BLOG, TÜRK MİLLETİNE VE İNSANLIĞA ADANMIŞTIR.ÜCRETSİZDİR.HİÇ BİR YAZIMIN BÜTÜNÜYLE LİNK VERİLSE DAHİ YAYINLANMASINA İZİN VERİLMEZ,LİNK VERİLEREK ALINTI SERBESTTİR. TOPLUMUN GENEL DEĞERLERİNE GÖRE YAZMAK AFERİN ALAMAYA YARAR. ÖNEMLİ OLAN ASIRLARDIR ÜSTÜ ÖRTÜLMÜŞ GERÇEKLERİN ÖRTÜSÜNÜ KALDIRARAK GÜN IŞIĞINA ÇIKARMAK, TOPLUMA YENİ DÜŞÜNME YETENEĞİ KAZANDIRMAKTIR.ÇALINTI TELİF HAKLARI YASASI DAHİLİNDEDİR... +40 (KIRK YAŞ ALTI İÇİN ZARARLI OLABİLİR);
Sayfalar
▼
15 Ağustos 2008 Cuma
ELLERDE DE ERGENEKON VAR
Yıllardır ülkemizde eğitim kurumlarının başında bulunan dış güçler tarafından seçilip atanmış idarecilerin verdikleri eğitim ile insanımızın çoğunluğu,"kendi 5 kuruşluk çıkarını milli çıkarların üstünde gören,insanı kafasındaki bilgi,yüreğindeki insanlık sevgisi,asaleti, dürüstlüğü, vatanseverliği,yardımseverliği, ile değil de cebindeki parası, malı mülkü ile değerlendiren, kişiliksizleşmiş aşağılık batı kültürü denilen saçmalığın özentisi içinde dilinden,gelenek ve kültüründen soğumuş düşüncelere sahip" vatandaş müsvettleri haline gelmiştir.
Onların dağıttığı, bireyselleştirdiği,bencilleştirdiği,müsvetteleştirdiği halkımızı bir araya toplama işini görevi kendi kendisine veren biz vatanseverler üstlenmiş durumdayız.
Şimdi meydan boşalmış ve vatan parça parça satışa sunulmuş,vatanseverler, şahsi çekememezlikler de kullanılarak bir şekilde hapislere doldurulmaktadır.
Bu olayda belki cevabını olayın kamuoyunca sadece iddialardan ibaret olmasından dolayı veremeyeceğim bir çok iddia da olabilir ama şu varki bu olay ABD-AB destekli olmaktadır ve bilgiler ve destek dışarıdan gelmektedir.Bu da tehlikeye dikkat çekmek için yeterli bir delildir.İsmet Paşa'nın Menderese dediği gibi,"Gavur bir şey verirse canını almak için verir".
Bu yüzden,Rumeli Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı sayın Özcan PEHLİVANOĞLU'nun mailime gelen bir yazısını aşağıya aldım.Umarım yararlı olur.
Keykubat
İşte beyinleri kurcalayacak o yazı!!!
YENİ BAŞKAN : JOHN MCCAIN !!!
Arizona Senatörü John McCain,ABD'nin yeni başkanı olacak.
Diyeceksiniz ki; bu kesin hükmün dayanağı nedir?
Çünkü ABD halkı, başkanını kendi seçmiyor.Amerika'yı yöneten derin
(!) güçlerin seçtiği Başkanı tasdik ediyor.Yani noter vazifesi
görüyor.Biz de ise tam tersi.Yabancıların ve onların yerli
işbirlikçisi güçlerin belirlediği ve desteklediklerini
seçiyoruz.Birilerinin kendiliğinden ortaya çıkma şansı hiç yok.Aradaki
fark onların kendileri ile ilgili olanı sadece kendilerinin
belirlemesidir.
Al Gore örneğinde olduğu gibi bir terslik olursa müdahale ederek işi
düzeltiyorlar.
Amerika'da önümüzdeki aylarda yapılacak olan başkanlık seçimleri
şimdiden dizayn edilmiş durumda.
Demokratların adayı Obahama karşısında Cumhuriyetçi John McCain kesin
favori.
Amerikan “derin devleti” kendi toplumu üzerinde yaptığı
operasyonlarla istediği adayı devlet başkanı seçtirmeyi yine
başaracak.ABD'de,Cumhuriyetçi ve Demokrat olmak,zaten Amerika için
farklı düşünmeyi ve davranmayı gerektirmiyor.
J.McCain'in kendisi gibi Cumhuriyetçi olan Bush'un politikalarını
devam ettireceği kesin.
Aslında ABD'nin politikaları Bush'a yada Cumhuriyetçi veya
Demokratlara ait değil.ABD Başkanı Bush yada bir başkası belirlenmiş
ulusal politikaların yüzeysel uygulayıcısı konumunda.
Bu Amerika da böyle;İngiltere,Almanya,Fransa,Rusya ve İsrail'de
farklı mı?Elbette değil.
Rusya Başbakanı Putin varlığını KGB'ye borçlu olduğunu defaatle
açıklamadı mı?
Yeni dünya düzeni kurulurken,iki kutuplu olması öngörülen dünyada
John McCain'de,Putin'in ABD' deki karşılığı olacaktır.
Büyükbabası 1945 Okinawa savaşında Donanma Komutanı,babası zamanının
Avrupa Amerikan Kuvvetleri Komutanı,kendisinin de 22 yıllık bahriyeli
pilot albay olarak askeri kariyeri var.Bunun beş yılı da Vietnam
Savaşı nedeniyle esaretle geçmiş.Oğlu da Şubat 2008'e kadar Irak'ta
görevli bir asker.
Yani John McCain ve ailesi Amerikan kahramanları.
Bush'un da aileden gelen özelliklerini,yada bundan önceki ABD
Başkanlarının nerelere mensup olduğunu şöyle bir düşünün.
Gelin şimdi ABD halkı kimi seçsin? Sorusuna cevap verelim:
Bir tarafta zenci ve köklerinde İslamiyet olan bir Obahama, diğer
tarafta kökleri İskoç,İrlanda ve İngiliz kanıyla yoğrulmuş efsane bir
aileninin ferdi John McCain ?Sahi siz söyleyin kimi seçsinler?Amerika
halkına tercih fırsatı bırakmamışlarki!(*)
Dünyada hiç bir yerde olmayan demokrasi biz de uygulanır.Daha da
sulandırılması ve bir milletin adına “demokrasi” denilen ne idiğü
belirsiz bir ucube ile yok edilmesi için malum çevrelerce her yol
denenmektedir.
Örneğin bu günlerde her kesimden yükselen “sivil anayasa” talepleri
çok ilginçtir.
Soldan sağa,etnikçiden sermayeye kadar herkes 1982 Anayasasının
özgürlükleri kısıtladığı gerekçesi ile değişmesi gerekliliğinden dem
vuruyor.
Yaşadığımız tüm sıkıntıların sebebi Anayasa imiş!
Bu insanlara soruyorum,Türkiye'den daha fazla özgür,kanunların
“ligth” hale getirildiği,cezaların neredeyse ortadan kaldırıldığı bir
ülke daha gösterebilirmisiniz?
Dibinizde pek meraklı olduğumuz AB'nin üyeleri, Yunanistan ve
Bulgaristan'ın uyguladıklarını bir göründe,ondan sonra kendi
yasalalarınızda değişiklik talep edin.Sahiplerinizin ülkelerinde ne
tür yasalar ve özgürlükler var,bu toplum bunları da duymak istiyor.
Yüreğiniz varsa ve sahibinin sesi değilseniz bunlarıda anlatın.
Ancak her nedense bize dayattıkları demokrasi örneğine ABD,
İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve İsrail'de rastlamıyoruz.
John McCain,nasıl bir aristokrat aileden geliyor gördük.Ne tür bir
demokrasi ile aday olarak seçildiği ortada.Biz de ise John McCain'ler
tukaka ediliyor.Demokrasi var ya !!!Bazı şeylerin farkında olsak
ilmiği boynumuza kendi kendimize geçirirmiydik?
Bizi yönetenlerin geldiği yer neresidir? Bu ülke ve devlet için hangi
fedakarlıkları ve kahramanlıkları yaptılar? Söylermisiniz?
Siyasetin genellikle rant için yapıldığı yolsuzluk dosyalarının
yığıldığı,dokunulmazlık zırhının kalınlaştırıldığı bir ülkede bizim
niye John McCain'lerimiz yok?Yada bizler ülke için fedakarlık ve
kahramanlık yapanları yüksek tepelere niçin taşıyamıyoruz?Belki
kahramanları bile tanımıyoruz.
Çünkü bize dış güçlerin dayattıkları kriterlerden ibaret
demokrasimiz;doğru kurallar üzerine oturmuyor.Buna ilave olarak da
milli siyasetimiz ve bu siyaseti rotasından saptırmadan uygulayacak
olan siyasetçilerimiz yok yada adına demokrasi denilen tezgah
siyasetçilerimize yol vermiyor.
Nasıl John McCain'leri başkan yapmak için ince bir tezgah
kuruluyorsa,bizde de benzer yöntemlerle siyaseti dizayn etmek için
aynı güçler bilinen tezgahı gerçekleştiriyor.
Biz de yemi yutan ve iğne ağzını delince canı acıyan balıklar gibi
davranıyoruz.
Şimdiden ilan ediyorum ABD'nin önümüzdeki dönem başkanı John McCain'dir.
ABD için doğrusu da budur.
Ancak ABD'ye hakim olan güçlerin ya da ABD “derin devleti”nin yaptığı
ne kadar doğruysa,kendi ülkemizde Türkiye için başaramadıklarımız da
bir o kadar bizim eksikliğimizdir.
Türk milleti,ülkesi-devleti ve milleti için fedakarlık ve kahramanlık
yapanlara sahip çıkmalıdır.
Bedavadan, uçarak yüksek tepelere konmuş olanların ülke,devlet ve
millet için yaptıkları sorgulanmalıdır.
Eğer koltuk sahiplerinin bu ülkeden aldıkları verdiklerinden fazla
ise , fazla alanlar millete hakkını geri iade etmelidir.
Ayrıca Türk Milleti kendisi ve tarihi ile acilen yüzleşmelidir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bir kısım askerle ve halkla yaptığı Kurtuluş
Mücadelesi ve akabinde kurduğu Cumhuriyeti millete mâl etmesindeki
hikmet iyi anlaşılmalıdır.
Devlet elbette millete aittir,ancak cepheden
kaçan,Yunan'ı,İngiliz'i,Fransız'ı onların bayrağı ile karşılayanlara
ve onların torunlarına ait olmadığı da bir gerçektir.
Yine unutmamamız gereken bir husus;her dönemde Ali
Kemal'lerinde,Mustafa Kemal'lerinde var olacağıdır.
Halk olarak görevimiz Musatafa Kemal'leri bulmak ve onları idarenin
başına taşımaktır.
Tıpkı ABD'nin John McCain'i başına taşıdığı gibi
Özcan Pehlivanoğlu
RUMELİ BALKAN TÜRKLERİ FEDERASYONU
Genel Başkanı
o.pehlivanoglu@superonline.com
(*)"G.W.BUSH'un seçilmesinde de oylar eşit çıkarıldı ve Bush'un kazanması için aynı çete operasyon yapmış ve Bush'u öne çıkarmıştır.Bunu lütfen hatırlayalım.
Günümüz iktidarı gelmiş geçmiş en büyük işbirlikçi bir iktidar olduğunu her eyleminde kanıtlamıştır.Devletin rejimini değiştirmek için açıkça her türlü faaliyet varken adı "Cumhuriyet Savcısı" olan makamların sadece bir Kapatma Davası etrafında avunmaları bence yeterli değildir.
İngilizi,Amerikalıyı Yunanı bayraklarla,gençlerden kurdukları atletizm takımlarıyla karşılayan "Müslümanım ama Avrupalıyım" diyenlerin,Pontus Rum devleti,Karadenizde Büyük Gürcistan,Ege Yunanistanı,Büyük Ermenistan,Kürdistan isteyen büyücü,muskacı, halkın inançlarını sömüren din tacirlerinin torunları sonunda devleti ele geçirmişler teslim etmekte ve dağıtmaktadırlar.Amaçlarının "Türk Tarihinden" bile öç almak olduğu Agarta, Ergenekon adlarını seçmelerinden belli değilmidir?"
19.TÜMEN NEREDE?
"Ardından da aşağıdaki yazıyı eklemeyi uygun gördüm.İkisi de sanki birbirini tamamlıyor";
Büyük Savaş başladığı sırada Sofya'daydı. Hemen görev istedi ama
vermediler. "Sen orada iyisin, orda kal" dediler. Ama o ısrarlıydı,
kurmay subay olsa da gerekirse bir nefer olarak çarpışmaya hazır
olduğunu söyledi, evini boşalttı, valizini her an yola çıkacakmış
gibi hazır tutmaya başladı.
Sonunda onu bu savaşın dışında tutmak için uğraşanlar yazdığı
aralıksız mektuplardan sıkılmış ve istediği emri göndermişlerdi. Onu
19. Tümen komutanlığına atamışlardı�
Emri alır almaz İstanbul'daydı. Enver Paşa da henüz dönmüştü
Sarıkamış'tan. Görüştüler. Kısa bir görüşme olmuştu ve ilginçtir
bizzat kendi emri ile atadığı tümen komutanının görev yerini ve
birliğinin varlığını Mustafa Kemal'e açıklayamıyordu Enver Paşa. En
iyisi Genel Kurmay ile görüş dedi ve konuşma bitti.
Genelkurmay da bilmiyordu 19. Tümeni.
Git bir de Liman von Sanders Paşa'ya sor dediler.
Görevin peşinden böyle koştu ve o gün kendisini "19. Tümen Komutanı
Yarbay Mustafa Kemal" olarak tanıttığında alaycı bir gülümseyişle
yüzüne bakanlar, savaş bittiğinde o 19. Tümeni bir daha asla
unutmayacaklardı.
* * *
İşte şimdi gün, 19. Tümenimizi arama günüdür. İçinde bulunduğumuz
durumun ahval ve şeraitini düşünmeden 19. Tümene katılma günüdür. O
tümen her neredeyse onu bulma günüdür.
Ben kurmay subayım, ben avukatım, ben doktorum, ben mimarım,
mühendisim deme günü değil; bir nefer olarak bile olsa çarpışmaya
hazır olma günüdür.
Conk bayırında 19. Tümen'in durdurduğu gibi düşman saldırısını
durdurma günüdür.
Görevi, oturduğumuz yerde bekleme günü değil, görevi, gidip bulup;
başarma günüdür.
"Ama ne yapabilirim ki" deme günü değil; "Elimden geleni yapmazsam,
yarın 19. Tümen'e ölmek emredildiğinde gözlerini kırpmadan bu vatan
için ölenlerin yüzüne nasıl bakarım"ın muhasebesini yapma günüdür.
Kanının son damlasına kadar değil belki ama beyninin en ince
kıvrımına kadar savaşma günüdür.
Sizin kadar iyi eğitim almadığı için olanları sizin kadar iyi tahlil
edemeyen halkınızı aydınlatma günüdür.
* * *
"Sen orada iyisin, orda kal" diyeceklerdir. İlk başta anneniz,
babanız söyleyecektir.
Sen orada iyisin. Orada kal!
Sizin gibi düşündükleri için hapse atılanları gösterecekler size her
gün televizyonlarda, gazetelerde� Orada iyi olduğunuzu düşündürmek
için� Orada, öylece atıl kalmanızı sağlamak için�
Orada iyi misiniz?!
Ben 19. Tümeni aramaya gidiyorum.
Bulamazsam bile, en azından başındaki komutanın emirlerini biliyorum.
Cihat Ercoşkun
26.7.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.