Sayfalar

12 Ekim 2008 Pazar

TERÖR DEVLET ve APO

TERÖR,DEVLET ve APO

Son günlerde bazı keskin köşe yazarlarımızca “Apo-Ordu,Ordu-Ergenekon ve Apo bağlantıları ile ilgili yazılar yazılmaya başlandı.
Sekiz Eyaletli Kenan Paşa Haritası
Demek ki Amerika yeni bir siyasete geçiyor.Eski proje artık açığa çıktı ve eski ayların kırpılıp yıldız yapılması gibi,eski işbirlikçiler de “ölüme tahliye” olan tutuklamalar veya, hücre cezası gerektiren müebbet mahrumiyetlerle ödüllendirilecekler diye beni düşündürdü.
Öte yandan,bu yazılar beni 23 yıl kadar gerilere götürdü.
Neden mi?
Blog arşivinden bulabileceğiniz biraz uzun da olsa okuduğunuzda,insanımızın bazı entel-dantel tiplerin söylediği kadar “balık hafızalı” olmadıklarını fark edeceksiniz.(PKK Terörü başından bu güne)
Amerika C.I.A’sının desteği ile kutsal devletimizi 30 yıldır sıkıp soğana çeviren Amerika’nın, iş birlikçileri eli ile yarattığı sağ-sol terör olayları, çıkarıldığındaki ustalıkla bastırılmış, devletimiz Amerika’ya ne kadar sadık olduğunu 12 Eylül darbesi ile göstermişti.
12 Eylül cuntasının komutanı sayın Kenan paşa,1983’de Amerika’nın ,derin desteği ile kurulan Turgut ÖZAL hükümetini öve öve bitiremiyordu.
“Türkiye ilk kez NATO’ya bir plan kabul ettirdi! “
O plan da şuydu;
1985 yılında TRT büyük bir yenilenme içine sokulur ve ilk defa renkli ve iki kanaldan yayın dönemine geçer.
TRT1 ve TRT2.
TRT2 haftada 4 saat renkli yayın yapmaya başlar ve bu renkli yayınlarda da o zamanın güncel sorunu işlenmektedir.
Hatırladığım kadarı ile bu konuların beyin fırtınasına tutulduğu,o zamanki programın adı da “Açık Oturum” du.
Katılımcıları arasında,İhsan Doğramacılar,Aldıkaçtı’lar,yıldızı yeni parlayan Toktamış Ateş hocalar ve daha niceleri.
Neydi o sorun?
1-Ordunun modernizasyonu.
2-Ordunun çağdaş savaş tekniklerinden olan “gerilla tipi savaşta eğitimi”
Bu konudaki beyin fırtınaları devletin yeni açtığı televizyon kanallarında enine boyuna tartışılırken,gerek 12.Eylül’ün baskıları,gerek Turgut Özal’ın basını ele geçirme siyaseti ile muhalif basın ve yazar kadrolarından kimse kalmamıştı.
Bir yandan da Cunta komutanı Kenan paşa “Kürt’ler dağ adamıdır,dağda yürürken “Kart-Kurt” seslerini çıkardıklarından “KÜRT” denilmiştir vb .beyanlarına bir de “Kürtçe Yasağı” ekleniyordu.
Sanki o zamanlar böyle bir talep varmış gibi.Kürtler arasında “Sol” ideoloji Türklerden daha yaygındı ve birkaç tane adı bile bilinmeyen “Kürtçü” sol yapılanma vardı.Bunlardan birinin de başında ,kayınpederi Elazığ bölgesi Mit sorumlusu olan Abdullah Öcalan vardı.
Yani,önce ortam oluşturuluyordu.
Ortamı yaratan ideoloji de açık oturum programları ile halka açıklanıyor,ve sonucu da şu kurala bağlanmaktaydı:
“Ayrılıkçı bir “terör örgütü “ kurulacak,devlet ile kayıkçı kavgası yapacak ve böylece ordu hem savaş teknikleri konusunda sürekli tecrübe edinecek,Yunanistan’ın koydurduğu 7/10 oranı gibi engellemeler de “güvenlik tehlikesi” gerekçesi ile karşımıza çıkmayacaktı.
Aynı zamanda da terör örgütü zaten eylemlerine de başlamıştı.Her gün askerlerimiz kıyılmaya başlamıştı.
Mezralardaki evleri basılan,çocukları kaçırılan,paraları gasp edilen köylülerin şikayetleri de işe yaramıyordu.
Terör örgütü “çocuk kaçırarak” başladığı yapılanmasını artık gönüllülerle yürütmeye başlamıştı.Eylemler de başlangıçta sempatizan toplama ve gelir kaynakları oluşturma yönündeydi.
Plan anladığınız gibi,"gavur sicimi ile değil de kendi siciminle kendini asma işinden ötesi değildi.
Devletin bütünlüğünden çok,bu tür programları seyredip de konuyu aymamış jandarma veya Polislerle çatışmalar şeklindeydi.
Evet T.ÖZAL’ın Nato’ya önerdiği plan artık uygulamaya konulmuştu.

Artık birbirimizi, kendi ipimizle asma yolunda seri uygulamalarda kazandığımız tecrübelerle
acemilikten kurtulmuş,bizi birbirimize astıranı unutup,aramızda kin bağlamaya da başlamıştık.
Tecrübe dediğin bu olmalıydı.
Bu halimiz gören düşman diğer devletleri bile buna özendirerek,başta Türkiye olmak üzere diğer üçüncü dünya devletlerini ellerindeki eski teknolojinin pazarı yapacaklardı.Çünkü,onlarda o da yoktu.
Türkiye önce,yer altı enerji ve haberleşme dağıtım yapılanmasını başlattı.Aynı anda artan terör olayları ile silahlar almaya başladı.Ama verilen silahlar hep takoz silahlardı.
1991 I.Körfez harekatı öncesi Saddam’ın T.ÖZAL’a “Kürtler bu gün benim ülkemi yıkma amacında yarın da sıra sende.Ben bunların hakkından gelirim ama sen sınır açma yeter” diyordu.
Turgut bey de “Benim damarlarımda Kürt kanı dolaşıyor” diyordu.Ne de olsa o sünni bir Dersim’liydi ve Çemişkezekli’ydi.
Sınırlar açılıyor,gelen Kürt Peşmergelere,asker ve polis teşkilatına ayrılan üniformalık Sümerbank kumaşları da Peşmergelere bedava dağıtılıyordu.Askeri depolardan yiyecekler de onların doyurulmasına ayrılmıştı.
Bu arada AB ve ABD ‘den gelen yetkililer,kurulan kamp çadırlarındaki standlarda,Kürtleri mankenler gibi dolaştırıyorlar,eğitim durumlarını inceliyorlar öyle ülkelerine göçmen kabul ediyorlardı.
Koskoca Avrupa 50 100 arası Kürt göçmen ya kabul etti ya da etmedi.Gerisi üstümüze kaldı.
Bu arada da sahneye bir “Kürt jigolosu “olan Fransa Cumhurbaşkanı’nın karısı Madam Mitterand çıkıyordu.
Peşmergelere verdiğimiz karavan yemekleri kalitesizmiş,beş yıldızlı otel standardında değilmiş vs.vs. bahanesi ile yerlere dökmüştü.
Bütün dünya gazetecileri bu çirkin karının yere döktüğü çorbayı haber yapmıştı.

Ordunun modernizasyonu kandırmacası ile başlatılan Kürt olayları, bu tarih itibarı ile TC Devletinin himayesinden çıkıyor ve devlet başımızdaki, ellerimizle seçip,vergilerimizle beslediğimiz işbirlikçiler sayesinde “Devlet Bölünme Sürecine” sokuluyordu.

Kendi ipimizle birbirimize boğdurmaya ikna eden düşman,zaman içinde "Dur onu da kullanma, ben onu benim yanımda ölürken kullan demiştim" diye de ayağımızın altındaki taburenin yıpranmasını bile düşünür olmuştu.
"Ulan ölmezek olmaz mı?İlle de intihar mı lazım?" diye düşünen kafalarımızı da anında ortadan kaldrıveriyorlardı.
Aynen aşağıdaki gibi.

Eşref Bitlis,Torumtay gibi bazı askeri şahsiyetlerin diklenmeleri de bu döneme gelir.Ama kahraman ordumuz,onlarsız olur ama “ABD-AB’siz olamazdı.
Çünkü,1947’lerde Ermeni İsmet devleti göbeğinden İngiliz’e bağlamıştı zaten.
Bu günün hainleri daha doğmadan bu devlet satılmıştı ya.
Şimdi siz göbeğinizi yırtın beyler,bayanlar;
Apo ile kim görüşmüş,neyi görüşmüş?
Kürt solcusu Taraf Gazetesi,bir zamanların Özgür Gündem Gazetesinin işini mi üstlendi?
Aktütün baskını olurken paşa niye golf oynuyor?
Terör niye bitmiyor ve ne kadar sürecek?
Terör’den kimler ekmek yiyor,iş dünyası,bürokrat,siyasetçi ve niceleri.
İlker paşa Türk olduğu için mi üstüne gidiliyor?O gün hastanedeydi,böbrek taşlarını kırdırıyordu adam.
Taşlarını kırdırmasın mı?

Yazsanıza!!!
Sizce tehlike Amerika-AB mi? Genelkurmay mı?

Bu gün siz Genel Kurmay Başkanı veya Başbakan olsanız,hatta Japon İmparatoru olsanız, Amerika’nın üstümüzde oynadığı bu projeyi nasıl bozabilirsiniz?
Arkanızda halk olmadan?
Bu oyunu herkes biliyor
Yapılan,”ülkenin birliğini uzatacak siyaset üreten” asker,sivil kim varsa hedef oluyor gibi gelmiyor mu size?

Neyse terör nedir ki, zaten?
Toplumun “İstihdam Bekleyen” fertleri harcanıyor.
Kaç zengin çocuğu orada askerlik yapıyor,kaç zengin çocuğu “uzman çavuş,astsubay ya da polis memuru,kaç tanesi de dağlarda devlete meydan okumak için terörist oluyor ki?
Bunlar öldükçe yeni iş olanakları açılıyor.
Savunma ihaleleri,teknolojik araştırmalar,silah sanayi,komisyon paylaşma kavgaları,bunların ithalat-ihracat,Ar- Ge çalışmaları ve daha neleri.

Bir yandan da devlet de planlı bir nüfus siyaseti yürütürken,birileri aslanlar gibi köşe oluyor.
Yaşasın Terör! Diyenleri duyar gibiyim.
Sonra Kürtler zaten öldürsen “Aşiretsiz “ olamazlar.Şıh-Şeyh ve Pir’leri onlara cennetten köşkler verirken ağaları da onlara ve geride kalanlarına dünyevi zenginlikler bahşederler.En azından onlar öyle bilirler.
Ayrıca kalabalık olduklarından varlıklarından çok yoklukları ailelerine huzur verir,sadece ayıp olmasın gibisinden,biraz da ağalardan para koparmak için fazlaca yırtınılır.
Bu zaten eski bir doğu geleneğidir.Sonra herkes feodal liderleri için ölmeye hazırdır zaten.
Kürtler de feodalliğe destek olacaklarına,bakıp yetiştirebilecekleri kadar çocuk yapsalar, bu kadar kolay çocuklarını dağ-hapis arasında harcarlar mıydılar acaba?
Ama bakabileceği kadar, çocuk yapmış,eğitip yetiştirilmiş,bir evin bir çocuğunu aldığınız zaman sorun oluyor.
Hayır,siz doğruya hizmet etmiyorsunuz?
AKP’yi iktidara getiren krizleri yaşatan hükümetlerin,”Türk ve Kürt üyeleri ile “ bölünmeye karşı çıktıkları için mi “ekonomik krizlerle” iktidardan düşürüldüklerini,Gürcü Tayyip’in yıldızını parlatan olayların ardını yazmıyorsunuz?
Vatanseverseniz ve benim gibi hiçbir şey bilmiyorsanız en azından şunu yapınız!
ABD-AB yandaş medyası kimin üstüne gidiyorsa onu destekleyin.Hiç olmazsa doğruyu %70 oranında desteklemiş olursunuz.

Hükümetin yaptığı da sizin destek olduğunuz da gerçekten "terörün bitmesi yolunda ise" neden Amerika ve Avrupanın desteği ile yürüyorsunuz?

Sizin yaptığınıza “halkın duygularını istismar” denir başka bir şey denmez.
Vatanseverseniz,Ergenekon,Susurluk koşturacağınıza,”emperyalist plan nasıl bozulur, kimlerle çalışılır,iş dünyası,ordu ve siyasette gerçek vatansever kimlerdir ve bunlarla nasıl bir yapılanma oluşturulabilir?
Bence bunları deneyiniz.
Patronlarınız kızar değil mi yaaa?
Tabii buna yüreğiniz varsa?
Ama bir şey varsa o da bu terörden siz de bıkmış olabilirsiniz.

Keykubat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.