barlar,kadın ve uyuşturucu ticaretinin olduğu yerler,Laleli otelleri ve diğer illerdeki bir çok turistik ve sınai kurum ve kuruluşlar,sanatçılar hep terör örgütüne kaynak aktarmaktadırlar.
Bunlardan edinilen gelir hem ekonomik kriz hem de başıboş Kürt gençlerinin istihdamı için olağanüstü bir kaynak oluşturacaktır.
İnanın terör örgütü kendiliğinden sona erecektir.
Bu işi ilgililerle konuşup yapabilirsiniz.Tarih de vereyim 21 Mart 2008 Kawa’nın günüdür.Yani “Özgürlük günü”.
Bu Kürtlerin “özgürlükle tanışmasını” siz sağlayabilir,daha yıllarca akacak kanı da dindirerek hem ülkemiz hem de insanlık için büyük bir hizmet yapabilirsiniz.
Bölgenin sınai ve ekonomik yapılanmasının finansmanı için TMSF’ye devredilen bu mallar yeter de artar bile.
Dört yıl sıkı bir uygulama ile,batı ve kuzey Anadolu insanımız gibi bunlar da “çalışarak kazanmanın,onun getirdiği “bağımsızlığın” tadını almalıdırlar.
Asırlardır Kürtlerin ruhuna işlemiş olan “Kulluk-Kölelik” ten oluşan bağımlılığını bu yolla unutturabilirsiniz.
Balık suda yaşar suyu bilmezmiş örneğindeki gibi Kürtler elbette mırın kırın edeceklerdir ama alıştıklarında ise yeniden doğmuş gibi olacaklardır.
Üstelik sonunda “kan dökmek,soykırım gibi insanlık nazarında çirkin olan bir şey de önermiyorum.Allah’ın verdiği canı Allah alır.
Böyle bir operasyon ile Kürtler ancak “demokrasi ve eşitlik” kelimelerinin sırrını keşfedebilirler.
Böyle bir operasyonu İran,Suriye ve ABD ile birlikte yaparsanız bu sizin eş başkanı olduğunuz “B.O.P” yapılanmasına model de olabilir.
Bana göre böyle bir operasyon bölgemizde 500 yıl huzur sağlayabilir.
Hatta bu sayede Nobel ödülü dahi alabilirsiniz.
Birkaç yıl içinde özgürlüğün değerini kavrayan Kürtlerin,evlatlarını teröre kurban vermekten kurtulanların hayır duası sizin ve nesillerinizin tümüne yeter de artar bile.
Amerika da zaten bazı internet sitelerinde “nasıl bir yeni Ortadoğu düzeni istiyorsunuz” diye kampanya başlatmış.
Blogumun en alt kısmında kullandığım “dinler tarihini anlatan “ linkin sitesinde bu konu var.
Akan kanı durdurmakla kalmayıp,özgürlük verdiğiniz insanlar sayesinde 2011 genel seçimlerinde en büyük oyu bunlardan da Türk halkından da alabilirsiniz.
İsmet paşa kendini “II.Adam ilan etti. Ama siz II.Atatürk olabilirsiniz.Adnan Menderes’in 1958-59’lardaki Rusya yaklaşımını tamamlayabilirisiniz.
Ben size en uygun,kesin ve barışçı bir çözüm sunuyorum.Şu şu silahları alın,soykırım yapın,yakın,yıkın,talan edin demiyorum.
En insancıl çözümü öneriyorum.
Kölesini azad eden Hz.Muhammed’in dinine göre en uygun çözüm de budur.
Bu feodal ve ruhbanların parası zaten Kürt-Türk Halkının ve devletin parasıdır.Adaletsizlik de yapmış olmayacaksınız.

Zenginlik,halkın adına toplumun zenginliğini idare etme yetkisi değil midir?

Siz de bu yetkiyi kötüye kullandıklarından dolayı geri alacaksınız o kadar.
Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Bu günlerde Amerika ve Avrupa ülkeleri bile kriz nedeniyle devletleştirme uygularken daha uygun fırsat olmaz.
Halk adamıysan,terör uğruna ölenler gerçekten yüreğini sızlatıyorsa ve ben ve benim gibiler seni gerçekten yanlış tanımışsa haydi göster kendini başbakanım.
Haydi siyasiler,buyurunuz.İşte size çözüm.
Hadi kendine güveniyorsan veya kim güveniyorsa buyursun yapsın.İşte size kansız,adil bir çözüm.
Atatürk yaşasaydı AKP’li olurdu diyordunuz.Haydi buyurunuz!!!

Keykubat

16 Ekim 2008 Perşembe

KÜRT SORUNUN GELDİĞİ YER

KÜRTÇÜLÜK RESMİLEŞİYOR.



2007 Kasım ayında blogumda yayınladığım “Pkk Terörü Başından Bu Güne” başlıklı dizi yazımda yaptığım tahlilleri kısmen mesleki tecrübeme,kısmen genel kültürüme,olabildiğince haber programlarını izlememe ve kendi analiz yeteneğime dayanarak yazmıştım.

Kesinlikle bir istihbarat kaynağım yoktu.Sadece kendi bilgi birikimim ve analiz yeteneğim ile bu yazıdaki tespitlerimi yapmıştım.

Buna “Haçlıların Sinsi Planları” ile “Almancı Savaşları “başlıklı yazılarımı da kattığımızda tahliller daha da netleşecektir.

Çünkü olaylar düşündürüyordu.Daha iki gün önce Almanya’dan gelen terör örgütü mensubu bir bayanın Polis tarafından yakalanışını da örnek verebilirim.

Terör örgütünün kurulup,dallandırılıp budaklandırıldığı zamanda 12 Eylül 1980 darbesinin katı baskıları vardı.

Bırakın terör örgütü kurmayı bir sayfa yazıda kullandığınız,kahvede sarf ettiğiniz bir cümle bile sizi içeri sorgusuz sualsiz tıkmaya yetiyordu.

Terör örgütü bu şartlarda kuruldu.Nasıl terör örgütü ise?

Bu gün bu kadar serbestlik varken bile,çıkın küçük bir suç işleyin,şikayet yapıldığı takdirde yakalanma ihtimaliniz %100.

Devletin kurum ve kuruluşları bu kadar mükemmel bir örgütlenme içinde çalışırken nasıl olur da “devleti bölecek “örgütler kurulabiliyordu?

Ama kuruluyordu.Nedenlerini de yazılarımda belirtmiştim zaten.

Ama,tespitlerimin bu kadar yerinde olacağını inanın ben dahi düşünmemiştim.Hep,”bakalım nerede yanılacağım” diye beklerken her tahlilimin doğruluğunu her gün televizyon ekranlarında ve yeni kurulan,eski işbirlikçi basının sayfalarında gördükçe de kahroluyorum.

“Ordunun Modernizasyonu” yutturmacasının ardındaki bir yapılanmanın sonunda “ülkenin bölünmesine” varacağını göremeyen bir 12 Eylül Paşalar Grubu ve bunu önerip uygulayan bir ANAP siyasi iktidarı.

Her ne kadar birileri “Turgut ÖZAL bu işte yapıcı rol oynadı,bölücü değildi” dese de Kenan Evren’in T.ÖZAL için söylediği söz asla unutulmamalıdır;

“Türkiye Nato’ya girdiğinden beri biz hep Amerika’nın ve Avrupa’nın projelerini uyguladık. İlk defa Türkiye Turgut Özal ile bir plan önerdi ve onu uyguluyoruz” derken memnuniyeti doruk noktasındaydı.

Ne haritaymış.Bütün dünya sabah akşam üstünde oynayıp duruyor.Sanki başka harita yok?

O plan da elbette Terör örgütünün kurulması,Kürtlerin küstürülmesi,milliyetçi yapıya büründürülmesi ve sonu “ülkenin bölünmesi” ile noktalanacak bir operasyonu içermekteydi.

Said Nursi’nin de içinde yer aldığı “Kürt Teali (ilerleme) Cemiyeti,İngiliz ve Amerikan Muhipleri (Bağlıları)Cemiyetleri’nin” 1907’de 31 Mart Vakası olarak bilinen Sultan Abdülhamit’in tahttan indirilmesine sebep olan “İslami Kürtçülük” ve Pontus Rum Devleti kurma hareketleri 12 yılda Osmanlı’yı tarih çöplüğüne gömmeye yetmişti.

Devleti bölmeyi hedefleyen bu hareket,Atatürk’ün zekası ile 1925-28 ararsında nasıl durdurulmuşsa,aynı plan, “Ordunun Modernizasyonu Projesi” ile de yükselişe geçmiştir.


Geldiğimiz yer ise “Dersim İsyanı önderi” Seyit Rıza’nın “Türk devletini savaşla yıkamayacağımızı öğrendik.Artık her köye iki hane sürüleceksiniz.Gittiğiniz yerde birbirinizi bulun,dayanışma içinde olun,çocuklarınızı okutup devlet içinde örgütlenin.Bu Türk Devletini ancak içerden yıkabilirsiniz” diyen vasiyetinin gerçekleştiği günlerdir.

Bir farkla,nasihatı gerçekleştirenler Dersimliler değil,Said-i Kürdi'lerdir.Şeyh Sait'çilerdir.Birkaç da Dersim'li yandaşları da yok değil hani.

Artık,Kürdistan-Pontus hayalinin gerçekleşmesi için bir tek sorunları kaldı.O da T.C.Ordusunu bölmek ve idareyi ele geçirmek.Şimdi savaş bunun savaşı,kavga bunun kavgası.

O zaman bir uyanacaksınız ki "SÜRPRİZ" yüzyılların hayalleri gerçek olmuş,yeni devletler,yeni oluşumlar.

Devlet maaşlı,yüksek bürokrasi kademelerindeki insanları her akşam devlete (ortada öyle bir şey varsa tabii ki) resmen “Bağımsızlık Şartları” dayatmalarını seyretmekten bana gına geldi.

“Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş,Kürt gerçeğinin tanınması,resmileşmesi, yeni Anayasa yapılması gereğini vurgulamış"

Bunun ardında da “Kürdistanı Tanıyalım” önerisinin kabulü gelecek.Zaten Kuzey Irak’ta Çekiç Güç ile başlayan yapılanma bunun başlangıcıydı.Amerika bu gün kurduğu Kürdistan yapılanmasını korumak,pekiştirmek için Irak’tan çıkmamaktadır zaten.

Bundan iki yıl önce Cevizkabuğu programına katılan köşe yazarı Mehmet Metiner,kendisinin “silahlı mücadeleye karşı olan bir Kürtçü olduğunu, hedeflerinin,Türkiye,İran,Irak ve Suriye’den parçalar alan,Büyük Kürdistan,liderlerinin de daha dün dış işleri bakanlığımızın yetkililerinin görüştüğü Neşirvan Barzani olduğunu söylemekteydi.

Yani dava artık malum terör örgütünün de elinden alınmış,Iraklı Barzani ve Talabani aşiret reislerine havale edilmiş oluyordu.

Bu gün verilen beş şehit olayı da bu anlaşmazlığın sonucudur.

Bu gün de “fikir özgürlüğü” bahanesi ile televizyonların tartışma programlarının eksilmeyen bir katılımcısıdır.

Sadece o mu?

İngiliz parası ile isyan çıkardığı kesin olan Elazığ Palu’lu Şeyh Said’in,olayın fikir babası Said-i Kürdi’nin (Nursi) yakınları,yoldaşları,onların çocukları mevcut AKP hükümetini oluşturmaktadırlar.

Bunların “Atatürk Düşmanlıkları ve travmalarının” ardında bu vardır.

AKP Kürt sorununu çözecek diye bekleyenlere ben de katılıyorum.AKP Kürt sorununu çözecektir.Hatta bu günlerde gündemde olmayan diğer sorunları da çözecektir.

Nasıl mı?

“Ver Kurtul” diyerek elbette.Yolda yürürken devlet bulan onu mirasyedi gibi harcar.

Adam boşuna mı “Ben Gürcü’yüm karım Kürt” diyor? Karısı da “mutant” mıdır nedir bir Arap oluyor bir Kürt ben de anlamadım gitti ya neyse?

Yakında yerel seçimler olacak.Verin oyları AKP’ye siz de kurtulun,AKP de kurtulsun.İsteyen istediğini kursun ne yaparsa yapsın.J))

Ülkenin tam bağımsızlığını ve bütünlüğünü savunan ne yazık ki “iki siyasal parti” var.

Biri Doğu Perinçek’in İşçi Partisi diğeri de Haydar Baş’ın Büyük Birlik Partisi.Diğerleri, size hiçbir çözüm getirmeyecek,sadece uygulanan plana devam edeceklerdir.

MHP halen “İslam Kürdistanı” inancının kaynağı olan “Nurculuk” yapılanmasının yoğun olduğu,”milliyetçilikle hiçbir bağı kalmamış” ABD yandaşı bir partidir.

AKP’nin MHP şubesi olan Devlet Bahçeli’nin çıkışı ise “geç kaldığı” yerel seçimler ile ilgilidir.Bu nedenle de Tayyip bey de ciddiye almamıştır zaten.O ipi atar ve orada bırakır.

Tayyip bu ülke için askerlik mi yaptı,çocuklarını asker mi yaptı,sülalesinden devlete hizmet eden var mı ki?1925 Güneysu-Potamya İsyanı sürgünlerinden değil mi ki?Bunu ben değil Aydın Doğan da söyledi.O da Gümüşhaneli ye.Hani kırk kişiyiz misali.

Altı yıldır yaptıkları “ABD” tasarımı olan halkın gözünü boyayan “şehircilik ve sosyal alanlarda hizmetleridir.”Bu hizmetler iyidir ama diğer yandan devlet ortadan kalkmaktadır. İnanın elden çıkarsa o zaman “devletin ne olduğunu” anlayacaksınız ama her şey için çok geç olacak.Hizmetler de yerle bir edilecek.

İsterseniz Afganistan ve Irak’ın hallerine bakınız.

Son olarak Kürdistan kurulursa Kürtlerin başı göğe erer mi?

Ayrı partilerde ama aynı yerdeyiz.Üç Silahşörler ve Dartanyan Dengir.MFırat.

Hepsi de feodal toprak ağası.

Hayır ermez.Sadece doğal kaynaklarını Amerika ve Avrupa sömüreceği için,Kürt aşiretleri bu defa da onlara karşı savaşacaklar.Yani Kürt halkına rahat yok ya o da önemli değil zaten.


Çünkü bir Kürt,aşireti,reisi,şeyhi ve piri için yaşar.

“Öl” derlerse Kürt seve seve ölür ve ölmektedir.

Ama bu kadarla kalsa iyi.

Ya ne olacak?

Sorun zaten burada.11.Eylül 2001’de başlatılan “Haçlı Seferi” hızlanarak bölgenin “Haçlı İşgaline” dönüşecek.

O zaman ne olacak?

Bölgede yaşayan herkes,İ.S.95’lerde olduğu gibi “İsa’ya inanmama suçundan” öldürülecek. Bu İncil’de “Vahiyler bölümünde,Tekvin’de ve Yahudi Tevrat’ında yazılı ayetlerdir.

Savaş “din savaşı” olunca yasa da “İncil Şeriatı” olacaktır.

İnsanın olmadık yeri kısmetten çıkınca ,kısmeti alacak bilmem nesi de Bağdat’tan başını gösterirmiş diye bir deyişimiz vardır.

O baş Bağdat’tan görüneli ”17” yıl oldu ama görmek isteyen var mı?

Keykubat.

12 Ekim 2008 Pazar

TERÖR DEVLET ve APO

TERÖR,DEVLET ve APO

Son günlerde bazı keskin köşe yazarlarımızca “Apo-Ordu,Ordu-Ergenekon ve Apo bağlantıları ile ilgili yazılar yazılmaya başlandı.
Sekiz Eyaletli Kenan Paşa Haritası
Demek ki Amerika yeni bir siyasete geçiyor.Eski proje artık açığa çıktı ve eski ayların kırpılıp yıldız yapılması gibi,eski işbirlikçiler de “ölüme tahliye” olan tutuklamalar veya, hücre cezası gerektiren müebbet mahrumiyetlerle ödüllendirilecekler diye beni düşündürdü.
Öte yandan,bu yazılar beni 23 yıl kadar gerilere götürdü.
Neden mi?
Blog arşivinden bulabileceğiniz biraz uzun da olsa okuduğunuzda,insanımızın bazı entel-dantel tiplerin söylediği kadar “balık hafızalı” olmadıklarını fark edeceksiniz.(PKK Terörü başından bu güne)
Amerika C.I.A’sının desteği ile kutsal devletimizi 30 yıldır sıkıp soğana çeviren Amerika’nın, iş birlikçileri eli ile yarattığı sağ-sol terör olayları, çıkarıldığındaki ustalıkla bastırılmış, devletimiz Amerika’ya ne kadar sadık olduğunu 12 Eylül darbesi ile göstermişti.
12 Eylül cuntasının komutanı sayın Kenan paşa,1983’de Amerika’nın ,derin desteği ile kurulan Turgut ÖZAL hükümetini öve öve bitiremiyordu.
“Türkiye ilk kez NATO’ya bir plan kabul ettirdi! “
O plan da şuydu;
1985 yılında TRT büyük bir yenilenme içine sokulur ve ilk defa renkli ve iki kanaldan yayın dönemine geçer.
TRT1 ve TRT2.
TRT2 haftada 4 saat renkli yayın yapmaya başlar ve bu renkli yayınlarda da o zamanın güncel sorunu işlenmektedir.
Hatırladığım kadarı ile bu konuların beyin fırtınasına tutulduğu,o zamanki programın adı da “Açık Oturum” du.
Katılımcıları arasında,İhsan Doğramacılar,Aldıkaçtı’lar,yıldızı yeni parlayan Toktamış Ateş hocalar ve daha niceleri.
Neydi o sorun?
1-Ordunun modernizasyonu.
2-Ordunun çağdaş savaş tekniklerinden olan “gerilla tipi savaşta eğitimi”
Bu konudaki beyin fırtınaları devletin yeni açtığı televizyon kanallarında enine boyuna tartışılırken,gerek 12.Eylül’ün baskıları,gerek Turgut Özal’ın basını ele geçirme siyaseti ile muhalif basın ve yazar kadrolarından kimse kalmamıştı.
Bir yandan da Cunta komutanı Kenan paşa “Kürt’ler dağ adamıdır,dağda yürürken “Kart-Kurt” seslerini çıkardıklarından “KÜRT” denilmiştir vb .beyanlarına bir de “Kürtçe Yasağı” ekleniyordu.
Sanki o zamanlar böyle bir talep varmış gibi.Kürtler arasında “Sol” ideoloji Türklerden daha yaygındı ve birkaç tane adı bile bilinmeyen “Kürtçü” sol yapılanma vardı.Bunlardan birinin de başında ,kayınpederi Elazığ bölgesi Mit sorumlusu olan Abdullah Öcalan vardı.
Yani,önce ortam oluşturuluyordu.
Ortamı yaratan ideoloji de açık oturum programları ile halka açıklanıyor,ve sonucu da şu kurala bağlanmaktaydı:
“Ayrılıkçı bir “terör örgütü “ kurulacak,devlet ile kayıkçı kavgası yapacak ve böylece ordu hem savaş teknikleri konusunda sürekli tecrübe edinecek,Yunanistan’ın koydurduğu 7/10 oranı gibi engellemeler de “güvenlik tehlikesi” gerekçesi ile karşımıza çıkmayacaktı.
Aynı zamanda da terör örgütü zaten eylemlerine de başlamıştı.Her gün askerlerimiz kıyılmaya başlamıştı.
Mezralardaki evleri basılan,çocukları kaçırılan,paraları gasp edilen köylülerin şikayetleri de işe yaramıyordu.
Terör örgütü “çocuk kaçırarak” başladığı yapılanmasını artık gönüllülerle yürütmeye başlamıştı.Eylemler de başlangıçta sempatizan toplama ve gelir kaynakları oluşturma yönündeydi.
Plan anladığınız gibi,"gavur sicimi ile değil de kendi siciminle kendini asma işinden ötesi değildi.
Devletin bütünlüğünden çok,bu tür programları seyredip de konuyu aymamış jandarma veya Polislerle çatışmalar şeklindeydi.
Evet T.ÖZAL’ın Nato’ya önerdiği plan artık uygulamaya konulmuştu.

Artık birbirimizi, kendi ipimizle asma yolunda seri uygulamalarda kazandığımız tecrübelerle
acemilikten kurtulmuş,bizi birbirimize astıranı unutup,aramızda kin bağlamaya da başlamıştık.
Tecrübe dediğin bu olmalıydı.
Bu halimiz gören düşman diğer devletleri bile buna özendirerek,başta Türkiye olmak üzere diğer üçüncü dünya devletlerini ellerindeki eski teknolojinin pazarı yapacaklardı.Çünkü,onlarda o da yoktu.
Türkiye önce,yer altı enerji ve haberleşme dağıtım yapılanmasını başlattı.Aynı anda artan terör olayları ile silahlar almaya başladı.Ama verilen silahlar hep takoz silahlardı.
1991 I.Körfez harekatı öncesi Saddam’ın T.ÖZAL’a “Kürtler bu gün benim ülkemi yıkma amacında yarın da sıra sende.Ben bunların hakkından gelirim ama sen sınır açma yeter” diyordu.
Turgut bey de “Benim damarlarımda Kürt kanı dolaşıyor” diyordu.Ne de olsa o sünni bir Dersim’liydi ve Çemişkezekli’ydi.
Sınırlar açılıyor,gelen Kürt Peşmergelere,asker ve polis teşkilatına ayrılan üniformalık Sümerbank kumaşları da Peşmergelere bedava dağıtılıyordu.Askeri depolardan yiyecekler de onların doyurulmasına ayrılmıştı.
Bu arada AB ve ABD ‘den gelen yetkililer,kurulan kamp çadırlarındaki standlarda,Kürtleri mankenler gibi dolaştırıyorlar,eğitim durumlarını inceliyorlar öyle ülkelerine göçmen kabul ediyorlardı.
Koskoca Avrupa 50 100 arası Kürt göçmen ya kabul etti ya da etmedi.Gerisi üstümüze kaldı.
Bu arada da sahneye bir “Kürt jigolosu “olan Fransa Cumhurbaşkanı’nın karısı Madam Mitterand çıkıyordu.
Peşmergelere verdiğimiz karavan yemekleri kalitesizmiş,beş yıldızlı otel standardında değilmiş vs.vs. bahanesi ile yerlere dökmüştü.
Bütün dünya gazetecileri bu çirkin karının yere döktüğü çorbayı haber yapmıştı.

Ordunun modernizasyonu kandırmacası ile başlatılan Kürt olayları, bu tarih itibarı ile TC Devletinin himayesinden çıkıyor ve devlet başımızdaki, ellerimizle seçip,vergilerimizle beslediğimiz işbirlikçiler sayesinde “Devlet Bölünme Sürecine” sokuluyordu.

Kendi ipimizle birbirimize boğdurmaya ikna eden düşman,zaman içinde "Dur onu da kullanma, ben onu benim yanımda ölürken kullan demiştim" diye de ayağımızın altındaki taburenin yıpranmasını bile düşünür olmuştu.
"Ulan ölmezek olmaz mı?İlle de intihar mı lazım?" diye düşünen kafalarımızı da anında ortadan kaldrıveriyorlardı.
Aynen aşağıdaki gibi.

Eşref Bitlis,Torumtay gibi bazı askeri şahsiyetlerin diklenmeleri de bu döneme gelir.Ama kahraman ordumuz,onlarsız olur ama “ABD-AB’siz olamazdı.
Çünkü,1947’lerde Ermeni İsmet devleti göbeğinden İngiliz’e bağlamıştı zaten.
Bu günün hainleri daha doğmadan bu devlet satılmıştı ya.
Şimdi siz göbeğinizi yırtın beyler,bayanlar;
Apo ile kim görüşmüş,neyi görüşmüş?
Kürt solcusu Taraf Gazetesi,bir zamanların Özgür Gündem Gazetesinin işini mi üstlendi?
Aktütün baskını olurken paşa niye golf oynuyor?
Terör niye bitmiyor ve ne kadar sürecek?
Terör’den kimler ekmek yiyor,iş dünyası,bürokrat,siyasetçi ve niceleri.
İlker paşa Türk olduğu için mi üstüne gidiliyor?O gün hastanedeydi,böbrek taşlarını kırdırıyordu adam.
Taşlarını kırdırmasın mı?

Yazsanıza!!!
Sizce tehlike Amerika-AB mi? Genelkurmay mı?

Bu gün siz Genel Kurmay Başkanı veya Başbakan olsanız,hatta Japon İmparatoru olsanız, Amerika’nın üstümüzde oynadığı bu projeyi nasıl bozabilirsiniz?
Arkanızda halk olmadan?
Bu oyunu herkes biliyor
Yapılan,”ülkenin birliğini uzatacak siyaset üreten” asker,sivil kim varsa hedef oluyor gibi gelmiyor mu size?

Neyse terör nedir ki, zaten?
Toplumun “İstihdam Bekleyen” fertleri harcanıyor.
Kaç zengin çocuğu orada askerlik yapıyor,kaç zengin çocuğu “uzman çavuş,astsubay ya da polis memuru,kaç tanesi de dağlarda devlete meydan okumak için terörist oluyor ki?
Bunlar öldükçe yeni iş olanakları açılıyor.
Savunma ihaleleri,teknolojik araştırmalar,silah sanayi,komisyon paylaşma kavgaları,bunların ithalat-ihracat,Ar- Ge çalışmaları ve daha neleri.

Bir yandan da devlet de planlı bir nüfus siyaseti yürütürken,birileri aslanlar gibi köşe oluyor.
Yaşasın Terör! Diyenleri duyar gibiyim.
Sonra Kürtler zaten öldürsen “Aşiretsiz “ olamazlar.Şıh-Şeyh ve Pir’leri onlara cennetten köşkler verirken ağaları da onlara ve geride kalanlarına dünyevi zenginlikler bahşederler.En azından onlar öyle bilirler.
Ayrıca kalabalık olduklarından varlıklarından çok yoklukları ailelerine huzur verir,sadece ayıp olmasın gibisinden,biraz da ağalardan para koparmak için fazlaca yırtınılır.
Bu zaten eski bir doğu geleneğidir.Sonra herkes feodal liderleri için ölmeye hazırdır zaten.
Kürtler de feodalliğe destek olacaklarına,bakıp yetiştirebilecekleri kadar çocuk yapsalar, bu kadar kolay çocuklarını dağ-hapis arasında harcarlar mıydılar acaba?
Ama bakabileceği kadar, çocuk yapmış,eğitip yetiştirilmiş,bir evin bir çocuğunu aldığınız zaman sorun oluyor.
Hayır,siz doğruya hizmet etmiyorsunuz?
AKP’yi iktidara getiren krizleri yaşatan hükümetlerin,”Türk ve Kürt üyeleri ile “ bölünmeye karşı çıktıkları için mi “ekonomik krizlerle” iktidardan düşürüldüklerini,Gürcü Tayyip’in yıldızını parlatan olayların ardını yazmıyorsunuz?
Vatanseverseniz ve benim gibi hiçbir şey bilmiyorsanız en azından şunu yapınız!
ABD-AB yandaş medyası kimin üstüne gidiyorsa onu destekleyin.Hiç olmazsa doğruyu %70 oranında desteklemiş olursunuz.

Hükümetin yaptığı da sizin destek olduğunuz da gerçekten "terörün bitmesi yolunda ise" neden Amerika ve Avrupanın desteği ile yürüyorsunuz?

Sizin yaptığınıza “halkın duygularını istismar” denir başka bir şey denmez.
Vatanseverseniz,Ergenekon,Susurluk koşturacağınıza,”emperyalist plan nasıl bozulur, kimlerle çalışılır,iş dünyası,ordu ve siyasette gerçek vatansever kimlerdir ve bunlarla nasıl bir yapılanma oluşturulabilir?
Bence bunları deneyiniz.
Patronlarınız kızar değil mi yaaa?
Tabii buna yüreğiniz varsa?
Ama bir şey varsa o da bu terörden siz de bıkmış olabilirsiniz.

Keykubat